[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#kasap

kasap haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kasap haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Başkan Şenkara: Etin kaynağı belgelenmeli Haber

Başkan Şenkara: Etin kaynağı belgelenmeli

Tarım ve Orman Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda taklit ve tağşiş yapılan gıda ürünlerinin listesini açıklamıştı. Listede sütten bala, etten zeytinyağına binlerce gıda ürünü bulunuyordu. Büyük zincir restoranların da yer aldığı listede özellikle et ürünlerinde yapılan usulsüzlükler, kamuoyunda büyük yankı yarattı. Tek tırnaklı ve domuz etinin bulunduğu et ürünlerinin vatandaşa satıldığı belirlendi. Yapılan usulsüzlüklerin ardından gözler güvenilir gıdaya çevrildi. İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, özellikle et ürünlerindeki güvensizliği önlemek için restoran ve lokanta gibi et ürünü satan işletmelerin, etin kaynağı konusunda belge sunmalarının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Güvenilir et için kasap seçiminin de önemli olduğunu ifade eden Şenkara, kasap esnafının aldıkları etin kesim belgesine sahip olduğunu belirtti. BELGE UYGULAMASI OLMALI İnsanların restoran ve lokanta gibi yerlerde bir et ürünü alırken bu ürünün nereden alındığına dair belgeyi görmelerinin öneminin altını çizen Şenkara, bunun güvenilirlik açısından önemli olduğunu söyledi. Bu uygulamayı kendilerinin isteyerek yaptığını ancak bunu herkesin yapması için yasal zorunluluk getirilmesi gerektiği önerisinde bulunan Şenkara, “Halkımıza söyleyeceğim şey bir restorana girdiğiniz zaman et ürünlerinin nerden alındığına dair belgeyi görmek istesinler. Bu bir zorunluluk haline getirilsin. Mekanlar satmış oldukları etin nereden alınmış olduğunu gösterir ibareyi müşterinin görebileceği yerlere assınlar. Biz uzun yıllardır bu çalışmayı yapıyoruz. Bununla ilgili bir sorunumuz yok ki eti verdiğimiz işletmelere eti nereden aldıklarını gösteren küçük tabelalar verip asmalarını rica ediyoruz” diye konuştu. MARKETLERDE İTHAL ET SATILIYOR Et ve Süt Kurumu’nun ithal ettiği etlerin bazı marketlerde satıldığını hatırlatan Şenkara, esnaf ve market arasındaki fiyat farkına da dikkat çekti. İthal et satan işletmelerin bu ithalatı vatandaşa bildirmesi gerektiğini söyleyen Şenkara, “Büyük marketlerin çoğunda Et ve Süt Kurumu’nun getirdiği ithal etler de satılıyor. Halkımız genel olarak ithal ete yönelmeyi de pek sevmeyen insanlardan oluşuyor. İzmir Kasaplar Odası olarak şöyle bir öneride bulunduk konu hakkında hatta Türkiye’deki tüm Kasaplar Odaları olarak aynı fikirdeyiz o da şudur; Et ve Süt Kurumu’ndan ürün alan marketler, işletmeler kim varsa bunun logosunu asmak zorunda olsunlar. Halk ne aldığını bilmeli. Kasap esnafında etin kalitesine göre kıymanın kilosu 550 lira ile 700 lira arasında değişirken; marketlerde 400 liraya kıyma satılıyor. Halk aradaki farkı bilmeli” dedi. MÜŞTERİ KASABINA GÜVENİR Şu an faaliyetini sürdüren kasapların mahalle sakinleri tarafından eskiden beri tanındığını söyleyen Şenkara, müşterileri ile arasında bir güven bağı olduğunu dile getirdi. Sıradan bir vatandaşın yenilebilir etler ile diğerleri arasındaki farkı anlayamayacağını aktaran Şenkara, “Bizler küçük esnafız kasap esnafı olarak bir çoğumuz mahalle kasabıyız. Şu ana kadar ayakta kalabilmiş kasaplarımızın çoğu mahallelerinde eskinin tanınmış esnafları, yeni açılanlar ise eskilerin yanında yetişmiş kişiler.  Biz ticaretimiz güven esası ile yapıyoruz. Mahalle esnafının satmış olduğu et kilosu bellidir. Günde 20-30 kilo iş hareketliyse 50 kilo bakın ton demiyorum kilo ile etini satar, sattığı ile de evini geçindirir. Müşterimizle aramızda güven olduğu için mahalle sakini bize gelir. Medyaya yansıyan tek tırnaklı eti gibi olaylar merdiven altı, tabelası olmayan yerlerde yapılmış işlerdir. İşin profesyoneli olanlar aradaki farkı anca anlayabilir ancak sıradan bir vatandaşın bunu anlaması çok zor. Vatandaşlar kasaplarına güvenmeli çünkü kasaplar mezbahadan et alırken bu etin kesim belgesine, mezbaha raporuna da sahip olurlar” açıklamasında bulundu.

