Siyasette kadın kolları: Kaldırılmalı mı güçlendirilmeli mi?
Siyasi partilerin bir alt örgütlenmesi olan ‘kadın kolları’, Türkiye’de zaman zaman tartışmaya açılan konular arasında yer alıyor. ‘Eşitlik’ vurgusu üzerinden kaldırılması gerektiğini düşünenler de var, kaldırılmasına karşı çıkanlar da… Siyasette kadın kolları tartışmasının fitilini yeniden ateşleyen isim CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın oldu. “Kadın kolları kaldırılmalı” diyen Taşkın, gündem yaratan çıkışıyla aslında ne söylemek istediğini ve kadın kollarının neden kaldırılması gerektiğini gazetemize anlattı. Konuya dair değerlendirmelerde bulunan CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen ise kadın kollarının mevcut haliyle ana kademede eşit temsile karşı olanlar tarafından oyalama amaçlı kullanıldığını vurguladı. Etkili bir eşitliğin sağlanması için kadın kollarının örgüt olarak tanımlanması, ayrı bir bütçesinin olması ve özerkliğinin sağlanması gerektiğini savunan Gökçen, “Yani kadın kollarının kaldırılmasını değil tam tersine güçlendirilmesini savunuyorum” diye konuştu. Siyaset Bilimci Prof.Dr. Gülgün Erdoğan Tosun ise Türkiye’de siyasal alanda seçme ve seçilmeyi kapsayan siyasal katılım düzeyinde kadın-erkek eşitliği sağlanamadığı sürece kadın kollarına ihtiyaç olacağının atını çizdi. Tosun ayrıca, kadın kolları örgütlenmesine dair dünyadan örnekler verdi.
İKİNCİ DERECE YAPIYA İŞARET EDİYOR
Tartışma yaratan “Kadın kolları kapatılmalı” sözlerine açıklık getiren CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, aslında bu konuyu ilk olarak partisinin Karabağlar İlçe Kongresi’nde değil, “CHP’de yenilenme için 11 somut öneri” başlıklı bir gazete yazısında dile getirdiğini belirtti. Kadın kollarının kaldırılmasına ilişkin düşüncesini nedenleriyle detaylandıran Taşkın, “Kadın kolları ismi ve mevcut sınırları, parti içinde siyasal eşitliğin sağlanmasını engelliyor gözlemimi paylaşmak istedim. Çıkış noktam eşitlik nasıl sağlanır ve kadınların siyasal temsiliyeti nasıl güçlendirilir sorularına yanıt aramaktı. Ortada bir sorun var: kadınlar ve kadın kolları üyeleri seçimlerde çok çalıştılar ama temsiliyet yine düşük kaldı. Bunu sosyal demokrat bir partide sorunlu gördüğüm için bir tartışma başlattım. Bu konuda asıl karar verecek olanlar elbette partili kadınlardır. Bana göre ‘kadın kolları’ isimlendirmesi ikincil, ikinci derece bir yapıya işaret ediyor. Bu durum, parti içerisinde erkek iktidarını güçlendiriyor olabilir mi? Bunu tartışmak lazım. Öte yandan elbette partide kadın örgütlenmesi olacak. Alan örgütlenmesi olacak. Bunların nasıl olması gerektiği de ayrıca tartışılabilir. Ben sol/sosyal demokrat ilkeler açısından bakmaya çalışıyorum. Batıdaki sol partilerde kadın örgütlenmeleri var ama ‘kadın kolları’ gibi isimlerle tanımlanan ayrı yapılar yok” dedi.
BU FIRSAT İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ
Kadın partililerin sahadaki emeğine karşın siyasal temsiliyetlerinin eksik kaldığını dile getiren Taşkın, tüzükte ciddi değişiklikler olacağını ve bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Taşkın, “Bence kadın partililerimiz ve kadın kolları, çok ciddi bir siyasal faaliyet sergiliyor. Evlere girmeyi ve dezavantajlı kesimlerle bağlar kurmayı çok iyi beceriyorlar. Ama bu emeğin karşılığı olması gereken ‘siyasal temsiliyet’ eksik kalıyor. Bu nedenle aslında belli bir süre için pozitif ayrımcılık uygulanmasıyla eşitliği sağlamayı amaçlayan kota benzeri uygulamaları doğru buluyorum. Tekrar ediyorum… ‘Kadın partililerimizin parti organlarında, TBMM ve yerel yönetimlerde daha fazla temsil edilmeleri nasıl mümkün olabilir?’ sorusunu tartışmaya açmak asıl amacımdı. Tüzükte ciddi değişiklikler olacak. Bu fırsat iyi değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Var olan kotaların fiilen delinmelerini imkansız kılacak ne tür düzenlemeler olabilir gibi sorular etrafında öneriler olabilir” ifadelerini kullandı.
