[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#İZTO

İZTO haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İZTO haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Başkan Tugay net konuştu! “Siyasi hesap içinde değilim, doğru işler yapacağız” Haber

Başkan Tugay net konuştu! “Siyasi hesap içinde değilim, doğru işler yapacağız”

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in katılımları ile İzmir Ticaret Odası (İZTO) haziran ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde, İzmir Ticaret Odası, Çok Amaçlı salonda yapıldı. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da konuk olarak katıldı. Başkan Tugay'a CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’da eşlik etti. Başkan Tugay, siyasetten turizme, ulaşımdan personel sorununa kadar İzmir’e dair pek çok önemli açıklamalarda bulundu. Şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda siyasi hesap içerisinde olmadığını ifade eden Başkan Tugay, “Ağır konuştuğumun farkındayım ancak bir samimiyet içerisinde bunları anlatmaz ve duymak istediğimiz şeyleri söylersek geleceğimiz ne yazık ki istediğimiz kadar iyi olamaz. Hiçbir siyasi hesap içerisinde olmadan bunları söylemeye devam edeceğim” dedi. BAŞKAN TUGAY: BAŞARININ SIRRI ÇOK ÇALIŞMAK Seçim sürecinde yaşadığı zorluklara değinen Başkan Tugay, "Sizlerden özür dileyerek söylemek istiyorum ki başarı şans ile olmuyor, emek ile oluyor. Seçim kampanyasında arkadaşlarımıza dedim ki her şeye kulağınızı tıkayın ve çalışın. Bu şekilde seçim sonucu başarılı oldu. 25 senelik CHP iktidarından sonra bir yorgunluk ve endişe vardı. Parti içerisinde yaşanan sıkıntılar da vardı. Ben bile bazen söylenenlere inanamadım. 'Mal varlığını açıkla' dediler tereddüt ettim. Çok mu olur dedim yok dediler. Açıkladığım zaman siz zengin değilmişsiniz diyenler oldu. Hiç önemli değildi. İhtiyacımız olan zenginlik  kendinizle ve yaşadığınız çevre ve toplum ile gurur duyduğunuz o gururun size hissettirildiği zenginlikler olduğuna inanıyorum. Mesleğimi tam zirvesinde bırakıp başkanlığa geçerek büyük bir mutlulukla bu görevi yapıyorum" ifadelerini kullandı. BAŞKAN TUGAY: BAĞIRMAKLA OLMUYOR Sözlerini sürdüren Başkan Tugay, "Emekçilerimizin hakları, işsizlerin sorunları, yoksul insanların ihtiyaçları çok değerli ancak bunlar bir yerde bağırmakla olmuyor. Bunu anlatabilmemiz ve anlamamız lazım. Bunu söylemek zorundayım. Çünkü bir maddi hata olarak görüyorum. Dünyada yalnız değiliz bizden başka insanlar da var. Birilerinin sorunların çözümü için çalıştığını bilmek ve anlamak gerekiyor" açıklamasında bulundu. DOĞRU İŞLER YAPAN BELEDİYE OLARAK ÇALIŞACAĞIM Şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda siyasi hesap içerisinde olmadığını ifade eden Başkan Tugay, “Ağır konuştuğumun farkındayım ancak bir samimiyet içerisinde bunları anlatmaz ve duymak istediğimiz şeyleri söylersek geleceğimiz ne yazık ki istediğimiz kadar iyi olamaz. Hiçbir siyasi hesap içerisinde olmadan bunları söylemeye devam edeceğim. Bunları sadece konuşan değil bunları çözmek için de canla başla çalışan bir belediye başkanı olacağımı söylemek isterim. Sadece İzBB olarak değil ilçe belediyeleriyle de iş birliği yaparak bugünü doğru analiz eden ve doğru işler yapan belediyeler olmak için çalışmaya başladığımı söylemek isterim” dedi. İZMİR BİR TURİZM KENTİ OLMALIDIR İzmir turizmine de değinen Başkan Tugay, “Bir konuşmam da bana bir gazete turizmle ilgili düşüncelerimi sorduğunda İzmir'in çok sorunu olduğunu ve bu sorunları halletmeden turizm baş kenti olmaz dedim. Ben Alsancak'ta limana yanaşan kruvaziyer gemilerini izledim. O turistlerin dönerken çantaları boştu. Muhtemelen yiyip içtikleri de çok değildir. Bir taraftan gemiler gelsin istiyoruz ama diğer taraftan bununla ilgili üzerimize düşeni yapmıyoruz. Niteliksiz alışveriş yapmasını bekliyoruz. İnciraltı'nda muhteşem bir yer var, düzenleyip insana güven veren bir hale getirmeliyiz. Yeşilimiz yetersiz. Yollarımızda sorunlar var. Çok fazla sayıda tarihi mirasımız var. Çalışmalarımız olsa da yeterince hızlı değil. Bunlar varken ben siyaset mi üreteyim? Turistler gelsin mi diyeyim? Gelsin de ne yapsın? Orada yeniden canlandırılmayı bekleyen 180 dönüm alan var. 10 yıllardır konuşulmuş. Miras yeniden canlandırılsın ve turstlerin ziyaret edeceği yer olsun diye gerekeni yapmamışız. Aynı şey Kemeraltı, Agora, Basmane iin söyleyebiliriz. Bunların böyle olduğunu görmeden İzmir'i turizm kenti yapacağız demenin gerçekçi olmadığını düşünüyorum. İzmir bir turizm kenti olmalıdır. Ancak bunları hazırlamadan tursitleri sadece yedirmeye çalışırsak Türkiye'nin maruz kaldığı niteliksiz turizmi uygulamaktan öteye gidemeyiz" ifadelerine yer verdi. NİTELİKSİZ İŞSİZLİK VAR Cemil Tugay, “Nitelikli işsizlik yok, niteliksiz işsizlik var. Ekilecek topraklar var ama tarımda sürekli geriliyoruz. Kırsal alanda, köylerde yaşayan nüfusumuz gittikçe azalıyor, gençlerimizin hiçbiri tarım yapmak istemiyor. Bir tarafta ekin biçebilecek, aileden çiftçi olarak yetişmiş gençlerimiz ve topraklarımız var ama o toprakları ekecek insan bulamıyoruz. Bir yerlerde iş var ama o işi yapacak kişi yok. Mobilyacılar mobilya, tekstilciler tekstil üretiyor ama markalaşamıyorlar. Bunlarla ilgili yeterli çalışmamız da yok" dedi. KENT İÇERİSİNDE ADALETİN GERÇEKLEŞTİĞİ BİR ŞEHİR HAYALİ Başkan Tugay, "Bu nedenle bu şehre taş üstüne taş koymaya çalışan herkesin yanında olacağımızı defalarca ifade ettik. Şehrimizin gelişmesi, kalkınması için ne yapılması gerekiyorsa ortak akıl ile yapmalıyız. Belediye burada sadece kendi tanıtımını ve çalışmalarını yapar bir tavır içerisinde olmayacak. Sizlerin ne söylediğini can kulağı ile dinleyen bir kurum olacak. Bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Katılımcı yönetim ablayışını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Hayalimdeki İzmir tertemiz bir körfez etrafında sağlıklı yapılaşmış, insanşarın güvenle yaşadığı, havası temiz, su sıkıntısı olmayan, sosyal yaşamıyla bugüne kadar ülkede önce olan, sanat kültüre ciddi katılım gösteren ve ne olursa olsun kent içerisinde adaletin gerçekleştiği bir şehir olmasını hayal ediyorum" dedi. ULAŞIM SORUNU Seçim vaatlerinden söz eden Tugay, "Ulaşım problemi olduğunun farkındayız. Seçimden önce söz verdiğim altgeçit, üstgeçit, köprülü kavşak hepsi yapılacak. Ancak bunlar çevre yolunda olduğu gibi yapıldığı zaman bir rahatlama yaratsa da belli bir süre sonunda bugün yaşadığımız gibi kaldıramayacak. Bugün sadece ikinci çevreyolu hayalini kurmanın ötesinde deniz ulaşımlarıyla, alternatif ulaşım yöntemleriyle İzmir'in ulaşımını planlayarak master çalışması yapacağız" şeklinde konuştu. ''İZMİR İÇİN HERKESLE KONUŞMAYA VARIZ'' Kent siyasetine değinen Tugay, "İl başkanımızla beraber diğer partileri ziyaret ettik. Onlara da söyledim. Biz İzmir için herkesle konuşmaya ve çaba göstermeye varız, davet ediyoruz. Samimiyetimizin ikna edici olacağını düşünüyorum. Bunlar biraz daha şehrin bu anlamdaki talebini güçlü bir şekilde dile getirmek tüm İzmirlilerin görevi. İş insanlarımızın bu konuda çaba göstermelerini diliyorum. İzmir'de ualşım, trafik, kentsel dönüşüm sorunlarından bahsetmemiz gerekiyor. Ben bir İzmirli olarak 5 yıl içerisinde çözüm yolu bulmalıyım. 9 şiddetinde depreme dahi dirençli bir şehrimiz olsun istiyorum. Halledemeyeceğimiz sorun iklim sorunu. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda yaşayacağımız kuraklıklara, ekosistemin bozulmasına, tarımda yaşayacağımız kayıplara hazırlıklı olmalıyız. Bilimden faydalanarak bu konuda uluslararası çalışmalar yapan herkesin desteğini almalıyız" ifadelerini kullandı. İZMİR’İ KÖTÜ ŞEYLERE HAZIRLAYACAĞIZ İzmir’in gıda, su ve enerji sorunlarına hazırlıklı olacağını ifade eden Tugay, "Bunu kabul etmemek, görmemek, bunu görmeyi ertelemek yapabileceğimiz en büyük hatalardan biridir. Bunlar, sahip olduğumuz her şeyi tehdit ediyor. Ne buraya gelecek turistlerden ne altyapıdan ne de üst yapıdan bahsetmemizi gerektirecek bir durum kalmayacak. Arkadaşlarımla birlikte söz verdiğim gibi İzmir Planlama Ajansı’nı kurduk. Bu ajansın en büyük görevlerinden biri iklim krizine karşı çözüm üretmektir. Sağlıklı Kentler Birliği DSÖ’nün Türkiye’deki temsilcisidir. İzmir ve Karşıyaka sağlıklı kent olması itibariyle Türkiye’de en fazla mesafe katetmiş yerlerdendir. Şüpheniz olmasın yaşayacağımız o kötü şeylere bu kenti hazırlayacağız" şeklinde konuştu.

