[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#koku

koku haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, koku haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Başkan Tugay’dan ‘körfez’ açıklaması: 80 yıldır kirleniyor Haber

Başkan Tugay’dan ‘körfez’ açıklaması: 80 yıldır kirleniyor

İZSU Genel Kurulu’nda 2025-2029 Dönemi Stratejik Planı görüşüldü. Plan, Cumhur İttifakı’nın ‘ret’ CHP’nin kabul oylarıyla oyçokluğu ile kabul edildi. Cumhur İttifakı’ndan stratejik plana sert eleştiri geldi. Oylama öncesi eleştirilere yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bakanlık İzmir’in de bakanlığı, bizim Bakanlıktan bir şey istememiz bu kadar aykırı görülmemeli. İzmir Körfezi bölgemiz ülkemiz için çok önemli. Çevresinde 3 milyon insan yaşıyor. Bu herkesin sorunudur, bakanlığın da bu konuya el atması doğaldır” ifadelerini kullandı. İZSU’NUN STRATEJİK PLANLARI ANLATILDI İZSU Genel Müdürlüğü’nün 2025-2029 yılları stratejik planını Genel Müdür Yardımcısı anlattı. Kayıp kaçakların azaltılmasına yönelik yapılan çalışmaların hızlandırılacağı ve 2029 yılında yüzde 24,9’a düşürülmesi planlamıyor. 10 bin 500 KM içme suyu hattının yüzde 15’ine denk gelen 1610 kilometrelik kısmının bakım ve onarımın yapılması hedeflendi. Bin 45 KM yeni içme suyu hattının yapılması hedeflendi. 352,8 milyon metreküp olan Atıksu artıma tesissilerin kapasitesinin 2029 yılında 632,2 milyona çıkarılması hedeflendi. 11 tane atıksu artıma tesisinin tamamlanması hedeflendi. Çiğli Çamur Kurutma Tesisinde ön protokolün imzalandığı aktarıldı. 2025 yılında yapımına başlanacak ve 2027 yılında da tamamlanacak. Yağmur suyu ayrıştırma için 3 ayrı proje başlatılacak. Dünya Bankası’nda 30 yıl vadeli ve düşük faizli kredi ile finanse edilecek. Körfezde su sirkülasyonunun sağlanması için her yıl 1 milyon metreküp tarama yapmak hedeflendi. ‘SU FATURASI ELEKTRİK FATURASINI GEÇTİ’ AK Partili Uğur İnan Atmaca ise konuşmasında, “Vatandaşlarımız bugüne kadar su faturalarının elektrikten az olduğunu söylüyorlardı, şu an tam tersine bir durum var. Deniz suyundan içme suyu elde edilmesi alternatif bir sistem ancak Körfezden dolayı gündemimize giremiyor. Ham suyun artırılması için 2 yıldır hiçbir çalışma yapılmamış. Hala ayrı bir yağmur suyu kanalı yok. Mazgallarda toplanan su en yakın dereye ya da körfeze akıyor. Bu sistem doğru değil. Depolanması ve kullanıma geri döndürülmesi daha mantıklı olacaktır. İZSU ihaleleri devasa rakamlarla iş araçları kiralanıyor. Bu bedellerle yerine araç parkı yenilenmeli” dedi. Başkan Cemil Tugay ise yanıt olarak, “Elektrik faturası ile su faturası paralel mi? Aynı kişinin faturasından bahsediyorsunuz. Bunu genellemeyelim” diye konuştu. ’25 YILDIR TESİSLER ÇALIŞMIYOR!’ 25 yıldır arıtma tesislerinin çalışmadığını ileri süren AK Parti Meclis Üyesi Dilaver Kişili, İZSU’da ana gündem maddemiz Körfez olsun isterdim. Biz burada Körfez’den gelen kokunun kader olmadığını düşünüyoruz. Körfez’in oksijensiz kalmasının da kader olmadığının düşünüyoruz. Sizin bu dönemde özellikle bakanlık vurgusu yaparak, işin içinden çıkma ve yöntem bulma stratejinizi doğru bulmuyorum. Bakanlığın buradaki asli görevi belediyeye yöntem ve stratejisi noktasında destek vermesi, İzmir Körfezi’nin bütün yükü bakanlığa yıkılamaz. Burada yıllarca, geçmiş dönemlerde yapılan çok büyük hatalar var. Körfez kirlenmeye devam ediyor ve canlılar yaşayamaz hale geldi. Eğer bakanlık destek alınacaksa zaten o desteği verir” dedi. Cemil Tugay, Kişili’ye yanıt olarak, “Bu rakamlarla çok kötü oynuyorsunuz. Sene 2024, 25 yıl geriye git. 1999. Arıtma ve kanal sistemi 2002’de devreye girmiş. 25 yıldır yapmıyorsunuz ifadesini nasıl kullanıyorsunuz? Körfez 80 yıldır kirleniyor. Böyle eleştiri olmaz. Rakamları atarak olmaz. Algı oluşturmak için konuşmayın. 