[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Karaciğer

Karaciğer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karaciğer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Karaciğer nakli bekliyordu... Dayısı ona bir hayat verdi Haber

Karaciğer nakli bekliyordu... Dayısı ona bir hayat verdi

Mardin'de yaşayan ve uzun yıllardır karaciğer rahatsızlığıyla mücadele eden Emrah İlhan, çeşitli merkezlerde hastalığına çare aradı. Son olarak danıştığı doktorun karaciğer yetmezliği tanısı üzerine 18 yaşındaki genç ve ailesi İstanbul'a gelerek Biruni Üniversite Hastanesi Organ Nakli Merkezi'ne başvurdu. Doktorlar, yapılan tetkikler sonucunda anne ve babasının karaciğerinin nakil için uygun olmadığını belirledi. Bunun üzerine, İlhan'ın yakınları karaciğerini vermek için gönüllü oldu. 44 yaşındaki dayısı Sadık Akyol'un karaciğeri nakil için uygun bulundu ve Biruni Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Halil Erbiş tarafından başarılı bir nakil operasyonu gerçekleştirildi. Operasyonun ardından Emrah İlhan sağlığına kavuştu. “Nakilden başka şansı yoktu” Operasyon hakkında bilgi veren Doç. Dr. Halil Erbiş, “Son dönemlerde hastanın gözlerinin ve vücudunun sararması dolayısıyla başvurduğu hekim, karaciğer yetmezliği olduğunu söyledi. Bunun üzerine hasta karaciğer nakli için buraya başvurdu. Burada yapılan tetkiklerinde karaciğerinin artık son dönem yetmezlik haline geldiği ve nakilden başka şansı olmadığı ortaya çıktı. Tetkiklerde dayısının bütün tahlilleri karaciğerini vermesi için uygun çıktı. Bunun üzerine dayısından karaciğer naklini yaptık. Hastamız artık taburcu olabilecek durumda. Önceki hastalık hali ve görüntüsü kalmadı. İnşallah bundan sonraki hayatına sağlıklı bir birey olarak devam edecek” dedi. Erbiş, dayı ve yeğeninin normal bir hayat sürebileceğini belirterek, “Dayısını taburcu ettik. Hayatına eskisi gibi devam edecek, kendi işlerini yapabilecek. Yeğeninin ise bizim kontrollerimizde kullanacağı ilaçlar var. Kontrolümüzde normal bir hayat sürdürecek” şeklinde konuştu. “Yakınlarımızın organlarını bağışlamaktan çekinmemeliyiz” Organ bağışının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Halil Erbiş, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Karaciğer, böbrek naklinin aslında kadavradan yapılması çok daha güzel olur. Maalesef ülkemizde organ bağışı yeteri düzeyde değil. O yüzden bizim ülkemizde canlıdan karaciğer ve böbrek nakli çok daha fazla. Kadavradan organ nakli yüzde 10'un daha altında. Yüzde 90'dan fazlası canlıdan nakil ediliyor. Organ havuzu, kadavra havuzu geniş olan ülkelerde bu oran tam tersi. Beyin ölümü gerçekleşen yakınlarımızın organlarını bağışlamakta çekinmemeliyiz. Bugün başkalarının ihtiyaç duyduğu organlara yarın biz de ihtiyaç duyabiliriz.” “Ameliyat olacağıma hiç inanmıyordum” Yaşadığı mutluluğu dile getiren Emrah İlhan ise, “Yıllardır acılardan dolayı işkence çekiyordum. Dayımdan Allah razı olsun. Ameliyat olacağıma hiç inanmıyordum, beklemiyordum. Ameliyatımızı olduk, tedavimiz devam ediyor. Bir ay önceye bakıyorum bir de şu ana bakıyorum. Şu an dincim, dışarı çıkmak istiyorum, hava almak istiyorum, insan yüzü görmek istiyorum. Eskiden dışarıyı görmek istemiyordum. Hep içeride yatmak istiyordum. Şimdi dışarıyı görmeye çok hevesliyim” dedi. “Yeğenim sağlığına kavuştu, mutluyuz” Yeğenine karaciğerini veren dayı Sadık Akyol ise, doktorlar başta olmak üzere tüm hastane personeline teşekkür ederek, “Onların sayesinde yeğenim sağlığına kavuştu. Mutluyuz. Hem doktorumuzun hem hemşirelerin hem de tüm hastane personelinin emeği var. Hepsine teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Boston-Malatya hattında bilimsel çalışma: 33 karaciğer hastasını tedavi edildi Haber

