[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#mahkeme

mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sinan Ateş cinayeti davasında karar belli oldu Haber

Sinan Ateş cinayeti davasında karar belli oldu

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesiyle ilgili 22 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve yakınları, sanıklar, taraf avukatları katıldı. CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise duruşmayı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile beraber duruşma salonunda takip etti. Suat Kurt duruşma salonundan çıkartıldı Duruşma öncesinde tutuklu sanıklardan Suat Kurt’un avukatı, müvekkiliyle görüşmek istedi. Jandarma ekipleri bu isteği geri çevirerek, mahkeme heyetinden izin alınması gerektiğini ifade etti. Ardından Kurt, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine jandarma ekipleri Kurt'u duruşma salonundan çıkardı. Mahkeme heyetinin salona gelmesinin ardından Kurt'un avukatı heyetten görüşme talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, görüşmeye izin verdi. Duruşmaya savcının mütalaasına karşı sanık ve avukatların beyanlarıyla devam edildi. Duruşmaya öğle arası verilmesi sırasında dışarıya çıkan tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ile müştekilerden biri arasında yumruklaşma yaşandı. Kolluk kuvvetleri araya girerek, iki tarafı da birbirinden uzaklaştırdı. Mahkeme, sanık avukatlarının savunması ile devam etti. Ardından mahkeme başkanı, sanıklardan son savunmalarını istedi.  Eray Özyağcı: Sinan Ateş’i öldürmeye gelmedim Ateş'e silahla ateş etmekten yargılanan sanık Eray Özyağcı, "Tasarlayarak kasten öldürmedim. Yaralamak için geldim. Kamera kaydında da görüyorsunuz Sinan Ateş’i ayaklarından vuruyorum. Hiç beklemediğim bir şekilde yüz üstü düşüyor. Panik olarak ateş etmeye devam ediyorum. Bu benim kendi hür irademle yaptığım bir eylem. Önceden hiç düşünmedim, spontane bir şekilde oldu. Keşke bu şekilde olmasaydı. Yanındaki Selman Bozkurt’u vurmak istemiyordum. Beni vuracağını hissettiğim için kendisine can havliyle karşılık verdim. Sinan Ateş’i öldürmeye gelmedim. Bu bir gerçektir ve yalan değil" dedi.  İddianamede cinayet öncesinde keşif yaptığı belirtilen tutuklu sanık Suat Kurt ise, "Ben olaya karıştığım kadarıyla cezalandırılmak istiyorum, tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı. İddianameye göre silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep, kimseden emir almadığını, olayın şahsi meselesi olduğunu savundu. Azmettirici olarak suçlanan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş ise, "Olay olup bittikten sonra olayla hiçbir ilişkisi olmayan bir camia hedef gösterilmiştir. Bu kirli masayı temiz bir bezle silmenizi rica ediyorum. Somut delilleri baz alarak kararı vermenizi istiyorum. Bir ülkücü olarak Türk mahkemelerine güveniyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanıklardan Vedat Balkaya, "İlk celseden bu yana samimi şekilde sizlere aktarmaya çalıştım. Ankara’ya gelişim bir şahsın alacak verecek kavgasıydı. Bir insanın öleceğini bilsem buraya gelmezdim. Zor durumdaki ailemi daha da zor durumda bırakmazdım” ifadesini kullandı. Zekeriya Asarkaya: Ben Sinan Ateş'in katili değilim Tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise şunları kaydetti: "Beni bu olayın içindeymişim gibi göstermek istiyorlar. Ben motoru kahvenin ve kameraların önüne evimin önüne çektirdim zarar gelmesin diye. Bu olaydan sonra düşmanlarım oldu. Dün merdivenleri çıkarken karşı taraftan bir arkadaş 'Evine geliyoruz' dedi. Uykularım kaçtı, huzursuz oldum. Bugün onu söyleyenin yanında olanlardan birini gördüm. Ona sordum. Eski ocak başkanımız Ali bilmem ne dedi. Bana hakaret etti, vurmaya kalktı. Tutanak tutuldu ama şikayetçi değilim. Ben esnaflık yapacağım. Çok mağdur durumdayım. Ben Sinan Ateş'in katili değilim. Bu algının temizlenmesini istiyorum. Hakan (Hakan Saraç) haricinde kimseyi tanımıyorum. Eğer aksi takdirde tek bir kanıt varsa vereceğiniz her türlü cezaya razıyım.” Müebbet hapis cezasına çarptırıldı Mahkeme başkanı savunmaların ardından verilen aradan sonra kararı açıkladı. Davada Serdar Öktem hakkında adli kontrol şartıyla tahliye kararı verildi. Sanık Eray Özyağcı ve azmettiriciler Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Toplam 11 sanığa hapis cezası verilirken, 5 kişi beraat etti. Mahkeme 6 kişinin ise tahliyesine karar verdi. Serdar Öktem hakkında adli kontrol talebiyle tahliye kararı verilirken, dönemin Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal'ın tutukluluğunun devamına kararı verildi. İki ismin dosyası ayrılırken, telefonlarının açılması beklenecek. Eray Özyağcı’ya "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve Selman Bozkurt'a yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verildi. Özyağcı'yı motorla olay yerinden kaçıran Vedat Balkaya’ya "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verildi. Ofis önünde keşif yapan Suat Kurt’a "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve müşteki Selman Bozkurt'a "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verildi. Azmettici Doğukan Çep, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Dosyada azmettirici olarak geçen Tolgahan Demirbaş’a "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Demirbaş'ın eşi kararın ardından sinir krizi geçirdi. Mustafa Uzunlar’a "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 15 yıl ceza verildi. Aşkın Mert Gelenbey’e "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 15 yıl hapis cezası verildi. Murat Can Çolak’a "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 18 yıl, Emre Yüksel’e "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 18 yıl hapis cezası verildi. Dava kapsamında toplam 11 sanık için hapis cezası verilirken, 5 kişi beraat etti, 6 kişiye ise tahliye kararı uygulandı.

