[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#KOAH

KOAH haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, KOAH haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KOAH ve astım hastaları tuz mağarasında şifayı buldu Haber

KOAH ve astım hastaları tuz mağarasında şifayı buldu

Çankırı'da, Çankırı Valiliği ile kurumların işbirliği ile gerçekleştirilen 'Daha Güçlü Bir Nefes Projesi', KOAH ve astım hastalarına umut oluyor. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 4 ila 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanıyor. 15 gün süren tedavinin onuncu gününde hastaların sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, yüzde 50'ye yakın iyileşme görüldüğünü aktardı. KOAH ve astım hastalarında daha hızlı olumlu sonuçlar aldık Hastaların yaşam kalitesinin artmaya başladığını belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, “Hastalarımızda belirgin farklılıklar görmeye başladık. Buraya geldiğinde ikinci katı yürüyerek çıkamayan hastalarımız, dördüncü kata yürüyerek çıkmaya başladılar. Özellikle konuşurken bile efor sarf etmekte zorlanan hastaların şuan rahatça konuştuğunu görebiliyoruz. Hastaların mukus atımında belirgin bir artış izledik. Daha önceden balgam çıkaramayan hastalar artık rahat balgam çıkartmaya başladılar. Balgamla birlikte akciğerdeki siyah birikimlerin yavaş yavaş balgamla birlikte dışarı atıldığını gördük. Şu anki KOAH ve astım hastalarında yüzde 50'ye yakın bir iyileşme izledik. Tuz terapisi, hastalık ne kadar ileri ve ağırsa o kadar fazla yanıt verdiğini izledik. Özellikle daha ağır KOAH ve astım hastalarında daha hızlı olumlu sonuçlar aldık” dedi. Buraya sürünerek geldim desem yeridir Mağaradan koşarak çıkacağına inandığını söyleyen Ahmet Saraçer, “Ben buraya sürünerek geldim desem yeridir. Ben Çankırı'ya geldiğimde beni otogardan aldılar. Bu mağaraya da geldiğim de inip çıkarken çok zorlanıyordum şimdi ise çok rahat oluyor. Ciğerlerimdeki üşümede geçerse ben herhalde tek seferde koşarak çıkacağıma inanıyorum” diye konuştu. Böyle bir sisteme çok hayran kaldım Konya'dan Çankırı'ya tedavi olmaya gelen Nevzat Doğruöz ise, “30 seneye yakın KOAH hastasıyım. İlk geldiğim günden beri bu mağarada temiz hava soluyup rahat nefes aldım. Buradaki tedaviden de çok faydalandım. Böyle bir sisteme çok hayran kaldım. Keşke tüm Türkiye burayı tanısa da tüm KOAH hastaları burada tedavi görse” dedi.

Astım ve KOAH hastaları şifayı kaya tuzunda buldu Video Galeri

Astım ve KOAH hastaları şifayı kaya tuzunda buldu

Türkiye'nin dört bir yanından Çankırı'ya gelen KOAH ve astım hastaları Hititler'den kalan tuz mağarasında ve tuzla dolu odalarda terapi görerek şifa arıyor. Çankırı'da, Çankırı Valiliği, Çankırı Belediyesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü, Çankırı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Çankırı Özel Karatekin Hastanesi, Tuz Rehabilitasyon ve Sağlık Turizmi Derneği ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Çankırı Şubesinin iş birliği ile hayata geçirilen 'Daha Güçlü Bir Nefes Projesi', KOAH ve astım hastalarına umut oluyor. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 4 ila 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanıyor. Tuz mağarasında hastalara yönelik, seramik atölyesi, ebru sanatları atölyesi, müzikal, drama, sinema ve şiir, sağlıklı spor, fiziksel egzersiz etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Daha sonra özel bir hastanede hastalar tuz terapisi ile tedaviye devam ediyor. 15 gün boyunca devam edecek projenin beşinci gününde Türkiye'nin dört bir yanından gelen hastalar, sağlık problemlerinde olumlu sonuçlar görmeye başladığını söyledi. “Hastalardan herhangi olumsuz bir yanıt almazken olumlu geri dönüşler almaya başladık” Hastaların tedavisinin olumlu yönde ilerlediğini belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, “Hastalardan herhangi olumsuz bir yanıt almazken olumlu geri dönüşler almaya başladık. Tuz terapisinin bronş salgısını, mukus salgısını inceltici ve hareketlendirici etkisi olduğu için aynı zamanda farklı maddelerin mukusla birlikte atılması nedeniyle bronşlarda gevşeme ve akciğer damarlarında genişleme sağlıyor. Başlangıçta mukus salgısını attırıcı etkisi nedeniyle öksürüğe sebep olabiliyor ama bu tolere edilemeyecek bir durum değil, sadece mukusun çıkışı kolaylaşıyor. Hastalarımızda gördüğümüz kötü bir yan etki olmadı. Özellikle daha ağır seyreden KOAH ve astım hastalarında daha iyi yanıt aldığımızı gördük” dedi. “Koyu balgamlar çıkarttığımı gördüm” Tedavi olmak için Bilecik'ten Çankırı'ya gelen Yaşar Yılmaz ise olumlu yöndeki değişiklikleri hissetmeye başladığını belirterek, “Tedavimiz güzel gidiyor. Koyu balgamlar çıkarttığımı gördüm, hala da devam ediyor. İlaçlarımı da düzenli olarak kullanıyorum. Her şeyden memnunum” diye konuştu. “Bu uygulamanın faydasını görüyorum” Tedavisinin olumlu ilerlediğini söyleyen Nevzat Doğrusöz de, “Sabah uyandığımda boğazımda hırıltı olurdu. O hırıltı şu an kayboldu. Acayip bir koyu renkte balgam çıkarışı oluyor. Bu uygulamanın faydasını görüyorum. Çok memnun ve mutluyum” şeklinde konuştu.

