[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#kadın

kadın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kadın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kadın cinayetlerine siyasi engel: Önergeler kabul edilmiyor Haber

Kadın cinayetlerine siyasi engel: Önergeler kabul edilmiyor

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER/ Türkiye, üzerinde yaşayan her canlı için aktif bir mezar haline geldi. Kadın, çocuk, hayvan ve daha birçok canlı katlediliyor. 14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinden bu yana 527 kadın öldürüldü. 334 kadın ise şüpheli ölümler ile anılıyor. Katledilen kadınların ölümleri toplumda infiale neden olurken konuya dair bir çözüm getirilemiyor. Ölümlerin çözümü için ilk mecra olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ise çözüm üretmekten uzakta kalıyor. 14 Mayıs’tan itibaren en az kadın cinayetlerine yönelik en az 39 önerge verilirken sadece 6’sı kabul edildi. Muhalefetin verdiği 33 önerge ise ‘Gündemde’ bekliyor. Mecliste yine vekillerin verdiği 50 yazılı önergesi ise zamanın da cevaplanmazken 28. Dönem 1. Yasama Yılı’ndan kalma önergeler bulunuyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğlluları, “Meclise gelen önergelerin iktidar kanadının reddediyor çünkü kendi ürettikleri politikalar sonucunda kadınlar katlediliyor” derken Demokrasi ve Atılım Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen ise yaptığı açıklamada, “Kadın cinayeti, çocuk istismarı, gençlerde artan uyuşturucu kullanımı gibi toplumun her kesimini kapsayan ve her kesimin bir sorun olduğu konusuna mutabık kaldığı bir konu olsa bile bu tarz bir yönteme gidiyorlar” diye konuştu. 17 AYDA 527 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilleri seçiminden itibaren 2024 eylül ayına kadar toplam 527 kadın öldürüldü. 334 kadın ise şüpheli bir şekilde öldü. Öldürülen kadınların 232’si 2023 Mayıs-Aralık ayları arasında katledildi. 295 ise 2024 Ocak-Eylül ayları arasında katledildi. Öldüren 527 kadını; Evli olduğu erkek, eski partneri, oğlu, tanıdığı biri, akrabası, babası, tanımadığı birileri öldürdü. Öldürülen kadınlar evinde, sokakta, işyerinde, otelde, arabada yaşamın her alanında katlediliyor. GÜNDEMDEN ÇIKAMIYOR 14 Mayıs Milletvekili Seçimlerinden sonra mecliste gurubu bulunan partiler kadına yönelik şiddet konulu en az 39 araştırma önergesi verdi. Bunların 22’sini DEM Parti Milletvekilleri verirken, CHP ve İYİ Partili vekiller 7’şer önerge ile ikinci sıra yer aldı. AK Parti, MHP, Sadet Partisi’de 1’er araştırma önergesi teklifi sundu. Meclise sunulan araştırma önergelerinin yalnızca 6’sı kabul edilirken 33 tanesi ise gündemde tutuluyor. Mecliste gurubu bulunan her partinin bir önergesi kabul edilirken geriye kanlar ise bekletiliyor. 28. Dönem 1. Yasama Yılı’ndan kalma önergeler bile bulunuyor. YAZILI ÖNERGELERE ZAMAN AYARI 28. Dönem 3 Yasama Yılı boyunca milletvekilleri kadına şiddete yönelik çözüm, araştırma, nedenleri konusunda toplamda 50 adet yazılı soru önergesi verdi. Bunların 19’unu DEM Parti vekilleri, 14’ünü CHP’li vekiller, 5’ini İYİ Partili vekiller, 4’nü TİP’li vekiller, EMEP ve DEVA Partililer 3’er, Yeniden Refah Partisi ve Bağımsız vekillerde 1’er yazılı önerge verdi. Verilen önergelerin 17 tanesi zamanında cevaplanırken, 23 tanesi zamanı geçtikten sonra cevapladı. 5 tanesi yanıtlanmayı beklerken 5 tanesi de yanıtlanmadı. Yazılı önergeler de en başarılı vekil ise mecliste gurupları bulunmayan TİP, EMEP ve DEVA Partililer oldu. KADINLAR ÖLÜYOR Mecliste verilen yazılı ve araştırma önergelerinin iktidarın ret oyu vermesine tepki gösteren Osmanoğulları, kadınların öldürülmesinin esas sebebinin iktidarın ürettiği politika olduğunu söyledi. Osmanoğulları, “Meclise gelen önergelerin iktidar kanadının reddediyor çünkü kendi ürettikleri politikalar sonucunda kadınlar katlediliyor. Kadın düşmanı ittifakın politikaları sonucu, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede çıkılmasının