[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#İzmir Körfezi

İzmir Körfezi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmir Körfezi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mahmut Atilla Kaya’dan, Murat Bakan’a sert tepki Haber

Mahmut Atilla Kaya’dan, Murat Bakan’a sert tepki

İzmir Körfezi’nin temizlenmesine ilişkin uzun süredir devam eden tartışmalar, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan arasında sert açıklamalarla yeniden alevlendi. Murat Bakan’ın sosyal medya üzerinden yaptığı eleştirilerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Eski Bakanı Murat Kurum’u hedef almasıyla başlayan tartışmada, AK Partili Mahmut Atilla Kaya’dan gelen yanıt dikkat çekti. CHP'li Bakan, İzmir Körfezi'nin temizliği konusunda merkezi hükümeti yeterince sorumluluk almamakla suçlarken, AK Partili Kaya ise kirliliğin asıl sebebinin İzmir’in uzun yıllardır CHP’li yerel yönetimler tarafından yeterince iyi yönetilmemesi olduğunu belirtti. BAKAN: MURAT KURUM HİÇ UTANMIYOR! Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Murat Kurum hiç utanmıyor! İzmir Körfezi'nin suyunu alıp komisyona getiriyor yüzü de kızarmıyor. Şecaat arz ederken sirkatin söylediğinin de farkında değil! Tüm dünyada bu tür sorunlarda devletle yerel yönetimler birlikte çalışır. Londra Thames Nehri Temizliği, Singapur Nehri Temizleme Projesi, Çin'in Taihu Gölü Restorasyonu, ABD’de Chesapeake Körfezi Restorasyonu… Onlarca örnek var. Merkezi hükümetin, dünya örneklerinde ve İzmit Körfezi’nde gördüğümüz gibi, liderlik rolünü üstlenmesi, elini taşın altına koyarak finansman sağlama ve sorumluluğu paylaşma noktasında yerel yönetimlerle iş birliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Sen ne yaptın İzmir Körfezi için? Gediz’den, limandan, tersaneden, organize sanayi tesislerinden gelen kirliliği neden önlemedin? Hala neyi bekliyorsun? Krediler neden bekletiliyor? Gerekli bilimsel ve finansal sorumlulukları tespit etmeyen sen, elini taşın altına koymayan sen! Hamaseti yapan yine sen! Utanmaz adam! Sen Kongo’nun mu Çevre Bakanısın? Murat Kurum hiç utanmıyor! İnsan olanın yüzü kızarır onu gösterirken” ifadelerine yer vermişti.  BAKAN: DERTLERİ İZMİR’İ TESLİM ALMAK Paylaşımının devamında ise büyükşehir belediyesinin sorumluluklarını yerine getirmek için var gücüyle çalıştığını vurgulayan Murat Bakan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek için var gücüyle çalıştı, çalışıyor. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin işletilmesi ve geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atıldı. Bu tesiste ne koku ne de balık ölümleri gibi bir sorun var; aksine, tesisten atık suyun deşarj edildiği yakın alanlarda balıkların denizde zıpladığı görülebilir. Büyükşehir Belediyesi, atık su arıtma tesisinin 4. fazının tamamlanması için de üzerine düşeni yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu bilincin farkında, kendi üzerine düşeni her zaman yaptı, yapmaya da devam ediyor. Peki siz ne yaptınız? Eğer amaç İzmir Körfezi’ni kurtarmaksa biz üzerimize düşeni tereddütsüz yaparız. Ancak AK Parti bu konuda siyaset üretmek derdinde. Dertleri İzmir değil, İzmir’i teslim almak. Buna izin vermeyiz” diye aktardı. KAYA: SİZLERİ HAYRET VE İBRET İÇERİSİNDE İZLİYORUZ Murat Bakan’ın paylaşımına sert tepki gösteren Mahmut Atilla Kaya ise, “CHP İzmir Milletvekili Sayın Murat Bakan uzunca bir açıklama yapmış, Körfez'in kirlenmesindeki ve temizlenmemesindeki ‘yerel yönetim sorumluluğunu’ gizlemek için türlü kelime oyunlarına başvurmuş. Ayrıca, sorumlu bir siyasetçiye yakışmayacak bir dil kullanarak, hakaretamiz sözlerle partisinin bu konudaki suçluluk duygusunu örtmeye çalışmış. Çok lafa gerek yok. İzmir'de yaşayan herkes bilir ki, Körfez'deki kirlilik büyük oranda evsel ve endüstriyel katı ve sıvı atıkların denize karışmasından oluşmaktadır.  Bunun yanı sıra, atıksu arıtma tesislerinin kapasite yetersizliği ve yağmur suyu ayrıştırması sisteminin tamamlanmamış olması gibi nedenler de ön plandadır. İzmir, çeyrek asırdır CHP'li belediye tarafından yönetilmektedir. Yöneten siz, sorumlu olan siz, kirleten siz, temizlemeyen siz, hâla daha kirletmeye devam eden yine siz. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay olmak üzere, CHP'li siyasetçilerin söz konusu husustaki farklı açıklamaları tek bir başlığa oturmaktadır; Pişkinlik. O kadar pişkinsiniz ki, sizleri hayret ve ibret içerisinde izliyoruz. Bu konuda çok konuştuk, çok dil döktük. Ama gerçekten artık söyleyecek söz bırakmadınız. Arsıza söz, pişkine yüz dayanmazmış. Yazık, çok yazık” sözlerine yer verdi.

