[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Menopoz

Menopoz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Menopoz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Menopoz dönemi şikayetlerinden biri: Kemik erimesine dikkat Haber

Menopoz dönemi şikayetlerinden biri: Kemik erimesine dikkat

Menopozun her ne kadar fizyolojik bir süreç olsa da menopoza girmiş kadınlarda bazı şikayetlerin oluştuğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Dişli Gürler, "Menopoz kadınlarda yumurtalıkların artık hormon üretmeyi bırakması halidir. Menopozun Türkiye'de yaş ortalaması takriben 47 civarında olan bir durum. 45 ila 50 yaş arasında menopoza girmiş bir kadın için bu süreci normal karşılamak lazım. Her ne kadar fizyolojik bir süreç olduğunu söylesek de menopozda kadınların yaşadığı ateş basması, duygu ve durum bozuklukları, uyku bozuklukları, kemik erimesi gibi durumları hastaların kaldırması açıkçası zor olmakta. Bu dönemde hastanın bu tarz şikayetlerine karşın bir takım önlemler almaktayız. Özellikle yeni menopoza girmiş ve bu şikayetlerle bize başvuran hastalarda hormon replasman tedavisi yaparak hastaların bu şikayetlerden kurtulmasını sağlıyoruz. Bununla beraber bazen hormon replasman tedavisini başlayamadığımız durumlar olmakta, çünkü her hastaya hormon replasman tedavisi vermek doğru değil. Bu tedaviyi veremediğimiz durumlarda da yine bu hormonlara benzer bir takım bitkisel tedaviler düzenliyoruz. Fakat hormon replasman tedavisinin işe yaradığı kemik erimesi gibi bir durumu diğer başladığımız bitkisel tedavilerle maalesef önüne geçemiyoruz. Çünkü biliyoruz ki menopoz döneminde bizim gördüğümüz en sık durumlardan bir tanesi kemik erimesi durumu. Tabi ki bu durumun önüne sadece tedaviyle değil hastanın hayatında gerçekleştirecek bir takım değişikliklerle de geçmek lazım. Bunlardan bir tanesi, hayatımıza egzersiz dahil etmek. Yine beslenme noktasında günlük süt, yoğurt tüketimini artırarak kalsiyum ve D vitamininden zengin beslenmek. Yine güneşten daha çok faydalanmalarını sağlamak kemik erimesinden korunmak noktasında menopoz hastalarına önerdiğimiz yöntemlerden birkaçı. Bununla beraber hastalarımızın bazen beslenme önerileri ile önüne geçemedikleri kalsiyum ve D vitamini eksikliklerini takviye olarak başlayarak tamamlayabiliyoruz" diye konuştu. Meme tarama programı, menopozdaki hastalar için çok önemli Doktorların uyguladığı tedavilerin yanı sıra hastaların da bu dönemi önemseyerek yaşamalarının önemli olduğunu kaydeden Op. Dr. Gürler; "Yine menopozdaki hastamız için, özellikle hormon replasman tedavisi kullandırdığımız hastalarımız için meme tarama programını mutlaka öneriyoruz. Meme tarama programı, menopozdaki hastalar için gerçekten çok önemli. Yıllık bir şekilde takiplerini yaptırmaları, 2 yılda bir momografi tetkiklerini yaptırmalarını çok önemsiyoruz. Yine kemik erimesi için de yıllık kemik taraması yaptırmak menopoz hastalarına önerdiğimiz başlıca önlemlerden birkaçı. İşin özünde menopozu hayatımızın bir dönemi olarak görüp bunu biraz da kabullenerek yaşamak belki psikolojik olarak da bu dönemi rahat atlatmak noktasında çok önemli. Bu fizyolojik dönemde hastaların yaşadığı sıkıntıların önüne geçmek için tabi ki yardımcı oluyoruz ama, onların psikolojik açıdan bu dönemi önemseyerek yaşamaları bizim gösterdiğimiz çabalara büyük katkı sağlamakta" ifadelerine yer verdi.