Uzmanından bayramda acemi kasaplara uyarılar Haber

Uzmanından bayramda acemi kasaplara uyarılar

Uzun ve sıcak bir bayram tatili bizleri bekliyor ancak her bayram ekranlarda üzücü kaza haberlerine şahit oluyoruz. Medicana International İzmir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Fecri Bengi, “Bu dönemde genelde kurban keserken yaşanan el ve parmak yaralanmaları, aşırı yemek tüketimine bağlı şeker ve tansiyon sorunları, kalp krizleri,  trafik kazaları, boğulma ve deniz kazalarını sık görüyoruz” diyerek oluşabilecek sorunlara karşı önerilerde bulundu. Bayram tatillerinde trafik yoğunluğu arttığı için özellikle ilk ve son günlerde ölümlü trafik kazalarının daha fazla olduğuna değinen Bengi, “Yola çıkacaksanız diğer günleri tercih etmeye çalışın. Uzun yolculuklarda kısa aralıklarla mola verin. Molalarda ağır, yağlı, hamurlu, şekerli gıdalardan uzak durun. Direksiyon başındayken dikkatinizi dağıtacak işlerden kaçının” dedi. Aşırı yemek tüketmeyin Dr. Bengi, beslenme düzeninin, genelde bayramlarda bozulduğuna dikkati çekerek, “Bayramlarda genelde kontrolsüz bir şekilde yeme hatasına düşülür. Ağır yemekler sonrasında hipertansiyon, diyabet, kalp ve beyin damar hastalıklarına bağlı sorunlar tetiklenir. Alıştığınız öğün çeşitlerinin dışına çok çıkmamaya özen gösterin, vücudunuzu yormayacak olan yemek çeşitlerini tercih edin” dedi. Alkol ve soda tüketimine dikkat Sıcak günlerde öğlen saatlerinde uzun süre güneş altında kalma sonucu sıvı, elektrolit kaybı ile birlikte hipertansiyona bağlı ciddi kalp ve beyin damar problemleri oluşabildiğini belirten hekim, şu önerilerde bulundu: “Aşırı sıcak ortamda ve susuz kalmamaya çalışın. Açık renkte, ince, teri emen pamuklu elbiseler tercih edin ve mutlaka şapka takın. Sıvı alımının günde 2 litrenin altına inmemesine özen gösterin. Temel olarak tüketeceğiniz sıvı ise su olmalı. Yaz sıcağında sıvı ihtiyacını alkollü içeceklerle karşılamaya çalışmak da sık yapılan hatalardan biridir. Alkollü içecekler hiçbir zaman suyun yerini tutmadığı gibi vücuttan fazla miktarda su atılmasına yol açar. Ayrıca aşırı soda tüketmek içerdiği tuz nedeniyle özellikle yüksek tansiyon ve kalp yetersizliği sorunu olanlar için önerilmez. Yaz döneminde sıcakla kaybedilen mineraller de göz önüne alınarak soda tüketilebilir. Ancak bu tüketim 2 şişeyi geçmemeli. Kronik hastalıklara sahip kişilerin ilaçlarını düzenli kullanması çok önemlidir.” Ayrıca sıcak günlerin vazgeçilmezi olan deniz ve havuzları tercih edenlerde, suda boğulma, sığ su travmaları ve deniz canlılarına bağlı yaralanmaları arttığını vurgulayan Uzm. Dr. Fecri Bengi, yeterli derecede yüzme bilmeden, bilinmeyen denizlere özellikle alkollü olarak girilmemesi gerektiğini söyledi.

İzmir Kasaplar Odası, 'Acemi kasaplar' konusunda uyardı! Haber

İzmir Kasaplar Odası, 'Acemi kasaplar' konusunda uyardı!

