[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#MEB

MEB haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, MEB haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Yücel’den temizlik önergesi: Neden rahatsız etti Haber

CHP’li Yücel’den temizlik önergesi: Neden rahatsız etti

Okullardaki temizliğin yetersizliği üzerine Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Belediyelerin okullarda yaptığı temizliğe Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) engel olması hakkında CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) soru önergesi verdiğini belirtti. Yapılan engellemenin siyasi bir hesap olduğunu aktaran Yücel, öğretmenler ve öğrencilere seslenerek “onlar yapmazsa biz yaparız” ifadesini kullandı. CHP’nin halkın sorunlarına çözüm ürettiğini belirten Yücel, MEB’in öğrencilerin sağlığını düşünmediğini dile getirdi. AK Parti Türkiye’sinin fotoğrafı Okullara kadrolu temizlik görevlisi atamasının yapılmamasına ve temizlik sürelerinin kısaltılmasına tepki gösteren Yücel, iktidarın çocukların hayatından tasarruf ettiğini dile getirerek; “AK Parti iktidarının sözde tasarruf politikaları yüzünden okullar temizlenemiyor, tuvaletler ise pislik içinde. Çocuklarımız bu pislikte eğitim almaya çalışırken, veliler ne yapacaklarını bilemez haldeler. Yaşananlar adeta şatafattan, itibardan, saraydan tasarruf etmeyip; insan hayatından, çocukların sağlığından tasarruf eden AK Parti Türkiye’sinin fotoğrafı. Çocuklarımızın sağlığını tehdit eden, velileri kaygılandıran bu durum karşısında Cumhuriyet Halk Partili Belediyeler derhal harekete geçerek; başta İzmir ve Ankara olmak üzere, Türkiye’nin birçok yerinde talepte bulunan okullara temizlik ekiplerini gönderdi” şeklinde açıklamalarda bulundu. Sosyal belediyeciliği hazmedemediler CHP’li belediyelerin sorunun çözümü için temizliğe başlamasına MEB’in talimat yoluyla engel olmasını eleştiren Yücel, bakanlığın CHP’li Belediyelerin yaptığı işi hazmedemediğini söyledi. Bakanlığın derdinin kendi kusurunu örtbas etmek olduğunu dile getiren Yücel, açıklamalarını şu cümleler ile bitirdi: “Peki Milli Eğitim Bakanlığı ne yaptı? Cumhuriyet Halk Partisi’nin toplumun sorunlarına duyarlı, çözüm odaklı sosyal belediyeciliğini hazmedemedi. Kendilerinin beceremediği hizmeti Cumhuriyet Halk Partili Belediyeler hızla yapınca İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine, Okul Müdürlüklerine talimatlar yağdırdılar. ‘Asla belediyelerden temizlik için yardım istemeyin, temizlik ekiplerini okullara sokmayın’ dediler. Peki bunu diyen Milli Eğitim Bakanlığı okulları temizletti mi? Tabi ki hayır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın önceliği yine öğrenciler değildi, öğrencilerin sağlığı değildi. Bakanlığın tek derdi kendi kusurunu örtbas etmekti. Yandaş medyada tek kalemden çıktığı belli olan ‘Cumhuriyet Halk Partisi okullarda temizlik sorununu provokasyon malzemesi yapıyor’ başlığı ile asılsız ve yönlendirici haberler yaptılar. Ama görmezden geldikleri bir şey var. İnsan sağlığı siyasete malzeme yapılamaz. Minicik yavrularımızın sağlığını siyaset malzemesi yapıyorlar. Şimdi buradan soruyoruz. Size de hizmet veren Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin halkın sorunları ile ilgilenmesi, öğrencilerin ve velilerin bir problemini daha çözmesi sizi neden bu kadar rahatsız etti. “

