[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#mağara

mağara haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, mağara haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Malatya'da mağara evler ilgi odağı oldu Haber

Malatya'da mağara evler ilgi odağı oldu

Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkili olduğu kentlerden biri olan Malatya'da, kırsal bölgelere ilgi arttı. Kent merkezinin büyük hasar aldığı Malatya'da, çok sayıda vatandaş kırsal bölgelerde arsalar alarak müstakil evler inşa ederken, 77 yaşındaki 18 çocuk, 48 torun sahibi Şükrü Kurt Akçadağ ilçesindeki yaklaşık 250 yıl önce inşa edilen bin 700 metre yükseklikte bulunan mağara evde yaşamını sürdürüyor. “Rahatsızlığımdan dolayı bölgede kalmayı tercih ediyorum” Haftanın belirli günlerini Küçükkürne Mahallesi'nde bulunan dedesinden miras kalan mağara evlerde geçiren 77 yaşındaki Şükrü Kurt, ”Mağara evler dedemden bizlere miras kaldı. Bölge önce yayla idi daha sonra evler inşa edildi. Evlerin yapılışını bizler görmedik rahatsızlığım nedeniyle buraya bazı günler gelerek kalıyoruz daha sonra kent merkezdeki evimize gidiyoruz. Üç evlilik yaptım 19 çocuğum oldu birisi hayatını kaybetti 48 de torunum var” dedi. “Pandemi ve depremler doğal ortamlara ilgiyi arttırdı” Pandemi ile doğal ortamlara artan ilginin depremlerle devam ettiğini kaydeden İnönü Üniversitesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zeki Boyraz ise, “Özellikle pandemi sonrası doğal alanlara ilgi arttı ve ardından meydana gelen depremlerde doğal ortam üzerinden insanların kırsal alanlara yönelmesine neden oldu. Levent Vadisi çevresi Fırat havzasında bulunan bir jeopark adayı olan bir vadiye denk gelmektedir. Vadinin en önemli özelliklerinden mağaralaşmaların yatay yapı üzerinde yoğun bir şekilde bulunması. Bu mağaralar doğal oluşumlu olmakla birlikte bir çok noktada yaşam olduğu bilinmektedir. Hala günümüzde bu mağaraların doğal oluşumlarını biraz daha genişleterek, kullanımlarına göre biraz daha farklılaştırarak yaşayanlarda var. Şuanda Şükrü Kurt'un yaşamış olduğu mağara evdeyiz. Hala bir çok yaşam bu mağara evlerde devam ediyor bunun canlı örneği burasıdır“ diye konuştu.

Hatay'da bu mağara korku filmlerini aratmıyor: Binlerce yarasaya ev sahipliği yapmış Haber

Hatay'da bu mağara korku filmlerini aratmıyor: Binlerce yarasaya ev sahipliği yapmış

