[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Kovid-19

Kovid-19 haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kovid-19 haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kovid-19 kalp krizi riskini arttırıyor Haber

Kovid-19 kalp krizi riskini arttırıyor

Ankara Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının dünya genelinde en sık ölüm nedeni olarak ilk sırada yer aldığını söyledi. Kalbi besleyen damarların tıkanması sonucu kalp krizi geliştiğini aktaran Aydoğdu, krizin göğüs, omuz, sırt, çene ve karın ağrısı ile kendini gösterebildiğini belirtti. Aydoğdu, "Kalp krizi, en sık hastanın göğsünde çökme tarzında bir ağrı ile başlamaktadır. Bu ağrı, boğaza, çeneye ve sol kola yayılabilir ve terleme görülebilir." diye konuştu. "Aşıların kalp krizini artırdığına dair ciddi kanıtlar yok" Kalp krizi gelişmesinden, özellikle 2019 Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede dünyaya yayılan Kovid-19 salgınında uygulanan aşıların sorumlu olduğuna dair iddiaların şehir efsanesi olduğunu söyleyen Aydoğdu, bunu doğrulayan bir bilimsel çalışmanın bulunmadığını vurguladı. Kanıta dayanmayan bu iddiaların yanlış bir algıya sebep olduğuna işaret eden Aydoğdu, şu bilgileri verdi: "Şu ana kadar aşıların kalp krizini artırdığına dair ciddi kanıtlar yok. Esas Kovid-19, influenza dahil gribal enfeksiyonlarda kalp krizi riski artmaktadır. Örneğin, gribe bağlı enfeksiyon geçirilen dönemde kalp krizi riski 6, Kovid-19 geçirilen dönemde de 2 kat artmaktadır. Bu nedenle özellikle risk grubunda bulunan 65 yaş üstündekilere, kalp hastalığı tanısı almış olanlara aşı yaptırmaları önerilmektedir." Aydoğdu, aşılama ile kalp krizi riskinin önlendiğinin altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti: "Yaklaşık 600 bin kişi ile yapılan bilimsel araştırmada, Kovid-19'a karşı koruyan aşılama sonrasında kalp krizi ve inme sıklığının azaldığı gösterildi. Aşıların, kalp krizi sıklığını artırdığına yönelik iddiaların bilimsel bir kanıtı olmadığı gibi tersine aşının bu riski azalttığı ortaya konmuştur." Kalp krizi riskinin önlenebilmesi için özellikle risk grubundakilerin eylül-ekim aylarında influenza aşılarını yaptırmasının önemine işaret eden Aydoğdu, "Bu aylarda yaptırılan aşılar, yaklaşık bir yıl o yılki varyantlara karşı koruma sağlamaktadır. Bu varyantlar her yıl değiştiğinden bu aşılar her yıl yaptırılmalıdır. Bunun yanı sıra zatürre aşısı da bir kez yaptırılmalıdır, tek doz yeterlidir." dedi. "Sıcak hava kalp krizi riskini artırıyor" Prof. Dr. Aydoğdu, sıcak havanın da kalp krizi gelişmesinde önemli bir etken olabildiğine dikkati çekti. Vücut ısısının terleme ile kontrol edilebildiğini anlatan Aydoğdu, sıcak hava sıvı kaybına yol açtığından kalbin daha fazla çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Aydoğdu, bu durumda, riskli gruplarda ve özellikle kalp yetmezliği bulunanlarda kalbin çalışma performansı arttığından kriz riskinin de yükseldiğini ifade etti. Vücuttaki sıvı kaybının, aynı zamanda kanın akışkanlığını da azalttığından kalp krizi riskini arttırdığını anlatan Aydoğdu, "Sıcak havalarda risk grubundakilerin, güneş ışınlarının tepede olduğu saatlerde dışarı çıkmamaları, keten gibi serin tutan giysileri tercih etmeleri ve gün içinde bol sıvı almaları önemlidir." uyarısında bulundu. Aydoğdu, kalp krizi geçiren bir kişi görüldüğünde ilk olarak 112'ye haber verilmesinin hayati önem taşıdığını vurgulayarak, "Daha önceden teşhis alan hastaların dil altı ilaçları bulunuyorsa o verilebilir ama genel prensip hemen 112'ye haber verilmesidir." dedi.

