[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#kız çocuğu

kız çocuğu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kız çocuğu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mersin’de 12 yaşındaki kızı kaçırdılar! Haber

Mersin’de 12 yaşındaki kızı kaçırdılar!

Edinilen bilgiye göre olay, 16 Eylül tarihinde merkez Mezitli ilçesi Akdeniz Mahallesi'ndeki bir sitede meydana geldi. Site görevlisi Sabri T., sabah kalktığında kızı İsnur T.'nin (12) yatağında olmadığını fark etti. Tüm aramalarına rağmen kızını bulamayan Sabri T., sitenin güvenlik kamerası görüntülerini inceledi. Sabri T., kızının sabah saat 05.00 sıralarında siteye gelen 2 kişi ile site bahçesinde bir süre konuştuktan sonra götürüldüğünü gördü. Bunun üzerine durumu polise bildiren baba, kızını kaçıranlardan şikayetçi oldu. Sitenin güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis ekipleri, kimliği belirsiz şahısların yakalanması için çalışma başlattı. Öte yandan, cumartesi sabah saatlerinde meydana gelen olay sitenin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde sitenin giriş kapısına gelen 2 kişinin şifreli kapıyı açarak içeriye girdikleri anlar yer aldı. Görüntülerde şahısların site bahçesinde bir süre bekledikten sonra yanlarında ortaokul son sınıf öğrencisi İsnur T. ile ayrıldığı görüldü. Sosyal medya iddiası Polisin olayla ilgili çalışmaları sürerken, aile kızlarının sosyal medya üzerinden tanıştığı kişilerce kaçırılmış olabileceğini ileri sürdü. Kızlarının sosyal medya hesaplarını incelediklerinde tanımadığı kişilerle görüştüğü bilgisine ulaştıklarını kaydeden aile, bu bilgileri polisle paylaştıklarını ifade ettiler. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Mersin’de jandarma suçlulara göz açtırmıyor