İzmir Körfezi'ni yosunlar sardı Haber

İzmir Körfezi'ni yosunlar sardı

İzmir Körfezi’nde Karşıyaka ve Balçova sahil bandını deniz yosunları sardı. Ölü balıkların ardından yosun tabakalarının görüldüğü Körfez’de kötü koku geri mi dönecek? İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Karşıyaka ilçesi Mavişehir sahili ile Balçova ilçesi İnciraltı sahilinde kıyıdan 5-10 metre açıkta tabaka şeklinde yosun üremesinin gözlemlendiğini aktardı. YOSUN KİTLESİ YAYILIYOR Tanrıkul, Körfez’de görülen cladophora ve enteromorpha cinsi olan bu yosunların, sudaki nitrojen ve fosfor miktarının artmasıyla meydana geldiğini söylerken, türün halk arasında "deniz marulu" olarak bilinen yosunlardan farklı olduğuna değindi.   Tanrıkul, Körfez’de yosun kitlesinin yayıldığına işaret ederken, "Körfez'de nitrojen ve fosfor miktarının fazla olması, yosunların artmasına neden oluyor. Denizdeki evsel ve sanayi atıklarından oluşan gübreleme, yosunların üreyebilmesi, yayılabilmesi için ortam oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Güneşli hava ve rüzgarın az olmasının yosunların yayılımını hızlandırdığını dile getiren Tanrıkul, sadece kıyı bölgelerinde değil Körfez’in ortasında da yosunlardan oluşan, yüzen adacıkların görüldüğünü söyledi. DENİZ EKOSİSTEMİNE ZARAR İzmir Körfezi'nde görülen bu yosun türlerinin deniz ekosistemine zarar verdiğini anlatan Tanrıkul, "Bu yosun türlerinin zararları diğerlerinden çok farklı. Çünkü bu tür, akıntıyla birlikte etrafa yayılıyor. Suyun yüzeyini kaplaması nedeniyle de güneş ışığının geçmesini engelleyerek sudaki oksijenin azalmasına neden oluyorlar. Bu yosunlar bir süre sonra suyun dibine çöküyor, bu kez de suyun altındaki balık yumurtaları, yengeçler gibi ekosistemdeki canlıların üzerine tabaka gibi serilerek bunları yok ediyor. Bununla beraber dipte de ürüyorlar, yani yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya sürekli transfer halinde ürüyorlar" dedi. YAYILIM DEVAM EDECEK Bu yosun dokusunun deniz marulundan daha sert olduğuna ve kısa sürede çürüyüp kaybolmadığına dikkati çeken Tanrıkul, çevresel şartlar devam ettiği sürece bu yosunların yayılımını sürdüreceğini dile getirirken, yosunların temizlenmesi gerektiğine de değindi. Tanrıkul, açıklamalarını şöyle sonlandırdı: "İklim şartlarının nasıl ilerleyeceğini bilmesek de körfezin kirliliği devam ediyor, her geçen gün artıyor. Şu an balık ölümleri durdu ama bunun durmasının nedeni sıcaklıkların düşmesine bağlı, başka bir nedeni yok. Balık ölümleri durdu, başka çevre felaketlerine neden olabilecek yosunların artması yaşanıyor. Bu yosunlar hem doğal yaşamı sınırlayacak, zarar verecek hem de bir süre sonra kokuya neden olacak, çünkü bunlar çürümeye başlayacaklar. Bunların temizlenmesi gerekiyor. Denizin üzerindeki, kıyıdaki yosunların kesinlikle toparlanıp bölgelerden uzaklaştırılması gerekiyor."

