[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#macron

macron haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, macron haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

25. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kimdir? Macron sağcı mı solcu mu? Haber

25. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kimdir? Macron sağcı mı solcu mu?

25. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hakkında bilgiler merak edildi ve arama motorlarında sıklıkla aratılıyor. Sizler için merak edilen ve araştırılan detayları derledik. Peki Emmanuel Macron kimdir ve siyasi yaşamı nasıl ilerlemiştir? Detaylar haberimizde… 25. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kimdir? 21 Aralık 1977 tarihinde doğan Emmanuel Jean-Michel Frédéric Macron 2017'den itibaren Fransa'nın Cumhurbaşkanı olarak görev yapan bir Fransız siyasetçi, bankacı ve bürokrattır. Ayrıca Andorra'nın iki eş prensinden biridir. Daha önce, 2014-2016 yılları arasında Cumhurbaşkanı François Hollande'ın döneminde Ekonomi, Sanayi ve Dijital İşler Bakanı olarak görev yapmış ve 2012-2014 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevini üstlenmiştir. Merkezci bir siyasi parti olan Rönesans'ın kurucu üyelerindendir. Amiens'te doğan Emmanuel Macron, Paris Nanterre Üniversitesi'nde felsefe eğitimi aldıktan sonra Paris Siyasi Bilimler Akademisi'nde kamu yönetimi üzerine yüksek lisans yaparak 2004 yılında Ulusal İdare Okulu'ndan mezun oldu. Maliye Genel Müfettişliği'nde kıdemli memur olarak görev yaptıktan sonra Rothschild & Co. şirketinde yatırım bankacısı olarak çalıştı. Siyasi yaşamı 2012 yılının Mayıs ayında Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından Élysée genel sekreter yardımcısı olarak atanarak Hollande'ın başlıca danışmanlarından biri oldu. Ağustos 2014'te, ikinci Valls hükümetinde Ekonomi, Sanayi ve Dijital İşler Bakanı olarak görev aldı ve bir dizi iş dünyası odaklı reform gerçekleştirdi. Ağustos 2016'da, 2017 cumhurbaşkanlığı seçimleri için kampanyasını başlatmak amacıyla görevinden ayrıldı. Daha önce 2006-2009 yılları arasında Sosyalist Parti üyesi olan Macron, Nisan 2016'da merkezci ve Avrupa yanlısı bir hareket olan Rönesans'ı (En Marche) kurarak seçimlere bu partiyle katıldı. François Fillon’un şansını azaltan olayın etkisiyle Emmanuel Macron, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda çoğunluğu elde etti. İkinci turda Ulusal Birlik partisinin adayı Marine Le Pen’i yenerek 7 Mayıs 2017'de %66,1 oy oranıyla Fransa Cumhurbaşkanı seçildi. 39 yaşında, Fransa'nın en genç cumhurbaşkanı oldu. Haziran 2017'de yapılan parlamento seçimlerinde, Macron'un kurduğu La République En Marche! (LREM) partisi Ulusal Meclis'te çoğunluğu kazandı ve Édouard Philippe'i başbakan olarak atadı. Philippe’in 2020’de istifa etmesinin ardından, Macron onun yerine Jean Castex'i başbakan olarak görevlendirdi. Macron, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Le Pen'i yenerek ikinci kez göreve geldi ve böylece Jacques Chirac'ın 2002'de Jean-Marie Le Pen'i yenmesinden sonra yeniden seçilen ilk Fransız cumhurbaşkanı oldu. Ancak, 2022 yasama seçimlerinde merkezci koalisyonu mutlak çoğunluğu kaybetti. Bu durum, parlamentoda tıkanıklığa ve Fransa'nın 1993'te Bérégovoy hükümetinin düşmesinden bu yana ilk azınlık hükümetinin kurulmasına yol açtı. Macron'un şu anki başbakanı Gabriel Attal, Fransa tarihindeki en genç başbakan ve bu görevi üstlenen ilk açık eşcinsel olarak Ocak 2024'te, büyük bir hükümet krizinin ardından Élisabeth Borne'un yerine getirildi. Macron sağcı mı solcu mu? Cumhuriyetçilerin Senato seçimlerinde zafer kazanmasının ardından, hükümet sözcüsü Christophe Castaner, bu sonuçların partisinin bir "başarısızlığı" olduğunu ifade etti. Macron ise, 3 Temmuz 2020 tarihinde merkez sağ politikacı Jean Castex'i Fransa Başbakanı olarak göreve getirdi.

