#İYİ Parti

İYİ Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İYİ Parti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Normalleşme adı altında aynı ceketler giyildi Haber

Normalleşme adı altında aynı ceketler giyildi

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- 25 Ekim 2017’de kurulan İYİ Parti, girdiği 2018 seçimlerinde bulunduğu ittifak ile büyük başarı elde etmiş, 2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ise 6’lı masa ile büyük görüş ayrılığı yaşamış ve masadan kalkmıştı. Daha sonraki süreçte tekrar masaya dönen İYİ Parti, seçimde ortak aday CHP önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanamamasıyla masadan ayrılmış, 31 Mart Mahali İdareler Seçimlerine kadarki süreçte ise sert bir politika üreterek seçimlere hazırlanmıştı. Genel İdare Kurulu (GİK) aldığı ortak karar ile yerel seçimlere ‘hür ve müstakil’ biçimde girmeye karar vermiş ama 31 Mart seçimlerinden sonra istenilen sonuçlar elde edilemeyince Genel Başkan Meral Akşener aday olmayarak partiyi kurultaya götürmüştü. Yapılan seçimde Genel Başkanlığa İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu seçilmişti. Parti bu süreçte basında ve kamuoyunda çok tartışılmış ve önemli bazı isimlerini kaybetmişti. Yaşanan tüm bu süreçleri İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan ile konuştuk. CHP ile AK Parti arasındaki normalleşme süreci hakkında ‘aynı ceketler giyildi’ yorumunu yapan Doğan, İYİ Parti’de artık istifalar değil yeni katılımcıların olacağının sinyallerini verdi. CHP’nin İzmir belediyeciliğini eleştiren Doğan, Akşener’in Külliyeye gitmesini ise normal karşıladıklarını belirtti. BASIN ALGI OLUŞTURUYOR İYİ Parti’deki süreci değerlendiren Doğan, ulusal basının İYİ Parti üzerinden bir algı oluşturmaya çalıştığını belirtti. Doğan, “Seçimden sonraki süreci ikiye ayırmak gerekiyor. Bir tanesi, topluma dayatılmak istenen bir algı var. Bugün sizinle, basınla konuşuyoruz, siz soru soruyorsunuz, ben cevaplıyorum. İlk elden bilgiye ulaşıyorsunuz. Ama bazen ne yazık ki ortada olmayan ya da küçük bir şeyin ya da bazı gerçeklerin çarpıtılarak kamuoyuyla paylaşıldığını da görüyoruz. Biz bunu özellikle kongre sonrasında çok yaşadık. ‘Binlerce istifa oluyor’ tarzında çok şey duyduk. Böyle bir olay olmamasına rağmen olmuş gibi yansıtıldı. Yandaş basın dediğimiz basın vardı. Özellikle iktidar yanlısı olduğu için eleştirilirdi. Öteki tarafta dönüp baktığımızda özellikle de bizim CHP ile olan ittifakımızın sona ermesinden sonra biz yandaş medyadan hiç de eksik kalır yanı olmayan bir basınla karşılaştık. Hatta bazı konularda daha insafsız ve daha at gözlüğü takmış bir basınla karşılaştık. Bazı yorumcuların ifadeleri basın özgürlüğüyle değerlendirilemeyecek kadar çirkindi. Ve biz şunu da gördük, İYİ Parti'nin herhangi bir X ilçesinde herhangi bir üyenin istifası ulusal medyada haber oluyor. Eğer bakarsanız CHP ya da AK Parti'de de istifalar yaşanır. Normaldir, her siyasi partide istifalar yaşanır. Her siyasi partide yeni üyeler gelir, eskileri gider. Bazen birbirlerine kızarlar, bazen genel politikaya kızarlar, bazen ülke siyasetine kızarlar. Kamuoyunda basın aracılığıyla yaratılmaya çalışılan bir algı vardı. İkinci olarak, bunu bir yana koyarsak elbette biz bir seçim mağlubiyeti yaşadık. Bunu hiçbir zaman da inkâr etmedik. Zaten seçimin hemen sonrasında da kurucu genel başkanımız Meral Akşener'de Türk siyasetinde görmediğimiz, alışık olmadığımız bir davranış göstererek ‘sorumluluk bana ait’ diyerek partiyi kongreye götürdü ve aday olmayacağını ifade etti. Biz de yanlışlarımızı, doğrularımızı tartıştık, bir kongre gerçekleştirdik. Kongre sonucunda da aynı zamanda da İzmir Milletvekili olan, bu bizim için ayrı bir gurur, Müsavat Dervişoğlu kurultayı kazandı ve parti de onun önderliğinde, kurulduğu çizgisinde devam ediyor. Ama her kongre sonrasında birtakım kişilerin içine sinmeyen durumlar olabilir. İstifalar olabiliyor, bunlar bireysel kararlardır. Ama hem genel başkanımız hem ben bütün beyanatlarımızda ‘İYİ Parti 22 yıllık hükümranlık süren AK Parti iktidarına karşı kurulmuş ve Türkiye'nin ihtiyacı olan normalleşme ya da kutuplaşma siyaseti üzerinden değil, tam tersine birleştirici, bütünleştirici bir siyaset anlayışına kurulmuş bir parti’ dedik” diye konuştu. CHP’DE BU KAYIĞA BİNDİ AK Parti’nin iktidarda kalkmak için kutuplaştırma siyaseti yaptığını söyleyen Doğan, CHP’nin de bu politikaya ortak olduğunu ifade etti. Doğan, “Kutuplaştırma, safları sıklaştırma siyaseti uygulandı. Türkiye, bu değişik siyaset anlayışıyla tanışmış oldu. AK Parti, kendi seçmenini konsolide edebilmek için diğer seçmenlerden ayırıcı, belli bir kutupta toplanan, karşısında bir düşman, başka bir kutup yaratan bir siyaset güttü, CHP’de bu kayığa bindi. Böyle bir kayıkçı düzeni vardı. Her iki tarafta bu halinden memnundu. Ama bu arada ülkenin gidişatını düşünen yoktu. Çünkü kutuplaşmalar her zaman çatışma çıkarır. İnsanları bölerek, ayrıştırarak değil, tam tersi birleştirerek ilerliyorsanız milletin birliğini dolayısıyla da devletin varlığını güçlendirebilirsiniz. Biz tam bu inançla, makulün temsiliyle, ülkenin ihtiyacı olan huzura, barış ortamına kavuşması için kurulmuş bir partiyiz. Hala aynı çizgideyiz. Aslında yerel seçimlerde üçüncü yol dememizin nedeni buydu. Vatandaş artık, aman AK Parti gelmesin diye hizmet getirmeyen başka bir zihniyete oy vermek istemiyorsa, ya da ben bunun hizmetsizliğinden bıktım ama iktidar partisinin de politikalarını beğenmiyorum. O yüzden onlara da oy vermek istemiyorum. Ama ne yapacağım? Nereye oy vereceğim? diyen vatandaşın sesi olmak için bu seçimlerde de politikamızı uyguladık. Belki doğru anlatamadık. Belki başka yanlışlar yaptık” dedi. CHP SEÇMENİ BİZE OY VERMEDİ İYİ Parti olarak son seçimlere hür ve müstakil olarak girmelerinin doğru bir karar olduğunu belirten Doğan, “Ben de seçimlere CHP’den bağımsız bir ittifak dahilinde olmaksızın girilmesinden yanaydım. Genel seçimlerde Cumhurbaşkanlığı yönetim biçiminde ittifaklar zorunluydu. 