#KULAK

KULAK haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, KULAK haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kulak kıkırdağı piercing’ine dikkat: Kalıcı şekil bozukluğu bırakıyor Haber

Kulak kıkırdağı piercing’ine dikkat: Kalıcı şekil bozukluğu bırakıyor

Kulağın kıkırdak bölgesine yapılan ve moda haline gelen piercing uygulaması, görsel açıdan her ne kadar beğenilip tercih edilse de sağlık açısından bazı riskler barındırıyor. Kıkırdağa yapılan delme işlemleri, enfeksiyonlara ve kulakta geri dönüşü olmayan şekil bozukluklarına yol açıyor. Doç. Dr. Selçuk Güneş, bilinçsizce ve uygunsuz şartlarda kulağa yapılan piercing işlemlerinin tehlikelerine dikkat çekti ve uyardı. Kulak kıkırdağına piercing yaptırmamak gerekiyor Kulaktaki kıkırdak bölgesinin enfeksiyona açık olduğunu ifade eden Güneş, “Kulak kepçesine delik açmakla kulak memesine delik açmak arasında fark var, iki doku birbirinden farklı. Kulak kepçesinde kıkırdak var. Kıkırdak, kendi damarları olmayan, etrafındaki dokudan beslenen bir doku olduğu için enfeksiyona yatkın. Enfeksiyon gerçekleştiğinde de şekil bozukluğuyla birlikte iyileşme ihtimali çok yüksek. Dolayısıyla kulak kıkırdağına piercing yaptırmamak gerekiyor. Kıkırdak içeren dokulara, piercing gibi yabancı bir maddenin girmesini gerektirecek bir işlem yapmak çok doğru değil.” dedi. Şekil bozukluğu yaptıktan sonra onun geri dönüşü yok. Enfeksiyon belirtileri görüldüğü anda hemen uzmana başvurulması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Güneş, “Vakit kaybetmeden bir kulak burun boğaz belki bir plastik cerraha başvurup oradaki enfeksiyonun sınırlanması gerekiyor. Ağrı, kızarıklık, şişlik bunlar ortaya çıkmışsa hemen hızlıca başvurmak gerekiyor. Çünkü kıkırdak kalınlaşarak iyileşen bir doku. Kalınlaşıp şekil bozukluğu yaptıktan sonra onun geri dönüşü yok. Dolayısıyla hafif kızarıklıkta bile hemen doktora başvurmak en mantıklısı” diye konuştu. Enfeksiyonun ilerlemesi ile güreşçi kulağı ya da karnabahar kulağı denilen durumun ortaya çıkabileceğini ifade eden KBB Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Güneş, “Enfeksiyon aşırı ilerlerse bu duruma kadar gidebilecek çok yoğun enfeksiyon çıkabilir. Erken yakaladığımızda, yabancı cismi oradan çıkardığımızda, antibiyotiğine başladığımızda bu sonucu görmüyoruz. Ama ihmal edilecek olursa kalıcı kulağın bozulduğu, kıkırdağın kalınlaştığı kaba durduğu ve şekil açısından formasyonunu kaybettiği durum ortaya çıkabilir” dedi. Delme işlemi kesinlikle sağlık kuruluşunda yapılmalı Yine de kulağına piercing takmak isteyenlerin tüm bu risklerin farkında olması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Güneş, “Delme işlemi kesinlikle sağlık kuruluşunda, steril şartlara uygun şekilde yaptırılmalı. Geçici diye tabir edilen küpelerin takılmasına izin vermemek lazım. İşlem sonrası, enfeksiyon profilaksisi dediğimiz lokal merhemler, ağızdan antibiyotikler ile, genelde ağızdan antibiyotiğe ihtiyaç duymuyoruz, oranın enfeksiyona karşı engellenmesi gerekir. Geçici piercing kullanarak tabancayla kıkırdağı deliyorlar ama onun enfeksiyon ihtimali daha yüksek. Onun steril olduğunu düşünmüyoruz. Çeşitli güzellik merkezlerinde, doktorun olmadığı yerlerde, tıbbi elemanların bilgilerinin ve görgülerinin sınırlı olduğu yerlerde yapılan piercing işlemlerini önermiyoruz.” önerilerinde bulundu.