İzmir'de 'Körfezin geleceği İzmir’in geleceği' konuşulacak Haber

İzmir'de 'Körfezin geleceği İzmir’in geleceği' konuşulacak

Çalıştayda, Körfez’in ekolojisi, deniz ulaşımı, İzmirlilerin Körfez’le bütünleşmesi gibi konular tartışılacak. Körfez’in geleceğine ışık tutacak çalıştayla ilgili konuşan Başkan Tugay, “İzmir Körfezi için sürdürdüğümüz ve yeni başlatacağımız çalışmalar var. Çalıştayda Körfez’in hem bugününü, hem de geleceğini planlayacağız” dedi. İzmir Körfezi’nin geleceği için önemli adım İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Körfezi’ni temizlemek ve geleceğini şekillendirmek amacıyla önemli bir adım atıyor. Körfez’in geleceğini belirlemek için bir yol haritası oluşturulacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZSU Genel Müdürlüğü, İZDENİZ AŞ ve İzmir Planlama Ajansı (İZPA) iş birliğiyle düzenlenecek olan “Körfezin Geleceği, İzmir’in Geleceği” başlıklı çalıştay, 27 Kasım Çarşamba günü Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilecek. Çalıştayda, İzmir Körfezi’nin korunmasına yönelik stratejiler tartışılacak ve alanında uzman isimlerin katılımıyla önemli görüşmeler yapılacak. Ayrıca, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları da çalıştaya katılacak. Sürdürülebilir ve kalıcı çözümler geliştirmek hedeflenecek Çalıştayda, İzmir Körfezi’nin ekosisteminin korunması en önemli gündem maddesi olacak. Körfez’in karşılaştığı sorunlara sürdürülebilir ve kalıcı çözümler geliştirmek hedeflenecek. Bu doğrultuda, merkezi ve yerel yönetimlerin iş birliğinin güçlendirilmesi, üniversitelerin ve bilim insanlarının sürece aktif bir şekilde dahil olması gerektiği vurgulanacak. Bir diğer önemli konu ise deniz ulaşımının geleceği olacak. Ayrıca, İzmirlilerin Körfez’le daha fazla bütünleşebilmesi için kıyı yapılarının ve sahil şeridinin, insan ve doğa dostu bir anlayışla yeniden düzenlenmesi gerektiği tartışılacak. Çalıştayda, İzmir Körfezi’ni kullanan tüm paydaşların, "Sağlıklı bir Körfez ve yaşanabilir bir kent" için ortak bir anlayışla hareket etmeleri ve sorumluluk bilinciyle çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemeleri sağlanmaya çalışılacak. "Elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Körfezi’nin hem bugünü hem de geleceği için çeşitli çalışmalar yapmayı amaçladıklarını belirterek, 27 Kasım’da düzenlenecek çalıştayın büyük önem taşıdığını vurguladı. Başkan Tugay, bir bilim kurulu oluşturacaklarını ifade ederek, "Körfez için önemli kararlar alacağız ve elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz" dedi.

Başkan Tugay: İzmir'in belediyesiyiz, Körfez'e sonuna kadar sahip çıkacağız Haber