2023 seçimlerinde Türkiye'nin çok ciddi vardı. Bizim ilk defa AK Parti iktidarını sandıkla değiştirerek, 30 yaşın altındaki gençlerin hatırlamadığı yeni bir demokratik düzenle tanıştırabilirdik. Çok ciddi bir fırsatımız vardı. Kapıdan döndük ne yazık ki ama o seçimde biz o şansa çok da inandık. O yüzden Kılıçdaroğlu'nun adaylığı dışındaki alternatiflerin değerlendirilmesini isteyerek o masada oturmuştuk. Olmadı ama o seçim ittifakla girmek zorundaydık. Çünkü bu iktidardan kurtulmak için sonuna kadar zorladık. Ama gördük ki İYİ Parti o masada baskı altına tutulmak için ya da verilen kararları onaylattırılmak için bulundurulmaya çalışılıyor. Yerel seçimler itibarıyla bakarsak 2019 yılındaki seçimlerde biz bir seçim kazanalım, belediye kazanalım ya da şu il, bu ilçe pazarlığı yapmadık. O dönem karşımızda 2019 yılında 17 yıldır devam eden ve hiç seçim kaybetmeyen bir AK Parti vardı. Seçim mağlubiyetini tattırmamız gerekiyordu. 2019 yılında AK Parti ilk defa seçim mağlubiyeti tattı. 2002 yılında iktidara gelmiş bir AK Parti var. 17 yıl boyunca muhalefet yapmış bir CHP var. Ne oldu da 2019 yılında böyle bir seçim galibiyeti yaşandı diye aslında herkesin sorgulaması lazım. İYİ Parti ve o ittifak sayesinde kazanıldı.  İzmir özelinde de de bunu söyleyebilirim. İzmir’de sadece iki ilçe almıştık, Tire ve Kiraz. Ama her ikisinde de CHP’den ayrılan, orada başkan adayı olmak isteyen ama ittifakta bize bırakıldığı için aday olamayanlar, o dönem Demokratik Sol Parti (DSP) çatısı altında seçime girdiler. Kiraz'da bize seçimi kaybettirdiler. CHP seçmeni bize değil DSP’ye oy verdi. Tire'de de son anda köşeden dönüldü. Dolayısıyla biz o ittifakta da daha az belediye kazanmıştık. 2024 seçimlerinde belediye sayımız arttı.  İlimiz var mesela, daha önce olmadı. İttifakta bize verilen illerde CHP seçmeni oy vermemişti zaten. O yüzden ben 2024 seçimlerine bağımsız girilmesinden yanaydım. Çünkü artık o ittifakın ne bize ne CHP’ye fayda getirmediği ama her şeyin önemlisi Türkiye'ye faydasının olmadığını fark etmiştik” şeklinde konuştu. İKİ EMEKLİNİN MAAŞI KİRAYA YETMİYOR AK Parti’ye en üst perdeden muhalefet edeceklerini belirten Doğan, “Bizim kuruluş amaçlarımızdan bir tanesi bu ceberut iktidardan kurtulmaktı ve ona muhalefet etmekti. Aynı çizgimizden devam ediyoruz. Ne olursa olsun Türkiye'nin normalleşmeye ve artık kutuplaştırıcı siyasetten uzaklaşan, toplumun tamamını kucaklayan ve ülke menfaatlerini her şeyin üstüne tutan iktidarlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla biz yine AK Parti iktidarına karşı muhalefetimizi en güçlü perdeden, en güçlü sesten yapmaya devam edeceğiz. Bunun içerisinde ekonomik sıkıntılar bir numarada. Öyle bir hal aldı ki artık insanlar dayanabilecek bir noktada değiller. İki emeklinin maaşı bir kiraya yetmiyor. İktidarın çok acil önlemler alması lazım. Şu an onu yapıyormuş gibi görünüyor. Ama bu ekonomi kurmaylarıyla başarılması çok zor. Bunu bir yana bırakıyorum. Daha fazla ciddi problemlerimiz de var. Türkiye'nin özellikle dış politika alanında Filistin'den tutun, Suriye’ye süren savaşlar ciddi problemler bekliyor. Önemli bir başlık göçmen sorunu. Sığınmacı diyoruz, kaçak göçmen diyoruz, mülteci diyoruz, her ne dersek diyelim, Türkiye'nin önünde demografik yapısını tehdit eden bir göçmen sorunu var. Bununla ilgili en son mecliste milletvekillerimiz tarafından bir önerge verildi, yasa tasarısı verildi. Muhtemelen Cumhur İttifakı'nın birleşenleri bunu dinlemeden anlamadan reddedeceklerdir. Ama keşke okuyup dinleyip bunun gerekliliğini tartışsalar. O yasa tasarısında geçici göçmen statüsüne gelenlerin kalış sürelerinin sınırlandırılması var çünkü şu an bir sınırımız yok, yasal bir sınırımız yok. Ülke sorunları konusundaki çalışmalarımız devam edecek. Geçtiğimiz hafta sonu Genel Başkanımız Dervişoğlu hem Isparta'da oradan Afyon'da temaslar da bulundu. Yazın da bitmesiyle birlikte tüm Türkiye’yi karış karış gezemeye devam edecek. Kurucu Genel Başkan da bunu yapmıştı. Biz de burada İzmir'de genel merkezimizin çizgisinde siyasetimizi yürüteceğiz” değerlendirmesinde bulundu. İZMİR BELEDİYECİLİĞİNE SERT ELEŞTİRİ CHP’nin İzmir belediyeciliğine sert eleştiriler getiren Doğan, CHP’nin yerel seçimlerdeki aday seçme stratejisini eleştirerek ‘gelişi güzel aday seçiliyor’ dedi. Doğan, “Deveye sormuşlar, boynunun neden eğri oldu? Devede demiş ki, nerem doğru? İzmir'de yerel iktidarın vatandaşın hassasiyetlerinden yola çıkarak ve o hassasiyetlerden oy devşirmeye çalışarak ürettiği bir politikası var. İzmirli bir siyasetçi olarak söylüyorum: ‘Ben de İzmir'in hoşgörülü yapısından, insanların birbirine olan saygısı, şehrimi ve insanlarını çok seviyorum. İzmir'in parlayan bir yıldız olduğunu düşünüyorum. Pek çok insan da böyle düşünüyor ve bunun bozulmasını istemiyor. O yüzden de oy kullanma tercihlerinde aslında şehrime dokunma mantığı birinci planda çıkıyor. Korku imparatorluğu yaratılıyor. Aman AK Parti gelirse şunları yapacak, şehrin şöyle olacak, İzmir İstanbul'a dönecek, gibi bir korku siyaseti yapılıyor. Vatandaşa şunu anlatmak lazım aslında, belki anlatamamışızdır, eksik kalmışızdır.  Yerel seçimde parti amblemlerini çıkartabilsek, adaylardan yola çıkarak bir seçim gerçekleştirebilmiş olsaydık, adayımız Ümit Özalale açık ara kazanmış olurdu.  Atatürk'ün değerlerine, ilkelerine sahip çıkan bir kent kültürünü, kent kimliğini korumak istiyorlar. Ama bunun yolunun sadece CHP’ye oy vererek gerçekleşeceğini düşünüyorlar. CHP'nin ne yazık ki aday seçimlerinde seçmeninin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmadan kendi isteğiyle tamamen gelişi güzel isim belirlemesine neden oluyor. Vatandaş size teveccüh gösteriyor, size oy veriyor. Vatandaş bu konuda çok daha fazla sorumluluk sahibi davranıyor. İktidar partisi de yerel iktidar burada vatandaşın hassasiyetlerini de dikkate alması gerekir. Hizmet birinci öncelik olmalıdır. İzmir’in ne yazık ki değişmeyen bir çehresi var. Gittikçe kalabalıklaşan, büyüyen, kentleşen şehir. Bununla eş zamanlı gitmeyen bir hizmet politikası var. Kaldırımlar değişmiyor, binalar değişmiyor, silüet değişmiyor, altyapı değişmiyor. Çukur yollar İzmir'in bir numaralı problemidir. Sürekli metro arızası, yürüyen metro arızası yaşıyoruz. Bu hızla büyüyen şehre hizmet anlamında yetişemeyen bir belediyecilik anlayışı var. Biz de burada üçüncü yol derken vatandaşa bunu söylemiştik.  Bir kutuplaştırma siyaseti var. Bir öteki yaratmak zorundasınız. Türkiye'de son dönemde uygulanan bir politika var: öteki yarat kendi koltuğunu sağlamlaştır. Oysa ki yerel seçimlerde birincil önceliğinizin hizmet üzerinden olması gerekir. Sabah uyanıyorsunuz, çeşmenizi açıyorsunuz, orada başlıyor belediye hizmetleri. Yola çıkıyorsunuz, metroya bineceksiniz arızalı. Arabanıza gideceksiniz, yollar delik deşik. İş yerine gidiyorsunuz, arabanızı bırakacağınız park alanı yok. Sandık başına gittiğinde seçmenin ‘Bu nasıl bir insan? Bunun donanımı yetiyor mu? Bu kişi geçmişinde neler yapmış? Gelecekte bana ne vaat ediyor?’ diye sorması gerekiyor. Seçmen bunlara baksaydı Ümit Özlale açık ara kazanırdı” ifadelerini kullandı. AKŞENER’İN KÜLLİYEYE GİTMESİ İYİ Parti kurucu Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Külliyede buluşmasının normal olduğunu belirten Doğan, “Akşener, Türkiye siyasetinde, İYİ Parti'den öncesinde de çok uzun bir siyasi kariyere sahip birisi. Sıradan bir siyaset hayatından da bahsetmiyoruz. Zor bir dönemde İçişleri Bakanlığı yapmış. Sonrasında aktif siyaset hayatı devam etmiş, Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde siyaset yapmış, Türkiye'nin çok ihtiyacı olan bir dönemde İYİ Parti'nin kuruluşunu gerçekleştirmiş, MHP içerisinde başlayan o demokrasi arayışının mihmandarlığı varlığını yapmış, deneyimli ve Türk siyasetinde de engin bilgi ve tecrübesi olan bir şahsiyet. Dolayısıyla da Sayın Cumhurbaşkanı'nın birtakım konularda görüş alışverişinde bulunmak için kendisini davet etmesinin ya da Sayın Akşener'in de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın davetine icabet etmesinde bir anormallik görmüyorum. Belki buradaki esas konu oraya gitmesinden ziyade görüşmenin içeriğinin açıklanmamış olmasıdır. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla Sayın Akşener'i çağırması ve bazı konularda görüş alışverişi yapması halinde zaten bunun otomatik olarak bir devlet meselesi olacağını, açıklanmamasından bu sonuca varıyorum. Görüşmenin açıklanmamasından normal olacağı kanaatindeyim. Açıkçası ben bu konuda siyasi bir görüşme olsaydı açıklanırdı. İnsanların aklında sorular takılabilir mi, kalabilir mi? Elbette kalır ama yani her şey er geç ortaya çıkar. Bunun esas nedeni de ortaya çıkacaktır. Ben bu konuda kendi açımdan, partim açısından ters bir durum olarak görmüyorum. Netice itibariyle oraya gittiğinde kendisi İYİ Parti kurucu genel başkanıydı ama oraya da İYİ Parti genel başkanı sıfatıyla gitmedi” diye konuştu. DERVİŞOĞLU’NUN İZMİR ZİYARETİ İzmir kamuoyunda tartışmalara neden olan Dervişoğlu’nun İzmir’e gelmemesi hakkında konuşan Doğan, “Tarih olarak netleştirmedik. Ama tahmini eylül ayı içerisinde burada olacağı kanaatindeyiz. İzmir’de 40 derecelere ulaşan bir hava sıcaklığı var. Üst üste çok ciddi felaketler yaşadık. O felaketler nedeniyle Genel Başkan hem taziye mesajları yayınlıyor hem de mağdur aileleriyle görüşüyor. Biz Genel Başkan'ın gelişini şölen havası ile gerçekleştirmek istiyoruz. Şu an ne fiziki ortamımız ne de içinde bulunduğumuz ruh hali buna müsait değil. Genel Başkanımız kazanılan belediyeleri dolaşıyor. Bütün belediye başkanlarımızı tek tek ziyaret ediyor. Programlarının birinci öncelik olarak belediyelerden başladı. Kendisinin belediye ziyaretlerinden sonra bir program düzenleyeceğiz. Ona yakışır gösterişli bir programla karşılayacağız” açıklamasında bulundu. AK PARTİ'YE MUHALEFET ORTAK NOKTAMIZ İYİ Parti’den ayrılan milletvekili ve önemli isimlerin CHP’ye gitmesi hakkında konuşan Doğan, CHP ile AK Parti’ye muhalefet etme noktasından dolayı istifa edenlerin CHP’ye gittiğini söyledi. Doğan, Öncelikle partisinden istifa eden milletvekillerinin ya bağımsız devam etmesi ya da milletvekillerin istifa etmesini bekliyorum. Sayın Fakı Baba İYİ Parti’ye transfer ettiğimizde Fakı Baba partisinden istifa ederken milletvekilliğinden de istifa ederek gelmişti.  İYİ Parti’nin kurulduğu dönem içerisinde ilk kuruluş nedenlerimizden, kuruluş gerekçelerimizden bir tanesi bu ceberut iktidardan kurtulmaktı. Dolayısıyla biz zaten 22 yıldır devam eden AK Parti'ye karşı mücadele eden bir partiyiz. AK Parti ile niye mücadele ediyoruz bu arada? AK Parti adı ile değil, ülkeyi yanlış yönettiğini, ülkenin giderek daha kötüye gittiğini, ekonomik, dış politika, göçmen sorunu gibi pek çok konuda yanlış yönetildiğini, yanlış ilerletildiğini görüyoruz. Biz bu mücadeleyi uzun yıllar CHP ile birlikte verdik. İttifak ortağıydık. 2018 yılında başladığımız ittifak 2024 yılına kadar neredeyse sürdü. Çok uzun yıllar birlikte bir mücadele verdik bu iktidarda karşı iki ayrı muhalefet partisi olarak. Dolayısıyla da içimizde barındırdığımız görüşlerin, AK Parti'ye muhalefet etmek anlamında yakın olması normal. Partideki istifaların hepsi etki tepki meselesiydi. Önemli bir gelişme oluyor. O gelişmeye tepki olarak birileri istifa edebilir. O gelişmeyle alakalı yeni katılımlar da olabilir. ‘Seçimlere bağımsız giriyoruz’ dediğimizde birtakım istifalar yaşanmıştı. Sonrasında seçim eşiğini açtık. Seçimden alınan sonuçlar nedeniyle birtakım istifalar yaşandı. Sonra kongre nedeniyle birtakım istifalar yaşandı. Ama bundan sonrasındaki süreçte önemli bir eşik olmayacak.  Dolayısıyla başka bir istifa olacağına öngörmüyorum. Ama belki yeni katılımlar olabilir. O yüzden de bizden ayrılan isimlerin CHP’de siyaset hayatına devam etmesi bu nedenden kaynaklanıyor. CHP ile ortak noktamız AK Parti iktidarını sonlandırmak. Ama bunun dışında pek fazla ortak noktamız yok” diye konuştu. AYNI CEKETLER GİYİLDİ Erken seçimlerin mevcut sistemde intihar olduğunu söyleyen Doğan, “Mevcut yönetim biçimimizde Tayyip Erdoğan bir dönem daha aday olmak istiyorsa meclisi fethetmesi, gibi birtakım şeyler gerekiyor. Ama biliyorsunuz normalleşme adı altında da CHP ile çok yakın ilişkiler yürütüldü, aynı ceketler giyildi.  Araların ılımlaştığı bir ortam görüyoruz. Kimse bunu dert etmiyor. Meral Hanım, Tayyip Erdoğan'la görüştüğünde olay oldu ki İYİ Parti'nin genel başkanı değildi. Özgür Özel görüştüğünde hiç olay olmadı. Kaza bela bunu genel başkanken yapmış olsaydı bütün basın Meral Akşener’i ve bizi topa koyardı. Parlamenter sisteme dönülmesiyle ilgili bir ittifaka varılabileceğine dair bir fikir birliğinden bahsediliyor. Cumhurbaşkanı'nın daha etkisiz olarak devam etmesi ve parlamenter sisteme dönülerek meclis seçimlerinin yenilenmesine dair bir beklenti oluştu. Bu versiyonların hepsi olabilecek olgular ama şu anki ekonomik tablo bize bir seçim dönemi geçirtemez. Bir seçim kararı almak intihar olur. Ben yakın dönem içerisinde bir seçim öngörmüyorum.  Erdoğan tekrardan aday olursa, bunu seçmene de AK Partililere de anlatamaz. Bu yolu tercih etmeyip parlamenter sisteme dönebilirler. 2023 seçimlerini yaptık hemen yerel seçim telaşı başladı. Vatandaş da çok yorgun. Sokağa çıktığınızda siyasetin s’sini duymak istemiyorlar artık” diyerek sözlerini noktaladı.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Koray Aydın istifa etti: Allah’a ısmarladık İYİ Parti Haber