Sigaranın iki ölümcül sonucu: KOAH ve akciğer kanseri Haber

Sigaranın iki ölümcül sonucu: KOAH ve akciğer kanseri

Sigara kullanımın zararlarının insanlara anlatmanın artık etkili olmadığını ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzm. Prof. Dr. Şevket Özkaya, balon örneği üzerinde sigaranın verdiği zararı anlattı. Sigara kullanımın ortaokul yaşına kadar düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Özkaya, "Ülkemizde 20 yaş üstündeki kişilerin en az yarısı sigara bağımlısıdır ve sigaraya başlama yaşı artık ortaokul çağlarına kadar indi. Sigaranın zararları anlatmak artık insanlarımızı etkilemiyor ama içtiğiniz sigara 2 ölümcül hastalığın yüzde 90 sebebidir. Bunlarda biri KOAH, diğeri ise akciğer kanseridir. Eğer yaşınız 40 üzeri ve içtiğiniz sigara paketi ile kullandığınız yılı çarpar, 20 paket/ yıldan daha fazla ise bu iki hastalık ile her an yüzleşebilirsiniz. KOAH teşhisi alan kişilerin büyük çoğunluğu halen sigara içen veya çok uzun süre sigara içmiş ve bırakmış kişilerdir. Hastalık sinsi ilerlediği için ve sigara bağımlıları öksürük, balgam çıkarma gibi şikayetleri önemsemedikleri için KOAH teşhisi konduğu zaman hastalar akciğer kapasitelerinin önemli bir kısmını kaybetmiş olmaktadırlar" diye konuştu. "Peki sigara nasıl KOAH yapıyor" Akciğer keseciklerinin tıpkı bir balon gibi olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Temiz havayı nefes olarak bu keseciklere aldığınızda şişer ve hava ile dolunca elastik yapısından dolayı içerdeki kirli havayı da tıpkı balonun sönmesi gibi dışarı atar. Bu mekanizma hayat kurtarıcıdır. Ancak sigara içerseniz, kesecik duvarlarınızdaki elastik doku harap olur ve esneme yeteneğini kaybederek tıpkı bu naylon poşet gibi olur ve nefes alırsınız ama balonun elastik yapısı olmadığı için kirli havayı dışarı atamazsınız ve içerde kirli hava kalır. Siz yeni bir temiz havayı nefes le almak istediğinizde keseciklerde temiz havanın gireceği yer kalmayacak ve nefes alamama yani nefes darlığı başlayacak" şeklinde konuştu. "Her hücre kanserden ölecek" Kişilerin uzun yaşama imkanı da olsa her hücrenin kanserden öleceğini belirten Özkaya, "Sigaranın diğer ölümcül sebebi ise akciğer kanseridir. Biz şunu biliyoruz ki, yaşayan her sağlıklı hücrenin sonu kanser. Eğer diğer hastalıklar, kazalar ve erken ölümler olmasa ve uzun yaşama imkanı olsa her hücre kanserden ölecek. Eğer sigara kullanıyor veya kanserojen maddelere maruz kalıyorsanız, bu kansere yakalanma yaşınızı düşüren bir faktör. Örneğin; 150 veya 170 yaşında akciğer kanseri olacak bir kişi, sigara içtiği için bu yaş 100'e düşüyor. Eğer ailede kanser öyküsü varsa bu yaş daha da düşüyor. Ve 45 yaşından sonra her an kanser gelişmesi ile karşı karşıya kalınıyor. Sigara içmeye hiç başlamayarak bu iki ölümcül nefesten kurtulabilir ya da bırakarak bu iki ölümcül hastalık riskinizi azaltabilirsiniz" şeklinde konuştu.