KEMAL ÖZKURT - ÖZEL HABER Kurban Bayramı öncesi her yıl alışık olduğumuz manzaralardan biri de hastaneleri dolduran 'Acemi kasaplar' oluyor. Kendi imkanlarıyla kurbanlarını kesmek isteyen vatandaşların dışında, bayram zamanı ortaya çıkan acemi kasaplar hem kendilerine hem de kurbanlıklara zarar veriyor. Acemi kasaplarla ilgili uyarılarda bulunan İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, " Vatandaşlarımızı, kendi imkanlarıyla veya acemi kasaplara kurbanlıklarını kesmek yerine, bizim yönlendirdiğimiz, çoğunluğu belgeli, işin profesyoneli arkadaşlarımıza başvurmalıdırlar" dedi. "VATANDAŞ KURBANLIKLARINI KESİM YERLERİNE GÖTÜRMELİ" Kurban Bayramı'nda kurban kesmek isteyen vatandaşların öncelikle İzmir'in çeşitli yerlerinde kurulan kesim yerlerine başvurmaları gerektiğini ifade eden Şenkara, "Sonuç olarak bıçak tehlikeli bir alet. Para kazanma amaçlı eline her bıçak alan kasaplık yaptığında sonuçlarını hep birlikte, her bayram görüyoruz. Bu işi bilmeyenler de kendisine ve kurbanlıklara zarar veriyor. Biz yapmasınalar diye özellikle uyarılarda bulunuyoruz ama kendi imkanıyla kesmek isteyen de çıkacak, para kazanmak için kasabım diyen de... Vatandaşlarımızı, kendi imkanlarıyla veya acemi kasaplara kurbanlıklarını kestirmek yerine, bizim yönlendirdiğimiz, çoğunluğu belgeli, işin profesyoneli arkadaşlarımıza başvurmalıdırlar" diye konuştu. KURBANLIK ETLERİ KESİNLİKLE PLASTİK POŞETLERE KOYMAYIN Kurbanlık almak istyen vatandaşları dikkat etmesi gerektiği husular konusunda uyaran ve kurban etlerinin nasıl saklanması gerektiği hakkında bilgiler veren Şenkara, "Kurbanlık almak isteyen vatandaşlar kurbanlıkara,  Tarım İlçe Müdürlükleri tarafından takılan küpelerden seri numarasına bakarak inceleyebilirler. Zaten kurban pazarlarında küpesiz hayvan girişi yasaktır.  Bunun yanı sıra kurbanlığın gözünde, burnunda akıntı olmamalı. Ağzında köpüklenme olmamalı. Kurbanlık ayakta durabilmelidir. Kesilen kurbanların etleri sıcak haliyle torbada kesinlikle tutulmamalıdır. Özellikle yolculuk yapılacaksa çantaların içine etler sıkıştırılıp yolculık yapılmamalıdır. Çünkü her yıl binlerce hayvan eti bu şekilde telef oluyor. Vatandaşlar bir gün boyunca etlerini müsaitlik durumuna göre asacak yerleri varsa eğer asarak, yoksa da dolaplarında veya dışarda üstüne bir bez örterek içindeki kanı salana kadar bekletmelerini tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Bakanlık talimat verdi: Kasaplarda denetimler artırıldı Haber

Bakanlık talimat verdi: Kasaplarda denetimler artırıldı

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, tüketicilerin gıda konusunda sağlığını en üst düzeyde korumak amacıyla çalışmaların aralıksız sürdürülmesi gerekiyor. Bu kapsamda piyasaya arz edilecek her gıdanın, insan sağlığı, hayvan ve bitki sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından güvenilir olması önem arz ediyor. Bakanlık tarafından il müdürlüklerine gönderilen talimatta, kurban etlerinin parçalanması ile kıyma çekimi gibi işlemlerin et ve et ürünleri konusunda faaliyet gösteren kayıtlı/onaylı gıda işletmeleri tarafından yapılmasına yönelik önlemlerin alınması, bu süreçte kıyma makinesi, bıçak gibi kullanılan tüm alet ve ekipmanların temizliği, dezenfeksiyonu ve depolanmasına yönelik et ve et ürünleri konusunda faaliyet gösteren işletmelere yapılacak resmi kontrollerin artırılması istendi. 496 BİN 512 DENETİM GERÇEKLEŞTİRİLDİ Bayram süresince tüketimi artması beklenen unlu mamuller, tatlı, şeker ve şekerli mamullerin üretim/satış yerleri ile gıda satış ve toplu tüketim yerlerinin denetimlerine ağırlık verilmesi, gıdaların ve ham maddelerin son tüketim tarihi, muhafaza koşulları ile etiket bilgilerinin kontrol edilmesinin önemi vurgulandı. Öte yandan bakanlık, 7 bin 642 gıda kontrol görevlisiyle gıda denetimlerini aralıksız sürdürüyor. 2023'ün başından bugüne kadar 496 bin 512 gıda kontrolü gerçekleştirildi. Bu denetimlerde, laboratuvarda analiz edilmek üzere 29 bin 887 numune alındı. Tespit edilen uygunsuzluklarla ilgili ürünlerin toplatılması, imha edilmesi, idari para cezaları ve adli birimlere suç duyurusunda bulunma işlemleri gerçekleştirildi. AA