İYİ Parti Ankara Milletvekili Koray Aydın istifa etti: Allah’a ısmarladık İYİ Parti

İYİ Parti’de ayrılıkların ardı arkası kesilmiyor. Bu kez de partiye istifasını veren kişi İYİ Parti’nin Ankara Milletvekili Koray Aydın oldu. Aydın, X platformu üzerinden istifa ettiğini açıklayan uzun bir metin paylaştı ve ‘Allah’a ısmarladık İYİ Parti’ sözü ile parti ile olan ilişiğini sonlandırdığını duyurdu. İYİ Parti’den istifa eden Aydın’ın yapmış olduğu paylaşım şu şekilde: "ALLAH’A ISMARLADIK İYİ PARTİ Ayrılıklar zor ve hüzün doludur. Haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında cesur insanlar olarak, İYİ Parti'yi büyük umut heyecan ve hayallerle; büyük emek, gayret ve fedakarlıklarla kurduk. İYİ Parti gerçek bir mücadelenin ve hikâyenin sonucu doğdu. İYİ Parti kurulmasıyla birlikte Türkiye’de pek çok şeyi değiştirdi, muhalefete ve milletimize umut oldu. AK Parti iktidarlarına karşı kazanılan en büyük başarıların öznesi oldu. Ancak son iki yıldır bir şeyler ters gitmeye başladı. İYİ Parti, tam kitlelere açılacağı bir dönemde içine kapandı, 2023 genel seçimleri öncesi yersiz ve zamansız bir şekilde ilçe ve illerde kongre sürecini başlatarak enerjisini iç rekabete harcamak durumunda kaldı. 2023 genel seçimlerine giderken Altılı Masa sürecinde yetkili kurulların tam desteği olmasına rağmen hatalı bir strateji yürütüldü. Akabinde tamamen ötekileştirmeye ve adaletsizliğe dayanan, sözde milletvekili temayül yoklaması ile yeni bir ayrışma süreci daha yaşandı. Bir zamanlar huzur ve güven dolu İYİ Parti Ailesi’nin evinde artık huzursuzluk ve güvensizlik baş gösterdi. 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili genel seçimlerinde ise en hafif tabirle “kendini tekrar eden” bir parti konumuna düştük, bir arpa boyu yol alamadık. 2024 yerel seçimlerinde, iktidarın değirmenine su taşıyan söylem, eylem ve politikalar; milletimiz tarafından kesinlikle reddedildi ve İYİ Parti tarihinin en büyük seçim hezimetini yaşadı. Bu süreçlerde gerek yetkili kurullarda gerekse de bizzat Kurucu Genel Başkan Sayın Meral Akşener’e yaptığımız uyarılar ise kulak ardı edildi. Yerel seçimlerdeki hatalı karar ve yanlış söylemlere itiraz eden il ve ilçe teşkilatlarımız ötekileştirildi. Bu başarısızlıkların ardından kurultaylar toplansa da tam ve kâmil manada bir özeleştiri yapılamadı. İYİ Parti, bugün itibariyle 2023 yılı başındaki 617 bin 513 üyesinin üçte birini, 2023 genel seçimlerinde aldığı oyun da yarıdan çoğunu 2024 yerel seçimlerinde ne yazık ki kaybetti. İYİ Parti’deki bütün bu erime ve gerileme süreci, bizzat Sayın Akşener’in sevk ve idaresinde gerçekleşti. PARTİ ZARAR GÖRMESİN DİYE... Biz, bütün bu dönemlerde İYİ Parti zarar görmesin diye, azami gayret gösterdik, son derece hassas davrandık ve kılı kırk yardık. Görüş, fikir ve önerilerimizi yetkili kurul toplantılarında açık ve net bir şekilde ifade ettik. Parti içi sorunları basın ve kamuoyu önünde asla konuşmadık ve tartışmadık. İYİ Parti'nin kuruluş hikayesi ve Türk siyasetindeki mücadelesi, tarihçiler ve konunun uzmanları tarafından elbette yazılacak ve tezlere konu edilecektir. Burada sadece “İYİ Parti hangi amaçlar için yola çıkmıştı?” Sorusunun özet cevabını vermeyi, bu açıklama için gerekli ve yeterli görüyorum. Kurucu Teşkilat Başkanı olduğum İYİ Parti; ana omurgasını Türk milliyetçilerinin oluşturduğu, milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı kimliğiyle bütün Türk milletini kucaklayan bir parti olarak yola çıkmıştı; Türk devletinin kurucu fikri olan Türk milliyetçiliğini ayaklarının altına alanların, ayağına gitmek için değil. İYİ Parti, her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı, Saray’la sembolleşen tek adam düzenine karşı, Türkiye'de hak, adalet ve medeniyet yolunun taşlarını döşemek için İYİ’ler ve Cesurlar Hareketi olarak yola çıkmıştı; Saray'a giden yolun taşlarını döşemek için değil. İYİ Parti Kurucu Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ile Sayın Cumhurbaşkanının, Saray’da yaptığı Parti’den habersiz görüşmenin konusu ve içeriğinin açık ve net bir şekilde açıklanmaması halinde; İYİ Parti'nin kuruluş felsefesinin temelden sarsılacağına ve Parti'yi dağılmaya sürükleyeceğine dair, birer hafta arayla iki önemli açıklama yaptım. Yaptığımız çağrılara, İYİ Parti tabanı ve aziz milletimiz büyük bir ilgi ve teveccüh gösterirken, İYİ Parti yönetimi açıklamalarıma duyarsız ve kayıtsız kaldı; endişelerimi, uyarılarımı ve önerilerimi dikkate almadı; gerekli adımları zamanında, yeterince ve gereğince atmadı. İYİ Parti 5. Olağanüstü Büyük Kurultayının üzerinden geçen iki ayda yaşanan gelişmeler, Parti’de yönetim anlayışı bakımından bir değişim olmadığını açıkça ortaya koydu. Son kurultayın ardından İYİ Parti’de derlenme, toparlanma ve kucaklaşma beklerken, istifa üstüne istifalarla sarsıldık. Yeni katılımlar beklerken, sudan sebeplerle yapılan ihraç taleplerini görmek durumunda kaldık. Gelinen noktada; İYİ Parti’de varlığımıza, görüş, fikir ve önerilerimize artık pek fazla ihtiyaç duyulmadığına üzülerek kanaat getirmiş bulunuyorum. Bu kanaate varmamda Saray'daki malum görüşme ve sonrasındaki gelişmeler, bardağı taşıran son damla olmuştur. Dolayısıyla bu kanaatim yaklaşık iki yıllık bir sürece dayanan, belli bir birikimin sonucudur. 25 Ağustos 2017 tarihinde ömrümüzü vakfettiğimiz, baba ocağımız olan eski partimizden ayrılırken şu sözleri ifade etmiştim: “Hiçbir çıkar ve hesap gütmüyorum. Olacaklarım, hali hazırda olduklarımdan fazla değildir. Tek muradım, çocuklarımıza ve torunlarımıza daha müreffeh bir Türkiye Cumhuriyeti bırakabilmek için son nefesime kadar mücadele etmektir.” Bugün de aynı noktadayım. İYİ Partili dava arkadaşlarımla yaptığım uzun istişareler sonucunda; özetle ifade ettiğim gerekçelerle, Kurucular Kurulu Üyesi ve Ankara Milletvekili olduğum, belli dönemlerde önemli görevler üstlendiğim İYİ Parti'den üzülerek istifa ediyorum. İYİ Parti’nin mevcut Genel Başkanı Sayın Müsavat Dervişoğlu’na ve yönetimine başarılar diliyorum. Kuruluşundan bugüne kadar İYİ Parti’nin hemen her kademesinde emek vermiş, alın teri dökmüş ve mücadele etmiş bütün dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum, varsa haklarımı helal ediyorum, onların da haklarını helal etmelerini diliyorum. Ülkesine ve milletine aşık bir Türk milliyetçisi olarak hizmetlerime ve mücadeleme Bağımsız Milletvekili olarak devam edeceğim. Allah'a ısmarladık İYİ Parti. Kalın sağlıcakla. Selam ve saygılarımla.”