Astım ve KOAH hastalığınız varsa çöl tozuna dikkat! Haber

Astım ve KOAH hastalığınız varsa çöl tozuna dikkat!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine değinen Prof. Dr. Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir. Bu hastaların hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acile başvuru ve ölüm oranlarının arttığına dair daha önce yaşanmış büyük hava kirliliği epizotlardan bildirilen veriler vardır” diye konuştu. “Astım ve KOAH hastalarında şikâyetler ortaya çıkabilir” Bu dönemde astım ve KOAH hastalarının şikâyetlerinin artabileceğini dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Hastalarımızın şikâyetleri ortaya çıkabilir, var olan yakınmaları artabilir, mevcut tedavileri yetersiz kalabilir. Nefes darlığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum gibi yakınmalarınız ortaya çıkmışsa veya bu yakınmalarının şiddet ve sıklığında artma varsa, genel durumunuzda bir bozulma hissediyorsanız, uykudan uyandıran şikâyetleriniz oluyorsa hemen hekiminize başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. “Tozun yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı” Tozun yoğun olduğu saatlerde dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Özellikle tozun yoğun olarak hissedildiği saatlerde dışarıya çıkmayınız, pencerelerinizi kapalı tutunuz. Dışarıya çıkmanız mutlaka gerekli ise maske kullanınız” dedi. “Çöl tozu gözlerde kurumaya neden olabilir” Çöl tozlarının bireyi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Çöl tozları gözlerde ve ciltte kurumaya, tahrişe, kaşıntı ve kızarıklık gibi yakınmalara neden olabilir. Eşya ve yüzeylerde çizilmelere, tahriplere, boyalarda deformasyona da yol açabilir. Çöl tozları ile taşınan mantarlar solunabilir ve duyarlı konakçılarda akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.

KOAH ve astım hastaları sıcaklarda ne yapmalı? Haber

KOAH ve astım hastaları sıcaklarda ne yapmalı?

Hava şartları kronik akciğer hastalığı olanların sağlık durumu üzerinde önemli etkilere sahip. Soğuk ve kuru havalar hassas solunum yollarını tahriş ederek nefes darlığına, öksürüğe ve hırıltılı solunuma neden olurken, sıcak ve nemli havalar da solunum yolları enflamasyonunun artmasına, nefes darlığına ve KOAH gibi kronik hastalıkların alevlenmesine yol açabiliyor. "VÜCUDUN SOĞUMAYA ÇALIŞMASI YÜZÜNDEN NEFES DARLIĞI ŞİKAYETLERİ ARTIYOR" Astım ve KOAH hastalarının sıcak havalarda her zamankinden daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Merda Erdemir Işık, konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Vücudumuz normal ısı dengesini korumak için her zaman çalışıyor ancak sıcak havaya ve neme maruz kalındığında serinlemek için fazladan efor gerekiyor. KOAH hastaları halihazırdaki enerjilerinin çoğunu nefes alabilmek için kullandıklarından, sıcak havalarda vücudun soğumaya çalışması yüzünden nefes darlığı şikayetinde artış yaşayabiliyorlar. Benzer sorunlar nem seviyesinin yükselmesine bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Nemli hava yoğunlaştığından KOAH hastalarının nefes alması zorlaşıyor. Astım hastalarının da tedbir alması şart. Sıcaklarda havanın durgunlaşması havadaki kirletici partiküllerin hapsolmasına yol açarak astım hastalarının ataklarını tetikleyebiliyor. Bunun sonucunda solunum yolları daralıyor ve nefes almak güçleşiyor.” DIŞARI ÇIKARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR Hava sıcaklığının artması sonucu nefes darlığı şikayetleri fazlalaşan kronik akciğer hastalarının sıcak havalarda yorucu aktivitelerden kaçınmasının oldukça önemli olduğunu hatırlatan Işık, mevsime özgü dikkat edilmesi gerekenlere şöyle değindi: “Sıcak havalarda efor gerektiren aktivitelerin kısıtlanması, hava sıcaklığının ve havadaki polen oranının yüksek olduğu zaman dilimlerinde mümkünse dışarıya çıkılmaması gerekiyor. İç hava kalitesinin yüksek olduğu, ideal sıcaklık değerine sahip kapalı ortamlarda hastaların solunum fonksiyonlarının stabil kalması kolaylaşıyor. Sıcaklarda dışarıya çıkılması gerekiyorsa vücut ısısını çok yükseltmemek adına açık renkli, cilde nefes aldıran ve vücudu sıkmayan kıyafetler tercih edilmeli. Başın güneşten korunması da eşit derecede önemli.” "ÇAY VE KAHVE SIVI KAYBINI ARTTIRIYOR" Dr. Merda Erdemir Işık, hem sağlıklı bireylerin hem de kronik akciğer hastalıkları olanların dehidrasyon (sıvı kaybı) risklerinin sıcak havalarda arttığını belirten uyarılarını şöyle sonlandırdı: “Sıcak havalarda vücut ısısı terleme ile dengeleniyor, terleme ise vücutta su kaybına yol açıyor. Bir de içecek tercihinin yanlış yapılması, vücudun daha çok susuz kalmasına neden oluyor. Bu nedenle çay ve kahve gibi kafein içeren içeceklerden uzak durulmalı, bu içecekler su kaybını artırıyor. Kronik akciğer hastalarının yapmaları gereken, bol su içmek; böylece hem vücut ısısının dengelenmesi mümkün oluyor hem de dehidrasyon riski azalıyor. Mukusun seyreltilmesi, solunum yolu enfeksiyonları riskinin düşürülmesi ve akciğer fonksiyonlarının desteklenmesi için de su içmek büyük öneme sahip. Tüm bu tedbirleri almak ve reçete edilen ilaçları düzenli kullanmak sıcak havalarda solunum şikayetlerini minimize etmeyi sağlayabiliyor.” İHA

