[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Klima

Klima haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Klima haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaz aylarında baş ağrısından kurtulmanın yolları Haber

Yaz aylarında baş ağrısından kurtulmanın yolları

Antalya gibi aşırı sıcaklık ve nem ile ani hava değişimleri gelişen bölgeler, değişimlere duyarlı kişilerde baş ağrısı ve migreni tetikliyor. Ayrıca vücut ısısını yükselten fiziksel aktiviteler sırasında ısı kaynaklı baş ağrısı oluşabilir. Sıvı içmek ve güneşe maruz kalmaktan kaçınmak gibi tedaviler ve önleyici adımlar ile baş ağrılarından korunmak ve şikayetleri hafifletmek mümkün. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak sıcak havalarda baş ağrısı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. "Kadınları daha çok etkiliyor" Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, baş ağrısının bazen kişinin tüm hayatı boyunca zaman zaman yaşadığı bir şikayet olabiliyorken; bazı kişiler için bir hastalığın belirtisi veya hastalığa eşlik eden bir durum olarak ortaya çıktığını ifade etti. Çakmak, “Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan migren tipi baş ağrıları ve yine hastalarda ciddi yakınmalara sebep olan gerilim tipi ağrılar, hastaları yaşam boyu etkileyebilmektedir. Bu tür ağrılar başka bir hastalığa eşlik etmezken, ağrıya zemin hazırlayan etkenlerin varlığı unutulmamalıdır. Bunlar; stres, açlık ve uykusuzluğun yanı sıra; mevsimsel etkenler olarak sıralanabilir” diye konuştu. “Klima kullanımı, baş ağrısına yok açabilir” Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, şöyle devam etti: “Mevsimsel özellikler migren ve gerilim tipi baş ağrılarının artmasına veya azalmasına neden olabilmektedir. Yaz aylarında artan baş ağrıları bu durumun en somut örneklerindendir. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar, havanın ısınmasıyla damarların genişlediğini ve buna bağlı olarak baş ağrılarının da artığını göstermektedir. Öte yandan, baş ağrılarını kronik şekilde yaşayan kişiler çoğu zaman sıcakların bu etkisinin farkına bile varmazlar. Ayrıca sıcaklar nedeniyle artan klima kullanımı ağrıları olumsuz etkileyen bir başka etkendir. Klimalı ortamda uzun süre bulunmak baş ağrılarını tetikleyen durumlar arasında yer almaktadır.” "Baş ağrısından korunmak için bu önlemleri alın" Yaz sıcaklarında daha fazla hissedilmeye başlanan baş ağrılarının bir dizi önlem alınarak hafifletileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı: “Gün boyunca bol miktarda sıvı tüketin, aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçının, gölgeli alanlarda düzenli molalar vermeye özen gösterin, polarize güneş gözlüğü takın, koku baş ağrısını tetikleyebileceği için, kokusuz güneş kremi ve losyonlar tercih edin, aşırı sıcakta egzersiz yapmayın, yeme düzenine özen gösterin, aşırı sıcaklarda alkol tüketmemeye çalışın, çok sıcak bir ortamdan, klimatize edilmiş soğuk bir ortama ani geçiş yapmayın, klimalı ortamlarda soğuk havaya doğrudan maruz kalmayın.” "Etkin tedavilerle ağrılar son buluyor" Baş ağrısının kişinin yaşamını kısıtlar boyuta ulaşıyorsa, uzman doktora başvurması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Gerilim tipi baş ağrıları için depresyon tedavisine yönelik ilaçlar faydalı olabiliyorken; migren tedavisinde ilk basamak, hastanın tetikleyicilerden mümkün olduğunca uzak durmasıdır. Uyku ve beslenmenin düzenlenmesinin yanı sıra; düzenli egzersizler ile mevsim değişikliklerine karşı alınan önlemler, şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Bu tür önlemlere rağmen ataklar sıklıkla devam ediyorsa, hastaya atak sıklığını azaltıcı ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Migren tedavisinde kullanılan ilaçların sırayla denenmesi gerekebilir. Bu aşamada hastaların sabırla tedavilerini sürdürmesi ve doktorlarıyla devamlı bağlantı halinde kalmaları önemlidir.”