sonucu, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmayışının sonucu kadın cinayetleri artıyor onlarda sorumluları olarak araştırılmasına engel oluyorlar. Araştırılsın dendiğinde ortaya ne çıkacak? Kadın düşmanı politikaları ortaya çıkacak, kutsal aile dedikleri yapının kadın ve çocuğu hapsettikleri ortaya çıkacak, kadına olan şiddete boyun eğen bir aile yapısı ortaya çıkacak. Araştırılmasını isterler mi? Onlar daha iyi biliyorlar kadına şiddetin nedenlerini. Bilmiyorlarsa bizim her ay yayımladığımız verilere baksınlar. Her ay kaç kadın, nerede, kimin tarafından öldürüldü ve kaç şüpheli ölüm var hepsini tek tek yayımlıyoruz. O verilere bakıp öğrenebilirler. Kadın hakları ne zamanki tartışılmaya açılıyor o tarihlerde kadın cinayetleri daha çok artıyor. 2011 yılında kadına şiddet en düşük seyir ettiği dönemlerden biri. İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği tarih. Bu politikalar siyasi iktidarın eseri tabi ki istemezler bunun açığa çıkmasını. Bize diyorlar ki algı oluşturuyor. Kadın cinayetleri algı değildir. Kadın cinayetleri diye bir gerçek var bu ülkede. Somut bir biçimde artıyor. Sorumlusu da siyasi iktidardır. Bu ülkede ‘kutsal aile’ söylemi ortaya çıkmaya başlanıldığından beri kadın cinayetleri daha çok artmaya başladı. Biz buna ilk gün karşı çıktık, meydanlardan bağırdık. Bu politikalar aileleri yok edecek, ortadan kaldıraca dedik. Bu politika bir toplum sağlığı sorununa dönmüştür. Artık erkekler kadını öldürüyor, çocuklarını öldürüyor, sonra da geri dönüp kendilerini öldürüyor. Böyle bir felakete yol açıyor bu politika” değerlendirmesinde bulundu. ÇÖZÜM İÇİN PARLEMENTER SİSTEM ŞART Mevcut yönetim sisteminde bakanların ve milletvekillerin cumhurbaşkanına karşı kendilerini sorumlu hissettiğini söyleyen Kaya Ösen, bundan dolayı da kadın cinayetlerinin çözümünün parlamenter sitem olduğunun altını çizdi. Kaya Ösen, “Muhalefetten genel olarak gelen hiçbir konuyla alakalı hiçbir önergesini iktidar kabul etmiyor. Sayısal çoğunlukları olduğu için de çok kolay bir şekilde reddedebiliyorlar. Kadın cinayeti, çocuk istismarı, gençlerde artan uyuşturucu kullanımı gibi toplumun her kesimini kapsayan ve her kesimin bir sorun olduğu konusuna mutabık kaldığı bir konu olsa bile bu tarz bir yönteme gidiyorlar. Bu aslında siyasetin kutuplaşmış olması ve meclisin bütün gücünün ekarte edilmeye çalışılmasının da bir göstergesi. Soru önergelerini de bakanlara veriyoruz. Bakanlarda seçilmiş değil, atanmış kişiler. Atandıkları için de bütün sorumluluklarını onlara atayan tek bir kişiye yani cumhurbaşkanına karşı olduğunu düşünüyorlar. Bakanlardaki genel intiba halka karşı seçilmedikleri için veya milletvekilleri atama usulü ile seçildikleri içindir ki ‘Biz işimizi yaparız. Sizin görüşünüz bizi bağlamaz’ tarzı bir tavır içindeler. Aslında bu tabii ki mevcut yönetim sisteminin de ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha gösteriyor. Konu ayrımı yapmadan prensip olarak meclisin zaten azalmış olan gücünü iyice yok etmek ve denetleme görevini yapmaması için üretilen bilinçli bir politika bu. Bu sistem olduğu müddetçe, sayısal çoğunlukları olduğu müddetçe cumhurbaşkanının çizdiği doğrultuda istedikleri gibi hareket etmeye de devam ediyorlar. Biz ilk günden beri parlamenter sisteme geri dönmenin ne kadar önemli olduğunu hep altını çizmeye devam ediyoruz. Aslında bazı partilerimiz eskisi kadar parlamenter sisteme dönüşün altını çizmiyorlar. Bence Türkiye’deki siyasi tıkanmışlığın önünü açabilecek en önemli nokta bu. Bunun altında muhalefetin yeterli derecede çizmediğini de düşünüyorum ben açıkçası. Ben bir milletvekili olarak mecliste bunu çok ciddi bir şekilde yaşıyorum. Meclis tamamen bilinçli olarak etkisizleştirilip, bilinçli olarak itibarsızlaştırılıyor. Ve halka da bu tarz bir intiba veriliyor. Bilinçli olarak muhalefet vekilleri çalışmıyor algısı yaratıyorlar. Meclisi iyice itibarsızlaştırarak tamamen tek güç ve tek erk olarak kalmanın stratejisi güdülüyor şu anda” diyerek sözlerini tamamladı.