Erken menopoz anne olmaya engel Haber

Erken menopoz anne olmaya engel

Menopoz kadınların adet kanamasının kesilmesi ve yumurtlamanın bittiği evre olarak ifade edilir. Pek çok kadının korktuğu erken menopoz, annelik şansının kaybına sebep olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Merve Vural Yalman erken menopoz hakkında bilinmesi gerekenleri aktardı. Menopozun, yumurtalık fonksiyonlarının kaybına bağlı olarak oraya çıkan adet kanamalarının kalıcı olarak kesilmesi olduğunu kaydeden Op. Dr. Merve Vural Yalman “Menopoz diyebilmemiz için son adet üzerinden 1 yıllık sürenin geçmesi gereklidir. Menopoz oluşmadan önce 4 ila 8 yıl arası ortalama 5 yıl olarak kabul edilen ve bizim perimenopoz dediğimiz bir geçiş süreci yaşanır. Bu geçiş sürecinde kanama düzensizlikleri başta olmak üzere östrojen hormon düzeyi azalmasına bağlı menopoz bulguları izlenebilir” diye konuştu. Kadınların korkulu rüyası erken menopoz Menopoz döneminde neler yaşandığını da aktaran Op. Dr. Merve Vural Yalman, Türkiye'de ortalama menopoz yaşının 47 yaş olarak kabul edildiğini ifade ederek, “Sıcak basması, kemik erimesinde hızlanma, genital alandaki hormonal çekilme ile beraber vajinal kaşınma, yanma, cinsel birliktelik de ağrı görülebilir. Kollojen seviyesinin azalması ile beraber vajinal bölgeye olan idrar kesesi ve barsak sarkmalarında artış ortaya çıkabilir. Hormonal çekilmenin idrar kesesi ve idrar yollarına olumsuz etkisi ile idrar kaçırmaları oluşabilir. Sık idrar yolu enfeksiyonları görülebilir. Kalp damar sistemi hastalıklarında artış olabilir. Türkiye'de 47 yaş ortalama menopoz yaşı olarak kabul ediliyor. Yaşam döngümüzün fizyolojik durağı menopoz ile ilgili kadınların korkulu rüyası erken menopoz (prematürovaryan yetmezlik)dur'' şeklinde konuştu. Annelik şansının kaybına neden olmakta Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Merve Vural Yalman, erken menopozun kadınları yaklaşık yüzde 1'inde görüldüğünü ifade ederek, "Erken menopoz, 40 yaşından önce yumurtalık fonksiyonlarının durmasıdır. Kadınların yaklaşık yüzde 1'inde görülür. Tanısı hormon tahlilleri ile konulabiliyor. Ancak unutulmaması gereken bir durum bu yaş dönemindeki hastalarda yanıltıcı hormon dalgalanmalarının olabileceğidir. Bu nedenle kesin tanı için 40 yaşından önce 4-6 ay adet kesilmesi olan kadınlara birer ay ara ile FSH dediğimiz hormon düzeyinin 40ıu/l ve üzerinde alınması ile konulur. Erken menopoz, kadınlara uzun vadede kemik erimesi ve kalp hastalıkları gibi yüksek riskleri taşımakta ve tabiî ki annelik şansının kaybına neden olmaktadır'' dedi. Erken menopozun nedenleri Erken menopoza nelerin neden olabileceği hakkında konuşan Yalman, “Ailede erken menopoza girme öyküsü varsa risk yüksektir. Erken menopoz sık sebeplerinden biri kalıtımsal hastalıklardır. Bunlar doğumsaldır ve engel olmak mümkün değildir. Ancak yaşam süresince edinilen bazı durumlara erken menopoz sebebi olabilmektedir Kadınlarda geçirilen kabakulak enfeksiyonu, tüberküloz, otoimmün hastalıklar dediğimiz vücudun kendi hücrelerine karşı bir nevi savaş açtığı hastalıklar grubu da yumurtalıkları olumsuz etkileyebiliyor. Yumurtalık kisti yada başka sebeplerle yapılan cerrahi müdahaleler, bazı kanserler nedeniyle verilmek zorunda kalınan radyasyon ve kemoterapi tedavileri de erken menopoz sebebi olabilir. Stresli ve hareketsiz yaşam tarzı, çok zayıf ya da kilolu olmak, sigara, bazı böcek ilaçları ve endüstriyel kimyasallara maruz kalma, ağır metallere maruz kalmada maalesef erken menopoz sebebidir'' dedi. Yalman, erken teşhisin önemli olduğunu aktararak, "Maalesef erken menopoza sebep olan risk faktörlerinin önemli bir kısmını değiştiremiyoruz. Ancak erken teşhis önemli, bu sayede çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için yumurta dondurulması uygulaması yapılabilmekte ve verilecek hormon tedavileri ile uzun süreçte görülebilecek kalp hastalıkları ve kemik erimesi gibi ciddi sağlık sorunları ötelenebilmektedir. Uzun süreli emzirme ve doğum menopoza karşı koruyucudur'' şeklinde konuştu.