İZTO'dan Başkan Tugay'a 'Beklenti Dosyası' Haber

İZTO'dan Başkan Tugay'a 'Beklenti Dosyası'

İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz'ın idaresinde İzmir Ticaret Odası (İZTO) haziran ayı meclis toplantısı gerçekleşti. Gerçekleştirilen toplantıda İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla kent ve ülke ekonomisindeki gelişmeler gibi konular ele alındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay meclisin konuk konuşmacısı oldu. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener toplantıda İzmirli iş insanlarının beklentilerini içeren ve aynı zamanda içerisinde İnciraltı, İzmir Tarihi Kent Merkezi’nin müze kent olarak İzmir’e kazandırılması ve Kültürpark gibi maddelerin yer aldığı dosyayı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'a teslim etti. BEKLENTİ DOSYASI BAŞKAN TUGAY'A İLETİLDİ İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Cemil Tugay’ın kendilerine ilettikleri dosyaya kapsamlı cevap verilmesinden dolayı teşekkür etti. Mahmut Ögener, dosyanın içerikleriyle ilgili bilgi verip, “Bugünkü ‘Beklentiler Dosyamızda’ takip ettiğimiz projelerimizin güncel durumunun yanı sıra, Büyükşehir Belediyemizin desteğiyle çözülebilecek yeni konuları dile getirdik. İzmir’in ekonomik hayatına kazandırılmasını düşündüğümüz İnciraltı’nın yeşil dokusunun korunarak planlanması gerektiğine dair mesajınız bizlere umut verdi. Sağlık turizmi kentimizde turizmin gelişmesi için önemli bir unsur. Bu anlamda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hazırladığı plan ile bir aşamaya gelindi. Planda; Kültürpark’ın yaklaşık 7 kat büyüklüğünde yeşil alana yer veriliyor. Konuyla ilgili ihtilafların karşılıklı diyalog içerisinde çözüme kavuşturulmasının uygun olacağını düşünüyoruz. İnciraltı ile ilgili konuları aynı masada, iş birliği ve uzlaşmacı kültür çerçevesinde çözmemiz gerektiğine inanıyor ve sizlerin de desteğiyle, bu alanın ivedilikle sağlık turizmi özelinde kentimize kazandırılmasını diliyoruz. Şehrimizin simge alanlarından biri olan Kültürparkın günümüz gereksinimleri çerçevesinde dönüşümüne yönelik önerilerimize işbirliği içerisinde çalışmaya hazır olduğunuza dair yanıtınızdan memnuniyet duyduk. İzmirlilerin, şehrin kalbinde, doğa ile buluşacakları, müze ziyaretleri, tiyatro gösterileri ve yaratıcı etkinlikler eşliğinde aileleriyle birlikte vakit geçirebilecekleri güncel bir yaşam alanına dönüştürülmesinin önem taşıdığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. İZTO BAŞKANI ÖZGENER: EN DEĞERLİ PROJEMİZ KEMALPAŞA LOJİSTİK MERKEZİ İzmir'deki kurum ve kuruluşlarla ortak akıl ile projeler geliştirmeye büyük önem verdiklerini aktaran Özgener,  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı  Mehmet Özhaseki ile Balçova Kampüsü ve Kemalpaşa Lojistik Merkezimizin imar planlarını hakkında yaptığı görüşmeleri de aktardı. Konu hakkında sözlerini sürdüren Özgener, "Merkez ilçelerimizde mühendislik hizmet almamış yapıların ada bazında kentsel dönüşümünün sağlanması konularını istişare ettik. Yanı sıra yeni iş alanlarının yaratılması için arazilerin imar dönüşümlerini sağlayarak arsa yaratılması konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Milli Savunma Bakanı  Yaşar Güler’den, Cemal Gürsel Askeri Kışlası’nın, sanayi sitesi kurulması amacıyla Odamıza devredilmesi için onay verildi.  Değerleme çalışmasından sonra kısa süre içinde devir protokolü yapılması konusunda ilgili bakanlıklarla mutabık kaldığımızı da belirtmek isterim. Projemizde üyelerimize yönelik çarşı ve site içerisinde bağımsız bölümler, yönetim binası, mesleki lise ve çıraklık eğitim binaları, otopark alanları, banka, restoran, market gibi sosyal alanlar, temiz enerji tesisleri ve yeşil alanların olmasını amaçlıyoruz.  Proje alanımız 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planında kentsel yerleşke, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 12 Eylül 2012 tarihli kararı ile onanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı'nda ve 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planında Konut Dışı Kentsel Çalışma alanı kullanımında kalıyor. Bu süreci, Büyükşehir ve Bornova Belediyelerimiz başta olmak üzere kentimizin meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve diğer tüm paydaşlarımız ile ortak akıl ve uzlaşmacı kültür çerçevesinde yürütmeyi, proje kapsamındaki gelişmelerle ilgili desteklerinizi almayı ve beraber hareket etmeyi diliyoruz.  En değer verdiğimiz projelerden biri de; Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesi. Kemalpaşa Lojistik Merkezimiz ile birlikte gümrük işlemleri, limanlardaki yükleme ve boşaltma işlemleri gibi öncelikli konularımızın çözülmesiyle kentimizin ve hinterlandının lojistik anlamda gelişeceğini düşünüyoruz. Öte yandan, kent merkezindeki trafiğin de hissedilecek boyutta rahatlayacağını öngörüyoruz.  Ayrıca, Kemalpaşa Lojistik Merkezine ilişkin 1/5.000 Nazım İmar Planı ve 1/1.000 Uygulama İmar Planları dün itibariyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylandı” dedi.