Karşıyaka’da kadınlara dijital destek Haber

Karşıyaka’da kadınlara dijital destek

Kadın girişimcilerin dijital dünyada daha etkin rol alabilmeleri amacıyla Karşıyaka Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü ile JCI İzmir: Genç Liderler ve Girişimciler Derneği’nin organizasyonu İş’te Dijital Kadınlar iş birliğinde eğitim gerçekleştirildi. Sancar Maruflu Sivil Toplum Yerleşkesi’nde düzenlenen iki saatlik eğitimde; yapay zeka ile üretim, pazarlama ve reklam süreçlerinde dijital araçların etkin kullanımı ve e-ticaret hakkında bilgiler aktarıldı. Etkinliğin bitiminde eğitmen Ozan Kanal’ın kontrolünde yapay zekadan nasıl yararlanılabileceğine ilişkin örnekler sunuldu, katılımcılar ile birlikte uygulamalar gerçekleştirildi. Yapay zekanın bugünün ve geleceğin teknolojisi olduğunu belirten JCI İzmir 2024 Başkanı Hakan Aktay, verilen destekten ötürü Karşıyaka Belediyesi’ne teşekkür etti. Kadınlara iş dünyasında daha güçlü yer edinme imkanı Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “Kadınların iş gücüne katılması, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimi için büyük önem taşıyor. Kadınların bilgiye ve teknolojiye erişim sağlaması, onlara iş dünyasında daha güçlü bir yer edinme imkanı veriyor. Amacımız, her kadının kendine güvenle, teknoloji ile donatılmış bir şekilde iş hayatında olmasını ve girişimlerini sürdürmesini sağlamak. Karşıyaka Belediyesi olarak, kadın girişimcilerin yanında olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