Defne ilçesi Harbiye Mahallesi’nde bulunan ve Çan Mağarası olarak bilinen mağara, binlerce yarasaya ev sahipliği yapmasıyla bölge halkı tarafından biliniyor. Yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle bilinen Hatay’da ki çok sayıdaki mağaradan birisi olan Çan Mağarası, yaklaşık 130 metre uzunluğa ve 3 metre yüksekliğe sahip. İçerisinde çökme meydana gelen mağara, Vecih Aşkar isimli vatandaşın özel mülki içerisinde yer alıyor. Yarasaların çıkardığı seslerle korku filmlerini aratmayan bir ortamın oluştuğu mağaraya maskesiz ve el feneri olmadan girilmemesi tavsiye ediliyor. “Buraya gelenlerin maskesiz, el feneri olmadan ve bizden habersiz kesinlikle girmesinler” Mağarayı keşfetmeye gelen vatandaşlara maske ve el feneri uyarısında bulunan Tevfik Öztürk, “Burası 100 yıldır aynı şekilde kalıyor. Bu mağara normalde 4 km civarındaydı ama çökmeler olduğundan dolayı şimdi yaklaşık 130 metre civarındadır. Mağaranın içerisinde delikler. Deliklerden en alttan girince en üstte çıkılıyor. Mağaranın içi çok korkutucu ve ürpertici. Yarasaların sesinden ve mağaranın sıcaklığından dolayı gerçekten ürpertici bir yer. Buraya gelenlerin maskesiz, el feneri olmadan ve bizden habersiz kesinlikle girmesinler. Maskesiz girilmesin. Çünkü nefes almakta zorlanıyoruz. Çok sıcak olduğu için ter içinde kaldık. Anlatılması gerçekten zor ancak görülmesi gerekir. Muazzam ve muhteşem bir yer” dedi. “Bu mağara da korku filmlerini aratmayacak bir ambiyans var” Bu mağaranın korku filmlerini aratmayacak bir ambiyansının olduğunu söyleyen Kemal Korkmaz, “Burası büyük mağara, içeride binlerce yarasa var. Bu mağara da korku filmlerini aratmayacak bir ambiyans var. Çok güzel ve görülmeye değer bir yer. İçerisi çok sıcak ve terledik. Yarasaların gübresinin kokusu var. Mağaranın içerisine girince bir el feneri ve bir maske takarak girin. Görmek isteyen vatandaşlar gelsinler. Çok güzel bir yer” şeklinde konuştu. “Bu mağara benim tapulu mülkümün içerisinde yer alıyor” Mağaranın tapulu mülkü içerisinde olduğunu ifade eden Vecih Aşkar, “Büyük mağara normalde 2 kilometre ama yaklaşık 60 metreden sonrası çökme olmuş. Mağaranın içerisinde yarasalar var. İçeride 12 metre yükseklikteki oyuğun içinde yarasalar var. Milyonlarca değil ama baya yarasa var. Bu mağara benim tapulu mülkümün içerisinde yer alıyor. Buraya gelen ziyaretçileri görmeleri için gezdiriyoruz. Maske takmalısınız. Çünkü kapalı bir alan olduğundan yarasaların pislikleri, ortamın nemini değiştirdiği için insanlar nefes darlığı yaşıyor” ifadelerini kullandı.

Solunum yolu hastalığı bulunanlara Haber

Solunum yolu hastalığı bulunanlara "mağara tedavisi" önerisi

Doç. Dr. Kant, solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan alternatif tedavi yöntemlerinden birinin de tuz terapisi olarak da adlandırılan halo terapi olduğunu belirtti. Halo terapinin tuz pompalayan belli nem ve sıcaklıktaki ortamın sağlanmasıyla uygulandığını anlatan Kant, bu tedavinin çıkış kaynağının ise speleo terapi yani "mağara tedavisi" olduğunu ifade etti. Kant, mağara tedavisinin dünyanın birçok yerinde yaygın şekilde uygulandığına işaret ederek, "Halo terapi ile ilgili dünyada çok sayıda çalışma yapıldı ancak hala daha çalışmalara ihtiyaç var. Halo terapinin uygulanabilmesi, hastalara faydalı olabilmesi için ortam sıcaklığının 22-25 derece arasında olması gerekiyor." dedi. Mağaradaki nem oranının da çok yüksek olmaması gerektiğini dile getiren Kant, "Örneğin bölgemizdeki Karaca Mağarası bu özellikleri karşılayan bir mağara. Tanısı kesinleşen hastalar, günde en fazla bir saat olmak üzere 10 ila 20 gün halo terapi özelliğine sahip mağarada zaman geçirirlerse semptomları önemli ölçüde düzelecektir." diye konuştu. "Hastalar mutlaka hekimlerine danışarak hareket etmeli" Kant, karstik özelliklere sahip her mağarada tedavi ortamı olmadığını vurgulayarak, Türkiye'de Tuzluca ve Karaca gibi nadir mağaraların speleo terapi özelliği taşıdığını söyledi. Her mağaranın özelliklerinin çok farklı olduğunu belirten Kant, şu değerlendirmede bulundu: "Her mağara, halo terapiye uygun değil çünkü bu tedavinin uygulanacağı mağaraların alerjenden arındırılmış olması lazım. Alerjen içermemesi, nem oranının, sıcaklığının belli seviyelerde olması lazım. Bakteri, mikroorganizma ve tuz yoğunluğu farklı oluyor. Bu tedavinin asıl elementi sodyum klorür. Her mağara bu tedavi için uygun değil ama belirttiğim gibi Gümüşhane'de bulunan Karaca Mağarası için şartlar uygun." Kant, hastaların mutlaka hekimlerine danışarak hareket etmesi gerektiğinin altını çizerek, "Açık yarası, yüksek tansiyonu, aktif kanaması, verem, tüberküloz ya da akut bir kalp hastalığı ve aktif enfeksiyonu olan kişilere bu tür tedavi kesinlikle uygulanmamalı." ifadelerini kullandı.   BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Akıllı cihaz kullanmak, Alzheimer’i geciktiriyor mu?

