[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#MASKE

MASKE haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, MASKE haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Havaların ısınması ile enkaz kentte yaşayanlara maske uyarısı Haber

Havaların ısınması ile enkaz kentte yaşayanlara maske uyarısı

Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay'da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Hatay'da bahar aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklığı da 35 dereceyi bulmaya başladı. Yaz mevsimiyle birlikte artan toz bulutları sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor. Dr. Ercan Nural, astım ve alerji hastalarını maske kullanmaları ve dışarıda giyindikleri kıyafetleri yüksek sıcaklıkta yıkamaları konusunda uyardı. Yağışlı havanın etkisini yitirmeye başlamasıyla toz bulutlarının etkisini arttırmaya başladığını dile getiren Dr. Nural, "Yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden ötürü çok fazla enkaz mevcut. Yağmurun azalmasına bağlı olarak yaz ayının gelmesiyle birlikte toz bulutları çok fazla olmaya başladı. Astım, alerjik reaksiyonları olan hastalarımızda çok sıkıntılar yaşıyoruz. Hastalarımda özellikle geçmeyen öksürükler, burun akıntıları, hapşırıklar, deri döküntüleri ve kaşıntılar çok fazla olmaya başladı. Bu tip hastalarımızın tedavilerini aksatmamaları, dışarıya çıkarken maske takmaları ve dışarı çıkarken giyilen kıyafetinin tekrar eve sokulmaması lazım. Dışarıya giyilen kıyafetin çıkartılıp 60 ya da 90 derece aralığında yıkanması gerekiyor. Toz bulutları çocuklarda ileri ki yaşlarda bağışıklık sistemlerinin gelişimi için fazla toza maruz kalmamaları gerekiyor. Çocukların ve yetişkinlerin iyi beslenmesi gerekiyor. Protein içeren yemekler, bol yoğurt ve sıvı tüketmeleri konusunda önerilerim var. Çocukları ne kadar dengeli beklerseniz bağışıklık sistemleri gelişmiş olacak. Asıl tedavinin etkenden uzaklaştırmak olduğunu düşünüyorum. Bu inatçı öksürüklerde hastalarımda deprem sonrası artış görüyorum" dedi.

Uzmanlardan çöl tozuna karşı maske önerisi Haber

Uzmanlardan çöl tozuna karşı maske önerisi

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Türk Toraks Derneği Orta Anadolu Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İnci Gülmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu mevsimde Afrika tozlarının özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkili olduğunu söyledi. İç Anadolu Bölgesi'nde de tozun görüldüğünü belirten Gülmez, Afrika tozuyla beraber çok sayıda virüs ve bakterinin de geldiğini aktardı. Özellikle solunum sistemi hastalarında bu toz ve beraberindeki virüs ve bakterilerden kaynaklı enfeksiyonların da ortaya çıktığını anlatan Gülmez, "Tozların solunmasıyla birlikte bu tozlar küçük hava yollarına kadar geldiği zaman oksijen değişimi olmuyor. Özellikle solunum yetmezliği olan kişilerin çok dikkat etmesi gerekiyor. Tozun yoğun olduğu zamanlarda pencerelerin havalandırma amacıyla açılmaması lazım. Dışarıya mümkün olduğu kadar çıkmamak gerekiyor. Mecburen çıkılacak ise de mutlaka maske takılması gerekiyor. Solunum yetmezliği olan kişilerde bu daha fazla derinleşebilir." diye konuştu. Özellikle son iki gündür gelen hastalarında tekrarlayan nefes darlığının daha fazla görüldüğüne dikkati çeken Gülmez, Afrika'dan gelen tozla birlikte bağıl nemin de yükseldiğini, bu nedenle havadaki oksijen miktarının da azaldığını aktardı. "Hasta yoğunluğumuzun arttığını tespit ettik" Sağlıklı olan kişilerin bile tozdan etkilenebileceğini ifade eden Gülmez, şunları kaydetti: "Havadaki oksijen miktarının azalmasına bağlı olarak özellikle kalp yetmezliği olanlarda, astımlılarda ve KOAH'lılarda solunum yetmezliği daha fazla derinleşiyor. Astım ve alerjik hastalarda gelen tozla birlikte alerjen maddeler de solunduğu için astım krizlerine neden oluyor. Eğer pencereyi açmıyorsanız evin içinde maske takmanıza gerek yok ama dışarıya çıktığınızda tozun yoğun olduğu zamanlarda mutlaka maskeyle dolaşmamız gerekir. Pazartesiden beri bizim hasta yoğunluğumuzun arttığını tespit ettik. Özellikle solunum yetmezliği şikayetiyle gelen hastalarda daha fazla olduğunu görüyoruz."