Doğan’dan ‘istifa’ raporu: ‘Dezenformasyon’ yapanlara yargı resti Haber

Doğan’dan ‘istifa’ raporu: ‘Dezenformasyon’ yapanlara yargı resti

Yerel seçimde alınan ağır yenilginin ardından olağanüstü kurultayını gerçekleştiren İYİ Parti’nin İzmir teşkilatında kurultay sonrası başlayan istifa depremi devam ediyor. Geçtiğimiz hafta art arda birçok ilçeden gelen istifaların ardından İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, düzenlenen basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İstifalara ilişkin detaylı bilgi veren Doğan, kamuoyuna yansıyan haberlerin ‘dezenformasyon’ yarattığını belirtirken kurultay sonrasındaki toplam istifa sayısını açıkladı. Doğan ayrıca, parti içerisinde olan ya da istifa eden isimlerden istifalara ilişkin yanıltıcı bilgi verenlere karşı da hukuki sürecin başlatılacağını söyledi. YENİDEN GÜÇLENEREK YOLA KOYULALIM Kurultay’da İYİ Parti Genel Başkanı seçilen Müsavat Dervişoğlu’nun ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, küskünlere ilişkin söylediği “Sadece kapılarımızı değil gönüllerimiz ve kollarımızı da ardına kadar açtık gelin beraber yaralarımızı saralım, küskünlükleri sonlandıralım. Mavi Gök’ü çadır, Güneş’i Bayrak eyleyelim” sözlerini hatırlatan Doğan, “7 yıllık partimizin geçmişinde çok büyük emeği, alın teri olan; bir dönem yollarımız ayrılsa da gönüllerimiz bir olan İyilerin yeniden ailemize katılması küskünlükleri sonlandıracak ve mücadele azmimizi de güçlendirecektir. Sayın Genel başkanımızın tüm Türkiye’ye yapmış olduğu çağrıyı bir kez de ben İl başkanı sıfatı ile siz basın mensuplarımız aracılığı ile yinelemek isterim. İyi partimiz içinde büyük mücadeleler vermiş, farklı nedenlerle yollarını ayırmış ancak bir dönem yolları ayrılmış kıymetli yol arkadaşlarımız; İYİ Parti dün olduğu gibi bugünde sizindir. Hepimiz bu çatıyı çeşitli çilelerle ve emekle kurduk. Alnımızın terini akıttığımız, ailemizden çok vakit ayırdığımız, çocuğumuz gibi büyüttüğümüz partimiz yeniden aramıza katılmanız ile güçlenecektir. Gelin mücadelemize her zaman olduğundan daha güçlü bir şekilde birlikte devam edelim. Ülkemizin, gençlerimizin, çocuklarımızın geleceği için yeniden güçlenerek yola koyulalım. Birlikte başaracağımız çok iyi şeyler var” dedi. TÜRK SİYASETİNDE ALIŞTIĞIMIZ DAVRANIŞLARIN AKSİNE Kurultaya değinen Doğan, ‘seçim sorumluluğu alma’ mesajı vererek, “İYİ Parti Genel İdare Kurulu tarafından 31 Mart 2024 yerel seçimlerine “hür ve müstakil” girme kararı alınmasının ardından Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener ‘Milletimiz bu kararımıza teveccüh ederse gereğini yapacak, adaylarımız seçilecek. Aksi takdirde tüm sorumluluk karşınızda duran kişiye aittir.’ açıklamasında bulunmuş ve Türk siyasetinde alıştığımız davranışların aksine sorumluluğu alarak partimizi olağanüstü kurultaya götürmüştür. 27 Nisan’da gerçekleşen ve şahsi kanaatimce kaybedenin olmadığı kurultayımız, büyük bir demokrasi şöleni havasında gerçekleşirken delegelerimiz iradelerini sandıkta göstermiştir. Türk Siyasetinin yanı sıra İzmir siyasetinde izi ve emeği olan bir İzmir milletvekilinin ilk kez genel başkanlık görevini üstlenmesi ile şehrimiz ve teşkilatımız için de ayrı bir gurur vesilesi olmuştur. Elbette bizler de bu sorumluluğumuzun bilinci ile hem şehrimizde hem de Tüm Türkiye’de İYİ Parti'yi iktidara taşımak için var gücümüz ile çalışacağız” diye konuştu. BÜYÜK BİR KISMI YALANDAN İBARETTİR Kurultay sonrasında İzmir’de başlayan ‘istifa depremine’ de değinen Doğan, ‘spekülasyon’ göndermesi yaparak “Bilindiği üzere kongremiz sonrasında ve kongremiz ne kadar demokratik olgunlukta gerçekleştiyse bir o kadar bu olgunluğa yakışmayan şekilde kamuoyunu yanlış yönlendirerek bilgi kirliliğine neden olan spekülasyonlar üretilmeye başlanmıştır. Sözün hemen başında belirtmek isterim ki belli kişilerce servis edilen bu bilgilerin büyük bir kısmı yalandan ibarettir. Ve kara propaganda ile partimize zarar veren kişilerle ilgili yasal süreçler de başlatılacaktır. Öncelikle 5. Olağanüstü Kurultayımızın yapıldığı 27 Nisan tarihinden itibaren partimizden binlerce kişinin istifa ettiği, istifaların durdurulamadığı yahut partinin eriyip bittiği iddiaları basınımıza servis edilmeye çalışılmıştır. Teşkilatımızda iddia edilen sayılarda istifaların söz konusu olmadığının altını çizerek; bunun normal bir sürecin parçası olduğunu, istifalarla ilgili değerlendirmeyi yalnızca kurultaya bağlı olarak yapmanın doğru olmayacağını, partimizin yerel seçimlerde arzu ettiği başarıyı elde edememiş olmasının ve İzmir’in ülke genelinden bağımsız dinamiklere bağlı siyasi konjonktürünün de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtmek isterim. Siyasi parti kademelerinde görev alan ve siyaseti takip eden herkesin bileceği üzere her gün istifalar yaşanacağı gibi yeni üye kayıtları da olmaktadır. Bu itibar ile partimizin kurultay sonrasındaki süre içerisinde istifa eden üye sayısı makul kabul edilebilecek bir sayıdır ki bunların tamamının Kurultay bağlantılı olmadığı da izahtan varestedir. Keza bu dönemde yeni üye kayıtlarımız da hızlanmıştır. Dolayısı ile binlerce kişinin istifa ettiğini ileri sürenler müfteridir. Bazı ilçelerimizde yüzlerce kişinin istifa ettiği ileri sürülmüş hatta pek çok ilçemizin istifa ettiği haberleri yayılmaya çalışılmıştır. Kongre sonuçları nedeni ile istifa ettiğini açıklayan sadece 2 ilçemiz vardır. Bunun dışında hiçbir ilçe başkanımız görevini bu nedenle bırakmamıştır. Yeni seçilen Genel Başkanımızın ve yeni oluşabilecek teşkilatların önünün açılması için verilen istifaları dahi kongreye bağlamaya çalışarak kendi kötü niyetlerine malzememe yaratmaya çalışanları kınıyorum” ifadelerini kullandı. KAMUOYU ÖNÜNDE MANİPÜLE EDİLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUM İstifalar üzerinden üye sayısı manipülasyonu yapıldığı ifade eden Doğan, şunları söyledi; “Kamuoyunun günlerdir İYİ Parti üye sayısı üzerinden manipüle edilmesini, bir takım gerçek olmayan istifa sayıları ile dezenformasyon yaratılmasını ve partimizin üye sayıları üzerinden tartışma yaratılmasını doğru bulmuyorum ancak bu sayıları veren de üzerinde tepinen de biz değiliz. Zira bizler tek üye yapmak için yazın sıcağında kışın ayazında beklemiş ve bekleyen insanlarız. Bir istifa da olsa bin istifa olsa da olsa bizim için aynı derece önemli ve üzücüdür. Elbette her bir