22 yıldır sistem devrede. İnsanlara yanlış bilgi veriyorsunuz. Doğruları konuşun. Bildiğiniz bilgileri konuşun. Hiçbir şey bilmiyorsunuz” ifadeleriyle yanıt verdi. Tugay’ın ardından sözlerine devam eden Kişili, “Tunç Soyer Gediz dedi, çiçek dedi, böcek dedi. Sizlerin sosyal medya da atışmalarınızı görüyoruz” ifadelerini kullandı. Tugay ise, “Ben kimseyle atışmıyorum. Görevimi yapıyorum. Sözlerinizi bitirin” dedi. ‘KÖRFEZİN TEMİZLENMESİ İÇİN SİYASİ GÖRÜŞÜMDEN VAZGEÇMEYE HAZIRIM’ AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, “Yüzeysel temel problemleri yazarak geçtik diyemeyiz. Biz bu koşullarda bütçenin şeffaflığını değerlendiremeyiz. Teknik anlamda büyük bir problemle karşı karşıyayız. Büyük bir çevre felaketi ile de karşı karşıyayız. Kiraz’da mesela Ahmetler köyünde maalesef su yok, Kiraz’ın ciddi bir su sorunu var. Biz evde yarım saat susuzluğa tahammül edemeyiz ama bu evlerde bu çağda evlerde su yok. Çünkü kuyuları açamıyoruz. Siz Bayraklı’dan geçebiliyor musunuz? Ben Üniversiteyi okuduğum zaman Bayraklı’ya gittiğimiz zaman kokudan duramazdık, o günlere döndük. Güzelyalı’da durabiliyor muyuz? Duramıyoruz. Gecemizi, gündüzümüze katalım bize ne düşüyorsa yapalım, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bunu yapacak bütçesi var. Geçtiğimiz dönem bir bu mecliste kanal katılım bedellerine ciddi artırımlar yaptık bizim ret oylarımıza rağmen. Kanal katılım bedellerinin son 5 yılına bakılsın, gerekenler yapılsın. Hem teknik bakımdan hem İzmir’in temel sorunları bakımından hiçbir şekilde çözüm göremiyoruz. Biz bu körfezin temizlenmesi için siyasi görüşümden vazgeçmeye hazırım ama aynı tavrı CHP’li meclis üyelerinden de bekliyorum” dedi. Çiğli’de beşinci fazın stratejik planda yer almamasını eleştiren Yıldız, “Bilim kurulunda bu noktada yaklaşım var. Biz 5 yıl içinde beşinci fazla ilgili bir çalışma yapmayacak mıyız? Ya da şunu diyebilirsiniz. Arkadaşlar Aziz Bey yazdı Tunç Bey yazdı bir şey yapmadı bende yazarak kendimi bu konuma koymayayım diyebilirsiniz” diye konuştu. Çamur tesisinin 2018’den beri yapılamadığını söyleyen Yıldız, “Bu kadar mı aciziz?” dedi. ‘KÖRFEZ İÇİN İNSANİ TAVIR TAKINMAK YETERLİ’ CHP Grup Başkanvekili Levent Yıldır, Körfezin temizlenmesi için kimsenin siyasi tavrından vazgeçmesi gerekiyor bunun için insani tavır takınmak yeterli. Bu demagoji. Gerçekler tartışılacaksa kimsenin bilmediği elde edemediği veriyi getirip gerçek gibi sunup varsayarak bir sürü değerlendirme yapmak mümkün. Ben sadece İzBB bütçesinin tek işinin körfezde çamur çıkarmak olmadığını anlatmaya çalışıyorum, İzBB’nin tonlarca işi var, kirletmemek çok daha önemlidir. Teknik olarak bakmak ne demek? Nasıl olursa teknik olur? İki tane rakam söyleyince teknik mi bakılmış oluyor? Bu tarz değerlendirmelerin belli sınırlamalar çerçevesinde gerçekleşmesi gerekiyor. Genel olarak eski dönemlerle karşılaştırma yapmak iyidir, ufuk açar ama her zaman sağlıklı sonuç vermez. 20 Haziran’da göreve gelip 12 Temmuz’da o vahim ve üzücü olay nedeniyle gözaltına alınmış insanlarımızın her şeye rağmen bir çalışmasıdır bu stratejik plan ve herkeste bunu bu şekilde değerlendirmelidir” ifadelerini kullandı. ‘MASTER PLAN İÇİN ZAMAN GEREKİYOR’ Eleştirilerin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay konuştu. Tugay, “Burası sorunları tartışma yerimiz her türlü eleştiri olacak, övgü de olur. Şehri yönetiyoruz, neticede ortada bir konu var. Meclis’in güzelliği budur. Konuşmalarımızım çeşitliği uzunluğu düşünebilir ama daha nitelikli daha öz daha konuya odaklı olalım. Biz şu an İZSU’nun stratejik planını görüşüyoruz ve gayet iyi olması gerektiği gibi teknik açıdan da yeterli. Göreve geleli henüz 6 ay oldu, geçmişte yapılan master plan var ama revize edilme ihtiyacı var. Master plan bu kadar kısa sürede hazırlanamaz daha uzun bir süreye ihtiyaç var. Arıtma