Başkan Tugay: İzmir'in belediyesiyiz, Körfez'e sonuna kadar sahip çıkacağız

Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'ın, İzmir Körfezi üzerinden yaptığı açıklamaları eleştirdi. Dağ'ın konuyu sanki hiç anlamadığını belirten Tugay, “Tamamen dar açılı bir siyasi bakışı ile olayı değerlendiriyor izlenimine kapıldım. İzmir ile ilgili bu durumu endişe verici buluyorum. İzmirli siyasetçiler, İzmir'de, Körfez'de yaşanan sorunun nedenini anlamak durumdalar. Anlamadan, üzerine konuşmamalılar” diye konuştu. Onların taramasının yapılması gerektiğini söylüyoruz Körfez'deki kirliliğin sebebinin sadece arıtmadan kaynaklı olmadığına dikkat çeken Başkan Tugay, “Sadece 10-15 yılda oluşan bir sorun değil. Bizim çocukluğumuzda da Körfez kirliydi. Çok önceki yıllarda Meles Çayı üzerindeki tabakhaneler, dereleri kirleten pek çok tesis vardı. Hala kirleten sanayi kuruluşları, limanlar, gemiler ve tersane var. 30 dere var. Gediz Nehri var. Arıtmanın dışında tonlarca neden var. Bu son 10-15 yılın problemi değil. 50-60 yılın problemi. Bu dönem içerisinde her partiden belediye başkanları başkanlık yaptı. Eğer hepsini birden suçluyorsanız, anlarım. Ama sadece benim veya benden önceki bir iki belediye başkanının üzerine bu sorumluluğu yıkmakla olmaz. 'Siz kirlettiniz' demek inanılmaz bir suçlama. Cahilce bir yaklaşım. Körfez'in tabanında uzun yıllardır biriken ve bugün temizlenmesi gereken o çamur, çok uzun yıllarda en çok derelerden gelen birikim. Onların taramasının yapılması gerektiğini söylüyoruz. Hamza Bey konuyu anlamamış. Onların taraması yapılmazsa, orası durgun bir su gibi kalacak ve dolayısıyla hiç bir zaman temizlenmeyecek” dedi. AK Parti de İzmir'e hizmet etmek, hizmet getirmek zorunda Türkiye Cumhuriyeti bakanlıklarının, İzmir'in de bakanlıkları olduğunu belirten Tugay, “Bakanlıklar, İzmir halkının da bakanlığı. O nedenle bu sorunla ilgilenmek, soruna sahip çıkmak zorundalar. Belediyeyi suçlayarak, sadece arıtma kaynaklı suçlamalarla bilgisizce konuşarak bu durumu çözemezler. Eğer 'Körfez kirli kalsın' diyorlarsa, bunu açıkça söylesinler. Eğer 'kirli kalmasın' diyorlarsa, mutlaka destek olsun, çözüme katkıda bulunsunlar. Belediyeyi suçlayarak çözüm olmaz. Her ne yaparlarsa yapsınlar. Her ne kadar olayı çarpıtırlarsa çarpıtsınlar, İzmir'in belediyesiyiz. Bizler Körfez'e sonuna kadar sahip çıkacağız. Şu anda arıtma ve alt yapı ile ilgili çalışmalar kendi imkanlarımızla da olsa, son hızla ilerliyor. İlerleyen yıllarda da yapabileceğimiz en iyi şeyi yapacağız. Ama İzmir'in Türkiye Cumhuriyeti'nin bir şehri olduğunu, bakanların da İzmir'in de bakanları olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. AK Parti de İzmir'e hizmet etmek, hizmet getirmek zorunda. Yüz binlerce insan burada onlara oy verdi. Onların hatırına da olsa bunu yapmak zorundalar.” şeklinde konuştu. 4. fazın yapımı için ön onaylı bir kredimiz var İZSU Genel Müdürlüğü'nün Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ndeki 4.'üncü faz inşaatının devam ettiğini hatırlatan Tugay, “Onda bir sorun yok. Ama normalde 4. fazın yapımı için ön onaylı bir kredimiz var. Bunun ödenmesini bekliyoruz. Henüz ödenmedi. Bir iş yapılırken kredi ödenir ki o krediyi kullanırken, işi yapın. Biz şu anda kendi kaynaklarımızı zorlayarak, bu çalışmayı yapıyoruz. Hazine'den onay beklediğimiz uluslararası finans kuruluşlarından ön onay aldığımız ancak Hazine'nin onayını beklediğimiz alt yapı ile ilgili önemli kredi başvurularımız var. Yağmur suyu ayrıştırma başta olmak üzere, pek çok alanda yeni arıtma yapımı, mevcut arıtmaların kapasite artırımı, çamur çürütme ve kurutma tesislerinin yapımını sağlayacak olan krediler. Bunlar da onay bekliyoruz” diye konuştu.