Boston-Malatya hattında bilimsel çalışma: 33 karaciğer hastasını tedavi edildi

ABD'nin Boston College'de görev yapan Türk bilim insanı Prof. Dr. Tayfun Sönmez ve Prof. Dr. Utku Ünver'in algoritma ve bilgisayar yazılımı kullanarak yaptıkları karaciğer nakli için vericileri eşleştiren sistemi uygulayan Malatya'daki İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde 33 hasta nakille sağlığına kavuştu. Malatya'da gerçekleştirilen çapraz karaciğer nakliyle 7 hasta sağlığına kavuştu İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz,  kadavradan organ bağışının son derece yetersiz olduğunu, dolayısıyla karaciğer nakli olmak isteyen hastaların mutlaka bir donör bulduğunu söyledi. Enstitülerinde şu ana kadar 3 bin 500'ü aşkın nakil yaptıklarını belirten Yılmaz, bu nakillerin yüzde 85'inin canlı vericiden, yüzde 15'inin ise kadavradan gerçekleştirildiğini kaydetti. Canlı vericilerin ancak yüzde 30-40'ının hastaya uyumlu olduğunu, kendi hastasına uyumsuz olan kişinin başkasına uyumlu olabildiğini anlatan Yılmaz, donörlerin takas edilmesiyle birlikte çapraz naklin yapıldığını ve her iki hastanın da şifaya kavuşabildiğini belirtti. 2019'da 5 karaciğer naklini aynı anda yaptıklarını, bu ameliyatın ardından çapraz nakil sistemini geliştiren Prof. Dr. Sönmez'in hastanelerine geldiğini ve geliştirdikleri sistemi burada uygulamaya karar verdiklerini dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu: "Çoklu çapraz karaciğer nakilleri sistemi Prof. Dr. Tayfun Sönmez ve Prof. Dr. Utku Ünver tarafından gerçekleştirildi. Bu modele Tayfun Sönmez, kaybettiği eşi 'Banu Bedestenci Sönmez Çapraz Karaciğer Nakli Sistemi' adını verdi. Çok gelişmiş bir sistem. Bana göre dünyadaki en önemli matematik modellerinden bir tanesi. Havuzda bekleyen hastaları eşleştiriyor ama ikiliden ziyade çoklu çapraz nakiller söz konusu. Tabi çoklu çapraz karaciğer nakilleri denilince de akla Malatya geliyor. Boston College'teki ekonomi profesörleri aslında 'dünyanın diğer ülkelerinde bu modeli uygulayabilir miyiz' diye düşünmüşler, Kore'ye gitmişler, orada bir takım çalışmalar yapmışlar fakat Malatya'da böyle bir çoklu karaciğer naklinin yapıldığını duyunca Tayfun Sönmez Amerika'dan Malatya'ya geldi. Bunu burada yapabileceğimizi anlattı, toplantılar, konferanslar yaptık. Sonuçta burada bu sistemi uygulamaya karar verdik. Bu dünyanın diğer yerlerinde çok nadiren yapılmış. Hindistan'da, Pakistan'da birer kez 3'lü çapraz nakil yapılmış. Ama Malatya'da 3 tane 3'lü ve çok sayıda yine 4'lü çapraz karaciğer nakli yapıldı. Çoklu çapraz karaciğer nakilleriyle daha fazla insana en azından organ nakli şansı sunabiliyorsunuz." Depreme rağmen nakiller sürdü Kovid-19 sürecinden dolayı bu sistemi 2021'in sonunda uygulamak durumunda kaldıklarını, "asrın felaketi" olarak nitelenen depremlere rağmen nisan 2023'te 3'lü çapraz naklini gerçekleştirdiklerini ifade eden Yılmaz, "Daha sonra da dörtlü çapraz nakil yaptık. Bu çok