kapasitesini yüzde 79 arttıracağız diyerek plan yapıyor arkadaşlar, bu iyi ve ciddi bir rakam. Bu nasıl olacak bilmiyorum dendi ama bu dördüncü fazla, Dikili, Torbalı, Şakran ile olacak… Bunları tane tane yazmaya kalksanız belki ansiklopedi çıkar” ifadelerini kullandı. ‘SUSUZLUĞUN KIYISINDAYIZ’ ‘Şehrimize içme suyu temin etmesi gereken kurum DSİ’dir’ diyen Tugay, “Biz onlara içme suyu için baraja ihtiyacımız var desek yapmak zorundalar, parasını ödüyorum o ayrı. Çamlı Barajı örneğin, ÇED raporu çıktı. Bu şehrin Çamlı Barajı’na ihtiyacı var. Bu yıl anormal kuraklıktan dolayı susuzluğun kıyısındayız. Hatta arkadaşlar açıklama yapalım dediler ama raya Körfez girdiği için insanların morali daha da bozulmasın dedik. Su tüketimi ve suyun temini noktasında çok titiz olmak zorundayız, stratejik planda da bu var. Kayıp kaçak oranımız çok düşük, bunu lütfen bilin. Çok bilinçli bir şekilde kayıp kaçak ile mücadele ediliyor. Çoğu su tesisatı kent merkezinde yenilendi, dış ilçelerde sorunumuz var onlar da planlandı yapılıyor. İZSU’nun görevi değil ama Tarımsal İşler Daire Başkanlığımız 80 sulama göleti yapacak, bunlar da mücadelenin parçası. Hepsini tane tane yazsam okunması değerlendirmesi zor olur. Ve maalesef krizlerle bir arada yaşıyoruz. Önümüzdeki yıl bu şehir ne kadar kuraklık susuzluk yaşar kestiremiyoruz. Onun ötesinde ekonomi dahil bir sürü konuda dengesiz zamanlardayız” açıklamasını yaptı. ‘KÖRFEZ HERKESİN SORUNUDUR’ İzmir’de 20 Ağustos’ta balık ölümleriyle başlayan kötü kokuya ilişkin konuşan Tugay, “Çiğli’ye arıtmaya gittim. Deşarjın olduğu yerde balıklar da yaşıyor koku da yok. İç körfez dediğimiz bölgede uzun yıllardır biriken dip çamuru ve suyun içinde akıntı olmadığı için temizlenemeyen bileşikler orada mikroorganizmaların üremesine neden oldu. Sonuçta bu koku lağım kokusu değil. Geçen yıl şikayet edilen koku farklı kokuydu bu koku farklı koku. Bunun giderilesi için iç körfezde akıntı oluşması lazım. Burada kendi kendisine akıntı oluşamaz. Ya bir yerlerden yoğun temiz su gelecek ya da derinliği arttıracaksınız. Bu sadece İzmir Körfezi’nde yaşanmıyor. Marmara’daki müsilajı hatırlayın, müsilaj bir sonraki aşama. Oralarda nasıl bakanlık soruna el atmalıyım dediyse ve nasıl mevzuatta körfezdeki bu çalışmaları ya bakanlığın yapmasına ya da bakanlığın iznine tabiyse biz sorumluluk almasını ve temizliğe katılmasını istiyoruz. Siz kirlettinizden kastınız bütün İzmir halkı farkındasınız değil mi? Şunu demedik ve demeyeceğiz, ben belediyenin hatası yok bize ait problem yok demiyoruz. Ama bizimle ilgili kısım kesinlikle çözülecek. Ancak bununla bitmiyor olay. Körfez’in temizlenmesi için dip taraması navigasyon ve sirkülasyon kanalına ihtiyaç var. Bakanlık İzmir’in de bakanlığı, bizim Bakanlıktan bir şey istememiz bu kadar aykırı görülmemeli. İzmir Körfezi bölgemiz ülkemiz için çok önemli. Çevresinde 3 milyon insan yaşıyor. Bu herkesin sorunudur, bakanlığın da bu konuya el atması doğaldır” açıklamasını yaptı. ‘GÖREVE BAŞLADIĞIMDA YAPIMI DURMUŞTU’ Çiğli’de dördüncü faza ilişkin açıklama yapan Tugay, “Biz görevi devraldığımızda dördüncü faz yüzde 20’lerdeydi ve çalışma durmuştu. Tekrar çalışmanın başlaması için bekleyen ödemeleri yaptık ve şu an son sürat çalışılıyordu. Gittiyseniz görmüşsünüzdür tamamına yakını bitmiş durumda. Çamur kurutma tesisi için de krediler onaylandığı zaman o da yapılacak. Bahsedilen krediler yağmur suyu ayrıştırma için onay aşamasında” ifadelerini kullandı. ‘DAHA UYGUN SU İSTİYORUZ’ Su fiyatlarına ilişkin konuşan Tugay, “Daha uygun bir su fiyatını kesinlikle istiyoruz. Son sözüm şu; biz sizlerle beraber bu şehre sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Hiç kimse olmasa da biz olacağız. Hiç kimse bir şey yapmıyor olsa da biz yapacağız. Bunun için gecemizi gündüzümüze katıp çalışacağız” dedi.