ABD'li dağcı tahliye edildiği mağaraya yeniden girmek istiyor Haber

ABD'li dağcı tahliye edildiği mağaraya yeniden girmek istiyor

Keşif çalışması için 3 Eylül'de Morca Mağarası'na inen ve yaklaşık 1276 metre derinlikte mide kanaması geçirdikten sonra yapılan tedaviyle doktorların kararı üzerine 9 Eylül'de başlatılan çalışmaların ardından 12 Eylül'de günün ilk saatlerinde tahliye edilen Dickey, tedavisinin sürdüğü Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen basın toplantısına katıldı. Dickey, Morca Mağarası'ndan başarılı şekilde kurtarıldıktan sonra getirildiği hastanede bir süre yoğun bakım servisinde tedavi gördüğünü söyledi. Hayatta olmanın sevincini yaşadığını aktaran Dickey, "Bugün halen hayatta olduğum için büyük şükran diliyorum. 11 gün boyunca yer altında sıkışıp kalmışken bir milletin beni izlediğini, merak ettiğini, defalarca desteklediğini öğrendim; Türkiye." dedi. "Türk hükümetine beni destekledikleri için teşekkür ediyorum" Dickey, mağaradaki tahliye sürecine Türk hükümetinin büyük destek verdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "İnsanlar beni takip etmeye başlamadan çok önce Türk hükümetinin desteği başlamıştı. Hayatımı kurtaran, gerekli tıbbi malzemeleri nişanlım Jessica'ya ulaştırarak zorlu 1000 metrelik yolcuğu geri yapmasını sağlayan hızlı ve kararlı adımlar için onlara teşekkür ediyorum. Morca, hayatımın ilk kurtuluşu değil. 3 kurtulmadan biriydi ama ben oradaydım. Sadece Türkiye değil tüm dünya beni takip ediyordu. Bu inanılmaz bir şey. Avrupa Mağara Kurtarma Derneği ve Türk hükümeti kurumlarının katkısıyla gerçekleştirilen ortak çalışma, son kurtuluşum için önemli bir rol oynadı. Türk hükümetine beni başından sonuna kadar destekledikleri için çok teşekkür ediyorum" Avrupa Mağara Kurtarma Derneği'nin bir parçası olduğunu aktaran Dickey, Morca Mağarası'nda gerçekleştirilen operasyonun tüm dünyaya örnek olduğuna dikkati çekti. ABD'li dağcı, tedavi sürecine değinerek, "Şimdilik bu hastanede doktorların ve çalışanların inanılmaz özenli bakımı altında iyileşmeye devam edeceğim. Hem mesleki uzmanlıkları hem de kişisel ilgilileri için onlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Bunu etrafımda görüyorum; sadece benim için değil, buraya gelen her hastayla aynı şekilde ilgileniyorlar. İnanılmaz bir hastane burası." diye konuştu. Dickey, bir gazetecinin, Morca Mağarası'na giriş amacını sorması üzerine, "Mağaraya girme sebebimiz Türkiye Mağaracılık Federasyonunca yürütülen bir keşif çalışmasıydı. Mağarada keşif yapılmasının en önemli sebebi bilim, çünkü mağaralar insanların girmediği ve ulaşmadığı yerler. Dolayısıyla oradan alınan örnekler ve orada yaşayan canlılar bilim için çok önemli. Ben bilim insanı değilim ama oradan bir kartla örnek alabiliyorum. Dolayısıyla bu şekilde bilime faydası oluyor." ifadelerini kullandı. Yer altındaki gölün karşısına geçmeyi amaçlamış Dickey, mağarada umutsuzluğa kapılmamaya çalıştığını belirterek, şöyle konuştu: "Durumun gerçek anlamda farkına vardığınız zaman 'Evet, öleceğim' diyebiliyorsunuz ama yine de ümitsizliğe kapılmadım. Mağara keşiflerine devam edeceğim. Başıma gelen bu tıbbi durum ender rastlanan bir şey. Her zaman olabilecek bir şey değil. Bu bir şanssızlık. Hayatın her alanında risk var. Mağaracılık diğer bazı sporlara baktığımızda aslında güvenli bile sayılabilir. Morca Mağarası'na yeniden girmeyi çok isterim. Amacım geri girip yarıda bıraktığım keşfi tamamlamak. 