Sürekli ihtiyaç: Kan
TUNAY AFYON / ÖZEL HABER - İnsan sağlığı için hayati öneme sahip kan ihtiyacında stoklar kritik rol oynuyor. Vatandaşların düzenli kan bağışçısı olmaları, başta lösemi olmak üzere acil durumlarda ihtiyacı karşılama yollarından biri. Türkiye’de kritik seviyenin üzerinde kan stoku bulunduğunu söyleyen Türk Kızılay Kan Hizmetleri Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Doktor Barış Dolaş, “Kan stoklarımız, olası doğal afetler, hastanelerin kan kullanım sayılarına göre belirleniyor ve ülke olarak 60-70 bin ünitenin altına düşmememiz gerekiyor” dedi. Kızılay olarak ulusal kan stokunda kritik seviyenin altında olunmadığını ifade eden Dolaş, “Kan stokunun üzerindeyiz. Türkiye’de kış aylarında ve Ramazan Ayı’nın öncesinde biz kan bağışı çağrısına çıkarız. Kan hizmetleri olarak mobilize çalışan yardım merkeziyiz. Mobilize olduğumuz için iklim şartlarından çok kolay etkileniyoruz, kötü hava koşullarında bağışçılarımız mobil araçlarımızı ziyaret etmekte zorlanıyorlar ve bu dönemde kan bağışlarında bir azalma yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
SIK GRUPLAR İÇİN SIK BAĞIŞ GEREKİR
Dolaş, kan bağışı çalışmaları kapsamında bağışçılardan 480 ml’lik ham halde kan alındığını ve hastalara verilmeden önce kanların belli testlerden geçirildiğini aktardı. Testlerden geçen kanların ‘sarı, kırmızı ve beyaz kan’ olarak tabir edilen trombosit, eritrosit ve plazma olmak üzere 3 ayrı bileşene ayrıldığını kaydeden Dolaş, “Her bir bileşenin ömrü ve ihtiyacı farklıdır. Plazma diye adlandırılan beyaz kanın 3 yıllık saklama ömrü var. Kırmızı kan olan eritrosit süspansiyon 42 gün ve sarı kan olarak bilinen trombosit de sadece 5 günlük saklama ömrüne sahip. Dolayısıyla biz en iyi kan aldığımız dönemlerde ‘stokları doldurduk, bütün yıl dağıtalım’ diyemiyoruz. Bizim kan ihtiyacımız da her gün devam ediyor” ifadelerini kullandı. Toplumda en az bulunan kan gruplarının AB negatif ve 0 negatif, en sık bulunan grupların ise A pozitifle AB pozitif olduğunu dile getiren Dolaş, “Toplumda pozitif kan gruplarında sıkıntımız yok ama yaşayabiliriz. Genelde pozitif gruplar sık bulunduğu için bu kan gruplarında sıkıntı yaşamadığımız öngörülüyor. Bir kan grubu ne kadar sık bulunuyorsa o kan grubuna sahip kişilerin daha sık kan bağışı yapmaları lazım. Hastanelerin bizden istediği 300 ünite kanın 3 tanesi AB negatif, 100’ü A pozitif oluyor. AB negatif bulunması zor olduğu için sıkıntı olabilir ancak A pozitifin de ihtiyacı çok olduğu için sıkıntı yaşanabilir” diye konuştu.
BAĞIŞLARDA ÖĞRENCİLER İYİLİK ELÇİSİ
Türkiye’deki kan tedarikini 18 bölge kan merkezi olarak yönetmeye çalıştıklarını dile getiren Dolaş, “Ege Bölge Kan Merkezi olarak Manisa, Aydın, İzmir ve Ödemiş’te bulunan 4 kan bağışı merkezi ile kan ihtiyacını karşılıyoruz. Bölgemizde toplam 95 hastane var ve bu hastanelerdeki ihtiyaçları karşılamak için organize olmuş durumdayız. İzmir, rutinde ve şu an için Türkiye’de en fazla kan bağışında bulunan illerden biri. Yapılan bağışlar konusunda İzmir, çok uzun süredir Türkiye ortalamasının üzerinde. Kan ihtiyacının karşılanması için kurumlarla proje çalışmaları gerçekleştiriyoruz” dedi.
‘İzmir Sana Kanım Feda’, ‘Manisa Sana Kanım Feda’ ve ‘Okulumda ‘Kan’panya Var’ projeleri ile Milli Eğitim Bakanlığı’yla (MEB) beraber, MEB’e bağlı ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ulaştıklarını aktaran Dolaş, “Söz konusu çalışmalar kapsamında devam eden eğitim yılında Ege Bölgesi’nde 25 bin bağış gerçekleşti. Verilen eğitim kapsamında 18 yaşından itibaren öğrenciler, düzenli bağışçı grubuna girmeye başlıyor. Bu gençlere adeta birer iyilik tohumunu ekmiş oluyoruz ve aileleriyle çevresindeki kişileri de kan bağışına davet ediyorlar. Bu konuda gençler adeta birer iyilik elçisi konumunda. Verilen her kan, 3 kişinin hayatını kurtarıyor. İzmir, Aydın ve Manisa da kan bağışı konusunda Türkiye’nin ilerisinde olan bir bölge” değerlendirmesinde bulundu.