TTB açıkladı… Ülkemizde Kovid-19 testlerine erişim kısıtlı Haber

TTB açıkladı… Ülkemizde Kovid-19 testlerine erişim kısıtlı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, TTB Aşı Çalışma Grubu ve TTB Pandemi Çalışma Grubu bugün ortak yazılı açıklama yaptı ve Kovid-19 salgınında gelinen son durum ile aşılama oranlarına dair bilgi verdi. Türkiye’de Kovid-19 hastalığının sıklığına ve yol açtığı ölümlere dair bilgi paylaşımının Sağlık Bakanlığınca Mart 2023’te sonlandırıldığını belirten TTB, hastalığın yayılmasına uygun ortamın oluşmasına rağmen kış ortamında yeterli önlemin alınmadığını belirtti. TESTLERE ERİŞİM KISITLI “Ülkemizde Kovid-19 testlerine erişim ise çok kısıtlıdır” denilen açıklamada, “Eğitim araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinde sadece klinik açıdan hastalık şiddeti orta-ağır olan hastalara hastayı gören hekimin talebi üzerine yapılmaktadır. Ayaktan hastalara klinik uyumlu olsa da test yapılamamaktadır. Bu durumda Kovid-19 yaygınlığının gerçek boyutunu anlamayı zorlaştırmaktadır. Tanı konamayan bir bulaşıcı hastalığın dolaşımının engellenmesi, olası zararlarının saptanması mümkün görünmemektedir. Tanı konan hastalar genellikle enfeksiyon hastalıkları kliniklerinde tedaviye alınmaktadır. İlk beş gün içinde olan hastalarda Sağlık Bakanlığı tarafından sunulan tek tedavi molnupiravir etken maddeli ilaçtır. İncinebilirliği yüksek hastalarda orta ağır klinik olduğunda hastalar servislerde ve yoğun bakımlarda yatırılarak izlenmektedir. Mevcut durumda servis ve yoğun bakım yatak kapasitelerini zorlayacak düzeyde bir başvuru söz konusu olmamakla birlikte, toplumda enfeksiyonun yaygınlaşması durumunda incinebilir gruptaki hastaların daha çok hastalanmaları sonucunda kapasiteyi zorlayacak düzeyde hasta başvuruları olma ihtimali söz konusudur” bilgisi paylaşıldı. Açıklamanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=f70e8ca0-788c-11ee-bb9d-c4e11ce5281a

HES uygulaması güncellendi: Pandemi geri mi dönüyor? Haber

HES uygulaması güncellendi: Pandemi geri mi dönüyor?