CHP'nin kadın yürüyüşü sona erdi: Şimdi geleceğimizi geri alma zamanı Haber

CHP'nin kadın yürüyüşü sona erdi: Şimdi geleceğimizi geri alma zamanı

SEMİ TEKTAŞ- CHP İzmir Kadın Kolları tarafından düzenlenen ‘Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor’ yürüyüşü bugün CHP İzmir İl Başkanlığı önünde yapılan basın açıklaması ile sona erdi. İl Başkanlığı önünde düzenlenen basın açıklamasına Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, CHP Kadın Kolları MYK Üyeleri, CHP İzmir Gençlik Kolları İl Başkanı Ruhsar Selis Çelik ve çok sayıda partili kadın katılım sağladı. Kurun, Türk bayrağının CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e teslim edeceklerini açıkladı. Öte yandan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İstanbul’da Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda düzenlenecek ‘Yaşam Hakkı’ mitingine davet etti. Aslanoğlu açıklamasında, “İzmir’in bir ucundan öbür ucuna yürüyüş gerçekleştirdiniz. Başında Selçuk’ta ortasında Gaziemir’de sonunda yine sizin bir adım arkanızda olmaktan mutluluk duyuyorum. Ülke çok büyük bir karanlıktan geçiyor. Çocuklarımız tacizle, tecavüzle karşılaşıyor, kadınlarımız ölümle karşılaşıyor. Maalesef İzmir gibi çağdaş yaşamın başkenti gibi yerde bile bunlarla karşılaşıyoruz. Evet ülke kötüye gidiyor ama başkanım benim yanıma ilk gelip ‘İzmir’in bir ucundan öbür ucuna yürüyeceğiz’ dediğinde evet uzun ama yapılabilir dedim. Bu yolculukta tüm kadın yoldaşlarımıza, İzmirli kadın hemşehrilerim teşekkür ediyorum. Bu ülke karanlık ama aydınlığa kadınlarımız, genç kızlarımız sayesinde çıkacak. Siz ülkeye umut oldunuz. Bu umudu bugün buradan alıp Ankara’ya, öncesinde İstanbul’a taşıyacağız. İzmir’de bir meşale büyüttünüz şimdi İstanbul taşıma vakti. Yaşam hakkı mitingimiz olacak, tüm İzmirlileri İstanbul’da bütük mitingimize bekliyoruz” dedi. ‘SAÇLAR KADININ ESARETİNİ VE CESARETİNİ SİMGELER’ ‘Kırık Saçlar’ söylemine vurgu yapan Kurun, “İşte biz kadınlar tüm bu yaşadığımız acılarımızın yanında hissettiğimiz öfkemizi eyleme dönüştürdük ve kadın kolları il başkanlığımız olarak, tüm kadınlarımız ve destekçilerimizle birlikte ‘kırık saçlar özgürlüğe yürüyor!’ diyerek yollara düştük. Neden kırık saçlar derseniz; Saçlar kadının hem esaretini hem de cesaretini simgeler. Kadının kimliği, toplumların ilişkisi, direnişinin yansıması olarak yüzyıllardır, kültürlerin, dinlerin, örf adet, gelenek göreneklerin içinde farklı anlamlarla donatılmıştır. Nice kadınlarımız saçının bir teli göründüğü için ölümle cezalandırılmış, nice kadınlarımız saçının bir teli göründü diye iffetsizlik ve ahlaksızlık ile suçlanarak toplumdan dışlamıştır. Nice kadınlarımız üzerinde baskı unsuru oluşturulmuş, saçını açmaya ya da örtmeye zorlanmış ve günümüzde hala zorlanmaktadır. Nice kadınlarımız evlendiğinde bakire olmadığı gerekçesiyle saçı kesilerek baba evine geri gönderilmiş, aile namusunu temizlemek için töre cinayetlerine kurban edilmiştir. Yıllardır kimliklerimizin en temel parçası olan bedenlerimiz üzerinde söz hakkı mücadelesi veriyoruz. Kadınların hayatları ile ilgili söz sahibi olunmaya çalışılmasına rağmen, kırıldığımız yeri kesip atarız, kırıldığımız yerden daha da güçlenerek ayağa kalkar, tüm cesaretimizle baskılara karşı, karanlığa karşı birleşerek aydınlık geleceğe doğru yürümeye devam ederiz” dedi. ‘İKTİDAR SÖZÜ’ ‘Bu hain terör saldırısında canlarını yitiren şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz’ diyen Kurun, “Terör nereden, kimden gelirse gelsin terördür, kabul edilemez. Ölümlerin olmadığı, hiç kimsenin burnunun kanamadığı bir ülkede yaşamak, bütün yurttaşlarımızın, hepimizin hakkıdır ve bu husus siyasi iktidarın sorumlulukları arasındadır. Halkımızı acı, belirsizlik, kitlesel korku ve panik haline esir eden, kadına, çocuğa, insana, doğaya ve doğadaki canlılara değer vermeyen gidişata son verilmeli, barışın, emeğin, eşitliğin, insanın, demokrasinin sesi yükseltilmelidir. Terörün; huzur, barış ve kardeşliğimizi bozmasına, geleceğimize olan inancımızı sarsmasına asla fırsat verilmemeli diyor, biz kadınların diğer tüm olumsuzluklara karşı yürüttüğümüz mücadelede ne şiddete ne de teröre teslim olmayacağımızı sizlerin huzurunda bir kez daha beyan etmek istiyorum. Slogan: susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Bizler, yılmadan usanmadan gerçekleri anlatacağız, bize yaşatılanları ve geçmişi unutturmayacağız, yalanlarını yüzlerine vuracağız. Yaşananlar içinizi cız ettiriyorsa, elinizden memleketin kayıp gittiğini düşünüyorsanız, bu gece yatmadan önce kendinize bir söz verin: iktidar olma yolunda çok çalışacaksınız!” dedi. ‘GELECEĞİMİZİ GERİ ALMA ZAMANI’ ‘Umut’ mesajı veren Zahide Kurun, “İnsanların seslerinin bastırıldığı, özgürlüklerin kısıtlandığı, her gün hayallerimizden bir bir vazgeçmek zorunda bırakıldığınız, adaletsizlik, eşitsizlik, haksızlık üzerine kurulu bu düzeni bitirecek güç bizde. Unutmayın, hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Söz bizimdir. Hiçbir güç, dayanışma içindeki halktan güçlü değildir. İçimizdeki cesaret, dayanışmamızın gücü ve umudumuzun sarsılmazlığı, bu karanlık düzeni yıkacak. Korkuyu elinde bir silah olarak kullananlara boyun eğmiyoruz. Biz, geleceği aydınlatacak o kıvılcımı taşıyoruz. El ele, omuz omuza, inancımızla ve direncimizle bu düzeni yıkacağız. Ve o gün geldiğinde, özgürlük, adalet ve umut her birimizin yüreğinde yankılanacak. Unutmayın sevgili dostlar… karanlığın en güçlü olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Şimdi ayağa kalkma zamanı…. Şimdi geleceğimizi geri alma zamanıdır” diye konuştu.

