[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Mevlüt Çavuşoğlu

Mevlüt Çavuşoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mevlüt Çavuşoğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

‘Suriye’ konulu toplantı Moskova’da başladı Haber

‘Suriye’ konulu toplantı Moskova’da başladı

Başkent Moskova’daki Rusya Dışişleri Bakanlığı binasında yapılan toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve Suriye'deki Beşşar Esed rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad katılıyor. Lavrov’un, basına açık kısmında açılış konuşmasını yapacağı toplantıda, Suriye krizinin çözümüne ilişkin istişareler yapılacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya'nın başkenti Moskova'da, Suriye konulu Dörtlü Dışişleri Bakanları toplantısı öncesi Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile bir araya geldi. Bakan Çavuşoğlu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Lavrov ile yaptıkları görüşmede, Suriye, Ukrayna ve Kafkasya’daki gelişmeler ile tahıl anlaşmasını ele aldıklarını belirtti. Türkiye, Rusya, İran ve Suriye’deki Esed rejimi Dışişleri Bakanlarının “Suriye konulu” toplantısı Moskova'da yapılıyor. Toplantıda, ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması ve terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması bekleniyor. RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Dışişleri Bakanlığı binasında Türkiye, Rusya, İran ve Suriye’deki Esed rejimi Dışişleri Bakanlarının "Suriye konulu" toplantısı öncesinde açılış konuşması yaptı. Bu toplantının devlet başkanlarının Türkiye-Esed rejimi ilişkilerini normalleştirme girişiminin hayata geçirilmesi kapsamında yürütülen çok taraflı çabaların önemli bir sonucu olduğunu kaydeden Lavrov, oldukça uzun bir süredir bugünkü toplantıya doğru tutarlı bir şekilde gelindiğini ifade etti. Bakan Lavrov, askeri ve istihbarat düzeyinde yapılan toplantının ardından savunma bakanları ve dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde 4'lü toplantıya Moskova'nın ev sahipliği yaptığını anımsattı. "ASTANA FORMATI BÖLGEDE OLUMLU ATMOSFER OLUŞTURDU" Kendi içinde etkinliğini kanıtlayan Astana formatındaki garantör üç ülkenin de katılacağı Türkiye-Esed rejimi normalleşme sürecinin başlatılmasının sadece Suriye'deki durum değil, aynı zamanda Orta Doğu bölgesinde olumlu bir atmosfer oluşturduğunu dile getiren Lavrov, Astana formatında elde edilen önemli sonuçlardan yararlanmak gerektiğini dile getirdi. Lavrov, "Görevimizi yalnızca elde edilen ilerlemeyi siyasi olarak pekiştirmek olarak değil, aynı zamanda daha fazla eylem için gelecekteki yönergeleri belirlemek olarak görüyoruz. Bugünkü toplantımızın en iyi sonucu, uzmanlara bir sonraki bakanlar toplantısı için Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için bir taslak yol haritası hazırlamaları talimatını verme anlaşması olabilir. Bu daha sonra devlet başkanlarımıza sunulacaktır." ifadelerini kullandı. Hazırlanacak bu yol haritasında dörtlü formattaki tüm katılımcıların desteklediği bir dizi ilkelerin belirleneceğini söyleyen Lavrov, bu ilkelerin toplantıya katılan tüm ülkelerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına ve birliğine BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine olan değişmez bağlılığı olduğunu vurguladı. Türkiye ile Esed rejimi arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinin eşit ve karşılıklı yarar temelinde hızla yeniden kurulmasını istediklerini bildiren Lavrov, "Terörün tüm tezahürlerine, terör örgütlerine ve hepimizin bildiği gibi dışarıdan beslenen ayrılıkçı eğilimlere karşı ortak mücadele amacıyla tavizsiz mücadele amacıyla yakın iş birliği yürütmeye kararlıyız. Bölgenin işlerine, özellikle askeri güç kullanımıyla, kaba dış müdahalenin kabul edilemezliğinden hareket ediyoruz. Bu durumda, yabancı askeri birliklerin Suriye topraklarına konuşlandırılmasından bahsediyoruz." diye konuştu. "ABD FIRAT'IN DOĞUSUNDA YASA DIŞI SİLAHLI OLUŞUMLARI DESTEKLİYOR" ABD'nin Fırat'ın doğusunda sözde yönetim ilan eden yetkilileri desteklediği ve onların oluşturduğu yasa dışı silahlı oluşumlara silah sevk ettiğini vurgulayan Lavrov, "Edindiğimiz bilgilere göre Amerikalılar, yerel Arap aşiretlerinin, DEAŞ militanlarının ve diğer terör örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla Suriye Rakka çevresinde sözde 'Suriye Özgür Ordusu'nu oluşturmaya başladı. Amaç açık: Bu militanları ülkedeki durumu istikrarsızlaştırmak için Suriye'nin yetkililerine karşı kullanmak." diye konuştu. Sergey Lavrov, bu konunun yakın zamanda Rus ordusunda müzakere edildiğini ve bu yönde ortak bir eylem planı üzerinde anlaşmaya varıldığını kaydederek planlanan tüm adımların başarıyla uygulanacağını umduğunu ifade etti. Uluslararası insancıl hukuku ve BM Şartı'nı ihlal eden tek taraflı yaptırımları reddettiklerini söyleyen Lavrov, Türkiye ve Suriye'deki depremler sonrasında yardım konusunda ayrımcılık yapılmaması çağrısı yaptı. Lavrov, bu yıl 15 Haziran'da AB'nin Suriye konusunda bir donör konferansı yapacağını ancak rejim yetkililerinin buraya davet edilmediğini belirtti. Bugünkü toplantıya katılan tüm ülkeler için Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin kalıcı ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü dönüşlerini kolaylaştırmanın temel ilke olduğunu belirten Lavrov, "Bahsedilen ilkelerin her biri, bir çözüm geliştirmek için gerekli pratik önlemleri listeleyerek ve bunların uygulanması için gösterge niteliğinde bir zaman çerçevesi belirleyerek, bahsettiğim yol haritasında düzeltilebilecek bir veya daha fazla çalışma alanı açar." ifadelerini kullandı. Bu yol haritasının Esed rejimi ve Türkiye'nin öncelikli konulardaki pozisyonlarını net bir şekilde tanımlamayı mümkün kılması gerektiğini vurgulayan Lavrov, bunun Esed rejiminin ülke genelinde kontrolü yeniden sağlama ve Türkiye ile ortak 950 kilometrelik sınırın güvenliğini sağlamasını da içermesi gerektiğini dile getirdi. Lavrov, sınır ötesi saldırı, teröristlerin sınırlardan sızması, komşu bir devlete bireyler ve gruplar tarafından zarar vermeyi amaçlayan faaliyetlerin olasılığının ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Lavrov, Türkiye ile Esed rejimi arasında kesintiye uğrayan ulaşım ve lojistik bağlantıların yeniden başlatılması ve herhangi bir engel olmaksızın ticari ve ekonomik iş birliğinin yeniden kurulması konusunun tartışılmaya başlanmasının da önemli olduğuna dikkati çekti. TÜRKİYE'DEKİ SEÇİMLERE YÖNELİK TEMENNİ Türkiye'de başarılı bir genel seçim yapılması dileğinde bulunan Lavrov, "Seçimlerin dürüst, şeffaf olacağından ve hiçbir dış müdahale olmaksızın Türk milletinin iradesini ifade etmesine imkân sağlayacağından eminim. Türkiye bizim iyi komşumuz ve önemli ortağımızdır, uluslararası ve bölgesel otoritesinin son yıllarda ne kadar büyüdüğünü görüyoruz. Yüzüncü yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti ile ikili iş birliğimizi daha da genişletmeye ve güçlendirmeye kararlıyız. Bu konuda Moskova ve Ankara'nın zaten çok zor zamanlarda birbirlerine sağladığı eşi benzeri görülmemiş karşılıklı desteği anmadan geçemeyeceğim." değerlendirmesini yaptı. Başkent Moskova'daki Rusya Dışişleri Bakanlığı binasında gerçekleşen toplantıya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve Suriye'deki Beşşar Esed rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad katılıyor. İRAN, TÜRKİYE İLE ESED REJİMİ ARASINDAKİ SÜRECİ DESTEKLEDİĞİNİ BİLDİRDİ  İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan; Türkiye, Rusya, İran ve Suriye'deki Esed rejimi Dışişleri Bakanlarının bir araya gelmesinin bölgede sürdürülebilir barış ve güvenliğin sağlanması ve Türkiye ile Suriye arasındaki iyi komşuluğun güçlendirilmesi yönünde güçlü bir mesaj olacağını söyledi. İran devlet televizyonuna göre Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, Moskova’da düzenlenen "Suriye konulu" toplantıda konuştu. Bugün dünyanın uluslararası ilişkiler açısından benzersiz bir durumda olduğunu söyleyen Abdullahiyan, dünyanın bölgeselleşmeye doğru gittiğini ve ABD'nin gücünün gerilediğini ifade etti. Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye krizinin çözümü için yürüttüğü Astana sürecinin bu ülkeler arasında iş birliğini geliştirdiğini ve bugünkü toplantıyı da bu sürecin tamamlayıcısı olarak gördüklerini belirten Abdullahiyan, "Suriye'de ve bölgede barışı sağlamak için Astana sürecini mümkün olduğunca güçlendirmek, bugünlerde omuzlarımıza yüklenen ağır görevdir." dedi. Abdullahiyan, Esed rejimi ile Türkiye arasındaki müzakereleri memnuniyetle karşıladıklarını vurgulayarak, bu müzakerelerin ve Ankara-Şam arasındaki ilişkilerinin iyileştirilmesinin hem iki ülke hem de bölge ülkelerinin çıkarına olacağını ve Tahran'ın da bu sürecin ilerletilmesi için tüm imkanlarını kullanacağını dile getirdi. Abdullahiyan, konuşmasının devamında uluslararası toplumu teröre ve İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı kararlı önlemler almaya çağırdı. AA

