[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#İZDEDA

İZDEDA haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İZDEDA haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

36 aylık mağduriyetin sonunda isyan bayrağı: Artık mülayim depremzedeler olmayacağız Haber

36 aylık mağduriyetin sonunda isyan bayrağı: Artık mülayim depremzedeler olmayacağız

İzmir’de 30 Ekim 2020’de yaşanan depreminin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen İzmirli depremzedelerin mağduriyeti hala devam ederken sorunları ise yetkili mercilerce çözüme kavuşturulamıyor. Sisam Adası açıklarında meydana gelen depremde 117 vatandaş hayatını kaybederken depremin yıkıma neden olduğu Bayraklı’da 79 bin 272 bağımsız bölüm yıkılmış ya da zarar görmüş, binlerce vatandaş ise evsiz kalmıştı. Depremin ardından ağır hasarlı yapı sahipleri için hükümet rezerv alanında yeni evler inşa ederken ayrıca farklı proje alanlarında da depremzedeler için konutlar inşa edilmişti. Ancak depremin uzun vadedeki acı yüzü orta ve az hasarı konutları olan depremzedelere görünmüştü. Orta hasarlı evlerini inşa etmek isteyen depremzedeler ilk olarak emsal mücadelesini ardından da kredi mücadelesini kazanırken ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran ve ruhsat sorunları nedeniyle depremzedeler hala gün yüzü göremedi. Öte yandan; depremin 3. Yıldönümünde İzmirli Depremzedeler Dayanışma Derneği(İZDEDA) bugün basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı tüm depremzedeler adına İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan yaparken Özkan, anlayış ve sabırlarının sonuna gelindiğini söyledi. ÖZKAN: ÇÖZÜLEN SORUNUMUZ BULUNMUYOR Depremzedelerin mağduriyetinin giderilmesi için yeterli adımların atılmadığını belirten Özkan, devlet ve dernek tarafından yapılanları sırlarken yapılmayan birçok şey olduğunu belirterek “Bizler İzmir depreminin üzerinden geçen 36 ayda nelerle karşılaştık hangi sorunlarımızı çözdük hangi sorunlarımız çözülemedi?  Çözülen sorunumuz maalesef bulunmuyor. Orta ve az hasarlılarımız için rezerv alandan satış önceliği talebimiz olumlu karşılandı ancak henüz sonuçlanmadı. O yer kavramından mağdur olan depremzedelerimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Proje alanında 11 konut, rezerv alanda ise 146 iş yeri kurada çıkmadığı için teslim edilemedi. Hak sahipleri mağduriyeti giderilemedi. 1. Proje alanında daha önce sözünü almış olduğumuz trafo alanı tekrar gündem olmuş ve depremzedeler huzursuzluk yaratmıştır. Bu konunun net bir şekilde sonuçlandırılmasını istiyoruz.  Rezerv alanda teslim edildiği duyurulan ve vatandaşların kullanımına başladığı konutlarda çok sayıda eksiklikler olduğu bilgisi gelmekte. Evlerine geçemeyen vatandaşlar ise bunlara rağmen aidatlarını vermeye devam ediyorlar. ‘Teslim edilen’ dairelerin eksiklikleri tamamlanmamasından kaynaklı hala kira ücreti ödemeye devam ediyoruz” dedi. “İZMİR’İN 28 VEKİLİ NİYE SESSİZ KALIYOR?” Çözüme kavuşturulamayan en önemli sorunun kredi sorunu olduğunun altını çizen Özkan, zaman geçtikçe mağduriyetlerinin arttığına dikkat çekerek “Sözü geçen 0,79 faiz oranı 10 yıl vade 1 milyon 250 bin TL krediyi yukarıda bahsettiğimiz gibi sadece 1 bina kullanabildi. Faiz oranı 2,59’a yükseldi.  5 Ekim 2023 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde orta ve üstü seviyedeki hasarlı binalar için verilen hibe ve kredi desteği sadece 6 Şubat depremzedeleri ve 11. il olarak ilave edilen Elâzığ depremzedelerini kapsamaktadır. Bu karar İzmir depremzedelerini derinden yaralamıştır. Peki İzmir’in, İzmirlinin temsilcisi 28 milletvekili bu konuda niye sessiz kalmaktadır? Kapıcılar ve kiracılar için bir türlü çözüm bulunamadı. Mağduriyetler 36 aydır devam ediyor. 36 aydır mahkeme kapılarında ödediğimiz DASK sigortalarının karşılığını almak için mücadele verip para harcıyoruz. Türkiye’de deprem için toplanan ancak 30 Ekim’de yararlanamadığımız deprem vergisini 36 aydır vermeye devam ediyoruz. Bunların yanı sıra 6 Şubat depremi sonrası bir kereye mahsus toplanan 2 defalık MTV vergisini biz İzmir depremzedeleri de veriyoruz. Bayraklı’da yıllardır oluşan demografik yapı 30 Ekim sonrası maddi yetersizliklere boyun eğiyor. İlçe sınırlarında bulunan demografik yapıda büyük oranda bir değişim söz konusu. İzmirli depremzedelerin kadar mütekaitlerin iki dudağının arasına bırakıldı. Aracı olması gereken kurumlar depremzede yanında yer alıp hak mağduriyetlerinin önüne geçemedi Her gün depremin gerçekleştirdiği ülkemizde, deprem bölgesinde yer alan İzmir’de 36 ay geçmesine rağmen depremzedeler hala maddi yetersizlik nedeniyle hasarlı konutlarda oturmaya devam ediyor. Olası bir can kaybının sorumlusu sizce kim olacak? 1 milyon lira kredi çekmiş olsak ve bunu  0,79'dan çekeceksem aylık ödemem 12 bin 929 liraydı. 2,79'a çıkınca 28 bin 966 liraya çıktı. Bu aylık 16 bin lira fark demek” diye konuştu. YA EVLERİMİZİ YAPACAĞIZ YA BU DİYARDIN YOL ALACAĞIZ Çözüm için 2024’e kadar süre verdiklerini ifade eden Özkan, şunları söyledi; “İzmir depremzedesi unutuldu. Bundan sonra sırtı sıvazlanan, verilen sözlere inanan, sabırla bekleyen mülayim depremzede olmayacağız. 