İzmir haber: Genç kızı öldürüp annesini yaralayan sanığın yargılanması sürüyor Haber

İzmir haber: Genç kızı öldürüp annesini yaralayan sanığın yargılanması sürüyor

İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Y.Y. bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada maktulün annesi Oya Taran, babası Rıza Alkan, tanık M.A, taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. Söz verilen tanık M.A, "Bir adamın geldiğini gördüm. Elinde kesici bir alet vardı. Sonra bekçiler bu adamı yakaladı. Şüpheli direnmeden teslim oldu. Köprüden inmemize az kala yerde iki kişinin yattığını gördük. Yanlarına gittik. Ben anneye, arkadaşlarım genç kıza müdahalede bulundu. Elbiselerimizi çıkarıp yaralarına tampon yaptık. Her ikisi de hayattaydı. Elinde bıçak olan adamı 5 saniye anca gördüm." diye konuştu. Alkan'ın annesi Oya Taran ile babası Rıza Alkan da sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini ifade etti. Savunmaya geçen Y.Y. ise yaşananlardan önce yanlış anlaşılma sebebiyle İlayda tarafından sağ bacağından bıçaklandığını iddia etti. Sanık avukatı, Y.Y'nin, olaydan kısa süre önce saat kulesi yakınlarında, maktul tarafından bıçaklanarak yaralandığını, olayı karşı tarafın başlattığını iddia etti. Mahkeme başkanı, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve sanık avukatlarının taleplerinin karşılanması için duruşmayı ertelemeye karar verdi. NE OLMUŞTU? İzmir'in Konak ilçesinde, 8 Mart'ta parkta oturdukları sırada bıçaklı saldırıya uğrayan İlayda Alkan ve annesi Oya Taran yaralanmış, hastaneye kaldırılan Alkan yaşamını yitirmişti. Yakalanan şüpheli Y.Y. ise sevk edildiği hakimlik tarafından tutuklanmıştı. Sanık hakkında "kadına karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "kadına yönelik kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Büyükşehir Meclisi’nde AK Partili üyeden skandal ifadeler: Öldüren kadar ölenler de suçlu! Haber

