[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#kocaeli

kocaeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kocaeli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gebze’deki ölü sokak hayvanlarına ilişkin soruşturma başlatıldı Haber

Gebze’deki ölü sokak hayvanlarına ilişkin soruşturma başlatıldı

Gebze’de sokak hayvanları rehabilitasyon merkezinde ölü 30 köpek ve 14 kedi tespit edildi. Kocaeli Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Basında ve sosyal medya mecralarında yer alan Gebze Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezindeki görüntülere ilişkin Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Kocaeli Şube Müdürlüklerince her türlü araştırma ve inceleme yürütülmekte olup, derhal adli ve idari soruşturma başlatılmıştır. Gelişmelerden kamuoyu süreç içerisinde bilgilendirilecektir" ifadelerine yer verildi. İlgililer soruşturma tamamlanıncaya kadar açığa alınmıştır Gebze Belediyesinden yapılan açıklamada ise, "Ölmüş sokak hayvanlarıyla ilgili basın ve sosyal medyada dolaşıma sokulan görüntüler üzerine kamuoyuna yansıyan cansız sokak hayvanı görselleri; Balçık barınma alanımız ve sokaklarımızdan ekiplerimizin cansız olarak topladığı 16 sokak köpeği, Gebze’de meydana gelen trafik kazaları sonucu yaşamını kaybeden 3 köpek ve kendi sağlık sorunları nedeniyle kurtarılamayan 10 köpeğe aittir. Aynı zamanda görüntülere yansıyan kedilerden 9 tanesi sokaklarımızdan çeşitli sebeplerle ölmüş olarak toplanan, 4 tanesi trafik kazası ile ölen ve 2 adet tedaviye cevap vermeyerek ölen kedilere aittir" ifadeleri yer aldı. Açıklamada, can kayıplarının tutanaklarının ilgili birimlere teslim edildiği aktarılarak, "Gebze bölgesinde kedi ve köpeklerden oluşan yaklaşık 10 bin sokak hayvanı yaşamaktadır. Gebze Belediyesi Veteriner Müdürlüğü rutin çalışmaları ve vatandaş bildirimleri doğrultusunda sokak hayvanlarının sağlıklı yaşaması, yaşamsal bir sorun oluşturmaması için çalışmaktadır. Şehir merkezi ve otoyollardan uzakta Balçık bölgesinde oluşturduğumuz Barınma ve Beslenme Merkezi bu amaçla hizmet vermektedir. Bu bölgede 4 bin köpek belediyemiz ve hayvan severlerin işbirliği ile yaşamakta, yaşatılmaktadır. Ölmüş sokak hayvanlarıyla ilgili görüntüler kurumumuz tarafından kabul edilemez olarak değerlendirilmektedir. Konuyla ilgili soruşturma açılmıştır. İlgililer soruşturma tamamlanıncaya kadar açığa alınmıştır. Ayrıca Gebze Belediye Başkanlığımızın müracaatı ile Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı da görüntülerle ilgili soruşturma başlatmıştır" denildi.