Ailesini ihmal eden koca kusurlu sayıldı Haber

Ailesini ihmal eden koca kusurlu sayıldı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir boşanma davasında, iş nedeniyle sık sık seyahate çıkan kocanın ailesini ihmal etmesini ağır kusur olarak değerlendirip yerel mahkeme kararını onadı. Manisa'da görülen davada kadın, voleybol yöneticisi olan kocasının iş nedeniyle sık seyahatlere çıktığını, bu sebeple kendisini ve çocuklarını ihmal ettiğini belirtti. Kadın eşinin seyahatlere nadiren onu ve çocuklarını götürdüğünü, özel günleri kutlamadığını, dolayısıyla boşanma ile birlikte 50 bin lira manevi tazminat talep etti. Kocadan da tazminat talebi Koca ise eşinin küçük sorunlarda evi terk ettiğini, ortak yaşamı sonlandırmayı alışkanlık haline getirdiğini ve ailesiyle görüşmeyi istemediğini savundu. Ayrıca, eşinin kıskançlık yüzünden sinir krizleri geçirdiğini ve kendisine hakaret ettiğini öne sürerek 20 bin lira manevi tazminat talep etti. Koca ağır kusurlu sayıldı Manisa 1. Aile Mahkemesi, kocasının ailesini ihmal etmesini, seyahatlerde eşini nadiren yanına almasını ve özel günlerde eşini yalnız bırakmasını ağır kusur olarak değerlendirdi. Kadını ise kıskançlık ve hakaret suçlamaları ile kusurlu buldu. Boşanmaya neden olan olaylarda kadının hafif, erkeğin ağır kusurlu olduğuna hükmedildi. Mahkeme, kadının kişilik haklarının ihlali nedeniyle aylık 2 bin 500 lira tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50 bin lira manevi tazminata hükmetti. Tarafların itirazı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını usul ve kanuna uygun bulup istinaf başvurusunu reddetti. Nihai kararı veren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de, kocayı ağır kusurlu sayan yerel mahkeme kararını onadı.