Büyükşehir Meclisi’nde AK Partili üyeden skandal ifadeler: Öldüren kadar ölenler de suçlu!

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ekim ayı Olağan Meclis Toplantısı Birinci Oturumu Başkan Cemil Tugay idaresinde gerçekleştirildi.  Mecliste AK Partili Bayraklı Meclis Üyesi Latif Aydemir’in ölen kadınlara yönelik sarf ettiği sözler damga vurdu. İstanbul Sözleşmesi ve kadın cinayetlerine yönelik açıklamaların yapıldığı meclis oturumunda Aydemir, “Öldüren kadar ölenler de suçlu” açıklaması yaptı. ÖLENLER DE SUÇLU AK Partili Aydemir açıklamasında, “Burada annelerimiz, bacılarımız, güzel konulara değindiler. Takdirle izleyip uyuşması gereken konular olduğunu da düşünüyorum. Hanımlarımızı, kadınlarımızı tenzih ediyorum; ama bir kısım bayanlar olmak üzere, erkeklerin de çoğunda öldüren kadar ölenler de suçludur. Bunu iyi irdelemek lazım. Kameranın olmadığı bir yerde, bir kadına ufak çentik atılsa direkt gözlerimizi karakolda açarız” dedi. AYDEMİR’DEN AÇIKLAMA Öte yandan skandal sözlerin ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Aydemir, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 14.10.2024 tarihli Ekim ayı meclis toplantısında son dönemde ülkemizde infial yaratan ve artan cinayet vakalarına dikkat çekmek amacıyla yapmış olduğum konuşmanın bir kısmı muhalif çevreler tarafından bağlamından çıkarılarak maksatlı şekilde servis edilmekte olduğunu üzüntü ve şaşkınlık ile kamuoyundan takip ediyorum. Konuşmanın tamamı incelendiğinde sözlerimin başında açıkça cinayet davaları açısından kadınları tenzih ederek konuşmama başladım. Görüntülerden de anlaşılacağı üzere mecliste giydiğim kıyafetim dahi siyah renkli olup, bu rengi tercih etmenin sebebi de kadın cinayetleri açısından tepkimi ve üzüntümü ortaya koymak idi. Bu kadar” diye konuştu. SAYGILI: DİSİPLİNE SEVK İŞLEMLERİ BAŞLATILMIŞTIR AK Parti Bayraklı Meclis Üyesi Latif Aydemir’in Meclis'te kadın cinayetleri ile ilgili yaptığı açıklamalara tepkiler çığ gibi yağarken, bir tepki de AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı'dan geldi. Bilal Saygılı, Konuyla ilgili resmi X hesabından açıklama yaptı. Saygılı yaptığı açıklamada, ''Bugün, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı sırasında, Bayraklı Meclis Üyesinin  "kadın cinayetleri" konusunda sarf ettiği sözleri asla tasvip etmediğimizi belirtmek isterim. Ülkemizin içinden geçtiği böylesine hassas bir süreçte; AK Parti'mizin kurumsal kimliğiyle ve merkeze insanı yaşatmayı alan siyaset felsefesiyle bağdaşmayan bu açıklama sadece sahibini bağlamaktadır. Bu açıklamalardan dolayı başta ülkemizin asil kadınları olmak üzere tüm kamuoyuna en samimi ve derin üzüntülerimizi bildiriyoruz. Bahsekonu Meclis Üyesi hakkında kesin ihraç talebiyle disipline sevk işlemleri ivedilikle başlatılmıştır.'' ifadelerine yer verdi. İNAN: ESEFLE LANETLİYORUZ AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada meclis üyelerinin sözlerini kınarken, “Bir Belediye Meclis Üyesinin açıklamalarını hayretle dinledim! Sen ne hakla, hangi cesaretle hayatını kaybeden gençlerimize kadınlarımıza karşı bu ifadeleri kullanabilirsin? Sayın Cumhurbaşkanımız ve Partimiz üzüntü içinde çaba gösterirken, bir meclis üyesinin böylesine çirkin konuşma yapması kabul edilemez. AK Parti, milletimizin partisidir. AK Parti, medeniyetimizin, geleneklerimizin temsilcisidir. AK Parti gücünü toplumsal konulardaki duyarlılığından alır. Bu ifadelerin Partimizde yeri yoktur! Esefle kınıyor ve lanetliyoruz!” ifadelerini kullandı. KILIÇ: EN BÜYÜK SUÇLUDUR CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis toplantısında AK Parti Bayraklı meclis üyesi, kadın cinayetlerinde “öldürenler kadar ölenler de suçludur” demiş. Bu utanç verici açıklamaların kadın cinayetlerini meşrulaştırdığından, şiddeti normalleştirdiğinden haberi bile yok. Kadın cinayetlerinde tek suçlu elbette öldürenler değil. En büyük suçlu mensubu olduğun partidir. Özellikle senin gibi bir kadın düşmanını meclis üyesi yaptığı için en büyük suçludur” şeklinde konuştu. DAĞ: PARTİMİZCE KABUL EDİLEMEZ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ da Latif Aydemir'e tepki göstererek sosyal medya hesabından paylaışm yaptı. Hamza Dağ, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu bağlamda Bayraklı Belediye Meclis Üyesi Latif Aydemir’in İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde kadın cinayetleriyle ilgili yaptığı konuşma partimizce kabul edilemez. Kadınlara yönelik şiddetin engellenmesinde büyük mücadele veren bir parti olarak amasız fakatsız şiddete karşıyız. Aydemir, kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmiştir. Şiddet, hiçbir hali ve şekliyle kabul edilemez” ifadelerine yer verdi.

