[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Mevsim geçişleri

Mevsim geçişleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mevsim geçişleri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mevsim geçişlerinde nasıl korunabiliriz? Haber

Mevsim geçişlerinde nasıl korunabiliriz?

Yaz mevsiminin sona ermesiyle birlikte, sonbahar mevsiminde son zamanlarda grip, soğuk algınlığı ve nezle gibi vakalarda artış yaşandı. Hemen hepimiz etrafımızda bu vakalardan birine rastlıyor ya da kendimiz bu hastalıklara yakalanabiliyoruz. Mevsim geçişlerinde hastalıklara karşı uyarılarda bulunan Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Torun, bağışıklık sistemini güçlü tutmak için dengeli beslenmek ve mevsim koşullarına uygun kıyafet seçimi yapılması gerektiğini bildirdi. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ YENİK DÜŞEBİLİYOR Mevsim geçişlerinde grip ve soğuk algınlığı ile karşılaşmamızın temel nedenlerine değinen Torun, “Temel neden geçiş mevsimlerinde bağışıklık sistemi son derece yetersiz kalıyor. Ani soğuk ve sıcaklık değişimi insan organizmasında bağışıklık sistemini etkiliyor. Bağışıklık sistemi yenik düşebiliyor. Tüm viral enfeksiyonlarda olduğu gibi üst solunum yolu enfeksiyonu yapan; grip ve nezle gibi virüsler bağışıklık sistemi ile ilintili virüsler. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin zayıfladığı anı bekliyorlar ve zayıfladığı anda bunlar artıyor. Bu mevsimlerde bağışıklık sistemi yeterli savunmayı yapamadığı için ve ani ısı değişimleri olduğu için dolayısıyla üst solunum yolu enfeksiyonu yapan mikroorganizmalar insanları kolayca avlayabiliyorlar” ifadelerini kullandı. YAĞ DA BİR GEREKSİNİM Bu dönemde vatandaşlara gereken önerileri sıralayan Torun, “Bu dönemde bağışıklık sistemi yetersiz kalabileceği veya zayıflayabileceği için dikkatli olmak gerekir. Isı değişimlerinde duyarlı olmak lazım. Giyeceklerimize ve beslenmemize son derece dikkat etmemiz gerekir. Giyeceklerimizde bir önceki mevsimden alışkanlıklarımız olduğu için daha çok ısı değişimini önleyebilecek kıyafetler seçmemiz lazım. Bunun yanında sağlıklı beslenmeye de dikkat etmemiz gerekir. Özellikle bol vitaminli ve bol sıvı olabilen gıdalar almamız lazım. Günlük kalorimizi mutlaka almamız gerekiyor. Proteinimizi mutlaka almamız lazım. İnsanlar yağı ihmal ediyor oysa ki yağ da bir gereksinim. Yağı tamamen kesmememiz lazım. Yani sağlıklı beslenme ve mevsim şartlarına uygun kıyafet seçimleri bizleri hastalıklara karşı korur. Egzersizleri bir kenara bırakmayalım. Grip aşılarımızı mutlaka yaptıralım. Risk altındaki grup ise mutlaka zatürre aşısını yaptırması gerekiyor” dedi. BULAŞMA OLASILIĞI ÇOKÇA ARTACAKTIR Torun, Eris varyantının bu dönemde daha etkili olup olmayacağına dair soruya ise “Bu mevsimlerde kapalı ortamlarda bulunma olasılığımız bu dönemlerde daha da artıyor. Özellikle okul ortamlarında çocukların daha çok yan yana olduğu dönemlerdeyiz. Bu yüzden virüs bulaşma olasılığı bir yandan Eris’in bulaşma olasılığı çokça artacaktır. Dolayısıyla bizim beklediğimiz; Eris’in artacağı. Dikkatli olmamız gerekir. Maalesef Eris ile ilgili aşılar gelmedi ve elimizdeki aşıların da çok bir yararı olmadığını daha önce belirtmiştik. Eris için maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmek gerekir. Maskeyi ihmal etmeyelim. Maske aynı zamanda solunum yolu ile geçen 20’ye yakın hastalığı da engelliyor. Özellikle el hijyenine de dikkat etmek gerekir. En az 20 saniye yıkayalım” dedi. RİSK GRUBUNDAKİLER DİKKAT Bu mevsimde kronik rahatsızlığı olan hastaları ise şu şekilde uyardı: “Özellikle bağışıklık sistemi ile ilintili hastalığı olanlar, kanser hastaları, AIDS hastaları, KOAH hastaları, kronik bronşit hastaları, astım hastaları, akciğer kanseri olan hastalar bunlar grip ve zatürre aşılarını muhakkak yaptırmalı ve maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmeliler. Kalp hastaları, tansiyon hastaları, diyabet hastaları, dalağı alınmış kimseler çok çok dikkat etmeleri gerekir.” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Artık hobi değil lüks haline geldi