Seda Kaya Ösen'den Bakan Tekin'e hayalet sınıf sorusu Haber

Seda Kaya Ösen'den Bakan Tekin'e hayalet sınıf sorusu

DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, “hayalet sınıf” uygulamasıyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den bilgi talep etti. Kamuoyunda gündem olan ve öğrencilerin örgün eğitimden kaçmak için kullandığı öne sürülen bu sistem hakkında Meclis’e soru önergesi sundu. Milletvekili Ösen, “hayalet sınıf” teriminin, devlet okullarından özel okullara geçiş yapan öğrencilerin, okuldaki eğitimlerine devam etmeyip yalnızca dershanelerde eğitim aldıkları iddialarını içerdiğini belirtti. Bu durumun, öğrencilerin okulda bulunmamasına rağmen yok yazılmadan ve göstermelik sınavlarla diploma aldıkları şeklinde yorumlandığını ifade etti. Hayalet sınıflar gelecek için ciddi tehlikeler doğuruyor Ösen sözlerine şu şekilde devam etti: “Milli Eğitim Bakanı bu ifadesiyle Türk eğitim sistemi için felaket olan sorunun varlığını kabul etmiştir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; konunun yalnızca 12. sınıf öğrencileri üzerinden değerlendirilmesinin önümüzdeki korkunç tablonun tamamını görmemize engel olmasıdır. Yoklamaya katılmayan ve sınavlarını gerektiği şekilde yapmayan özel okullara kayıt yaptırılan ilkokul öğrencileri üzerine de kafa yorulmalıdır. Özellikle eğitim almaları noktasında önlerine çeşitli engeller çıkartılan kız çocuklarının adı geçen okullar aracılığıyla eğitimlerinden muzdarip olup olmadıkları muammadır. İlkokul çağındaki kız çocuklarının bu okullar aracılığıyla eğitim haklarından mahrum ediliyor olması, “hayalet sınıfların” geleceğimiz için ciddi tehlikeler doğurduğunu göstermektedir. Hal böyleyken eğitim gibi hayati bir konuda bu meselenin üzerine titizlikle ve ivedilikle gidilmelidir” Seda Kaya Ösen, Meclis’e sunduğu soru önergesinde Bakan Tekin’e şu 4 soruyu yöneltti: 1-“Hayalet sınıf” kuran kaç özel okul vardır? 2- “Hayalet sınıf” kurmuş okullara hangi cezai yaptırımlar uygulanmıştır? 3- Kaç öğrenci bu okullardan mezun olmuştur? 4- İlkokul kız öğrencileri bu sistemle eğitim haklarından uzakta kalmakta mıdır? Sayıları kaçtır?