36 ay sonunda artık yol ayrımındayız. İlk günden beri söylediğimiz ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız sloganının sonuna geldik. Önümüzdeki 30 Ekim 2024’e kadar ya evlerimizi yapacağız ya da bu diyardan yol alacağız! Depremzedenin dayanacak ne psikolojik ne maddi gücü kalmamıştır!” “RUHSAT SORUNU MADDİ KAYIP” Belediyelerde ruhsatların gecikmesine de değinen Özkan, “Depremzedelerimizin bazıları bu konuyla ilgili mahkeme sürecinden bile başlıyor. 3 ayda verilmesi gereken ruhsat zamanında verilmezse kredi faiz oranlarında artış oluyor. Depremzedeler maddi kayba uğratılıyor. Bunun önüne geçebilmek için belediyelerimizin bu konuda daha hassas olmaları lazım. Biz bu konuda çözüm ürettiğimizde alınabilirler. Kendileri bir çözüm üretmeli” dedi. “ADAYLIK İÇİN BİR BASKI VAR” Yerel seçimlerde belediye başkan adayı olacağına ilişkin iddiaları da yanıtlayan Özkan, şunları söyledi; “Biz bir ekip çalışması olarak buraya geldik. Şimdi daha büyük bir ekip olduk. Bu konuda ekibimle bir istişarede bulunmadık. Milletvekilliği zamanında milletvekili olmamız için bir baskı vardı. O zaman bunu istememiştim. Köye gidip tavuk besleyecektik. Ama bırakın tavuk beslemeyi arsalarımızda tavuk besleyecek durumdayız. Belediye başkan adaylığı için de bir baskı var. Ama istişare edeceğiz. Önümüzdeki günlerde belli olacak.” “İZMİRLİ DEPREMZEDELERİN SUÇU NE?” Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir’e özel bir kentsel dönüşüm modeli yasa tasarısı üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı. Konuya ilişkin değerlendirme yapan Özkan, “Bizim şu ana kadar aldığımız duyum resmi dairelerle ilgili. Kalan kısımla ilgili bir açıklama yapılmadı. Bizimle istişare yapılmadı. Biz bu konuda hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimler açısından dertliyiz. Biz bir bilgi bankasıyız ama bu bilgi birikiminden yararlanmak istemiyorlar. Mesela meclise çağrılıp görüşümüz alınmadı. Bunun bence düzeltilmesi ve eksikliğin giderilmesi lazım. Bu kanun içerisinde depremzedelerin en başta olması gerekiyordu. Ayrıca şöyle bir durumdan da mustaribiz. İzmir depremzedesi ayrımcılığı var. Bizim bir orta hasarlı gerçeğimiz var ve onlar İzmir’de güçlendirme yapacak durumda değiller. Bu kabul edilmiyor. İlk dönemde yaklaşık 5 tane az hasarlı binamız yıkıldı ve yenisi yapılmadı. Bu konuda merkezi iktidarın desteği olması lazım. İzmirli depremzedelerin suçu ne” ifadelerini kullandı. “YAPTIKLARIMIZIN KARŞILIĞINI GÖRMEDİK” Özkan ayrıca, merkezi iktidar ve depremzedeler arasında köprü görevi görmesi gereken yerel yönetimlerin de yeterli özveriyi göstermediğini belirterek “bu konu da bizim için olumsuz. Bizim dernek olarak yapmış olduğumuz, arada kurduğumuz bağlar var. Çevre, Şehir içlik ve İklim Değişikliği İl müdürlüğüyle biz onların yüklerini azaltıcı bağ kurduk. AFAD ile biz bağ kurduk, Valiliğin ve hem de belediyelerin yükünü hafiflettik. Hem ilçe hem de büyükşehir belediyesinin kapısına gitmekten kurtardık vatandaşı. Ama bunun karşılığında bir şey görmedik. Eğer görmüş olsaydık şu an bunları konuşmak zorunda kalmazdık” dedi. KESKİN: İZMİRLİ DEPREMZEDELER AYRIMCILIĞA MARUZ KALDI İZDEDA Başkan Yardımcısı Aytekin Keskin ise Halkkonut projesine ilişkin bilgi verirken kredi sorunun onları için de büyük handikap olduğunu belirterek şunları söyledi; 6 Şubat depreminden sonra merkezi hükümet depremzedeler için bazı kampanyalar yaptı. Ama İzmirli depremzedeler ayrımcılığa maruz kaldı. Bu haksızlığı reddediyoruz. Halk konut projesi 15 Haziran 2022’de Dilber Apartmanıyla başladı ve 51 konut 3 bin 500 bağımsız bölüme ulaştı. Bizim de en büyük sorunumuz kentsel dönüşüm kredisi faiz oranları. 15 Ağustos’ta 0,79 olan faiz oranı iki ay sonunda yaklaşık 4 kat arttı. Büyük çoğunluğu emekli olan kooperatif ortaklarımız depremzedelerimiz 8 ay önce 10 bin lira ödemek zorunda kalırken bugün 25 bin lira vermek zorunda kalıyorlar. Bizim yetkililerden istediğimiz kentsel dönüşüm kredi faiz oranlarının çok daha düşük tutulması. Bugün sadece kaba inşaat 1 milyon, evlerin yapımı ise 2 milyon civarında. Bu da 10 yıl boyunca ayda 28-30 bin ödeme demektir. Depremzedelerin bunu ödeyebilmesi imkansız. Dolayısıyla bizim yetkililerden istediğimiz kredi faiz oranlarının 0,79’da sabit tutulması.” “İZMİR BİR PİLOT BÖLGE OLABİLİRDİ” Merkezi iktidara da eleştirilerde bulunan Keskin, “Türkiye’yi yöneten insanların bir konut politikası yok. Bir afetle karşılaştıklarında sorunu nasıl çözebilecekleri konusunda bir yol haritaları yok. Aslında İzmir pilot bölge olabilirdi. İzmir’de uygulanan çözüm önerileri 6 Şubat depremzedeleri için katkı olabilirdi. Ama 3 yıl sonunda görüyoruz ki bu konuda ortaya konulmuş bir plan, proje ve hedef yok.  Bugün depremzedeler mutsuz ve ciddi endişelerle karşı karşıyalar” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Buca Cezaevi alanında Bakanlığın plan yetkisi devre dışı!