Kurbanlık fiyatlarında yüzde 140’lık artış var Haber

Kurbanlık fiyatlarında yüzde 140’lık artış var

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla kurbanlık pazarları da hareketlendi. İzmir Kasaplar Odası’na göre et fiyatlarının astronomik rakamlara ulaştığı bir piyasada vatandaş, kurbanlık almak için ciddi bir bütçeyi gözden çıkarması gerekiyor. Oda Başkanı Melih Şenkara, “Geçen seneye göre kurbanlık fiyatlarında yüzde 130-140 gibi bir artıştan söz edebiliriz. Ancak daha Kurban Bayramı’na var. Et piyasasında fiyatlar iki-üç günde değişiyor. Sabit bir piyasadan bahsedemeyiz. O yüzden her an her şey olabilir” dedi. SABİT BİR PİYASA YOK! Sabit bir piyasanın olmadığını söyleyen İzmir Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Melih Şenkara, “Şu an sabit bir piyasa yok. Fiyatları ortalama olarak verebiliyorum. İki yıl öncesine kadar bunu söyleyebiliyorduk ama şu anda böyle bir rakam veremiyoruz. O yüzden esnek fiyat aralığı sunabiliriz. 31 aralıktan günümüze kadar yüzde 100’den fazla artış var. Geçen sene 3 bin 750 lira ile 4 bin 500 lira aralığındaki bir kuzu, bugün 7 bin 500 lira ila 8 bin TL lira arasında değişiyor. Şu an et fiyatlarıyla paralel gittiği için bu artışı da normal karşılıyoruz. Geçen seneye göre kurbanlık fiyatlarında yüzde 130-140 gibi bir artıştan söz edebiliriz. Ancak daha Kurban Bayramı’na var. Et piyasasında fiyatlar iki-üç günde değişiyor. Sabit bir piyasadan bahsedemeyiz. O yüzden her an her şey olabilir” diye konuştu. ET SATIŞLARI 3’TE BİR DÜŞTÜ Et satışlarında ciddi bir düşüşün yaşandığına dikkat çeken Şenkara, stabil bir piyasasın oluşması gerektiğini vurguladı. Şenkara, “Üretici geçen yıl 10 küçükbaş sattığında bir büyükbaş alabiliyorsa, bu yıl da 10 küçükbaş sattığında bir büyükbaş satın alabilmeli. Piyasa fiyat rekabetini bu şekilde oturtabilir. Yani üretici için alabilirlik aynı olmalı ki üretimi devam etsin. Ama şu an bu durum yok. Stabil bir piyasanın oluşması gerekiyor. Bunu sadece et olarak algılamıyoruz. Ekonomik güç düştüğü için et satışları 3’te bir oranında düştü. Alabilirliği yükseltmek lazım. Bu da asgari ücretle olmayacağı aşikar. Çalışan grubunun ücretlerinin enflasyonla orantılı oranda yükselmesi gerekiyor. Yakın zamanda bildiğim kadarıyla memura zam yapıldı. Bu bütün piyasaya yayıldığı zaman rahatlama olur diye düşünüyorum” diye konuştu. HER ŞEYİN FİYATI BEŞ KAT ARTTI Her şeyin beş kat arttığı bir piyasada bonfile fiyatının gündem olmaması gerektiğini belirten Şenkara, “Konuştuğumuz fiyat bonfile fiyatı. Altın et grubunda bir et. Alım zorlaştı ve bunun bilincindeyiz. Lakin kıymanın 400 lira olduğu dönemde bonfilenin 700 TL olmaması zor olurdu. Neden diyecek olursanız; bugün sardalyanın kilosu 100 liraya çıkmış. Barbun balığının kilosu bin 500 lira olmuş. Tamam fiyatlar arttı ama sadece ette bir artış olmadı. Her şey beş kat arttı. Bonfile fiyatının gündem olacak bir şey değil aslında” dedi. İZMİR KASAPLAR ODASI FİYAT LİSTESİ İzmir Kasaplar Odası’nın 2023 canlı baskül kurban satış fiyat listesi (Kg/TL) şu şekilde oluştu: Dana 160 TL, Düve 145 TL, inek 135 TL, kuzu kuyruksuz 160 TL, kuzu kuyruklu 155 TL, koyun kuyruksuz 130 TL, koyun kuyruklu 125 TL, erkeç 135 TL, keçi 130 TL olarak hesaplandı.