MEB onaylı ücretsiz ders kitabı okutmayan okullara cezai müeyyide Haber

MEB onaylı ücretsiz ders kitabı okutmayan okullara cezai müeyyide

MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden, 81 il valiliğine gönderilen yazıda, Bakanlığa bağlı özel okullardaki eğitim-öğretim faaliyetlerinin Talim ve Terbiye Kurulunca onaylı öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri doğrultusunda yürütüldüğü anımsatıldı. Talim ve Terbiye Kurulunun kararı ile onaylanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline göre hazırlanan öğretim programlarının 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibari ile okul öncesi, 1, 5, hazırlık ve 9. sınıflarda uygulanmaya başladığı ve ders kitaplarının da Bakanlıkça hazırlandığı anımsatılan yazıda, diğer sınıf düzeylerinde Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinden önce uygulanan öğretim programlarına sürdüğü ifade edildi. Yeni müfredatla başlayan kademelerin kitapları Bakanlıkça yazıldı Öğretim programları doğrultusunda Bakanlık tarafından hazırlanan ders kitaplarının resmi okullarla beraber özel okullara da dağıtıldığı aktarılan yazıda, "Bakanlığımızca dağıtımı yapılan ders kitapları dışında ilgili sınıf düzeylerinde Bakanlığımızca onaylanmış ders kitabı bulunmadığından, tüm okullarda ders kitabı olarak sadece Bakanlığımızca Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline uygun olarak hazırlanan ders kitapları okutulabilecektir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde 'Okullarda, Bakanlıkça onaylanan ders kitaplarının uygulanması esastır.' hükmü yer almaktadır." ifadeleri yer aldı. Bakanlığın yazısında, bu kapsamda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline ve diğer öğretim programlarına uygun şekilde hazırlanarak Bakanlık tarafından dağıtılan ders kitaplarının özel okullarda okutulup okutulmadığı konusunda gerekli takibin gerçekleşmesi, ders kitaplarını okutmayan özel okullar hakkında gerekli incelemenin yapılması talep edildi. Bakanlık ciddi bir inceleme yapıyor Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yılın şubat ayında hazırlanan yeni mevzuat hükmü doğrultusunda, 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren tüm özel okulların derslerde Bakanlık onaylı ücretsiz ders kitaplarını okutması zorunlu olmuştu. 16 Şubat'ta Resmi Gazete'de yayımlanan "Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikte" gerçekleşen değişiklikler arasında özel okullarda da "derslerde, Bakanlıkça onaylanan ders kitaplarının okutulmasını sağlamak" şeklindeki düzenleme de bulunmuştu. Bakanlık onaylı ders kitaplarının eğitimin tüm kademelerinde devlet tarafından ücretsiz dağıtımı yapılıyor. Bu kitapların, öğretim programlarına ve çağın gereklerine göre sürekli güncellemeleri gerçekleşiyor. Bu hükümle birçok hedef amaçlanıyor. Bu hedeflerden biri de Bakanlığın denetiminden geçmeyen kitaplar aracılığı ile yanlış ve uygun olmayan öğrenmelerin önüne geçmeyi başarmak. Bu çerçevede, Türkiye'de resmi ve özel okullarda, ilgili bakanlık birimleri tarafından hazırlanan ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylanan öğretim programı uygulanırken, ders kitapları da buna uygun yazılıp yine onaya bağlı okutuluyor. Bu onay esnasında, öğrencilere ulaşan her ders kitabı, Bakanlık tarafından ciddi bir inceleme sürecinden geçiriliyor. Bakanlığın getirdiği yeni hükmün, ortak sınavlar ve ÖSYM tarafından yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi merkezi sınavlara katılacak öğrenciler için önem taşıdığı ifade edildi. Bu sınavlarda yöneltilecek tüm sorularda Bakanlıkça hazırlanan ders kitapları kaynak olarak kullanılacak. Özel okullara devam eden öğrencisi olan velilerin talep edilen farklı kitaplar için ekonomik yönden zorlanmamaları da amaçlar arasında yer alıyor. Yeni düzenleme ile beraber "derslerde Bakanlık onaylı ders kitaplarının okutulmasını sağlama" konusunda, özel okulların kurucu ya da kurucu temsilcisiyle kurum müdürüne de çeşitli sorumluluk geldi. Bakanlığın, 2024-2025 eğitim öğretim döneminden itibaren özel okulları okuttukları ders kitapları açısından denetime tabi tutmasına dair sürece adım atıldı. Denetimlerde derslerde okutulan ders kitabının, Bakanlık tarafından ücretsiz dağıtımı yapılan kitaplar olup olmadığına bakılacak. Ücretsiz ders kitabını kullanmayan özel okullara ceza Milli Eğitim Bakanlığı, yeni düzenleme ile, talep edilip edilmediğine bakmadan, tüm özel okullara öğrenci sayısı kadar ders kitabını ücretsiz ulaştırdı. Ücretsiz ders kitabını kullanmayan özel okullara, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 7. maddesindeki, kademeli olarak para cezasından, çalışma ruhsatının iptaline kadar giden cezai müeyyideler yapılabilecek.