Ayhan Bora Kaplan davasına devam edildi Haber

Ayhan Bora Kaplan davasına devam edildi

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan ile 18'i tutuklu toplam 61 sanığın yargılandığı davanın duruşması devam etti. Bugünkü oturumda, tutuklu sanıklar ve avukatlar, mahkeme salonunda yerlerini aldı. Duruşma, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda gerçekleştirildi. Mahkeme başkanı, sanıkların avukatlarla temas etmemesi konusunda uyarıda bulunurken, bu duruma itiraz eden tutuklu sanık Barış Kurt’un avukatı Sinan Kocaoğlu, düzeni bozma gerekçesiyle salondan çıkarıldı. Semih Arslan’la ilgili konuştu Duruşma sırasında, tutuklu sanık Sercan Keleş, 9. kattan düşerek hayatını kaybeden Semih Arslan’la ilgili açıklamalarda bulundu. Keleş, Arslan’ın ölümüne neden olan olayın örgütle bağlantılı olmadığını, Arslan’ın vicdan azabına dayanamadığını öne sürdü. Keleş, tahliye talebinde bulunarak örgüte üye olmanın ötesinde bir bağlantısının olmadığını ifade etti. Bora Kaplan’ın avukatı Rıdvan Şahin, davada dikkat çekici bir iddiada bulundu. Şahin, polis memurları Murat Çelik ve Şevket Demircan’ın müvekkillerinin belgelerini ve dijital materyallerini topladığını belirterek, bu polislerin de yargılanmasını talep etti. Şahin, “Bu polislerin benden daha zeki olduğunu düşünmüyorum. Gelsinler ve burada yargılansınlar” dedi. Ayrıca, Şahin, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dosyanın bu dava ile birleştirilmesini ve dosya savcısı Mustafa Kaya’nın tanık olarak dinlenmesini istedi. Duruşma ertelendi Duruşma, sanık ve avukat beyanlarının ardından, pazartesi günü devam etmek üzere ertelendi. Ayhan Bora Kaplan kimdir? 1971 yılında Erzurum'da doğan Ayhan Bora Kaplan, 53 yaşındadır.  Kaplan evli ve 4 çocuk babası olup suç örgütü lideri olduğu iddia edilmiştir.

Çocuk yaşta evlendirme skandalı: Mahkeme her şeyi anlattı Haber

Çocuk yaşta evlendirme skandalı: Mahkeme her şeyi anlattı

Çocuğun tüm itirazlarına rağmen, anne ve babası ile zorla evlendirildiği kişi fikir ve eylem birliği içindeydi. 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi skandalıyla ilgili 23 Ekim'de karara bağlanan davada, Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklara verilen cezaların gerekçesini açıkladı. Kararda H.K.G.’nin savcılığa sunduğu ses kayıtlarının delil olarak kabul edildiği belirtildi. Baba Yusuf Ziya Gümüşel 6 yaşındaki kızının dini nikahını bizzat kendisi kıydı. Öncesinde kızının boyunu da ölçerek "Büyüdün mü?" diye sorduğu da belirtildi. Kadir İstekli bu süreçte minik kıza kolye alıp gelinlik diktirerek fotoğraflar da çektirdi. İlk nitelikli cinsel istismar ise 7-8 yaşlarında başladı. Mağdur 13 yaşına geldiğinde nişan, 14 yaşına geldiğinde ise aile içinde düğün yapıldığı, bu tarihten sonra çocuğun Kadir İstekli ile aynı evde yaşamaya başladığı anlatıldı. Gümüşel ailesinin kızlarının tüm itirazlarına rağmen yaşanan herşeye göz yumduğu, hatta annenin kızına "O senin kocan itaat et" şeklinde beyanlanda bulunduğu anlatıldı. H.K.G’nin 17 yaşında hamile kalması üzerine resmi nikahın yapıldığı, 2020'de evden kaçıp şikayette bulunduğu tarihe kadar istismar eylemlerinin sürdüğü belirtildi. 23 Ekim'de açıklanan kararda, 6 yaşındayken H.K.G. ile evlenen Kadir İstekli nitelikli cinsel istismardan 30 yıl, Hiranur Vakfı’nın kurucusu baba Yusuf Ziya Gümüşel 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel de 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Yargıtay'dan 'terbiyesizlik' kararı açıklaması

Gazeteciler adalet nöbetinde! Haber

Gazeteciler adalet nöbetinde!