İzmir haber: Balıkçılardan sigorta teşviği için talep Haber

İzmir haber: Balıkçılardan sigorta teşviği için talep

Ülke genelinde, 18 bin ruhsatlı balık teknesi ve birçok yetiştirici ile üreticiye hizmet veren balıkçılık sektörü, kayıt dışı çalışmanın önüne geçmek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan destek talep etti. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Balıkçılık Çalışma Komitesi Başkanı Şahin Çakan, kayıt dışı çalışmanın büyük bir vergi kaybına neden olduğunu vurguladı. Çakan, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Işıkhan’ın odamızı ziyareti sırasında konuyu kendisine ilettik. Mevcut işleyişte, işverenler gemide çalışan balıkçılarla ortak payda çalıştıklarından kazancı paylaşıyor. Ancak, işverenler sigortalatmayı istese de, çalışanlar devletten aldıkları desteklerin kesilmesi endişesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kaydını istemiyorlar. Bu durum her yıl ölümcül ya da kalıcı sakatlıklara sebep olabiliyor ve işverenleri ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Tarım sektöründe olduğu gibi balıkçılık sektöründe de hem çalışanların mağduriyetinin önlenmesi hem de işverenlerin yükünün hafifletilmesi amacıyla SGK giderlerinin yarısının işveren, yarısının da devlet tarafından karşılanmasını talep ettiklerini ifade eden Çakan, şunları dile getirdi: “Her bir teknede çalışan balıkçıların Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine bildirilmesi, bu bildirimlerin Su Ürünleri Ruhsat Teskeresi ile (sarı kağıtlarla) eşleştirilerek sigortalı personellere sarı kağıt verilmesi ve bu çerçevede teknede çalışmalarına izin verilmesi konusunda bir düzenleme yapılması faydalı olacaktır. Sigortası olmayan çalışanlara sarı kağıt verilmemesi, vergi kayıplarının önlenmesine katkı sağlayacak ve bu düzenleme, devletimizin kaynaklarını daha etkin kullanmasını sağlayacaktır. Ayrıca, sarı kağıtların her yıl yenilenmesi veya vize işlemine tabi tutulması da faydalı olacaktır.”

Peynir fiyatları kırmızı eti geçecek Haber

Peynir fiyatları kırmızı eti geçecek

KEMAL ÖZKURT/ÖZEL HABER Asgari ücret zammının ardından birçok ürüne arka arkaya zamlar yapılırken süt ve süt ürünlerinde yaşanacak fiyat değişimi vatandaşlar tarafından en çok merak edilen konuların başında geliyor. Yüksek enflasyonist ortamda zor günlerden geçen üretici ve sanayiciler asgari ücrete yapılan zammın ardından Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından kısa süre içinde açıklanacak olan çiğ süt tavsiye alım fiyatını beklemeye başladı. Beklenen fiyatın en düşük 15 TL en yüksek ise 17 TL olarak açıklanmasını beklediklerini dile getiren İzmir Ticaret Odası (İZTO) Süt Grubu Komite Başkanı Seracettin Özkan, “USK’nın açıklayacağı fiyatın üstüne yüzde 10’luk da maliyet zammı koyduğumuz zaman önümüzdeki günlerde süt ürünlerine yüzde 25 veya 27’li bir zam yapılacağını düşünüyoruz. Bu zamlar da tüketici için maalesef ciddi peynir artışı fiyatlarını ortaya çıkartacak. Bir teneke peynirin bir kilo etin fiyatını geçeceğini bile söyleyebiliriz” şeklinde açıklamalarda bulundu. BEKLENEN ZAM YÜZDE 25-27 Asgari ücret zammının ardından hemen her üründe olduğu gibi süt ve süt ürünlerinde de bir artış yaşanacağını söyleyen Özkan, “Bu istemediğimiz bir durum da olsa süt ürünleri bu durumdan etkilenecektir. Yem fiyatlarından başlayarak; çiğ süt artışı, lojistik, enerji, iş gücü, depolama, birçok alandaki rakamsal artış maliyete yansıyacaktır. Bizler üretici olarak her ne kadar direnerek karımızdan ödün versek de bir noktaya kadar taşınabilir oluyor. Biz şu anda USK’nın açıklayacağı çiğ süt tavsiye alım fiyatını bekliyoruz. Tahminimiz en az 15 en yüksek de 17 TL olacağı yönünde. Şu anda yüzde 10 oranında bir maliyet zammı konuşuluyor ve bu zammı yansıtan firmalar da var. USK’nın açıklayacağı fiyatın üstüne yüzde 10’luk da maliyet zammı koyduğumuz zaman bu önümüzdeki günlerde süt ürünlerine yüzde 25 veya 27’li bir zam yapılacağını düşünüyoruz. Bu zamlar da tüketici için maalesef ciddi peynir artışı fiyatlarını ortaya çıkartacak. Bir teneke peynirin bir kilo etin fiyatını geçeceğini bile söyleyebiliriz” diye konuştu. SÜT BULMAKTA ZORLANIYORUZ Yaşanan olumsuzluklar sebebiyle sektörde süt bulmanın zorlaştığını dile getiren Özkan, “Rafa yansıyan satış rakamları, tüketiciyi memnun etmediği gibi bizlerde yüksek süt fiyatlarından memnun değiliz. Ama bu bir silsile. Biraz daha özele inersek çiftlikler de kendi maliyetlerinden memnun değil. Piyasada süt bulmakta zorlanmaya başladık. Çünkü yüksek maliyet neticesi, zararına çiğ süt veren çiftlik sahipleri hayvanları keserek bu maliyeti karşılamaya başladılar. Bu durumda bizlerin çiğ süt temini zorlaştırıyor. Biz tüm olumsuz koşullara rağmen bundan önce olduğu gibi bundan sonra da vatandaşı mağdur etmemek için elimizden geleni yapacağız. İnşallah bu yılın ortalarına doğru ekonomide düzelmeler yaşanır vatandaş da sanayici de rahat bir nefes alır” dedi. SPOT ÜRÜN ÇOĞALIYOR Bazı küçük çaplı mandıralar ve süt işletmelerinin maliyetlerini karşılamak adına spota mal düşürme yoluna gittiklerini ve bu durumun ilerleyen süreçte sektörü ciddi manada sıkıntıya sokacağını belirten Özkan, “Belli sanayiciler üretimlerini, ham madde giderlerini ve masraflarını toparlamak spota mal düşürme yoluna başvuruyor. Örnek vermek gerekirse 3 bin TL’ye mal ettiği bir ürünü, giderlerini karşılamak için 2 bin 300 gibi rakama spota satıp nakit paraya çeviriyor. Normalde peynirin bir olgunlaşma süresi var ama sanayici bankadan çektiği krediye faiz ödememek için böyle bir şey yapıyor. Sadece peynirde değil, tereyağında, kaşarda spot örnekler çok fazla. Küçük sanayici burada zarar ediyor gibi gözükse de bankaların yüksek faiz oranlarından mecburen bu şekilde kurtulmaya çalışıyor. Bu durum da piyasanın dengesini bozuyor ve ileriye dönük sektöre ciddi anlamda sorun yaratacak gibi gözüküyor. Çünkü bir fiyat istikrarı olmayacak, sürekli zarar eden sanayici de işin sonunda kepenk kapatmak zorunda kalacak” ifadelerini kullandı. TAKLİT VE TAĞŞİŞ ÜRETİM UYARISI Artan enflasyon oranlarının, üreticiler ve sanayiciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade eden Özkan, “Malzeme maliyetleri ve enerji fiyatlarındaki artışlar, üretim maliyetlerini yükseltiyor. Bu da bizim kar marjımızda bir azalmaya sebep oluyor. Ayrıca, yüksek enflasyon sebebiyle tüketicinin alım gücü düşüyor. Taleplerde yaşanan düşüş de işletmelerin satışlarını olumsuz yönde etkiliyor. Bu pazarın daralmasına ve piyasada taklit, tağşiş ürünlerin çoğalmasına sebep oluyor. Sadece süt ürünlerinde değil, sucuktan bala, tereyağından paketli ürünlere kadar her kategoride insanların sağlığını ikinci plana atan firmalar olabiliyor. Biz Özkan Peynircilik olarak bu zamana kadar işimizi hep en iyi ve doğru şekilde yapmaya özen gösterdik. Bu durumdan dolayı maliyetlerimiz hep yüksekti. Tabi ki her üretici aynı mantıkta değil. Düşük maliyet ve fiyat uygulaması için yanlış yöntemlere başvuracak üreticiler olacaktır. Bu firmaların sayılarının da artacağını düşünüyorum. Burada her şeyi devletten beklemek yerine firmalar kendi kontrol ve üretim süreçlerinde gerekli denetimleri yapmalıdır” dedi.