Taciz iddiasıyla suçlanan öğretmen göreve döndü Haber

Taciz iddiasıyla suçlanan öğretmen göreve döndü

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER/ İzmir’in Bayındır ilçesinde bulunan bir ortaokulda görev yaptığı sırada 12 yaşındaki öğrencisi N.T.’ ye taciz ettiği iddiasıyla soruşturma başlatılan ve soruşturma sonrasında açığa alınan öğretmen F.Ş.’nin Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı bir Halk Eğitim Merkezi’nde çalışmaya devam ettiği öğrenildi. Bu duruma tepki gösteren N.T.’nin halası Figen Tokoğlu ise, bundan tam 8 yıl önce de aynı öğretmen hakkında yine taciz sebebiyle soruşturma açıldığını öne sürerek, “MEB öğrenciyi korumak yerine öğretmeni koruyor. Bu kişinin derhal görevden atılması ve hak ettiği cezayı alması gerekiyor” sözleriyle tepki gösterdi.  ZİNCİRLEME BİR CİNSEL İSTİSMAR ÖRGÜSÜ Tacize uğradığını iddia eden kız çocuğunun avukatı Esma Selen Göreci Palavar ise olayda adı geçen şahsın toplumdan uzak tutulması gereken tehlikeli bir pedofili vakası olduğunu öne sürerek, “Şu anda sanık F.Ş. ile ilgili Bayındır’da bir ceza davası açıldı. Kendisi basit usulden cinsel istismarla yargılanıyor. Biz bununla ilgili bir itirazda bulunduk ve kendisinin ağır cezada yargılanmasını istedik. Çünkü öğrendiğimize göre bu kişinin adının geçtiği ilk cinsel taciz olayı bu değil. Biz bu olayı medyada duyurduktan sonra yeni gelişmeler ortaya çıkmaya başladı. Sanık F. Ş.’in daha önce çalıştığı okullarda da taciz iddiasıyla suçladığı ve hakkında soruşturma başlatıldığı bilgisi elimize ulaştı. O dönem birlikte çalıştığı rehber öğretmenleri, şahıs hakkında öğrencisini taciz ettiği suçlamasıyla şikâyette bulunmuş. Ancak ne yazık ki çocukların aileleri soruşturmanın sona ermesini istediği için takipsizlik sebebiyle soruşturma kapanmış ve şahıs yargılanmaya tabi tutulmamış. Bu sefer ise disiplin soruşturması geçirip farklı okullara tayin olmuş. Son olarak Bayındır’a geliyor ve mağdur çocuğumuza cinsel taciz ve şiddette bulunuyor. Şu anda yargılama devam ediyor ve sanık adli cezada yargılanıyor. Biz bunun basit bir cinsel istismar olayı olarak ele alınmasını istemiyoruz. Şahsın adli cezada yargılanması doğru değil. Çünkü bu şekilde olursa çok cüzi bir ceza olacak. Ancak burada zincirleme bir cinsel istismar örgüsü var. Biz bunu ispat edip sanığın en ağır cezayı almasını talep ediyoruz. Bu adamın pedofili olduğunu ve çocuklarla kesinlikle bir araya gelmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan sanık soruşturma sebebiyle örgün eğitime devam etmiyor ancak Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir halk eğitim merkezinde hala eğitim veriyor.  Bunun da yanlış olduğunu söylemek istiyoruz çünkü böyle bir kişinin Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir statüde çalışmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz. Bu başlı başına bir hata. Bu kişinin toplumdan uzak tutulması gerekiyor” açıklamasında bulundu. BU KİŞİNİN İLK SUÇU BU DEĞİL 12 yaşındaki N.T.’nin kendisi tarafından büyüttüğünü ve yeğeni küçük yaşta böyle bir olaya maruz kaldığı için çok üzgün olduğunu belirten hala Figen Tokoğlu ise sanık F.Ş.’nin meslekten atılıp, hak ettiği cezayı bulması gerektiğini belirterek, “Geçtiğimiz nisan ayında yeğenim N.T. 3 arkadaşının da bulunduğu bir ortamda öğretmeni F.Ş. tarafından cinsel taciz ve şiddete maruz bırakılıyor. Bu çocukların şahitliğiyle de sabit. Her şey doğrunladı. Sonrasında zaten şikâyet sürecimiz başladı. Adli süreç ardından bu şahıs görevden uzaklaştırıldı ama öğrendiğimize göre MEB’de çalışmaya devam ediyor. Yani yalnızca 2 ay uzaklaştırılmış. Biz bu kişinin en azından tedbiren, yargı süreci boyunca açığa alınmasını isterdik. Çünkü bu kişinin ilk suçu bu değil. Daha önce de adı bu tarz olaylarda çokça geçmiş ama sırf arkası aranmadığı için yargılanmamış. Bizim okulumuza da Bayraklı’dan bu sebeple gönderilmiş. Yani aslında sırf yargıya taşınmadığı için böyle bir tehlikeyle çocuklar baş başa bırakılmış diyebiliriz. Şu an da tekrar çalışmaya başlamasından anlıyoruz ki; MEB öğrenciyi korumak yerine öğretmeni koruyor. Bu kişinin derhal görevden atılması ve hak ettiği cezayı alması gerekiyor” diye konuştu.