Özlale’nin ‘koku’ çıkışına İZSU’dan ‘manidar’ yanıt: Parfümü yok ki sıkasın… Haber

Özlale’nin ‘koku’ çıkışına İZSU’dan ‘manidar’ yanıt: Parfümü yok ki sıkasın…

İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı İYİ Parti İzmir Miletvekili Ümit Özlale’nin katıldığı bir canlı yayında İzmir’deki Körfez ve koku sorununa ilişkin sözlerine ilişkin tartışmalar devam ediyor. Özlale, canlı yayında koku sorununun çözülmediğini ve kokuyu bastıracak kimyasallar sıkıldığını belirterek "Her sene yüzlerce milyon Türk Lirası değerinde koku giderici kullanıyor İzmir Büyükşehir Belediyesi. Kimyasal malzeme alınıyor. O malzeme denize dökülüyor. Bu iddialarımla ilgili aksini iddia edecek olurlarsa kendileriyle memnuniyetle tartışabiliriz. Körfezin kokusunu gidermek için kimyasal kullanılıyor. Bunlar büyükşehirin faturalarında vardır. Zaten şu anda körfezde yaşaması gereken bir hayatın olmadığını biliyoruz. Bu koku meselesinde gerçekten büyükşehir belediyesiyle tartışmak yerine İzmirlinin takdirine bırakıyorum. Her gün 1100 ton çamurun körfeze aktarılmasına bakabilirsiniz. Günün sonunda buna karar verecek olanın İzmirliler olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı. İZSU’DAN VİDEOLU YANIT Öte yandan; Özlale’nin sözlerine İZSU’dan videolu yanıt geldi. Kurumun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Körfez ve koku sorunu üzerine yapılan çalışmalara değinilirken video ‘manidar’ ifadelerle paylaşıldı. Yapılan paylaşımda, “Parfümü yok ki sıkasın, kimyasalı yok ki dökesin... 4 yılda körfezi nasıl temizlediğimizi, kokuyu nasıl ortadan kaldırdığımızı bir hatırlatalım” denildi. Parfümü yok ki sıkasın, kimyasalı yok ki dökesin... 4 yılda körfezi nasıl temizlediğimizi, kokuyu nasıl ortadan kaldırdığımızı bir hatırlatalım.? pic.twitter.com/zasyzD5owB — İZSU Genel Müdürlüğü (@izsugm) September 22, 2023 BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Soyer ‘koku’ meselesine nokta koydu: “50 yıldır halı altına süpürülen meseleyi çözdük”

Tat ve koku kaybı geri döndü Haber

Tat ve koku kaybı geri döndü

Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, Kovid-19'un yeni varyantında en sık rastlanan şikayetin tat ve koku kaybı olduğunu belirtti. Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Özkaya, yeni varyantta en sık rastlanan şikayetin Kovid-19'un ilk zamanlarında da görülen tat ve koku kaybı olduğuna işaret etti. Yeni varyantın bulaşıcılık oranının yüksek olduğunu belirten Özkaya, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bazı ülkelerde Kovid-19'a bağlı salgın nedeniyle hastaneye yatış, yoğun bakıma kabul ve ölümlerle ilişkin raporlardaki artışlara dikkati çektiğini aktardı. Özkaya, "DSÖ, Kovid-19'un başta EG.5.1 (Eris) gibi varyantların riskini değerlendirebilmesi için ülkelerden gelecek raporların önemine işaret ediyor. Tüm ülkeleri hayat kurtarmak ve uzun süreli Kovid-19 yükünü önlemek için mevcut tavsiyelere ve önlemlere uymaya çağırıyor." ifadelerini kullandı. "Önümüzdeki günlerde vakalarda artış olabilir" Türkiye'deki durumu da değerlendiren Özkaya, "Yeni akciğer tutulumu görülen vakaların olmasına rağmen ağır ve kritik hastamızın olmaması sevindirici. Ancak okulların açılması ve yurt dışı seyahat hareketliliğinin artmasının yanı sıra hava sıcaklıklarının azalması ile önümüzdeki günlerde vakalarda artış olacağını tahmin ediyoruz." uyarısında bulundu. Prof. Dr. Özkaya, son zamanlarda aşılara bağlı hastalıkların hem haberlerde hem sosyal medyada tartışma konusu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Neredeyse toplu aşılamanın üzerinden 2 yıla yakın zaman geçti. Etkisi olduğunu düşünmüyoruz ama şu bir gerçek, geriye baktığımızda 3 yıllık pandemide Kovid-19'u geçirenlerin büyük kısmında hastalık sonrası fiziksel ve psikolojik anlamda ciddi sorunlar yaşandı. Hastaların birçoğunda yaşlanma ve yıpranma etkileri görülüyor. Halen süregelen şikayetlerden mustaripler. Aşılar o dönemde hayatta kalmamızı sağlayan tek bilimsel gerçekti. Sonuç olarak bugünkü hastalıklarımız aşılardan değil, Kovid-19'un vücudumuza verdiği hasarlardan kaynaklanıyor." "Aşılar hayat kurtardı" Salgının yayınlaşması durumunda tekrar aşı olunup olunmayacağı sorusuyla çok sık karşılaşmaya başladıklarını belirten Özkaya, Kovid-19 salgınının yaşayarak öğrenildiğini, aşıların hayat kurtardığını vurguladı. Özkaya, "Sağlık Bakanlığımızın önderliğinde Sinovac yani Çin aşısı ilk gelen aşıydı ve en riskli grup olan sağlık çalışanlarının hepsi bu aşıyı oldu. Alman aşısı Biontech ise test sonuçlarına göre koruyuculuk oranı daha fazla aşıydı. Toplumumuz kolayca ulaşabildi. Sonra yerli aşımız Turkovac geliştirildi ve kullanıma sunuldu. Koruyuculuk oranları daha düşük görünse de bugün geriye baktığımızda yeni bir salgın tehlikesi altında tekrar aşı olmak gerektiğinde güvenle inaktif yerli aşımızı olabileceğimizi düşünüyorum." ifadelerini kullandı.  "Aşılar arasında ölümden koruma açısından fark yok" Prof. Dr. Özkaya, "Bizim toplumumuz için inaktif Sinovac ve Turkovac aşısı ile en çok tartışılan mRNA aşısı Biontech aşıları arasında ağır hastalık geçirme ve ölümden koruma açısından fark olmadığını görüyoruz. Ayrıca geriye dönüp baktığımızda, Sağlık Bakanlığımız bu salgında belki tüm dünyadaki en başarılı kurumların başında geliyor ve toplumda en az hasarla salgını atlatmamızı sağladılar diyebiliriz. Bundan sonra da Sağlık Bakanlığımızın önerileri en büyük güvencemiz olacağı için, yeni bir varyant ile vakalar artarsa toplumun endişe etmesine gerek yoktur." görüşlerini paylaştı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Ağrılarınızın sebebi depresyon olabilir

Çalışmayan Belediye, Kokan İzmir! Haber

Çalışmayan Belediye, Kokan İzmir!