Aslanoğlu: Tugay'ın şerhi İzmir'in şerhidir Haber

Aslanoğlu: Tugay'ın şerhi İzmir'in şerhidir

Aslanoğlu, İzmir Körfezi Acil Eylem Planı için gerçekleştirilen toplantıda, AK Parti iktidarının hem siyasi hem de ekonomik olarak sorumluluğunu imza altına almaktan kaçtığını, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın bu konuda ortak çalışma adına bakanlığa uzattığı elin havada kalmaması için iktidarın sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Aslanoğlu açıklamasında, ''İzmir körfezinin temizlenmesi için Sayın İzmir büyükşehir belediye başkanımız Cemil Tugay’ın ortak çalışma ve sorumluluk alma adına ortaya koyduğu tavır İzmir halkı tarafından takdirle karşılanmaktadır. Ancak bu tavra rağmen, ortaya çıkan acil eylem planında bakanlığın yapacağı işler ve büyükşehir belediyemizin hükümetten beklediği onaylarla ilgili olarak, eylem planında netlik yoktur. Bu konularda İzmir büyükşehir belediye başkanımızın, İzmir adına ortaya koyduğu tavır ve eleştiriler son derece haklıdır. AK Parti iktidarı, körfezin temizlenmesi için kendisinin yapılması gerektiğini açıkladığı ve 2017 yılında bakanlıkça da kabul edilmiş “Sirkülasyon ve Navigasyon Kanalları Projesi”ni uygulayıp uygulamayacağını veya yerine başka bir proje koyup koymayacağını açıklamıyor. Bakanlığın yetkisinde bulunan körfez dip temizliği, kanalların açılması ve körfeze akan nehirlerin temizlenmesi, nehirlere atık bırakan sanayi kuruluşlarının denetlenmesi konularında da planda tek bir madde yok. Yine İzmir büyükşehir belediyemizin dünya bankasından alacağı kredinin iller bankası aracılığıyla belediyemize kazandırılacağı sözü verilmesine rağmen, bununla ilgili de iktidardan hiçbir adım gelmediği gibi, planda da bir taahhüt verilmiyor. Tüm bunlar dikkate alındığında, acil eylem planının hayata geçirilebilmesi için, büyükşehir belediye başkanımız Cemil Tugay’ın eleştirileri ve koyacağı şerh aslında İzmir halkının şerhidir Herkese açık çağrıda bulunuyorum. İzmir büyükşehir belediye başkanımız Cemil Tugay’ın İzmir için birlikte çalışmak adına uzattığı eli havada bırakmayın. Sayın belediye başkanımız, tüm sorumluluğun belediyemiz üzerine yıkılmaya çalışıldığı, AK Parti iktidarının İzmir adına sorumluluk almaktan kaçtığı Acil Eylem Planını her şeye rağmen imzalayacak. Çünkü bizim amacımız körfezde yaşanan ve tüm kurumların sorumluluğun bulunduğu kirliliğin bir an önce temizlenmesidir. Ancak bu iş sadece büyükşehir belediyemizin elini taşın altına koymasıyla olmaz. Tüm paydaşları bu işe siyaset karıştırmadan sorumluluk almaya ve bu sorumluluklarını imza altına almaya davet ediyorum. İzmirlinin beklentisi de tam olarak budur.'' ifadelerine yer verdi.

İzmir Körfezi'nde bitmek bilmeyen kirliliğin sebebi ne? Haber

İzmir Körfezi'nde bitmek bilmeyen kirliliğin sebebi ne?

İzmir Balıkçılık Çalışma Grubu 34'üncü toplantısı İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Tolga Dinçer, İzmir Körfezi'nde yaşanan balık ölümleri ve kirlilikle ilgili sunum gerçekleştirdi. Dinçer, özellikle iç körfezde su sirkülasyonunun kısıtlı olması nedeniyle suların sıcak mevsimlerde dış körfez bölgelerine göre daha fazla ısındığını, bunun iç körfez ekosistemini daha da kırılgan hale getirdiğini söyledi. NÜFUS VE ALT YAPININ YETERSİZ Nüfus ve alt yapının yetersizliğinin sorunu büyüttüğünü belirten Dinçer, "2000 yılında Büyük Kanal Projesi'nin devreye sokulmasıyla körfez ekosistemi çok ciddi bir düzelme sürecine girdi. Ancak ilerleyen yıllarda nüfusun giderek artması nedeniyle mevcut alt yapının yetersiz kalması sorunun büyümesine neden oldu. Altyapının yetersizliği nedeniyle 10 yılı aşkın süredir Çiğli Arıtma Tesisi'nden yeterli düzeyde arıtılmayan suyun deşarjlarının yapıldığı gerek uydu görüntülerinden, gerekse gözlem ve araştırma sonuçlarımızdan anlaşılıyor" dedi. Dinçer, körfezdeki aşırı alg üremesine de değinerek, "Körfezden alınan balık numuneleri üzerinde yapılan mikrobiyolojik çalışmalar neticesinde, balıklarda hastalığa sebep olacak herhangi bir bakteriyel ve paraziter etkene rastlanmamıştır" dedi. BALIKÇILIK SEKTÖRÜNÜ OLUMSUZ ETKİLİYOR İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan ise Körfez’deki toplu balık ölümlerinin balıkçılık sektörünü olumsuz etkilediğini ifade ederek, "İzmir'de gerçekleştirilen balıkçılık faaliyetleri genellikle açık deniz avcılığına dayanmakta olduğundan bu durum tüketici sağlığı açısından bir tehlike unsuru oluşturmuyor. Bu bağlamda kritik olan avlanan balıkların menşei. Yasal düzenlemelere göre, kökeni belirsiz olan balıkların satışı kesinlikle yasak" şeklinde konuştu.