KADIN TEMSİLİYETİ İÇİN GAYRET ETTİM
Son seçimlerde kadın temsiliyetinin daha fazla olması için gayret gösterdiğini de sözlerine ekleyen Taşkın, “Ben son genel seçimlerde kadın temsiliyetinin daha fazla olması için gayret gösterdim. İstediğimiz gibi olmadı. Bunu birilerinin iyi niyetine bırakmadan, yapısal olarak nasıl çözeriz? Asıl mesele budur. Yoksa mevcut durumun gerisine düşürecek bir öneride bulunmam zaten mümkün değil. Bazı basın organları belki polemik olsun diye sözlerimi biraz kırptılar. Derdimiz siyasal eşitlik ve temsiliyetin nasıl güçleneceğinden ibarettir. Sözlerimden biraz kaygılananlar doğrudan konuyla ilgili yazımı okuyunca asıl niyetimi daha iyi anlıyorlar. Ben de dilimin döndüğünce derdimi anlatıyorum. Sahici tartışmalara çok ihtiyaç olduğunu da görmüş oluyoruz” açıklamasını yaptı.
KALDIRMAK YERİNE GÜÇLENDİRİLMELİ
Kadın kollarının mevcut haliyle ‘oyalama’ amaçlı kullanıldığını kaydeden CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen de “Kadın kolları, mevcut haliyle ana kademede eşit temsile karşı olanlar tarafından oyalama amaçlı kullanılıyor. Bu doğru. Fakat etkili bir eşitliğin sağlanması için kadın kollarının bir örgüt olarak tanımlanması, ayrı bir bütçesinin olması ve özerkliğinin kabul edilmesi gerekiyor. Yani kadın kollarının kaldırılmasını değil tam tersine güçlendirilmesini savunuyorum. Çünkü kadınların ayrıca tecrübelerini paylaşabileceği, dayanışmayı güçlendirebileceği bir alanın olması gerekiyor. Yoksa sayısal eşitlik sağlansa bile fiili eşitliğin önündeki engeller bazen kadınların gözünde bile görünmez olabiliyor. Tecrübe paylaşımı ve cinsiyetçilikle her aşamada birlikte mücadele bu yüzden önemli” diye konuştu.
‘YALNIZCA EV ZİYARETİ YAPAR’ ALGISI
‘Kadın kolları’ yapılanmasının toplum nezdinde yanlış yorumlandığına dikkat çeken Gökçen, şöyle devam etti: “Kadın kollarını yalnızca ev ziyareti yapan, parti politikalarını anlatan, yardımlaşma etkinliği düzenleyen, sadece çocuk ve kadın alanında çalışacak bir yapı olarak görenler var. Ben buna karşıyım. Nüfusun yarısı kadınlardan oluşuyor ve ülke sorunlarının kadınlara yansıması farklı oluyorsa tüm bu sorunların çözümünü bulacak organlarda da kadınlar eşit sayıda bulunmalıdır. Bu yetmez. Siyasi parti kadın örgütlerinin görüşü de bütün bu sorunların tespiti ve çözümünde dikkate alınmalıdır. Ayrıca parti içi ve dışı seçim süreçlerinde aday olacaklar üzerinde de özerk kadın örgütleri söz sahibi olmalıdır. Bu şekilde erkeklerin belirlediği kadınlar değil, kadınların karar verdiği kadınlar doğru temsili sağlayabilirler. Kadınların ve kız çocuklarının önünde ciddi bir tehdit var. Laikliğin ortadan kaldırılması ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyle beraber toplumsal cinsiyet eşitliği fikri terk edilmiş oldu. Bugün siyasi partilerin önündeki en önemli sınavlardan biri bu konuda nasıl bir mücadele hattının yaratılacağıdır. Bizim partimiz için de geçerli bu. Sıradan bir sorun gibi davranılır, kadınlara yalnızca kota dolduran kişiler olarak bakılırsa daha birçok kazanımın ortadan kaldırılması riski var. Özgürlüğümüz, saygınlığımız ve eşitliğimiz tehdit altında. Güvende olmama duygusunu yaşayan milyonlarca kadını anlayarak, bunun politik bir sorun olduğunu görerek ve kadının eşit ve etkili temsilini sağlayarak siyaset inşa etmek zorundayız. Bu, bu ülkeye hala inanan, hala umut etmek isteyen, oy kullanan ve oyuna sahip çıkmış olan bütün kadınlara siyasiler olarak borcumuzdur.”