Sigara kullananlar dikkat: Erken menopoza sebep oluyor Haber

Sigara kullananlar dikkat: Erken menopoza sebep oluyor

Sigara kullanan kadınlara erken menopoz uyarısında bulunan Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Müzeyyen Uyanık, 40 yaş öncesi ortaya çıkan menopozun 'erken menopoz' olduğunu açıkladı. Menopoz döneminin ortalama 40 yaş sonrası kadınlık hormonunun azalması ile başladığını ifade eden Uyanık, sigara ve benzeri unsurların bunu hızlandırdığına dikkat çekti. Sigara kullanan kadınlara erken menopoz uyarısında bulunan Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Müzeyyen Uyanık, "Menopoz bir kadın için en önemli yaş dönemlerinden biridir. Yaşlanmanın başlangıcı olarak bilinmesinin aksine kadın hayatının doğal safhalarından biri olarak düşünülmesi gereken bir dönemdir. Menopoz, 12 ay boyunca adet görememe durumudur. Ortalama 40 yaş sonrası kadınlık hormonunun azalması ile başlıyor. Ortalama menopozun görülme yaşı Türkiye de 47-49 iken, dünyada 51-55 yaşlar arasıdır. Bu süreç, neredeyse kadının yaşantısının üçte birini kapsayan dönem olduğundan, bu dönemi sağlıklı geçirmek çok önemlidir" diye konuştu. ''Kemik erimesi, kalp-damar hastalıkları görülebilen sıkıntılardandır'' Menopoza giriş yaşının genetik durum ve sigara gibi faktörlerden etkilendiğinin altını çizen Uyanık, "Sigara kullanıldığında ortalama 2 yıl olarak menopoz yaşı geriye gitmektedir. Menopoz döneminde kadınlık hormonu östrojen azalmasına bağlı olarak erken ve geç dönemde çeşitli sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Bunlara bakacak olursak, sıcak basması özellikle geceleri görülen terleme, çarpıntı, uykusuzluk, sinirlilik, ruh hali değişiklikleri, unutkanlık, halsizlik, cinsel istekte azalma, idrar tutamama, idrar kaçırmaya kadar giden sağlık problemleri yaşanabilmektedir. Uzun dönemde ise kemik erimesi, kalp-damar hastalıkları görülebilen sıkıntılardandır" dedi. ''Yüksek proteinli, yağ oranı az lif ve kalsiyumdan zengin beslenmek gerekiyor'' Kadınlara bu dönemde her gün 30 dakikalık yürüme ve basit ağırlık kaldırma, kas güçlendirici hareketler yapmalarını tavsiye eden Uyanık, "Yaz aylarında güneş ışığından faydalanmak faydalı. Beslenme önemli. Yüksek proteinli, yağ oranı az lif ve kalsiyumdan zengin beslenmek gerekiyor. Süt, yoğurt, peynir tüketimi artırılarak diyet ile kemik kaybı önlenmeye çalışılır. Hormon tedavisi önemlidir. Hastalara en düşük en etkili dozda hormon tedavileri uygulanarak, menopoz şikayetlerinin ve kemik erimesi problemlerinin önüne geçilebilir. Alt ürogenital bölgedeki sıkıntılarda kullandığımız lokal hormon tedaviler, cinsel ilişkide ağrı hissini azaltmaktadır. Menopoz sonucu gelişen sık idrara çıkma, zor idrara çıkma, idrar kaçırma gibi şikâyetlerde düzelme sağlar" şeklinde konuştu. Bu dönemlerde meme ve jinekolojik kanserlerin de sık görüldüğünü belirten Uyanık, "Menopoza geçiş ve menopoz sonrası dönemin sağlıkla geçirilebilmesi için kadınların yılda bir kez sağlık kontrollerinin yapılması lazım. Meme kanseri açısından mamografi, rahim ve rahim ağzı kanserleri açısından jinekolojik ultrasonografinin yapılması ve smear taraması yapılması gerekmektedir" dedi.

Menopoz nedir, menopozun belirtileri, menopoz döneminde nasıl beslenilmeli? Haber

Menopoz nedir, menopozun belirtileri, menopoz döneminde nasıl beslenilmeli?