İzmir Körfezi'nde oksijen miktarı artırılmaya çalışılıyor Haber

İzmir Körfezi'nde oksijen miktarı artırılmaya çalışılıyor

İzmir Körfezi'ndeki çevre sorunu devam ederken, Pasaport ve Konak iskeleleri arasında yoğunlaşan kirlilik nedeniyle son 3 günde de balık ölümleri yaşandı. Kent merkezinde de yoğun şekilde hissedilen kötü koku vatandaşları rahatsız ederken, İZSU Genel Müdürlüğü tarafından sudaki oksijen miktarının artırılması çalışmaları yapılıyor. Meltem İzmir gemisi pompalarıyla denizden çekilen suyun püskürterek oksijen oranını artırma  çalışmaları ile birlikte yüzeye çıkan ölü balıklar da toplanıyor. İZMİR’E YAKIŞMIYOR Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, sosyal medya hesabından tepki vererek, "Bu deniz kokusu İzmir'e yakışmıyor. Teknolojinin bu kadar geliştiği ortamda çözümü de olmalı ki var ne bekleniyor" derken, konu ile ilgili açıklamada bulunan İzmir Körfezi Bilim Kurulu Üyesi ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ergün Taşkın ise şunları söyledi: "Biz yüzeye ve kıyıya vuran balıkları gördük, dibe çöken ve burada parçalanan balıkları ve diğer canlıları bilmiyoruz. O yüzden bu durum, hava olaylarıyla birlikte körfezin güney taraflarında da gözlemlenebilir. Körfeze karasal girdinin mutlaka önüne geçilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde alınan bütün önlemler geçici olacaktır" dedi.