Sonbahar mevsiminin gelişi ile gribal hastalıklar boy göstermeye başladı. Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 ise insanların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Yeni varyantlar olan Eris ve Pirola vakaları ülkemizde de görüldü. Pandemi sürecinde telefonlarımıza indirip kullandığımız ‘Hayat Eve Sığar (HES)’ uygulaması uzun zamandan sonra tekrar güncellendi. Güncelleme insanların aklına ‘Pandemiyi tekrar yaşar mıyız’, ‘Kapanmalar olur mu’ sorusunu getirdi. Uzmanlar maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulduğu takdirde korkulacak bir şey olmadığını belirtti. YETERLİ VERİ YOK Testlerdeki pozitif vaka sayısındaki artış adına ellerinde yeterli veri olmadığını belirten İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda görevli ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Alper Şener, “Önce solunum sistemi enfeksiyonu veya korona uyumlu gelen hastalara PCR’ın yaygın uygulanıyor olması lazım veya diğer ülkelerde olduğu gibi, atık su taraması gibi bir erken uyarı sisteminiz olmalıdır. Bunlar olmadan solunum sistemi şikâyeti olanlarda artış var mı dersek evet ama koronadan mı yoksa diğer etkenler mi sorusuna yorum yapmak zor. En azından bende böyle bir bilgi yok. Gözlemlerime göre üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları olan vaka sayısı arttı” dedi.  ARALIKLI OLARAK GÜNCELLENİYOR Korona vaka sayıları artsa bile pandemi başındaki gibi bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden Prof.Dr. Şener, “Bu eşyanın tabiatına aykırı, çünkü tüm dünyada 13 milyar doz aşı yapıldı. 3 milyar kişinin bağışıklık ilk teması (aşı veya hastalık) oluştu. Bu süreçte yeni varyantlardan birisinin çok ciddi değişim geçirmesi gerekir ki, böyle bir durum olsun… Bu durum artık 65 yaş üstü için olağan dışı seyredecektir ama diğer açıdan da Long kovid özellikle genç-orta yaş grubunu zora sokuyor. Asıl büyük sorun bu bence” ifadelerini kullandı. Son olarak da pandemi döneminde telefonlarımızda kullandığımız HES uygulamasına aylar sonra gelen güncellemeye ilişkin yorum yapan Dr. Şener, bu tip programlarda güncellemelerin aralıklı olarak yapıldığından özel bir durum olmadığına dikkat çekti. Şener, insanların gerekli tedbirleri aldıktan sonra korkmaması gerektiğini söyledi. MASKE, MESAFE, HİJYEN… Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Hakan Leblebicioğlu ise vaka sayılarında sonbahar ve kış aylarında artış beklendiğini söyleyerek “Bu hastalıkların yaygınlığı ancak test yapılarak ortaya konabilir. Test sayılarının düşük olması nedeniyle ülkemizdeki sıklık konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Eris varyantı ile oluşan Kovid-19 enfeksiyonunda sıklıkla, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı şikâyetleri görülmekte. Bunlara test ve koku kaybı eşlik edebilmektedir. Yaygın kas ağrısı dikkati çeken bir başka şikayet. Öncelikle, aşı olmak en etkili korunma yöntemi. Aşılar, Eris varyantına karşı tam bir koruma sağlamasa da hastalığın ağır seyretmesini ve ölüme yol açmasını büyük ölçüde engelliyor. Ayrıca, aşılanan kişilerin virüsü bulaştırma riski de azalıyor. Güncellenmiş aşıların kullanıma girmesi etkili koruma açısından önemli. İkinci olarak, maske takmak, sosyal mesafe kurallarına uymak ve hijyene dikkat etmek de Eris varyantından korunmada önemli rol oynuyor. Maske, solunum yoluyla bulaşan virüsün yayılmasını engellemeye yardımcı olur. Sosyal mesafe kuralları, virüsün temas yoluyla bulaşmasını azaltır. Özellikle kapalı alanlarda, toplu yaşam yerlerinde maske kullanımı hastalığın bulaşmasını azaltır. Son olarak, altta yatan hastalığı olanlar, Eris varyantına karşı daha dikkatli olmalıdır. Çünkü bu kişiler, hastalığa yakalandıklarında daha ciddi komplikasyonlar yaşayabilirler. Bu nedenle, altta yatan hastalığı olanlar, eksik aşılarını tamamlamalı ve koruma tedbirlerine uymalıdır” diye konuştu. “ARTIŞ OLMASI MUHTEMELDİR” Varyantlara ilişkin açıklama yapan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Dr. Yüce Ayhan de “Önümüzdeki günlerde mevsimsel solunum yolu enfeksiyonlarında da artış olması muhtemeldir. Aşılama oranlarının nispeten yüksek olması nedeniyle pandeminin ilk günlerindeki gibi bir kapanma öngörülmemekle birlikte maske, mesafe ve temizlik önlemlerine titizlikle uyulması sağlanmalıdır. Aşılama programlarında değişiklik yapılıp yapılmaması gerektiği, yeni aşılara ihtiyaç olup olmayacağı bilimsel veriler toplandığında tekrar değerlendirilmesi gereken bir konudur” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Türkiye, pandemi şartlarına dönecek mi? Bakan Koca açıkladı…