Sıcak basmaları, gece terlemeleri, uyku sorunları, vajinal kuruluk, ruh hali değişiklikleri! Tüm bunların nedeni menopoz olabilir mi? Genellikle 45-55 yaşları arasında gerçekleşen ve son adet dönemi olarak tanımlanan menopoz hakkında sizler neler biliyorsunuz? Gelin konuya ilişkin birçok detaya bakalım… MENOPOZ NEDİR? Menopoz, bir kadının adet döngülerinin kalıcı olarak sona erdiği ve doğal üreme kapasitesinin sona erdiği bir dönem. Genellikle 45-55 yaşları arasında gerçekleşir ve son adet dönemi olarak tanımlanır. Menopoz, üç aşamadan oluşur: Perimenopoz: Menopoz öncesi dönemdir ve hormon seviyelerindeki değişiklikler nedeniyle adet düzensizlikleri yaşanır. Bu dönem birkaç yıl sürebilir. Menopoz: Kadının son adet dönemini yaşadığı dönemdir ve 12 ay boyunca adet görmemesi ile teşhis edilir. Postmenopo: Menopozdan sonra başlayan ve yaşamın geri kalanında devam eden dönemdir. Menopoz sırasında ve sonrasında östrojen ve progesteron gibi hormon seviyeleri düşer, bu da şöyle çeşitli belirtilere yol açabilir: Sıcak basmaları, gece terlemeleri, uyku sorunları, vajinal kuruluk, ruh hali değişiklikleri! MENOPOZ SÜRECİNDE NASIL BESLENMELİ, NELER YAPILMALI? Menopoz dönemindeki kadınlar, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürmek için şu adımları atabilirler: Dengeli ve besleyici bir diyet uygulayın. Kalsiyum ve D vitamini açısından zengin gıdalar tüketmek, kemik sağlığını korumak için önemlidir. Taze meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar tüketin. Şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçının. Düzenli fiziksel aktivite yapın. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz önerilir. Kemik sağlığını desteklemek için ağırlık taşıma egzersizleri yapın. Yoga ve meditasyon gibi stres azaltıcı aktiviteler de yararlı olabilir. Düzenli doktor kontrollerini ihmal etmeyin. Mamografi, kemik yoğunluğu testi ve diğer yaşa uygun taramalar yaptırın. Bazı kadınlar için hormon replasman tedavisi (HRT) menopoz semptomlarını hafifletebilir. Ancak bu tedavinin riskleri ve yararları konusunda doktorunuza danışmalısınız. Menopoz hakkında bilgi sahibi olun ve bu dönemi daha iyi anlamak için eğitim kaynaklarını kullanın. Aile ve arkadaşlardan destek alın veya menopoz destek gruplarına katılın. Stres yönetimi tekniklerini öğrenin. Uyku düzenine dikkat edin ve uyku hijyenine özen gösterin. Vajinal kuruluk gibi sorunlar için kayganlaştırıcılar veya nemlendiriciler kullanın. Düzenli cinsel aktivite, vajinal dokuların sağlığını korumaya yardımcı olabilir. Menopoz döneminde her kadın farklı deneyimler yaşar, bu yüzden kişisel ihtiyaçlara göre uyarlanmış bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