Acar: Kapanma Türkiye’yi çarpar Haber

Acar: Kapanma Türkiye’yi çarpar

Son zamanlarda dünyada hızla yayılan ve telaşa sebebiyet veren koronavirüsün Eris varyantı Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre ülkemizde de görülmeye başladı. Bu varyantı diğerlerinden ayıran en büyük özellik olarak ise öncekilere göre çok hızlı yayılması gösteriliyor. Ayrıca bazı kaynaklar ilerleyen zamanlarda Eris’in kapanmaya bile neden olabileceğinden bahsederken, Ekonomist Prof.Dr. İbrahim Atilla Acar, böyle bir kapanmanın yaşanması halinde Türkiye ekonomisinin bunu kaldıramayacağını söyledi.  İlk pandemiye nazaran enflasyon ve faiz oranlarının çok daha yüksek olduğunu belirten Acar, “Kapanma Türkiye’yi çarpar” dedi Türkiye’nin geçtiğini ekonomik krize dikkat çeken Acar, “Artık daha önceki pandemi zamanlarındaki gibi düşük faizle geçinmiyoruz, kredi faizleri oldukça yükseldi. Kişiler geçici bir süre ihtiyaç kredileriyle idare edebilirdi o sıralar ama şu anda, yüzde 8 buçuk olan faiz yüzde 30 olmuş durumda. Bu rakamın yüzde 40’a kadar çıkması da söz konusu. O yüzden pandemi kaynaklı kapanmanın Türkiye ekonomisini için zorlayıcı olacağını, böyle bir kapatmanın gelmesi durumunda ise ekonomik aktivitelerinde kısıtlanacağını söylemek mümkün” şeklinde konuştu. “BU DURUMU YÖNETEMEZLER” Türkiye’nin olası pandemi nedeniyle kapanma durumunda ilk kapanma şartlarından daha büyük oranda etkilenecek hale geldiğini belirten Acar, vatandaşın işsiz kalması halinde faiz oranları nedeniyle ihtiyaç kredisine de yönelemeyeceğini söyledi. Acar, “Şu an zaten enflasyonist bir dönemden geçtiğimiz için pandemi kaynaklı kapanma ekonomik faaliyetlerin aksamasına ve kişilerin gelirleri düştüğü için de zorluk yaşanmasına sebep olacaktır. Ayrıca artık daha önceki kapanma  zamanlarındaki gibi düşük faizle geçinmiyoruz, kredi faizleri oldukça yükseldi. Kişiler geçici bir süre ihtiyaç kredileriyle idare edebilirdi o sıralar ama şu anda, yüzde 8 buçuk olan faiz yüzde 30 olmuş durumda. Bu rakamın yüzde 40’a kadar çıkması da söz konusu. O yüzden pandemi kaynaklı kapanmanın Türkiye ekonomisi için zorlayıcı olacağını, böyle bir kapatmanın gelmesi durumunda ise Türkiye’nin ekonomik aktivitelerinde kısıtlanacağını söylemek mümkün. Ekonomideki kişiler bu durumu yönetemez. Türkiye ekonomisi böyle bir durumu kaldırmaya müsait değil. Sonuç olarak olası kapanma Türkiye’yi çarpar” açıklamasında bulundu. “TURİZM MERKEZLERİ EN ÇOK ETKİLENECEK YERLERDİR” Ekonomist Prof.Dr. Acar, pandemiden kaynaklı kapanma gerçekleşirse bundan en çok hizmet sektörünün zarar göreceğini belirtti. Türkiye’de büyük oranda hizmet sektöründe çalışan kişinin bulunduğu belirten Acar, kapanmadan en büyük zararı da bu kesimin göreceğini ifade ederek “Pandemi kaynaklı bir kapanma ekonomi için olağanüstü dönemlerdir. Faaliyetlerin, yani insan hareketlerinin kısıtlanması sebebiyle ekonomik aktörler için zorlu bir süreçtir. Özellikle işletmeler kapanma koşullarına göre işleyişi düzenlemek zorundadır. Bu işletmelerin kapasitesi 100 kişiyse söz gelimi 40-50 kişiye düşürülür. Dolayısıyla eğlence yerleri, kafeteryalar ve turizm merkezleri en çok etkilenecek yerlerdir. Bizim ülkemizde ise hizmet sektörü ekonominin ortalama yüzde 60’ını oluşturuyor. Bu sektörde çalışan insan sayımız ise yüzde 56 civarında. Yani bu insanların geçici olarak işsiz kalması ya da geçici ödeneklerle faaliyetlerini sürdürmeye yönlendirilmesi çok zordur” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Yeni Kovid-19 varyantı korkuttu: Maske geri mi dönüyor?