The Economist'in kapağına Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tepki Haber

The Economist'in kapağına Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tepki

Erdoğan, sosyal medya hesabından, Türkiye'nin son yıllarda sahada ve masada elde ettiği diplomatik başarılara ilişkin paylaşımda bulundu. Fransız ve İngiliz medyası seçim öncesi Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı "Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler. Artık siyasi, diplomatik ve askeri hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var." ifadesini kullanan Erdoğan, "İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikayesi" başlığıyla yer verdiği paylaşımında, Türkiye'nin üç kıtanın kalbi konumundaki jeopolitiğine rağmen yıllarca tek eksenli bir dış politikayla yönetildiğine dikkati çekti. Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler. Artık siyasi, diplomatik ve askerî hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var. İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikâyesi… pic.twitter.com/dA0AHV0AJL — Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) May 5, 2023 Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Boraltan Köprüsü faciasında can kardeşlerini göz göre göre katillerine teslim eden pısırık zihniyete son verdik. Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik. Dış temsilcilik sayımızı 163'ten 260'a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik." değerlendirmesinde bulundu. "TÜM İMKANLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ" Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ile soydaşlara ve yurt dışında yaşayan 7 milyon Türk vatandaşına kucak açtıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının ve Balkanlar'daki Evlad-ı Fatihan'ın hakkını kararlılıkla savunuyoruz. Libya'da, Suriye'de, 30 yıllık işgalin ardından azat edilen Karabağ'da olduğu gibi gerektiğinde tüm imkanlarımızla kardeşlerimizin yanındayız. Esir takası ve tahıl koridoru anlaşmalarıyla bölgesel krizlerin çözümüne katkı sunuyoruz. Tarihi şanlı zaferlerle dolu bir devlet olarak uluslararası sistemde hak ettiğimiz yere geliyoruz. Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, milli iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye Yüzyıl’ıyla inşallah tüm bu diplomatik başarıları zirveye taşıyacağız." AA

