Orman yangınları için kritik ‘25 gün’ uyarısı!
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Kavurucu sıcakların etkisi altına giren Türkiye’de her gün yeni rekorlar kırılırken, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte orman yangını haberleri de art arda geliyor. Türkiye’de iklimin giderek ısındığını ve tropikal hava sistemlerinin yılın yarısında etkili olmaya başladığını belirten Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Murat Türkeş, iklim değişikliği koşullarında orman yangını tehlikesinin arttığını söyledi. Büyük (mega) orman yangınlarına karşı önümüzdeki 25 gün boyunca dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Türkeş, İzmir için de ayrı bir parantez açtı. İzmir’in orman yangınları, kuraklık ve fırtınalardan etkilenebilirliği yüksek illerden biri olduğunu dile getiren Türkeş, “Şiddetli, kurak ve sıcak bir yaz mevsimi İzmir’in normali. Fakat giderek daha sıcak, kurak, iklimin daha değişken olduğu, orman yangınlarına daha elverişli bir iklime doğru gidiyor” değerlendirmesinde bulundu.
REKOR SICAKLIKLARIN SAYISI ARTIYOR
Türkiye’deki iklim olaylarındaki değişikliğe vurgu yapan Türkeş, “Türkiye, Akdeniz iklim bölgesinin bir ülkesi. Eskiden Türkiye’de kışlar ılık ve yağışlı, yazlar sıcak ve kuraktı. Şimdi kışlar hala ılık ama pek yağışlı değil. Sonbahar ve kış kuraklıkları sonbahardan beri çok etkili oluyor. Yazlar da artık çok sıcak ve bazen çok kurak. Ama bazen de yağışlı. İklim değişikliği koşullarında artan buharlaşma, atmosferdeki su buharı miktarının artması, hidrolojik döngüyü kuvvetlendiriyor. O yüzden özellikle yılın sıcak döneminde ne yazık ki artık yağışlar daha şiddetli, kuvvetli hatta aşırı yağışlar şeklinde oluyor. 1980’li yıllardan beri Türkiye’de ortalama en yüksek, ortalama en düşük hava sıcaklıkları, yaz ve tropikal günlerin sayısı ve rekor yüksek sıcaklıkların sayısı giderek artıyor. Rekor yüksek sıcaklıklar son 30 yıldır sürekli yeni rekorlar kırmaya başladı. Gece en düşük sıcaklıklarda da bir ısınma var. Soğuk günlerin ve donlu günlerin sayısında da azalma eğilimi var. Yağış rejiminde ciddi değişiklikler var. Bir yandan sonbahar ve kışın kuraklıklar yaşayabilirken, yılın sıcak dönemi yağışlı da geçebiliyor. Ama hidrolojik döngünün hızlanması nedeniyle bunlar şiddetli, kuvvetli ve afete sebep olan yağışlar şeklinde düşüyor” dedi.
İKLİM GİDEREK ISINIYOR
Türkiye’de iklimin giderek ısındığını ve tropikal hava sistemlerinin yılın yarısında etkili olmaya başladığını paylaşan Türkeş, “Sıcak hava dalgaları Türkiye’de yanlış bilinen bir şey. Yaz mevsiminin her günü, sıcak hava dalgası değildir. Sıcak hava dalgası belli bir eşik değerin ya da istatistik dağılımın yüksek sıcaklıklar bölümündeki oluşma olasılığı daha düşük sıcaklık değerlerinin ardışık olarak gerçekleşmesi demek. Türkiye’de sıcak hava dalgalarının sıklığında, sürelerinde, şiddetinde, büyüklüğünde hem en düşük sıcaklıklar açısından hem de en yüksek sıcaklıklar açısından çok belirgin artış eğilimi var. Türkiye’de iklim giderek ısınıyor ve tropikal hava sistemleri yılın yarısında etkili olmaya başlıyor. Yani Türkiye’de iklim giderek daha fazla tropikleşiyor, etkisi giderek yayılıyor. Eskiden haziran, temmuz, ağustos aylarındaydı, şimdi mayıs, haziran, temmuz, ağustos ve eylüle yayıldı. Giderek belki de ekime kayacak. Ciddi bir iklim değişikliği söz konusu” ifadelerini kullandı.