Elleri kolları bağlandı: İzmir depremzedeleri dışarıda kaldı Haber

Elleri kolları bağlandı: İzmir depremzedeleri dışarıda kaldı

İzmir’de 30 Ekim 2020 depreminin üzerinden 3 yıl geçesine rağmen İzmirli depremzedelerin mağduriyeti hala devam ediyor. Sisam Adası açıklarında meydana gelen depremde 117 vatandaş hayatını kaybederken depremin yıkıma neden olduğu Bayraklı’da onlarca bina yıkılmış ya da zarar görmüş, binlerce vatandaş ise evsiz kalmıştı. Depremin ardından ağır hasarlı yapı sahipleri için hükümet rezerv alanında yeni evler inşa ederken ayrıca farklı proje alanlarında da depremzedeler için konutlar inşa edilmişti. Ancak depremin uzun vadedeki acı yüzü orta ve az hasarı konutları olan depremzedelere görünmüştü. Süreç sonrası kentte yeniden yapılaşma için depremzedeler hükümetten kredi talebinde bulunurken, depremzedelere geçtiğimiz yıllarda 0,79 faiz ve 10 yıl ödeme imkanıyla kredi verilmişti. Ancak verilen kredide depremzedeler ‘kredi vermeyen banka’ engeliyle karşılaşmıştı. Gelinen noktada artan kredi faizleri ve son olarak TÜİK tarafından açıklanan inşaat maliyet artışları depremzedelerin elini kolunu yeniden bağladı. İnşaat maliyet kalemlerinde geçtiğimiz yıla göre yüzde 100’ün üzerine çıkan artışlar meydana geldi. Hem faiz hem de inşaat maliyet artışlarına ilişkin konuşan İzmirli Depremzedeler Dayanışma Derneği(İZDEDA) Kurucu Başkanı Haydar Özkan, kredi faizlerine 2 puanlık artış olduğuna dikkat çekerken İzmirli depremzedelerin unutulduğunu ve dışarıda kaldığını söyledi. DEPREMZEDELER EVLERİNDEN OLUYOR Kredi faizlerinin ciddi oranda arttığını ve bunun da depremzedeler üzerinde büyük bir mali yük oluşturduğunu belirten Özkan, “Sayın eski Başbakanımız Binali Yıldırım ile görüştükten sonra bir kredi faiz oranı belirlenmişti. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız 17 Mart 2023’te bir kararname imzaladı. Bu kararla birlikte 0,79 faiz oranıyla 1 milyon 250 bin liraya kadar 10 yıllık kentsel dönüşüm kredisi çekebiliyorduk. Bu kredi bizi biraz rahatlatıyordu. Ama biz kredi çekebilecek seviyeye geldiğimizde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan dolayı faiz oranları yükseldi. Şu anda 3,49’a yükseldi. Destekle birlikte bu 2,79 oluyor. Yüzde 2’lik bir artış var. Bu da 1 milyonda ortalama 16 bin lira fark ettiriyor. Biz zaten ekonomik durumu çok iyi olan insanlar değiliz. Depremzedelerin çoğu emekli insanlar. 7 bin 500 ile 15 bin lira arasında geliri olan insanlardan bahsediyoruz. İki emekli olduğunu farz etsen bile şu anda inşaat maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte 1 milyon 400 bin liralara dayanan konutları yaptırmaları mümkün değil. Müteahhitler 1 milyon 350 lira ile 1 milyon 450 lira arasında para istiyor. Mümkün değil yaptıramaz bu insanlar bunu. Müteahhit de o durumda ‘ya yarı yarıya yapacağız ya da evini bana satacaksın’ diyor. E durum böyle olunca depremzede evinden olmuş oluyor” dedi. BU AYRIMIN NEDEN OLDUĞUNU ANLAMIYORUZ Ülke genelinde İzmirli depremzedelerin unutulduğu konusunda sitem eden Özkan, İzmirli depremzedelerin dışarıda kaldıklarını ifade ederek “İnşaat maliyetlerindeki artış oranıyla evlerin yapım maliyeti buralarda da kalmayacak daha da yükselecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın 5 Ekim 2023’te yayımladığı bir kararname var. Bu kararname de 6 Şubat depremzedelerini ve bizden 10 ay önce meydana gelen Elazığ depremindeki depremzedeleri kapsıyor. Kararda, ‘orta hasar ve üzerindeki hasarlı binaların yerinde dönüşmesi için 750 bin lira hibe ve artı kredi’ deniliyor. Bizim ağır hasarlılarımız için İzmir’de rezerv alan oluşturuldu. Onlar kurtarıldı. Ama orta hasarlılar şu an hala bir şeyden yararlanabilmiş değiller. Evleri yıkıldı ve kiradalar. O depremzedelere verilen desteğin aynısı İzmir depremzedelerine de verilse en azından orta hasarlıları kurtarmış oluruz. Bu ayrımın neden olduğunu anlamıyoruz. Biz zaten unutulduğumuzun farkındayız. Bizi devlet de millet de İzmir depremzedesini unuttu. 117 canı kaybetmemişiz 80 bin bağımsız bölüm zarar görmemiş gibi davranıyorlar. Şu anda evini alan hiç kimse yok. Proje alanındakiler oturuyor, devlet rezerv alan yaptı onları verdi. Oturuyorlar. 8 bin civarı orta hasarlıların hepsi dışarıda. 7 bin civarı az hasarlı da devletine güvenerek binalarını yıktırmışlardı. Şu an onlar da kirada. Ama bize kredi ‘kentsel dönüşüm’ olarak veriliyor. Bu kredinin de fiyatları yükseliyor. Ayrıca da bankalar kredi de vermiyor” diye konuştu. 80 BİN KONUTTAN SADECE 28! Kredinin çıktığı günden bu yana sadece 1 konutun yapıldığının altını çizen Özkan, “Kredi çıktığı andan itibaren şu ana kadar yapılan sadece Halkkonut ile yapılan 28 dairelik Dilber Apartmanı. Onun dışında kredi çekebilen de yapabilen de yok. 80 bin konuttan sadece 28! Şu anda durum bu seviyede” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir’de bugün hava nasıl olacak? İzmir'de hava durumu...