İspanya'ya maske kullanımı geri mi geliyor? Haber

İspanya'ya maske kullanımı geri mi geliyor?

Akut Solunum Yolu Enfeksiyonu Sürveyans Sistemi'nin hastanelerdeki ilk müdahale servislerinden topladığı verilere göre, Kovid-19 vakalarının artmasına rağmen salgının tüm dünyayı etkilediği 2020-2021 yıllarına nazaran virüsün daha az etkili olduğunun görüldüğü kaydedildi. Ülkede, 11-17 Eylül döneminde her 100 bin kişideki vaka sayısının ortalama 112,8 olarak tespit edildiği ve hastanede tedavi görenlerin sayısının çok düşük olduğu ifade edildi. İspanya'da her şeye rağmen özellikle 60 yaş üstündekilere, kronik hastalara ve bebeklere dikkatli olmaları yönünde uyarılar yapıldı. Vakalardaki artış ülkede Kovid-19 testlerinin satışına da yansıdı. Bazı araştırma şirketlerinin anketlerinde, antijen testlerinin satışının hazirana göre eylülde ortalama yüzde 556 arttığı belirtildi. Eczanelerden temin edilen bu testlerin satışındaki artış, İspanya'nın bölgelerinden Extremadura'da yüzde 1374, Castilla La Mancha'da yüzde 1265, Castilla y Leon'da yüzde 991, Valensiya'da yüzde 848'e kadar çıktı. Yetkililer, bu artışa rağmen satışların 2022'nin en düşük seviyesine bile ulaşmadığının altını çizdi. İspanya'da Sağlık Bakanlığı, Nisan 2022'den itibaren Kovid-19 önlemlerini kaldırıp, daha sonrasında kırılgan iş kollarında bile karantina uygulamasına son vermiş ve Kovid-19 salgınına grip muamelesi yapılması kararı almıştı. Sadece hastane ve eczanelerde uygulanan maske takma zorunluluğu da bu yaz sona erdirilmişti. Kovid-19 ve grip için birlikte aşı kampanyası başlatıldı Diğer yandan İspanya'nın bazı özerk yönetimlerinde solunum yolu enfeksiyonlarına karşı sonbahar aşı kampanyası başlatıldı. Aşı kampanyasında Kovid-19 ve grip aşıları yaptırmak isteyenlere birlikte uygulanıyor. Geçmişten farklı olarak yaşlılar ve kronik hastalıkları olanların yanı sıra bebeklere de ilk kez "solunum sinsityal virüs (RSV)" aşısı yapılacağı açıklandı. Halk Sağlık Komisyonu, Kovid-19 ve grip aşılarının birlikte yapılması uygulamasını son 3 yıldır tavsiye ederken, Kovid-19 aşılarının Pfizer ve İspanyol aşısı Hipra olduğu bildirildi. Ayrıca sağlık personeli, güvenlik ve sivil koruma kurumları çalışanlarına ve sigara içenlere de Kovid-19 ve grip aşılarını yaptırmaları tavsiye edildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Luis Rubiales istifa etti

Bakan Koca'dan maske uyarısı! Haber

Bakan Koca'dan maske uyarısı!