Virüse karşı beslenme kalkanı Haber

Virüse karşı beslenme kalkanı

Kovid-19 yeni çıkan varyantlarıyla birlikte yaşamımızı etkilemeye devam ediyor. Özellikle Eris ve Pirola varyantının son günlerdeki yayılımı ‘kapanma’ endişesine yol açtı. Söz konusu varyantların kışın daha fazla hasar bıraktığı kaydedilirken, ‘Sağlıklı bir beslenme ile virüse yakalanmamak mümkün mü?’ sorusu sorulmaya başlandı. Peki, daha çok hangi besinleri tercih etmeliyiz ve tüketim aşamasında nelerden kaçınmalıyız? Konuya dair görüşlerine yer verdiğimiz Uzman Diyetisyen Deniz Zünbülcan, yeni varyantlara karşı bağışıklık kalkanı olan önerilerde bulundu.  TEMİZ HAVADA GÜNLÜK FİZİKSEL AKTİVİTE Zünbülcan, şunları kaydetti: “2020 yılından beri hayatımızda birçok değişikliğe neden olan Kovid-19 salgını bugünlerde yeni varyantlarıyla karşımıza çıkmaya başladı. Özellikle mevsim geçişlerinde hasta olma riski zaten daha yüksekken bu salgının varyantlarının da yeniden görünür olması çoğu kişide ister istemez endişe sebebi olmaya başladı. Haklı olarak kişiler kış mevsimi gelmeden bağışıklığını güçlendirmenin yollarını arıyor ve virüse yakalanmamak için nelere dikkat etmeleri gerektiğini merak ediyorlar. Öncelikle hijyen kuralları bizim için çok önemli, ellerin temizliğine, toplu alanlarda çok fazla vakit geçirmemeye, kapalı alanların havalandırılmasına dikkat edilmesi çok önemli. İkinci olarak tabii ki beslenme ve yaşam şekli değişiklikleri bizim için çok önemli. Bu noktada hareketli bir hayat benimsenmeli güçlü bir bağışıklık sistemi için temiz havada günlük fiziksel aktivite mutlaka olmalıdır.” Beslenmede dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Zünbülcan, şunları sıraladı: “Oldukça geniş ve önemli ancak en önemli noktalara değinmek gerekirse su ve sıvı tüketimi, hücreleri iyi besleme, özel besinlerden faydalanma olarak özetleyebiliriz. Su ve sıvı tüketimi:  Boğazınızda mikrop yayılımını önlemek, metabolizmanızın işlevlerini gerçekleştirebilmesi, vücut ısınızı dengede tutabilmeniz için su ve sıvı dengesine dikkat edilmesi çok önemlidir. Ayran, bitki çayları, maden suyu, kefir gibi içecekler sıvı tüketimi yerine kullanılabilir ancak suyun da yeterli miktarda içilmesi ihmal edilmemelidir. Bitki çayı olarak hem bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek hem de boğazınızı temizlemek için ıhlamur, adaçayı, ekinezya gibi bitki çaylarını tercih edebilirsiniz. Zencefil ekleyerek temizleme kapasitesini arttırabilirsiniz. Yeterli su içip içmediğinizi anlamak için ise idrar renginize bakmalısınız. Hedefimiz açık renkte bir idrar renginizin olması.  Hücreleri iyi besleme: Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek istiyorsanız tek istediğimiz mide doygunluğu değildir. Hücrelerinizin de iyi beslenmesi çok önemlidir. Bunun yolu ise kalori bazlı değil fayda bazlı beslenmekten geçmektedir. Gün içindeki öğün sayınızın ve içeriğinin vücudunuzun ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. Özellikle kendinizi yorgun, halsiz hissediyorsanız, bir şey yapmak istemiyorsanız, saçlarınızda dökülme yaşıyorsanız, ‘çabuk hasta oluyorum ve toparlanamıyorum’ diyorsanız, ‘son zamanlarda her şeyi unutur oldum’ diyorsanız bir kan tahlili yaptırmanızda ve sonrasında da buna uygun bir tedavi uygulanmasında fayda var. Özel besinler: Yeterli ve dengeli beslenmenizin yanı sıra bazı özel besinlerin beslenme programınıza eklenmesi de hastalıklardan korunmanıza destek olabilir. Propolis, arı ekmeği, arı sütü gibi arı ürünleri, yumurta, hindi eti gibi protein içeriği yüksek besinler kefir, probiyotik yoğurt, ev yapımı turşu gibi fermente ürünler, spirulina, açai gibi tozlar bu besinlerden bazılarıdır.” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Uzmanlardan koronavirüste yeni varyant uyarısı!