İşitme kaybına hiperbarik oksijen ile tedavi Haber

İşitme kaybına hiperbarik oksijen ile tedavi

Akçakoyunlu, bir süre önce sağ kulağından gelen çınlama ve uğultu şikayetiyle Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Polikliniğine başvurdu. Yapılan tetkiklerde sağ kulağında ani işitme kaybı olduğu belirlenen Akçakoyunlu, Kayseri Şehir Hastanesi Su Altı Hekimliği ve Hiperbarik Ünitesi'ne yönlendirildi. Burada yüksek basınçla donatılan odada saf oksijen solunmasıyla gerçekleştirilen hiperbarik oksijen tedavisi uygulanan Akçakoyunlu, denizaltını andıran odada 5 seans sonra sağlığına kavuştu. Mehmet Akçakoyunlu, yeniden duyduğu için mutlu olduğunu, günlük hayatını sürdürebildiğini fakat kulağının duymamasının kendisini çok rahatsız ettiğini, bu durumdan ailesinin de etkilendiğini ifade etti. Hiperbarik oksijen tedavisini herkese öneren Akçakoyunlu, "Telefonla sağ kulağımla konuşmak istediğimde duyamıyordum. Sol kulağımla iletişimimi sağladım. Şimdi duyuyorum ve mutluyum. Bir organı kaybetmek insanı mutsuz ediyor. Aynı şikayetleri olanlara bu tedavi yöntemini öneriyorum çünkü vücuda yüksek basınç altında oksijen veriliyor." diye konuştu. Su Altı Hekimliği ve Hiperbarik Ünitesi Uzman Doktoru Levent Demir de hiperbarik oksijen tedavisinin ani işitme ve görme kaybı, iyileşemeyen kemik iltihapları ve radyasyona bağlı yaralanmalar gibi geniş hastalık grubuna uygulandığını anlattı. Ani işitme kaybı yaşayanların hiperbarik oksijen tedavisinden çok fayda gördüğünü anlatan Demir, "Özellikle erken dönemde başladığımızda ve diğer tedavilerle kombine olarak uyguladığımızda belirgin iyileşme sağlayabiliyoruz. Basınç odasının uygunluğuna göre hastayı muayene edip tedavisine hızlıca başlıyoruz." dedi. Akçakoyunlu'nun işitme kaybının ciddi seviyede olduğunu belirten Demir, tedavisinin ardından hiçbir şikayetinin kalmadığını söyledi. Demir, işitme kaybı yaşayanlara genellikle 20 seans hiperbarik oksijen tedavisi uyguladıklarını dile getirerek, "Özellikle ani olan rahatsızlıklarda tedaviye kısa süre içinde başladığımızda çok iyi fayda görüyoruz." ifadesini kullandı.

Ameliyatsız kulak şekillendirmek mümkün Haber

Ameliyatsız kulak şekillendirmek mümkün

Doğumsal kulak şekil bozukluğu görülen bebeklerin yüzde 5’inde ileriki yaşamlarını etkileyecek kalıcı şekil bozukluğu olduğunun literatürde görüldüğünü belirten Dr. Cilli, “Kepçe kulak, sarkık kulak, spock kulak, stahl kulak, sarmal şekil bozukluğu, eksik antiheliks şekli gibi ciddi bozukluklar, bu doğumsal anormalliklerden bazılarıdır” dedi. “Doğru müdahale, kulağın şeklini yüzde 100’e yakın oranda düzeltebilmektedir” Yenidoğan döneminde bebekte bulunan yoğun östrojen seviyesinin, kulak kıkırdağının şekillenmesine imkan verdiğine dikkat çeken Dr. Cilli, şöyle devam etti: “Bu durumu avantaja çevirerek kulağa erken müdahale etmek mümkündür. Yaşamın ilk 6 haftasında yapılacak doğru bir müdahale, kulağın şeklini yüzde 100’e yakın oranda düzeltebilmektedir. Ne kadar erken müdahale edilirse başarı şansı o kadar yüksek olur. Kulak şekil bozukluklarının hem kozmetik problemler oluşturabileceği, ileriki yaşlarda çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebileceği gibi gözlük kullanımı ihtiyacı durumlarında da dezavantaj oluşturabilmektedir.” Yenidoğan döneminde müdahale edilmediğinde, ileride cerrahi işlem ile düzeltmekten başka seçenek kalmadığını hatırlatan Dr. Cilli, “Cerrahi tedavi hem operasyon sonrası görülebilen komplikasyonlar nedeniyle risklidir hem de daha yüksek maliyete sahiptir” ifadelerini kullandı. “Psikolojik muhtemel olumsuzlukların önüne geçilmektedir” Kulak şekil bozukluklarında yüz güldürücü sonuçlar veren silikon kalıplama yönteminin uzman bir pediatrist tarafından uygulanabildiğini vurgulayan Dr. Cilli, şunları kaydetti: “Hastanemizde gerçekleştirdiğimiz, erken bebeklik döneminde uygulanan silikon kulak kalıplama yöntemi ile cerrahi işleme gerek kalmadan kulaklar normal şekline kavuşturulabilmektedir. Böylece ileride çocukta ortaya çıkabilecek fizyolojik ve psikolojik muhtemel olumsuzlukların önüne geçilmektedir.” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Ağız kokusuna dikkat! Diş çürüğü belirtisi olabilir