Sağlık Bakanı Koca: “(Eris varyantı) Hastalık belirtisi olanlar maskesini takarak veya mümkün mertebe başkalarıyla teması en aza indirerek gündelik hayatlarına devam etmeliler. Yeni bir aşılama dönemi ise söz konusu değil.” Kamu görevine dönen hekimler Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformdan sonra kamu görevine dönen hekim sayısı 8 bini buldu” dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Beştepe’de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir muhabirin Eris varyantına ilişkin Türkiye’de risk durumu olup olmadığını sorması üzerine Koca, “Biliyorsunuz Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüze bağlı referans laboratuvarlarımız var. Referans laboratuvarlarımızda sürekli analizler yapılıyor. Omicron’un alt varyantlarını görüyoruz. Bunu uluslararası kamuoyu ile de paylaşıyoruz. Ortak bir platform var ve biz aktif üyelerinden biriyiz. Ama Eris varyantına henüz rastlanmadı. Vatandaşlarımızın tedirgin olmasını gerektiren hiçbir durum söz konusu değil. Eski günlere dönmek gibi bir durum asla söz konusu değil. Vatandaşımız müsterih olsun. Şu an gördüğümüz hiçbir varyantın virülansı yani hasta etme gücü, Omicron’dan daha yüksek değil. Onun için asla endişeye mahal yok. Gripten nasıl korunuyorsak aynı şekilde korunacağız. Kalabalık ortamlarda yaşlı ve kronik hastalarımız gripten kendilerini nasıl korumaları gerekiyorsa aynı şekilde korumaya devam edecekler. Hastalık belirtisi olanlar da maskesini takarak veya mümkün mertebe başkalarıyla teması en aza indirerek gündelik hayatlarına devam etmeliler. Yeni bir aşılama dönemi ise söz konusu değil” ifadelerini kullandı. “Bu yılın ağustos ayına kadar istifaen ayrılan uzman hekim sayısı bin 200 kişi” Kamu hastanelerinde hekim istifalarında artış olduğu iddialarını ise Koca, şu şekilde değerlendirdi: “Beyaz reform öncesi yani 2018, 2019 ve 2020 yıllarında ortalama kamuda istifaen ayrılan uzman sayısı ortalama bin 500 kişiydi. 2022 yılında ise ağustos ayında beyaz reform devreye girmeden önce ise yani geçen yılın ilk sekiz ayında istafen ayrılan hekim sayısı 2 bin kişiydi. Bu yılın ağustos ayına kadar ilk sekiz ayında ise istifaen ayrılan uzman hekim sayısı bin 200 kişi. Yani beyaz reformdan sonra bu yıl yüzde 40 oranında istifalar azaldı. Geçen yıla göre beyaz reform sonrası istifalardan bahsediyorum. Bu istifaların da hepsi yurt dışına gitmedi. Bu istifaların bir kısmı yandal uzmanlığı, bir kısmı üniversite kadrolarına geçiş, bir kısmı muayenehane açma amaçlı, bir kısmı da özel sektörde sağlık kuruluşunda çalışmak üzere ayrılıyor. Aslında sağlık hizmet sunumuna katkıları başka mecralarda devam ediyor. Özetle tüm istifa edenler yurt dışına gitmiyor. Beyaz reformdan sonra kamu görevine dönen hekim sayısı ise 8 bini buldu. Özel sektörden devlete, muayenehaneden kamuya geçiş, üniversitelerden bahsetmiyorum, sadece Sağlık Bakanlığı'nın sağlık kuruluşlarına geri dönen 8 bine yakın hekim oldu. Görevlerine de fiilen başladılar. Yani kamuya dönüş oldukça fazla. Bundan hiçbir endişemiz olmasın.” “Piyasadan çekilen organ nakli ilacının piyasada beş ayrı eşdeğer etkin maddeli üretilmiş versiyonu var” Bazı kritik ilaçların bulunamadığına yönelik iddialara da değinen Koca, “Organ nakliyle ilgili bir ilacın piyasadan çekilme haberi var. Evet, ilgili firma bundan böyle ilacı temin edemeyeceğini ifade ederek ülke pazarından ayrıldı. Fakat o ilacın piyasada beş ayrı eşdeğeri, eşdeğer etkin maddeli olarak üretilmiş versiyonu var. Söz konusu muadil ve ülkemizde ruhsatlı ilaçlardan ikisi de yerli üretim. Dolayısıyla bu anlamda bir sorun olmayacak. Pazardan çekilen firma tamamen rekabeti sürdüremediği için çekiliyor. Son dönemde bu ilaca üç defa zam yapıldığı halde bu kararı aldılar. Ancak beş tane eş değer ilaç var piyasada. Sorun yaşanmayacak. Bu piyasadan çekilmenin kasıtlı olmadığına inanmak istiyorum. Ayrıca kimse kendisini küresel ilaç şirketlerinin sesi konumunda görmemeli. Ülkemizin ilaç sektörü bu tür emrivaki işlere mahal vermeyecek kadar iyi durumda. Kimse endişe etmesin” açıklamasında bulundu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Koronavirüste yeni varyant: Pirola