Dezenformasyon Yasası’nın yürürlüğe girdiği 18 Ekim 2022 tarihinden beri 29.maddede yer alan “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna karşı itirazlarını sürekli dile getiren Gazeteci Meslek Örgütleri Temsilcileri, bugün yasanın görüşüldüğü Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde açıklamalarda bulunarak, AYM’ye adil yargılama çağrısında bulundular. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi Anayasa Mahkemesi önünde bir araya geldi. Sabah saatlerinden beri Anayasa Mahkemesi önünden ayrılmayan sivil toplum örgütleri temsilcileri açıklamalarda bulundular.  Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin adil bir karar vermesini beklediklerini söyledi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ise, Dezenformasyon Yasası gündeme geldiğinden beri 29. Maddenin basın özgürlüğüne bir tehdit oluşturduğunu defalarca dile getirdiklerini ve bugünlere gelineceğini çok önceden öngördüklerini hatırlattı. Gappi, AYM önünde yaptığı açıklamada “Bağımsız gazetecilik için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Gün gelir bağımsız gazetecilik herkese gerekir” diyerek karar çıkana kadar nöbete devam edeceklerini duyurdu. Dezenformasyon yasası 29.maddesi uyarınca yaptığı haber nedeniyle yakın zamanda tutuklanıp, serbest bırakılan gazeteci Tolga Şardan ise, “Biz gazetecilik yapıyoruz. Doğru tarafsız habercilikten engeller ne olursa olsun yılmayacağız. Anayasa Mahkemesi’nin sadece bir beton blok değil, içinde demokrasiye, adalete inanan yargıçlardan oluştuğunu bugün göreceğiz.” dedi. CHP Başkanı Özgür Özel de gazetecilere destek olmak için Anayasa Mahkemesi önüne gelerek açıklamada bulundu. Özel, dezenformasyon yasasının sansür yasası olduğunu vurgulayarak, AYM’nin basın özgürlüğünü koruyacağına inandığını söyledi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Gazeteci Tolga Şardan hakkında karar çıktı!

Mahkeme özel hayata yapılan saldırıya geçit vermedi! Haber

Mahkeme özel hayata yapılan saldırıya geçit vermedi!

Çanakkale Lapseki’de okul müdürü olarak görev yapmakta olan bir eğitimci sosyal medya hesabında, özel hayatında içki içerken bir fotoğrafını paylaştığı için görevinden uzaklaştırıldı. Ardından okul müdürünün de üyesi olduğu Eğitim-İş Sendikası, bu işleme karşı dava açtığını duyurdu. Günler sonra ise mahkeme, görevden uzaklaştırma işleminin yürütmesini durdurulmasına karar verdi. Alınan kararı kamuoyuna duyuran Eğitim-İş, “Bu hukuksuzluklara asla boyun eğmeyecek, sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi. SİYASİ EMELLERLE YAPILAN İŞLEME ‘DUR’ Mahkemenin kararını paylaşarak bilgilendirmede bulunan Eğitim-İş, “Bu davada mahkeme görevden uzaklaştırma işleminin yürütmesini durdurulmasına karar vermiştir. Bu kararla mahkeme özel hayata yapılan bu saldırıya geçit vermemiş, siyasi emellerle yapılan işleme ‘dur’ demiştir. Kanuna göre değil, siyasi amaçlara göre hareket ederek özel hayata müdahale edenlere tekraren hatırlatmak isteriz ki; hiçbir üyemizi yalnızca bırakmayacak, bu hukuksuzluklara asla boyun eğmeyecek, sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz” tepkisini gösterdi. Mahkeme kararına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.egitimis.org.tr/files/upload/files/KARAR.pdf BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor?

Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor? Haber

Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor?

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, İstanbul'da 3 yıllığına bir evi kiralayan kişi, kira sözleşmesinin bitmesinin ardından eski ev sahibinin depozito bedelini ödemediği gerekçesiyle yasal faiz ödenmesi talebiyle Küçükçekmece 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı. Davalı eski ev sahibi, görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın reddini talep etti ve söz konusu alacak hakkında başlatılan icra takibine ilişkin kendisine ödeme ihtarı yapılmadığını savundu. Küçükçekmece 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, görev yönünden yapılan itiraza rağmen taraflar arasındaki kira sözleşmesi sona ermiş olması ve itiraz konusunun asıl alacak değil faizi yönünden olduğu gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Yargılama sonucu mahkeme, davalının icra takibine yaptığı itirazın reddine kesin olarak karar verdi. Adalet Bakanlığı, yerel mahkemenin kararına 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği kanun yararına temyiz isteminde bulundu. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, sonuca etkili olmamak üzere yerel mahkemenin verdiği kararı kanun yararına bozdu. Dairenin kararında, dava konusu uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı belirtildi ve kanun kapsamında görevli mahkemelerin ise sulh hukuk mahkemeleri olduğu bildirildi. Kira sözleşmesinin sona ermesinin, uyuşmazlığın niteliğini değiştirmediği vurgusu yapılan kararda, "Buna göre mahkemece davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın esası hakkında hüküm verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir." ifadelerine yer verildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İstinaf nedir? İstinaf mahkemesi ne için yapılır?