ESK kararına kasaplardan uyarı: Taşıma suyla değirmen dönmez Haber

ESK kararına kasaplardan uyarı: Taşıma suyla değirmen dönmez

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Uzun süredir devam eden ekonomik buhran asgari ücretli başta olmak üzere milyonlarca vatandaşın cebini yakarken krizin en büyük etkisi de mutfaklarda görüldü. Artan hayat pahalılığının altında ezilen dar gelirli vatandaşlar, temel gıda ürünlerine dahi erişmekte sorun yaşarken et ise lüks haline geldi. Son dönemde et fiyatları ülke gündeminden düşmezken gerek merkezi iktidar gerekse yerel yönetimlerin ‘uygun fiyatlı et’ için attıkları adımlar olmuştu. Dar gelirliler için alınan ‘et kararları’ kasap esnafının zor durumda bırakması noktasında eleştirilirken, Et-Süt Kurumu konuya ilişkin harekete geçti. Kurum tarafından yapılan açıklamayla, kasap esnafına et tedarik edileceği duyuruldu. Açıklamada kırmızı et fiyatlarındaki yükselişi durdurmak ve arz açığından kaynaklı spekülatif hareketleri önlemek amacıyla kararın verildiği ifade edilirken İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, alınan kararda ‘ithal et’ uyarısı ve beraberinde ‘yerli üretim’ vurgusu yaptı. KISA VADEDE FAYDA, UZUN VADEDE ÇÖKÜNTÜ Alınan kararın kısa vadede faydalı olacağını ancak uzun vadede fayda için üretimin şart olduğunu belirten Şenkara, “Son dönemde et fiyatları çok gündemde. Et Süt Kurumu da gerek sübvanse gerekse ithal et yöntemiyle düşük fiyattan dar gelirli vatandaşlarımıza daha uygun fiyattan et sunmaya çalışıyordu. Bunu son olarak birkaç marketle anlaşarak genişlettiği için biz de Türkiye Kasaplar Federasyonu olarak isteyen üyelerimizin alıp kontrollü satış yapması amacıyla böyle bir protokol imzaladık. Ama protokolde dikkat çeken bir husus var. O da yeterli ürün olduğunda bu satışların yapılabileceği. Şöyle bir durum var. Bizim halkımız ithal et yanlısı değil. Biz de kasap esnafı olarak ithal ettense yerli etin ve yerli üreticinin çoğaltılması taraftarıyız. Çünkü alınan her karar vatandaş için kısa vadeli fayda sağlayacak olsa da besici için çöküntüye sebeptir. Buradaki amaç, fiyat dengesini kurabilmek. Devletimiz fiyat dengesini kurabilme ve alınabilirliği yükseltmek için elinden geleni yapıyor. Ama bizim ekonomimizde tek mevzumuz et değil. Alınabilecek tüm ürünlerde sıkıntı mevcut. Bunun hepsini ithalatla yapmamız mümkün değil. Yapsak bile, biz yerli üreticiyi baskılayarak, bu işi devam ettirmesini sonlandırarak nereye varabiliriz? Sürdürülebilir bir durum değil. Sonuç olarak biz ithalata bağımlı olursak ve yerli üreticiyi de bitirtirsek yurt dışından gelen bu etler de daha sonra onların istedikleri fiyatlardan bizlere satılacak. Üretim de azaldığı için… Şu anda 400 lira bandına dayanmış olan kıymayı 200 liraya indirmek, besicinin elindeki ürünü yarı yarıya kesmeye çalışmaya eşdeğerdir. Durum böyle olunca anlık baskılamalarla bugün 400 liraya alamadığımız kıymayı yarın bin liraya mı alacağız sorusu aklıma geliyor. Fiyatlamayı uzun süre için konsolide etmek gerekiyor” dedi. İTHAL ETLE SATIŞIN ARTACAĞI KANAATİNDE DEĞİLİM İthal etlerin yerli üretimi bitirme riskine dikkat çeken Şenkara, alınan kararın hali hazırda satışları düşen kasap esnafının satışlarına efektif yansımasının olmayacağının altını çizerek, “Ben ithal et ile satışın artacağı kanaatinde değilim. Çünkü halkımız ithal et istemiyor. Zaten 81 ilde satış noktalarında bu halkın ihtiyacını karşılamak mümkün değil. 85 milyonluk ülkede sadece ithalatla ya da kesilecek hayvanla bunu karşılamak çok zor. Zaten bizim yakındığımız durum hayvan yetersizliği, üretecinin azalması. Eğer bir üretici hayvan yetiştiriyorsa bunun yanında tarım da yapıyor demektir. Hayvancılığı durdurduğumuz zaman, tarımı da durdurmuş oluyoruz. Ama durum böyle olunca bu inanlar, ‘yeter ben bu işten para kazanıyorum, zararına satış yapıp da iflas edeceğime hiç yapmam’ diye düşünecek. Taşıma suyla değirmen dönmez. Bu bir gerçektir. Bunlar, fiyatın yükselmesini durdurma amaçlı şimdilik alınacak önlemlerdir. Yanlış bulmuyorum ama bir günde yükselmek de mümkün değil. Satışlar…Bizim satışlarımız neredeyse yarı yarıya düştü. Bunun bir sebebi fiyatların yükselmesiyse bir sebebi de alım gücünün düşmesi. Mesela 8 bin 500 lira maaşlı bir çalışan. Maaşı 3 ay önce de 8 bin 500 liraydı. 3 ay önce kıyma 300 lirayken şimdi 400 lira bandına geldi. Siz alışveriş yaptığınız yeri değiştirmeseniz bile ayırdığınız bütçeyle alınabilen et yarı yarıya düşüyor. Aynı şekilde kasap esnafının da satışları yarı yarıya düşüyor. Bu durum manav için de marketler için de konfeksiyonlar için de söz konusu. Üretim ve süreklilik olmalı. Ekonomi düzlüğe çıktığında her şey düzlüğe çıkmış olacak” diye konuştu.