Türkiye'nin ilk ve tek otizmli radyo programcısı umut aşılıyor Video Galeri

Türkiye'nin ilk ve tek otizmli radyo programcısı umut aşılıyor

Türkiye'nin ilk ve tek otizmli radyo programcısı 25 yaşındaki Muhammed Emirhan Güngör, Kocaeli'den yükselen güçlü sesiyle hem özel bireylerin hayatlarına dokunuyor hem de ailelerine umut oluyor. "Engelsiz Yaşam" programıyla on binlere seslenen Güngör, topluma da "ötekileştirme" ve "dışlamaya" karşı önemli mesajlar veriyor. Kocaeli'nin İzmit ilçesinde yaklaşık 6 yıl önce radyo programcılığı kariyerine adım atan Muhammed Emirhan Güngör, Türkiye'nin ilk otizmli radyo programcısı olarak örnek bir başarı hikayesi yazıyor. Küçük yaşlardan itibaren radyoya duyduğu ilgiyi, bugün binlerce insana ulaşan "Engelsiz Yaşam" programına dönüştüren Güngör, engelli bireyler ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek toplumda farkındalık oluşturuyor. Programında otizm başta olmak üzere pek çok engel grubunu ele alan genç radyocu, dinleyicilerine hem eğlenceli hem de anlamlı içerikler sunarken, özel birey ailelerine de umut ışığı oluyor. "Radyoculuk benim için tutku" Radyo programcılığına 2019'da başladığını anlatan Güngör, "Her şey bir radyonun kapısını çalmakla oldu. Bu işe İzmit'te başladım. O gün bugündür radyoculuk yapıyorum. Aslında başka radyolarda programlar yapıyordum. Son 3 yıldır buradayım. Güzel içerikler yapıyoruz. Programımın adı 'Engelsiz Yaşam'. Engelli derneklerini, sivil toplum kuruluşlarını buluşturduğumuz, hayatın içinden konukları ağırladığımız bir program. Güzel, eğlenceli geçiyor. Radyoculuk güzel bir meslek, tutku benim için. Burada olduğum ve mesleği yaptığım için mutluyum. Güzel ortamda güzel işler yapıyorsam ne mutlu bana" dedi. "Benim yeteneğim Allah vergisi" Engelsiz Yaşam programında konuklarıyla birlikte engelli gruplarını konuştuklarını ifade eden Muhammed Emirhan Güngör, "Otizm başta olmak üzere birçok engel grubundan bahsediyoruz. Sosyal medyada geniş bir kitleye sahip takipçim var. Takipçilerimin çoğu özel birey aileleri. Bazen sosyal medyadan bana mesaj atıyorlar. 'Bizim de oğlumuz, kızımız otizmli. Sizi görünce gururlanıyoruz. Kızımın, oğlumun sizin gibi olabilir mi?' diye soruyorlar. Bende onlara diyorum ki; Benim yeteneğim Allah vergisi. Allah bana güç ve kuvvet vermiş. Şükürler olsun, elim ayağım tutuyor ve sağlıklıyım. Bugün bu mesleği yapabiliyorum" dedi. "Vazgeçmeyin" Güngör, Türkiye'nin ilk ve tek otizmli radyo programcısı olduğunu belirterek, "Ailelere de şunu demek istiyorum; vazgeçmesinler. Hiçbir zaman vazgeçmesinler. Yarın öbür gün belki sizin çocuğunuz da böyle olabilir. Aileler beni görünce umutlanıyorlar. Ne mutlu bana" diye konuştu. "Beni dışlamayın, ötekileştirmeyin" 25 yaşındaki radyo programcısı, bazı insanların özel bireylere olan yaklaşımına da değinerek, "Otizm denince bazı insanlar ürküyor, korkuyorlar. Mesela birkaç yere gittiğimizde, kendimizi anlattığımızda benden bir adım geri çekiliyorlar, korkuyorlar. Halbuki ben kimseye zarar verecek biri değilim. Benden korkmasınlar, utanmasınlar. Bazen bana soğuk tavırlar sergiliyorlar, dışladıkları da oluyor. Çok yarı yolda bırakan insan gördüm. Beni dışlamayın, ötekileştirmeyin. Biz buradayız. Benim de sesimi duyun. Ben bugün radyo programıyla on binlere, yüz binlere seslenebiliyorsam ya öğretmenlerim ya da ailemin sayesindedir" ifadelerini kullandı. "Bu mesleği emekli olana kadar yapmak istiyorum" Mesleğini severek icra ettiğini de vurgulayan Güngör, "Radyo programcılığını yapmak çok güzel bir duygu. Radyoyu çocukluğumdan beri dinliyorum. Çok küçük yaşlarda radyo dinlemeye başladım. Allah ömür verirse inşallah bu mesleği emekli olana kadar yapmak istiyorum" şeklinde konuştu.