AK Parti Konak İlçe Başkanlığı, 87’nci İzmir Enternasyonal Fuarı açılışı öncesi, kentin sorunları ile ilgili bir açıklama yaptı. İzmir’in hizmet eksikliğinden dolayı fuarı gönül rahatlığı ile kutlayamadığını söyleyen AK Parti Konak ilçe Başkanı Sait Başdaş, “İzmir Enternasyonal Fuarı bu yıl 87'nci kez açılıyor. Gönül isterdi ki bu fuarı büyük bir coşkuyla, gönül rahatlığıyla karşılayalım. Ancak İzmir’i esir alan kötü kokular sayesinde nefes alamaz bir hale geldik. Türkiye’nin doğal dokusuyla en güzel şehrinin, beceriksiz bir yönetim anlayışı sonucunda kokan bir şehre dönüştüğü günleri yaşıyoruz. Kenti esir alan ağır kokulara rağmen yetkililer tarafından yapılmayan açıklamalar aynı zamanda belediyenin içine düşmüş olduğu aciziyet durumunun da en açık göstergesidir. Modern ve çevreci bir anlayıştan uzak, sorumluluk duygusunu yitirmiş yerel yöneticilerin, İzmirli vatandaşlarımızı sağlıksız koşullara ittiği bu süreç, vatandaşlarımızı artık çileden çıkarmış durumda...” diye konuştu. KENTİ KÖTÜ KOKULAR SARDI Kent merkezinin kötü kokular yüzünden yaşanamaz hale geldiğini belirten Başdaş, “İzmir geneline yayılan lağım kokusunun kaynağını bile açıklayamayan anlayış, çözüm yolunu nasıl üretecek onu da merakla bekliyoruz. Ve buradan hareketle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına soruyoruz: İzmir’e hizmet etme anlayışınız, sabah nefes alınamaz düzeyde lağım ve kükürt kokusunu vatandaşlarımıza yaşatmak mıdır? 2000 yılında devreye sokulan Büyük Kanal Projesi'nin en önemli ayağını oluşturan Çiğli'deki atık su arıtma tesisinde durum nedir? Özellikle Üçkuyular’da, hava eğitim komutanlığı önünden denize yapılan deşarj konusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Körfezde yapılan ölçümlerde evsel atık kaynaklı kirlilik değerini hiç ölçtünüz mü? Arıtma tesisleriniz yeterli kapasitede midir? Melez, Manda ve Arap derelerinin denize döküldüğü noktalarda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz da kent nefes alamıyor? Her yıl temizlik için harcadığınız paraları arıtma tesislerinin yapımı ve çalıştırılması için harcıyor musunuz? ‘Yazın geldiği kötü kokudan belli olur ’ sözünü vatandaşlarımıza ezberletmek midir asli göreviniz? Yetkilileriniz, Körfeze akan dereler, kirlilik kaynağı olarak kötü koku yaymaya devam ederken her gün on binlerce kişinin gelip geçtiği Metro, İZBAN ve belediye otobüslerinin son durak olarak kullandığı Halkapınar başta olmak üzere İzmir'in birçok semtine hiç uğruyor mu? Her önemli projeye karşı yaptığınız açıklamaları neden insan sağlığını ilgilendiren bir konuyla ilgili yapmıyorsunuz? Vatandaşlarımız melisa, yasemin, hanımeli kokularını mı yoksa bu lağım kokusunu mu hak ediyor?” şeklinde tepkisini dile getirdi. Kentin idarecilerini sert bir dille eleştiren AK Parti Konak İlçe Başkanı Sait Başdaş, “Buradan açık ve net şekilde belirtmek istiyoruz: İzmir’i çevreye duyarsız anlayışınıza teslim etmeyecek, AK Parti Belediyeciliğiyle, İzmir’i sözde kalan ‘Yüzülebilir Körfez’ hedefine kavuşturacağız” dedi. HABER MERKEZİ  

AK Partili Saygılı, Soyer'in koku iddiasına tepki gösterdi Haber

AK Partili Saygılı, Soyer'in koku iddiasına tepki gösterdi

ŞÜKRAN ŞEYMANUR ARSLAN AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘İzmir genelinde yüzde 90 oranında kokuyu azalttık’ sözlerine eleştirilerde bulundu.  Sosyal medya hesabından Başkan Soyer’e cevap veren Saygılı, “Maalesef kokuyor Sayın Soyer! Hem de burun direklerini sızlatacak, kapıyı pencereyi kapattıracak kadar kokuyor” ifadelerini kullandı.   SİZE AYRILAN SÜRENİN SONUNA GELDİK Paylaşımının devamında Soyer’i ve ekibini sahaya çıkmadıkları gerekçesiyle hedef alan Saygılı, “İkbal telaşınızı anlıyoruz ama körfezdeki kokuyu alamayışınızı anlamıyoruz. Zamanınızın daraldığını anlıyoruz ama halen sokağa çıkmayışınızı anlamıyoruz. Koku, çöp, kent içi ulaşım gibi hangi temel konu varsa yılan hikâyesine çevirdiniz, çözümsüz bıraktınız. Fotoğraf vermenin, dört duvar arası toplantılar yapmanın, tweet atmanın ötesine geçemediniz. Bürokratlarınızın yanlışları, danışmanlarınızın bilgisizliği içinde savrulup gittiniz. Maalesef size ayrılan sürenin sonuna geldik” diye konuştu.   Maalesef kokuyor Sayın Soyer! Hem de burun direklerini sızlatacak, kapıyı pencereyi kapattıracak kadar kokuyor! İkbal telaşınızı anlıyoruz! Körfezdeki kokuyu alamayışınızı anlamıyoruz! Zamanınızın daraldığını anlıyoruz! Ama halen sokağa çıkmayışınızı anlamıyoruz! Koku, çöp,… — Bilal Saygılı (@Bilalsaygili) August 6, 2023