Antalya'da büyük panik: Klima motoru patladı Haber

Antalya'da büyük panik: Klima motoru patladı

Antalya'nın Konyaaltı ilçesi Hurma Mahallesi 179. Sokak'taki bir sitede meydana gelen olayda, 5 katlı apartmanın ikinci katında bulunan klima dış ünitesinin motoru büyük bir gürültüyle patladı. Patlamanın ardından doğal gaz borusunun alev almasıyla yangın hızla büyüdü ve bina sakinleri büyük bir panik yaşadı. 112 Acil Çağrı Merkezi'ne yapılan ihbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi ve doğal gaz firması yetkilisi sevk edildi. Ekipler ilk olarak apartmanın doğal gaz hattını kapattı. İtfaiyenin hızlı müdahalesiyle yangın büyümeden kontrol altına alındı. “Bütün bina havaya uçabilirdi” Apartman sakinlerinden Müge Zireker, yaşanan panik anlarını şöyle anlattı: “Sitenin havuzunda otururken art arda iki patlama sesi duyduk. İkinci katta oturan arkadaşımızın yardım çığlıklarını duyunca ne olduğunu anlamadık. Sonrasında klima motorunun patladığını ve ardından doğalgaz borusunun alev aldığını öğrendik. Büyük bir panik yaşadık. Herkesi dışarı çıkmaları için uyardım. Bütün bina havaya uçabilirdi.” “Binaya girmeye korkuyoruz” Patlamalar nedeniyle büyük bir korku yaşadıklarını belirten Müge Zireker, “Allah beterinden korusun. Bu olayların, klimalara fazla yüklenilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Üç kez üst üste patlama oldu. Gaz hemen kesildi, ancak hâlâ korkuyoruz ve binaya giremiyoruz. Enerya yetkilileri de şu an için binaya girmememizi söyledi” dedi. Bir diğer apartman sakini Meltem Güzelbayır ise, “Havuzdaydık, bir patlama sesi duyduk. Camlar kırıldı ve ateş gördük. Görünüşe göre klimanın motoru patlamış. Bu durum doğal olarak evin her yerini etkiledi. Kimse yaralanmadı ama çok korktuk” dedi.

Sıcak havalar klima satışlarında patlamaya sebep oldu Haber

Sıcak havalar klima satışlarında patlamaya sebep oldu

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bugünlerde, klima ve vantilatör satışlarında da ciddi manada artış yaşandı. Kavurucu sıcaklardan bunalan vatandaşlar satıcı firmaların kapısını çalarken, klima montajı için ise en az 2 hafta beklemek zorunda kalıyor. Bu süre zaman zaman klima montaj ustalarının yoğunluğuna göre 20 gün veya 1 ayı bile bulabiliyor. Fiyatlar iki katı Klima satıcıları, bu yıl aşırı sıcaklar nedeniyle geçen yıla oranla satışların bir kat arttığını söyledi. Klima ve vantilatörlere olan talep artınca, fiyatlar da yine geçen seneye oranla iki katına çıktı. 9.000'lik klima 20 bin TL, 12.000'lik 25 bin TL, 18.000'lik de 35 bin TL civarında seyrederken, 24.000'lik klimalar ise 40 bin TL ve üzerinde fiyatlandırılıyor. "En büyük handikap malın satılması değil, servisin süre vermesi" İzmir'de iş yeri bulunan klima satıcısı Feridun Özkan, ellerinde klima kalmadığını ve yoğunluk yaşandığını söyledi. Montajla ilgili sorun olduğunu ifade eden Özkan, “Ürün çeşitliliğimiz azaldı. En büyük handikap malın satılması değil, servisin süre vermesi; yani müşterimiz bugün talepte bulunursa en erken 1 hafta-15 gün arasında gün vererek montaj yaptırabiliyoruz. Geçen seneye göre bu sene daha çok artış yaşanıyor. Klima montajıyla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Fiyatlar da geçen seneye göre bire bir arttı” dedi. Klima alacaklara önerilerde bulunan Feridun Özkan, inverter ve doğa dostu klimaların daha çok satıldığını ve revaçta olduğunu dile getirdi. Klima satın aldıktan sonra 15 gün beklediğini ifade eden Nasır Yaşar da, bu yıl yaşanan sıcaklığın diğer yıllara göre daha fazla olduğunu ve klimaların bile fayda etmediğini savundu.