Bilal Erdoğan Haber

Bilal Erdoğan "İnsan Hakları Eğitim Kampı"nda gençlerle bir arada

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, "Biz gelişmek için Batılı olmak zorunda değiliz. Batılıya benzemek zorunda değiliz. Sadece çalışmak zorundayız; azimli, kararlı, iradeli olmak zorundayız. Biz Batı'yı yakalayabiliriz, geçebiliriz. Bizim dinimiz, inancımız, kültürümüz, kimliğimiz gelişmeye, teknolojiye engel değil." ifadelerine yer verdi. AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı tarafından, Kocaeli'de 9-17 Eylül tarihleri arasında bakanlar, basın mensupları ve akademisyen konukların katılımıyla gerçekleşen İnsan Hakları Eğitim Kampı programı devam ediyor. Kocaeli Diriliş Kampı Tesisleri'nde yapılan kampta gençlerle buluşan Erdoğan, Türkiye'nin her alanda geliştiğini ifade ederek, Türkiye'nin eğitim, ekonomi, teknoloji ve sağlık gibi alanlarda katettiği mesafeyi örneklerle aktardı. Kovid-19 salgını, deprem ve EYT'nin Türkiye'ye etkilerine değinen Erdoğan, "Bir yandan üst üste gelen seçimler bir yandan muhalefetin popülizmi alevleyen tahrikleri, çirkin siyaset anlayışı derken kendimizi bulduğumuz yerde maalesef enflasyonist bir ekonomik dönemi yaşamak durumunda kaldık. Şimdi bunları geride bıraktığımız dönemin başındayız. Hem enflasyonu yeneceğiz hem ülkemizi daha da büyütmeyi başaracağız. Seçimsiz bir süreç bunun için önemli bir fırsat." dedi. Gelir dağılımı adaletsizliğinde sıkıntımız var Bilal Erdoğan, ekonomi yönetimine, alınan kararlara, gidilen istikamete belli güvenin olduğunu ve bunun artarak sürdüğünü gördüklerini dile getirdi. Erdoğan, "Gelir dağılımı adaletsizliğinde sıkıntımız var. Gelir dağılımı adaletini yükseltecek ekonomik önlemler alınması lazım. Aslında şu anda vergiyle ilgili alınan tedbirlerde amaç bu ama bu da tabii saptırılıyor. Bunun da böyle olmadığı söylenmeye çalışılıyor. Daha zenginden daha fazla alıp, onu en fakire yönlendirmeyi başarmak. 'Geçtiğimiz 20 yılda niye yapmadın?' Geçtiğimiz 20 yıl bizim yatırım dönemimizdi, büyüme dönemimizdi." dedi. Erdoğan, AK Parti iktidarlarının ekonomi ve teknoloji alanında yaptığı atılımları anımsatarak, "Ama şimdi ne yapacağız? Bu yeni dönemde ekonomik dengelenmeyi başarırken, aynı zamanda gelir dağılımı adaletini de yükseltecek vergilendirme mekanizmaları. Ama biz de ne var, bunun acısını hafifleten, gelir dağılımındaki bozuklukları düzelten? Bizde sosyal devlet anlayışı çok güçlü, peki bu neyi sağlıyor? Her şeye rağmen sağlık noktasında bir sıkıntının en düşük düzeyde olmasını sağlıyor, her şeye rağmen eğitimden kimsenin geri kalmamasını sağlıyor. O beraberinde neyi getiriyor? Fırsat eşitliğinin kapısını açıyor. Herkes için okul, herkes için eğitim." ifadelerine yer verdi. Erdoğan, gençlere dünyanın gerçekliklerini iyi bilmeleri önerisinde bulunarak, yabancı düşmanlığı tuzağına düşmemeleri gerektiğini, bu konunun doğru yönetilmesinin esas olduğuna dikkat çekti. Bizim de düşünce büyüklerimizi ihmal etmeyin  Erdoğan, "Ülkemiz, dünyanın en güzel ülkesi. Üniversite imkanlarımız çok üst düzeyde. Geldikleri ülkelere nazaran hele hele çok üst düzeyde. Mesela Afrika'dan gelenler, Balkanlar'dan gelenler, Orta Asya'dan gelenler, kendi ülkelerinde olmayan düzeyde üniversitelerde Türkiye'de eğitim görüyorlar. Ve gittikleri zaman ülkelerinde hem Türkiye'nin gönüllü elçisi oluyorlar hem o ülkelerde iş yapan Türk şirketlerinde çalışarak, o Türk