Bakan Çavuşoğlu: ''İşbirliği içinde çalışacağız'' Haber

Bakan Çavuşoğlu: ''İşbirliği içinde çalışacağız''

Ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Mısır'la açtığımız yeni sayfayı ortak projelerle, başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz ve önümüzdeki süreçte ilişkileri geliştirmek için somut adımlar atma konusunda da bugün mutabık kaldık." dedi. Mısır Dışişleri Bakanı Şukri: Türkiye-Mısır ilişkilerinin daha da aktifleştirilmesi için çalışıyoruz Şukri'yi ağırlamaktan dolayı memnuniyet duyduğunu belirten Çavuşoğlu, mevkidaşıyla son bir ayda üçüncü kez görüştüklerini söyledi. Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanlarımızın Doha'da görüşmesinden bu yana ilişkilerimizin kazandığı ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Bugün mevkidaşım ve kardeşim Şukri'ye bu ivmeyi sürdürme irademizi yineledik. Mısır'la açtığımız yeni sayfayı ortak projelerle, başarı öyküleriyle doldurmak istiyoruz ve önümüzdeki süreçte ilişkileri geliştirmek için somut adımlar atma konusunda da bugün mutabık kaldık." ifadesini kullandı. Türkiye-Mısır ilişkilerinin ve işbirliğinin önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Bundan sonra Libya konusunda daha yakın işbirliği içinde çalışacağız. Bugünkü görüşmemizde aslında temelde görüşlerimizin çok ayrı olmadığına, bazı yöntemler konusunda farklı düşünebildiğimize fakat bir yol haritası üzerinde çalışarak daha yakın işbirliği içinde olmamız gerektiğine inanıyoruz ve önümüzdeki süreçte birlikte çalışmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu. ''SURİYE'DEKİ İSTİKRAR HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ'' Çavuşoğlu, Suriye konusunu da ele aldıklarını, ileriki süreçte yapılabilecek dörtlü toplantılar hakkında Şukri'yi bilgilendirdiğini aktararak, "Suriye'deki kalıcı barış ve istikrar, hepimiz için önemli. Bunun için ciddi adımların atılması lazım. Bu konuda hemfikiriz. Bu konuda da yine yakın işbirliği içinde olacağız. Görüş alışverişinde olacağız." diye konuştu. Bölgenin huzur ve bekasının kendileri için de önemli olduğunu ve mevkidaşı Şukri ile Libya hakkında da konuştuklarını belirten Çavuşoğlu, Libya'da adil, hür ve şeffaf bir seçim olması gerektiğini ve bu seçimin şartları konusunda da mevkidaşıyla görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi. ''İKİ YÜZLÜLÜĞÜN EN GÜZEL ÖRNEĞİDİR'' Çavuşoğlu, Fransa'da senatörlerin terör örgütü PKK/YPG teröristlerine onur madalyası vermesine ilişkin şunları kaydetti: "PKK, Avrupa Birliği terör listesinde, yani terör örgütü olarak tanınmıştır, yine Fransa'da da terör örgütüdür ama maalesef Fransa’da senatörler, milletvekilleri bu teröristlerle, eli kanlı terör örgütünün temsilcileriyle bir araya geliyorlar. Ödül veriyorlar. Bu da işte terörle mücadeledeki iki yüzlülüğün en güzel örneğidir." AA

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “Tahıl anlaşmasının uzatılması için çabalarımız devam edecek” Haber

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “Tahıl anlaşmasının uzatılması için çabalarımız devam edecek”