Soyer: “Halk Konut’u, Türkiye’ye yaymaya söz veriyorum” Haber

Soyer: “Halk Konut’u, Türkiye’ye yaymaya söz veriyorum”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedeler için Türkiye’de ilk kez İzmir’de başlattığı kooperatifçilik modeli yüzleri güldürmeye devam ediyor.  “İzmir Yanınızda” sloganıyla hayata geçirilen Halk Konut Projesi’nde yeni kooperatiflerle sözleşme imzalandı. Tarihi Havagazı Fabrikası Gençlik Yerleşkesi'ndeki buluşmada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İZBETON A.Ş. Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanı Ayşe Arzu Özçelik, İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) temsilcileri ve yurttaşlar eşlik etti.   “ARTIK YOL HARİTAMIZ HAZIR” Halk Konut'un Türkiye’ye örnek olacak bir proje olduğunu belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Türkiye Cumhuriyeti’nde böyle bir örnek yok. İlk kez İzmir’de ortaya çıkan bir model. Tam bir imece usulüyle çıktı ortaya. İZDEDA, kurulan kooperatif, Bayraklı Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kapasitesi, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketler, çok paydaşlı bir proje. Çok emek verildi. Çok uzun zamanlar geçirildi, ama emin olun bütün bunlar Türkiye’de yepyeni bir model doğmasına imkân verdi. Bundan sonra kentsel dönüşümde Türkiye’nin rahatlıkla takip edeceği yol haritası ortaya çıktı. Bundan sonra yola çıkanlar ne yapacaklarını çok iyi biliyor. Bizler zorlandık. Sizler bedel ödediniz. Hepsini biliyorum ama bundan sonra pürüzsüz bir yol haritası var” dedi. “HEP GÖLGE ETTİLER” Halk Konut'un uyum gerektirdiğini ve merkezi otorite tarafından da desteklenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Tunç Soyer, “Dünya Bankası’ndan çıkarttığımız 344 milyon dolarlık yüzde 1 faizli, 5 yıl ödemesiz, 30 yıl vadeli bir kredi vardı. 6 bin konut yapacaktık. Olmadı. Onu bize kullandırtmadılar. Biz rüya görmedik bunu İller Bankası’nın bürokratlarıyla müzakere etmiştik. Sonra bir yerde tıkandı. Emsal meselesi aynı şekilde. On sene Seferihisar Belediye Başkanlığı yaptım, 4 yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bu görevi sürdürüyorum. İktidarın belediyesi olmak ne demek çok iyi biliyorum. Bu 14 yıl boyunca görevim hep buna hayıflanmakla geçti. Şimdi bu hikâye değişiyor. Halk Konut ancak halkın iktidarıyla yürür. Ve 14 Mayıs’ta biz halkın iktidarıyla Halk Konut’un önünü açacağız. İşin büyük kısmını biz çözdük. 'Yeter ki gölge etmesinler' dedik ama hep gölge ettiler. 'Yeter ki önümüze engel çıkartmasınlar biz pürüzsüz yürütüyoruz bu işi' dedik hep engel çıkarttılar. Ama bitti. Yolun sonuna geldik. Bundan sonra yepyeni bir yol açılıyor. Halkın iktidarında Halk Konut bambaşka bir destan yazacak” şeklinde konuştu.    “HALK KONUT’U TÜRKİYE’YE YAYMAYA SÖZ VERİYORUM” “Yaşam hakkından daha önemli bir şey yok” diyen Başkan Soyer, “Halk Konut’u İzmir’e, Türkiye’ye yaymaya size söz veriyorum. Hiç kuşkunuz olmasın. Bu koltukta oturduğum sürece, bu görevi yapmaya devam ettiğim sürece birinci önceliğim bu şehri dirençli hale getirmeye çalışmak olacak. Bu şehirde yaşayan insanların, çoluğumuzun çocuğumuzun, torunlarımızın güvenle yaşayacakları bir şehir inşa etmek olacak” “BAŞKANIMIZDAN HEP DESTEK GÖRDÜK” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den her zaman destek gördüklerini belirten Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da, “Deprem sürecinde hep omuz omuza olduk. Az hasarlı ve orta hasarlı binalarımızın sahipleri mağduriyetin pençesinde kıvranıyor. Bütün bu olumsuzluklar içinde emsal artışı ve Halk Konut’un ortaya çıkması bir zorunluluktu. Çaresizliğin getirdiği biz çözümdü. Halk Konut’un mimarı, amiral gemisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’dir, ilgili şirketleridir. Yurttaşlarımızdan Halk Konut’un arkasında duran, lokomotifi olan Başkanımıza bir alkış istiyorum. Sayın Başkanımın talimatıyla sürecin takipçisiyiz. Üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Sonuna kadar depremzede kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “HALK KONUT ÇÖZÜMÜN MERKEZİ HALİNE GELMİŞTİR” Dernek çalışmalarına ilişkin bilgiler veren İZDEDA Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Çoban, “Kolay olmadı, iyi ki bu derneği kurmuşuz, mücadeleden vazgeçmemişiz. Biz umut dağıtmaya değil umut olmaya talip olduk. Acılara uyanmak istemiyoruz. Umut etmek, çabalamak, çalışmak, hayatlarımızı devam ettirmek istiyoruz. Belediyemizin biz depremzedelere verdiği emsal ile ödenecek maliyetlerin minimum olacağı gerçeği dönüştü. Bugün bin 200 bağımsız bölümü aşan ve depremzedelerin güven duyduğu bir sistem oldu. Halk Konut artık çözüm merkezi haline gelmiştir” dedi. İZDEDA Kurucu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Özkan, “Bizi hiç yalnız bırakmayan Büyükşehir Belediye Başkanımıza herkesin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.   DEPREME HAZIRLIK DEPREM POLİTİKASI OLMALI Halk Konut 12 Kooperatif Başkanı Serdar Cemiloğlu 30 Ekim 2020'nin Bayraklı’nın kaderinin çizildiği bir gün olduğunu hatırlatarak, “Bugün aynı zamanda en destansı dayanışmalarından birinin tarihe not düşüldüğü bir gündür. Doğa bize bedeli ağır olsa bile güçlü bir mesaj vermiştir. Bunu artık anlamamız gerekmektedir. Depreme hazırlıklı olmak devlet politikası olmalıdır” dedi. BELEDİYEMİZE GÜVENDİK Halk Konut 13 Kooperatifi Başkanı Kaya Yıldız da “Bir an önce evlerimize kavuşmak istiyoruz.  Müteahhitlere güvenmedik çünkü onların istediği parayı verecek gücümüz yoktu. İnandık, güvendik kooperatifimizi kurduk. Belediye güvencesinde bir kez daha ev sahibi olabilmek için karar verdik. Bizler bir an önce depreme dayanıklı evlerde oturmak istiyoruz” açıklamasında bulundu. 18 KOOPERATİFE ULAŞILDI Halk Konut Kooperatif modeli ile şu ana kadar 18 kooperatife ulaşıldı. 80 bin metrekarelik alanda 726 bağımsız bölüm yapılmış olacak.  İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZBETON A.Ş., Ege Şehir Planlama Şirketi, BAYBEL şirketi arasındaki protokol kapsamında 24 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 11 Kooperatifi ile Emrah Apartmanı'nın, 50 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 12 Kooperatifi ile Yaşar Bey Apartmanı'nın, 32 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 13 Kooperatifi ile Dostlar Apartmanı'nın, 10 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 14 Kooperatifi Ersoy 3 Apartmanı'nın, 50 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 15 Kooperatifi ile İlhan Bey Apartmanı'nın, 100 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 16 Kooperatifi ile 2. Halil Atilla Sitesi'nin, 45 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 18 Kooperatifi ile Türkay Apartmanı'nın, 36 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 19 Kooperatifi ile Yılmaz Apartmanı'nın ve 36 bağımsız bölümden oluşacak Halk Konut 20 Kooperatifi ile Dilay Apartmanı'nın dönüşümü için sözleşme imzalandı.   HABER MERKEZİ