büyük ses getirdi. İnsanlar her şeyden önce bir şekilde sağlığına kavuşmak için uyumsuz donörleri de olsa bunları artık getirip bu havuzda kolaylıkla algoritma sayesinde bir şekilde transplant etme şansına ulaştı diye düşünüyorum. Karaciğer hastası olanlar uyumsuz donörü de olsa mutlaka İnönü Üniversitesine başvurmalı. Burada havuzda çok kolaylıkla başka bir donör kendilerine uygun olabilir, takas sistemi ile karaciğer nakli olanağına kavuşabilir." dedi. Yurt dışındaki bilim insanları Malatya'ya eğitime geldi Gerçekleştirdikleri nakillerle dünya genelinde dikkatleri üzerlerine çektiklerini aktaran Yılmaz, "İngiltere Birmingham'daki Quen Elizabet Hastanesi ki bu hastane transplant tarihinde son derece önemli bir yere sahiptir, Belçika Gent Üniversitesi, Hollanda'dan yine bir üniversite canlı vericili karaciğer nakil programını kurabilmek, geliştirebilmek için bizim merkezle irtibat halindeler. Buraya eğitim amacıyla akademisyenlerini gönderiyorlar. Bu da ne kadar önemli bir yerde olduğumuzun göstergesi." diye konuştu. "Merkezimiz Avrupa'nın ve dünyanın önemli merkezi" İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay ise çoklu karaciğer nakillerini gerçekleştiren Türkiye'deki tek merkez olduklarını, 5'li, 6'lı nakillerin hazırlığını yaptıklarını söyledi. Çapraz nakillerin sağlık turizminde de yeni bir alan açtığını dile getiren Kızılay, şöyle dedi: "Bunu sağlık turizmine de uygulayacağız. İnönü üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Enstitümüz, Türkiye'nin, Avrupa'nın dünyanın önemli merkezi. Biz dünyada 2 numara, Türkiye ve Avrupa'da bir numaraydık. Çapraz nakillerle artık dünyada bir numarayız. Başka merkezlerde 'yapılamaz' denilen başka merkezlerde dokunulmayan ağır hastalara merkezimizde nakil yapılmakta. Dünyanın her ülkesinden bize karaciğer nakli için hasta gelmekte. Şu anda 20'nin üzerinde yabancı uyruklu doktor bizde eğitim almakta. Dolayısıyla bizim karaciğer nakli enstitümüz, dünyanın en önemli eğitim veren merkezlerinden birisi ve ülkemizde ve birçok ülkede buradan yetişen cerrahlar, nakil hemşireleri karaciğer naklini kendi merkezlerinde gerçekleştiriyor. Bu yönüyle de hem hastalara şifa dağıtan bir merkeziz hem de bu alanda çok önemli eğitim yapan bir merkeziz. Üçüncü bir özelliğimiz de karaciğer nakli ile ilgili karaciğerle ilgili çok önemli araştırmaları yapan ve yeni metotlar tanımlayan tıbba yeni yöntemler kazandıran bir bilimsel araştırma merkeziyiz. En son geldiğimiz noktada çapraz karaciğer nakli ile çok önemli bir açılımı ülkemize ve dünyaya sağlamış olduk. Daha önce böbrek çapraz nakillerini yapan ekip Nobel ödülü aldı. Ümit ediyorum ki karaciğer çapraz nakillerini yapan bizim ekibimiz de Nobel ödülü alarak bu güzel başarıyı taçlandıracağız." BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

Kıbrıs biberiyesi, Karaciğer kanseri tedavisinde umut olabilir! Haber

Kıbrıs biberiyesi, Karaciğer kanseri tedavisinde umut olabilir!

Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, ev sahipliği yaptığı bitki türleri ile de bölgenin en zengin adalarından biri. Kıbrıs’ta yetişen biberiye (Rosmarinus officinalis L.) de bu bitkilerden biri. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının, alanının yüksek etki derecesine (Q2) sahip bilimsel yayınlardan South African Journal of Botany’de yayımladığı bilimsel çalışma, Kıbrıs’ta yetişen biberiye bitkisinden elde edilen uçucu yağın kansere karşı fonksiyonel etkinliğini araştırdı. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, gerçekleştirdikleri laboratuvar çalışmaları ile biberiye uçucu yağının, yaygın kanser türlerinden karaciğer kanseri üzerinde etkin olduğu saptandı. Bu tespit, biberiye uçucu yağından elde edilecek moleküllerin karaciğer kanserinin tedavisi için umut olabileceğini ortaya koyuyor. KIBRIS’TA HALK ARASINDA YAYGIN Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarından Prof. Dr. Seda Vatansever, Prof. Dr. K. Hüsnü Can Başer, Yrd. Doç. Dr. Duygu Yiğit Hanoğlu’nun; Doç. Dr. Eda Becer, Doç. Dr. Ergül Mutlu Altundağ, Doç. Dr. Mümtaz Güran ve Selma Ustürk’ün katkılarıyla tamamladığı çalışma; Kıbrıs’ta yetişen biberiye bitkisi üzerinde yapılan ilk araştırma olarak da öne çıkıyor. Çalışmada, Kıbrıs’ta yetişen ve halk arasında yaygın olarak kullanılan biberiye bitkisinden elde edilen uçucu yağın kimyasal içeriği ve biyolojik aktivitesi ile ilgili veriler yer alıyor. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Araştırmacılarımızın uzmanlıklarını birleştirerek ortaya çıkardığı çalışma, Kıbrıs’ta yetişen biberiye bitkisinden elde edilen uçucu yağın karaciğer kanserinin tedavisi için umut olabileceğini ortaya koyuyor.” UZMANLAR ÇALIŞMALARIN ÖNEMİNE DEĞİNDİ Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, meslektaşlarını imza attıkları önemli çalışma için kutlarken, farklı alanlarda uzmanlığı olan bilim insanlarının, bir araya gelerek imza attığı multidisipliner çalışmaların önemine değindi. Prof. Dr. Seda Vatansever’in kök hücre ve klinik kullanımı, kanser mekanizmaları, hücre ölümü ve analizleri, farklı tekniklerin histolojik kullanımları, infertilite gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla öne çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Şanlıdağ, Prof. Dr. K. Hüsnü Can Başer ve Yrd. Doç. Dr. Duygu Yiğit Hanoğlu’nun ise kimya, botanik ve eczacılık alanında önemli çalışmalara imza attığını söyledi. Prof. Dr. Şanlıdağ, “Araştırmacılarımızın uzmanlıklarını birleştirerek ortaya çıkardığı çalışma, Kıbrıs’ta yetişen biberiye bitkisinden elde edilen uçucu yağın, karaciğer kanserinin tedavisi için umut olabileceğini ortaya koyuyor” dedi.

Karaciğer yetmezliği neden olur? Haber

Karaciğer yetmezliği neden olur?