Erken menopozda glutatyon tedavisi Haber

Erken menopozda glutatyon tedavisi

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Deniz Kulaksız, erken menopoz ve düşük over rezervi hakkında açıklamalarda bulundu. Over rezervinin bir kadının doğurganlık kapasitesini tanımlayan kritik bir faktör olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kulaksız, “Düşük over rezervi, yumurtalıklardaki yumurta stokunun azalması anlamına gelir. Bu durum erken menopoz riskini artırabilir. İşte burada glutatyon devreye girer. Glutatyon, vücudun doğal bir antioksidanıdır ve hücreleri serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur. Ayrıca glutatyonun over sağlığını iyileştirebileceğine dair güçlü deliller bulunmaktadır. Son araştırmalar, glutatyonun overlerdeki oksidatif stresi azalttığını ve böylece over rezervini koruyabileceğini göstermektedir. Ayrıca glutatyonun hormonal dengenin korunmasına yardımcı olabileceği ve erken menopoz riskini azaltabileceği belirtilmektedir” diye konuştu. Glutatyon tedavisinin özellikle düşük over rezervi teşhisi konmuş kadınlar için umut verici bir seçenek olabileceğini dile getiren Doç. Dr. Kulaksız, “Bu tedavi, glutatyon takviyeleri veya intravenöz glutatyon uygulamalarını içerebilir. Ancak her hasta farklıdır ve tedavi seçenekleri, bir uzmanın değerlendirmesi gereken kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir” şeklinde konuştu. “Kadınların doğurganlık sağlığını koruyor” Erken menopoz ve düşük over rezervinin birçok kadının hayat kalitesini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Kulaksız, “Ancak glutatyon tedavisi gibi yenilikçi yaklaşımlar, bu sorunlarla başa çıkmak için yeni umutlar sunmaktadır. Erken menopoz ve düşük over rezerviyle başa çıkarken, glutatyonun umut verici etkileri daha fazla araştırma ve klinik çalışmalarla desteklenmelidir. Ancak bu alandaki son gelişmeler, glutatyonun kadınların doğurganlık sağlığını koruma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor” dedi. “Vücudun doğal ürettiği bir antioksidan” Glutatyonun vücudun doğal olarak ürettiği bir antioksidan molekül olduğunu ve vücutta birçok önemli rol oynadığını dile getiren Doç. Dr. Deniz Kulaksız, tedavi amaçlı kullanımının bazı sağlık sorunlarını tedavi etmek veya semptomları hafifletmek amacıyla gerçekleştirilebileceğine işaret etti. Doç. Dr. Deniz Kulaksız, glutatyon tedavisinin farklı yöntemlerini şöyle anlattı: “İntravenöz (IV) glutatyon tedavisi: Bu yöntemde glutatyon doğrudan damar yoluyla vücuda verilir. Bu yöntem, glutatyonun hızlı bir şekilde emilmesini sağlar ve bazı sağlık sorunlarının hızla ele alınmasına yardımcı olabilir. IV glutatyon tedavisi, bir sağlık profesyoneli tarafından yapılmalıdır. Oral glutatyon takviyeleri: Oral glutatyon takviyeleri, glutatyonun kapsül veya toz formunda ağız yoluyla alınmasıdır. Ancak vücut glutatyonunun doğru bir şekilde emilmesi ve etkili olması zor olabilir. Çünkü mide asidi glutatyon moleküllerini bozabilir. Glutatyon deriveleri ve prekürsörleri: Bazı insanlar vücutlarının glutatyon üretimini artırmak için glutatyon prekürsörleri veya glutatyon türevleri kullanabilirler. Bu maddeler vücudun daha fazla glutatyon üretmesini teşvik etmeyi amaçlar.” “Süresi ve etkileri kişiden kişiye değişebilir” Glutatyon tedavisinin süresi ve etkilerinin kişiden kişiye değişebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Deniz Kulaksız, “Tedavinin süresi kullanılan yönteme, amaçlanan hedefe ve kişinin sağlık durumuna bağlıdır. Örneğin bazı insanlar kronik hastalıkların semptomlarını hafifletmek için uzun vadeli glutatyon tedavisi alabilirler, bu nedenle tedavi süresi daha uzun olabilir. Diğerleri ise glutatyon tedavisini birkaç hafta veya aylık bir süre boyunca alabilirler” dedi. “İlaç kullananlar ve alerjisi olanlar hekimlerine danışmalı” İlaçlara veya takviyelere karşı alerjisi veya duyarlılıkları olan hastaların glutatyon tedavisi için uygun olmayabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Kulaksız, tedavi öncesi alerji ve duyarlılık testlerinin yapılmasının önemli olduğunu işaret etti. Doç. Dr. Kulaksız, “Eğer reçeteli ilaçlar veya diğer tıbbi tedaviler alıyorsanız, glutatyonun bu ilaçlarla etkileşimleri konusunda sağlık profesyonelinizle konuşmalısınız. Bazı ilaçlarla glutatyon etkileşebilir ve istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Geçmişteki sağlık sorunları tedaviye yanıtınızı etkileyebilir. Özellikle böbrek veya karaciğer sorunları olan kişiler, glutatyon tedavisini dikkatli bir şekilde değerlendirmelidir” ifadelerini kullandı. “Semptomlarda azalma olup olmadığını gözlemleyin” Glutatyon tedavisinin belirli semptomların (örneğin kronik ağrı, yorgunluk, karaciğer rahatsızlıkları) iyileşmesine yardımcı oluyorsa, bunun bir işaret olabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Kulaksız, tedavi başladığından itibaren semptomlarda belirgin bir azalma olup olmadığını gözlemlemek için nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle sıraladı: “Kan testleri: Bazı durumlarda kan testleri ile glutatyon seviyeleri izlenebilir. İlgili kan parametreleri (örneğin glutatyon peroksidaz seviyeleri) normal seviyelere dönüyorsa tedavinin etkili olduğu gösterilebilir. Görsel belirtiler: Glutatyon tedavisi cilt sağlığını ve cilt tonunu iyileştirebilir. Ciltteki iyileşmeler veya renk değişiklikleri, tedavinin etkili olduğunun bir işareti olabilir. Kendi hissettiğiniz iyileşme: Kendi vücudunuzun nasıl tepki verdiğini dikkatle gözlemleyin. Daha fazla enerji hissediyor musunuz? Daha az ağrı veya inflamasyon mu yaşıyorsunuz? Daha iyi bir genel sağlık hissi mi var?” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İdrar kaçırmanın tedavisi mümkün mü?