Soyer’den Tugay’a Körfez resti: Başkan Körfez'de yüzeceğim demeli Haber

Soyer’den Tugay’a Körfez resti: Başkan Körfez'de yüzeceğim demeli

SEMİ TEKTAŞ / İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Körfezi’nde gerçekleşen balık ölümleri ve koku nedeniyle Türkiye Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Belediye Başkanlığı döneminde 3 aşamada körfezi temizleme çalışması olduğunu söyleyen Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ‘Körfez son 10 yılda kirlendi’ açıklamasına tepki göstererek, "Hiçbir bilimsel verisi yok. İl Sağlık Müdürlüğü'nün raporları var. 9 Eylül 2023 tarihinde yaptıkları analizde belli. 10 sene önce yoktu. Ben göreve başladığımda Körfez kokuyordu. 10 senedir kirlilik var sözleri doğru değil. Ben siz rapor gösteriyorum" dedi. Soyer, körfezin kimin görev alanı olduğu eleştirilerine ise, “Yüzde 95’i büyükşehre aittir” diye konuştu. 3 AŞAMADA TEMİZ KÖRFEZ Körfezin temizlenmesi için 3 aşamalı bir planı yürürlüğe koyduklarını dile getiren Soyer, “2000 yıl önce Bayraklı'da Meles etrafında bulunan o bölgede koku ve taşkın sorunu olduğuna dair tespitler var.  20 yüzyıl boyunca hala aynı noktada mıyız? 1986 yılına kadar Körfez'de koku ve kirlilik konusu 'kader' gibi yaşandı. 1970'lerde Bayraklı bölgesinden burnumuzu tutarak geçer ve İzmir'den utanırdık. Nihayet 2000 yılında 1986'da başlayan büyük kanal projesi tamamlanıyor. Narlıdere ve Çiğli atıksu teksilerinin tamamlanmasıyla koku sorunu çözülüyor. Büyük ölçüde çözülüyor demek daha doğru. Çünkü devam ediyor. Hem tasarımdaki hatalar hem Körfez’deki sığlaşmalar nedeniyle koku problemi yeniden bilimsel çalışmalar yapılmasını zorunluluk hale getirdi. Yapılan çalışmalar neticesinde navigasyon ve sirkülasyon kanalı fikri ortaya atılıyor. Sirkülasyon kanalıyla beraber o günkü maliyetler 200 milyon euro civarında. Navizgasyon kanalı 15 metrelik gemilerin körfeze girmesine imkân veriyor. TCDD tarafından yapılması ön görülüyor. Sirkülasyon kanalının da büyükşehir tarafından yapılması ön görülüyor. Biz projeleri elimizin tersiyle itmedik. Önce kirletmemek için ne tür çalışmalar yapmalıyız diye baktık. Sirkülasyon kanalı körfezdeki temiz su hareketliliğini arttıracak. O yüzden kirlenmeyi durdurmak için yapılması gerekenler vardı. Bir strateji ortaya koyduk adına 'yaşayan körfez' stratejisi dedik. Üç aşama ortaya koyduk; birincisi karada, ikincisi kıyıda üçüncüsü denizde. İlk aşamada kentin yağmur suyu ayrıştırması tamamlanarak sular kirlenmeden körfeze akmalıydı ve böylelikle arıtma tesislerinin yükü azalacaktı. Bu kararın bu kente neşter vuracağını, can yakacağını ve insanalar huzursuzluk vereceğimizi biliyorduk. Şehri şantiyeye çevirdik, Körfez’in ölmesine seyirci kalamazdık. Bir yandan da aşırı yağışlarda su baskını ve taşkınların azaldı. Kemeraltı’nda örneğin bir kuyumcu hassaslığı ile çalıştık. Her yıl yaşanan su baskını videoları da sona erdi. Toplam 128 yan kola sahip 33 dere İzmir Körfezi’ne akıyor, temizliklerini yaptık. Tüm çalışmalarımız bize gösterdi ki kokunun sebebi düşük sirkülasyon değil yüksek kontaminasyon yani kirlilik. İkinci ayak kıyıdaydı. Bu projelerden ilki Çiğli Atıksu Tesisi’nin fazlarının revizyonuydu. İzmir nüfusundaki artışla birlikte tesisin kapasitesinin arttırılması ve fazların revizyonuna ihtiyaç duydu. 23 yılda tesiste hiç revizyon yapılmamıştı. Bu üç faz tamamen revize edildi ve temizlendi. Tabiri caizse 2023 yılında sıfır kilometre fabrika ayalarına dönüldü. 2024 içinde dördüncü fazın ihtiyacı ile kapasite artacak ve 2050 yılının sonuna kadar yeni bir faza ihtiyaç olacak. Yani 5’inci faz 2025’den önce konuşulmayacak. Uzun yıllar şehre hizmet veren Narlıdere’deki tesis için çalımalar başladı. Şu an Çiğli Atıksu Tesisi’ne giden kapasite artışı sonrası Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’ne bağlanacak. Bu çalışmanın maliyeti 105 milyon liraydı” değerlendirmesinde bulundu. TÜRKİYE’YE ÖRNEK PROJE Soyer, “Aslında böylece Narlıdere bölgesinde atık suyun artırılması için Çiğli'ye taşınmasından da kurtulmuş olacak. Bir başka proje Karabağlar atık su artıma tesisi. Karabağlar ilçesine ve Narlıdere'ye hizmet edecek bu tesis Çiğli atıksu artırma tesisinin yüzde 15 kapasitesinin hafifletmiş olacak. Böylece Körfez temizliğine katkı verecek bu tesis yer altına inşa edilecek. Böylelikle kokunun ortadan kaldırıldığını göreceğiz. Karabağlar'da arıtılmış su Yeşildere'de 2026 yılında yapılaması öngörülen EXPO'ya da fayda sağlayacak. Şehir içinde ekolojik koylar açılmasına imkân verecek. Narlıdere’de kapasite 56 bine, Çiğli'de 820 bine, Karabağlar'ı da eklediğimizde İzmir'de 1 milyon metreküp atık su artırılmış hale gelecek. 