Eğitimde nitelik çıkmazı: Derslik eksikliği gericileştiriyor Haber

Eğitimde nitelik çıkmazı: Derslik eksikliği gericileştiriyor

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER/ 9 Eylül’de 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılının ilk zili çaldı. PISA istatistiklerine göre 37 ülke arasında 31’inci olan Türkiye eğitimin niteliğini artıracak alanları yaratamıyor. Yaratamadığı gibi de var olan alanlar derslik yapılıyor. Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de okul/kurum sayısı 74 bin 513 iken kütüphane sayısı ise 43 bin 82 oldu. Okulların yaklaşık 31 bin 431’inde kütüphane bulunmuyor. Ayrıca okulların sadece 12 bin 206’sında spor salonu bulunuyor. Eğitimin niteliğini artıracak en önemli alan olan laboratuvarlar ise beklentilerin çok çok altında kalıyor. Okulların 21 bin 559’unda laboratuvar bulunmuyor. Öğrencilerin eğitim niteliğini artıracak olan akıllı tahtların birçok okulda olmadığı bazı okullarda kara tahta ile eğitimlerin devam ettiği belirtiliyor. Öğrencilerin ders gördüğü masa ve sıraların çok eski olduğu gözlemlenirken kalabalık okullarda eski ve yıkık sıralara 3 öğrencinin oturduğu iddia edildi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, “Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda özelliklede İzmir’de yeterli derslik sayısı olmaması nedeniyle nitelik artırıcı bu alanları kapatmak mecburiyetinde kalıyor. Bu alanlar kapatılınca da doğal olarak eğitimin kalitesi düşüyor” dedi. 31 BİN OKULDA KÜTÜPHANE YOK Türkiye’de, 2024 eğitim-öğretim yılı sonu itibariyle 1 milyon 200 bin 741 öğretmen, 19 milyon 2 bin 58 öğrenci bulunuyor. 74 bin 513 okul/kurum bulunurken 751 bin 569 derslikte öğrenciler eğitim görüyor. İlköğretimde öğretmen başına 16, ortaöğretimde 12 öğrenci düşerken; ilköğretimde derslik başına 23, ortaöğretimde 22 öğrenci düşüyor. 74 bin 513 okulun; 62 bin 307’sinde spor salonu, 21 bin 559’unda laboratuvar, 31 bin 431’inde kütüphane ve 67 bin 767’sinde Z-Kütüphane bulunmuyor. Sayısı tam olarak bilinmemekle beraber okulların çoğunda akıllı tahta bulunmazken, birçok okulda hala öğrencilerin eski ve rahat olmayan masa ve sıralarda eğitim gördüğü belirtildi. Derslik sayısındaki azlık okullarda laboratuvar, spor salonu, resim atölyesi gibi nitelik artıracak alanların kapanmasına neden oluyor. EĞİTİM GERİCİLEŞİYOR Okullarda yeterli derslik sayısının olmadığını söyleyen Ceylan, bu yetersizlikten dolayı nitelik artırıcı alanların kapatılıp derslik yapıldığını söyledi. Ceylan, “Eğitimin niteliğinin git gide düştüğünü biliyoruz. Özellikle 4+4+4 eğitim modelinden sonra okullarımızın birçoğunda bilgisayar sınıflarının, laboratuvarlarının kapatıldığını biliyoruz. Bu eğitim modelinin getirdiği sorunlardan sadece bir tanesi. Okullarımızın çoğu yapım aşamasındayken laboratuvar, spor salonunu, resim atölyeleri gibi eğitim niteliği artıracak alanların eksikliği görülüyor. Millî Eğitim Bakanlığı, okullarda özelliklede İzmir’de yeterli derslik sayısı olmaması nedeniyle nitelik artırıcı bu alanları kapatmak mecburiyetinde kalıyor. Bu alanlar kapatılınca da doğal olarak eğitimin kalitesi düşüyor. Düşünün bir okulda bilgisayar sınıfları yok, bir okulda laboratuvar yok, bir okulda spor salonu yok ya da etkinlik yapacağı bir alan yok çünkü boş yer yok. Sınıflarımız çok kalabalık, derslikler yetersiz ve bu yetersizlikler içinde bu tür alanların olmaması eğitim sistemimizde kaliteyi düşürüyor. Artık orta öğretimde de liselerde de bilimsel eğitimden uzaklaşıyoruz. Fen ve Matematik dersleri azaldı. Mevcut müfredat programıyla birlikte artık laik-bilimsel eğitim savunduğumuz bir ortamda eğitimin ciddi anlamda gericileştiğini görüyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı bilimsel ve laik eğitimden uzak bir eğitim sürdürme gayretinde olduğunu görüyoruz. Okullarımızda özellikle ÇEDES projeleri eğitim dinselleştirme ve ticarileştirme politikaları sürüyor” diye konuştu. MEB’İN EL ATMASI GEREKİYOR Eğitimde yeni bir modele ihtiyaç olduğunu dile getiren Ceylan, “Devlet okullarında olmayan bu alanların özel okullarda olması doğal. Özel okul fiyatlarının milyon TL’ye kadar fiyatını arttırdığı dönemde insanlar çocuklarına yeterli bir eğitim aldırmak istiyor. Ekonomik durumu çok iyi olanların okuduğu devlet okullarında okuyan çocukların ise nitelikli eğitimden geri kaldığını görüyoruz. Bu eşitsizlik ortamında beklentimiz Millî Eğitim Bakanlığı okullardaki durumu tekrar ele almalı. 4+4+4 eğitim modelinin getirdiği sıkıntıları giderek yeni bir eğitim sistemini yaratmalıyız. Çocuklarımızın bilimsel eğitimden uzaklaştığı bu dönemde bilimin önde olduğu çocuklarımıza daha bilimsel bir eğitim vereceğimiz ortamları hazırlamamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili yarın çalacak Haber