Doç. Dr. Özdemir: Biyonik kulak ameliyatı ile işitme yetileri tamamen geri kazanılabilir Haber

Doç. Dr. Özdemir: Biyonik kulak ameliyatı ile işitme yetileri tamamen geri kazanılabilir

Samsun Üniversitesi Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından ‘İşitme Engelliler Haftası’ dolayasıyla bir alışveriş merkezinde etkinlik gerçekleştirildi. Burada kurulan stant ile doktorlar ve tıp fakültesi öğrencileri işitmenin önemine karşı vatandaşları bilgilendirdi. Etkinliğe AVM ziyaretçileri büyük ilgi gösterdi. Kulak sağlığı hakkında bilgi sahibi olmak için Samsun Üniversitesi standını ziyaret eden vatandaşlar, kulak sağlığına ilişkin merak ettikleri konular hakkında Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Doğukan Özdemir, Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Çeçen ve bölüm doktorlarından bilgi aldılar. Etkinlik çerçevesinde işitme testleri gerçekleştirilirken, ortaya çıkan ve ileri derecede işitme kaybı yaşayan bireylere koklear implant (biyonik kulak) ameliyatı hakkında detaylı bilgiler verildi. “İşitme yetileri tamamen geri kazanılabilir” Etkinliğin hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Doğukan Özdemir, etkinliğin amacını ‘işitme bozukluğu olan bireyler için biyonik kulak ameliyatının işitme yetilerini tamamen geri kazanılabilir bir fırsat olarak’ açıkladı. Ayrıca yeni doğan bebeğin doğumundan sonra işitme tarama testine tabi olduğunu ve gerekli görülmesi halinde biyonik kulak ameliyatının yapılmasının önemini vurgulayan Özdemir, “Bu sayede işitme sorunu yaşayan çocuklar, yaşları gibi normal bir yaşam sürdürebiliyorlar” ifadelerine yer verdi. Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Dr. Levent Ay, işitme kaybının farklı yaş gruplarında farklı zorluklara neden olabileceğine dikkat çekti. Ay, işitme kaybı şüphesi olan kişilerin en yakın kulak burun boğaz uzmanına başvurması ve yapılan muayene sonucu uygun tedavi yöntemlerinin belirlendiğini açıklayarak, çocuklarda işitme kaybının doğumdan sonra tespit edilmesi durumunda tedavi gereklilerin uygulanarak işitme yetilerinin geri kazandırılabileceğini belirtti.

İşitme kaybını önlemek için en önemli etken nedir? Haber

İşitme kaybını önlemek için en önemli etken nedir?