“Kış aylarını maskeyle geçirebiliriz” Haber

“Kış aylarını maskeyle geçirebiliriz”

İngiltere’de, Kovid-19 Omicron varyantının alt türevi olan Eris'in ülke genelinde yayıldığını duyurulurken, ülkemizde ve dünya genelinde henüz risk yaratmadığı görülüyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sarhan Sakarya, “Toplumsal bağışıklığın edinilmiş olması, bu mutasyonu halen kolaylıkla alt edilebiliyor. İleri yaştakiler, diyabet, kalp, akciğer hastalığı gibi hastalıkları olan riskli gruplardakilerin bir doz daha aşı yaptırarak kendilerini korumaya almaları önerilebilir. Dünya Sağlık Örgütü, maske, mesafe, hijyen gibi önlemlerin uygulanmasını tavsiye ediyor. Kış aylarını tekrar maskeyle geçireceğimiz anlamı buradan çıkarılabilir” dedi. Yeni varyant Eris (EG.5.1), ülke genelindeki her 7 yeni vakadan birini oluşturuyor. Eris, yüzde 39,4'le vakaların yaklaşık yarısını oluşturan Arcturus'tan sonra İngiltere'de en yaygın ikinci varyant olarak kayıtlara geçti. Yeni kovid mutasyonuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Sakarya, “Hastalığın toplumdaki sıklığı da çok ciddi boyutlarda artmış değil. Ancak bu şu anda artmış olmaması, daha sonraki dönemlerde özellikle sonbahar ve kış aylarında yine aynı azlıkta devam edeceği anlamına gelmiyor” şeklinde konuştu. “Mutasyonlar sıklıkla gelişiyor” Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sarhan Sakarya, kovid’in ilk tespitinden bugüne ciddi boyutlarda farklı mutasyonların olduğunu ve bu mutasyonların kimi zaman hastalığın yayılmasına kimi zaman da ağır geçmesine neden olan mutasyonlar şeklinde karşımıza çıktığını söyleyerek, şu açıklamada bulundu: “Bu mutasyonların devam etmesi virüsün yaşam döngüsü ve yaşam şekline bakıldığında gayet normal olarak tanımlanmalı. Çünkü virüs kendi mutasyonlarını onarabilme yeteneğine sahip bir canlı değil. Bu nedenle oluşan bu mutasyonlar sıklıkla gelişiyor. Bu mutasyonların oluşma sıklığında en önemli nedenlerinden bir tanesi ne kadar fazla insanda, canlıda hastalık yaparsa ve orada çoğalma fırsatını bulursa, bu çoğalma sırasında mutasyon oluşumu kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor.” “Günlük milyonlara çıktığımız vakalardan bugüne geldik” Mutasyonların öneminin hastalığın şiddetine ve tuttuğu hücre tipindeki değişikliklere göre ortaya çıktığına değinen Prof. Dr. Sakarya, “Yeni varyant olan bir Kovid’in Omicron varyantının bir varyantı E.G 5 Eris tipinin en önemli özelliği Omicron’dan bile daha hızlı yayılabilmesidir. Bu bağlamda günlük olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ve ülkelerin verilerine göre daha önce Omicron’un hakim olduğu Dünya’daki Covid vakalarında şu anda Eris vakasının öne geçtiği ve daha sık görüldüğü artık bildirilmekte. Ülkemizde henüz bildirilen vaka yok. Şu anda yaklaşık olarak 55 bin kadar vakadan bahsediliyor, bu da bizim için büyük bir rakam değil. Çünkü günlük milyonlara çıktığımız vakalardan bugüne geldik” diye konuştu. “En fazla İngiltere’de görülüyor” Hastalığın toplumdaki sıklığı çok ciddi boyutlara gelmediğini vurgulayan Prof. Dr. Sakarya,  “En önemlisi bunun en fazlası İngiltere’de görülüyor. İngiltere’de görülen vakalarda artık üstünlüğü eline geçirdiği gibi şu anda görülme sayısı yüz binde 1.2 civarında. Bu İngiliz varyantının olduğu dönemde, yüz binde 36 civarındaydı. Ancak şu anda artmış olmaması, daha sonraki dönemlerde, özellikle sonbahar ve kış aylarında yine aynı azlıkta devam edeceği anlamına gelmiyor. Buradaki varyantın üzerindeki değişiklikler yine oluşan mutasyonlarla oluşan değişiklikler olmasına karşın, toplumsal bağışıklığın edinilmiş olması, bu mutasyon halen mevcut bağışıklık tarafından kolaylıkla alt edilebiliyor. Fakat en önemli faktör, yaş faktörü. Ayrıca diyabet, kalp, akciğer hastalığı gibi hastalıkları olan riskli gruplardaki insanlar, önümüzdeki dönemde bir doz daha aşı yapılması durumunda olası hastaneye yatışların önüne geçeceği düşünülmekte. Yaş grupları ve risk faktörlerinin bir doz daha aşı yaptırarak kendilerini korumaya almaları önerilecektir. Şu anda Dünya Sağlık Örgütü, önlemleri gevşetmişken, tekrar önlemlerin sıkılaştırılması için gerekli bilgilendirmelerde bulunuyor. Maske, mesafe, hijyen gibi önlemlerin uygulanmasını tavsiye ediyor. Kış aylarını tekrar maskeyle geçireceğimiz anlamı buradan çıkarılabilir” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Türkiye’de korona paniği… Karantina ve maske geri mi geliyor?