Türkiye'de erken yaşta evlendirilen kız çocuğu oranı azaldı Haber

Türkiye'de erken yaşta evlendirilen kız çocuğu oranı azaldı

Bakan Göktaş, Kızılcahamam Eliz Otel'de "Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele İl Eylem Planlarının Desteklenmesi Çalıştayı"nın açılışına katıldı. Göktaş, konuşmasında, erken yaşta ve zorla evliliğin, sosyal bir sorun ve insan hakları meselesi olduğunun altını çizdi. Erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadelenin çok boyutlu olduğunu ve çözüm itibarıyla işbirliği gerektirdiğini belirten Göktaş, bu amaçla uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere, tüm taraflarla koordineli çalışmalar yapılmasını çok isabetli ve değerli bulduğunu kaydetti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele çalışmalarını, bütüncül yaklaşım ve sıfır tolerans ilkesi ile sürdürdüklerini anlatan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Erken yaşta ve zorla evliliklerin toplumsal temellerine odaklanarak daha kalıcı çözümlere ulaşacağımıza inanıyorum. Küresel ölçekte kabul edilen görüşe göre, 18 yaşından küçük bireyler çocuk olarak kabul edilmekte. Taraflardan birinin bu yaştan önce yaptığı evlilikler ise erken yaşta evlilik olarak değerlendirilmekte. Bununla birlikte sayısal veriler, erken yaşta ve zorla evliliklerin genellikle kız çocuklarını olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Ancak erkek çocuklarının da zaman zaman erken yaşta ve zorla evlilik mağduru olduğunu biliyoruz." "Mutlu olabilecekleri yegane ortam ailelerin yanı ve okulları" Çocukların hayata değer katan sevgi ve şefkat kaynakları olduğunu ifade eden Göktaş, yetişkinlerin temel görevinin, çocukların en güzel şekilde yaşamalarını sağlamak olduğunu vurgulayarak, "Bu açıdan kız ve erkek çocuklarının mutlu olabileceği yegane ortamın ailelerinin yanı ve okulları olduğuna inanıyoruz." dedi. Göktaş, söz konusu sorunlarla mücadele amacıyla geliştirdikleri en önemli politika araçlarından birinin il eylem planları olduğuna dikkati çekti. Erken yaşta ve zorla evliliklerin nedenlerinin bölgelere göre farklılık gösterebileceğini kaydeden Göktaş, sorunların çözümünde yerel eylem planlarını hazırlayıp uygulamanın etkili olabildiğine değindi. Bakan Göktaş, çalışmalara ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadeleye ilişkin il eylem planlarımızın ilk hareket noktası olan pilot ilçemizde yaptığımız çalışmalar neticesinde 2022 yılı sonu itibarıyla 23 ilimizde il eylem planlarımızı yürürlüğe koyduk. 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ise 'afet ve acil durumların dezavantajlı gruplara olumsuz etkilerini' çalışmaya başladık. 5 ilimizde daha erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele il eylem planı hazırlıklarını başlattık. Hazırlıklar tamamlandığında toplam 28 ilimizde eylem planlarını uygulamayı hedefliyoruz. Eylem planlarımızda araştırma, görsel ve yazılı materyaller hazırlama, bilinçlendirme ve farkındalık seminerlerini hayata geçirdik. Eylem planı izlemelerini düzenli olarak yapıyoruz." "Özverili çalışmalar kısa sürede meyvelerini vermeye başladı" Eylem planı kapsamında Kars, Ağrı, Kilis, Yozgat ve Mardin'deki çalışmalardan örnekler veren Göktaş, "Bakanlığın özverili çalışmaları kısa sürede meyvelerini vermeye başladı. Nitekim erken yaşta evliliklerin resmi verilerde yıllar itibarıyla düşmekte olduğunu gözlemliyoruz. Erken yaşta evliliklerin en fazla yaşandığı 2005 yılında 51 bin 944 kız çocuğu evlenmişken, bu sayı 2022 yılı itibarıyla 11 bine gerileyerek, yüzde 78 oranında düşmüştür. Kuşkusuz bu düşüş bizler için yeterli değil. Erken yaşta ve zorla evliliklerin tam olarak ortadan kalkması hedefimiz." ifadesini kullandı. Göktaş, erken yaşta evliliklerin küresel bir mesele olduğuna dikkati çekerek, kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler, medya, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları ile güçlü işbirliğinin, çözümde hayati önem taşıdığını dile getirdi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Evlilikte kadınların kendi soyadını kullanabilmesi için son 5 ay…

Baskılara karşı geldi ve Dünya şampiyonu oldu! Haber

Baskılara karşı geldi ve Dünya şampiyonu oldu!