1000 metre aşağı inince yerin altında bir göl var. O gölü geçip karşıda ne olduğunu keşfedebilmek için dalış yapıyoruz. Aşağı inip yukarı tırmanmış oluyoruz. O gölün üstünden geçmeyi hedefliyorum. Geçen sene 100 metre tırmandım. Bu sene onu geçmeyi amaçlamıştım. Amacım gölün karşına geçmek." Dickey'in nişanlısı, kendilerine yapılan yardımları anlattı ABD'li dağcının nişanlısı Jessica Van Ord da Mark'ın rahatsızlandığı gün kendisinin tırmanarak dışarı çıktığını anlattı. Yetkililere ulaşınca tahliye çalışmalarının hızlıca başladığının altını çizen Van Ord, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk hükümetinin yardımı karşısında çok etkilendim. Onlar hemen bana yardım etti. Ben de mağaraya inip Mark'a yardım ettim. İlk aşamada, yaşamaya devam edebilmesi için gerçek kurtarma operasyonu başlayıncaya kadar gerekli sıvıları verdim. Operasyon başladıktan sonra çok rahattım. Herkes inanılmaz iyi eğitimliydi ve işini çok iyi yapıyordu. Türk hükümetine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Farklı ülkelerden mağara kurtarıcılarını buraya getirip kurtarma operasyonu yapmasına izin verdiler ve kendileri de katıldılar. Aynı zamanda hastanede de bize çok iyi bakıyorlar. Hem Mark'ın sağlığı hem de kişisel olarak kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Çok iyi bakıldığımızı düşüyoruz." "Tedavisini yaptıktan sonra taburcu olmasını sağlayacağız" Hastanenin Başhekimi Doç. Dr. Bahar Aydınlı da Dickey'in sağlık durumunun iyi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Helikopterle hastanemize getirilen Mark Dickey, acilde yapılan ilk kontrollerinin ardından yoğun bakıma alındı. Tetkik ve tedavileri tamamlandıktan 2 gün sonra da servise alındı. Tedavisi devam ediyor. Çok şükür sağlıklı, yanımızda oturuyor. Tedavisini sonuna kadar yaptıktan sonra taburcu olmasını sağlayacağız. O zamana kadar kendisi bizim misafirimiz, çünkü seyahat edeceği mesafenin uzun olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle sağlığının iyi olduğundan emin olduktan sonra taburcu olmasına izin vereceğiz." Aralarında yabancı mağara bilimcilerin de olduğu 15 kişilik dağcılık grubu, keşif için 3 Eylül'de Morca Mağarası'na inmiş, ekip üyelerinden Dickey'in mide kanaması geçirdiği ihbarı üzerine bölgede çalışma başlatılmıştı. Mağarada ilaç tedavisi uygulanan Dickey için doktorların onay vermesinin ardından 9 Eylül'de başlatılan çalışmalarla ABD'li dağcı 12 Eylül'de tahliye edilmiş, helikopterle getirildiği Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedaviye alınmıştı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Bu 10 tablonun sırrı ne? İşte sırlarını duyunca çok şaşıracağınız 10 tablo!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.