Uzmanlar uyardı: Bu hastalıklar birbirine karışabilir Haber

Uzmanlar uyardı: Bu hastalıklar birbirine karışabilir

Bahar mevsiminde grip ve alerjik rinit gibi hastalıkların birbirine karışabildiğini söyleyen Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Nabi Bulut, “Kış sonu- ilkbahar başlangıcıyla birlikte alerjiler çoğaldı. Birbirine benzer semptomlar oluşturan nezle, grip ve saman nezlesi (vazomatör rinit) sıklıkla birbirine karışmakta hatta bazen birkaçı bir arada bulunarak hastaları zorlamaktadır. Bu nedenle ani ısı ve nem değişikliklerine dikkat edilmelidir” dedi. Kulak Burun Boğaz Dr. Öğr. Üyesi Murat Nabi Bulut mevsimsel alerji hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Halk dilinde saman nezlesi olarak tanınan alerjik rinitin tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Alerjik rinit, genellikle polenlere bağlı olan mevsimsel genellikle akarlara (ev tozu) bağlı yıl boyu süren burun tıkanıklığı geniz akıntısı hapşırık, gözlerde kaşınma ile devam eden bir rahatsızlıktır. Sistemik bulgular dediğimiz ateş, kırgınlık olmaz. Tedavide başlangıçta alerji testleri yapılıp alerjen tespit edildikten sonra semptomatik tedavi dediğimiz ilaç tedavisi ya da alerjene yönelik immunoterapi (aşı tedavisi) yapılmalıdır. Ancak alerjen maddeden uzak durmak, en önemli korunma yöntemidir” diye konuştu. GRİP İLE KARIŞTIRILABİLİR Bu mevsimde grip ve alerjik rinit gibi hastalıkların birbirine karıştığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Vazomotor rinit veya halk arasında saman nezlesi dediğimiz rahatsızlık biraz daha fazla görünebilir, kışın ani ısı ve nem değişikliğine, bu rahatsızlığa sahip kişilerin burnunun ani tepki vermesidir. Kış sonu- ilkbahar başlangıcıyla alerjiler çoğaldı. Birbirine semptomlar oluşturan nezle, grip ve vazomatör rinit sıklıkla birbirine karışmakta hatta bazen birkaçı bir arada bulunarak hastaları zorlamaktadır. Nezle-grip virüsler sebebiyle oluşmakta olup burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık az ya da çok vücut kırgınlığı, ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve geniz akıntısı ile devam etmekte olup 5-10 gün içinde iyileşme olmaktadır. Bazen rahatsızlık uzayıp orta kulak iltihabı, larenjit, sinüzit, bronşit gibi ilave rahatsızlıklara yol açabilmektedir” şeklinde konuştu. BOL SIVI ALIMI TEDAVİ SEÇENEKLERİ ARASINDA Tedavi yollarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Tedavide semptomatik tedavi, bol sıvı alımı, istirahat nemli ortam yeterli olmaktadır. Başka rahatsızlığa yol açmışsa ona uygun antibiyotik verilmektedir. Vazomator rinit veya halk arasında saman nezlesi dediğimiz rahatsızlık biraz daha fazla görünebilir. Sıcak yemek yeme, duş-banyo yapma, sabah soğuk su ile ani ısı ve nem değişikliği durumlarında su gibi burun akıntısı, hapşırık ve nadiren burun tıkanıklığı görünebilir. Şikâyetlerin çok hızlı başlayıp hızla gerilemesi sebebiyle saman nezlesi tedavisinde semptomatik ilaçlar kullanılır. Ani ısı ve nem değişikliklerine dikkat edilmelidir” şeklinde konuştu. İHA

Mevsim geçişlerinde nasıl beslenmeliyiz? Haber

Mevsim geçişlerinde nasıl beslenmeliyiz?