Türkiye Kick Boks Federasyonu tarafından organize edilen ve 17-21 Mayıs tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde yapılan turnuvada tüm rakiplerini yenen Gümüşhaneli Feyzanur Azizoğlu dünya şampiyonu oldu. Kelkit ilçesinde küçük yaşlarda kick boksa başlayan ve kendisine yönelik 'kızlar kick boks yapamaz' eleştirilerine kulaklarını tıkayan Feyzanur, elde ettiği dünya şampiyonluğu ile ilçede yaşayan küçük kız çocuklarına örnek oldu. İlçede kız çocuklarının bu başarının ardından spora başladığını ve ailelerin de kız çocuklarına destek çıktığını söyleyen dünya şampiyonu Feyzanur Azizoğlu, bir kız çocuğunun istediğinde her şeyi başarabileceğini kanıtladığı için mutluluk duyduğunu söyledi. “BENİM SAYEMDE KELKİT’İN TÜM KIZLARI SPORA BAŞLADI”   Spora ilk başladığı dönemde ailesine ve kendisine yönelik çok fazla eleştiri olduğunu dile getiren Feyzanur Azizoğlu, “Kick boksa ilk olarak kuzenim başlamıştı ben de bir hevesle ailemin de desteğiyle başladım. Bu süreçte babama çok karşı çıkanlar oldu kızının ne işi var gitsin ders çalışsın, kız kısmı kick boks yapar mı başka spor mu bulamadınız diye çok baskı oldu aileme ama ailem bunları dikkate almadı. Bu söylentiler aslında beni spora daha çok bağladı aksine herkese bir kızın her şeyi başarabileceğini göstermek istedim. Şimdi benim sayemde neredeyse Kelkit’in tüm kızları spora başladı ailelerinin yönlendirmesiyle. Bunu başardığımı için çok mutluyum. Bu başarıya giden süreçte dünya şampiyonu İbrahim Çiçek hocam var, o olmasaydı bu başarımın gelmesi imkansızdı. Kelkit’te biz ilk başta sponsor bulamadık. Daha sonra kulübümüzün başkanı Osman Nas bize çok yardımcı oldu daha sonra milli sporcu olduktan sonra önüm açıldı. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi. “KELKİT’E DÖNDÜĞÜMDE BENİ KONVOYLA VE ÇİÇEKLERLE KARŞILADILAR” Çok çalışarak bir kız çocuğu olarak dünya şampiyonluğunu Kelkit’e getirdiğini söyleyen Feyzanur Azizoğlu, “Benim 8 Türkiye şampiyonluğum var. Son süreçte Dünya Kupası şampiyonu oldum. İslam Oyunları'nda şampiyon oldum, İtalya’da dünya 3’üncüsü oldum, Avrupa Kupası şampiyonu oldum. Dünya Kupası şampiyonası İstanbul’da yapıldı, 50 ülkeden 4 bin sporcunun katılımıyla gerçekleştirildi. Çok heyecanlıydım çünkü geçen sene beni yenen rakibim vardı, çok zordu. Ben kendime inandım ve o kadar çok antrenman yaptım ki sonunda başardım ve dünya şampiyonluğunu Kelkit’e getirdim. Kazandığım anda hocam çok duygulandı, annem babam aradığımda ağladılar. Ben maçta sevinçten ağlayacaktım, herkes beni izliyordu içimde yaşadım. O kadar güzel bir histi ki anlatamam. Kelkit’e geldiğimde girişte beni konvoyla, çiçeklerle karşıladılar çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. OSMAN NAS: “FEYZA SAVAŞÇI BİR RUHA SAHİP” Feyzanur ile ilk tanıştıklarında gözlerindeki ışığı fark ettiğini söyleyen Osmanlı Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı ve Antrenörü Osman Nas, “2014 yılında spor salonunu ilk açtığımda Feyza daha çocuktu. O zaman biz Feyza’nın gözlerindeki ışığı gördük. Ailesi sağ olsun arkasında durdular, kendisi de azmetti, gayret etti ve sonuçta başardı. Biz kulübümüzü açarken da gençlerin elinden tutup dünya arenasına çıkarmamız lazım dedik. Feyza yürekten savaşçı bir ruha sahip ve azimli. Sporcunun yeteneği tabi önemli ama her şeyden önce istikrarlı olması lazım. Feyza bu konuda çok hevesli ve istikrarlı. Bunun sayesinde de şu anda kendi kilosunda dünyanın zirvesinde bu da Kelkit ve Gümüşhane’mizin yüz akı. Feyza kız çocuğunun gerçekten isteyince başarabileceğini göstermiş oldu. Bu başarıyı gören aileler ve kız çocukları da bunun yapılabilir olduğunu görüp gönül rahatlığıyla spora başlıyorlar” ifadelerini kullandı. İHA

Bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın Haber

Bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın

Yazar Esra Karagülle son kitabı BuBu-Türkan Saylan’ı anlatıyor kitabını yayımladı. Eseri yaklaşık 2,5 ayda oluşturduğunu dile getiren Karagülle, kitapta Türkan Saylan’ın can dostu köpeği, Bubu’nun anlatıcı olduğunu dile getirdi. Karagülle, okuyucularına seslenerek, “Haydi siz de bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın” ifadelerini kullandı. Kitapta bizi neler bekliyor? Sadece çocuklara mı yönelik? Türkan Saylan’ın tüm çocuklara hatta yetişkinlere bile ilham olması için yazdığım bu kitapta onun hayata bakışını, yaşam felsefesini ve yaptığı çalışmaları okuyacak, onu daha yakından tanıyacaksınız. Yetişkinlerin de çok severek okuyacağından hiç şüphem yok. Kitapta Türkan hocamızın can dostu olan köpeği Bubu anlatıcı-kahraman. Esra Hanım bu kitap nasıl ortaya çıktı? İlk çocuk kitabım olan “Yok Artık Çıp Çıp’ın Bale Pabucu” isimli kitabımın yazar telif haklarını yine ÇYDD “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projesine bağışlamıştım. Kitabım çıktıktan sonra genel başkanımız Prof.Dr. Ayşe Yüksel’e de göndermiştim. Hemen beni arayan sevgili Başkanımız beni Şişhane’deki genel merkeze davet etmişti. Orada daha önce Türkan Saylan’ın da kullandığı, inanılmaz güzel enerjisi olan odada buluştuk. Sevgili Ayşe başkanımız, bana Türkan hocanın Bubu adında dünyalar tatlısı bir köpeği olduğunu, birbirlerini çok sevdiklerini fakat hocamız aramızdan ayrıldıktan sonra Bubu’nun depresyona girdiği ve çok kısa süre sonra da Bubu’nun da aramızdan ayrıldığını anlattı. Ve sözlerine, “Türkan Saylan ile ilgili kitaplar yazıldı ama siz Bubu’nun anlatıcı olduğu Türkan Saylan’ın biyografisinden yola çıkarak bir çocuk kitabı yazar mısınız?” diye teklif etmesiyle “Gerekirse yüz kere yazarım” diyerek yanıtlamıştım. Peki sonra, hemen başladınız mı ne yaptınız? O dönem bir yayınevi için onlu seri yazıyordum. Seriyi yazarken bir yandan da Türkan hocamızla ilgili araştırmalara başladım. Evet daha önce kendiyle ilgili yazılan kitapları okumuştum. Ama bu sefer iş başkaydı. Nasıl bir yol izlediniz? Elimde kendisiyle ilgili yazılmış kitaplar vardı. Ayrıca dernekten de bana kitaplar vermişlerdi. Hemen okumaya başlayıp, notlar aldım. Biyografiden yola çıkarak kitap yazmak farklı bir çalışma. Peki şimdi tekrar böyle bir hikaye yazacak olsanız, çalışma yönteminizde değiştireceğiniz bir kısım olur muydu? Evet kesinlikle. Sizin de bildiğiniz gibi Hocamızın çok yoğun bir hayatı olmuş. Kitabı çeşitli bölümlere ayırdım. Araştırma sırasında kendiyle ilgili bilgileri, yaşanmışlıkları tek başlık altında not almışım. Halbuki bu olayları, kitabın hangi bölümünde kullanacağımı ayrı ayrı başlıklar altında yerleştirseydim, kitabı yazmaya başladığımda işim daha kolay olurdu. Siz nasıl çalışırsınız? İlham gelince mi? Düzenli, mesai gibi mi? Ben