Ete ayrılan pay geriledi: “Kasaba girmeye çekiniyorlar”  Haber

Ete ayrılan pay geriledi: “Kasaba girmeye çekiniyorlar” 

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, geride bıraktığımız Ramazan Bayramı'ndaki et satışlarını değerlendirdi. Geçtiğimiz yıllara nazaran etin rağbet görmediğini kaydeden Şenkara, “Et bizim ülkemizde her dönem alınabilirliği biraz daha güç bir ürün haline geldi. Hiçbir zaman ucuz bir mamul değildi ki dünyanın hiçbir yerinde ucuz bir mamul olmadı. Ama gelir yetersizliği durumu daha da kritik bir hale getirdi. Genel giderlerin artışından ötürü ete ayrılan payda geriledi” dedi. Bir Esnaf ve Oda Başkanı olarak süreç içerisindeki tespitlerini de paylaşan Şenkara, özellikle çocuklu ailelerin, bırakın ete dokunmayı kasaba dahi girmeye çekindiklerini belirtti.   Öte yandan yaklaşan Kurban Bayramı'na da değinen Başkan Melih Şenkara, kritik bir takım açıklamalarda bulunarak olası zamlara dikkat çekti. Şenkara konuyla ilgili: “1 yılda olmasını beklediğimiz zamları 2 ayda gördük! Bu nedenle her yıl olan satışlarımızın bu yıl olacağı öngörüsünde değilim. Fiyatlar böyle göründüğü gibi durmayacak. Sürekli bir yükseliş eğiliminde. Belli bir hedefe gider gibi duruyor” dedi. KORKUTMANIN BİR ANLAMI YOK  Son günlerde toplumu rehavete sürükleyen ve birçok hayvan satış-kesim yerinin karantinaya alınmasına neden olan şap hastalığı, Başkan Şenkara’nın da gündeminde. “Şap hastalığına dair bir tedirginliğimiz yok” diyen Şenkara, şunları ekledi: “Daha önce de söylediğim gibi ara ara zaten görülebilen bir hayvan hastalığı. İnsana geçen bir hastalık kesinlikle değil. Türkiye’deki ilçelerimizin 100 ya da 200’ün de şap hastalığı normalde de görülüyor. Hastalığı Tarım İlçe Müdürlükleri kontrol altına alır, karantina uygulamasına geçilir. Yaklaşık 2 aylık bir sürenin ardından karantina sona erer ve hayvan alışverişi devam eder. Algı yaratıp toplumu korkutmanın bir anlamı yok.” SADECE ETTEN KAYNAKLI DEĞİL… Ramazan Bayramı'ndaki et satışlarını yorumlayan Şenkara, “Geçtiğimiz yıllara nazaran satışlarımızda ciddi düşüşler var. Çünkü insanların alım gücü düştü.  