üyemiz hele hele ki İlçe Başkanlığı gibi zorlu bir görevi ifa etmiş partililerimiz bizler için çok kıymetlidir. İstifalarını üzüntü ile karşılamak ile birlikte kararlarına saygı duyuyor kendilerine bugüne kadar ki hizmetleri için teşekkür ediyor ve bundan sonraki yaşantılarında başarılar diliyorum. Önemli olanın böyle zamanlarda yaşanan olumsuzlukları demokrasiye yaraşır bir olgunluk ve saygı çerçevesi içinde halledebilmek olduğunu düşünerek; İYİ Parti’mizin kurulduğu günden bu yana yaşanmış tüm zorlukları birlikte üstlendiğimiz, bugüne kadar emek vermiş ancak bazı nedenlerden dolayı istifa etme gereksinimi hissetmiş arkadaşlarımızın da kararlarına saygı duyuyor ve kendilerine başarılar diliyorum. Konuşmamın başında belirttiğim gibi istifa eden her bir arkadaşımıza kapımız her zaman açık olacaktır yeter ki partimize karşı eleştiri sınırlarını aşan, hakaret ifadeleri kullanmamış ve bin bir emekle büyüttüğümüz partimize zarar verecek tutum ve davranışlar içine girmemiş olsun. Bu kişiler, partimize zarar verenler, bu partiye fedakarca emek veren her bir partilimin emeğini hiçe sayanlar karşısında il başkanı olarak bizzat beni bulacaklardır.” HUKUK ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ İsim vermeden bazı partililerin ‘parti aleyhine çalıştığını’ belirten Doğan, gözdağı vererek “Yerel seçim süreci boyunca bir yandan partimiz için çalışıp görünürken diğer yandan ama el altından ama aleni olarak başka partileri destekleyen, partimiz aleyhine açıklamalar yapan, istifalar organize eden, seçimin hemen ardından Kurucu Genel Başkanımızı Türk siyasetinden sileceklerini hicap duymadan üçüncü kişilerle paylaşan, Kurucu Genel Başkanımızın istifası ve Olağanüstü Kurultayımızın ardından dahi seçilen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu hakkında siyasi ahlaka uymayan söylem ve yorumlarda bulunan, gerek henüz istifa etmemiş olmasına rağmen gerekse partimizden istifa etmiş olduğu halde partimizden başkaca istifaları örgütleyen, kamuoyu nezdinde partimizi ve parti yönetimlerimizi manipülatif açıklamalarla tahrik ve taciz edenlerin bu gayri ahlaki ve anti demokratik tutumları karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacağımızın ve bu kimselerle hukuk önünde de hesaplaşacağımızın da bilinmesini isterim” dedi. KURULTAY SONRASINDA İSTİFA SAYIMIZ 400 CİVARINDA Partiden yapılan toplam istifa sayısına ilişkin soruyu da yanıtlayan Doğan, ’parti mahremiyeti’ vurgusu yaparak “Bu sayılar partilerin kendi içerisinde kendilerine ait gizli kayıtlardır. Bunun dışında bu sayıların telaffuz edilmesini doğru bulmuyorum. Sanki 300 istifa oldu denince biz onlara üzülmüyormuşuz, ‘giderlerse giderler’ diyormuşuz gibi bir anlam çıkıyor. Bir yandan da bu bilgiler bizim mahrem bilgilerimiz. Ben bu konuda bir sayı vermeyeceğim. Aksi takdirde bu oyunu yaratmaya çalışanlar emellerine ulaşmış olacaklardır. Ben il kongremize kadar il başkan yardımcısı olarak görev yapmıştım. Bizim üye sayımız o dönemde 30 bin civarındaydı. Ben 11 Ocak tarihinde görece geldiğimde bu sayı ciddi oranda düşmüştü. Tabii bunu tek bir neden bağlayamayız. Ancak daha önce bir yerde söylediğim için şu bilgiyi verebilirim. Şu an itibariyle bizim kurultay sonrasında istifa sayımız 400 civarında. 20 binin üzerinde üyesi olan bir parti için… Bizim için her bir üyemizin istifası önemlidir. Ama istifalar nedeniyle İYİ Parti bitti yaygarasının oluşturacak bir oranda istifa yok. Kurultay sonrasında partimize 198 yeni üye kaydı yapıldı” ifadelerini kullandı. 8-10 İLÇENİN İSTİFA ETTİĞİ HABERLERİ YALAN Birçok ilçeden gelen istifa haberinin gerçeği yansıtmadığının altını çizen Doğan, mevcut duruma ilişkin bilgi vererek “İlçeler konusu… Açıklamaların kurultay sonuçları nedeniyle partimizde istedikleri ortamın oluşmadığını belirterek istida eden Gaziemir ve Bornova. Onun dışında yapılan istifalarda kurultaya ilişkin bir şey söylenmedi. Belki bir ilçemizde yönetimin düşmüş olma ihtimali var. Yedeklerden gelenlerin de çalışmasının yapılması gerekiyor. Bayraklı ilçemizde yönetimin düşmüş olması ihtimali var. Onun dışında kamuoyuna yine yanlış bilgi olarak lanse edilen birkaç ilçemiz daha var. Menderes ve Tire. Zaten öncesi seçim sonrasına kadar görevi sürdüreceklerini sonrasında istifa etmek istediklerini belirtmişlerdi. Bunlar siyasi nezaket için partimizin güçlenmesi adına yeni geleceklerin yolunu açacak istifalardı. Menderes, Tire ve Aliağa’da olan istifalar bunlar. Bu istifalar bizim ilçe başkanlarımızla birlikte görüşerek istişare ederek verdiğimiz bir karar. 8-10 ilçenin istifa ettiği haberleri yalan. Aliağa ilçemiz dışında ilçe başkanımız görevine devam etmektedir zaten” diye konuştu. SONUÇLARDAN DERSLER ÇIKARARAK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ Seçim sonrası süreç için özeleştiri yapan Doğan, ‘siyasi etik’ vurgusu yaparak “Türkiye demokrasisinde çok ender görülen bir tutumla karşılaştı. Siyasi etiğe çok uyan bir tutum içerisindeydik seçim sonrasında. Türkiye’de AK Parti’yle girdiği yarışların hemen hepsinden mağlup çıkan siyasi liderlerin istifa etmeden aynı sözlerle devam ettiğinin şahidiyiz hepimiz. Dolayısıyla ben bu sürecin doğru yönetildiğini ve yürütüldüğünü düşünüyorum. Biz bir karar aldık. O karar neticesinde bir seçime girdik. Umduğumuz sonucu alamadık doğru. Ama sandık sonuçları hepimizin başının üstünde. Bizler de bu sonuçlardan dersler çıkararak yolumuza devam edeceğiz. Bir kurultay geçirdik. Bundan sonraki süreçte göreceğiz. Sayın Müsavat Dervişoğlu çok deneyimli bir isim. Partimizin çok daha iyi yerlere geleceğinden eminim” dedi. SİYASİ TECRÜBESİNE UYGUN BİR SİYASİ TAVIR İÇERİSİNDE OLMASINI BEKLERDİM İstifa furyasında istifa eden isimlerden olan İYİ Parti İzmir Kurucu İl Başkanı Yıldırım Ulupınar’ın istifasına da değinen Doğan, şunları söyledi; “Ben isimler üzerinden siyaset yapmayı doğru bulmuyorum. Bir partinin siyasi yapısını düşündüğümüzde bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Yıldırım Ulupınar bizim kurucu il başkanımız. Biz ne zaman kongre yapsak beklentisine uygun bir sonuç çıkmadığında istifa ediyor. Hatırlarsanız 2018’de de istifa etmişti. Çok tecrübeli bir siyasetçi. Ben kendisinin siyasi tecrübesine uygun bir siyasi tavır içerisinde olmasını beklerdim. Bizler İYİ Parti’yi kişiler üzerinden dizayn etmiyoruz. Amacımız ülkemizin ve memleketimizin sesi olmak.”