Diyetisyen Pınar Doğan, “Mevsim geçişlerinde Omega-3 yağ asitleri içeren besinleri tüketin. Yağlı tohumlar olan kuru yemişler, ceviz fındık, badem gibi besinler Omega-3’den zengin kaynaklardır” dedi. Diyetisyen Pınar Doğan, mevsim geçişlerinde beslenme düzenimizde dikkat edilmesi gerekenler hakkında uyarılarda bulundu. Mevsim geçişlerinde ani ısı değişimleri ile birlikte yorgunluk, halsizlik ve sürekli karbonhidrat yeme isteğinin çok sık görülen şikayetler arasında olduğunu, yeterli ve dengeli beslenerek bu şikayetlerden kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Doğan, “Mevsim geçişlerinde Omega-3 yağ asitleri içeren besinleri tüketin. Yağlı tohumlar olan kuru yemişler, ceviz fındık, badem gibi besinler Omega-3’den zengin kaynaklardır. Bunun dışında haftada 2 gün balık tüketimi de önemlidir” dedi. Bağışıklığı güçlendiren besinler Vücudun hastalık oluşturma potansiyeline sahip mikroorganizmalar ile mücadele eden ve çeşitli hastalıkların gelişimine engel olan sistemine bağışıklık adı verildiğini dile getiren Diyetisyen Doğan, C vitamini içeren turunçgiller, kırmızı ve yeşilbiber ile A vitamini içeren havuç, ıspanak, brokoli ve kırmızı dolmalık biberin soğuk havalarda bağışıklığı besleyen besinler olduğunu ifade etti. Ayrıca doğan, demir vitamini bakımından zengin besin olarak gösterilen yeşil yapraklı sebzelerin ve kalsiyum ve protein içeren süt ürünlerinin de aynı grupta yer aldığını ekledi. Daha sonra ise Doğan, yaban mersini ve bitter çikolata gibi güçlü antioksidanların da tüketilmesini önerdi. Doğan, ayrıca badem, çekirdek, ceviz ve fındık gibi besin değer yüksek olan kuru yemişlerin yanı sıra Omega-3 değeri yüksek olan deniz ürünleri, bakliyatlar ve probiyotik içeren yoğurdun da soğuk havalarda bağışıklığı besleyen besinler arasında yer aldığını hatırlattı. İşlenmiş etler bağışıklığı olumsuz etkileyebilir Doğan, Trans yağlar ve işlenmiş paketli gıdaların da bağışıklığı olumsuz etkileyen besinler olduğunu dile getirdi. Öte yandan Doğan, salam ve sosis gibi işlenmiş etler ve gluten içeren gıdalardan ise uzak durulmasını önerdi. “Uyku düzenine dikkat edilmeli ve bol sıvı tüketmelisiniz” Bağışıklık sistemini güçlendirme yollarına da değinen Doğan, dengeli beslenme kurallarına uyulması, her besinden gerekli ölçülerde ve dengeli olarak tüketilmesi gerektiğini vurguladı. Hareketsiz yaşam tarzından uzak durulması ve düzenli egzersiz yapılmasını söyleyen Doğan, “Uyku düzenine dikkat etmeli ve bol sıvı tüketmelisiniz. Aşırı stresten uzak durmalı ya da stres yönetimi için gerekirse uzman yardımı almalısınız. İdeal kiloyu korumak ya da ideal kiloya ulaşmak önemlidir. Bunun için uzman yardımı alabilirsiniz. Ayrıca alkol, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan da uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu. Mevsim geçişlerinde beslenmeye dikkat Doğan, mevsim geçişlerinde ani ısı değişimleri ile birlikte yorgunluk, halsizlik, sürekli karbonhidrat yeme isteği ve hastalıkların görülebildiğini; yeterli ve dengeli beslenmeyle bu şikayetlerden kurtulmanın mümkün olduğunun altını çizerek, “Bol su içerek hastalıklardan korunun. Günde 8-12 bardak su tüketmeyi ihmal etmeyin. Oruç tutanlar da oruç tutulan saatler dışında aralıklı ve sık sık 8-12 bardak su tüketmeye dikkat etmelidir. Bitki çayı tüketimini bir uzman tavsiyesiyle gerçekleştirin. Kahveyi az, bitki çayını daha çok tüketin. Halsizlik, yorgunluk için bol sebze, meyve tüketin. Ramazan’da oruç tutacaksanız ve sağlık sorununuz varsa, öncesinde doktorunuza danışın. Uzun saatler aç kalmak kan şekerinin düzensiz düşmesi ve yükselmesine neden olabileceğinden, bahar yorgunluğunu daha fazla hissetmenize neden olur. Haftada 2 kez balık tüketin. Omega-3 yağ asitleri içeren besinleri tüketin. Yağlı tohumlar olan kuru yemişler, ceviz fındık, badem gibi besinler Omega-3’den zengin kaynaklardır” ifadelerini kullandı. “Egzersiz ve yürüyüşü ihmal etmeyin” Fiziksel aktivitelerin ihmal edilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Diyetisyen Doğan, “Egzersiz yapın, merdiven çıkarak, tempolu yürüyüşler yaparak aktivitenizi artırın. Akşam yemeklerinizi hafifletin, iftarda ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçının. Kaliteli bir uyku ile güne daha dinlenmiş ve enerjik başlayın. Günde 6-8 saat uyumaya dikkat edin” uyarılarında bulundu. İHA