her gün hatta pazar dahil çalışırım. Kaçta başlarsınız çalışmaya? Kitap yazdığım dönemlerde heyecanlı oluyorum. Sabah 5,5-6 gibi karakterler kafamda konuşmaya başlıyor ve hemen bilgisayarımın başına gidiyorum. Şehir kapkaranlık, evde çıt yok hele bir de yağmur varsa benim için muhteşem. Sonuçta bu çok önemli bir proje sizi korkuttu mu, strese girdiniz mi? Ya yazamazsam diye aklınızdan geçtiği oldu mu? Hayır hiç olmadı. Çok isteyerek yazdım belki de ondan. Prof.Dr. Türkan Saylan, yaptıkları ve yaşadıklarıyla hayatımızda yer edinen en önemli kadınlardan biri. Kimi zaman gülümseyerek, kimi zaman gözlerim dolu dolu olarak kendisini hayatını çocukların göz seviyesine getirerek yansıtmaya çalıştım. En çok zorlandığınız ne oldu? Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) efsanevi başkanı, almış olduğu uluslararası ödüller… Bu kitabın çocuk, gençlik kitabı olduğunu düşünürsek bazı şeyleri elemek ya da üstünden geçmek durumunda kaldım. Kitap 128 sayfa her şeyi yazmaya kalksam en az iki katına çıkardı. Ne kadar sürdü bitmesi? Tüm araştırmalarla birlikte 2,5 ay içinde bitirdim. Bu kadar kısa bir süre de nasıl bitirdiniz? Kitap yazdığım dönemlerde hayatımı süzgeçten geçiriyorum. Katılmam gereken toplantı, etkinlik dışında olan şeyleri en aza indiriyorum. Kafamda yoğun bir akış başlıyor, onları bir an önce aktarmazsam rahat edemiyorum. Yazma süreciyle ilgili enteresan neler söylersiniz? Sabaha karşı bilgisayarımın enter tuşuna basmamla, kendimi ışınlanmış gibi Arnavutköy’de ki Hocamızın evinde buluyordum. Günde ortalama 7-15 saat çalışıyordum. Oranın güzel enerjisi sanki üstüme yansıyordu. O kadar konsantre, mutlu, huzurluydum ki, kapı ya da telefon çalsa açmakta zorlanıyordum. Peki kitabı yazdınız, bitirdiniz, sonra ne yaptınız? Önce Genel başkanımıza yolladım. Ardından ÇYDD yönetim kurulu okudu ve yayınlanması için karar aldı. Sonra yayınevlerine gönderdim. Yayınevleri süreci nasıl gelişti? Bir anda yayınevlerinden mailler gelmeye başladı. Hepsi yayın akışımızı durdurduk ve editörlerimiz okumaya başladı. Size 2,3 hafta gibi bir zaman içinde geri döneceğiz dediler. Bazı yerler direk görüşmek istedi. Bu yazma sürecinde anlatmak istediğiniz bir hatıranız var mı? 2022 Ocak ayın da hikayeyi yazarken kızım Serra Kovid oldu. Neyse ki semptomsuz geçiriyordu. Fakat ben de temaslı olduğum için karantinaya girdim. Dışarıyla tamamen bağlantımın kopmasıyla, nasıl olduğunu anlamadan karantina sona erdiğinde kitap da bitmişti. “Anadolu’da Kızım Var Öğretmen Olacak” Projesi hakkında bilgi verir misiniz? ÇYDD’nin 1997 yılında, “Okumayan kızımız kalmasın!” diyerek başlattığı proje, ortaöğretim düzeyindeki kızlarımızı desteklemekte ve meslek sahibi olmalarını amaçlamaktadır. Ülkemizde okullaşma oranının artması ve erken yaşta evliliklerin önüne geçilmesi konusunda özellikle kırsal bölgelerde yoğun çalışmalar sürdürülmüş, kızlarımızın okulla yeniden