Bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın
Yazar Esra Karagülle son kitabı BuBu-Türkan Saylan’ı anlatıyor kitabını yayımladı. Eseri yaklaşık 2,5 ayda oluşturduğunu dile getiren Karagülle, kitapta Türkan Saylan’ın can dostu köpeği, Bubu’nun anlatıcı olduğunu dile getirdi. Karagülle, okuyucularına seslenerek, “Haydi siz de bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın” ifadelerini kullandı.
Kitapta bizi neler bekliyor? Sadece çocuklara mı yönelik?
Türkan Saylan’ın tüm çocuklara hatta yetişkinlere bile ilham olması için yazdığım bu kitapta onun hayata bakışını, yaşam felsefesini ve yaptığı çalışmaları okuyacak, onu daha yakından tanıyacaksınız. Yetişkinlerin de çok severek okuyacağından hiç şüphem yok. Kitapta Türkan hocamızın can dostu olan köpeği Bubu anlatıcı-kahraman.
Esra Hanım bu kitap nasıl ortaya çıktı?
İlk çocuk kitabım olan “Yok Artık Çıp Çıp’ın Bale Pabucu” isimli kitabımın yazar telif haklarını yine ÇYDD “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projesine bağışlamıştım. Kitabım çıktıktan sonra genel başkanımız Prof.Dr. Ayşe Yüksel’e de göndermiştim. Hemen beni arayan sevgili Başkanımız beni Şişhane’deki genel merkeze davet etmişti. Orada daha önce Türkan Saylan’ın da kullandığı, inanılmaz güzel enerjisi olan odada buluştuk. Sevgili Ayşe başkanımız, bana Türkan hocanın Bubu adında dünyalar tatlısı bir köpeği olduğunu, birbirlerini çok sevdiklerini fakat hocamız aramızdan ayrıldıktan sonra Bubu’nun depresyona girdiği ve çok kısa süre sonra da Bubu’nun da aramızdan ayrıldığını anlattı. Ve sözlerine, “Türkan Saylan ile ilgili kitaplar yazıldı ama siz Bubu’nun anlatıcı olduğu Türkan Saylan’ın biyografisinden yola çıkarak bir çocuk kitabı yazar mısınız?” diye teklif etmesiyle “Gerekirse yüz kere yazarım” diyerek yanıtlamıştım.
Peki sonra, hemen başladınız mı ne yaptınız?
O dönem bir yayınevi için onlu seri yazıyordum. Seriyi yazarken bir yandan da Türkan hocamızla ilgili araştırmalara başladım. Evet daha önce kendiyle ilgili yazılan kitapları okumuştum. Ama bu sefer iş başkaydı.
Nasıl bir yol izlediniz?
Elimde kendisiyle ilgili yazılmış kitaplar vardı. Ayrıca dernekten de bana kitaplar vermişlerdi. Hemen okumaya başlayıp, notlar aldım. Biyografiden yola çıkarak kitap yazmak farklı bir çalışma.
Peki şimdi tekrar böyle bir hikaye yazacak olsanız, çalışma yönteminizde değiştireceğiniz bir kısım olur muydu?
Evet kesinlikle. Sizin de bildiğiniz gibi Hocamızın çok yoğun bir hayatı olmuş. Kitabı çeşitli bölümlere ayırdım. Araştırma sırasında kendiyle ilgili bilgileri, yaşanmışlıkları tek başlık altında not almışım. Halbuki bu olayları, kitabın hangi bölümünde kullanacağımı ayrı ayrı başlıklar altında yerleştirseydim, kitabı yazmaya başladığımda işim daha kolay olurdu.
Siz nasıl çalışırsınız? İlham gelince mi? Düzenli, mesai gibi mi?
Ben her gün hatta pazar dahil çalışırım.
Kaçta başlarsınız çalışmaya?
Kitap yazdığım dönemlerde heyecanlı oluyorum. Sabah 5,5-6 gibi karakterler kafamda konuşmaya başlıyor ve hemen bilgisayarımın başına gidiyorum. Şehir kapkaranlık, evde çıt yok hele bir de yağmur varsa benim için muhteşem.
Sonuçta bu çok önemli bir proje sizi korkuttu mu, strese girdiniz mi? Ya yazamazsam diye aklınızdan geçtiği oldu mu?
Hayır hiç olmadı. Çok isteyerek yazdım belki de ondan. Prof.Dr. Türkan Saylan, yaptıkları ve yaşadıklarıyla hayatımızda yer edinen en önemli kadınlardan biri. Kimi zaman gülümseyerek, kimi zaman gözlerim dolu dolu olarak kendisini hayatını çocukların göz seviyesine getirerek yansıtmaya çalıştım.
En çok zorlandığınız ne oldu?
Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) efsanevi başkanı, almış olduğu uluslararası ödüller… Bu kitabın çocuk, gençlik kitabı olduğunu düşünürsek bazı şeyleri elemek ya da üstünden geçmek durumunda kaldım. Kitap 128 sayfa her şeyi yazmaya kalksam en az iki katına çıkardı.
Ne kadar sürdü bitmesi?
Tüm araştırmalarla birlikte 2,5 ay içinde bitirdim.
Bu kadar kısa bir süre de nasıl bitirdiniz?
Kitap yazdığım dönemlerde hayatımı süzgeçten geçiriyorum. Katılmam gereken toplantı, etkinlik dışında olan şeyleri en aza indiriyorum. Kafamda yoğun bir akış başlıyor, onları bir an önce aktarmazsam rahat edemiyorum.
Yazma süreciyle ilgili enteresan neler söylersiniz?