İZDEDA: Seçim sürecinde depremzedelerin unutulmamasını diliyoruz! Haber

İZDEDA: Seçim sürecinde depremzedelerin unutulmamasını diliyoruz!

HULUSİ DİKMEN İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) 30 Ekim 2020’de İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen ve kentte yıkıma neden olan depremin üzerinden 30 ayın geçmesinin ardından 10 maddede depremzedelerin içinde bulundukları son durum ile istek ve beklentilerini dile getiren bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada Bayraklı’daki rezerv alanda gerçekleşen satışlarla ilgili açıklama da yer alırken, kredi çekimi konusundaki zorlukların ortadan kaldırılması beklentisi dile getirildi. 10 maddelik açıklama vurgulanan bir diğer konu emsal konusunda depremzede lehine karar için destek beklentisi olurken deprem mağdurları için inşa edilen konutların dağıtım tablosu da paylaşıldı. SON DURUM VE TALEPLER PAYLAŞILDI İZDEDA tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu kentsel dönüşüm maddeleri, tarafımızdan oldukça olumlu karşılanmış, her ne kadar bizim istediğimiz gibi faizsiz 2 yıl ödemesiz 18 yıl geri ödemeli kredi olmasa da, 0,79 faizli 10 yıl geri ödemeli kredi tanımlanmıştır. Kredi çekimi konusunda yaşanan zorlukların ortadan kaldırılacağını umuyoruz.   Konut yıkıldıktan sonra kentsel dönüşüm kredisi başvuru süresi olan 1 yılın 3 yıla uzatılması tüm depremzedeler için olumlu karşılanmıştır. Kendilerine teşekkür ederiz. Rezerv alanda satışını duyduğumuz arsaların gelirinin bölgeye yerleşecek depremzedeye aktarılmasını ve konut ödemelerinden düşürülmesini umuyor bundan sonra bölgede depremzedeye hariç satışın yapılmayacağını düşünüyor ve umuyoruz. Bu konuda farklı bir uygulamanın olacağını düşünmek bile istemiyoruz. Seçim sürecinde depremzedelerin unutulmamasını diliyoruz. Emsal konusunda tüm kurum ve kuruluşlardan depremzedeye destek olmalarını bekliyor mahkeme tarafından emsal konusunda depremzede lehine karar verileceğine olan inancımızı sürdürüyoruz. Kahramanmaraş merkezli depremde orta hasarlılara tanınan hakların İzmir depremzedesine tanınmaması (konutunun devlet tarafından yapılmaması) İzmir Depremzedesini derinden yaralamıştır. Eski Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım Bey, orta hasarlı İzmir depremzedeleri için, rezerv alanda, ağır hasarlı hak sahiplerine konutlarının dağıtılmasından sonra kalan konutların orta hasarlı depremzedelere verilmesi sözü bizleri memnun etmiş, rezerv alanın İzmir depremzedesi hariç kimseye verilmemesi konusundaki inancımızı pekiştirmiştir. Konuyu takip etmekteyiz. Az hasarlı ve şu anda konutu yıkılmış olup, hala evini yaptıramamış olan depremzedelerimizin, rezerv alandan yararlandırılması talebimiz devam etmektedir. O yer kavramı olarak bilinen, İzmir’de aynı ilçe içinde birden fazla evi olup birisi hasarsız olan konut sahiplerine hak sahipliği verilmemesi konusu hala çözüme kavuşmamıştır. Konu hakkında yüce meclisimizden yardım beklemekteyiz. İzmir depreminde ağır ve orta hasarlı binalarda kiracı olarak oturan  ve kapıcı olarak görev yapan depremzedelerimizin de rezerv alandaki konut sayısının ilk zamanlarda konuşulduğu gibi 8 bin 500’e çıkarılarak yararlandırılmasını beklemekteyiz” ifadeleri yer aldı.