buluşabilmesi için uğraş vermiştir. Türkan Saylan’la ilgili ne söylemek istersiniz, hissediyorsunuz? Toplum önderi hocamız, umutsuzluğa hiç yer vermemiş hayatında. “Bir gün diplomam elimden alınırsa, gider yenisini alırım” diyecek kadar da cesur. Benim ne yazık ki kendisiyle tanışma fırsatım olamadı. Ama bu hikayeyi yazarken sanki 2,5 ay aynı evde yaşadık. Dolayısıyla kendisi çekirdek ailemden biri benim için. Ne zaman ismini duysam ya da bir fotoğrafını görsem kalbim çarpıyor. Siz aynı zamanda ÇYDD gönüllüsünüz sanıyorum? Evet ben Zekeriyaköy Şube Proje Koordinatörü ve derneğin mentörleri arasındayım. Siz bu hikayeyi yazdıktan sonra hayatınızda değişen bir bakış açınız oldu mu? Hocamınız gün içinde neler yaptığını, bitirdiği işleri gördükten sonra, hayatımın sonuna kadar “bugün çok yoğunum, çok işim var…” gibi ifadeler asla kullanmayacağım dedim kendi kendime. Olur da 1-2 dakika beklemesi gerekirse çantasından gazetesini çıkarır okurmuş. Son olarak ne söylemek isterdiniz? Son olarak gazetenizde bana yer ayırarak eserimi tanıtmama imkan tanıdığınız için İLKSES Gazetesi’ne çok teşekkür ederim. Gazetenizin köşe yazarı aynı zamanda üyesi olduğum Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği Başkanı (YAZŞADER) Sayın Cemal Durmaz’a teşekkür etmek istiyorum. Biz de aynı Prof. Dr. Türkan Saylan Hocamız gibi demokratik, laik ve çağdaş eğitim ile birlikte eşitlik ve adalet için mücadele etmeliyiz. Kız çocuklarımız desteklerimiz sayesinde umut dolu bir geleceğe ulaşabilir. Haydi siz de bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın!  ESRA KARAGÜLLE KİMDİR? İstanbul’da doğdu. İlkokul eğitimini aldığı yıllarda İzmir Devlet Konservatuarı’nda yarı zamanlı öğrenci olarak bale eğitimine başladı. Klasik bale ile birlikte, Piyano ve Tiyatro gibi eğitimleri yan meslek dersleri olarak gördü. İlk iş hayatına lise eğitimi esnasında, İzmir Devlet Tiyatrolarında sahnelenen “Boy Friend” isimli müzikal tiyatro da yer alarak başladı. İşletme eğitimini tamamladıktan sonra çalışmaya başladı. Karma resim sergileri oldu. Güzel sanatların her bölümünü çok seven Karagülle için yaratıcılık hayatının merkezinde yer alıyor. En büyük ilgi alanlarından biri de Psikoloji olan Karagülle, birçok eğitime katıldı. Güç kaynağı gönüllü adanmışlık olan Karagülle, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Zekeriyaköy Şube Proje Koordinatörü ve aynı zamanda derneğin montörleri arasındadır. Yazar, ilk kitabı Yok Artık Çıp Çıp’ın Bale Pabucu’nu kızı Serra ve on beş yıldır birlikte yaşadıkları kaplumbağaları Çıp Çıp’tan ilham alarak kâğıda döktü. Ardından, kitabın tüm telif haklarını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” Projesine bağışladı. Bilime, sanata ve spora duyduğu ilgiyle yaşamını sürdüren ve farklı disiplinlerle kendini her daim besleyen Karagülle, son dönemde çalışmalarını çocuk edebiyatı üzerine yoğunlaştırdı. HABER MERKEZİ