Uzmanlar uyardı: Klima yoluyla bulaşan hastalıklara dikkat! Haber

Uzmanlar uyardı: Klima yoluyla bulaşan hastalıklara dikkat!

Uzmanlar, sıcak havalarda konforlu olabilmek ve verimli çalışabilmek için kullanılan klimaların aynı zamanda insan sağlığı açısından ciddi sorunlara da yol açabildiğini belirtti. Klima yoluyla bulaşan en önemli hastalığın “klima hastalığı” olarak da adlandırılan “lejyoner hastalığı" olduğunu belirten uzmanlar, “Lejyoner hastalığı, Legionelle Pneumophilia adlı bir bakterinin sebep olduğu bir zatürredir. Bu bakteri, klimaların filtre sistemlerinde, uygun nem ve ısıda çoğalıp buralardan ortam havasına dağılmaktadır. Salgınlar sıklıkla otel ve hastanelerde olmakla birlikte, tek tek vakalar olarak da bildirilmiştir. İnsandan insana bulaştığı görülmemiştir. Akciğerlere girişi için tespit edilen en önemli yollar, solunum cihazları, havalandırma sistemleri ve hastanelerde solunum yollarına uygulanan birtakım işlemlerdir. Hastalık vücut direnci düşük kişilerde daha kolay yer edebilir. Şeker hastaları, alkolikler, kemoterapi hastaları, kronik böbrek ve akciğer hastalığı olan kişilerde oluşumu daha yüksek oranlardadır. En yaygın kolaylaştırıcı faktör sigara içilmesidir” dedi. Özellikle iyi temizlenmeyen klimalarda üreyebilecek küf mantarlarının alerjik rinit ve alerjik astıma sebep olabileceğinin de unutulmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, araçlardaki klimaların doğru kullanılmamasının da sinüzit, kulak iltihapları ve yüz felci gibi sorunlara neden olabildiğini, bu yüzden araçlarda klima kullanırken havanın direkt yüze ve göğse değil, ön cama doğru yönlendirilmesi bu sorunların oluşmasını engelleyeceğini belirtti.