Bayraklı'da emsal artışı toplantısı Haber

Bayraklı'da emsal artışı toplantısı

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İzmir Depremzedeleri Derneğini (İZDEDA) ziyaret ederek yürütmesi durdurulan ‘emsal artışı kararı’ ile ilgili depremzedeleri bilgilendirdi. Mahkemenin verdiği karara yasal süre içinde itiraz ettiklerini belirten Başkan Sandal “Biz depremzedeye can suyu vermek, konut maliyetlerini düşürmek ve mağduriyetlerini gidermek için emsal artışı kararı almıştık. Odaların yaptığı itirazlarda konunun kamu yararı ilkesi ne yazık ki göz ardı edildi asma inanıyoruz ki bu karardan dönülecek. Depremzedelerimiz evlerine kavuşana kadar bu yöndeki mücadelemizi birlikte sürdüreceğiz” dedi. "MÜCADELEYİ BİRLİKTE SÜRDÜRECEĞİZ" Başkan Sandal’ın İZDEDA ziyaretine dernek başkanı Haydar Özkan ve yönetim kurulu üyeleri ile depremzedeler katıldı. Deprem sonrası büyükşehir ve Bayraklı belediyeleri tarafından alınan emsal artışı kararının mahkemece durdurulması ile ilgili depremzedelere bilgilendirme yapıldı. Yapılan itirazlarda kamu yararı ilkesinin göz ardı edildiği, avukatlar aracılığıyla ‘şablon yazılar’ üzerinden itiraz dilekçelerinin oluşturulduğu ve bunun sonucunda depremzede vatandaşların bir kez daha mağduriyete itildiği görüşü belirtildi. Emsal artışını durduran mahkeme kararına yasal sürede itiraz ettiklerini belirten Başkan Sandal, son depremzede de evine kavuşana kadar mücadeleyi birlikte sürdüreceklerinin altını çizdi. "Kamu yararı gözetilmedi" Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Bayraklı’nın depremzedeleri ne yazık ki bugüne kadar ikinci plana atıldı, dertleri unutuldu. Biz deprem bölgesi için emsal artışı kararı alırken sadece kamu yararını ve afetzedelerin mağduriyetini gidermeyi düşündük. İnşaat maliyetleri düşsün, istedikleri sağlıklı konutlara bir an önce yerleşsinler istedik. Eğer Elazığ depremi sonrası o bölgeye sunulan imkanların yüzde 1’i Bayraklı’ya yapılsaydı emsal artışına gerek duymazdık. Ortada bir kamu yararı ve bunun görmezden gelinmesi meselesi var” diye konuştu. “İnanıyoruz ki bu karar bozulacak” Mahkemece verilen karara yasal süre içinde itiraz ettiklerini açıklayan Başkan Sandal, “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından sunulan iptal gerekçelerini, yaptığımız itirazda çürüttük. İnanıyoruz ki bu karar bozulacak ve depremzedelerin mağduriyetini gidermek için yaptığımız çalışmalar kaldığı yerden devam edecek. Çünkü biz hak sahiplerinin 100 metrekarelik evini 120 metrekare yapmak için değil, artan inşaat maliyetlerinden depremzedeler olumsuz etkilenmesin diye bu kararı almıştık. Depremzedelerimiz evlerine kavuşana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Üniversiteler düzeyinde, konunun profesyonelleri ile alternatif çözüm metotları üzerinde çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. “Afet bölgesi ilan etmek sorunu çözer” Başkan Sandal sözlerini şöyle sürdürdü: Bayraklı’yı afet bölgesi ilan etmek aslında sorunların tamamını çözebilecek bir yöntem. Arsalar hazır, devlet gelir evleri yapar ve hak sahiplerine teslim eder. Önemli olan depremzedenin mağduriyetini gidermek olmalıdır ancak bu çağrımıza da henüz olumlu bir dönüş alamadık. Bu konuda da bir ortak akıl oluşturup mücadelemizi birlikte büyütmeliyiz.” Depremzedeler, Başkan Sandal’a desteklerinden dolayı teşekkür etti. Emsal artışı tartışmaları Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde İzmir'de 17 bina yıkıldı, 117 kişi hayatını kaybetti. 731 bina ağır, 598 bina da orta düzeyde hasar aldı. Depremin ardından uygun şartlarda yeniden konut sahibi olabilmek için bölgede emsal artışı talep eden depremzedelerin beklentisi, Ekim 2021'de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karara bağlandı. Buna göre, ilçede hasarlı binaların dönüşümü için K (Koruma) sınırları belirlendi, parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı oy çokluğuyla kabul edildi. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, yoğun yapılaşma içeren plan değişikliğinin şehircilik bilimine uygun olmadığı, hukuka aykırı olduğu gerekçeleri ile sadece Bayraklı için geçerli olan emsal artışı kararına itiraz ederek konuyu mahkemeye taşıdı. İtirazı değerlendiren İzmir 5'inci İdare Mahkemesi, Bayraklı Belediye Meclisi tarafından kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediyesince onanan imar plan notu düzenlemesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. İHA