Engelliliğin; normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamaması olarak tanımlandığını belirten Liv Hospital Samsun Kulak Burun Boğaz Kliniği’nden Opr. Dr. Yunus Karadavut, “Engellilik; farklı nedenlere bağlı olarak zihinsel, görme, işitme ve konuşma, ortopedik ve süreğen engelli olmak üzere beş temel başlıktan oluşmaktadır” diye konuştu. Opr. Dr. Karadavut, 19-25 Eylül İşitme Engelliler Haftası nedeniyle işitme sorunları hakkında açıklamalarda bulundu. “Engellilerin toplumdaki varlıklarını kabul etmeliyiz” Engellilerin toplumdaki varlıklarını kabul etmek ve hayatlarına kolay şekilde devam ettirebilmelerini sağlamak gerektiğinin altını çizen Opr. Dr. Yunus Karadavut, şu bilgileri paylaştı: “Ülkemizde 2005 yılında kabul edilen 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile engelli bireylerin hakları anayasal düzende koruma altına alınmıştır. Dünyada da engelliliğe yönelik uygulanan yasal düzenlemelerin yanı sıra engelliliğe dikkat çekmek ve halkı bilinçlendirmek amacıyla bazı günler ve haftalar belirlenmiştir. Dünya İşitme Engelliler Federasyonu tarafından Eylül ayının son haftası olarak belirlenen Dünya İşitme Engelliler Haftası, 19-25 Eylül tarihleri arasında ülkemizde de kutlanmaktadır. Bu haftanın ana teması farkındalıktır. İşitme engelli vatandaşlarımız açısından farkındalık oluşturmakla birlikte, işitme sağlığı yerinde olan vatandaşlarımızın da işitme sağlığını korumalarına dikkat çekmek amaçlanmaktadır.” “İşitme kaybı sonradan da yaşanabilir” İşitme kayıplarının büyük bir çoğunluğu doğuştan gibi görünse de sonradan gelişen işitme kayıpları da önemli oranda görüldüğünü ifade eden Dr. Karadavut, “İşitme kayıpları kulağın bir veya daha çok yerinin hasarıyla, çeşitli nedenlerden oluşmaktadır. Ebeveynler arasında akrabalık olması, ailede çocukluk döneminde başlayan kalıtsal işitme kaybı olması, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar, doğum kilosunun düşük olması, ateşli hastalık geçirmesi ve bebeğe verilen bazı ilaçlar doğuştan işitme kaybına neden olabilmektedir. Enfeksiyonlar, travma, sistemik hastalıklar, tümöral nedenler, yaşlanma gibi birçok sebep de sonradan edinilen işitme kaybına yol açabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) işitme kaybına yol açan faktörlerin yüzde 50sinin önlenebilir olduğunu bildirmektedir” şeklinde konuştu. “Çocuklar kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarını yaptırmalı” İşitme kayıplarının mutlaka kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı (KBB) hekimlerince teşhis edilmesi gerektiğini işaret eden Opr. Dr. Yunus Karadavut, “Önleyici tedbirler olarak çocukların yeni doğan döneminde işitme taramalarından geçmesi, kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarını olması, özellikle ototoksik (iç kulağa zarar verici) özellikte ilaç kullanırken seçici davranılması, orta kulak iltihabı için etkin tedavilerin yapılması, aşırı gürültülü ortamlardan kaçınılması önerilmektedir. İşitme kaybını erken dönemde belirlemek amacıyla ülkemizde yeni doğan işitme taraması ve erken yaş işitme taraması yapılmaktadır. Aileler herhangi bir dönemde bebeklerinde işitme kaybından şüphelenirlerse bir uzmana başvurmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kulak deldirmek zararlı mı? Kulak nerede deldirilir? Haber

Kulak deldirmek zararlı mı? Kulak nerede deldirilir?