Klimanın yanlış kullanımı 'Lejyoner Hastalığı'na davetiye çıkarıyor Haber

Klimanın yanlış kullanımı 'Lejyoner Hastalığı'na davetiye çıkarıyor

Bunaltıcı yaz sıcaklarında imdadımıza yetişen klimalar bulunduğumuz ortamlarda rahat bir nefes almamızı sağlayarak konforumuzu artırıyor. Klimaların yanlış ve bilinçsiz bir şekilde kullanımı ise sağlık açısından birçok riski de beraberinde getiriyor. Son günlerde hava sıcaklıklarının aşırı şekilde artmasıyla beraber kapalı ortamlarda yaygın olarak kullanılan klimaların sebep olduğu ‘Lejyoner Hastalığı’ veya halk arasında ‘Klima Zatürresi’ olarak bilinen hastalığa oldukça sık rastlandığını kaydeden Medline Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adem Yılmaz, dikkatli olunmaz ise bu durumun ölümcül olabileceğini söyleyerek uyarılarda bulundu. Klimaların hatalı kullanımı sorun oluşturuyor Klimaların bilinçli kullanımının özellikle aşırı sıcak bölgelerde çalışan bireylerin iş performansını olumlu şekilde etkilediğini, sıcak havanın zihinsel ve fiziksel aktiviteler üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri giderdiğini ve terlemeyi azaltarak vücudun sıvı kaybını engellediğini anlatan Dr. Yılmaz, klimaların hatalı şekilde kullanılmasının ise lejyoner hastalığının yanı sıra; kas, boyun ve sırt ağrıları, eklem tutulmaları, enfeksiyon ve alerjiye neden olabileceğini ifade etti. Solunum yoluyla bulaşıyor Halk arasında daha çok klima zatürresi olarak bilinen ve yaygın vücut ağrısı, yüksek ateş, baş ağrısı, mide bulantısı, ishal ile seyreden lejyoner hastalığının ‘legionella pneumophila’ bakterisinin neden olduğu ciddi bir akciğer enfeksiyonu olduğunu anlatan Dr. Yılmaz, “Bu hastalık klima, jakuzili havuz, dekoratif fıskiyeler, havalandırma sistemleri gibi yerlerden solunum yoluyla bulaşır. Kronik solunum yolu problemleri olan kişilerde, bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ve diabetlilerde (şeker hastalığı) can kaybına yol açabilmektedir” dedi. Ölümcül olabiliyor Hatalı klima kullanımın neden olabileceği hastalıklar arasında en tehlikelisinin lejyoner hastalığı olduğunu ifade eden Dr. Yılmaz, "Bu hastalık, alt solunum enfeksiyonuyla kendini gösterir ve ölümle sonuçlanabilir. Özellikle solunum yolu problemi olan hastalar için aşırı soğutulmuş ortamlarda bu risk daha fazladır” diyerek, ateş, uzamış öksürük, eklem ağrıları, bulantı ve karın ağrısının bu zatürre tipinin en önemli belirtileri arasında yer aldığını söyledi. Hastane ortamında tedavi ediliyor Lejyoner hastalığı belirtilerinin genellikle lejyonella bakterisine maruz kaldıktan 2-10 gün sonra ortaya çıktığını ve diğer zatürre türleri ile benzer belirtiler gösterdiğini anlatan Dr. Yılmaz, “Hastalığın tanısı da diğer zatürre tiplerine benzer şekilde konur. Tanı almış hastalar genellikle hastane ortamında takip ve tedavi edilirler” diyerek belirtilerin tamamen kaybolmasının ise 3 haftayı bulabileceğini belirtti. Klimaların bakımları aksatılmamalı Klima kullanılan ortamlarda, klimaya küflerin yerleşmesi ve ortama salınması sonucu bireylerde; baş ağrısı, göz, burun ve boğazda tahriş, geçmeyen öksürük, sürekli bir gıcık, baş dönmesi, yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü gibi şikâyetlerin görülebileceğini ifade eden Dr. Yılmaz, bu nedenle klima bakımlarının aksatılmaması gerektiğinin altını çizerek, “Klima boruları 3 yılda bir gözden geçirilmeli, filtreleri her 6 ayda 1 kez düzenli olarak temizlenmelidir. Ayrıca hava üfleyen kanalları doğrudan bireylerin üzerine dönük olmamamalı ve dış ortam ile iç ortam arasındaki fark 6 santigrat dereceyi geçmemelidir. Sıcak ortamdan soğuk ortama veya tam tersi bir durumda yaşanacak ani ısı değişimleri özellikle kalp hastaları için risk oluşturabileceği gibi uzun süreli kas spazmı ve eklem tutulmalarını da tetikleyebilir” diye konuştu.

Klimalı mekanlarda gözlerinizi koruyacak şekilde oturun Haber

Klimalı mekanlarda gözlerinizi koruyacak şekilde oturun

Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilay Akagün, yaz aylarında gözlerimizin havuz sularından güneşin kavurucu ışınlarına kadar çeşitli dış etkenlere maruz kaldığına ve mevsimsel risklere açık hale geldiğine dikkat çekti. Yazın keyfini kesintisiz sürdürebilmek için bazı öneriler sunan Dr. Akagün, gözlerde hissedilen herhangi bir rahatsızlık halinde vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmanın, potansiyel sorunları başlamadan önlemenin en iyi yolu olduğunu söyledi. Yaz aylarında sıkça karşılaşılan göz hastalıkları hakkında önemli bilgiler veren Dr. Akagün havuz ve deniz suyu ile temas nedeniyle mikropların yayılmasının kolaylaştığını ve bu durumda da enfeksiyöz konjonktivitin yaygın görülen bir sorun olduğunu ifade etti. Korunmak için “Yüzme gözlüğü kullanarak gözlerinizi kirli su ve klorla direkt temastan koruyun; ellerinizi sık sık yıkamak ve gözlerinize dokunmaktan kaçının. Havlu ve gözlük gibi kişisel eşyalarınızı başkalarıyla paylaşmayın” ifadelerini kullandı. Yazın güneş ışınlarının daha dik açıyla düştüğünden, UV ışınlarına maruz kalmanın göz sağlığı için risk oluşturduğuna, bu ışınlara uzun süre maruz kalındığında “katarakt ve makula dejenerasyonu” gibi durumların ortaya çıktığına değinen Dr. Akagün korunmak için UVA ve UVB korumalı güneş gözlükleri takılmasını tavsiye etti. “İç mekanlarda klima kullanırken gözlerinizi koruyacak şekilde oturun” Yazın sıcak ve kuru hava ile klima kullanımının artması ve tuz oranı yüksek deniz suyuna koruyucu gözlük kullanılmadan maruz kalınmasının gözlerde kuruluğa ve irritasyona neden olabileceğini vurgulayan Dr. Akagün “Yeterince su tüketin ve suni gözyaşı damlaları kullanarak gözlerinizi nemli tutun. İç mekanlarda klima kullanırken gözlerinizi koruyacak şekilde oturun; doğrudan hava akımının altında kalmayın. Deniz ve havuza girmeden önce yüzme gözlüğü kullanmayı unutmayın” diye konuştu. Polen ve klordan uzak durun Dr. Akagün polenlerin yoğun olduğu yaz aylarının, alerjiye meyilli kişiler için göz alerjilerini tetikleyebileceğini belirterek özellikle polen yoğunluğunun yüksek olduğu günlerde dışarıda uzun süre kalmaktan kaçınılmasını; antialerjik göz damlaları ve gerekirse doktor tavsiyesiyle alerji ilaçları kullanılmasını tavsiye etti. Klorun gözlerde kızarıklık ve yanmaya neden olabileceğinin altını çizen Dr. Akagün “Yüzme gözlüğü kullanarak gözlerinizi koruyun. Yüzdükten sonra mutlaka yüzünüzü temiz su ile yıkayın. Yaz aylarında göz sağlığını korumak için bu önlemleri almak, gözlerinizin sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir. Herhangi bir göz rahatsızlığı durumunda ise mutlaka bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir” dedi.