Lakin bu sadece etten kaynaklı değil, her zaman da söylerim. Yapılan bütün alışverişlerde 2-3 katı artış görüldüğü için bunu aile hesabında paya böldüğümüz zaman ete düşen payda düşmüş oluyor. Sonuç itibariyle hepimiz çocuklarımıza bayramlık alıyoruz. Giyim fiyatları 2-3 kat arttı. Haliyle gelir paylaşımında ete düşen bölüm de azalmış oldu. Bunu bir tek ete yormamak lazım. Genel giderlerin artışından ötürü ete ayrılan payda geriledi. Alımlardaki düşüşü hissedilebilir düzeyde biz de fark ettik” bilgisini paylaştı. ÇOCUKLAR ET İLE BESLENEMİYOR  “Et bizim ülkemizde her dönem alınabilirliği biraz daha güç bir ürün haline geldi” cümlelerini kullanan Şenkara, “Hiçbir zaman ucuz bir mamul değildi. Ki dünyanın hiçbir yerinde ucuz bir mamul olmadı. Ama gelir yetersizliği durumu daha da kritik bir hale getirdi. Çocuklarımız özellikle yeterince et ile beslenemiyor, bu bir gerçek. Bu proteini yeterince alamıyorlar. Özellikle çocuklu aileler, bırakın ete dokunmayı, kasaba dahi girmeye çekiniyor. Ne yapılması gerektiğini de biz konuşmayalım, yetkililer oturup düşünsün!” sözlerine dikkat çekti. FİYATLAR EŞİT YÜKSELMİYOR Yaklaşan Kurban Bayramına da değinen Başkan Şenkara, şunları ekledi: “Yine kurbanını kesecek belli bir kesim olacaktır. Fakat gelir düzeyi düştükçe alım gücü daha da zorlaşıyor, fiyatlar eşit olarak yükselmiyor. Örneğin, biz 1 yılda olmasını beklediğimiz zamları 2 ayda gördük! Bu nedenle her yıl olan satışlarımızın bu yıl olacağı öngörüsünde değilim. Ama yine alacak olan, her bayram kurbanını kesen belli bir kesim vardır. Şunu da söyleyeyim, fiyatlar böyle göründüğü gibi durmayacak. Sürekli bir yükseliş eğiliminde. Belli bir hedefe gider gibi duruyor. “  RENCİDE OLUYORUZ  Son olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin vatandaşa uygun ve sağlıklı eti sunmak için faaliyete geçirdiği Halkın Bakkalı uygulamasını değerlendiren Şenkara, net eleştirilerde bulundu: “Bunlar sübvanse yöntemiyle yapılan işler. Hiçbir ürün yetiştirici çiftçimiz, maliyetinden düşük malı hiçbir yere veremez. Hepimiz aynı fiyatlardan kesim yapıyoruz. Bizler piyasa yapıcı değiliz. Bizler piyasaya uyum sağlayanlarız. Dolayısıyla büyüklerin yükseltmiş olduğu fiyatlardan mal alan bizleriz. Onlarda bizlerle aynı fiyattan kesim yapıyorlarsa en fazla karsız satış yapmalılar. Ama sübvanse yöntemine gidildiği zaman doğrudan bizim gibi bu tarz satış yapan iş yerlerini rahatsız eder. Bundan ziyade satışlarımızı durma noktasına getirir. Hiçbir şekilde etik olmuyor. Biz, sattığı etten para kazanıp önüne bakan insanlarız… Belediyenin vatandaşa sunduğu Halkın Bakkalı gibi uygulamaların uzun soluklu olacağını düşünmüyoruz. Lakin halen daha sürüyor oluşu bizlere çok büyük bir zarar veriyor. Toplumun her kesimini düşünüp hareket etmeleri gerekiyor. Öte yandan bizler rencide oluyoruz.”