İzmirli depremzedelerden kefenli-çadırlı eylem Haber

İzmirli depremzedelerden kefenli-çadırlı eylem

TENZİLE AŞÇI 30 Ekim 2020 depreminin ardından İzmirli depremzedelerin yeniden evlerine kavuşabilmeleri için gündeme gelen, gerek siyasi partiler gerekse odalar bazında kentte gerilime neden olan ve sadece Bayraklı’da geçerli olan emsal artışı kararı TMMOB tarafından yargıya taşınmıştı. Öte yandan mahkeme, bilirkişi raporları doğrultusunda geçtiğimiz hafta 5. İdare Mahkemesi, emsal artışı için “yürütmeyi durdurma” kararı vermişti. Karar, depremzedelerden büyük tepki toplarken İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA), düzenlediği basın açıklamasıyla kararı protesto etti. “Tek derdimiz evimiz”, “Sağlam evimi yıktı, arsa payımı elimden aldı, geriye ne kaldı”, “Emsal depremzedelerin can suyu” yazılı dövizler taşıyan depremzedeler, çadır kurup kefen giyerek yetkililere “İzmirli depremzedeleri unutmayın” çağrısı yaptı. Depremzedeler adına açıklamayı yapan İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, TMMOB’nin yüksek bina ve yoğunluk argümanına gökdelen çıkışında bulundu. “28 AY ÖNCESİNE DÖNDÜK” Emsal artışının kentteki dönüşüm faaliyetlerini hareketlendirdiğini belirten Özkan, “Mahkemenin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararı haberi bizleri yıktı, yolumuzu kapattı, umut ışığımızı söndürdü. Oysaki emsal artışı ve kredi faizlerinin çok olmasa da aşağı çekilmesiyle belediyelerimiz ortaklığıyla kurulan Halkkonut kooperatiflerimiz bir taraftan, müteahhitler bir taraftan, bakanlığımız tarafından gönderilen emlak konut bir taraftan inşaatların yapılmaya başlaması bizim için yeni bir başlangıçtı.  Şimdi tekrar 28 ay öncesine döndük. Biz emsal artışını isterken hep dedik ki rantçı değiliz, depremzedeyiz, mağduruz, ekonomik gücümüz yok” dedi. “YÜKSEK KAT ÖLDÜRÜRSE GÖKDELENLER NEDEN AYAKTA!” Emsal artışıyla birlikte dönüşümde ekonomik fırsatın yakalandığının altını çizen Özkan, TMMOB’nin yoğunluk çıkışında bölgedeki gökdelenleri örnek gösterdi ve “Emsal artışı isteğimiz belediyemiz tarafından olumlu karşılanmıştır. Fakat TMMOB’nin itirazı ve süreci mahkemeye taşıması ile bizim için belirsizlik başlamıştır. TMMOB’un bu konu hakkındaki savunması ilginçtir. Diyorlar ki; nüfus yoğunluğu olur kent kaldıramaz. Bayraklı gibi düzenli yeşil alanları ve okullarıyla bu kent kaldıramazsa… TMMOB’un 17 katlı binasının yanında benim 7 katlı binam yoğunluk yapıyorsa ne diyeyim bilemedim. ‘Evleriniz devlet tarafından yapılsın, İstanbul’daki köprüler ve yollar yapılmasaydı bu evleri devletin yapabilmesi için para çıkardı’ diyorlar. Biz bunu bilemeyecek kadar cahil miyiz? Biz bunu istemeyecek kadar bilinçsiz miyiz? 6 Şubat’ta deprem olan 11 ilde afet ilan edildi. Buna rağmen evlerin inşasında yüzde 60 devlet, yüzde 40 depremzede karşılayacak şekilde açıklama yapıldı. ‘Yüksek kat öldürür’ diyorlar. Benim evim 7 katlı yıkıldı. Yan binam 7 katlı yıkılmadı. Aynı yıl yapımı aynı kat birçok bina varken bir kısmının yıkılması yüksek kattan mı, imalat hatası mı? Yüksek katsa, Folkart’lar, Mistral’ler ayakta durmamalıydı. Son depremde gördük ki, yeni yapılan ya da eski yapılan değil çok katlı ya da az katlı değil vicdansızların yaptığı binalar yıkıldı. İlim ve fenne göre yapılan binalar ayakta” diye konuştu. “ÜTOPİK FİKİRLERLE GELMEYİN” TMMOB’ye uygulanabilir çözümlerle masaya oturmaya hazır oldukları mesajını veren Özkan, taleplerini bir kez daha sıraladı ve şunları söyledi; “Bizim yapacağımız bir nevi kentsel dönüşüm. Detaylı zemin etüdü, fore kazığı, jetgrou, radya temeli, zorunlu bodrum katı, son teknoloji ile büyük bir dönüşüm hikayesidir. Bu hikâyede yer almak isteyenler yanımızda olanlardır.  TMMOB bu fırsatı tepmiş ve kamudan halktan ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Zira bize gösterdikleri ihtimamı, özeni aynı bölgede yapılan 48 katlı binalara göstermemişlerdir ve onlar gözümüzün içine baka baka yükselmeye devam etmekte, satışlar yapmakta, insanları oturtmaya başlatmışlardır.  Kendilerini vicdana davet ediyorum. ‘İstemezük’ diyorlar. Neyi istediniz? Çözümünüz ne! Bugüne kadar neye çözüm ürettiniz. Bize çözümle gelin başımızın üstüne gelin. Ütopik fikirler, popülist söylemler ile gelmeyin. Biz sizlerle masaya oturmaya her türlü fikre, görüş alışverişine, dertlerimizi ilk ağızdan anlatmaya ve ortak çözüm yolu bulmaya hazırız. Bizler artık yorulduk, tükendik, yaşama ümidimizi kaybettik. Bir an önce siyasilerimiz İzmir depremzedelerine kulak vermeli ve bizlerin diğer illerde olduğu gibi afetzede olarak görmelidir. Ağır hasarlılara yaptığı gibi, orta ve az hasarlılarımıza da gerekirse ücreti mukabilinde evlerini yapmalı. Ağır hasarlı depremzede kiracılarımızı da çözüm üretip kira derdinden kurtarmalı. Rezerv alan bölgesine şu anda 3600 konut yapılmıştır daha önce söylendiği gibi 8500 konut yapımı tamamlanmalıdır. Orta hasarlılarımıza rezerv alan bölgesinden söz verildiği gibi konutları verilmeli. Bölgeye İzmir Depremzedesi hariç kimse sokulmamalıdır. Afet bölgesinde olduğu gibi evler yapılana kadar 5 bin TL kira desteği sağlanmalı. O yer kavramıyla mağdur olan vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için TBMM’de çözüm üretilmelidir. Bizlere 0 faizli 2 yıl ödemesiz 20 yıl ödemeli deprem destek kredisi tanımlanmalı, kentsel dönüşüm kredisi sarmalından çıkartılmalıdır.”