Bir dizi ziyaretler ve ‘Hemşehri Dernekleri Buluşması’ programı için Eskişehir’e gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir otelin toplantı salonunda sivil toplum temsilcileri, partililer ve hemşehri derneklerinin üyeleri ile bir araya geldi. Düzenlenen programa AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, AK Parti Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan, Cumhur İttifakı’nda bulunan partilerin yöneticileri, birçok önemli isim ve vatandaşlar katıldı. İftar yemeğinden önce katılımcılar okunan Kur'an-ı Kerim tilavetini dinledi. Çavuşoğlu, burada katılımcılarla birlikte orucunu açıp iftar yaptı. “İSRAİL ORDUSUNUN FİLİSTİN HALKINA UYGULADIĞI ZULMÜ ŞİDDETLE KINIYORUM” Yemeğin ardından kürsüye çıkan AK Parti Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan, “Bu mübarek ayda İsrail ordusunun Filistin halkına uyguladığı şiddet ve zulmü şiddetle kınıyorum. Malumunuz son zamanlarda yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle Ramazan-ı Şerif'i biraz buruk ve hüzünlü yaşıyoruz. Milletimiz, devletimizle birlikte depremzede kardeşlerimizin yanlarında olmuş, desteğe koşmuştur. Devletimiz her zaman olduğu gibi canla başla bir çalışmayla deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın elinden tutmuş ve yaralarını sarmak için vakit kaybetmeden harekete geçmiştir, devlet ve millet el ele vermiştir. Çok şükür ki mücadele etmekten yorulmayan ve gecesini gündüzüne katan bir cumhurbaşkanımız var. Onun liderliğinde yaralarımızı en kısa sürede saracağımıza yürekten inanıyorum. Zorlukların üstesinden birlikte gelecek, dayanışma içinde olmanın gücüyle daha da güçlenerek yolumuza devam edeceğiz. Eskişehir’imizin geleceği ve Türkiye yüzyılın inşası yolundaki öneminin farkındayız. Önümüzdeki süreçte Allah'ın izniyle kıymetli temsilcilerimiz ile sürekli diyalog halinde olacağız” dedi. “NASIL GÖZLEMCİ OLABİLİRİZ?’ DİYE BİZE SORUYORLAR” Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yaptığı konuşmasında “Şimdi Türk Dünyası’nı ve Türk Devletleri ve Teşkilatı’nı daha da güçlendirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ve son zirvede Semerkant’taki zirvede Türk Yatırım Fonunu da kurduk, ama bizim esas amacımız Türk Devletleri Teşkilatı’nı küresel bir aktör olmak. Dünyanın her yerinden, ‘Nasıl gözlemci olabiliriz?’ diye bize soruyorlar. Etrafımızdaki ülkelerin çok büyük ilgisi var, başta Ukrayna olmak üzere. Ve gözlemci olmayı hak eden ülkeler de var. Bunlardan bir tanesi Finlandiya, bir tanesi Estonya, bir tanesi Moğolistan, Japonya ve Kore. Çünkü Türk devletlerine gözlemci olabilmek için Türkçe'nin ya da akraba dillerinin bir tanesinin o ülkede resmi dil olması gerekiyor. En son yine Ukrayna savaşı başladıktan sonra hem Kırım Tatarları hem de Alaska Türklerine Eskişehir'imiz kucak açmıştır. Biz de dünyanın neresinde olursa olsun Kırım Tatarlarına da sahip çıkacağız. Alaska Türklerine de sahip çıkacağız, Uygur Türklerine de sahip çıkmaya devam edeceğiz, Suriye Irak Türkmenlerine de sahip çıkacağız, Gagavuz kardeşlerimize de sahip çıkacağız. Evladı Fatihan, Balkanlar'daki tüm kardeşlerimize, din kardeşlerimize, akrabalarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Nitekim Kırım Tatar Milli Marşı ne der? ‘Ant etmişim milletimin yarasını sarmaya', nasıl olur da iki kardeş birbirini görmesin’” dedi. “TÜRKİYE ADALETTEN YANADIR” Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bugünkü gerçekleştirdikleri görüşmelerden de bahseden Çavuşoğlu, Ukrayna'daki savaş hakkında, “Bugün mevkidaşım Lavrov ile Ankara'da görüşmeler gerçekleştirdik. Tabii Ukrayna'daki savaşı, Kırım Tatarlarını, Kırım'ın durumunu da değerlendirdik. Önümüzdeki günlerde, geçen gün görüştüğüm Ukrayna Dışişleri Bakanı ülkemize davet ettik. Biz bir taraftan Ukrayna'nın sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü, egemenliğini güçlü bir şekilde desteklerken, barış için çaba sarf ediyoruz. Samimi çaba sarf ediyoruz. Türkiye gibi Cumhurbaşkanımız Erdoğan gibi barış için çaba sarf eden başka bir ülke, başka bir lider var mı? Yok. Neden? Türkiye adaletten yanadır. Türkiye doğrudan yanadır. Türkiye güçlünün değil haklının yanındadır. Türkiye haktan yanadır. Dolayısıyla bir taraftan ilkeli duruşumuzu sürdüreceğiz. Diğer taraftan her iki tarafla da eşit bir şekilde görüşerek barış için çaba sarf edeceğiz. Tahıl anlaşmasının uzatılması için çabalarımız devam edecek. Çünkü dünyadaki her bir haneye katkı sağlıyoruz. Dünyadaki gıda fiyat dengesini sağlayarak her bir haneye Türkiye'nin bu yöntemle katkısı vardır. Aynı şekilde esir takası, aynı şekilde nükleer santrali gibi önemli konularda da ara buluculuğumuzu, çabalarımızı sürdürmemiz gerekiyor. Yine bu savaşın bir an önce kalıcı bir şekilde sonlandırılması için de dünyanın güvendiği ülke Türkiye. Bu savaşın kazananı olmaz. Ancak çok daha fazla insan ölür savaş devam ederse, biz bu savaşın bir an önce durması için her türlü çabayı sarf edeceğiz” ifadelerine yer verdi. “GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE TEPKİMİZİ VERDİK” İsrail’de Müslümanlara karşı yapılan saldırlar hakkında da konuşan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "İsrail'in saldırılarından dolayı, Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine yaptığı saldırılardan dolayı da üzüntülüyüz. Ama üzüntülü olduğumuz kadar da kızgınız. Çünkü İsrail Ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya pervasızca bir saldırı düzenledi. Ve orada ibadet eden kardeşlerimize nasıl saldırdıklarını gördünüz. Bu hiçbir şeye yakışmaz. İnsanlığa da yakışmaz vicdana da yakışmaz. Hangi vicdan kabul edebilir bunu? Neymiş efendim de provokasyon varmış. Mescid-i Aksa'da namaz kılmanın nesi provokasyon? Namaza durmuş insanları nasıl dövdüklerini, nasıl ittirdiklerini, namazlarını bozdurduklarını görüyorsunuz. Bunun ne manası ne gerekçesi olabilir? Bugün tabii güçlü bir şekilde tepkimizi verdik. Bugün İsrail Dışişleri Bakanı'yla da görüştük. Buraya gelirken yolda görüştük. Kendisine de aynı şekilde bunun kabul edilemeyeceğini, böyle bir şeyin Türkiye tarafından, Müslümanlar tarafından hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini, derhal bunlara son vermeleri gerektiğini de söyledik. Diğer taraftan tabii Filistin Dışişleri Bakanı Riad Malki kardeşimi de aradım. Kendisinden de bilgiler aldım. Türkiye'nin, Türk milletinin ve tüm Müslümanların yanlarında olduğunu söyledik. Cumartesi günü İslam iş birliği Teşkilatı'nın olağanüstü toplantıya davet ettik. Toplantı gerçekleşecek. Yakın bir zamanda Bakanlar düzeyinde de yine bir araya geleceğiz. Geçmişte olduğu gibi bu işin peşini bırakmak yok. Eskiden de öyleydi, olağanüstü toplantılar, Birleşmiş Milletler'de aldırdığımız kararlar. Buradan da İslam dünyasına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Biz özellikle İstanbul'daki olağanüstü zirvelerde ve toplantılarda Filistinli kardeşlerimizi yine Mescid-i Aksa'nın kutsiyetini korumak için atmamız gereken adımlarla ilgili karar aldık. Bu kararları bu adımları atmak sadece Türkiye'nin sorumluluğunda değil, tüm İslam ülkelerinin, ümmetin sorumluluğundadır. Dolayısıyla İslam ülkelerine buradan çağrımız gelin daha birlik, kararlı bir şekilde, hep birlikte adım atalım. Ve kardeşlerimize yönelik bu tür saldırıların önüne geçelim. Ama biz Filistin ve Kudüs davasını hiçbir zaman bırakmayacağız. İsrail'le başlattığımız diyalogda da şunu söyledik. İsrail'e tekrar büyükelçilerimizin atanması ya da bir diyaloğun asla ve asla, Kudüs ve Filistin davası pahasına olmayacaktır. Ve bizim kırmızı çizgimizdir. Bu konudaki hassasiyetimiz, milletimizin hassasiyeti de ortadadır. Tüm dünyaca da bilinmektedir. Sadece Kudüs'te mi Mescid-i Aksa'da mı? Son zamanlarda kutsal dinimiz İslam'a, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları görüyorsunuz. İslam düşmanlığı ve Müslümanlara yönelik saldırılar artık haddini aşmıştır. Peki neden bu saldırılar hep Türk Büyükelçiliklerinin önünde oluyor ya da bizim bayrağımızla birlikte Kur'an-ı Kerim'e saldırıyorlar pervasızca? Çünkü Türk milleti ve Türkiye, İslam'ın da sancaklarıdır da ondan. İslam düşmanlığına, her türlü ırkçılığa, yabancı düşmanlığına sonuna mücadelemizi sürdüreceğiz, sürdürmemiz gerekiyor.” “TÜRKİYE'DE KOALİSYONLAR DÖNEMİ BİTTİ” Seçimlere dair de konuşan Çavuşoğlu, "Türkiye'de koalisyonlar dönemi bitti" dediği konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün herkes Türkiye'de seçimlerin ne zaman yapılacağını konuşuyor. Konuşmuyor bile. Beş senede bir olacağını biliyor. Yerel seçimlerde yani bir erken seçim bir seçim tarihinden önce bir şey olacak da Allah korusun bir belediye başkanımız ayrı ruhsal ya da bir sebepten dolayı vefat etmediği sürece konuşulur mu? Olsa bile kendi içinden seçilir. Türkiye'de koalisyonlar dönemi bitti. İşte görüyoruz koalisyonla yönetilen en güçlü Avrupa ülkelerine. Ben şimdi 9 sene oldu, toplam Avrupa Birliği Bakanı olarak, 8 seneyi geçti Dışişleri Bakanı olarak. Sadece İtalya'da 8’den fazla Dışişleri Bakanıyla çalıştım. Her 2 senede bir, 1 senede bir, 1,5 senede bir hükümet değişiyor. Bir tek Fransa istikrarlı. İşte İngiltere kaç tane başbakan değişti? Şurada son 1 sene içinde 3 başbakan değişti. Cumhurbaşkanımız hatırlamıyordu kaç tane başbakanla çalıştığını. Maalesef öyle koalisyonla yönetilen ülkelerde böyle oluyor. Ama ülkemizde istikrar var. Bunun kıymetini bilelim. Şimdi birileri çıkıyor. Yok şu sisteme döneceğiz, yok bu sisteme döneceğiz. Türkiye'nin bundan geri dönmesi mümkün değil. Bir kere halkımız izin vermez. Neymiş efendim de Cumhurbaşkanı tekrar meclis geçecekmiş. O günleri de gördük. 367’yi dayattılar bize ilk dönemde. Öyle değil mi? Dayattılar. Anayasa Mahkemesi karar verdi. Yani bir nevi orada kimlerin devrede olduğunu biliyoruz biz. Oysa meclis içtüzüğü ve anayasa açık, açılış için 3’te 1 çoğunluk yeter. Neymiş efendim de 3’te 2 olması lazım. O zaman meclis hiçbir zaman açılamaz. Meclisin çıkardığı hiçbir karar geçerli değildir. Eğer bu mantıklı olsaydı. Yani millet elindeki gücü bu şekilde doğrudan gücü zaten vermez. Çünkü doğru olmadığına inandığı için izin vermez. Yoksa milletvekillerini seçiyor, meclise gönderiyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dediği çatının altında milletvekillerinin de milletimizi iyi temsil etmesi önemli. Ama yönetim sistemi başka bir şey. Yani bizim ülkemizin o karanlık, o çalkantılı günlere gitme lüksü yok. Öyle bir dönemde hizmet etmek mümkün değil. Bakıyorum bizim dışişleri bakanlarına 3 ay, 4 ay, 5 ay. Hepsi kıymetli insanlar. Bir sene yapana şanslıymış diyoruz. Öyle mi? Ya ben şu anda Cumhuriyet tarihi döneminde en uzun Dışişleri Bakanlığı yapan 2’nci kişiyim.” "BİZE KARŞI OLUN AMA TÜRKİYE'YE KARŞI OLMAYIN" Türkiye’nin küresel konumunu devam ettirmesi için topyekûn diplomasi yapılması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Türkiye'nin dünyada küresel konumunu devam ettirmesi için topyekun diplomasi yapmamız lazım. Tıpkı devlet, millet el birliğinde her konuda beraber çalıştığımız gibi. Bunun başka seçeneği yok. Başka türlüsü olmaz. Dolayısıyla böyle 7’li koalisyonmuş yok 8’li koalisyonmuş, yok kanun hükmünde kararnameyle girenleri çıkaracaklarmış olmaz. Biz bunu söyleyince de rahatsız oluyorlar. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben söylemiyorum ki, genel başkanınız kanun hükmünde kararname ile atılanları işlerine geri getireceğim, diyor. Şimdi benim FETÖ'yle bağlantısı kesinleşmiş, Bakanlığımızda komisyonla ve kanun hükmünde kararnameyle uzaklaştırılmış ve birçoğu da yurt dışına kaçmış, 630 FETÖ'cüyü getireceksin. Bu devletin sırrı ne olacak? Bunların sadakati devlete millete mi? Değil. Bunları siz söylüyorsunuz. Ben söylemiyorum. Kimi çıkaracaksınız o zaman? Onu söyleyeyim. PKK'lıları mı çıkaracaksınız? FETÖ'cüleri mi çıkaracaksınız? Daha açık konuşun daha açık. Ne kazancımız varsa karşı çıkıyorsunuz. SİHA'ya da karşı çıkıyorsunuz. Bakacağız, durduracağız, soruşturacağız. Nesini soruşturuyorsun? Eski zihniyet, o devrimi engelleyen zihniyet hortlamak üzere. İnsan iktidara karşı olur da ülkenin kazanımlarına karşı olmaz. Ben onları hep mecliste yalvarıyorum. Bize karşı olun ama Türkiye'ye karşı olmayın. Türkiye'nin çıkarlarına karşı olmayın kardeşim. Cumhur İttifakı Türkiye sevdasıyla bir kurulmuş bir ittifaktır. Aramıza yeni arkadaşlarımız yeni partiler de katıldı. Bize güç veren Türkiye sevdası. Devletimizi, milletimizi, hedeflerine ulaştırmak için. Çıkar ittifakı yok bizde. ‘Maalesef Türkiye Azerbaycan'a yardım etti’ diyenlerden bir şey olmaz bu memlekete. Bize aferin desinler diye siyaset yapanlardan bu memlekete bu millete bir fayda gelmez. Vallahi gelmez, billahi gelmez. Yani bunların öyle bir derdi de yok zaten. İHA'lara, SİHA'lara karşı çıkanların derdi ne? Yine yurt dışına bağımlı mı kalalım? Biz bugün yüzde 80’e çıkarmasaydık yerlilik ve millilik oranının bir tane SİHA'yı bile uçuramazdık. Çünkü vermek istemiyorlar. Mesela Kanada, önce kamerayı vermiyordu, istemiyordu. Şimdi motorları da vermek istemiyor. Kanada'nın bizimle ne derdi var? Hiçbir derdi yok. Ama Azerbaycan Karabağ'ı geri aldı diye rahatsızlar. Biz bunlara mı hizmet edeceğiz? Kimisi diyor ki Suriye'den çekileceğiz. Suriye'nin sınır toprak bütünlüğünü tanıyoruz da bugün Suriye'den çekildiği zaman bu boşluğu kim dolduracak? PKK'ya, YPG'ye operasyon yapmayın, diyor. Ne işiniz var diyor Suriye'de. YPG'yle PKK'nın teröre destek verdiği halde aynı örgüt olduğu Amerika'nın resmi kaynaklarında var. Resmi raporlarında var. Ama bugün adayım diye çıkan bazı kişiler 'YPG terör örgütü değildir' diyor. Terör örgütü değildir de nedir? Her gün oradan saldırıyor. Okullarımıza roket attılar. Öğretmenlerimiz, çocuklarımız şehit oldu, askerimiz şehit oldu, polisimiz şehit oldu. Kim yaptı bu saldırıları? Bunu yapanlara terörist denmez de ne denir? Kusura bakmasınlar. Onlar bunlardan rahatsız olabilir. Ama biz onları rahatsız devam edeceğiz. Türkiye'den rahatsız olanlara biz de rahatsız etmeye devam edeceğiz. Ama milletimiz her şeyi görüyor. Her şeyi biliyor. Ve 14 Mayıs demokrasi bayramıdır. Milletimiz sandığa gidecek. Biz 14 Mayıs’a kadar hepsi her şeyi söyleyeceğiz. Herkes söyleyecek hakkıdır. Ama kararı milletimiz verecek. Milletimiz hangi kararı verirse herkes de onu kabul edecek” dedi. “HER SEÇİMDE OLDUĞU GİBİ SEÇİMLERİMİZ ŞEFFAF OLACAK” Son olarak 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan seçim ilişkin Çavuşoğlu, şöyle konuştu: “Ve biz seçimlerin gözlemlenmesi için de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) yine bizim kendi bölgesel örgütlerimiz de var. AGİT parlamenter gibi birçok gözlemci kuruluşu davet ettik. Her zaman olduğu gibi her seçimde olduğu gibi seçimlerimiz şeffaf olacak. Seçimlerimiz demokratik olacak. Ama 2 tane HDP, PKK'ya destek veren, daha önce izin vermediğiniz gözlemci siyasi partilerin kontenjanından Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Gözlem Heyeti’ne dahil olmuş. Daha önce de uyardık, tekrar uyardık, yine koymuşlar. Daha önce olduğu gibi o ikisi buraya geldiler. Çünkü HDP, PKK propagandası yaptılar. Yani bu sefer de onların da ülkemize girmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü onlar gözlemci olarak gelmiyorlar, provokatör olarak geliyorlar. Avrupa Konseyi'nde 11 yıl görev yaptım. Objektif dengeli olması gerekiyor. Bir kurumun itibarı da en az ülkelerin itibarı kadar önemlidir. Çünkü o kurumlarda hepimiz hep birlikte çalışıyoruz.” Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuşmasının ardından AK Parti Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan'ın hediyesini kabul etti. Çavuşoğlu, iftar programının ardından KYK Doğan Aslan Bey Öğrenci Yurdunda kalan depremzede vatandaşları ziyaret edip, daha sonra kentteki gençlerle buluştu. İHA