2 önemli çıktı var. Arıtma suyu ve çamur. Arıtmadan çıkan çamur ham madde olarak kullanılabiliyor. Arıtmadan çıkan çamur işlenerek ham maddeye dönüştürülüyor. İşlenen çamur çimento sektöründe değerlendirilebilir. Arıtma çamurunun atıktan hammaddeye dönüşümü ekonomik kazanç haline gelecek. Çiğli maalesef yanlış bir seçim olmuş ve yetersiz kalmış. Çiğli’de çalışmaya başladığı günden beri 40 havuzda 2,5 milyon metreküp çamur birikmiş. Bizim tespitimizi bunun ciddi koku yaptığı. Bu çamurun oraya dökülmesini durdurmalıydık. Manisa'da lisanslı bir tesise taşımaya başladık. İYTE ile proje hazırlayarak net olarak söyleyebiliriz ki, bir koku kaynağını ortadan kaldırmış olduk. Yaşadığımız iklim değişikliği su kaynaklarında daralma yaratıyor. Acil tedbirler alınması gerekiyor. Öncelik suyun yeniden kazanılması ve alternatif su kaynakları için çalışmaların sürdürülebilmesi gerekiyor. Bu çerçevede sünger kent projesi sürdürülebilmelidir. Bu uygulamalardan vazgeçilmemelidir. Bu proje Türkiye'ye model olacaktır. Bunlar entelektüel fantezi değildir” diye konuştu. KÖRFEZ ARAPLARA SATILDI İDDİASI Soyer, “Atık suyun geri kazanılmasıyla su tarımda sanayide ve kent içinde park bahçe sulamalarında kullanılabilecektir. Yaşayan Körfez’de üçüncü etap deniz. Çiğli’de deşarj edilen su körfezin en dar nokta. Bu da sığlaşmayı arttırıyor. Deşarj ağzının değişmesi koku kaynaklarında olan sığlaşmayı azaltacak. 18 Bunun imalatı için parayı bulduk, bugün ‘öğleden sonra başlıyoruz’ dense başlanabilecek durumdadır. Burada gördüğünüz fotoğraflar hayal ürünü değil, İzmir Körfezi’ne çekildi. Bütün bunlarla da yetinmedik, HİM üzerinden gelen bu şikayetlerin her gün benim masama gelmesini sağladık. Haftalık, aylık grafikler ile şikayetlerin azaldığını gördük. Halk Sağlığı laboratuvarları 9 Ekim 2023 tarihinde Körfez’de 10 noktada denize girilebildiğini gösterdi. Peki, bir yıl içinde ne oldu da kirlilik arttı ve toplu balık ölümleri gerçekleşti? Çeşitli duyumlara göre Araplara satılan limana büyük gemiler girmesi için navigasyon kanalı yapımı hızlanacak gibi duruyor. Yüzülen ve yaşayan körfez hedefinden vazgeçmek asla affedilmeyecek tarihsel sorumluluktur. 10 noktada yüzülebileceği söylenen körfezin 6 ayda asıl bu noktaya geldiği sorgulanmalıdır. Hatırlayın Narlıdere Metrosu’nun açıldığı gün Körfez’de yunus gördük. Körfez’de yüzeceğim derken ne ham hayal kuruyordum ne de siyasi popülizm yapıyordum ne de biri beni zorluyordu… Belediye başkanı olarak sorumluluk hissetmiştim. Her gün o hedefe adım adım yaklaştığımızı gördük. İzmir’in en önemli konusu için kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Bu irade ivedilikle ortaya konmalıdır. Kimse hayali düşmanlar, siyasi müttefikler ve bahaneler aramasın. İzlenecek yol bellidir ‘Yaşayan körfez’ stratejisi devam ettirilmelidir. Körfez İzmir’in canıdır ve varlık nedendir. Bu şehrin yerel yöneticileri körfezde yüzeceğim demeli ve bunun gereğini yapmalıdır” dedi. BENİM SORUMLULUĞUMDU Soyer, “Atıksu artıma tesislerinin sorumluluğu, derelerin ıslahı büyükşehrin görevi. Biz neden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan talep ediyoruz. Navigasyon kanalı bakanlık tarafından yaptırılsın. Gediz'in nasıl simsiyah aktığını söyledim. Bunun gibi 138 kolu olan 33 derenin kirletilmesinin engellemesi ile ilgili sorumluluğu var. Bakanlığın sorumluluk alanları navigasyon, sirkülasyon kanalları, derelerin denetlenmesi, Körfez dibinin taranması için katkı verseler de iyi olur. Ancak bu kadar Körfez'in yüzde 99'u Büyükşehir'in sorumluluğudur. Bundan kaçılması mümkün değildir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için 5 yıldır çalışmalarımız var. Bu çalışmaların meyveleri ve sonuçları var. Bunlar benim fantezilerim değil. Ben yüzeceğim demek kişisel fantezi değil. Ben yüzmeyi sevdiğim için yüzeceğim demedim. Benim sorumluluğumdu. Bir başkan 'yüzeceğim' demeli. Bu başkanın sorumluluğudur. 3 faz değiştirilmemiş ve revizyon görmemiş. Biz o 3 büyük havuzun değiştirilmesini gerçekleştirdik. Ve 3 faz fabrika ayarlarına döndü ve tıkır tıkır çalışıyor” diye konuştu. 5 YILI DEĞERLENDİRMEK İÇİN ERKEN Soyer, “Bu dönemi değerlendirmek için erken. Ama ben benim dönemimde neler yapıldığını biliyorum. 15 yıl yapılan belediye başkanlığı görevimden sonra neyi devraldığımı da biliyorum. 5 yıl boyunca ağzımı açmadım. Ancak adının konması lazım. 5 yıl boyunca bu kadar yatırım yapılmış ve sonuç alınmış çalışmalar yok sayılamaz. Yaşayan Körfez benim yazdığım bir şey değil. Hayat bizi doğruladı. İl Sağlık Müdürlüğü'nün 10 noktada denize girilebilir olduğu raporunu biz yazmadık. 5 yıl boyunca attığımız adımlar olumlu sonuçlar verdi. Bundan sonra ne yapılacağına dair bir altlık sunuyoruz. Bunlar yok sayılamaz. Mevcut Belediye Başkanı açıklamalarında bizim yaptığımız çalışmalara değinmiyor. Biz bu şehre emek verdik. 11 milyar lirayı buraya yatırdık. Bunun bir sonucu var. Bu sonuç olumlu çıktı. Bunun devamını getirmek lazım. Asıl büyük kamu zararı devamı yapılmazsa olur" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.