Bakan Uraloğlu: 2027 yılında İzmirlileri Yüksek Hızlı Tren konforuyla tanıştıracağız Haber

Bakan Uraloğlu: 2027 yılında İzmirlileri Yüksek Hızlı Tren konforuyla tanıştıracağız

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ekim ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun teşrifleriyle İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda düzenlendi. Toplantıya İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ ve AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı katılım gösterdi. Toplantıda yaptığı konuşmada ulaşımın insan hayatına ve ticarete önemli katkılar olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “10-15 Kasım arasında İzmir-İstanbul otoyolunu 15 günlüğüne kapatıyoruz desek, buradan İstanbul’a 15 saatte gidilirdi. O yol sayesinde 3,5 saate düştü. Ankara-İzmir Yüksek Hızlı treni 2027 yılında bitirmiş olacağız. Yüksek Hızlı tren konforunu İzmir’le tanıştıracağız” şeklinde açıklamalarda bulundu. YÜKSEK HIZLI TREN KONFORUNU İZMİR’LE TANIŞTIRACAĞIZ İzmir-Ankara Yüksek Hızlı trenin 2027 yılında hizmete başlayacağını duyuran Bakan Uraloğlu, “Gerek Uzakdoğu’da gerekse Avrupa’da takipçisiyiz. Biz Avrupa Birliği’ne girmeye çalışıyoruz gelinen süreçte Avrupa Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu fark etti. İzmir’de çimento, demir-çelik, gıda, sanayi gibi sektörlerle lokomotif bir kent. Son 21 yılda İzmir’e birçok proje kazandırdık. İzmir çevreyolunu bitirdik ve trafiğe açtık. Menemen-Aliağa-Çandarlı otoyolunu hayata geçirdik. Aydın’a kadar otoyolu götürdük. Biz bu otoyolu Antalya’ya kadar uzatmayı düşünüyoruz. Turizm hareketliliğini İzmir’e katkı sağlama adına gerçekleştirmiş olacağız. 10-15 Kasım arasında İzmir-İstanbul otoyolunu 15 günlüğüne kapatıyoruz desek, buradan İstanbul’a 15 saatte gidilirdi. O yol sayesinde 3,5 saate düştü. Ankara-İzmir Yüksek Hızlı treni 2027 yılında bitirmiş olacağız. Yüksek Hızlı tren konforunu İzmir’le tanıştıracağız. Adnan Menderes Havalimanı’nda iç ve dış hatlar terminalini hayata geçirdik. Yurtdışı seferleri daha da arttı” dedi. EYLÜL AYINDA İHRACATTA REKOR KIRDIK Eylül Ayı ihracat rakamlarının 22 milyar 602 dolarla rekor kırdığını söyleyen Bakan Uraloğlu, “Ocak- Eylül arasında ki rakam 187 milyara yükseldi. Yılsonu için güzel bir hedef. 9 aylık ihracatta yüzde 14’lük bir artış gördük. 12. Kalkınma planında yüzde 5’lik bir büyüme öngörüyoruz. 2028 yılına geldiğimizde kişi başı 17 bin 500 dolarlık gelire ulaşmayı hedefliyoruz. İstihdamda yüzde 3 civarında artış sağlanması hedeflerimiz arasında. İşsizliği de düşürmeyi hedefliyoruz. Turizm gelirlerinde 100 milyar dolar seviyesine çıkmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. ULAŞIMIN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ Türkiye’nin konumuna dikkat çekerek üretim ve ticaret faaliyetlerin gelişmesi, ulaşımın kesintisiz ve hızlı olması gerektiği için ulaştırma sektörlerinin kendileri için önemine dikkat çeken Uraloğlu, “Bakan olarak ihracatı arttırmak ve alternatif pazarlar oluşturmak için projeleri gündemime alıyoruz ve yakından takip ediyoruz. Türkiye çok stratejik bir yerde duruyor. Biz buna göre bir planlama yapıyoruz. Biz artık 2053 yılını konuşuyoruz. 40 trilyon dolarlık yurtiçi hasıla var. Ülkemizin gelişmesine katkı sağlamak için gayret içindeyiz. Orta koridorun vazgeçilmez ülkesi Türkiye’dir. Birçok yatırım yaptık, yatırımlara devam edeceğiz. Bir yük trenini kesintisiz bir şekilde her yere gönderiyoruz. Gelişen zamanda doğu batı değil, Kuzey güney koridorları da gündeme geldi. Hem kuzey güneyi inşat etmek için Ovaköy sınır kapısına kadar demiryolu ve otoyol projemiz var. Burası kalkınma yolu olarak adlandırılıyor. Denizden gelen yüklerin artık kara ve demir yoluyla Avrupa’nın her noktasına geçişi sağlanmış olacak. Proje bitti, Türkiye, Irak, BAE ve Katar bu projenin içinde. Burada Türk müteahhitlerin yoğun bir şekilde yer almasını bekliyoruz. Bu projeyi hayata geçireceğiz. Burada sadece Marmaray’ı değil, Yavuz Sultan Selim köprüsünden geçecek demir yolunu da söylemek istiyorum. Marmaray’a alternatif bir güzergahı hayata geçireceğiz. Orta koridorda kapasiteyi arttırmak için bir koridor hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu da hayata geçince oradaki kapasitemiz artmış olacak” ifadelerine yer verdi. ERİŞİM HIZI REKABETTE BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR 12. Kalkınma Planındaki hedeflerin tutturulabilmesi için lojistik ve ulaştırmadaki amaç ve politikaların önemine dikkat çeken Özgener, “Planda rekabetçi üretim ve ihracatı destekleyen ulaştırma altyapısının sağlanmasının temel amaç olarak belirlenmesini önemli buluyoruz.  Ulaştırma ve lojistikte bölgesel bir üs olma potansiyelimizden azami düzeyde faydalanılması gerekiyor.  Sürdürülebilir ekonomiler için kalitenin yanı sıra erişim hızı ve zaman rekabetinin de büyük önem taşıdığını görüyoruz. Ortaya çıkan sonuç, ulaşım ve lojistiğin, sektörel verimliliğin ayrılmaz bir bileşeni olduğunu ortaya koyuyor. Geldiğimiz noktada; dünya genelinde lojistik odaklı bir ticari koridor mücadelesinin de başladığını görüyoruz. Ulaştırma hamlelerinin ve ticaret koridorlarının ülkemiz ekonomisi için ne derece önemli olduğunu zatıaliniz de her fırsatta vurguluyorsunuz. Ulaşımın Yüzyılında modern, yenilikçi, dinamik, insan odaklı yatırımlar ve dev projeler ile Türkiye hızlanıyor” sloganınızın dünyadaki gelişmeler ekseninde ülkemizin sahip olması gereken hedefleri tam olarak karşıladığını düşünüyoruz.  