şirketlerine güç katıyorlar hem o ülkeyle Türkiye arasında ticaret hacmine katkı sağlıyorlar. O kadar çok çarpanı var ki." dedi. Gençlere kitap okumaları konusunda tavsiyelerde bulunan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bir Adam Smith okurken, yanına bir İbn-i Haldun koyun. Bir Karl Marx okurken, yanına İbn-i Sina koyun. Bizim de düşünce büyüklerimizi ihmal etmeyin. Mehmet Akif ne anlatmaya çalışıyor. Cemil Meriç'in derdi ne? Hiç olmazsa bunu anlayalım çünkü onlarda şunu göreceksiniz. Batı'nın endüstri devriminden sonra aşağılık kompleksine sahip bir entelektüel sınıfımız oluşuyor. Yani bak aldılar, yürüdüler, biz geride kaldık. Onlar ileri, biz geri. Onlar kazandı, biz kaybettik. Biz kaybetmeye mahkumuz çünkü biz Türk'üz, Müslüman'ız. Buraya bağladı bazıları ama şimdi görüyoruz ki bu böyle değil. Mehmet Akif de bunun mücadelesini vermiş. Biz gelişmek için Batılı olmak zorunda değiliz. Batılıya benzemek zorunda değiliz. Sadece çalışmak zorundayız, azimli, kararlı, iradeli olmak zorundayız. Biz Batı'yı yakalayabiliriz, geçebiliriz. Bizim dinimiz, inancımız, kültürümüz, kimliğimiz gelişmeye, teknolojiye engel değil. Mehmet Akif'ler, Cemil Meriç'ler, Mahir İz'ler, Nurettin Topçu'lar bunların mücadelesini vermiş. Şu anda bizim için de hala çok geçerli. Kimliğimizden, inancımızdan, dinimizden, kültürümüzden ödün vermeden gelişiyoruz. İşte TEKNOFEST ceketlerini görünce, şimdi Türkiye'de dine küfredenler, kimliğimizi yok etmeye çalışanlar, kimliğimizi küçümseyenler, ne yaptılar teknoloji adına? Ne ödül aldılar uluslararası boyutta. Hangi akademik başarıya imza attılar? Hiçbir şey yok. Ne oldu işte, namazlı, niyazlı insanlar şimdi TEKNOFEST yapıyorlar. Oluyor muymuş? Oluyormuş. Var mıymış alakası? Yokmuş. Bunu da bugün görerek kendimize bir gelecek oluşturmamız lazım." Türkiye hiç olmadığı kadar güçlü Erdoğan, Türkiye'nin, AK Parti döneminden önce yaşadıklarından söz ederek: "Türkiye hiç olmadığı kadar özgür arkadaşlar, Türkiye hiç olmadığı kadar güçlü, Türkiye hiç olmadığı kadar kendi kararlarını veren bir ülke. Dünya çapında iddia sahibi bir ülke Türkiye. Var mı rakibimiz? Var. Rakiplerimizin hoşuna gitmiyor bu durum. Avrupa çok mu meraklı bizim güçlü olmamıza, Amerika çok mu meraklı bizim güçlü olmamıza, değil. Sana uçak verdiği zaman, onun istediği zaman kullanman için verir. Sana silah verdiği zaman o istemediği zaman kullanma diye verir. Dolayısıyla biz neden Batı'dan medet umalım arkadaşlar? Batı'nın bizle ilgili ne düşündüğü niye bizim için önemli olsun. Al işte soykırım yapıyorsunuz. Soykırım yapıyorsunuz, çok medenisiniz, çok aydınlıksınız, insanlığın en büyük mucizesi Batı medeniyeti, hadi soykırımı durdurun. Kendin yapıyorsun. Adama her hafta en büyük bombaları gönderiyorsun. Adamın bu kadar bombayı üretecek, bulacak başka gücü yok. Amerika gönderdiği için bu soykırımı yapabiliyor. İkinci Dünya Savaşı'nın çok üzerinde bombalama, çok üzerinde katliam yapılıyor arkadaşlar. Hadi Batı medeniyeti hadi… Bırakın Batı medeniyetini artık. Bu mavalı okuyanları dinlemeyin arkadaşlar." şeklinde konuştu. Erdoğan, 1990'lı yıllarda dindar ve mazlum insanların yaşadıklarına değinerek, "Türkiye'deki liberaller, Müslümanları hak mücadelesinde yalnız bırakmıştır ve Türkiye'deki bütün kesimlerin hak mücadelelerini yine Tayyip Erdoğan tek başına vermiştir." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.