Menopoz döneminde kalp ve damar hastalıklarına karşı önlem alınması uyarısı Haber

Menopoz döneminde kalp ve damar hastalıklarına karşı önlem alınması uyarısı

Akdeniz Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selen Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 18 Ekim'in Dünya Menopoz Günü olduğunu hatırlattı. Kadınların yaş aldıkça zaman içerisinde yumurtalık fonksiyonlarının giderek azaldığını belirten Doğan, adet görmenin tamamen kesildiği dönemin menopoz olarak tanımlandığını ve bunun doğal bir süreç olduğunu anlattı. Bu sürecin doğru algılanmasının önemli olduğunu ifade eden Doğan, "Menopoz bir hastalık değil. Bu süreci her kadın farklı yoğunlukta ve sürelerde yaşayabiliyor. Ateş basması, terlemeler bazı kadınlarda dayanılmaz yoğunluktayken bazıları hiç yaşamayabiliyor. Kimi 3 yılda bu süreci tamamlarken kimi 7 ila 10 yılda tecrübe etmek durumunda kalıyor. Menopozu tanımak, yönetebilmek çok önemli çünkü bir insanın yaşam ömrünü 75 yıl olarak düşünürsek kadınlar yaşamının 3'te birini menopozla ilgili süreçte geçiriyor." diye konuştu. "Önlem alarak bu süreci daha iyi atlatabiliriz" Türkiye'de menopoz yaşının ortalama 48-51 olduğunu belirten Doğan, ateş basması ve terlemenin yanı sıra bu süreçte vajinal kuruluk, uyku bozukluğu, kilo kontrolünde zorlanma, idrarla ilgili sorunlar ve duygusal dalgalanmalar yaşanabildiğini dile getirdi. Kadınların menopoza geçiş sürecini kolaylaştırmasının bilinçli hareket etmekten geçtiğini anlatan Doğan, şunları söyledi: "Menopoz döneminde bizi neler bekliyor bilmeliyiz. Örneğin kemik kaybı, kilo kontrolünde zorlanma, uyku, dikkat ve hafıza bozuklukları, menopozdan sonra uzun vadede kronik rahatsızlıklar bizi bekliyor. Bunlara önlem alarak bu süreci daha iyi atlatabiliriz. Mesela metabolizmanın yavaşladığı bir dönem olduğu için kilo alma yaşanacak, vücut kilo endeksimiz normalin üstündeyse öncesinde kilomuzu kontrol altına alabiliriz. Osteoporozla yani kemik erimesiyle ilişkili kırıklar yaşayabileceğimiz için kalsiyum, beslenme ve vitamin destekleriyle bu süreci yavaşlatabiliriz." Doğan, kilo kontrolüne ve kemik kitlesinin korunmasına destek olması açısından düzenli egzersizin de bu süreci kolaylaştıracağını vurguladı. "Bu süreçte kalp hastalıklarından korunmak çok önemli" Menopoz sonrası dönemde uzun vadede ortaya çıkabilecek kalp ve damar hastalıklara dikkati çeken Doğan, "Bu süreçte kalp hastalıklarından korunmak çok önemli. Kadın ölümlerine baktığımızda 3'te 1'inden fazlası kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Bu meme kanserinden ölümlerin 13 katı. O nedenle sağlıklı beslenmeliyiz. Karbonhidrat açısından zayıf, protein açısından zengin sebze ve meyve ağırlıklı tam tahıl ağırlıklı beslenme, fiziksel aktivite, kilo kontrolü, sigara ve alkol kullanmamak kalp ve damar sağlığını olumlu etkileyeceği için o süreçte yaşanacak hastalıklara karşı koruyucu olacaktır." ifadelerini kullandı. Doğan, menopoz sürecinin ruhsal anlamda değişimlere neden olduğunu ve bu dönemde kadınların sosyal hayattan çekilerek eve kapanmaması gerektiğini belirtti. Menopozun çalışma hayatından çekilme, eve kapanma dönemi olmadığını kaydeden Doğan, şu önerilerde bulundu: "Bu dönemde fiziksel ve zihinsel olarak aktif olmak için ekstra çaba sarf etmeliyiz. Çok yönlü olarak sosyalleşmek önemli. Bu, bize sürecin getirdiği değişikliklere adaptasyon için fırsat sağlayacaktır. Bu geçiş sürecinde aile bireylerini bilgilendirmek, eşlerin desteği bireyler için çok önemli. Bunun yanı sıra profesyonel olarak tüm kadın doğum uzmanlarından destek alabilirler. Bu konuda Sağlık Bakanlığının Sağlıklı Hayat Merkezleri var. Buraya başvurabilir, beslenme, fizyoterapi, sigara bırakma gibi alanlarda, kanser taramaları konusunda destek alabilirler. Kanser taramaları menopoz dönemi öncesinde ve süresince çok önemli. Bu desteği bulundukları bölgelere yakın merkezlerden alabilirler." BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Oda sıcaklığı, uyku kalitesini etkiliyor