Mevsim geçişlerinde cildimizi nasıl korumalıyız? Haber

Mevsim geçişlerinde cildimizi nasıl korumalıyız?

Mevsim geçişlerinde cilt bakımının önemine değinen cilt uzmanı Ahmet Akın, "Mevsim geçişlerinde değişen hava şartları cilt türlerine göre farklılık gösterir, cildin gözenekleri havaların soğumasıyla birlikte sıkılaşır ve cildin sebum denen, yağ bezlerinin meydana getirdiği salgıda artış gözlenir. Vücut ısısını korumak için dolaşım sisteminde kan miktarını azaltır, bu azalma ile cilt yeterince kanla beslenemez, renksiz ve mat bir hale gelir. Cildin bu sebeple soğuk ve kuru hava şartlarından etkilenmemesi ve uyum sağlaması için bazı tedbirler alınması gerekir" dedi. "Cildin kirden, ölü derilerden arındırılması gerekmektedir" Pürüzsüz, parlak ve temiz bir cilde kavuşmak için en önemli adımın cilt temizliği olduğunun altını çizen Ahmet Akın, "Temiz olmayan, porları tıkalı bir cilde ne uygularsanız uygulayın iyi bir sonuç almanız mümkün değil. Cilt üzerindeki keratin denen ölü hücre tabakasının temizlenmesi, cilt yüzeyinde hijyen sağlayarak bakteri oluşumunu önleyecektir. Cilt temizlenmeden kullanılan her ürün porların tıkanmasına yol açacağı için mutlaka cildin kirden, ölü derilerden arındırılması gerekmektedir. Cilt ürünlerinde PH dengesi oldukça önemli bir faktördür. Cildin kurumasına engel olacak, deriyi tahriş etmeden temizleyecek, cilt tipine uygun, krem, köpük, jel veya akneli ciltler için üretilmiş temizleyicilerden destek alınabilir" diye konuştu. "Sağlıklı bir cilt için cilt hücrelerini yenilemeniz gerekir" Nemlendirici kullanmanın önemine değinen Akın, "Mevsim geçişlerinde cildinizin dış etkenlerden dolayı hasar görmesini istemiyorsanız nemlendirici kullanmanız gerekir. Cildinizi temizledikten sonra cilt tipinize uygun bir nemlendiriciyi cildinize sürün ve mevsim geçişlerinde mutlaka haftada bir kere peeling yapın. Sağlıklı bir cilt için cilt hücrelerini yenilemeniz gerekir. Cildi ölü hücrelerden arındırmak için düzenli olarak peeling yapmanız gerekir. Peeling yaparak cilt yüzeyindeki ölü hücrelerden kurtulabilir ve taze bir cilde sahip olabilirsiniz ancak peeling yaparken bazı noktalara dikkat etmeniz gerekir" ifadelerini kullandı. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.