Karaciğerin işleveini yitirmesi ile ortaya çıkan karaciğer yetmezliği neden olur? Karaciğer yetmezliği tedavi edilebilir mir? Detaylar haberimizde... Vücudun en büyük organı olan karaciğerin fonksiyonları kaybetmesi ile karaciğer yetmezliği oluşur. Peki Karaciğer yetmezliği nedir? Karaciğer yetmezliği neden olur? Detaylar haberimizde... Karaciğer yetmezliğinin pek çok nedeni olabilir. Karaciğer yetmezliği hakkında detaylı bilgileri haberimizde bulabilirsiniz...  Karaciğer yetmezliği karaciğerin fonksiyonları çeşitli hastalıklar ve ya çevserel  faktörlerle kaybetmesi sonucu oluşur. Karaciğerin bir bölümünün ya da tamamımın hasara uğramasına karaciğer yetmezliği durumudur.  Karaciğer yetmezliği kronik ve akut olarak iki grup içinde değerlendirilir. Kronik karaciğer yetmezliği karaciğerin yavaş yavaş bozulmasıyla ortaya çıkar ve nadir görülür. Akut karaciğer yetmezliği ise haftalar içinde gelişir. Karaciğer yetmezliği her yaşta görülebilir.  Karaciğer Yetmezliği Belirtileri Karaciğer yetmezliği hastalığında belirtiler hastalığın kronik ve akut olmasına göre değişkenlik gösterir. Karaciğer belirtilrtilerini şu şekilde sıralayabiliriz; Yorgunluk ve halsizlik Bulantı ve kusma Ciltte kaşıntılar İştah ve kilo kaybı Karın ağrıları ve şişlik Sarılık Bilinç kaybı Dışkıda kan Algı bozukluğu ve kendini ifade edememe İdrarda koyu renk Karaciğer Yet Karaciğer Yetmezliği Neden Olur? Karaciğer yetmezliğinin pek çok sebebi olabilir. Bu sebepleri çevresel ve hastalık kaynaklı olarak iki grupta değerlendirilir. hastalık kaynaklı olan grupta Hepatit hastalıkları, alkol tüketimi damar tıkanıklığı, safra hastalıkları, kalıtsal hastalıklar, metabolik hastalıklar yer alır. Çevresel faktörlerde ise beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol tüketimi, uzu süre kullanılan toksik ilaçlar, zehirli mantarların tüketimi yer alıyor.  Karaciğer Yetmezliği Nasıl Tedavi Edilir?  Karaciğer yetmezliği tedavisi akut karaciğer yetmezliği ve kronik karaciğer yetmezliği olarak iki ana grupta değerlendirilir ve bu bağlamda tedaviye başlanır. Akut karaciğer yetemezliği karaciğerin tamaı hasar görmediyse tedaviler ile karaciğerin tamamen iyileşmesi sağlanabilir.  Kronik karaciğer yetmezliiğinde ise hasarın giderilmesi olası gözükmediğin için nakil tedavisi uygulanır.  HABER MERKEZİ

Karaciğeri koruyan mucize besinler Haber

Karaciğeri koruyan mucize besinler

Dr.Fevzi Özgönül, ''En büyük organlardan biri olan karaciğerin, besinlerle birlikte alınan vitamin ve minerallerin emilmesi, vücuttaki zararlı maddelerin temizlenmesi gibi hayati görevleri bulunmaktadır '' dedi. Düzenli alkol kullanımı ve aşırı yağlı gıdaların tüketimi karaciğer yağlanması, hepatit ve siroz gibi karaciğer hastalıklarına yol açabilmektedir. Karaciğer sağlığında ilk adım, tüketilen gıdaların dikkatle seçildiği bir dengeli beslenme programı olmalıdır. Doğru yiyecekler antioksidan etkileri ile karaciğeri temizler ve korur. Sarımsak: Karaciğer enzimlerini aktive ederek toksinlerin vücuttan atılımına destek olur. Sülfür bazlı bir madde olan allicin içeriğiyle karaciğer detoksifikasyonunu sağlar. Kırmızı Pancar ve Havuç: Her ikisinde de betakaroten vardır ve karaciğer fonksiyonlarının iyileşmesini sağlar. Pancar vücuttan ağır metallerin temizliğinde rol alır. Elma: Yüksek lif içerir ve sindirim sistemindeki toksinlerin atılımına destek olur.Böylece karaciğerin içini kolaylaştırır. Brokoli ve Karnabahar: Sülfür içeriği ile güçlü detoksifiye sağlar ve Glukosinolat içeriği ile ansrojen maddeler ve toksin atılımı sürecinde karaciğer destekler. Enginar: Enzim üretimini destekler.Karaciğer hücre onarımına destek olur ve yağlanmasını engeller. Zerdeçal: Karaciğeri güçlendirir yağların sindirimini kolaylaştırır. Zencefil: World Journal of Sagtroenterologynin 2011 yılında yayınladığı araştırmalarda, zencefilin karaciğer yağlanmasına karşı koruyucu olduğu ve tedavi ettiği ortaya çıkmıştır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, roka, tere, pazı gibi koyu yapraklı sebzeler yüksek klorofil içeriği sayesinde vücutta biriken çevresel toksinleri emme özellikleri vardır. Aynı şekilde ağır metaller ve kimyasallara karşı da karaciğeri desteklerler. HABER MERKEZİ