MEGA YANGIN RİSKİ BÜYÜDÜ
Ekstrem hava olaylarının tarım, su kaynakları ve orman yangınları üzerindeki olumsuz etkilerini dile getiren Türkeş, şunları söyledi: “Tarımda ciddi bir kuraklık etkisi var son en az 5 yıldır. Yağışlar yeterli olmayınca yeraltı suyuna aşırı dayanma söz konusu. Yeraltı su seviyeleri pek çok ülkede 30-40 metrelerden, 200-300 metrelere inmiş durumda. Binlerce yılda oluşan obruklar, 30-40 yılda oluşmaya başladı. Özellikle karstik yeraltı su hazneleri boşaldığı için çöktü ve obruklar oluştu. Tarımda rekolte kayıpları sık sık yaşanıyor. Bütün bu değişiklikler olunca yangın rejiminin bundan etkilenmemesi mümkün değil. Eskiden de yangın vardı şimdi farkı şu. Çıkan yangınların büyük (mega) yangına dönüşme olasılığı arttı. Çünkü daha sıcak ve kurak olduğu için termal rüzgarların ve hamleli rüzgarların da çok etkili olması nedeniyle yangın yönetiminin zorlaştığı bir dönemle karşı karşıyayız. Birincisi bu. İkincisi ise orman alanları, eskisi gibi insandan arınmış yerler değil. Her yerde insan var. Her yerde ev, konut, sanayi tesisleri ve madenler var. İklim değişikliği koşullarında yangın tehlikesi arttı, çıkan yangınların büyük yangına dönüşme riski çoğaldı ama bir yandan da ormanları eskisi gibi koruyabilme kapasitemiz de azaldı. Çünkü her yerde insan ve yerleşme var.”
ÖNÜMÜZDEKİ 25 GÜNE DİKKAT
İstatistiklere göre Türkiye’de orman yangınlarının büyük bir bölümünün ve büyük yangınların özellikle temmuz ve ağustos aylarında çıktığını belirten Türkeş, “Bunun içerisinde yine tehlikeli bir dönem var. ‘15 Temmuz-15 Ağustos’ mega yangınların çoğunun çıktığı, doğanın tahrip olduğu, binlerce hektar orman ve tarım alanlarının yandığı tarihler. O yüzden bu tarihlere çok dikkat edeceğiz, alarm durumunda olacağız. Hava tahminlerini mutlaka özel olarak yapacağız. An an takip etmek gerekiyor. Çünkü daha sıcak, daha kurak ve daha hamleli rüzgarların olduğu bir dünyada ve her yerde insanların ve yerleşimlerin olduğu yerde yangın çıkmasını engelleyemiyoruz. Çıktığında ise rüzgar da varsa o zaman yangını kontrol etmek çok zor oluyor. İklim değişikliği ile birlikte önümüzdeki yıllarda orman yangınları mevsimi daha da uzayacak, yangın tehlikesi olasılığının ya da riskinin yaşanacağı gün sayıları artacak, çok daha sık ve şiddetli büyük orman yangınlarıyla karşı karşıya kalınabilecek. Gelecekte daha fazla yangın riski olabileceğini söylemek mümkün” dedi.
İZMİR İÇİN İKLİM UYARISI
İzmir’in daha sıcak ve kurak, aynı zamanda orman yangınlarına daha elverişli bir iklime doğru ilerlediğini kaydeden Türkeş, “İzmir, orman yangınlarından, kuraklıktan ve fırtınalardan etkilenebilirliği yüksek illerden biri. Dolayısıyla Akdeniz ikliminin egemen olduğu bir coğrafya. Bitki örtüsü, kızılçam, maki ve çeşitli meşe türlerinden oluşuyor. Şiddetli, kurak ve sıcak bir yaz mevsimi İzmir’in normali. Fakat giderek daha sıcak, kurak, iklimin daha değişken olduğu, orman yangınlarına daha elverişli bir iklime doğru gidiyor” açıklamasını yaptı.