Ülkemizin yer almadığı uluslararası bir ticaret koridoru olamaz. Ülkemizin, kıtalar ve bölgeler arasındaki kilit konumu, ulaştırma koridorlarının geliştirilmesine yönelik birçok potansiyel projeyi mümkün kılıyor. İşte tam bu noktada kentimizin, en büyük ticari partnerimiz olan Avrupa Birliği’ne yakınlığından kaynaklanan eşsiz konumu ile pek çok fırsat sunduğunu ve ülkemizin bu yöndeki hedeflerinde mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu. OVP GELECEĞE DAİR YOL GÖSTERİYOR Eylül ayında Orta Vadeli Program iş dünyamızın geleceğe dair beklentileri için önemli bir yol gösterici olduğunu belirten Özgener, “Bu ay ise önümüzdeki 5 yılın yönünü belirleyecek 12. Kalkınma Planımız açıklandı. 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı'nda büyümenin ortalama yüzde 5 olması, enflasyonun yüzde 4,7’ye düşürülmesi, dünya mal ihracatından aldığımız payın yüzde 1 civarından yüzde 1,3'e yükselmesi hedefleniyor. Bu hedefler, enflasyonun tek haneye düşürülmesinde ve sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında en kilit faktörün, ihracatın arttırılması olacağını ortaya koyuyor. Bütün bu orta vadeli hedefler ve enflasyonla ilgili kararlılık ortaya konulurken, para politikasının normalleşmesi de çok büyük bir önem taşıyor” dedi. DOĞRU POLİTİKALAR HIZLI ŞEKİLDE UYGULANMALI Seçimlerden itibaren toplam faiz artışı 2 bin 650 baz puan olduğunu hatırlatarak, faizlerin 12 ay sonra   enflasyon beklentilerinin altında olduğundan ve piyasalarda faizleri suni bir şekilde düşük tutan finansal mühendislik uygulamalarının da son bulması gerektiğini vurgulayan Özgener, “Merkez Bankası’nın bugün açıkladığı kararlarla, bankaların tahvil tutma yükümlülüğünde değişikliğe gidilirken, alınan bu kararları fiyatlama mekanizmasının doğru işlemesini engelleyen kararların düzeltilmesi açısından da önemli buluyoruz. Önümüzdeki süreçte, mevduat ve kredi faizleri yükselmeye devam edeceğini, ancak ticari kredilere erişimin pahalı da olsa artacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, bu kararlar Kur Korumalı Mevduattan TL mevduatlara doğru çıkışları artıracak, programa olan güveni yükseltecektir. Yurtiçi piyasalarda daha fazla ve daha hızlı doğru adımların atılmasının, ekonomimiz ile ilgili riskleri azaltırken, yabancı sermaye girişlerini de artıracağına inanıyoruz. Artan jeopolitik riskler de göz önüne alınırsa, doğru politikaların hızlı bir şekilde uygulanması ve hem yurtiçi hem yurtdışı yatırımcıların TL cinsinden finansal varlıklara tekrardan güvenebilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. İZMİR LİMANLARI DIŞ TİCARETİN ÇIKIŞ KAPISI İzmir gümrüklerinin sadece kent için değil, birçok ilin dış ticaretinde çıkış kapısı olma özelliğine sahip olduğunu söyleyen Özgener, “Bu nedenle liman bağlantılı demir yolu hatlarının iyileştirilmesi konusunda çalışmalar yapılmasını önemsiyoruz. Ayrıca şehir içi ulaşımın kolaylaştırılması amacıyla İZBAN hattının kuzeyde Bergama, Dikili, güneyde Bayındır, Ödemiş ve Tire’ye, doğuda Kemalpaşa ve Menemen’e saçaklanmasının kentimize ve bölgemize önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Bölgemize büyük güç verecek Çandarlı ve İzmir Alsancak Limanının bir bütün olarak değerlendirilmesi, kentimizde bulunan limanların kapasitelerinin ve karayolu taşımacılığının verimliliğinin arttırılması önem taşıyor. Bu noktada, İzmir Alsancak Limanı, ülkemizin en önemli ihracat ve ana limanlarından birisi olmasına rağmen gerçek potansiyelini hayata geçiremiyor. Yeni nesil gemilerin körfeze girişini teminen yaklaşım kanalının derinleştirilmesiyle (derin su yolunun oluşturulması) birlikte İzmir Alsancak Limanının kapasitesinin arttırılmasının, yan ısıra konteyner, ro-ro, ro-pax ve kruvaziyer fonksiyonları ile varlığını sürdürmesinin önem taşıdığını düşünüyoruz” dedi. KÖRFEZ GEÇİŞ PROJESİSİNİ DESTEKLİYORUZ İzmir’de hayata geçirilmesi beklenen projelerden de bahseden Özgener, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı; “Bakanlığınız uhdesinde hayata geçirilmesi planlanan İzmir-Kuzey-Doğu Çevre Otoyolu etüd, proje ve fizibilite çalışmalarının bir an önce bitirilerek, ulaşım ana planı ve imar planlarına işlenmesi ve yapımının gerçekleştirilmesi, kentimizin ulaşım ve lojistik altyapısının geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Kentimizin kalkınması açısından önemli fırsatlar barındırdığına inandığımız ve yeşil ve mavinin aynı alanda buluştuğu İnciraltı’nın bir turizm merkezi olarak kentimize kazandırılması, özellikle termal, sağlık ve spor turizmi odağında “iyi yaşam” temasıyla yatay mimari gözetilerek tekrar planlanması, imar planlarının kısa sürede yürürlüğe girmesi ve yatırımcıya sunulur hale getirilmesi konusunu önemsiyoruz. Bu sürecin ortak akıl ve sinerjiyle, kentimizin üst yararına olacak şekilde tasarlanabileceğine ve İzmir’in kurum, kuruluşları olarak ortak bir paydada buluşabileceğimize inanıyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından planları yapılan İnciraltı’nın sağlık turizmine kazandırılması ve planda yer alan, çevre yollarını halka şeklinde saracak, İzmir’in kuzeyi ile güneyini birbirine bağlayacak Körfez Geçiş Projesi’ni desteklediğimizi ve bir an önce hayata geçirilmesi temennisinde olduğumuzu belirtmek istiyorum.” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bakan Uraloğlu’ndan İzmir’e: Yükümüzü biraz daha artırın