Balçova kadın ve çocuk cinayetlerine “dur” dedi Haber

Balçova kadın ve çocuk cinayetlerine “dur” dedi

CHP Balçova İlçe Başkanlığınca gerçekleşen yürüyüşte “Kadına kalkan eller kırılsın”, “Kadın, Yaşam Özgürlük”,”İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” şeklinde sloganlar atıldı. Vatandaşların balkonlardan da destek verdiği yürüyüşe, CHP İl Başkanı Şenol Arslanoğlu, CHP İlçe Başkanı Murat Aküzüm, Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit ve eşi Ayşegül Yiğit de katılım sağladı. Cumhuriyet Meydanı’nda son bulan yürüyüşte CHP İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Melike Dikmen, ilçe başkanlığı adına hazırlanan metni okudu. Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin artış göstermesi asla tesadüf değildir Dikmen, “Değerli basın mensupları, kıymetli vatandaşlarımız, bugün burada, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddete karşı sesimizi yükseltmek için toplandık. Her geçen gün, maalesef yeni bir kadın cinayeti haberiyle uyanıyoruz. Bizler CHP Balçova İlçe Örgütü olarak, bu vahşeti durdurmak ve sesimizi duyurmak için buradayız. Kadınların ve çocukların yaşam hakkı, hiçbir gerekçe ile ihlal edilemez. Ancak ne yazık ki, ülkemizde her yıl onlarca kadın ve çocuk, erkek şiddetiyle katlediliyor. Bu bir kader değildir! Devletin, kadınların yaşam haklarını güvence altına almak için daha güçlü önlemler alması gerekmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılarak, kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin artış göstermesi asla tesadüf değildir.” ifadelerine yer verdi. Kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak devletin asli görevidir! Kadınların korunması ve yaşatılması için etkin politikaların yürürlüğe konması gerektiğini ifade eden Dikmen, “Yargı ve kolluk kuvvetleri bu konuda kararlı bir şekilde hareket etmelidir. Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak devletin asli görevidir! Eğitimden, hukuki yaptırımlara kadar her alanda topyekûn bir mücadele başlatılmalı ve kadına şiddet sıfırlanmalıdır. Bizler CHP Balçova İlçe Örgütü olarak, her zaman kadınların yanındayız ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Kadınların hayatlarını korumak ve gelecekte bu acı haberlerle karşılaşmamak için tüm yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz. Şiddete karşı susmuyoruz! Kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak için buradayız! Sesimizi yükseltiyoruz çünkü biliyoruz ki, sustukça sıra bize gelecek! Ayrıca, 10 Ekim’de barış çağrısıyla bir araya gelip Ankara’nın göbeğinde haince katledilen barış gönüllülerimizi saygı ve özlemle anıyoruz.” dedi.

