Hızal’dan yerel yönetimlere TOKİ mesajı: Ayak diremeyi bırakın
TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER
Türkiye, 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken afet bölgesinde arama kurtarma ve inceleme çalışmaları aralıksız devam ediyor. Birçok belediye, STK, dernek ve vakıf temsilcileri deprem bölgesine akın ederken politikacılar da afet bölgesine giderek çalışmaları yerinde incelemişlerdi. AK Parti İzmir teşkilatından deprem bölgesinde giden İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, bölgedeki izlenimlerini aktarırken süreç içerisinde afet bölgesine ilişkin yapılan eleştirilere de yanıt verdi. İzmir’deki kentsel dönüşüm çalışmalarını da değerlendiren Hızal, “Siyaseti bırakın” mesajı verirken Mavişehir ve Bostanlı’nın “taşınması” önerisini de yorumladı.
DEVLETİN TÜM KURUMLARI BÖLGEDEYDİ
Deprem bölgesine dair izlenimlerini aktaran Hızal, “Devlet yok” eleştirilerine de değindi ve “Kahramanmaraş’ın Gölbaşı ilçesindeydik. Gittiğimizde orada arama kurtarma çalışmaları sona ermişti. Bizim amacımız bütün mahalle ve köyleri gezerek insanların acısını azaltmak ve neler yapılabilir onu tespit etmekti. İlk izlenimim… Çok büyük bir afet. Yerin yarıldığını, yolların yerlerinin değiştiğini gördük. Asrın felaketi diye boşuna denmiyor. Biz 8. gün oradaydık. Görüştüğümüz vatandaşlar da söyledi ki devletin tüm kurumları, belediyeler ve STK’lar o bölgedeydi. Çadır kentin dışında hemen her evin önünde bir AFAD çadırı vardı. Depremzedeler yanlarına gittiğimizde ihtiyaçlarının hemen karşılandığını söylediler. Ama çok büyük bir felaket, bundan sonraki yardım ve organizasyonların da aynı sistem ve hızla devam etmesi, en kısa zamanda da kalıcı konutların yapılması gerekiyor. Biz orada şunu gördük: Devlet en kısa süre içerisinde oraya müdahale etti. Elbette ki bazı aksaklıklar oldu. Bölgede gördük ki herkes elinden geldiğince bir yerlerden tutmak için çalışıyordu” dedi.
ULAŞILAMAYAN YER YOKTU
Afet bölgesinde, depremden günler sonra dahi ulaşılmayan köyler olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını da belirten Hızal, “O bölgede en büyük tehlike; yalan, manipülasyon ve algı yaratma çabaları. Biz oradayken toplumda itibar sahibi, sanatçı olduğunu iddia eden kişiler Gölbaşı’yla ilgili tweetler attı. Ben oradaydım. O gün bütün köyleri gezmişlik. Askeri, polisi bütün kamu görevlileri, belediyeleri ve STK’larıyla gittiğim ilçede bütün organizasyonlar yapılıyordu. Ne mahallelerde ne köylerde ulaşılamayan yerler yoktu. Her yere ulaşılmıştı” diye konuştu.
MESELEYİ POLİTİZE EDİP…
Depremle birlikle, birinci derece deprem kuşağında bulunan İzmir’de yeniden gündeme gelen kentsel dönüşüm konusunda TOKİ tartışmalarını hatırlatarak “İzmir’in yapı stokunun depreme ne kadar dayanıksız olduğunu İzmir’i yönetenler de biz de biliyoruz. İzmir’in yapı stokunun neredeyse yüzde 85’i meydana gelebilecek bir depremde hasar görecek. İzmir’in deprem gerçeği var. Elbette ki kentsel dönüşümü sadece yerel yönetimler yapmayacak. Çok komplike, 5-6 ayağı olan bir organizasyon bu. Vatandaşın, yerel yönetimlerin, bakanlığın dahil olduğu bir sistem. Gittiğim yerlerde gördüm ki TOKİ konutları zarar görmemiş. Demek ki TOKİ’nin yapmış olduğu doğru işler var. Yıllarca bu şehirde ‘TOKİ’yi bu şehre sokmayacağız’ diyen bir anlayış vardı. Şu anda da TOKİ’nin yapmak istediği bazı çalışmalara anlamsız bir şekilde ayak direten bir anlayış var. Burada meseleyi siyasallaştırıp politize edip bu şekilde hareket edilmesi kentsel dönüşümün İzmir’de çok ağır aksak ilerlemesine neden oluyor. Bunu yaparken bunun yanında bir de kendileri yapmaları gereken işleri de eksik yapıyorlar. Artık her şeyi bir kenara bırakarak bu deprem gerçeğini önümüze koymalı, dönüşümün çok hızlı birşekilde nasıl uygulanacağı konusunda bir planlama yapmalıyız. Artık vaktimiz hiç yok. Ruhsatsız yapıları dönüşümü için imar planları hayata geçirilmeli. Ruhsatlı yapıların dönüşümü için de neler yapılabileceği masaya yatırılmalı. Ama ne yazık ki İzmir bu konuda yerel manada çok başarılı olamadı. Artık bütün siyasal düşünce ve gerekçeleri bir kenara bırakarak realist ve gerçekçi bir şekilde İzmirlilerin yararına neler yapılabiliri konuşmalıyız” ifadelerini kullandı.
NEDEN RUHSAT VERDİ?
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Bostanlı ve Mavişehir’in Yamanlar Dağı’na taşınması önerisini “gerçek dışı” olarak yorumlayan Hızal, şunları söyledi: “Realist olmamız gerekiyor. Taşınması mı gerekir yoksa burada başka işlemlerin mi yapılması gerekir? Karşıyaka, Bostanlı, Manavkuyu, Göztepe gibi yerlerde zeminsel anlamda problemler var. En kolayı bir yöneticinin çıkıp ‘Hadi burayı taşıyalım’ demesi. Taşı bakalım nasıl taşıyacaksın? Sorumluluk sahibi bir belediye başkanının yapacağı açıklama bu olmamalı. Çıkıp ‘Buranın dönüşmesi gerekiyor. Burayı sağlıklı yapılarla dönüştürmeliyiz. Bunun için belediye olarak biz ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız hükümet de ne yapması gerekiyorsa bunu yapsın. Hep beraber yapalım’ dese anlarım. Koca Mavişehir ve Bostanlı’yı nereye taşıyacakmış çok merak ediyorum. Buradaki mülkiyet hakları ne olacak? Zeminsel anlamda sorunlar var biliyoruz. Bu zeminde yapı yapılabilir günümüz inşaat teknikleriyle. Yapılıyor da zaten. Dolayısıyla buna uygun dönüşümü nasıl yapacağımızı düşünmemiz gerekirken sırf gündem olayım popülizm olsun diye taşıyacağım deniliyor. Komik bir çıkış. Bir şeyler yapmak istiyorsa o bölgeye yeni inşaat ruhsatları vermesin. 4 yıldır belediye başkanlığı yapıyor. Bilmiyor muydu oradaki durumu neden ruhsat verdi?”