Sabaha karşı bilgisayarımın enter tuşuna basmamla, kendimi ışınlanmış gibi Arnavutköy’de ki Hocamızın evinde buluyordum. Günde ortalama 7-15 saat çalışıyordum. Oranın güzel enerjisi sanki üstüme yansıyordu. O kadar konsantre, mutlu, huzurluydum ki, kapı ya da telefon çalsa açmakta zorlanıyordum.
Peki kitabı yazdınız, bitirdiniz, sonra ne yaptınız?
Önce Genel başkanımıza yolladım. Ardından ÇYDD yönetim kurulu okudu ve yayınlanması için karar aldı. Sonra yayınevlerine gönderdim.
Yayınevleri süreci nasıl gelişti?
Bir anda yayınevlerinden mailler gelmeye başladı. Hepsi yayın akışımızı durdurduk ve editörlerimiz okumaya başladı. Size 2,3 hafta gibi bir zaman içinde geri döneceğiz dediler. Bazı yerler direk görüşmek istedi.
Bu yazma sürecinde anlatmak istediğiniz bir hatıranız var mı?
2022 Ocak ayın da hikayeyi yazarken kızım Serra Kovid oldu. Neyse ki semptomsuz geçiriyordu. Fakat ben de temaslı olduğum için karantinaya girdim. Dışarıyla tamamen bağlantımın kopmasıyla, nasıl olduğunu anlamadan karantina sona erdiğinde kitap da bitmişti.
“Anadolu’da Kızım Var Öğretmen Olacak” Projesi hakkında bilgi verir misiniz?
ÇYDD’nin 1997 yılında, “Okumayan kızımız kalmasın!” diyerek başlattığı proje, ortaöğretim düzeyindeki kızlarımızı desteklemekte ve meslek sahibi olmalarını amaçlamaktadır. Ülkemizde okullaşma oranının artması ve erken yaşta evliliklerin önüne geçilmesi konusunda özellikle kırsal bölgelerde yoğun çalışmalar sürdürülmüş, kızlarımızın okulla yeniden buluşabilmesi için uğraş vermiştir.
Türkan Saylan’la ilgili ne söylemek istersiniz, hissediyorsunuz?
Toplum önderi hocamız, umutsuzluğa hiç yer vermemiş hayatında. “Bir gün diplomam elimden alınırsa, gider yenisini alırım” diyecek kadar da cesur. Benim ne yazık ki kendisiyle tanışma fırsatım olamadı. Ama bu hikayeyi yazarken sanki 2,5 ay aynı evde yaşadık. Dolayısıyla kendisi çekirdek ailemden biri benim için. Ne zaman ismini duysam ya da bir fotoğrafını görsem kalbim çarpıyor.
Siz aynı zamanda ÇYDD gönüllüsünüz sanıyorum?
Evet ben Zekeriyaköy Şube Proje Koordinatörü ve derneğin mentörleri arasındayım.
Siz bu hikayeyi yazdıktan sonra hayatınızda değişen bir bakış açınız oldu mu?
Hocamınız gün içinde neler yaptığını, bitirdiği işleri gördükten sonra, hayatımın sonuna kadar “bugün çok yoğunum, çok işim var…” gibi ifadeler asla kullanmayacağım dedim kendi kendime. Olur da 1-2 dakika beklemesi gerekirse çantasından gazetesini çıkarır okurmuş.
Son olarak ne söylemek isterdiniz?
Son olarak gazetenizde bana yer ayırarak eserimi tanıtmama imkan tanıdığınız için İLKSES Gazetesi’ne çok teşekkür ederim. Gazetenizin köşe yazarı aynı zamanda üyesi olduğum Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği Başkanı (YAZŞADER) Sayın Cemal Durmaz’a teşekkür etmek istiyorum.
Biz de aynı Prof. Dr. Türkan Saylan Hocamız gibi demokratik, laik ve çağdaş eğitim ile birlikte eşitlik ve adalet için mücadele etmeliyiz. Kız çocuklarımız desteklerimiz sayesinde umut dolu bir geleceğe ulaşabilir. Haydi siz de bu kitabı okuyarak bir kız çocuğuna el uzatın!
ESRA KARAGÜLLE KİMDİR?
İstanbul’da doğdu. İlkokul eğitimini aldığı yıllarda İzmir Devlet Konservatuarı’nda yarı zamanlı öğrenci olarak bale eğitimine başladı. Klasik bale ile birlikte, Piyano ve Tiyatro gibi eğitimleri yan meslek dersleri olarak gördü. İlk iş hayatına lise eğitimi esnasında, İzmir Devlet Tiyatrolarında sahnelenen “Boy Friend” isimli müzikal tiyatro da yer alarak başladı. İşletme eğitimini tamamladıktan sonra çalışmaya başladı. Karma resim sergileri oldu. Güzel sanatların her bölümünü çok seven Karagülle için yaratıcılık hayatının merkezinde yer alıyor. En büyük ilgi alanlarından biri de Psikoloji olan Karagülle, birçok eğitime katıldı. Güç kaynağı gönüllü adanmışlık olan Karagülle, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Zekeriyaköy Şube Proje Koordinatörü ve aynı zamanda derneğin montörleri arasındadır. Yazar, ilk kitabı Yok Artık Çıp Çıp’ın Bale Pabucu’nu kızı Serra ve on beş yıldır birlikte yaşadıkları kaplumbağaları Çıp Çıp’tan ilham alarak kâğıda döktü. Ardından, kitabın tüm telif haklarını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” Projesine bağışladı. Bilime, sanata ve spora duyduğu ilgiyle yaşamını sürdüren ve farklı disiplinlerle kendini her daim besleyen Karagülle, son dönemde çalışmalarını çocuk edebiyatı üzerine yoğunlaştırdı. HABER MERKEZİ