Macron, Nijer'de Haber

Macron, Nijer'de "istenmeyen kişi" ilan edilen büyükelçilerini geri çekmeyeceklerini söyledi

Başkent Paris'teki 29. Büyükelçiler Konferansı'nda açıklamalarda bulunan Macron, "Darbecilerin baskılarına rağmen Büyükelçimiz (Slyvain Itte) Niamey'de kalacak.” dedi. Nijer'deki askeri yönetimi tanımadıklarını ve "henüz istifasını sunmayan Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'u desteklediklerini söyleyen Macron, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS), Nijer yönetimine yönelik aldığı yaptırım kararlarını ve politikalarını desteklediklerini yineledi. Fransa ve diplomatlarının son aylarda birçok ülkede zorluklarla karşılaştığını dile getiren Macron, halihazırda Paris'teki konferansta bulunmayan Fransız diplomatları selamladığını ifade etti. Fransız Cumhurbaşkanı, Avrupa'yı ve Batı ülkelerini "uluslararası arenada zayıflama riskine" karşı uyardı. Fransız Büyükelçi'nin ülkeden ayrılması istendi Nijer Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçi Itte'ye 25 Ağustos'ta ülkeden ayrılması için 48 saat süre vermişti. Fransa ise "cuntanın Fransız elçinin gitmesini talep edebilecek bir otorite olmadığını" açıklamıştı. Büyükelçi Itte'ye verilen süre dün yerel saatle 19.00'da dolarken Fransa Büyükelçiliği önünde alınan güvenlik önlemleri dikkati çekti. Askeri yönetimin, Itte'nin ülkeyi terk etmemesi halinde Fransa Büyükelçiliği ve Fransız askeri üssüne elektrik, su, gıda ve yakıt tedarikini durdurabileceği belirtiliyor. Fransa'nın Nijer'de yaklaşık 1500 askeri ve Diori Hamani Havalimanı yakınlarında bir askeri üssü bulunuyor. Nijer'de 26 Temmuz'da başa gelen askeri yönetim, daha önce de Fransa ile imzalanan 5 askeri işbirliği anlaşmasının iptal edildiğini açıklamıştı. Nijer'deki darbe Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuş ve o akşam asker, yönetime el koyduğunu duyurmuştu. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahmane Tchiani, 28 Temmuz'da CNSP isimli geçiş hükümetinin başına geçmişti. CNSP, 7 Ağustos'ta Lamine Zeine'yi başbakan olarak atamış, 10 Ağustos'ta asker ve sivillerden oluşan 21 üyeli kabineyi açıklamıştı.  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Fransa’da devlet okullarında “çarşaf” yasağı geliyor

Macron'un sosyal medya hamlesine Fransızlardan tepki! Haber

Macron'un sosyal medya hamlesine Fransızlardan tepki!