Türkiye’de korona paniği… Karantina ve maske geri mi geliyor? Haber

Türkiye’de korona paniği… Karantina ve maske geri mi geliyor?

Türk Toraks Derneği (TTD) yeni bir duyuru yayımladı. Dünyada hızla yayılmaya devam eden yeni Koronavirüs alt varyantı Eris'in (E.G. 51) potansiyel riskleri konusunda uyarılarda bulunan dernek, Eris'in hızlı yayılması konusunda dünyanın dört bir yanından gelen haberler üzerine açıklama yapan TTD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. B. Oya İtil, 51 ülkede tespit edilen Eris'le ilgili olarak Türkiye'de henüz bir bildirim bulunmadığını ancak bu aşamada standart Kovid-19 korunma önlemlerinin uygulanmasının büyük önem taşıdığını söyledi.  KÜRESEL ÖLÇEKTE BASKIN HALE GELEBİLİR! Tüm dünyadan bildirilen EG.5 varyant oranlarında zaman geçtikçe ciddi bir artış olduğunu dile getiren TTD Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ebru Çakır Edis, şu bilgileri paylaştı: “Ülkemizde henüz bildirilmiş EG.5 varyantı yok. Standart Kovid-19 korunma önlemlerinin uygulanması önem taşıyor. EG.5 varyantın küresel yaygınlığı 19-25 Haziran 2023 haftasında yüzde 7,6 iken, 17-23 Temmuz 2023 haftasında yüzde 17,4 olarak raporlandı. Mevcut kanıtlara dayalı olarak, EG.5'in ortaya koyduğu halk sağlığı riski küresel düzeyde düşük olarak değerlendirilmektedir. EG.5, artan yaygınlık ve bağışıklıktan kaçış özellikleri göstermiş olsa da bugüne kadar hastalık şiddetinde herhangi bir değişiklik bildirilmemiştir. Aynı özellikler sebebiyle, artan görülme hızıyla birlikte bazı ülkelerde ve hatta küresel ölçekte baskın hale gelebileceği belirtilmektedir.” DERNEK HAKKINDA TTD, akciğer sağlığı alanında çaba gösteren bir gönüllü uzman kuruluş. Prof. Dr. Nurdan Köktürk Başkanlığında eğitim, araştırma, koruyucu hekimlik ve hasta hizmetini geliştirmek, üyelerinin mesleki saygınlığını ve özlük haklarını iyileştirmek, meslek örgütü olarak alanla ilgili sağlık politikalarını toplum yararına etkilemek amacıyla etkinlik yürüten TTD iki bine yakın hekim ve uzmanı bir araya getiriyor. SULTAN GÜMÜŞ KAYA Bu haberde dikkatinizi çekebilir... Yeni Kovid-19 varyantı korkuttu: Maske geri mi dönüyor?