Hazır giyim ve tekstil sektörünün kalbi İzmir’de atıyor Haber

Hazır giyim ve tekstil sektörünün kalbi İzmir’de atıyor

Hazır giyim ve tekstil sektörü için büyük önem taşıyan Fashion  Prime 6. Tekstil, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri Fuarı İzmir’de kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından  Fuarizmir’de 17-19 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek etkinlikte moda ve hazır giyim sektörünün ihtiyaç duyduğu ürünleri üreten ve bu ürünlerin ticaretini yapan tedarikçiler, bir araya gelecek. Fuar, Uluslararası Türkiye Tekstil Bienali kapsamında düzenlenecek "sürdürülebilir tekstil" temasıyla iklim değişikliği ile yaşanan su krizinde keçeye dikkat çekmek için hazırlanan "Meradan Podyuma Keçe Defilesi"ne de ev sahipliği yapacak. Etkinlikte konuşma yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu yıl 6.’sı düzenlenen fuarımız tamamlandığında tekstil sektörünün gücüne bir parça daha güç katacağını umut ediyorum. Bu başarıyı daha uzun yıllar tekstil sektörümüzle omuz omuza sürdürmek kararlılığındayız. Tekstil ve moda sektörünün kalbi daima İzmir’de atmaya devam edecek” dedi. MODANIN KALBİ İZMİR’DE ATMAYA DEVAM EDECEK Bu fuarın 2019’dan beri 11 adet düzenlenen uluslararası uzmanlık fuarlarından sadece biri olduğunu söyleyen Soyer, “Fuarımız 4 yıl içinde 30’a çıkarttığımız fuarlardan sadece bir tanesi. Aynı zamanda tekstil sektörünü dünyayla buluşturan ve şehrin ekonomisini büyüten çok kıymetli bir fuar. Bu yıl 6.’sı düzenlenen fuarımız tamamlandığında tekstil sektörünün gücüne bir parça daha güç katacağını umut ediyorum. Bu başarıyı daha uzun yıllar tekstil sektörümüzle omuz omuza sürdürmek kararlılığındayız. Tekstil ve moda sektörünün kalbi daima İzmir’de atmaya devam edecek. Moda sektörünün önündeki en büyük hedeflerden biri markalaşabilmek. Ülkemizin bu sektördeki müthiş gücünü bu güçle doğru orantıya sahip markalarla buluşturmak mecburiyetindeyiz. Fuarımızın bu konuda da katkılar sağlayacağına inanıyoruz” diye konuştu. FUARLARIMIZ SEKTÖRÜ DAHA İLERİYE TAŞIYACAK Fuarın bu yıl yaklaşık 170 katılımcısıyla sektörün her ihtiyacını karşılanabileceği yeni iş birliklerine fırsat tanıyan, hem sektörün hem de İzmir fuarcılığının gelecek sağlayacak bir etkinlik olduğunu ifade eden Moda Tekstil Konfeksiyoncular Sanayici İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Salkım, “Moda fuarlarımızın birbirlerine sağlayacağı destekle emek verdiğimiz sektörümüzü daha ileriye taşıyacağına inancımız tam. Sahip olduğumuz köklü moda endüstrisi ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz ülkemiz ihracatının lokomotif gücü konumunda. Kentimizdeki vasıflı iş gücü, kaliteli üretim tesisleri ve rekabetçi fiyatlar ise çok sayıda uluslararası moda markasını bölgemize çekiyor. Sektörümüzün yıllardır katma değer üretimi için yaptığı çalışmaların meyvelerini alması ve küresel eksende optimum rekabet gücüne ulaşmasını istiyoruz. Küresel büyüme henüz kovid öncesi performansı yakalamış değil. Ancak sektör olarak toparlanma sürecinde tek yol olarak ihracat olarak öne çıkıyor. İzmir’in moda fuarlar kenti olarak anılması ülke ekonomimize de ivme kazandıracak bir etken. Fuarlar ile uluslararası pazarlardaki yerimizi güçlendirmek ve ihracatımızı arttırmak sektörün gücüne en büyük katkı payı sağlayacağı unsurların başında geliyor. Bunun yolu da tasarım, teknoloji ve inovasyondan geçmekte. Fuarımız bu yüzden çok kıymetli” diye belirtti. PAYDAŞLARIMIZ FUARLARA DESTEK VERMELİ Fuarların büyümesi için sektör paydaşlarına seslenen Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, “Ege Giyim Sanayicileri Derneği 17 yıldır İBB ve İZFAŞ ile partner olarak sürdürmekte olduğu fuarlara yenilerini ekleyerek sektöre hizmet etmeye devam etmektedir. Fuarların büyümesi için tüm paydaşların katkı sağlaması büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz ihracatının lokomotifi olarak bilinen hazır giyim ve konfeksiyon sektörü kentimiz için önemli bir iş alanıdır. Öte yandan, kadın istihdamının yüzde 60 sağlamasıyla da ayır bir öneme sahiptir. İZFAŞ tarafından yıl boyunca yurt dışında ve ülke genelinde gerçekleşen tanıtımlar sayesinde kentimiz alıcılarla buluşmaktadır. İşte bu iş birliklerinin devam etmesi gerçekten kentimize ve sektörümüze katkı sağlıyor” dedi. İHRACATI ARTIRMANIN YOLU FUARLARDAN GEÇİYOR Hazır giyim ve tekstil sektörünün ihracatının zor günlerden geçtiğini dile getiren Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar Bağcı, firmaların ürün ve hizmetlerini ziyaretçilere sundukları, alıcılar ile karşılaştıkları ve birebir temas kurdukları etkinlikler ihracatın sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Özellikle hazır giyim sektörü için kumaşa dokunmanın ve hissetmenin önemli olması nedeniyle yüz yüze görüşmelerin sağlayacağı faydalar vazgeçilmez nitelikte. Bu durumu pandemi sürecinde düzenlediğimiz fuarlarla da gözlemledik. Şehrimizin fuarlarına birlik olarak desteğimiz artarak sürecek. İçinde bulunduğumuz küresel zorluk konjonktürel dünya ticaret hacmi küçülmekteyken agresif dış pazarlama yapmamız zorunluluk hali almıştır. İhracat rakamlarımız maalesef istediğimiz derecede değil. Sektörümüzün yılın ilk 9 ayındaki performansını geçtiğimiz yıl aynı dönemle kıyasladığımızda Türkiye genelinde Dolar bazında yüzde 8 Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği özelinde yüzde 9 oranında geride tamamladı. Bu kayıp önümüzdeki aylarda maalesef önümüzdeki aylarda devam edecek. İhracatımızı 40 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. İhracatımız zor dönemlerden geçerken hedefimize ulaşmanın yolu yeni müşteriler bulmaktan, yeni müşterilerle tanışmanın en kolay yolu da yurt içi ve dışında fuarlara düzenli katılımdan geçiyor” ifadelerini kullandı. İZMİR’İN İHRACATTAKİ PAYI YÜZDE 6 Tekstil sektörünün kentin ve bölgenin ihracat ve istihdamını artırmakta kilit taşı olduğunu ifade eden Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ateş İlyas Demirkalkan, “Sektör İzmir’in net ihracatçı olmakta da net baş rol oynamaktadır. Tekstilde düşüş olmasına rağmen giyim eşyaları ve tekstilde İzmir’in payı yüzde 6 bölgemizin payı yüzde 11’ler civarındadır. Öte yandan, küresel ekonomideki varlığımı güçlendirmek istiyorsak sektörümüzün gelişen teknolojiler doğrultusunda katma değerli üretimini de artırması gerekiyor.  Bu kapsamda yeni teknolojilere erişmemizi sağlayan bu tür organizasyonlar kent ekonomisi için çok önemlidir” dedi.  İZTO SEKTÖRE DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEK Hazır giyim ve tekstil sektörünün büyümesi için İzmir Ticaret Odası olarak desteklerine devam edeceklerini belirten İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, “Fuarımızın yakın gelecekte katılımcı ve ziyaretçi sayılarını daha da arttırıp resmi olarak uluslararası unvanı alarak sektörün Avrupa’daki önemli etkinlikler arasında yerini alacağının altını çizmek isterim. Tekstil ve hazır giyim sektörü ortaya çıkardığı üretim değeri, yarattığı istihdam ve ihracattaki payı ile her geçen gün güçlenen ve büyüyen bir yapıya sahip. Sektör önde gelen tecrübeli markalarıyla bölgemizin bir tekstil üssü olmasını sağlıyor. Sektörümüz ihracattaki başarasıyla kentimizi ve bölgemizi uluslararası alanda bir çekim merkezi haline getiriyor. Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim ihracatının yaklaşık yüzde 6'sının İzmir’den gerçekleştiğini görüyoruz. Bu oranın daha da yükselmesi ve İzmir’den moda tekstil ve hazır giyim sektörünün tam kapasite değerlendirilmesi için biz de elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyoruz” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir'de 9. Germiyan Festivali’nde renkli görüntüler yaşandı