Fransa'da vatandaşların çoğu, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkesinde çıkan olayların ardından sosyal medyaya erişimi kesebilecekleri yönündeki açıklamasını ifade özgürlüğü ve demokrasiye aykırı bulduklarını söyledi. Paris sokaklarında Macron'un açıklamalarının nasıl karşılandığını, sosyal medyada en büyük kitleyi oluşturan gençlere ve ilgili vatandaşlara sordu. Fransa'da yaşayan aktif sosyal medya kullanıcısı gençlerden Aya Gade, "Macron'un açıklamalarını ilk duyduğumda aklıma direkt Çin, Rusya ve bazı Afrika ülkeleri geldi." dedi. Afrika kökenli olduğunu belirten Gade, Macron'un söylemini ifade özgürlüğü açısından sorunlu gördüğünü belirterek "(Fransa) birden insan haklarının sınırlandığı bir ülke durumuna geldi. Aklıma insan haklarının kısıtlandığı diğer ülkeler geldi, bu iyi bir haber değil." diye konuştu. "Hükümetin isyanlar ya da başka sebeple müdahalesi bana tehlikeli geliyor" Güvenlik gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen, ana akım medyadaki bir televizyon sunucusu da ifade ve basın özgürlüğünün tüm dünyada temel bir hak olduğu, kesinlikle bunlara dokunulmaması gerektiği değerlendirmesini yaptı. "(İfade özgürlüğüne) mutlak surette saygı duymalıyız. Aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilim, sosyal medyada olanları çok takip etmiyorum ancak hükümetin isyanlar ya da başka sebeple müdahalesi bana tehlikeli geliyor." diyen sunucu, sosyal ağların gücünün ve genel anlamda bir iletişim faktörü olarak öneminin sorgulanması gerektiği yorumunu yaptı. Sunucu, hükümetin, sosyal ağların kullanımını yasaklaması konusunda dikkatli olması gerektiği değerlendirmesinde bulunarak "Basın özgürlüğünün esas olduğunu söylemeliyim. Cumhuriyetin değerlerinden biri ve lekelenmemeli, kısıtlanmamalı. Çünkü bu tüm demokrasilerde temel bir değerdir." ifadesini kullandı. "Fransa'yı yok etme amacında değiliz" Leonie Salvo ismindeki genç sosyal medya kullanıcısı da sosyal ağlara erişimin kesilmesinin iyi bir fikir olmadığını söyledi. "Gerçekten mutlu olmazdım çünkü bunun radikal bir girişim olduğunu düşünüyorum. Çünkü Fransa'da, hatta dünyanın diğer ucunda temas halinde olduğumuz insanlarla iletişim kuramayacağız." diyen Salvo, protestoların etkisinin farklı yöntemlerle azaltılabileceğini belirterek değiştirilmesi gerekenin kaos çıkaran insanların hayatları olduğu, sosyal ağların kısıtlaması olmadığını kaydetti. Salvo, medyanın gençler hakkında kötü bir imaj bıraktığı izlenimi edindiğini söyleyerek "Biz de ülkeye yardım etmek istiyoruz. Fransa'yı yok etme amacında değiliz." dedi. Diğer yandan sosyal medyanın gençlik hakkında kötü bir imaj bıraktığının, kendisi ve birçok arkadaşının gösterilerde şiddete başvuranlar gibi düşünmediğinin altını çizen Salvo, şiddet yanlılarının sosyal ağlarda etkili olmasına göz yumulmaması, belki bunları kapsayacak kısıtlamalar üzerinde düşünülmesi gerektiğini ifade etti. "Yabancılar, özgürlüğün kaybolduğu bir ülke olduğumuzu düşünebilir" Magali Davrou ise sosyal ağlara erişimin bazı durumlarda kısıtlanması taraftarı olduğunu ancak bunun, halkın ve basının özgürlüğünü kısıtlamaya dönüşmemesi gerektiğini savundu. Fransa'nın özgür bir ülke olmakla ün kazandığını söyleyen Davrou, ancak sosyal medyayı kullanarak kamu düzenini bozan kötü niyetli kişilerin de bulunduğunun göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Fransa'nın buna rağmen uluslararası arenada güzel bir izlenim bırakmasından yana