Kayıp kız su kuyusunda ölü bulundu Haber

Kayıp kız su kuyusunda ölü bulundu

Kilis'te kayıp olan ve her yerde aranan 9 yaşındaki Gina Mercimek, evlerinin yan sokağında iki katlı evde, su kuyusunda boynuna iple briket bağlanmış halde ölü bulundu. Olay, Kilis Okçular Mahallesi, Selvili Medrese Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre, iki gün önce okuldan çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan yabancı uyruklu 9 yaşındaki Gina Mercimek'i bulabilmek için geniş çaplı çalışma başlatıldı. Çalışma sırasında bir ihbarı değerlendiren ekipler, küçük kızın evinin yan sokağında iki katlı binanın bahçesindeki su kuyusunda arama çalışması başlattı. İple boynuna briket bağlanarak kuyuya atılmış. Polis ekipleri ve Kilis İtfaiyesi'nin yaptığı çalışmaların ardından kayıp kız iple boynuna briket bağlanarak kuyuya atılmış halde ölü bulundu. Talihsiz kızın cansız bedeni, uzun uğraşlar sonucu bulunduğu kuyudan çıkarılarak Kilis Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Yaşanan vahşetin ardından olayın faillerini yakalamak için geniş çaplı araştırma ve soruşturma başlatıldı. Kilis'te, 9 yaşındaki Gina Mercimek'in boynuna briket bağlanmış halde su kuyusunda ölü bulunması olayı ile ilgili 2 zanlı gözaltına alındı. Küçük kızın cansız bedeni kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Olay, Kilis Okçular Mahallesi Selvili Medrese Sokak'ta meydana gelmişti. İddiaya göre, iki gün önce okuldan çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan yabancı uyruklu 9 yaşındaki Gina Mercimek'i bulabilmek için geniş çaplı çalışma başlatılmış ve talihsiz kız, iple boynuna briket bağlanarak kuyuya atılmış halde ölü bulunmuştu. KÜÇÜK GİNA, GÖZYAŞLARI İLE SON YOLCUĞUNA UĞURLANDI Kuyuda ölü bulunan 9 yaşındaki Gina Mercimek'in cansız bedeni, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca Devlet Hastanesi morgunda tamamlanan işlemlerinin Asri Mezarlık'ta kılınan cenaze namazının arından son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazı sonrası küçük kızın tabutu taşındığı esnada yakınları göz yaşı döktü. 2 ZANLI GÖZALTINA ALINDI, DOSYAYA GİZLİLİK KARARI VERİLDİ Öte yandan kan donduran olayla ilgili sürdürülen geniş çaplı soruşturmanın ardından H.B. ve A.A. isimli 2 şüpheli şahıs gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürerken konu ile ilgili Kilis Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ise "Soruşturma çerçevesinde gizlilik kararı alınmış olup, soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımızca titizlikle ve özenle sürdürülmektedir" ifadeleri kullanıldı. İHA

İstanbul'da kız çocuğunun cinsel istismarı iddiasına ilişkin davada diğer sanık da yakalandı Haber

İstanbul'da kız çocuğunun cinsel istismarı iddiasına ilişkin davada diğer sanık da yakalandı

Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının, müşteki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile müşteki H.K.G'nin avukatlarının sanıklarla ilgili tutuklama taleplerini değerlendirmesinin ardından sanıklar Kadir İ. ile Yusuf Ziya G. (59) hakkında yakalama emri çıkardı. İstanbul'da kız çocuğunun cinsel istismarı iddiasına ilişkin davada yakalama kararı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerince dün akşam Pendik'te gözaltına alınan Kadir İ'nin ardından Yusuf Ziya G. de yakalandı. Şahısların emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Ne olmuştu? İstanbul'da küçük yaşta kız çocuğuna cinsel istismarda bulunulduğu iddiası üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma sonucunda hazırlanan ve Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık Kadir İ'nin "nitelikli cinsel saldırı" ve "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçlarından 30 yıldan az olmamak üzere, diğer sanıklar Yusuf Ziya G. ve Fatıma G'nin de "çocuğun nitelikli cinsel istismarına iştirak" suçundan 18 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması istenmişti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanı sıfatıyla, 6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismarına yönelik iddialarla ilgili 2012'de hukuka aykırı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiği iddia edilen cumhuriyet savcısı hakkında HSK'ye inceleme izni vermişti. Bunun üzerine savcı hakkında HSK Birinci Dairesince inceleme başlatılmış ve müfettiş görevlendirilmişti. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Mayıs 2023 olarak belirlenen duruşma tarihinin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının talebi üzerine 30 Ocak 2023'te yapılmasına karar vermişti. Mahkeme, talepler üzerine sanıklar Kadir İ. ile Yusuf Ziya G. (59) hakkında "üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, atılı suçun CMK'nın 100/3. maddesinde gösterilen katalog suçlardan olması, CD çözümünü içerir bilirkişi raporu, bu suç için yasada öngörülen alt ve üst sınırlar, kaçma şüphesi ve mevcut delil durumu" nedeniyle ayrı ayrı tutuklanmalarına yönelik haklarında yakalama emri çıkartılmasına oy birliğiyle hükmetmişti. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.