Yaşlılarda koku duyusu azalınca depresyon artabilir Haber

Yaşlılarda koku duyusu azalınca depresyon artabilir

Newsmax sitesinin haberine göre, araştırmacılar, koku duyusu ile depresyon bağlantısını incelemek için 8 yıl boyunca 2 bin 100'den fazla kişiyi izledi. Çalışma kapsamında seçilen kişilerin 70 ila 73 yaşlarında ve sağlıklı olduğu belirtildi. Katılımcılar, her yıl yüz yüze ve 6 ayda bir telefon görüşmesiyle değerlendirildi. Araştırma kapsamında yapılan ilk ölçümde, katılımcıların yüzde 48'inin koku alma duyusunun normal ve yüzde 28'inin koku alma duyusunda azalma olduğu, yüzde 24'ünün de önemli ölçüde koku kaybıyla karşılaştığı tespit edildi. Katılımcıların yaklaşık yüzde 25'inin izleme döneminde önemli depresyon belirtileri geliştirdiği gözlendi. Araştırmacılar, azalmış veya önemli ölçüde koku kaybı yaşayanlarda, depresif belirtiler geliştirme riskinin arttığını belirledi. "Çalışma, kokunun yaşlılar için bir uyarı işareti olabileceğini gösteriyor" Çalışmayı yürüten ekipten Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Doçent Vidya Kamath, yaptığı açıklamada, zayıf bir koku alma duyusunun, ölüm riski dahil Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların erken uyarı işareti olduğunu defalarca gördüklerini belirtti. Kamath, yaptıkları çalışmanın, koku alma ile depresyon arasındaki ilişkiye ve bu bağlantıyı etkileyebilecek faktörlere odaklandığını kaydetti. Koku alma duyusunu kaybetmenin, zehirli gaz algılamak ve yemekten keyif almak gibi sağlığımızın ve davranışlarımızın birçok yönünü etkilediğini vurgulayan Kamath, "Koku, çevremizdeki dünyayla ilişki kurmanın önemli bir yoludur. Bu çalışma, kokunun yaşlılar için bir uyarı işareti olabileceğini gösteriyor." ifadesini kullandı. Araştırma, "The Journals of Gerontology" dergisinde yayımlandı. AA