Sağlık sektöründen yeni aşılama önerileri Haber

Sağlık sektöründen yeni aşılama önerileri

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Toraks Derneği, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği ve Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB UDEK), Kovid-19 salgınında yeni aşılama önerilerini paylaştı. Dernekler tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Kovid -19 pandemisi üç buçuk yıl önce başlamış, etkisi zamanla azalsa da yeni varyantlarla devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 21 Eylül 2023 tarihine kadar dünyada 770 milyon 778 bin 396 kesinleşmiş olgu ve buna bağlı olarak 6 milyon 958 bin 499 ölüm meydana gelmiştir. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı’nın toplam vefat sayısı olarak paylaştığı 102 bin 174 sayısına rağmen Türk Tabipleri Birliği’nin fazladan ölüm çalışmalarının da gösterdiği üzere pandemi kaynaklı 300 binden fazla ölümün olduğu tahmin edilmektedir” denildi. GELECEK İÇİN HAYATİ ÖNEMDE Kovid-19 salgınının yeni varyantlarla sürdüğünü paylaşan Kurul, “Bu nedenle Kovid-19’un yakından izlenmesi, Türk Tabipleri Birliği ve ilgili uzmanlık dernekleriyle iş birliği yapılması ve kamuoyuyla doğru, şeffaf bilgi paylaşımına ihtiyaç duyulmaktadır. Toplumun hem Kovid-19 hem de diğer bulaşıcı hastalıklardan korunması için bilimsel gerçeklerin ışığında gerekli önlemlerin alınması, Kovid-19 salgını süresince yapılan hatalardan ders çıkarılıp aşı kararsızlığıyla mücadele dahil toplum sağlığına yönelik her türlü düzenlemenin toplumun da içinde olduğu şekilde yapılması, yeni Kovid-19 aşılarının temin edilip belirlenen yüksek riskli gruplara uygulanması gelecek için hayati önemdedir” bilgisini kaydetti. Açıklamanın devamına buradan ulaşabilirsiniz: https://ttb.org.tr/udek/haber_goster.php?Id=568 BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Eris varyantı Omicron’dan daha mı bulaşıcı?

İspanya'ya maske kullanımı geri mi geliyor? Haber

İspanya'ya maske kullanımı geri mi geliyor?