KOAH’lılara tıbbi kontrol uyarısı Haber

KOAH’lılara tıbbi kontrol uyarısı

Kent Sağlık Grubuna bağlı Kent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Jülide Çeldir Emre, Covid-19 salgın sürecinde tıbbi takibi ve bakımı olumsuz etkilenen hastalarla ilgili yapılan bir uluslararası çalışmanın sonuçlarına dikkat çekti. Bu çalışmada ilk sırayı diyabet hastalarının aldığını belirten Uzm. Dr. Emre, diyabetlileri KOAH hastalarının izlediğini kaydetti. Korona virüsü bulaşacağı korkusuyla hastaların sağlık kuruluşlarına gitmemesinin yanı sıra raporlu ilaçların eczaneden alınabilmesi pandemide olumlu olarak tedaviye ulaşımı kolaylaştırsa da bir yandan kontrollerin aksamasına yol açtığını kaydeden Uzm. Dr. Emre, şöyle konuştu: “Bu süreçte pek çok hastalıkta olduğu gibi KOAH tanısı koyulması da azaldı, tedavisinde değişiklik gerektiren hastalar klinik sorunlar yaşadı. KOAH hastalarının tanı ve takibinde en büyük eksiklik solunum fonksiyon testlerinin bulaş riski nedeniyle çoğunlukla yapılamaması oldu. Aynı zamanda radyolojik takip yapılamadı, akciğer nodülü olan KOAH hastalarının takipleri aksadı. Oysa şikayetlerin kontrolü, yaşam kalitesinin korunması, solunum fonksiyonlarının iyileştirilmesi, atakların önlenmesi, hastalığa bağlı komplikasyon ve ölüm oranlarının azaltılması, hastaların düzenli tıbbi kontrollerinin yapılıp kişiye uygun tedavisi ile mümkün olmaktadır.” Tedavi seçenekleri arttı Öte yandan KOAH hastalarına artık daha fazla tedavi seçeneği sunulduğunu da kaydeden Uzm. Dr. Jülide Çeldir Emre, sözlerini şöyle sürdürdü: “KOAH’da semptomların şiddeti ve akut alevlenme sayıları gibi klinik görünümlere uygun sınıflandırma gündemde. Tedavinin bireyselleştirilmesi ve laboratuvar olarak eozinofilinin eşlik ettiği olgular, semptomları fazla olanlar, sık alevlenme geçirenler, astımla birlikte olan olgular gibi farklı fenotiplere göre tedavi seçenekleri giderek daha fazla etkin.Tedaviye cevap alınamaması durumunda ikili üçlü kombinasyon tedavileri uygulanıyor. Solunum egzersizleri günlük hareket kapasitesini arttırarak, aşılamalar ile de enfeksiyon, atak geçirme riskini azaltarak artık KOAH tedavisinde çok daha etkin olabiliyoruz.” İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.