Merkezi klimaların olduğu yerlerdeki insanlar 'hasta bina' sendromuna yakalanıyor Haber

Merkezi klimaların olduğu yerlerdeki insanlar 'hasta bina' sendromuna yakalanıyor

Klimalardaki tehlike 'lejyoner hastalığı' ile ilgili açıklamalarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, son günlerde baş ağrısı, göz, burun ve boğazda tahriş, geçmeyen bir öksürük, sürekli bir gıcık, baş dönmesi, kaşıntı gibi şikayetleri olanların doktorlara başvuru sayısında artış olduğuna dikkat çekti. Özkaya, "Özellikle teknolojik gelişmelerin günümüzdeki yaşam şartlarına entegrasyonu ile hem eski bildiğimiz klasik hastalıkların seyri değişti hem de literatüre yeni hastalıklar eklenmeye başladı. Bunlardan biri 'zatürre' dediğimiz hastalığımızdır. Özellikle biz zatürreyi tıp kitapları kışın viral enfeksiyonlar sonrası vücut direncimizin düşmesi sonrası akciğer enfeksiyonu olarak biliyoruz. Son yıllarda özellikle hava sıcaklıklarının çok artmasıyla beraber kapalı ortamlarda, alışveriş merkezlerinde, bürolarda, işyerlerinde, ev ortamında ve otellerde çok fazla klima kullanımına bağlı klima zatürresi ya da halk arasıyla klima çarpması verilen bir klinik tabloyla karşı karşı karşıyayız. Yaz aylarında kış aylarına göre daha fazla zatürre hastaları hastaneye başvuruyor. Özellikle klima sulardaki üreyen lejyoner bakterisi soğuk üflemesiyle beraber akciğerlere ulaşmasıyla ciddi anlamda zatürre yapıyor. Öksürük, ateş, eklem ağrısı, halsizlik gibi şikayetlere sebep oluyor. Risk altında olanlar ise özellikle otellerde tatil yapanlar, büyük toplantı salonlarında, kongrelerde, merkezi havalandırmanın olduğu sistemlerde, termal havuzların olduğu yerlerde, ofis ve bankalarda çalışanlardır. Çok fazla klima zatürresi dediğimiz lejyonere bağlı zatürre vakaları yaz aylarında kış aylarına göre çok daha fazla geliyor. Özellikle klimaların bu filtrelerin temizliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Bu önümüzdeki aylarda en sıcak yaz mevsimini yaşayacağımızı söylüyorlar. Bunun getirdiği olumsuz etkenlerden uzak durmak için de vatandaşlarımızın dikkat etmesini istiyoruz" diye konuştu. "Hasta bina sendromu yaşayanlar doktorlara başvuruyor" Merkezi sistem klimaları olduğu yerlerde bir hastalık tanımlandığını belirten Özkaya, "Hasta bina sendromu' denilen sendrom var. Bu özellikle neredeyse çalışan hemen herkesin hastalığı diyebileceğimiz bir hastalıktır. Hasta bina sendromundan özellikle ofis ortamında çalışanların bir takım şikayetleri oluyor. Özellikle dediğimiz gibi ofis ortamında, merkezi klimayla havalandıran havalandıran ortamlarda, bu özellikle küflerin yerleşmesine bağlı, ortama salınmasıyla kişiler baş ağrısı, göz, burun ve boğazda tahriş, geçmeyen bir öksürük, sürekli bir gıcık, öksürük, baş dönmesi, kaşıntı, kuru cilt, yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon olamama, kişilik değişimlerine kadar değişen paranoya, depresyon gibi gibi kişilik değişimlerine sebep oluyor. Hastaların; 'hiç düzelmiyorum, hiç iyileşemiyorum, hiç eklem ağrılarım geçmiyor, hiç öksürüğüm iyileşmiyor' dedikleri kronik grip ya da nezle benzeri sendromlarına neden oluyor. Bu sendrom grubuna 'hasta bina sendromu' diyoruz ve neredeyse günümüzde ofis ortamında çalışanları büyük bir çoğunluğu bu şikayetlerle doktora başvuruyor. Bunun özellikle merkezi havalandırmadan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Ofis ortamında da buna dikkat edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Adana'lı berber klimayı keşfeden Carrier’in adının ölümsüzleşmesini istedi Haber