Zararlı alışkanlıklar menopozu tetikliyor Haber

Zararlı alışkanlıklar menopozu tetikliyor

Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, Dünya Menopoz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, menopozun genellikle 44 ila 55 yaşları arasında görüldüğünü belirtti. Tedavisiyle ilgili bilgiler aktaran Dr. Sarıkaya, "Kadınlarda üreme dönemi, ergenlikte adet görülmesiyle başlar ve menopoz döneminde sona erer. Kadının 12 ay süresince hiç adet görmemesiyle başladığı kabul edilen menopoz, genellikle 44 ila 55 yaşları arasında görülür. Ancak menopozun başlangıcı, bu yaş aralığından önce ya da sonra da gerçekleşebilir" dedi. Zararlı alışkanlıkların menopozu tetiklediğini ifade eden Dr. Sarıkaya, şunları kaydetti: "Hastalık olarak düşünülen menopoz; aslında vücudun normal işleyişinin devam ettiği, kadın hayatının neredeyse üçte birini kapsayan doğal bir dönemdir. Çoğu kadın menopoz semptomları hafif ve orta derecede görüldüğü için tedaviye ihtiyaç duymaz ve semptomları kendi yönetebilir. Çünkü ilaç tedavisi ancak semptomlar kadının günlük hayatını etkileyecek kadar şiddetli ise başlanır. Menopoza geçiş dönemi ve menopozun hemen sonrasındaki birkaç yıl kadın vücudunda belirgin bedensel ve psikolojik değişimler yaşanır. Kardiyovasküler hastalık ve kemik erimesi riski artar. Hormonal değişimler vücut ağırlığının artmasını kolaylaştırır. Menopoz döneminde kemik erimesi hızlanır. Bazı kişilerde kemik erimesi çok şiddetli olabilir ve ilerleyen zaman içinde omurilikte sessiz kırıklar oluşur. Küçük travmalarla bile kalça ekleminde, el bileğinde kırıklar oluşabilir." Menopozun tüm evrelerinde önem teşkil ettiğini anlatan Dr. Sarıkaya, "Sigara kullanıyor olmak ve hareketsizlik kemik erimesini artırmaktadır. Hatırlatmakta fayda var ki, her türlü rahatsızlığın olumsuz seyrine etki eden, sigara, alkol, dengesiz beslenme, düzensiz uyku gibi kötü yaşam rutinlerinden vazgeçilmesi, menopozun tüm evrelerinde önem teşkil etmektedir" değerlendirmesini yaptı. BU İÇERİK DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bebek Hijyeninde Nelere Dikkat Edilmeli? Bebeklerde bakımda nelere dikkat edilmeli? Temel ipuçları ve öneriler