İzmir ve Manisa'da yaşayanlar için maske uyarısı Haber

İzmir ve Manisa'da yaşayanlar için maske uyarısı

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Muradiye Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan geri dönüşüm tesisinde çıkan yangın 19. saatte söndürüldü. Yangın nedeniyle havada oluşan duman İzmir’i de etkiledi. İzmir’de gökyüzü yangın nedeniyle siyaha dönerken Manisa’ya yakın ilçelerde küllerin yağdığı da görüldü. Yangının geri dönüşüm fabrikasında çıkması bir çevre felaketini de akıllara getirdi. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Süleyman Kaynak, yangın hakkında önemli açıklamalarda bulundu ve toksik maddelere karşı uyardı. TOKSİK VE KİMYASAL MADDELER Yangının Manisa ve çevresindeki illerdeki canlılara ciddi zararlar verebileceğini belirten Prof.Dr. Süleyman Kaynak, “Manisa’da çıkan yangın yaklaşık 20 saat kadar sürdü ve bu 20 saat boyunca da havaya ciddi bir duman, toksik maddeler ve duman karıştı. Geri dönüşüm tesisleri, doğada olmayan ve doğanın kendi kendisine ortadan kaldıramadığı bazı maddelerin dönüştürülerek yeniden üretilmesine ilişkin çalışmaların yapıldığı yerdir. O nedenle bu tesislerde petrol ürünü ve plastik tarzı maddeler biriktiriliyor ve işleniyor. Biz bu tesiste yananların içerisinde poliüretan dediğimiz zararlı bir maddenin de olduğunu tahmin ediyoruz. Poliüretan esas olarak izolasyon amacıyla birçok sanayide kullanılan, bir petrol ürünüdür. Bu tür kimyasal maddelerin yanması halinde ortaya çok ciddi duman ve is çıkmakta ve bunların içerisinde de toksik ve kimyasal maddeler yer almakta. Bu kimyasal maddeler ise kısa vadede koah dediğimiz hastalığa sahip olanlar başta olmak üzere solunum sorunu yaşayan tüm hastalarda bir oksijen yetersizliği ve solunum sıkıntısıyla karşılaşmamız söz konusudur” şeklinde konuştu. KANSOREJEN ETKİ YARATABİLİR Bu tarz tesislerde yaşanabilecek kazalara karşı ciddi önlemlerin alınması gerektiğini belirten Kaynak, önlemlerin alınmaması durumunda çok büyük olumsuzluklar yaşanabileceğini söyledi. Kaynak, “Tesiste yandığı tahmin edilen kimyasal maddelerin kısa ve orta vadede toksik etkileri orta ve uzun vadede ise kanserojen etkileri meydana gelebilir. Bunlar zehirli maddelerdir ve belirli bir düzeyin üstünde alınırsa bütün vücudumuzda olumsuz etkiler meydana getirebilir. Baş ağrısı, baş dönmesi çeşitli nörolojik belirtilerle seyreden şikayetlere yol açabilir. Uzun vadede akciğer gibi hassas ve solunuma dayalı organlarımızda kansorejen etki yaratabilir. Zaman içerisinde havaya karışan, sis, duman ve kül yüzeye çökmekte ve yüzeye sadece insanları değil bitki ve hayvanları da kötü etkileme ihtimali var. Ayrıca tarım alanlarına ve toprağa karışan toksik maddeler ilk olarak bitkilerin ölümüne yol açar sonrasında ise bitkilerin içerisine bu zararlı maddelerin sızmasıyla dolaylı olarak insan vücuduna girebilir. Zararlı maddelerin suya karışması durumunda ise zaman içerisinde gerek hayvanlar gerek bitkiler ve tabi ki insanların kötü etkilenir. Bu sebeple bu tür tesislerde yangın olması için çok büyük önemler alınmalı” ifadelerini kullandı. CERRAHİ MASKE YETERSİZ KALIR Kaynak, yanıp havaya karışan maddenin ne olduğunu yetkililerin henüz kamuoyuna açıklamadığını vurgulayarak, “Sanayi tesislerinin çok yakınında yer almakta olan kişilerin maske takması gerekebilir. Fakat cerrahi maske takmak sadece kül ve kokunun solunmasından korur ama toksik maddelerin solunmasını engellemez. Toksik maddelerin geçişini önlemek için özel maskeler gerekir. O nedenle yanıp havaya karışan maddenin ne olduğu kamuoyuyla paylaşılmalı ve gerekli önlemler alınmalı. Hatta maske yöneticiler tarafından o çevredeki insanlara dağılmalıdır. Bu dumanın toksik özellikleri olduğu muhakkak. Bu kapsamda Manisa ve çevresinde ciddi bir çevre sorunu yaratacaktır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.