Bakan Çavuşoğlu: En az gelişmiş ülkeleri kendi kaderlerine terk edemeyiz Haber

Bakan Çavuşoğlu: En az gelişmiş ülkeleri kendi kaderlerine terk edemeyiz

Bakan Çavuşoğlu: En az gelişmiş ülkeleri kendi kaderlerine terk edemeyiz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin en az gelişmiş ülkelerin uzun süreden beri kararlı destekçisi olarak üzerine düşeni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini söyledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) En Az Gelişmiş Ülkeler 5. Konferansı'nın (EAGÜ-V) ilk gününe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı temsilen katıldı. Konferansın açılış bölümünde hitap eden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamlarını iletti. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün Doha'da olmayı çok istediğini fakat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından toparlanma ve yeniden yapılandırma çalışmalarını denetlemek için Türkiye'de kaldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, en az gelişmiş ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasını her zaman öncelik olarak gördüğünü dile getiren Çavuşoğlu, Erdoğan'ın bu konferansın yeni bir küresel ortaklık geliştirmede "kilometre taşı olacağına dair inancının tam" olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, "En az gelişmiş ülkelerin sosyal, ekonomik ve çevresel kalkınmadan yararlanmasını sağlayacak bir ortaklıktan, küresel ekonomik ve mali sistemin eşitsizliği daha da derinleştirmesini engelleyecek bir işbirliğinden, en az gelişmiş ülkelerin kendi sınırlarının çok ötesinde alınan kararlar yüzünden geride kalmamasını sağlayacak bir taahhütten bahsediyoruz. Bu konuda hem Katar hem de BM’nin üstün gayretlerini takdirle karşılıyoruz." diye konuştu. TÜRK MİLLETİ BUNU ASLA UNUTMAYACAK Türkiye'nin 6 Şubat'ta iki büyük depremle sarsıldığını ve Türk halkı olarak derin bir keder içinde bulunduklarını kaydeden Çavuşoğlu, bu acı günlerde uluslararası toplumun göstermiş olduğu samimi dayanışmanın yüreklerini ısıttığını ve kendilerine güç verdiğini söyledi. Çavuşoğlu, en az gelişmiş ülkelerin, zor günlerinde Türkiye'ye ilk destek veren ve dayanışma gösteren ülkeler arasında olduğuna dikkati çekerek, "Bize uzanan bu yardım elinin, başlı başına büyük bir fedakarlık olduğunu biliyoruz. Şunu bilmenizi istiyoruz, Türk milleti bunu asla unutmayacak. Deprem sonrası sergilediğiniz bu dayanışma, kalben en gelişmiş ülkeler olduğunuzu bir kez daha gösterdi." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Çavuşoğlu, katılımcılara Türk halkının kalpten teşekkürlerini iletti. TÜRKİYE, ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR Doha'daki bu toplantının uluslararası sistemin baş döndürücü bir hızla değiştiği döneme denk geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, en az gelişmiş ülkelerin bu değişimlere karşı en kırılgan konumda bulunduklarını ve bu ülkelerin kalkınmasını ve gelişimini desteklemenin ortak sorumlulukları olduğunu vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye, en az gelişmiş ülkelerin uzun süreden beri kararlı bir destekçisi olarak üzerine düşeni yapıyor ve yapacak." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2011'de 10 yıllık bir yol haritası geliştiren 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'na ev sahipliği yaptığını hatırlatan Çavuşoğlu, bununla durmadıklarını ve İstanbul Programı’nın kapsamlı ara incelemesini Antalya’da 2016'da gerçekleştirdiklerini söyledi. Çavuşoğlu, öte yandan Belçika ile birlikte BM'de En Az Gelişmiş Ülkeler Dostluk Grubu’nun eş başkanlığını yürüttüklerini ve BM Teknoloji Bankası’na ev sahipliği yaptıklarını belirterek, "Bunlara ek olarak Türkiye, kalkınma ve insani yardımda en üst sıralarda yer alan ülkelerden biridir ve en az gelişmiş ülkelerin kapasite inşası dahil birçok alandaki çabalarına katkı sunmaktadır." dedi. Bakan Çavuşoğlu, "En az gelişmiş ülkeleri kendi kaderlerine terk edemeyiz. Gecikmeden, hemen şimdi eyleme geçmemiz gerekiyor. Her şeyden evvel, gıda güvenliği büyük önem arz ediyor." ifadelerini kullandı. 21. yüzyılda açlığı sonlandırmaya halen bu kadar uzak olunmasının utanç kaynağı olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM ile hayata geçirdiği İstanbul Tahıl Girişimi'nin küresel gıda fiyatlarını düşürerek başta en az gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün dünyada hane halklarına katkı sağladığını söyledi. Çavuşoğlu, bu girişimin kesintisiz şekilde uygulanması ve uzatılması için yoğun çaba sarf ettiklerinin altını çizdi. KAYBEDECEK VAKTİMİZ YOK Bakan Çavuşoğlu, öte yandan "aralarında dijital ve teknolojik bir uçurumla bölünmüş iki ayrı dünya olmayı" kabul edemeyeceklerini vurguladı. Sürdürülebilir ve kapsayıcı toparlanma için son "Eylem On Yılı"nda olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Kaybedecek vaktimiz yok. Son olarak, kalkınmayı engelleyen kısır döngüleri kırmamız gerekiyor. Küresel ekonomik ve finans sistemi reforme edilmeli. İklim değişikliğiyle mücadele için de yeni yöntemler bulmamız lazım. En az gelişmiş ülkeler iklim değişikliğine sebep olmamalarına rağmen en çok etkilenen ülkeler haline geldi." diye konuştu. Doha Eylem Programı'nın İstanbul Programı'nın taahhütlerini sürdürdüğünü ve dayanıklılık inşası için ümit vadettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, herkesi bu programı benimsemeye ve küresel çaptaki gayretleri arttırmaya davet etti. AA