EŞİTLİK SAĞLANAMADIĞI SÜRECE…
Türkiye’de siyasal alanda seçme ve seçilmeyi kapsayan siyasal katılım düzeyinde kadın-erkek eşitliği sağlanamadığı sürece kadın kollarına ihtiyaç olacağını vurgulayan Siyaset Bilimci Prof.Dr. Gülgün Erdoğan Tosun ise “Seçim öncesi kampanya dönemlerinde kapıdan kapıya propaganda yaparken kadınlara ihtiyaç duyulurken, listeler yapılırken kadınların anımsanmadığı bir ortamda kadın kollarını kapatmak yerine daha etkin çalışmalarını sağlamak gerekir. Kadın kollarını siyasal partilerden çekip çıkardığınızda siyasetin erkek egemen görünümü pekişeceği için kadınların siyasal partilerde daha rahat çalışmaları engellenmiş olacaktır. Kadınların katkılarının ve katılımlarının değerini baltalayan erkek egemen siyaset modelinin hali hazırdaki cinsiyet körü durumu daha vahim bir hal alabilir” dedi.
DÜNYADAN ÖRNEKLER VERDİ
Kadın kolları örgütlenmesine dair dünyadan örnekler de paylaşan Tosun, “Dünyanın her yerinde bazı partiler kadın kolları yapılanmasına sahip iken, bazılarında kadın kolları bulunmamaktadır. Kadın kollarının partinin iktidar yapısına farklılık gösterdiğini söylemek daha doğru olacaktır. Partilerin tüzüklerinde yer alan düzenlemelere göre bazı yerlerde kadın kolları parti liderlik yapılarında, merkez-karar alma ve yürütme kurullarında, parti kongreleri gibi karar alma platformlarında temsil edilmektedir. Hatta kadın kollarının tartışmalı olabilecek ve erkekleri rahatsız edebilecek konuları dile getirme konusunda özgür olmalarını sağlamak için parti yönetiminden belli ölçüde özerkliğe sahip olduğu durumlar da söz konusudur. Partiler açısından bakıldığında kadın kollarının varlığı üyelik yapısının genişletilmesi, siyasal destek sağlamada hanelere kolayca girilebilmesi, bazı ülkelerde etkili bağış toplama kampanyalarının yürütülmesinde bir avantaj olarak değerlendirilmektedir. Örneğin İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin Kadın Örgütü (CWO) olarak bilinen kadın kolları yıllık bağış toplama yemeklerine ev sahipliği yaparak tamamen kendi kendini finanse eden bir model olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle kadın seçmenleri ilgilendiren konulara yönelik kampanya yürüterek Muhafazakar Parti’nin kadınların oylarını almasına yardımcı oluyor. İrlanda İşçi Partisi, tüm kadın parti üyelerinin kadın kollarına katılmasını şart koşuyor. Bu kadın kollarının daha güçlü bir konumda olmasını, partinin kadın ve erkekler olarak sesini daha güçlü duyurmasını sağlıyor. Sırbistan’da G17 Plus’un kadın kolları partinin resmi yapısı olarak kabul ediliyor. Kadın aday sayısının arttırılması ve aday listelerinde seçilebilir yerlere yerleştirilmesi konusunda savunuculuk faaliyetleri yürütüyor. Bunun dışında kadın adaylara ve aktivistlere yönelik eğitim ve finansman sağlamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘DAYANIŞMA MEKANLARI’ VURGUSU
Tosun, son olarak şunları söyledi: “Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde, kadınların siyasete katılımının-temsilinin önündeki engeller kaldırılmadığı sürece, yüzde 50 eşitlik uygulamasına dayalı fermuar sistemine geçilmediği sürece, cinsiyet körlüğü devam ettiği sürece kadın kolları kadınların siyasetteki eşit, adil ve kapsayıcı temsili için çalışmalarına devam etmesi elzemdir. Bu koşulların sağlanması halinde dahi, eşit ücret ve çalışma koşullarına sahip olmadıkları için dikey cam tavanla, örgütsel olarak kadınları küçük rollere iten ve belli alanlara erişimini engelleyen yatay cam tavanla, psikolojik niteliğe sahip olan kişisel yaşamla iş yaşamı arasında dengeyi kuramayacağı korkusuyla liderlik pozisyonlarından vazgeçmesine neden olan çimento tavanla, ev işleri ve bakım rollerine kadını hapseden yapışkan zeminler ortadan kaldırılmadın siyasal katılımın istenilen düzeye çıkması çok zordur. Kadın kolları kadınlar arasındaki dayanışma mekanları olarak bu tavanlar arasında ezilme tehlikesi altındaki kadınların birbirlerine yardım ettikleri mekanlara dönüştürülebilir.”
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ÖĞRENİNCE ŞOK OLACAKSINIZ! BU ÜRÜNLER ASLINDA ERKEKLER İÇİN ÜRETİLDİ