Son yıllarda artan kulak ve kulak kıkırdağı deldirme modası, özellikle kadınların sık tercih ettiği bir şıklık anlayışı haline geldi. Kulaklarını deldiren vatandaşların yetersiz önlemlere sahip ruhsatsız işletmelerde işlem yaptırması ise tehlikeye davetiye çıkarıyor. Eskişehir’de takı malzemeleri satışı yapan ve kulak delme işlemi yapan esnaf Merve Basil, vatandaşları güvendikleri yerlerde işlem yaptırmaları konusunda uyardı. Kıkırdak tehlikeli, kırılma ve kanama ihtimali yüksek Kulak deldirme işlemlerinin göründüğü kadar kolay olmadığını dile getiren Merve Basil, dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Özellikle çocuklar konusunda titiz davranılmasının önemini vurgulayan Basil, “Kulak deldirmek için genellikle sprey ve krem kullanılıyor ama biz sprey kullanmıyoruz, çünkü bazı insanların, özellikle de çocukların kulakları hassas oluyor. Kulak delme işlemleri basit gibi görünse de tecrübe ve dikkat gerektiriyor. İşlemi yapmadan önce krem sürülmesini tavsiye ediyoruz. Ayrıca hijyene dikkat edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Açılan deliğin enfeksiyon kapmaması için eldiven takılmalı ve steril bir ortamda delme işlemi yapılmalı. Son zamanlarda kıkırdak delme işlemleri de arttı. Kıkırdak tehlikeli bir yer. Kanama ve kırılma ihtimali yüksek, ayrıca çok hassas bir yer olduğu için uyuşturmadan delinmemeli. Çocukların kulak delme işlemi yapılırken çelik küpe, yaklaşık olarak 1 ay sonra da gümüş ya da altın küpe takılmalı. Çünkü çocuklar hassas oluyor” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇIKABİLİR: Hem sağlıklı hem de kilo vermeye yardımcı! Her sabah limonlu su içmenin faydaları

Kulak kiri olanlar dikkat! Kulak kiri ciddi sorunlara yol açıyor Haber

Kulak kiri olanlar dikkat! Kulak kiri ciddi sorunlara yol açıyor

Birçok insanın ortak sorunlarından olan kulak kiri, yanlış bilgiler sebebiyle sağlığı riske atabiliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, kulak kiri temizliğinde nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında bilgiler verdi. Önce kulak kirinin neden oluştuğu hakkında bilgiler veren Sağun, “Kulak kiri, kulak yolunu korumak ve nemli tutmak amacıyla üretilir. Aynı zamanda enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olur. Normalde kulak kiri, kulak kanalının dış kısmında kurur ve dökülür. Kulak kiri, genellikle kendiliğinden döküldüğü için kulak temizliği yaparken kulak pamuğu gibi cisimler kullanmaktan kaçınılmalıdır. Bu tür cisimler, kulak kiri dışarı çıkarırken içeri itebilir ve kulak tıkanıklığına neden olabilir” diye konuştu. "TIKANIKLIK DURUMUNDA KULAK AĞRISI, İŞİTME KAYBI VEYA KULAK ÇINLAMASI GİBİ BELİRTİLER ORTAYA ÇIKABİLİR" Kulak tıkanmasının nelere yol açtığından bahseden Dr. Ömer Faik Sağun, “Kulak kiri birikimi bazen tıkanıklığa neden olabilir. Tıkanıklık durumunda kulak ağrısı, işitme kaybı veya kulak çınlaması gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda bir uzmana danışmak önemlidir. Temizlik için en doğru yol, kulak kanalını içe doğru itmeden dış kısmını nazikçe temizlemektir. Pamuklu çubuklar yerine ıslak pamuk veya yumuşak bir bez kullanmak daha güvenlidir. Eğer kulak kiri tıkanıklığından şüphe ediyorsanız, kulak burun boğaz uzmanına başvurmalısınız" şeklinde konuştu. "KULAĞIN SU VEYA SIVI İLE YIKANMASI DOĞRU DEĞİLDİR" Kulak içi temizliğinde evde herhangi bir çözüm veya cihaz kullanımını önermediğini söyleyen Sağun, "Kulak kiri tıkanıklığını kendiniz çözmeye çalışmak yerine profesyonel yardım almak daha güvenlidir. Kulak temizliği, aspiratör ve küret vasıtasıyla temizlenir. Kulağın su veya sıvı ile yıkanması doğru değildir. Tazyikli su ile yıkamada, kulak zarı delinebilir. Ayrıca dış kulak yolundaki akışkanlığı sağlayan sıvılara da zarar veririz ve kirin tekrar oluşmasını hızlandırırız. Sonuç olarak, kulak kiri doğru şekilde temizlendiğinde kulak sağlığını korumaya yardımcı olurken, yanlış temizleme yöntemleri sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzmanların önerilerine uyarak, kulak kiri temizliği konusunda bilinçli ve güvenli bir yaklaşım sergilemek sağlığınızı korumanızı sağlar” ifadelerini kullandı. BU İÇERİK DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Mevsim değişikliklerinde orta kulak iltihabına dikkat!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.