Dünyada en yaygın karaciğer hastalığı: NASH Haber

Dünyada en yaygın karaciğer hastalığı: NASH

Karaciğer vücutta oldukça önemli görevleri olan bir organdır. Karaciğerimiz; her gün yediğimiz yiyeceklerden, ilaçlardan, soluduğumuz havadan, içtiğimiz sudan, derimize sürdüğümüz şeylerden, kullandığımız kimyasallara ve toksin yüklere kadar vücudu korumak için çalışır.  Uzman Diyetisyen Ebru Çağıl, sağlıksız yaşam şeklinin karaciğerin zamanla yağlanmasına ve görevini yapamamasına, karaciğer dokularının hasarlanmasına sebep olduğunu söyledi. Alkole bağlı olan karaciğer yağlanması ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (NASH) şeklinde 2 tür karaciğer yağlanmasının görüldüğünü belirten Çağıl, “Ülkemizde çok fazla görülen ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının birçok sebebi olabilir. Oldukça geç belirti gösterdiği için ‘Sessiz katil’ demek yerinde bir benzetme olacaktır. Bu evreden sonraki karaciğer hasarı maalesef geri döndürülemez.” dedi.  Karaciğer yağlanmasına sahip bireylerde; yorgunluk, halsizlik, karın sağ üst kadran ağrısı, iştahsızlık, bacaklarda şişme gibi belirtiler görülebildiğine vurgu yapan Çağıl, “Özellikle fazla kiloya sahip, bel çevresi yağlanması olan, diyabet, insülin direnci ve yüksek kolesterole sahip bireyler, öncelikli riskli gruplardır. Bu bireylerde karaciğer parametrelerinin bozulmuş olduğunu görürüz.” derken en önemli sebeplerini ise sağlıksız yaşam şekli, obezite ve fazla kilo olarak sıraladı. Çağıl sözlerini, “Bunu takip eden diyabet varlığı, insülin direnci, hiperlipidemi, hepatit, steroid kullanımı, yoğun enfeksiyon varlığı, fazla sentetik ilaç kullanma, alkol tüketimi karaciğerin yağlanmasını artıran sebeplerin başında gelir” diyerek sürdürdü. Karaciğer yağlanmasının, karaciğer ultrasonografisi alınarak veya kan parametreleri değerlendirilerek tespit edilebildiğini belirten Çağıl, “Karaciğer yağlanmasına sahip bireylerde bel çevresi yağlanmasına çok sık rastlandığı için bir ön değerlendirme olarak bel çevresi mezura yardımıyla ölçülebilir. Bu ölçüm kadınlarda en fazla 88 cm, erkeklerde ise 102 cm olmalıdır. Bu şekilde ufak bir ön test ile bel çevresi yağlanması fazla olan bireyler vakit kaybetmeden kan parametrelerine baktırmalıdır.” şeklinde bilgi verdi.  Sebze tüketiminin artırılması ve fiziksel aktiviteye daha fazla vakit ayrılması gerektiğinin altını çizen Çağıl, “İnsülin direnci karaciğer yağlanması olan bireylerde çok sık rastlanan bir durum olduğu için beslenme düzenleri protein, yağ, karbonhidrat yönünden dengeli ve yeterli düzeyde olmalıdır. Sağlıklı yağlardan omega-3 yağ asidinden zengin olan balık, ceviz, bitkisel yağlar, keten tohumu, zeytin, fındık, avokado diyet planında yer alabilir. Aynı zamanda karaciğer yağlanmasında uzak durulması gereken şeylerin