Haber

"Çekya ile ticarette ortak hedefimiz olan 5 milyar dolara yaklaşıyoruz"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,  Çekya'nın Lidove Noviny gazetesinde Türkiye-Çekya ilişkilerini değerlendiren bir makale kaleme aldı. İki ülke ilişkilerinin önemine değinen Çavuşoğlu, Türkiye ile Çekya arasında diplomatik ilişkilerin 1924'te Mustafa Kemal Atatürk ve Tomas Garrigue Masaryk liderliğinde kurulduğunu belirtti. Çavuşoğlu, Soğuk Savaş sonrası bölgenin çeşitli sınamalarla karşı karşıya kaldığına dikkati çekerek, "Ortak çıkarları, paylaştığı değerleri olan iki NATO müttefiki olarak bu zorluklarla mücadelede gelişmiş bir Türkiye-Çekya ilişkisi şarttır. Kovid-19 gibi küresel sorunlar, Suriye'deki kriz ve Ukrayna'daki savaş gibi bölgesel konular iş birliğimizi geliştirmemiz gerektiğini gösteren en yakın örneklerdir." dedi. Ukrayna'da savaşın başladığı andan itibaren Türkiye'nin siyasi ve insani anlamda önemli katkılar yaptığına da vurgu yapan Çavuşoğlu, "Ayrıca tarafları uygulanabilir bir siyasi çözüm için teşvik ederek diplomasiye alan bırakmak için çalışıyoruz" ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, savaşın uzun sürme riskini de değerlendirerek, "Uzun sürecek bir savaş riskinin Avrupa'nın hatta küresel güvenlik mimarisinin üzerinde zararlı etkileri olabilir. Bu nedenle adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak için diplomatik çabalar sürdürülmelidir. Uygulanabilir herhangi bir çözümle Ukrayna'nın egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü korunmalıdır." değerlendirmesini yaptı. Türkiye ve Çekya'nın bu bölgesel ve küresel zorluklar karşısında karşılıklı saygı temelinde dostane ilişkileri ve işbirliğini geliştirmek için siyasi iradeye sahip olduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin halihazırda gündelik problemlerden arınmış canlı ikili ilişkilerini her yönde geliştirmeye hazır olduğunu da bildirdi. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 4,4 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Ortak hedefimiz olan 5 milyar dolara yaklaşıyoruz. Savunma sanayii, işbirliğimiz için umut verici bir alan. Türk inşaat sektörü de konut ve altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için Çekya ile birlikte çalışmaya çok istekli.” değerlendirmesinde bulundu. Çekya’nın 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığını devralacak olmasına da değinen Çavuşoğlu, “Çekya'nın yaklaşmakta olan AB Dönem Başkanlığı'nın Türkiye'nin AB üyelik sürecini ilerletmesine yardımcı olacağına eminim. Türkiye, güvenlik, savunma, dış politika, enerji güvenliği, ekonomi ve göç yönetimi açısından AB'ye katkıda bulunmak için iyi bir konumda.” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Ukrayna’dan hızla büyüyen mülteci krizinin göç alanında işbirliğinin önemini bir kez daha hatırlattığına işaret ederek, “Ukrayna’ya komşu ülkelerdeki durumu, son 8 yıldır en büyük göçmen nüfusa ev sahipliği yapan Türkiye’den başka hiçbir ülke daha iyi anlayamaz” ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin geçen yaz Çekyalı turistlerin en fazla ilgi gösterdiği 4. ülke olmasından dolayı duyduğu memnuniyetini dile getiren Çavuşoğlu, bu yıl Türkiye’nin Çekyalı turistler için ilk sırada yer almasını umduklarını ve Türkiye ve Antalya’nın daha fazla Çekyalıya ev sahipliği yapmayı istediğini kaydetti. Türkiye ile Çekya’nın Kovid-19 salgının getirdiği zor koşullara rağmen insani temaslarını sürdürdüğüne işaret eden Çavuşoğlu, iki ülkenin gelecek yıllarda çok katmanlı ilişkilerini daha üst seviyelere taşıyacağını, Türkiye’nin bu yönde samimi çabalar göstermeye hazır olduğunu ifade etti. İHA

Haber

"Terör tehdidini nerede olursa olsun temizlemek görevimiz"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Fransa ve Almanya'nın Ankara Büyükelçilerinin PKK'nın bu ülkelerde düzenlediği gösteriler nedeniyle Bakanlığa çağrıldığını açıkladı. "Terör tehdidini nerede olursa olsun temizlemek bizim görevimiz" Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'ye yönelik terör tehditlerine ilişkin, "Terör tehdidini içerde ve dışarda, Suriye'de de, nerede olursa olsun temizlemek bizim görevimiz" ifadelerini kullandı. "Yunanistan, adaların statüsünü bozmuştur" Doğu Ege Adaları'ndaki silahlanmaya ilişkin Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Yunanistan, adaların statüsünü bozmuştur, dolayısıyla Yunanistan'ın bu adaları silahsızlandırması gerekir. Aksi takdirde egemenlik tartışması başlar."  Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yunan siyasetçilerin Türkiye'ye yönelik tavrıyla ilgili, "Her gün Türkiye'ye 5-10 kez saldırmazlarsa kendi halklarını tatmin edemeyeceklerini düşünüyorlar" diye konuştu.  Rusya-Ukrayna savaşı Rusya-Ukrayna savaşında müzakerelerin sona ermesine ilişkin Çavuşoğlu, "Tekrar müzakereye dönme atmosferinde bizim tarafları tekrar bir araya getirme hatta liderler düzeyinde bir araya getirme konusu var." dedi.  Bakan Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Lavrov'un Karedeniz'de buğday meselesini de kapsayan bir güvenlik koridorunun açılması konusunu görüşmek üzere 8 Haziran'da Türkiye'ye geleceğini açıkladı.  Çavuşoğlu, "Gazze'nin münhasır ekonomik bölgesinde bir faaliyet olacaksa İsrail ve Filistin arasında hakça paylaşım yapılması gerekiyor. Bu konuda gerekli telkinlerde de bulunduk." diye konuştu. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.