Süt ve süt ürünlerine yüzde 15’lik zam Haber

Süt ve süt ürünlerine yüzde 15’lik zam

Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Ağustos’tan itibaren çiğ süt tavsiye fiyatını 11,5 TL olarak açıklamıştı. Açıklanan bu fiyat ne üreticiyi ne de sanayici memnun etti. Geçtiğimiz günlerde de Türkiye genelinde çiğ süt fiyatlarına yapılan fiyat güncellemesi ile süte 1 TL’lik zam yapıldı. Ardından Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilerle birlikte süt ve süt ürünleri üretiminin neredeyse tamamında düşüş yaşandığı gözlemlendi. Yaşanan bu gelişmelerin hem üreticiyi hem de sanayicileri olumsuz etkilediğini belirten İzmir Ticaret Odası (İZTO) Süt Grubu Komite Başkanı Seracettin Özkan, sanayicilerin zor zamanlardan geçtiğini ifade etti. Değişen Türkiye ekonomisinde fiyatları biraz olsun dengede tutabilmek için bir süredir süt ve süt ürünlerine zam yapmadıklarını belirten Özkan, bugünden itibaren süt ve süt ürünlerinin tamamına yüzde 15’lik bir zam yapılacağını açıkladı. SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNE ZAM Üreticinin ve sanayicinin girdi maliyetleri karşısında bir hayli zorlandığını söyleyen Özkan, “Perakende de kar marjları çok düşük. 2 yıl önce İzmir genelinde sepet ortalamamız 70 liraydı. Bugün enflasyon yüzde 400 arttı. Buna karşılık bizim sepet ortalamamız sadece 2 kat artarak 140 lira oldu. Sepet ortalamalarının bugün 300-400 TL civarında olması lazımdı ama vatandaşımızın alım gücü de çok düştü. Biz her şeye rağmen süt ve süt ürünlerinde bir süredir piyasa dengelensin diye tolere tanıyarak zam yapmadık. Fakat sanayicimiz artık girdi maliyetleriyle baş edemez oldu. Bu yüzden bugünden itibaren süt ve süt ürünlerinin tamamına yüzde 15 oranında bir zam geldi. Birkaç ay sonra asgari ücret zammı da olacak. Biz de mecburen durumumuzu kurtarabilmek için ürünlere zam yapmak zorunda kalacağız. Üretici, tüketici ve sanayiciler olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz. Maalesef durumumuz pek iç açıcı değil” diye konuştu. USK İŞLEVİNİ YİTİRDİ Açıklanan süt fiyatının gerçeklikten çok uzak olduğunu belirterek USK’nın artık işlevini yitirdiğini dile getiren Özkan, “Süt maliyetinin bir hesabı var. Bu günkü şartlarda 1 kilo 700 gram yemin, 1 kilo süte denk gelmesi gerekiyor. USK’nın açıkladığı fiyat bunun çok altında kalıyor. Bugün USK’nın 11,5 TL olarak açıkladığı süt fiyatına hiçbir sanayici süt almıyor. O yüzden şu anda tamamen kooperatiflere bağlı bir fiyat belirleniyor. En büyük firmalar dahil bu fiyatlara süt almıyorlar. USK’nın önümüzdeki günlerde bir toplantısı daha olacak. Orada da bir fiyat dengesi yakalanmazsa konseyin hiçbir işlevi kalmamış olacak” dedi. SERBEST PİYASA BAŞKA YERLERE GİDİYOR Ulusal Süt Konseyi’nin 2 yıldır düşük fiyat açıklaması sebebiyle serbest piyasa ekonomisinin farklı yerlere gittiğini ve büyük fabrikaların direkt olarak artık üreticiden süt aldığını söyleyen Özkan, “Önceden büyük firmalar, müteahhit firmalardan süt alırlardı. Geldiğimiz noktada artık direkt çiftliklere giderek süt alıyorlar. Bu durum serbest piyasa anlayışını başka yerlere getiriyor. Eskiden USK süt fiyatını belirlediği zaman bizim sahaya inmemize gerek kalmıyordu. Herkes buna odaklanıyordu ve Türkiye genelinde standart bir fiyat oluşabiliyordu. Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (ORKOOP) Ege Bölgesi’nde şu an 13,5 ve üzeri süt satış fiyatı var. Sanayiciler kırsal yerlerde 10-11 TL’lik sıcak süt alımı yapıyor. USK’nın sonraki toplantıda ORKOOP’un üzerinde bir fiyat vermesi lazım ki biz USK üzerinden süt alabilelim” ifadelerini kullandı. SÜTTE TEK FİYAT OLMALI Gün geçtikçe artan maliyetler sebebiyle süt üreticisinin azaldığına dikkat çeken Özkan, “Çiftçilerimizin aldıkları süt parası ancak hayvanının yemine, yakıtına gidiyor. Çiftçilerimiz çalıştıkları işin karşılığını alamayınca da hayvanlarını kesime gönderiyor ve daha fazla bu işi yapmıyor. Yeni nesil zaten hevesli değil bu işlere. Durum böyle olunca da sektördeki çiftçilerimizin sayısı azalıyor. Bunu da zaten açıklanan verilerden görebiliyoruz. Üretici için çiğ süt maliyetinin unsuru dışında nakliye, işçilik, enerji, ambalaj, finansman giderleri eklendiğinde daha ciddi maliyetler doğurmakta ve bu da rekabeti zorlaştırıyor. Süt ve süt ürünleri sektöründe yaşanan sıkıntıları düzeltebilmek için çiğ sütte aynı şekilde hem üreticinin hem de son tüketicinin rahatlıkla alabileceği bir fiyat olmalı. Bunun içinde ya USK’nın ya da devletin belirleyeceği bir yem kilogramı ile süt fiyatının tüm Türkiye’de aynı olması gerekir” şeklinde konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Üretimde düşüş: Süt ve süt ürünlerinde zam çanları