Adana'lı berber klimayı keşfeden Carrier’in adının ölümsüzleşmesini istedi

Haziran ayına girilmesiyle birlikte tüm Türkiye’yi Afrika’dan gelen sıcak hava dalgası etkisi altına aldı. Özellikle Türkiye’nin en sıcak illerinden biri olan Adana, sıcak hava dalgasından en çok etkilenen iller arasında yerine aldı. Sıcaklığın 43 dereceye kadar çıkarak tüm zamanların en sıcak Haziran ayının yaşanmasına neden oldu. Kentte özellikle saat 11.00 ile 16.00 arasında nefes almanın bile zor olması vatandaşları da perişan etti. Ev ve iş yerlerinde aşırı sıcaktan dolayı 24 saat klima çalışıyor. Klima olmadığı zaman hayatın durduğu Adana’da berber Ahmet Uluçay’da 1902’de ilk elektrikli klima ünitesini icat eden Willis Haviland Carrier’in isminin şehirde bir caddeye ve parka verilerek ölümsüzleştirilmesi gerektiğini söyledi. Uluçay, Adana için klimanın çok önemli bir icat olduğunu, klima olmadığı zaman Adana’da 3 ay hayatın durma noktasına geldiğini bu nedenle Carrier’in Adanalılar için çok önemli bir yeri olduğunu kaydetti. Adana’nın çok sıcak olduğuna dikkat çeken Uluçay, “ Bu yüzden de insanlar çok sinirli oluyorlar. Carrier olmasaydı ve klimayı bulmasaydı Adanalılar ne yapardı acaba? Gerçekten Adana halkı vefalıdır. Biz Adana mülki amirlerimizden, belediye başkanlarımızdan sokaklara, bir caddeye veya bir parka vefa gösterilerek isminin verilmesini istiyoruz. Bu konunun da ciddi bir şekilde takipçisi olacağız. Bizler kuaförüz. Tıraş ederken insanlar klima olmasaydı ne yaparlardı? Biz bu konforu veremeseydik tıraş edemezdik. Geçmişte eski berberler havlularla yelleyerek tıraş etmişlerdi. Bizler şimdi buz gibi ortamlarda rahat rahat terlemeden klimaların sayesinde tıraş ve kesimlerimizi gerçekleştiriyoruz” dedi. Tıraş olmaya gelen müşteri ise “Klima olmasaydı eğer şu an burada tıraş olamazdım. Çok terlerdim, eski kuaförümde klima yoktu. O yüzden tıraş olmak için orayı çok tercih etmiyordum. Burada yaşamak zor. Biz sıcakta yaşayarak hayatımızı kısaltıyoruz. Klima olmasaydı burada yaşayamazdık. Bu yüzden Carrier’i Adana’da yaşatmak istiyoruz” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.