Ette fiyat denetimine kasaplardan tepki Haber

Ette fiyat denetimine kasaplardan tepki

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Türkiye’de milyonlarca vatandaş, uzun süredir devam eden ekonomik krizle mücadele ederken artan enflasyon ve azalan alım gücüyle birlikte temel yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanır hale geldi. Açlık sınırının altındaki asgari ücret, asgari ücretle yarışan kira ve faturaların altında ezilen vatandaşlar, özellikle temel gıda ürünlerine ulaşımda bile zorlanırken, et yemek ise bir lüks haline geldi. Kırmızı et fiyatları 300 liranın üzerine çıkarken, Rekabet Kurumu’nun kırmızı et fiyatlarını denetlemeye başlayacağı açıklanmıştı. İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, ‘denetim’ kararını İLKSES’e değerlendirdi. Ette kategorilendirme vurgusu yapan Şenkara, küçük esnafın mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi. ETTE KATEGORİLENDİRME YOK Satış fiyatlarındaki farklılıklara değinen Şenkara, “Bizler, kasap esnafı olarak bir ürünü alıp ürünü işleyip temizleyip üstüne de normal koşullarda hak etmiş olduğumuz yüzdelik karı ekleyerek kazandığımız parayla da evlerimize bakan insanlarız. Yani biz, bir ürünü nasıl alırsak masraflarımızı çıkararak o şekilde satıyoruz. Bizim Rekabet Kurumu’yla bir alıp veremediğimiz olamaz. Bizler kasap esnafı olarak bulunduğumuz bölge, yaptığımız iş ve sattığımız etin cinsi açısından hepimiz aynı işi yapıyoruz.  Nasıl bir rekabet ortamı oluşabilir ki… Bizim ülkemizde ette kategorilendirme diye bir şey yok. Ette kategorilendirme olsa ‘inek eti şu kadar, dana eti şu kadar ya da süt dana eti şu kadar’ denilebilir. Ancak ülkemizde böyle bir durum söz konusu değil. Bugün inek eti satan bir arkadaşımızla süt dana eti satan bir arkadaşımızın satış fiyatı aynı olamaz. Çünkü aynı fiyattan almıyorlar” dedi. BÜYÜK MARKETLER İÇİN YAPILACAKSA… Rekabet Kurumu’nun kararında büyük marketleri işaret eden Şenkara, “Rekabet kurumunun bahsetmiş olduğunun marketlerin alış fiyatıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Mesela biz geçen hafta 220 liraya karkas kesim yaparken büyük bir zincir marketin karkas kesimin fiyatını 230 lira yapması nedeniyle biz de karkasımızı 230 liradan kesmek zorunda kaldık. Çünkü piyasa birbirini takip eder. Üretici büyük olan işletmeye hangi fiyattan veriyorsa küçük işletmeye de aynı fiyattan vermelidir ki küçük işletmeci de malı alabilsin. Biz bir ürünü nasıl alıyorsak ona uygun bir şekilde, masraflarımızı karşılayacak şekilde satmaya çalışıyoruz. Ben Rekabet Kurumu’nun bizimle alakalı bir stratejisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü esnafın ne yaptığı, günde ortalama ne kadar et sattığı hepsi açık bir şekilde ortada. Tabii büyük marketler için bir çalışma yapılacaksa bunu bilemem. Ama ne yapılacaksa yapılsın esnafın ayakta kalmasının sağlanması gerekiyor” diye konuştu. DEVLET KENDİ BÜTÇESİNDEN ÖDEYEBİLİR AMA… Küçük esnafın ”sübvanse” nedeniyle haksız rekabetle mücadele ettiğinin altını çizen Şenkara, şunları söyledi; “Sübvanse denen bir şey var. Kesimin içinde yüzde 20 kemik, yüzde 3 firesi, yüzde 2 sinir vardır. Bunları hesaba kattığınızda ortaya çıkan maliyet bellidir. Et-Süt Kurumu’nun et alış ve satış fiyatlarına baktığımızda bahsettiğim sübvansenin ne olduğu ortaya çıkıyor. Aynısını şu anda İstanbul, İzmir ve Ankara’da büyükşehir belediyeleri de yapıyor. Kilosu 80-100 lira… Devlet kendi bütçesinden bunu ödeyebilir ama kasap esnafı giderlerini karşılayabilmek, bunu yaparken evine bakma zorundadır. Biz ticaret yapıyoruz. Amacımız masraflarımızı karşılayıp evimize bakıp hayatımızı sürdürmek. Bunu yapabilmek için de belli bir yüzdelik kar ortaya koymak durumundayız. Üç büyük kentte şu anda et fiyatları hemen hemen aynı seviyede. Aslında Türkiye’nin hemen her yerinde birbirine çok yakın seyrediyor. Tabii hayvanın cinsine göre değişiyor. Mesela küçükbaş hayvan etinin fiyatı Ege Bölgesi’nde 220 lirayken Doğu Anadolu Bölgesi’nde 200 lira. Bunun nedeni de ürünün cinsi. Her ürün aynı değildir. Kategorilendirme dediğimiz şey de bu.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.