CHP İl Kadın Kolları: Kadınların sokaklarda huzurla yürüdüğü bir Türkiye için mücadelemiz sürecektir Haber

CHP İl Kadın Kolları: Kadınların sokaklarda huzurla yürüdüğü bir Türkiye için mücadelemiz sürecektir

CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanlığı ve ilçe kadın kolları başkanları son zamanlarda yaşanan kadın cinayetleri hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi. CHP İzmir İl Başkanlığı'nda gerçekleştirilen açıklamayı CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun yaptı. Kurun, ‘’Sokaklarda huzur istiyoruz. İstanbul’da meydana gelen korkunç olay, hepimizin yüreğinde derin bir acı ve öfke bırakmıştır. İki kadının vahşice katledilmesi, toplum olarak üzerimize düşen sorumlulukları bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kadınların can güvenliğini sağlamak hepimizin görevidir. Artık sokaklarımızda korku değil huzur, şiddet değil güvenlik istiyoruz. Kadınların, çocukların ve tüm bireylerin özgürce, endişe duymadan yaşayabilecekleri bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Ne yazık ki, kadın cinayetlerinin artış gösterdiği bir dönemdeyiz. Bu durum, sadece bireysel vakalar olarak ele alınamaz; toplumsal bir sorun haline gelmiştir. AKP iktidarı döneminde, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanmıştır. Bu artış, hükümetin gerekli önlemleri almada yetersiz kalması ve caydırıcı politikaların uygulanmamasıyla daha da derinleşmiştir. Devletin ve toplumun tüm kesimlerinin kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda daha etkin adımlar atması gerekmektedir. 6284’ün etkin uygulanması, caydırıcı cezaların artırılması ve kadınların hak ettikleri güvenli ortama kavuşması için hep birlikte kararlı bir duruş sergiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesiyle başlayan süreç, kadınların güvenliğini daha da tehlikeye atmış, şiddetle mücadelede zayıf bir duruş sergilenmiştir. Bu geri adımlar, kadınların hayatlarını koruyacak mekanizmaların zayıflatılmasına neden olmuştur. AKP’nin kadınlara yönelik bu umursamaz politikalarını kabul etmiyoruz. 6284’ü etkin uygulayın! Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, kadınların özgür ve güvenli bir şekilde yaşama hakkını savunmaya ve bu yolda gereken her türlü mücadelenin öncüsü olmaya devam edeceğiz. İstanbul Fatih ve Eyüp Sultan ilçelerinde hayatını kaybeden kadın kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Bu olayın bir daha yaşanmaması için sesimizi daha gür bir şekilde duyurmaya ve çözüm üretmeye kararlıyız. Kadınların sokaklarda korkuyla değil, huzurla, güvenle yürüdüğü bir Türkiye için, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girdiği bir Türkiye için mücadelemiz sürecektir.’’ ifadelerine yer verildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.