Menopozda ‘geç dönem’ kemik sağlığını olumsuz etkiliyor Haber

Menopozda ‘geç dönem’ kemik sağlığını olumsuz etkiliyor

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Fatma Kutlusoy Güçlü, 18 Ekim Dünya Menopoz Günü vesilesiyle kadınların, hayatın doğal bir evresi olan menopozla ilgili karşılaşabilecekleri sıkıntılar ve bu sıkıntıların en hafif şekilde atlatılabilmesi konusunda önemli bilgiler verdi. Menopozun erken ve geç dönem olmak üzere 2 farklı dönemi bulunduğunu belirten Dr. Güçlü, “Menopoz, tüm kadınların vazgeçilmez olarak karşılaştığı bir dönem diyebiliriz. Menopoz, yumurtalık aktivitesinin sonlanmasına bağlı olarak adet kanamasının artık olmamasıdır. Bu süreç ortalama Türk kadınları için 47 yaş olmakla birlikte, Türkiye ortalamasında 45 ile 55 yaş arasında değişkenlik göstermektedir” dedi. Menopozun çok fazla belirtisi olduğuna, erken dönemde öncelikli olarak “menopoza geçiş” denilen ve sık adet görme ya da adet dönemleri arasındaki uzama sorunlarının görüldüğüne değinen Dr. Güçlü, hastaların hekime genellikle bu ciddi adet düzensizlikleriyle karşılaştıklarında başvurduklarını ifade etti. Bununla beraber menopoz döneminde hekime başvurma nedenlerinin en başında “vazomotor semptomlar” denilen ateş basmaları, terleme, ciddi sinirlilik, uyku düzeni bozuklukları, ruh halindeki değişiklikler ve anksiyete gibi şikayetlerin geldiğini söyledi. “Kalp ve kemik sağlığı için çok önemli” Dr. Güçlü, geç dönem belirtilerinin ise ilerleyen dönemlerde kemik ve kalp damar sağlığı açısından göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret ederek, “Bunlar erken dönemde karşılaştığımız belirtiler olmakla beraber asıl atlanan geç menopoz dönemi belirtileridir. Çünkü bizim üretkenlik çağında salgılanan östrojen ve progesteron hormonumuz sadece adet kanamasında ve üretkenlikte değil, ileri yaşlarda başta kardiyovasküler sistem olmakla beraber kemik sağlığımız için de çok gereklidir. Kadınların ilerleyen dönemlerde menopoza bağlı kardiyovasküler sisteme bağlı kayıpları ve kemik erimesine paralel olarak gelişen kemik kırıklarına bağlı ölümler yaşadığını çok sık görmekteyiz. O yüzden bizim için menopoz ilerleyen dönemlerdeki belirtiler anlamında da çok dikkat edilmesi gereken bir süreçtir” ifadelerini kullandı. “Uzmanınıza danışın” Hormon replasman tedavisinden korkulmaması gerektiğini ve mutlaka bir uzmandan destek alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Güçlü, sözlerine şu şekilde devam etti: “Özellikle menopoza başlangıç döneminde ve menopoz döneminde uygun görülen kadınlarımızda hormon replasman tedavisi denenebilir. Bu tedavinin hangi hasta için uygun, hangi hastaya başlanmalı, takiplerinde neler yapılmalı konusunda uzmanlar hastayı değerlendirerek karar verir. Zira her hastanın ihtiyaçları farklıdır. Hormon replasman tedavisi konusunda endişeleriniz varsa, mutlaka bir uzmana sorarak bilgi almak lazım. Tedavinin avantaj ve dezavantajlarını uzmanlarla konuşmak lazım” dedi.

Menopozda erken tanı önemli Haber

Menopozda erken tanı önemli

Dünya Menopoz Günü çerçevesinde açıklamalarda bulunan Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatma Nurgül Taşgöz, menopozun kadın hayatında doğal bir süreç olduğunu ve yumurtalık faaliyetlerinin sona ermesi ile birlikte adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesini ifade ettiğini belirtti. Hastalara menopoz tanısının geriye dönük olarak konulduğunu dile getiren Doç. Dr. Taşgöz, "Bir kadın bir yıl boyunca adet görmediği zaman menopoz tanısı alır. Dünya genelinde menopoz yaş ortalaması 45 ile 55 yaşları arasında değişmektedir. Ülkemizde bu durum 47 ile 48 yaş civarındadır" dedi. Yaşlanma ile birlikte her dokuda bir takım gerilemeler olduğunu belirten Doç. Dr. Taşgöz, yaşlanma etkilerinin en yoğun görüldüğü dokulardan birinin de yumurtalık dokusu olduğunun altını çizdi. Yumurtalıktaki yumurta sayısı azaldıkça üretilen östrojen miktarının da dalgalanmaya başladığı bilgisini veren Taşgöz, "Bu dalgalanma süreci menopoza geçiş sürecidir. Menopoza geçiş döneminde hastalarda bir takım semptomlar ortaya çıkar. Adet düzensizliği, ateş basması, terlemeler, uyku problemleri, ruh hali değişiklikleri ve cinsel istekte azalma yorgunluk, konsantrasyon bozuklukları gibi problemlerin görüldüğü dönemler menopoza geçiş dönemidir" diye konuştu. "Semptomlara müdahale erken yapılmalı" Menopozla birlikte östrojenin vücuttan tamamen çekildiğine dikkat çeken Taşgöz, "Östrojen kalp damar sistemi, kemik dokusu, cilt koruyucu bir hormondur. Vücuttan östrojenin çekilmesi ile birlikte kalp damar hastalıklarında artış, ciltte kuruma, saç seyrelme, kemik dokusunda azalma meydana gelir. Beraberinde idrar yollarında problemler de görülebilir. Vücuttan östrojenin çekilmesine bağlı bu kayıpların en çok yaşandığı dönem menopozun ilk bir, iki yıllık dönemidir. Dolayısıyla menopozun tanısının erken konulması ve müdahalelerin erken yapılması önem kazanmaktadır" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Taşgöz son olarak kadınların bu süreci rahat geçirmeleri için uzman hekimlere başvurabileceğini sözlerine ekledi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bebeklik dönemi ‘Beyin gelişimi ve Okuryazarlık’ becerileri için kritik

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.