başında ise alkol gelmektedir. Yine bunu takiben basit karbonhidrat, şeker, kızartılmış besinler, şarküteri ürünleri, hayvansal gıdaların yağlı kısımlarından uzak durulması gerekir.” dedi. NASH ile savaşta en kuvvetli silah; “bitkisel takviyeler” Uzm. Dyt. Ebru Çağıl, karaciğer yağlanması için standardize bitkisel desteklerden yararlanılabileceğini vurguladı. Ve “Her ne kadar beslenme düzenini iyileştirsek de karaciğer dokuları NASH evresinde oldukça zarar görmüş hale gelmektedir. Karaciğer yağlanmasında konvansiyonel tedaviler kısıtlıdır. Bu nedenle NASH ile savaşmak için en kuvvetli silahımız bitkisel preparatlardır. Bu noktada en güçlü destekler ise ‘Devedikeni, Turmeric (Zerdeçal) ve Kolin’ dir.  Devedikeni, karaciğer yağlanmasını önlerken karaciğer dokularının kendini yenilemesine destek olur. Antioksidan özelliği ile oksidatif stresi önler ve karaciğer hasarına karşı korur. Yalnız her deve dikeni aynı etkiyi göstermez, kullanacağınız deve dikeninin içerisindeki silibin oranı %80 olmalıdır.  Zerdeçal da çok güçlü antioksidan bitkilerdendir ve glutatyon üretimine destek olur. Yüksek karaciğer parametrelerinin ve LDL kolesterol, trigliserit değerlerinin düşürülmesine yardımcı olur. Ancak, bu bitkiler mutlaka eczanelerde bulunan standardize destekler halinde kullanılmalıdır. Kolin ise yağların karaciğer dokularından uzaklaştırılmasını sağlar ve karaciğer fonksiyonlarının korunmasına destek olur. Bu üç desteğin bir arada yer aldığı benim önerim olan Livrubin Plus standardize bir ürün olup, klinik çalışmalarla etkinliği ispatlanmıştır. Bu sebeple de yağlı karaciğer tanısı almış kişiler için oldukça kıymetlidir.” dedi. Karaciğer yağlanmasına karşı bu üç bitki özütünün yer aldığı takviye Livrubin Plus için hazırlanan klinik çalışmalardan bahseden Çağıl, “Yağlı karaciğer tanısı almış hastalarda standardize devedikeni, zerdeçal ve kolinin bir arada bulunduğu kombinasyon ile yapılmış Livrubin Plus klinik çalışmalarına göre karaciğer parametrelerinde 2. haftada %60 oranında iyileşme görülmüş. İlgili çalışmayla, hızlı etkinlik gösteren bu kombinasyon ile oksidatif stresin azaldığı, karaciğer enzimlerinin düşürülebildiği ortaya konmuştur. Sadece 1 ay düzenli kullanımda bile hızlı etki göstermesi karaciğer yağlanmasında vazgeçilmez bir kombinasyon olduğunu kanıtlar niteliktedir. Üstelik bu kombinasyon ile yapılmış başka bir çalışma sonucuna göre de ürünün ilaçlarla etkileşime girmediği görülmüştür.” dedi. Sağlıklı bir karaciğer için; düzenli beslenme modeli, fiziksel aktivite ve standardize bitkisel destek kullanımı yaşam şekli haline getirilmelidir. Klinik olarak etkinliği ispatlanmış standardize bitkisel destek Livrubin Plus’a ise uzman önerisiyle eczanelerden ulaşılabilir. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.