CHP İzmir’den yurt önünde ‘Zeren Ertaş’ isyanı: Kaza değil cinayet!
Aydın’da Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) yurdunda üniversite öğrencisi Zeren Ertaş’ın ölümüyle sonuçlanan asansör faciasına tepkiler sürerken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı da faciadaki ihmaller ve yurt genelindeki tüm KYK yurtlarındaki eksikliklere dikkat çekmek için basın açıklaması düzenledi. Buca Tınaztepe’deki KYK Kız Öğrenci Yurdu önünde bir araya gelen partililer, “Kaza değil cinayet”, “Zerenler okusun istiyoruz ölsün değil”, “Adalet bozuk asansör gibi” ve “Hayaller diploma hayatlar ölüm” yazılı dövizler taşıdı. Partililer adına basın açıklamasını CHP İzmir İl Sekreteri Avukat Özlem Ünsal okudu.
KAZA DEĞİL CİNAYET
Asansör faciasının ardından yurtlardaki kötü şartların gözler önüne serildiğini belirten Ünsal, “Aydın-Efeler’de Güzelhisar KYK Kız Öğrenci Yurdu’ndaki asansör faciasında, genç yavrumuz Zeren Ertaş’ın hayatını kaybetmiş olması ve 15 gencimizin yaralanmış olması sebebiyle karşınızdayız. Biz yaşanan olaya facia diyoruz, çünkü bu olay bir asansör kazası değil, sorumlularının da ortağı olduğu bir cinayettir. Kız çocuklarımızın okuması için de kurulmuş olan Cumhuriyetimizin 100. yılına girdiğimiz günlerde, Türkiye Cumhuriyeti’nde, devletin sorumluluğundaki bir öğrenci yurdunda, görev yapan sorumsuzlar yüzünden bir evladımızı göz göre göre kaybettik. Zeren’in hayatını kaybetmesiyle, intiharlar, bakımsızlık ve kötü yemeklerle gündeme gelen öğrenci yurtlarındaki içler acısı durum iyice gözler önüne serilmiş oldu. Zeren, 22 Yaşında hayat dolu, kendisi, ailesi ve ülkesi için hayalleri olan, bu ülkenin de ihtiyacı olan bir gencimizdi. Zeren’i bu hayattan koparan vicdansızlar, Sadece Zeren’e değil, anasına-babasına ve bu ülkenin geleceğine de büyük bir kötülük yaptı” dedi.
GÖREVDEN ALMA YA DA İSTİFA YOK
Hiçbir çağdaş ülkede böyle bir ölüm yaşanmayacağının altını çizen Ünsal, “Yavrularına sahip çıkmaya kararlı hiçbir iktidar böylesine büyük bir facia karşısında, bu kadar sessiz kalmaz, kalamaz. Zeren kardeşimiz hayatını kaybetti ama bu cinayete ortak olanlardan ne KYK Genel Müdürlüğü’nde ne Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda ne de İktidarda tek bir görevden alma veya onurlu bir istifa yok. Sadece göz boyamadan öteye gitmeyen bir açığa alma var, hepsi bu. Herkes kendi ballı maaşlarını aldıkları koltuklara sıkı sıkıya yapışmış, denetleme mekanizmaları çökertilmiş, bir hayat sönüp gitmişken iktidardan kimse utanmamış, sıkılmamış ve gereğini yapmamıştır. Zeren’in ailesini, bu yurtlarda korku içinde yaşayan öğrencilerimizi ve bir evladını kaybetmişçesine üzülen ve kahrolan tüm Anne-Babaları da inciten, öfkelendiren tavır budur. Ve bu tavır aslında şu mesajı vermektedir, ‘Olur böyle şeyler, çok da büyütmeyin’. Efendiler, ye kürküm ye derdinde olanlar, makamlarında, saraylarında, bakanlıklarda, müdür koltuklarında sorumsuzca oturmaya devam edenler bilin ki, Olmaz böyle cinayetler. Biraz vicdanlı, biraz sorumlu, birazcık bile içinde evlat sevgisi olan iktidarların olduğu ülkelerde, olmaz böyle cinayetler. Ama sizin iktidar olduğunuz yerde işlendiyse bu cinayet, bu utanç, bu günah boynunuzda mahşere kadar sizi takip eder. KYK yurtları Anne babaların çocuklarını devlete güvenip teslim ettiği yuvalar olmalıydı. Peki, KYK’lar bugün bir yuva mı? Hayır! Korku içinde yaşanan mecburi barınaklardır. Kötü koşullar, kötü ve küçük porsiyonlu yemekler, yetersiz hijyen şartları, yaşatılan psikolojik baskı ve en önemlisi de liyakatsiz ve vicdansız yöneticilerden ibarettir bugünkü KYK yurtları” ifadelerini kullandı.
KAPIMIZ SONUNA KADAR AÇIK
Yurtlarda kalan öğrencilere ve onların ailelerine seslenen Ünsal, “Koca koca binaları yapıp, süslü süslü boyayınca içine bilmem kaç yatak koyduk diye övününce Yurt olmuyor buralar. Çocuklarımıza şefkatle yaklaşarak, Asansörlerde öldürmediğinizde, asansörlerin bakımını Makine Mühendisleri Odası dururken, eş-dost tanıdık diye merdiven altı firmalara ihale etmediğinizde, ‘korkuyorsanız bozuksa kullanmayın’ diyen cahil, hadsiz yöneticilerden arındırdığınızda, arkadaşlarının ölümüyle sarsılmış, korku içinde çocuklarımızın karşına polisle, jandarmayla çıkmadığınızda, öğrencilerimizin CİMER’e kadar giden ve ölümleri engelleyecek olan şikayetlerini dikkate aldığınızda, işte o zaman bu binalar yurt olur, yuva olur. Zeren’in babasının yürek parçalayan ‘Ben devlete inancımı kaybettim. Çocuğumu ilk defa devlete emanet ettim ama devlet benim çocuğuma 20-25 gün bakamadı’ sözleri, bilin ki tüm anne babaların sözleridir. Devleti bu hale düşürenler, Ana-Babaları ve çocuklarımızı bu korkuyla yaşamaya mecbur edenler; size rahat vermeyeceğiz. Her öğrenci şikayetini takip edecek, sorumlular hakkında hukuki gereği neyse biz yapacağız. Korku içinde yaşanan KYK yurtlarını, yuva yapıncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Buradan, bu yurtlarda yaşayan tüm öğrencilerimize ve ailelerine sesleniyorum. CHP İzmir İl Başkanlığı’nın kapısı her konuda sizlere sonuna kadar açıktır. Yaşadığınız tüm sıkıntılarda yanınızda olacağımıza ve bugün olduğu gibi, sesinizi duyuracağımıza söz veriyoruz” açıklamasını yaptı.
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Eğitim-Sen: İlköğretimin zorunluluğu ihlal edildi