Akut Solunum Yolu Enfeksiyonu Sürveyans Sistemi'nin hastanelerdeki ilk müdahale servislerinden topladığı verilere göre, Kovid-19 vakalarının artmasına rağmen salgının tüm dünyayı etkilediği 2020-2021 yıllarına nazaran virüsün daha az etkili olduğunun görüldüğü kaydedildi. Ülkede, 11-17 Eylül döneminde her 100 bin kişideki vaka sayısının ortalama 112,8 olarak tespit edildiği ve hastanede tedavi görenlerin sayısının çok düşük olduğu ifade edildi. İspanya'da her şeye rağmen özellikle 60 yaş üstündekilere, kronik hastalara ve bebeklere dikkatli olmaları yönünde uyarılar yapıldı. Vakalardaki artış ülkede Kovid-19 testlerinin satışına da yansıdı. Bazı araştırma şirketlerinin anketlerinde, antijen testlerinin satışının hazirana göre eylülde ortalama yüzde 556 arttığı belirtildi. Eczanelerden temin edilen bu testlerin satışındaki artış, İspanya'nın bölgelerinden Extremadura'da yüzde 1374, Castilla La Mancha'da yüzde 1265, Castilla y Leon'da yüzde 991, Valensiya'da yüzde 848'e kadar çıktı. Yetkililer, bu artışa rağmen satışların 2022'nin en düşük seviyesine bile ulaşmadığının altını çizdi. İspanya'da Sağlık Bakanlığı, Nisan 2022'den itibaren Kovid-19 önlemlerini kaldırıp, daha sonrasında kırılgan iş kollarında bile karantina uygulamasına son vermiş ve Kovid-19 salgınına grip muamelesi yapılması kararı almıştı. Sadece hastane ve eczanelerde uygulanan maske takma zorunluluğu da bu yaz sona erdirilmişti. Kovid-19 ve grip için birlikte aşı kampanyası başlatıldı Diğer yandan İspanya'nın bazı özerk yönetimlerinde solunum yolu enfeksiyonlarına karşı sonbahar aşı kampanyası başlatıldı. Aşı kampanyasında Kovid-19 ve grip aşıları yaptırmak isteyenlere birlikte uygulanıyor. Geçmişten farklı olarak yaşlılar ve kronik hastalıkları olanların yanı sıra bebeklere de ilk kez "solunum sinsityal virüs (RSV)" aşısı yapılacağı açıklandı. Halk Sağlık Komisyonu, Kovid-19 ve grip aşılarının birlikte yapılması uygulamasını son 3 yıldır tavsiye ederken, Kovid-19 aşılarının Pfizer ve İspanyol aşısı Hipra olduğu bildirildi. Ayrıca sağlık personeli, güvenlik ve sivil koruma kurumları çalışanlarına ve sigara içenlere de Kovid-19 ve grip aşılarını yaptırmaları tavsiye edildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Luis Rubiales istifa etti

Dr. Ayhan: “Sağlık Bakanlığı şeffaf davranmıyor” Haber

Dr. Ayhan: “Sağlık Bakanlığı şeffaf davranmıyor”