Giresun’da tapulu arazi üzerine yapılan su deposu mahkemelik oldu Haber

Giresun’da tapulu arazi üzerine yapılan su deposu mahkemelik oldu

İlçenin Demircili köyünde babasından miras kalan fındık bahçesine ev yapmayı hayal ederken, köyün su deposunun yapıldığını ileri süren Hatice Akbayrak, 4 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini ve mahkeme tarafından alınan yıkım kararının uygulanması yerine kamulaştırma yoluna gidildiğini söyledi. Köyde babasından miras kalan 200 metrekareden başka yeri olmadığını kaydeden Hatice Akbayrak, “Biz gurbetteyken arazimizde bir takım inşaat çalışmalarının olduğunu gören köylülerimiz ev yaptığımızı düşünerek bizi arayıp 'Hayırlı olsun' dediklerinde şaşırdık. Araştırdığımızda köy için su deposu yapıldığını öğrendik. Bunun üzerine köye geldiğimizde baktık ki kocaman bir su deposu yapılmış. Buna itiraz ederek ilgili ve yetkili makamlara müracaat ettik. Ancak bir sonuç alamadık. Yaptığımız hukuki ve idari müracaatlar yaklaşık 4 yıl sürdü. Sonunda bir yıkım kararı alındı. Biz yıkım kararının uygulanmasını beklerken bu defa kamulaştırma yoluna gidildiğini öğrendik. Benim babamdan kalan bu yerden başka bir yerim yok. Yol kenarın tam ev yapmak istediğim yere yapılan bu depo yerinin kamulaştırılmasını değil, yıkım kararının uygulanmasını istiyoruz” dedi. Sahipsiz görülerek su deposu yapıldı Sadece deponun değil depodan akan tahliye sularının da arazisinde adeta göle oluşturduğunu kaydeden Akbayrak, “Buraya depo yapılırken, hiç bize sorulmadı. Hiçbir tebligat yapılmadı. Depo yapılabilecek daha uygun yerler varken benim yıllardır ev yapmak için hayal ettiğim baba yerime depo yapılması kabul edilecek bir durum değildir. Buranın benim dışımda hissesi olan engelli kardeşlerim de var. Onların vekaleti de bende bulunuyor. Ben sadece kendi hakkımı değil engelli kardeşlerimin de hakkını savunuyorum. Biz gurbetteyiz, diğer kardeşlerim engelli diye sahipsiz görülerek bu depo yapılmış ama bize devletin, hukukun, adaletin sahip çıkacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. Yapılan su deposundan 60 hane faydalanacak Yapılan su deposundan köyde 60 hanenin faydalanacağını ifade eden Demircili Köyü Muhtarı Şerif Karal ise yaptığı açıklamada “Köyümüze su deposu yapılması için bir vatandaşımız tapusunu getirerek gönüllü oldu. Bunun üzerine biz de ilgili makamlara müracaat ettik. Daha sonra depoyu yapan da Özel İdare oldu. Arazisine su deposu yapıldığını ileri süren vatandaşımızın da yerine geçildiği iddiasıyla şikayeti oldu. Ancak söz konusu arazinin birçok varisi var. Diğerlerinden bir itiraz olmazken bir tek itiraz eden Hatice Akbayrak olmuştur. Yaklaşık 60 hanenin su ihtiyacını karşılayacak olan su deposunun akıbeti konusunda bildiğim en son kamulaştırılması söz konusuydu. Kararı ilgili makamlar uygulayacaktır” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Giresun yaylalarında çevre temizliği

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.