İZTO'dan iki ülkeyi birleştiren anlaşma Haber

İZTO'dan iki ülkeyi birleştiren anlaşma

Bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında toplam 131 oda ve kurum ile 110 anlaşma imzalayan İzmir Ticaret Odası’nın 111’inci kardeş odası, Sao Paulo Ticaret Odası oldu. Toplam dış ticaret hacmi 5,6 Milyar dolar seviyesinde olan iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendiren bu anlaşma ile İzmir ile Sao Paulo Ticaret Odaları birlikte çalışıp iş birliğini güçlendirecek, Türk firmalar Brezilya’da farklı sektörlerde de var olma imkanı bulacak. İLK ADIM SAO PAULO’DA ATILDI İZTO ile Brezilya arasındaki iş birliğinin ilk adımı, 2022 yılında T.C. Ticaret Bakanlığı desteği ile yürütülmekte olan Tıbbi Cihaz ve Malzeme URGE (Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi) Projesi kapsamında atıldı. Türkiye’nin ve İzmir’in giderek artan bir potansiyel barındıran tıbbi cihaz ve malzeme sektörünü, Latin Amerika pazarlarında tanıtmak amacıyla başlatılan proje ile Brezilya’nın Sao Paulo ve Şili’nin Santiago şehirlerinde İkili İş Görüşmeleri Yurtdışı Pazarlama Organizasyonu gerçekleştirildi. TİCARET ODALARI ARASINDA PROTOKOL İMZALANDI Sao Paulo’da kurulan önemli bağlar meyvelerini kısa sürede verdi ve iki kentin ticaret odaları arasında iş birliği protokolü imzalanması kararlaştırıldı. İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve Brezilya Sao Paulo Ticaret Odası arasındaki işbirliği protokolü imza törenine, İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, Sao Paulo Ticaret Odası Konsolosluklar ve Uluslararası Ticaret Odaları Konseyi Koordinatörü Ricardo Cury, T.C. Sao Paulo Başkonsolosu Gürsel Evren, T.C. Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya,  Brezilya İzmir Fahri Konsolosu Ali Tamer Bozoklar, Sao Paulo Ticaret Ataşeleri Gökçen Türk ve Seçil Önel, İZTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Tanyeri, İZTO İş Geliştirme Müdürü Pınar Karayılanoğlu, Uluslararası Etkinlikler ve Turizm Müdürü Uğur Sülün ile İZTO İş Geliştirme Müdürlüğü Uzmanı Suğun Şıvga Keleş katıldı. KIZILGÜNEŞLER: PEK ÇOK SEKTÖRDE İŞBİRLİĞİ İMKANIMIZ VAR Brezilya’nın Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde ülkemizin en büyük ticaret partneri konumunda olduğunu vurgulayan İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, “İki ülke arasındaki toplam dış ticaret 5,6 Milyar dolar seviyesinde. İzmir Ticaret Odası olarak, T.C. Ticaret Bakanlığı’ ‘Uzak Ülkeler Stratejisi’ ile 18 ülkeye yönelik desteklerden faydalanıyoruz. Brezilya bu hedef ülkeler arasında olumlu farklılıkları olan çok önemli ve büyük bir pazar. 2022 Eylül ayında URGE Tıbbi Projemiz Heyeti ile Brezilya Sao Paulo Ticaret Odası’nda ağırlandık, verimli görüşmeler yaptık ve sonuç olarak şuan kardeş oda anlaşması imzalamak için bir araya geldik. İzmir pek çok farklı sektörde üretim ve ihracat potansiyeli olan, geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bir ekonomiye sahip. Farklı sektörlerde pek çok işbirliği yapma imkânımız var. Kardeş oda anlaşması ile hali hazırda geliştirdiğimiz olumlu ilişkilerimizi daha da günlendirerek, daha fazla alanda iş birliği yapacağımıza inanıyoruz” dedi. CURY: ÜRÜN GRUPLARINI ÇEŞİTLENDİRMEK MÜMKÜN Sao Paulo Ticaret Odası Konsolosluklar ve Uluslararası Ticaret Odaları Konseyi Koordinatörü Ricardo Cury, “İki ülke ve şehir arasında dış ticaret rakamları daha da yükseğe çekilebilir. Dış ticaret ürün gruplarımızı da çeşitlendirmemiz mümkün. Kardeş oda anlaşması ile ortak çalışmalarımıza ve işbirliklerine daha da hız vereceğimizi düşünüyoruz” diye konuştu. Türkiye Sao Paulo Başkonsolosu Gürsel Evren ise, “2022 yılında ortaya çıkan Sao Paulo Ticaret Odası ve İzmir Ticaret Odası’nın kardeş oda olması fikri karşısında İZTO hemen harekete geçti. İki şehir de yüksek potansiyelli, ülkelerinin önemli şehirleri. Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılı çerçevesinde şehirlerimiz arasında bağı arttıracak kardeş oda anlaşması imzalamaktan dolayı çok mutluyum” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de feci kaza: Erkek arkadaşını vurdu

İZTO’dan e ticaretteki kalifiye personel eksikliğine çözüm! Haber

İZTO’dan e ticaretteki kalifiye personel eksikliğine çözüm!

İzmir Ticaret Odası 80. E-Ticaret Grubu Meslek Komitesi ve İzmir Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile iş birliği ile başlatılan, istihdama ve sahada kalifiye personel yetiştirilmesine doğrudan katkıda bulunacak E-Ticaret Destek Personeli Pilot Projesi’nin ilk iki aşamasında, İzmir Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri, temel e-ticaret konularında eğitim aldı. Projenin üçüncü aşamasında öğrenciler ve sektör temsilcileri buluştu. Son aşamada ise; farklı sektörde faaliyet gösteren, kendi e-ticaret sitesi üzerinden satış gerçekleştiren İZTO üyeleri, öğrencileri firmalarında stajyer olarak kabul etti. Bu sayede öğrenciler staj yaptıkları firmalarda, sanal mağazada ürün girişlerinin yapılmasından, gelen siparişlerin onaylanarak teslimatına kadar olan e-ticaret iş sürecini uygulamalı olarak işbaşında öğrenme fırsatı buldu. Firmalar ise ara elaman sorununu çözdü. ÖZGENER: YETİŞMİŞ PERSONEL SIKINTISI VAR E-ticaret yapan işletmeler için sanal mağazalarında ürün girişlerinin yapılması, gelen siparişlerin oluşmasından teslimatına kadar olan sürecin doğru planlanarak takip edilmesinin çok önemli olduğuna değinen İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “E-ticaret gerçekleştirmek ve satışlarını artırmak isteyen üyelerimiz, söz konusu iş sürecini takip edebilecek yetişmiş personel sıkıntısı yaşadıklarını sıklıkla dile getiriyorlar. Bu doğrultuda, üyelerimizin yaşamış olduğu yetişmiş personel sıkıntısını gidermeye yönelik örnek bir model oluşturmak için Oda olarak, İzmir Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi iş birliği ile “E-Ticaret Destek Personeli Pilot Projesi’’ çalışmalarını başlattık. Önümüzdeki süreçte proje alanını daha da genişleterek daha çok firmaya ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. TÜRKİYE’NİN İLKLERİ ARASINDA YER ALIYOR Özgener sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu önemli projemize mentörlük yapan “80. E-Ticaret Meslek Komitemiz, Türkiye’nin ilkleri arasında yer alıyor. Oda-borsa bünyesinde kurulan öncü e-ticaret meslek komitelerinden biri konumunda. 80. Meslek Grubuna kayıtlı 1107 üyemizin büyük bir çoğunluğu, pazaryeri, dijital pazarlama, altyapı sağlayıcısı gibi hizmet sağlayıcılarından oluşuyor.  Her geçen gün kayıtlı üye sayımızın artıyor olması, İzmir’de e-ticarete yönelimin de giderek yaygınlaştığını gösteriyor” ÖZKAN: HEM ÖĞRENCİLERE HEM ÖĞRETMENLERE KATKI SAĞLAYACAK Projenin öğrenciler için önemli bir fırsat olduğuna değinen İzmir Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Selime Özkan ise, “Projenin öğrencilerimizin meslek edinmesinde ve istihdamında, sektörün nitelikli elaman kazanmasında ve ayrıca öğretmenlerin sektördeki gelişmeleri yakından izleyerek eğitim öğretime yansıtmasında çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. İşletme yetkilileri ile öğrencilerimizin birlikte mesleklerini konuşuyor olduğu bu ortam, ulusal ve uluslararası düzeyde iyi bir örnek. İzmir Ticaret Odası’na ve emeği geçen komite üyelerine çok teşekkür ederim” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Milletvekilleri İZTO'da kadınlar için bir araya geldi

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.