Tüm dönüşümleri devlet ücretsiz yapmalı Haber

Tüm dönüşümleri devlet ücretsiz yapmalı

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen deprem felaketinin 14. gününde arama kurtarma faaliyetlerinin yanında depremzedelerin hayat mücadelesi de devam ediyor. Binlerce binanın ağır hasar aldığı ya da yıkıldığı depremin ardından yıkılmayan binalara ilişkin hasar ayrıntıları da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Hatay ili Erzin ilçesinde hiçbir binanın yıkılmaması gündem olurken ilçedeki binalarda ciddi çatlak ve hasarların olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte orta ve az hasarlı konutların dönüşümü ve deprem nedeniyle birikimlerini kaybeden vatandaşların durumu da gündeme geldi. 30 Ekim depreminin ardından orta ve az hasarlı binaların dönüşümüyle ilgili uzun ve ciddi bir mücadele veren İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, hem depreme dayanıklı kentler hem de dönüşümün hızlanması için orta ve az hasarlı binalar için hükümete seslendi. AĞIR HASARLI DEĞİLSE... Orta ve az hasarlı binalarda oturan vatandaşların depremzede kabul edilmemesini eleştiren Özkan, tamamının depremzede olduğunun altını çizerek “Devletimizin kanunları sadece ağır hasarlı binalarda oturanları depremzede olarak görüyor. Orta hasarlı ve az hasarlı binalarda oturanları depremzede olarak görmüyor. Orta hasarlı ve az hasarlıya ‘Kendi evin kendin yap’ diyor. Orta hasarlılara kentsel dönüşüm kredisinden faydalandırmadan önce ‘Sen evini güçlendirmek istiyorsan ben sana güçlendirme kredisini devlet olarak veririm faizsiz’ diyor. Ama şu an güçlendirme konuşulan yerlerin zemini bizim Bayraklı’da olduğu gibi zemini müsait olmayan bölgeler. Bu nedenle orada da güçlendirmenin faydası yok. O zaman da devlet hem az hasarlı hem de orta hasarlıya kentsel dönüşümcü gibi kendi evini kendin yenile diyor. Sen zaten az hasarlısın, devletin kanunlarına göre depremzede değil kentsel dönüşümcüsün diyor. Devlet kanunlarına göre 10 yıl içerisinde evini yenile diyor. Bu aşamada bizim söylediğimiz şey şu: Devlet ağır hasarlılara konutlarını yapıp veriyor. Orta hasarlı ve az hasarlı depremzedelere de sıfır faizli 2 yıl ödemesiz 18 yıllık kredi tahsisinde bulunun. Bu şekilde insanlar evlerini yapıp oturabilsin” dedi. SOSYAL DEVLET ANLAYIŞIYLA Hasar tespitinde yeni bir yöntem belirlenmesi ve buna göre hareket edilmesi gerektiğini belirten Özkan, “Ama işin şöyle bir yanı da var.  Orta hasarlı da olsa az hasarlı da olsa insanlar o evlerde oturamıyorlar. Devletin bizlere ‘Senin evinin yeniden yapılması 500 bin mi tutuyor, 250 binini ben vereyim’ demesi gerekiyor. Bizim talebimiz hep şu oldu: Hasar tespitinde ‘oturulur’ ya da ‘oturulmaz’ diye tespit yapılsın. Ağır-orta- az hasarlı diye ayırmayalım. Oturulur ya da oturulmaz diye tespit edelim ve oturulmaz denilenleri de devletin sosyal devlet anlayışıyla parasız bir şekilde yapıp vatandaşına teslim etmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.