2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili yarın çalacak

Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarında 2024-2025 eğitim-öğretim yılı "Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi" temasıyla hazırlanan açılış dersiyle yarın başlayacak. Bütün kademelerde yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmen için yaz tatilinin sona ermesiyle yeni eğitim-öğretim dönemi, 74 bine yakın okul ve 750 bine yakın derslikte başlatılacak. Okul öncesi eğitime başlayan ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için 2-3 Eylül'de uyum eğitimi verildi. Ortaokula başlayacak öğrenciler için ise bu haftada okula uyum için rehberlik çalışmaları düzenlenecek. Yeni eğitim-öğretim yılının ilk haftasının ilk dersinde temel eğitim ve ortaöğretim kademesindeki tüm sınıflarda, "Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi" temasıyla hazırlanan açılış dersiyle eğitime başlanacak. Yeni müfredat hakkında Bu yıl eğitim-öğretim süreçlerinde bir dizi yenilikler yapılacak. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamındaki yeni müfredat, anasınıfı ile 1, 5 ve 9. sınıflarda ilk kez uygulanacak. Yeni müfredat ile ders içerikleri yüzde 35 sadeleştirildi. Yeni müfredatla eğitime başlayacak ilk kademelerde bu yıl bakanlıkça hazırlanan "beceri örgüsü" temelli ders kitapları okutulacak. Yeni müfredat doğrultusunda hazırlanan yeni kitaplarda, karekodlar içerisinde etkinlikler, animasyonlar, simülasyonlar, dijital tarih, artırılmış gerçeklik ve yapay zekayla desteklenmiş uygulamalara yer verilerek, öğrencilerin yardımcı kaynağa ihtiyaç duymadan öğrenmeleri hedeflendi. 2024-2025 eğitim-öğretim yılı hazırlıklarında, ücretsiz ders kitapları da öğrencilere gönderildi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hakkında öğretmenler eğitimler aldı. Meslek ortaokulları açılacak 2024-2025 eğitim öğretim yılındaki ana gündem konularından biri de mesleki ve teknik eğitim. "Herkesin bir mesleği olmalı" şeklinde ana felsefesi bulunan Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi dahilinde mesleki ve teknik eğitimi güçlendirecek, üretim sektörüne nitelikli eleman teminini mümkün kılacak bir dizi yeni uygulama gerçekleşecek. Ortaokulların 7 ve 8. sınıflarında zanaat atölyeleri oluşturulmasından sonra bu yıldan itibaren mesleki ve teknik Anadolu liselerinin bünyelerinde meslek ortaokulları açılacak. Öğrencilerin erken yaşta spora yönlendirilmesi ve yetenekli öğrencilerin keşfedilmesi için 9 ilde belirlenen 9 spor lisesi ile ülkenin ilk "spor ortaokulları" yeni eğitim-öğretim dönemi ile öğrenci alacak. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, ilkokul 1. sınıf şubeleri ile sınıf öğretmenleri ve ortaokul 5. sınıf şubeleri, e-Okul sistemi üzerinden otomatik olarak ilk kez belirlendi. Bakanlıkça bu yıl okul ile aile işbirliğini güçlendirmek amacıyla "Velivizyon" platformu hayata geçirildi. Ortak sınavların kapsamında değişiklik Geçen yıl başlatılan "ülke genelinde ortak sınav" uygulaması bu yıl daha kapsamlı şekilde uygulanacak. Geçen yıl 6 ve 9. sınıflarda Türkçe, Türk dili ve edebiyatı ile matematik derslerinde yapılan ortak sınavlar, bu yıl 7. ve 10. sınıflarda da uygulanacak. Sınıf annesi uygulamasına bu yıl da izin verilmeyecek. Ayrıca veliler randevusuz şekilde okula gelemeyecek. Sınıflarda cep telefonu kullanımı yasağına devam edilecek. MEB, yarın başlayacak yeni eğitim-öğretim yılından itibaren okulların enerji verimliliğini artırmak, kaynakları verimli kullanmak ve çevreci okullar geliştirmek amaçlı çalışmaları "yeşil bayrak"la tescil edecek. Bu yıl ilkokul ve ortaokula başlayan öğrenciler, belirlenen alanlarda ağaç dikecek ve öğrenim gördüğü süre içerisinde diktiği ağacın bakım ve takibini yapacak. Okullarda su tasarrufu, atık yönetimi, çevre bilinciyle ilgili eğitimler verilecek, okul bahçelerinin daha çevreci görünüme kavuşması için çaba gösterilecek. 11-15 Kasım ilk ara tatili yapılacak Birinci dönem ara tatili, 11-15 Kasım 2024'te yapılacak. Yeni eğitim öğretim yılı birinci dönemi 17 Ocak 2025 Cuma sona erecek. Yarıyıl tatili, 20 Ocak 2025 Pazartesi başlayacak ve 31 Ocak 2025 Cuma sona erecek. İkinci dönem, 3 Şubat 2025 Pazartesi başlayacak ve 20 Haziran 2025 Cuma tamamlanacak. İkinci dönem ara tatili ise 31 Mart 2025 Pazartesi başlayıp, 4 Nisan 2025 Cuma sona erecek.