Dervişoğlu’ndan Anıtkabir ziyareti Haber

Dervişoğlu’ndan Anıtkabir ziyareti

İYİ Parti’nin 5’inci Olağanüstü Kurultayı’nda genel başkanlığa seçilen Müsavat Dervişoğlu, görevi teslim almasının ardından Anıtkabir’i ziyaret etti. Dervişoğlu ve beraberindeki heyet, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakan Dervişoğlu, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçerek, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Dervişoğlu, deftere şunları yazdı: “Aziz Atatürk; Türkiye Cumhuriyeti Devleti için zat-ı devletlerinizin ortaya koyduğu büyük vizyonun ve misyonun izinde, Türk milletinin birliğini amaçladığımız kutlu bir davanın adanmış neferleri olarak gururla huzurunuzdayız. 100. yılına erişen Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinin, ilkelerinin ve değerlerinin omuzlarımıza yüklediği büyük sorumluluğun bilincindeyiz. Aziz milletimizin mutluluğu, refahı ve huzuru için üzerimize düşen kıymetli vazifenin farkındayız. ‘İstiklal, istikbal, hürriyet; her şey adaletle kaimdir’ sözünüzden aldığımız ilhamla İYİ Parti olarak devlet ile millet arasında adalet harcıyla ördüğünüz o sağlam köprüyü 100 yıl sonra yeniden inşa etme hedefine doğru yürüyoruz. Bizlere emanetiniz olan Cumhuriyetimizin yönetimde, fırsatta, imkanda hayatın her alanında milletimize sunduğu adalet duygusu, bugün her ne kadar yıpratılmış olsa da; biz, sırtına adaleti kuşanan demokrasi sevdalıları olarak durmaksızın mücadele etmeye kararlıyız. Haksızlık karşısında adaletin olduğunu göstermek, hukukun üstünlüğünü tesis etmek, milletimizin yüzünü güldürmek ve bahtını döndürmek için İYİ Parti çatısı altında 6 buçuk yıldır verdiğimiz büyük ve anlamlı mücadeleyi bugünden sonra da bir an olsun yorulmadan sürdüreceğiz. Çünkü Türk milleti için verdiğiniz şanlı mücadelenizden biliyoruz ki ‘Hiç dinlenmemek üzere yola çıkanlar, asla yorulmazlar.’ ‘Yurdunu, milletini özünden çok sevenler, asla yorulmazlar.’ ‘Memleket yolunda hürriyet için ant içerek büyüyenler asla yorulmazlar.’ Aziz hatıranız önünde minnet ve saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz şad olsun. Varlığımız, Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene.”