Soyer’den ‘koku’ eleştirilerinde ‘kasıt’ çıkışı Haber

Soyer’den ‘koku’ eleştirilerinde ‘kasıt’ çıkışı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Independent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu'na yaptığı açıklamalarla gündemi değerlendirdi. Geçen ay gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sonuçlarına ilişkin yaptığı muhasebe ve Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki (CHP) değişim ihtiyacına yönelik söylemleriyle gündemde olan Soyer ayrıca İzmir özelinde de değerlendirmelerde bulundu. İzmir’in kangren haline gelen ve muhalefetin en sert şekilde eleştirdiği sorunlardan olan koku probleminin devam etmediğini belirten Soyer, ‘kasıt’ çıkışı yaptı. Soyer ayrıca 2024 yerel seçimlerinde aday olup olmayacağı sorusuna da yanıt verdi. Başkan Soyer’in demecinden öne çıkan başlıklar… "Bir değişime ihtiyaç bulunduğundan şüphemiz yok" 3. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali’nin kapanışında kısa süreliğine konuşma fırsatı yakaladığımız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, partisinde bir değişime ihtiyaç duyulduğu görüşünü yineledi. Soyer, 'hem ülke içinde hem dünyada değişime ayak uydurabilecek yeni bir örgütlenme' anlayışının şart olduğunu savundu. Ancak bununla ilgili daha fazla detay vermedi. "Haksız eleştirilere maruz kalsak da yaptıklarımın sahada karşılığı fazlasıyla var" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kent için çok güzel işler yaptığını ancak yanlı haberler yoluyla kendisinin ve partisinin yıpratılmaya çalışıldığını öne süren Soyer, bu eleştirilerin İzmirlilerin genelinde karşılık bulmadığını ve belediye çalışmalarının sahadaki yansımalarının olumlu olduğunu savundu. Soyer, bu durumu 'kendisinin en büyük motivasyonu' olarak niteledi. Türkiye’de çok hırçın bir siyasi iklimin bulunduğu, duyurusunu yaptıkları her haberin, sonuçlandırdıkları her projenin ardından ağır saldırı yaşayarak pek çok haksızlıkla karşılaştıklarını ileri süren Soyer, “4 senedir o kadar ağır saldırı yaşadık ki. Haksız eleştirilere maruz kalsak da bir şey çok motive edici; sokak, saha, dışarısı öyle değil. Ekran başındakilerin, yazanların niye yazdığı, karşılığında ne olduğu beni ilgilendirmiyor. Yaptıklarımın sahada karşılığı fazlasıyla olduğundan bu motivasyon ve çalışma azmini bulup devam edebiliyoruz. Bu nedenle yazılanlar, söyleyenler, birilerinin ne dedikleri beni ilgilendirmiyor” ifadelerini kullandı. "İyi ki belediye başkanı olmuşum" Geçmişte Seferihisar Belediye Başkanlığı da yapan Soyer, geçmişe dönüp icraatlerine baktığında “İyi ki belediye başkanı olmuşum” dedi. "İzmir her zaman merkez sağın kalesi olmuş bir şehirdir” ‘Yerel seçimde her şekilde İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilk sırada çıkacağından, CHP’nin İzmirli seçmeni çantada keklik gördüğü’ şeklindeki eleştirilere de karşı çıkan Soyer, şu yanıtı verdi: İzmirli keklik de değil, çantada da değil. İzmirliye çok büyük haksızlık ediliyor. Gözü bağlı, bağnaz, cahil değil ki... 'Nasıl olsa CHP'ye oy verecek diye bir şey yok. Bu şehirde Genç Parti yüzde 17 aldı zamanında. Bu şehir her zaman merkez sağın kalesi olmuş bir şehirdir. Hiç öyle (ne olursa olsun CHP'ye oy verecekler) bir durum yok. Ama bu yakıştırmalar İzmirliyi incitiyor bence, hiç doğru da değil" Soyer 2024'te aday olacak mı? Yaklaşan yerel seçimlerdeki adaylığına ilişkin netleşmiş bir durum olmadığını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Yeni dönem olur-olmaz bilemem ama 8 ay daha yapacağımız çok işimiz var” dedi. ‘CHP belediyecilikte iyi çalışmıyor. İzmir yerel seçimlerde bir dönem AK Parti’ye geçse, şehri tanıyamazsınız’ minvalindeki eleştirilere de karşı çıkan Soyer, “İzmirli öyle bir tercih yapar ya da yapmaz onu bilemem ama çok büyük bir heyecanla İzmirliler için en iyisini yapmaya devam ediyorum” yanıtını verdi. “Koku devam etmiyor, haberler kasıtlı çıkarılıyor” İzmir Körfezi’nden kente yayılarak kronik bir sorun haline gelen koku, ayrı bir tartışma konusu. “Koku devam etmiyor” sözleriyle kronikleşen sorunun çözüldüğünü savunan Soyer, geçtiğimiz haftalarda meydana gelen selde ya da farklı durumlarda kasıtlı haberlerin çıkarıldığını savundu.

Sihirli değnek yok ama… Koku sorununa tarihi neşter! Haber

Sihirli değnek yok ama… Koku sorununa tarihi neşter!