MEB yeni müfredat taslağı yayınlandı: Yeni müfredat nasıl olacak? Haber

MEB yeni müfredat taslağı yayınlandı: Yeni müfredat nasıl olacak?

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Müfredat hazırlık sürecinde çok uzun görüş alışverişleri ve kamuoyundaki yansımalar üzerinden analizler yapılarak, toplantılar düzenlendi. Elde edilen birikim, geçen yıl yaz aylarında bir veri olarak alındı ve bu veriler sistematik hale getirildi. Modelin beceriler çerçevesi oluşturulurken akademisyen, öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının katılımıyla 20 çalıştay düzenlendi. Sonrasında her bir ders için oluşturulan ekipler, yüzlerce toplantı yaparak müfredatın hazırlıklarını tamamladı. Yaz aylarından bugüne kadar binden fazla öğretmen ve akademisyen ile toplantılar düzenlendi. 260 akademisyen ve 700'ün üzerinde öğretmen bu toplantılara sürekli katılım gösterdi. Bunun dışında ilave olarak görüşlerine başvurulan akademisyenler ve öğretmenlerle birlikte binin üzerinde eğitim paydaşı ortak çalıştı. Bakanlık merkez teşkilatındaki bütün birimler de müfredat için yoğun çalışma yürüttü. GÖRÜŞ BİLDİRME SÜRESİ BİR HAFTA Bir haftalık askı sürecinin ardından “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca son eleştiri, görüş, öneri ve paylaşımlar doğrultusunda revize edilecek ve son şekline ulaşacak. Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak. Yeni müfredat taslağı, kamuoyunun görüşüne sunuldu. Yeni müfredat taslağı için internet sitesi üzerinden bir hafta süresince görüş bildirilebilecek. Yeni müfredat taslağına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. YENİ MÜFREDAT NASIL OLACAK? Eğitim Bakanı Tekin, ders içeriklerinin sadeleşeceğini fakat ders saatlerinde azalma olmayacağını açıkladı. Sürecin geniş kapsamına dikkat çeken Bakan Tekin, önceki açıklamalardan hareketle yeni müfredatta 'İyi insan yetiştirmek' sloganıyla hareket edileceğini ve öğrencilere öğretilen bilgilerin günlük hayatta kullanımına daha açık olacağını belirtti. 'Bütünleşik Eğitim Modeli' ile öğrencinin fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişiminin birlikte önemsenmesi hedefleniyor. Ayrıca, öğrencilerin proje geliştirmeye teşvik edileceği vurgulanıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.