Koray Aydın kimdir? İYİ Parti Genel Başkan adayı Koray Aydın hangi görevlerde bulundu? Haber

Koray Aydın kimdir? İYİ Parti Genel Başkan adayı Koray Aydın hangi görevlerde bulundu?

Meral Akşener'in kurultayda aday olmayacağını açıklamasının ardından iki kişi genel başkanlık için adaylığını açıkladı. Bu adaylardan biri Koray Aydın. Peki, Koray Aydın kimdir? İYİ Parti Genel Başkan adayı Koray Aydın hangi görevlerde bulundu? KORAY AYDIN KİMDİR? Koray Aydın, 5 Aralık 1955'te Trabzon'un Yomra ilçesinin Özdil köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini babası Halil İbrahim Aydın'ın görevi sebebiyle Anadolu'nun farklı yerlerinde tamamladı. 1978'de Karadeniz Teknik Üniversitesi Makina-Elektrik Fakültesi'nden Makine Mühendisi olarak mezun oldu. KORAY AYDIN HANGİ GÖREVLERDE BULUNDU? Siyasete genç yaşta atılan Aydın, 1999-2001 arasında Bayındırlık ve İskan Bakanı olarak görev yaptı. Bir dönem Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreterliği görevini üstlendi. 2015 Türkiye genel seçimlerinden sonra TBMM Başkanvekili olarak seçildi. 1991-1995 arasında Trabzon, 1999-2002 arasında Ankara, ve 2007-2015 arasında tekrar Trabzon milletvekili olarak görev yaptı. Ancak, 2015 Türkiye genel seçimlerinde milletvekilliği koltuğunu kaybetti. 2012'deki Milliyetçi Hareket Partisi 10. Büyük Olağan Kongresi'nde Devlet Bahçeli'ye karşı genel başkanlık için yarıştı ancak kaybetti. 2015'te MHP Üst Kurul Delegeleri tarafından istenen Olağanüstü Kurultay sürecinde yeniden Genel Başkanlığa adaylığını açıkladı. 25 Ekim 2017'de kurulan İYİ Parti'ye katıldı ve partinin kurucular kurulunda yer aldı.

Meral Akşener partililere son kez hitap etti: Allahaısmarladık! Haber

Meral Akşener partililere son kez hitap etti: Allahaısmarladık!

31 Mart seçimlerinde Türkiye geneli belediye başkanlığında yüzde 3,76, il genel meclislerinde yüzde 4.59 oy alan İYİ Parti'de mevcut Genel Başkan Meral Akşener, olağanüstü kurultay kararı alarak, başkanlığa aday olmayacağını açıklamıştı. Akşener son kez hitap etti Adayların öncesinde Akşener 'son kez' kürsüye çıktı. Akşener'in kürsüye çıkışından önce partililere Akşener görüntüleri izletildi ve "Bir gün gitsen bile hatıran yeter" şarkısı çalındı. Akşener kürsüye çıkarken adaylar ve partililer alkışladı, alkışlamayan tek isim genel başkan adayı Tolga Akalın oldu. “Son kez konuşuyorum” Meral Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: Bugün karşınızda bu kürsüden son kez konuşuyorum. Çünkü bugün emaneti devretme günü. Hayatımın 30 yılını farklı dönemlerde memleketimizin geleceği devletimizin güvenliği için siyaset sahnesinde çalışarak geçirdik. Beni motive eden tek bir şey vardı o da tüm eğitim hayatım boyunca beni parasız yatılı okutan milletimize ve her geçen gün tahrip edilen devletimize karşı vefa borcumu ödemekti. Bu uğurda 30 yıl boyunca bir kadın olarak zorluklarla iftiralarda tehditlerle karşılaştım. Her devrin ahlaksızlarıyla mücadele ettim. Zihnim de vicdanım da rahat oldu. Hiçbir zaman kişisel bir çıkarım olmadı. Hiçbir zaman utanacağım bir yaram olmadı. Hiçbir zaman vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Yalan dolana hiç tahammülüm olmadı. Tehdide hiç eyvallahım olmadı. Toz zerresi kadar korkum da olmadı. “Umurumda bile olmadı” Milletin hakkı için karşısında durduklarımın parmak sallayan elleri beni yıldıramadı cazip teklifleri beni susturamadı makam vaatleri beni durduramadı tutuklanacaksın tehditleri umrumda bile olmadı. Verdiğim tüm kararların hep arkasında durdum bugün de durmaya devam ediyorum. 28 Şubat'ta ölümle tehdit edilmeme rağmen vesayetçilere karşı tutum aldım. 2010 yılında herkes yetmez ama evet diye diye ortalıkta gezinirken iktidarın en tepesi dahil olmak üzere önde gelenlerine bizzat gittim söyledim yapmayın bu garabet sizi de vuracak dedim maalesef ki milletimiz devletini sokaktan köprüden toplamak zorunda kaldı ve haklı çıktım. 2018'de 2019'da 2020'de ve 2023 yılında da milletle inatlaşılmaz diyerek hem iktidar hem ana muhalefeti uyardım. Herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum. Şahsıma her türlü hakareti küfrü edenler iftiraya sarılanlar bugün benimle aynı şeyleri söylemeye başladılar. Bazıları kısık sesle de olsa haklıymış bile diyenler var. Ne diyeyim sabah şerifleriniz hayır olsun. “Gelelim 2024’e” Gelelim bugüne yani 2024'e... Yetkili kurullarımızın kararı doğrultusunda 31 Mart seçimlerine hür girdik. İYİ Parti'yi kavgalara korkulara mahkûm edilen milletimize yeni bir seçenek kurmak için kurmuştuk. Ben de bugüne kadar hem kendimin hem de partimizin aldığı tüm kararların arkasında durduğum gibi bu kararın da arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Bedel ödeme sırasında da en önde karşınızda duruyorum. "Gerektiğinde bedel ödemeyi bildim" Gerektiğinde bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı asla pişman olmadım, bugün de pişman değilim. Bugün üzerime düşen her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım. Hiçbir hesaba pazarlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın mutluluğu ile son kez karşınızdayım. “Mayın tarlasından geçtik” Duruşumuzu pazarlık masalarına meze ettirmemiş olmanın gururuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti'yi kurduğumuz ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden mücadele etmiş olmanın gönül rahatlığı ile karşınızdayım. Allah herkese böyle veda etmeyi nasip eylesin. Biz bugünlere çiçek bahçelerinden değil mayın tarlalarından geçerek geldik. Türkiye'nin çok yarası var biz merhem olacağız dedik. Hiçbir zaman bir yerlere sırtımızı dayayarak ilerlemedik. Bu partiyi kurarken nereden ve nasıl geldiğimizi unutmayın demiştim. "Çökenlere izin vermedim” Haksız olduğumuz için değil başarısızlığı ben aldım artık başarıyı sizler yakalayacaksınız. Bedeli ben ödedim artık hesabı siz tutacaksınız. Kiminiz abla kardeş diye geldiniz benden bir yuva istediniz ben de İYİ Parti'yi sizlere bir ev yuva yaptım. Yıkmak dağıtmak isteyenlere çökmek isteyenlere müsaade etmedim. Bugünden sonra artık bu evi siz koruyacaksınız. Bu eve artık siz bakacaksınız. Yolunuz bahtınız açık olsun. Allahaısmarladık…

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.