TENZİLE AŞÇI İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, İzmir Körfezi'nin hayata dönüşünü sağlayan Büyük Kanal Projesi kapsamında, ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerinden biri olan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin kapasite artırımı için tarihi adım atıldı. Kentte CHP ve AK Parti arasında ‘koku’ sorununa ilişkin en büyük tartışmalardan olan arıtma tesisi 4. Faz ikinci ikmal çalışmaları için Büyükşehir 5 kez ihaleye çıkmış ve 5. İhalede yüklenici firma ile anlaşma sağlanmıştı. Öte yandan; koku sorunu çözümünde kritik aşamalardan biri olan Çiğli Arıtma Tesisi 4. Faz temel atma töreni bugün gerçekleştirildi. Törene; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra; İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin ve büyükşehir bürokratları katıldı. Törende konuşan Başkan Soyer, 50 yıllık kangren soruna kalıcı çözüm bulduklarını belirtirken projenin maliyetinin de Büyükşehir tarafından karşılandığını söyledi ve üstü kapalı olarak merkezi iktidara yatırım eleştirisinde bulundu. 50 YILLIK KÜSLÜĞÜ BİTİRİYORUZ “İzmir’in yarım asra yakın süredir devam eden en büyük sorunu Körfez’in kirli olmasıdır. Oysa ki şehrimizin burada kurulmasının en önemli nedeni Körfez’dir. O kirlendikçe biz ondan o da bizden uzaklaşmış. Tam 50-51 sene önce sabah iskeleden denize girerdik. Bu 50 yıl boyunca, her gün bundan uzaklaştık. Körfez’le birbirimize küstük. Bugün, 50 yıllık küslüğün sona yaklaştığını müjdeleyen en önemli anlardan birini yaşıyoruz. Yaşayan Körfez seferberliğimizi bugün yepyeni bir aşamaya kavuşuyor. Yüzülebilir Körfez hedefimize bizi en çok yaklaştıracak en önemli adımlardan bir olan 4. Faz için buradayız. 100. Yılda 100 projenin en önemli ayağını oluşturuyor. Bunun için ayırdığımız bütçe 11 milyar 95 milyon. Yani İZSU’nun yatırım bütçesinin yarısından fazlasını İzmir kent merkezinin yarım asırdır bekleyen en büyük sorunun çözmek için ayırdık” dedi. ELİMİZDE SİHİRLİ DEĞNEK OLMADIĞINI BİLİYORUZ Projenin detaylarına ilişkin bilgi veren Başkan Soyer, “Yatırımımızın özü şu: Körfeze 50 yıldır atılan kirliliği karadan ve denizden kuşatma altına aldık. Bugüne kadar Körfezle ilgili birçok çalışma yapıldı bunların bir kısmı tamamlandı bir kısmı ise yarım kaldı. Biz, kirliliği halı altına süpürmek yerine onun kaynağına inen bir yol benimsedik. Karadan, kıyıdan ve denizden kuşatma altına aldık kimse Körfez’in temizliğiyle ilgili bir mucize beklemesin. 50 yıllık sorunu çözmek için elimizde bir sihirli değnek olmadığını biliyoruz. Ama bu uzun yolu yürümek için kararlıyız. Tüm İzmirlilerin içi rahat etsin. Yaşayan Körfez projesini oluşturan 10 çalışmamız ilerledikçe bu sorunun hayatınızdan çıktığını göreceksiniz” diye konuştu. İZMİR’İN GELECEĞİNE YATIRIM DERKEN… Yaşayan Körfez için yaptıkları diğer çalışmalar hakkında da bilgi veren Soyer, şunları söyledi; “Körfez temizliği için yaptığımız karadan müdahaleler şöyle bir işlem gerektiriyor. Örneğin Buca’daki ana arterleri kazmak zorunda kalıyoruz. Yıllardır yer altında kalan kanalizasyon kanallarını kazmak zorunda kalıyoruz. Şehrin altına geniş dereler inşa ediyoruz. Son 3 yılda 250 kilometrelik yağmur suyu hattını tamamladık. 2023 yılında da 260 kilometrelik daha yağmur suyu hattını tamamlayacağız. Önümüzdeki 5 yıl bu zorlu, meşakkatli ve ciddi bütçe gerektiren yolu tamamlayacak İzmir’in yağmur ve kanalizasyon hatlarını tamamen ayıracağız. Yağmur sularımız doğrudan Körfez’e atılacak. Eğer bunu yapmazsak Çiğli Arıtma Tesisimiz daima bir hasta gibi yatacak. Biz bu şekilde tesise gelecek suyu ve miktarını kontrol altında tutuyoruz. Yaşayan Körfez seferberliğimizin 2. Adımı devasa bir başka hamle. Çiğli Artırma Tesisinin ilk 3 fazı maalesef düşük performansla çalışıyor. Biz bunu en üst dereceye çıkarıyoruz. Ayrıca, Meles’e tatlı su kaynağı yaratarak kent merkezinde yaşayan bir ekoloji oluşturacak. Bu da EXPO 2026 projemizin bütünleştirici İzmir Körfez’in temizleyecek toplam artırma kapasitesini 978 bin metreküpe çıkartmış oluyoruz. İzmir’in geleceğine yatırım derken bunu kast ediyorum. Bugünün genç İzmirlileri torun torba sahibi olunca da bu yatırımlar yeterli olacak. Ayrıca, arıtma tesisinin çevrisindeki çamur alanlarını da boşaltıyoruz. Bunun için 750 milyon lira ayırdık. 5 yılda çamuru bu bölgeden tamamen uzaklaştırmış olacağız. Yaşayan Körfez seferberliğimizin son ayağı denize yaptığımız müdahaleler. Biz bunun için atıksu deşarj istasyonlarını değiştiriyoruz. Orta Körfez’e taşıyoruz. Böylelikle atıkların iç Körfez’de yarattığı koku baskısını ortadan kaldırırız. Ayrıca körfezde sıvılaşma kaynaklı koku sorunun da önüne geçiyoruz. Dere yataklarından Körfeze dev çıkış ağızlarında tarama çalışması yaparak kokuya neden olan malzemeleri alandan uzaklaştırıyoruz.” İZMİR’İN KÖRFEZİYLE BARIŞMAYI SEÇTİK İZSU’nun yatırım kapasitesinin büyük bölümünün koku sorununa ayrıldığına dikkat çeken Soyer, “Bu yatırımlarımızın devasa maliyetleri var. Biz, Büyükşehir ve İZSU’nun yatırım kapasitesini bir araya getirerek seferberliğimizin başlattık sadece günü kurtarmak için değil. 50 yıllık soruna kalıcı çözümler üretiyoruz. Biz bunu kendi kapasitemizle çözmeye muktediriz. Geçtiğimiz hafta bu konuda, Fransız Kalkınma Ajansı ile bir iyi niyet anlaşması imzaladık ve çok düşük faizli, uzun vade yatırım kredisini İzmir’e kazandırdık. Bu kredi anlaşması, kimsenin hatırına verilmiş bir lütuf olmadığını belirtmek isterim. İzmir’e taşıdığımız bu yatırım, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU’nun Türkiye’de yaşanan ekonomik krize rağmen sürdürdüğü mali disiplinin ve güvenilirliğinin bir sonucudur. Dördüncü Fazın ihalesini 26 Nisan’da tamamladık. İnşaatımızın maliyeti toplam 600 milyon lira. Dördüncü Faz tamamlandığında tesisin günlük arıtma kapasitesi, 216 bin metreküp artarak 820 bin metreküpe çıkacak ve tesisimiz Türkiye’nin en büyük atık su arıtma tesisi unvanını geri alacak. Tüm İzmirlilerin içi ferah olsun. İZSU faturalarıyla tahsil edilen ücretler, sadece verilen hizmetin değil, aynı zamanda bu dev bütçeli yatırımların kaynağıdır. Yani ödediğiniz her bir kuruşu, en doğru yatırımlarla her birinize hizmet olarak harcıyoruz.  Bugün 4. Fazın temelini atarak bu takvimin en önemli virajlarından birini daha alıyoruz. Biz, İzmir’de yaşamı seçtik. Bütün planlarımızı İzmir’i Körfez’le yeniden barıştırmayı seçtik” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.