olduğunu dile getiren Davrou, "Yabancılar, özgürlüğün kaybolduğu bir ülke olduğumuzu düşünebilir. Bence bu utanç verici." dedi. "Kendimizi ifade etmeye devam edeceğiz" Fransa'da yaşayan Mouna Amad da sosyal medya ağlarının, kendini ifade etmenin bir yolu olduğunu söyledi. "Sosyal ağları kontrol etmek isteme gerçeği toksik bir şey olabilir. Çünkü kendimizi ifade edebilmenin çok önemli olduğu bir ortamda yaşıyoruz." diyen Amad, sosyal ağların hayatın her alanında işlevi olduğunu ve devasa bir sosyal katmanı kapsadığını kaydetti. Amad, ifade özgürlüğünün kaldırılmaması veya kontrol altına alınmaması gerektiğini belirterek "Şimdiki ve gelecek nesiller için bunu yapmak mümkün değil. Sosyal medya ağlarından kendimizi ifade etmeye devam edeceğiz." diye konuştu. Herkesin fikrinin farklı olabileceği yorumunu yapan Amad, birinin suçunun cezasını başkasına fatura etmenin "demokrasi ruhuna aykırı" olduğuna işaret etti. Sosyal medyada tepki Diğer yandan bazı sosyal medya platformlarının özelliklerini kısıtladıkları itirafını yapan Hükümet Sözcüsü Olivier Veran'ın açıklamaları sosyal medyada tepki çekmişti. Twitter'da çok takipçisi bulunan Realmarcel adlı kullanıcı, "Veran, sosyal ağları kesmek için bir yasa çıkarmaktan bahsediyor, diktatörlüklerde olduğu gibi." ifadeleriyle tepkisini dile getirdi. Salomesaque adlı bir diğer kullanıcı da "Düzeni sağlamak için sosyal ağlara erişimi kesmek, İran veya Rusya gibi otoriter rejimler tarafından kullanılan bir yöntemdir." yorumunu yaptı. Macron ne demişti? Macron, 4 Temmuz'da Elysee Sarayı'nda, 17 yaşındaki gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından protestoların yapıldığı şehirlerin belediye başkanlarıyla bir araya gelmiş, konuşmasında "İşler çığırından çıktığında (sosyal medya ağlarına) erişimi düzenleyebilecek veya kesebilecek konumda olmalıyız." ifadesini kullanmıştı. Hükümet Sözcüsü Olivier Veran da konuya ilişkin, son olaylar sırasında bazı sosyal medya platformlarına belirli özellikleri bir süreliğine kısıtlama zorunluluğu getirdiklerini açıklamıştı. Senato, dijital platform paylaşımlarına düzenleme getiren tasarıyı kabul etti Fransa Senatosu, dijital platformlardaki paylaşımlara düzenleme getiren yasa tasarısını 5 Temmuz'da kabul etti. Uygunsuz içeriklerin paylaşıldığı sitelere giriş için yaş sınırı getirilmesi, kamuya açık dijital kaynaklarda aile içi şiddet mağdurlarıyla ilgili paylaşımlar ve bulut bilişim sektöründeki rekabete ilişkin düzenlemeler gibi bir dizi değişiklik öngören tasarının yasalaşması halinde yetkili makamlar, çocuk istismarına dair paylaşımların 24 saat içinde kaldırılmasını talep edebilecek. Senato, kamu düzeniyle kamu güvenliğini bozmaya teşvik eden paylaşımların iki saat içinde kaldırılmasına olanak veren tasarı maddesini ise reddetti. "Dijital Hayatı Güvence Altına Alma ve Düzenleme" başlıklı tasarı, Parlamentonun diğer kanadını oluşturan Mecliste de görüşülecek. Fransa'daki şiddetli protestolar Fransız polisi, 27 Haziran'da Nanterre'de 3 kişinin bulunduğu araca ateş açmış, 17 yaşındaki sürücü Nael M'yi öldürmüştü. Nael'in ölümüne tepki gösterenler, ülke genelinde farklı kentlerde sokağa çıkarak polisle çatışmıştı. Genci öldüren polis açığa alınmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmişti. Ayrıca Paris, Marsilya, Lyon dahil birçok kentte düzenlenen protestolarda talan ve yağmalama olayları yaşanmış, 10 kadar kentte saat 21.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.