Koronavirüsün yeni varyantlarından biri olduğu söylenen ‘Pirola’ vatandaşları tedirgin ederken, Türkiye’deki vaka durumu merak edilmeye başlandı. Yaklaşan kış mevsiminin, söz konusu varyantlar ile birlikte özellikle risk gruplarını tehdit edeceği ön görülüyor. Peki, yeterince test yapılıyor mu? Yeni bir pandemi krizinin yaşanmaması ve kısıtlamaların tekrar yaşamlara dahil olmaması için nelere dikkat edilmeli? Görüşlerine yer verdiğimiz İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Yüce Ayhan, Sağlık Bakanlığı’nın bilgi paylaşımında şeffaf davranmadığını, bu nedenle yeni varyanta dair son durumun ne olduğunu tam anlamıyla bilemediklerini öne sürdü. Çoğu zaman test yapılmadığını kaydeden Ayhan, “Test yapmazsanız virüsü bulamazsınız, virüsü bulamazsanız varyant analizi yapamazsınız. Zaten yapılmıyor da! Bakanlığın açıklamalarını beklemek dışında başka bir şansımız yok gibi” dedi. ATIK SULARDA VARYANT ANALİZİ “Yeni varyanta ilişkin son durum nedir bilmiyoruz” diyen Dr. Yüce Ayhan, “Sağlık Bakanlığı zaten kendi bilgilerini şeffaf bir şekilde paylaşmıyor. İkincisi yoğun aşılama ve enfeksiyon geçirmeye bağlı olarak bağışıklığı bir miktar yüksek bir toplumumuz var. Yeni enfeksiyonların hafif seyrettiğini görüyoruz. Ve bunlar için çoğu zaman test yapılmıyor. Test yapmazsanız virüsü bulamazsınız, virüsü bulamazsanız varyant analizi yapamazsınız. Zaten yapılmıyor da! Bakanlığın açıklamalarını beklemek dışında başka bir şansımız yok gibi… Hastaları tek tek taramak yerinee atık sularda varyant analizi yapılabilir, yeni varyantlar kolayca saptanabilir. Biraz daha pratik bir yöntem olabilir. Bu önerimizin dikkate alınmasını istiyoruz” bilgisini paylaştı. ÇEŞİTLİLİĞİ ÇOK YÜKSEK BİR VİRÜS Kovid-19’un 30 civarında mutasyonu olduğunu kaydeden Ayhan, “Çeşitliliği çok yüksek bir virüs. Dünya Sağlık Örgütü’nün eylül başında yayınladığı ilk verilere göre yeryüzünde vaka sayılarında bir artış var, fakat artan vaka sayısı ile doğru orantılı olmayan bir ölüm ve yoğun bakım yatış oranı var. Bu ilk verilere göre yeni vakaların yoğun bakım ihtiyacı veyahut ölüm oranı daha düşük gibi görünüyor. Çok kısa bir sürenin az sayıda bir verisi. O yüzden kesin bir ifade yaratmak doğru değil. Verilerin derlenip, toplanmasını, yeni verilerin bize ne gösterdiğini beklemek en iyisi. Ama ilk izlenim evet, diğer varyantlara göre daha bulaşıcı, fakat yoğun bakım ihtiyacı daha az. Özellikle bağışıklık sistemi düşük hastalar, yaşlılar, kronik solunum yolu enfeksiyonu olan hastalar risk altında olabilirler. Bunlara ilişkin özenli bir çalışma yürütmeye ya da korunmaya devam edilmeli” sözlerine dikkat çekti. Yeni varyantlarla ilgili çok fazla akademik, bilimsel verinin birikmediğini kaydeden Ayhan, şunları ekledi: “Genetik analiz yapabilecek çok fazla kurum var. Bu anlamda alt yapısı sağlam üniversitelerimiz mevcut. Fakat sadece Sağlık Bakanlığı kurumlarında yani halk sağlığı kurumlarında yapılabiliyor. Bakanlığın bunu yayması, daha çok varyant analizi yapılması, Türkiye’deki varyantların dünyadaki varyantlarla benzerliği bir yana yeni varyantları biz üretiyor muyuz, onu görmemiz gerekiyor.” KOVİD ASLINDA MEVSİMSEL BİR HASTALIK Mevsimsel dönüşümün de etken olduğunu belirten Dr. Ayhan, “Güz ve kış mevsiminde solunum yolu enfeksiyonları artacak. Ama doğal seyrinde artacak. Kovid ise aslında mevsimsel bir hastalık halini almaya başladı. Dolayısıyla yine maske, mesafeye özenli davranmak lazım. Şu aşamadaki veriler bir kapanmaya işaret etmiyor. Ama bunlar dediğim gibi çok az sayıda, kısıtlı veri. Bu nedenle toplu ulaşımda, kişisel hijyenimizde dikkatli olmalıyız… Pandemi döneminde neredeyse sıfır grip vakası gördük. Maske kullanımının elbette ki bunda payı çok fazlaydı. Kış için ise şöyle tedirgin olmalıyız, solunum yolu enfeksiyonu olan, risk grubundaki hastalar kritik durumda. Bakanlığın veya hastanelerin test stratejisinde sadece kovidi aramaya yönelik değil, tüm mevsimsel solunum yolu enfeksiyonlarında kovidi aramaya yönelik test stratejisi uygun olacaktır” bilgisini paylaştı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Korona virüsten sonra bu rahatsızlıklarda artış yaşandı!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.