[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#migren

migren haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, migren haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Migren botoksu estetik botoks uygulamasından farklı! Haber

Migren botoksu estetik botoks uygulamasından farklı!

Nöroloji Uzman Prof. Dr. Sultan Tarlacı, migren tedavisinde kullanılan botoks hakkında açıklamalar yaptı ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi. Migren hastalığının nörolojik bir hastalık olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzman Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Migren nöroloji hekimleri tarafından takibinin ve tedavi izleminin yapılması gereken bir hastalıktır.” diye konuştu. Özellikle kırışıklıkları gidermek için uygulanan estetik botoks sırasında migren botoksu adı altında da uygulama yapılabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bazıları estetik botoks sırasında ‘benim migrenim var’ deyip başın farklı bölgelerine botoks yaptırabiliyor. Migrende uygulanan botoksun uygulama noktaları, uygulama şekli, kırışıklıklarda uygulanan dozlardan çok farklıdır. Hastanın uygun şekilde tedavi edilip, uygun şekilde takip edilmesi gerekiyor. Migrende herhangi bir şekilde bu tür bir uygulama yapılacaksa etik, yasal ve hukuksal olarak bunu nöroloji uzmanlarının ya da uzmanlık alanı bu konu olan hekimlerin uygulaması gerekiyor.” dedi. Akupunktur alternatif bir tedavi olabilir Migren hastalığının kronik bir hastalık olduğunu anımsatan Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Hastalar genellikle ağrılar dayanılmaz ve kontrol edilemez hale geldiği zaman çözüm aramaya başlıyorlar. Bazen hekimlerden umudu kesebiliyorlar ve bu nedenle alternatif tedavi arayışlarına giriyorlar.” diye konuştu. Her durumda yine de nöroloji hekimine ya da ağrıyla ilgilenen ağrı polikliniklerine başvurulması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Sultan Tarlacı,  “Hastalığın uzmanlarca değerlendirilmesi gerekiyor. Böylece en uygun tedavi seçeneğine ulaşılabilir. Bilinen alternatif tedaviler içerisinde uygulanabilecek en akılcı yaklaşımın akupunktur uygulaması olduğunu söyleyebiliriz. Birçok çalışmada uygun şekilde, belirli bir düzen içinde ve uzmanlar tarafından akupunktur uygulandığında baş ağrısının sıklığının ve süresinin azalabildiği görülüyor. Dolayısıyla alternatif tedaviler içinde bunu sayabiliriz.” ifadelerine yer verdi.

Yaz aylarında baş ağrısından kurtulmanın yolları Haber

Yaz aylarında baş ağrısından kurtulmanın yolları

Antalya gibi aşırı sıcaklık ve nem ile ani hava değişimleri gelişen bölgeler, değişimlere duyarlı kişilerde baş ağrısı ve migreni tetikliyor. Ayrıca vücut ısısını yükselten fiziksel aktiviteler sırasında ısı kaynaklı baş ağrısı oluşabilir. Sıvı içmek ve güneşe maruz kalmaktan kaçınmak gibi tedaviler ve önleyici adımlar ile baş ağrılarından korunmak ve şikayetleri hafifletmek mümkün. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak sıcak havalarda baş ağrısı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. "Kadınları daha çok etkiliyor" Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, baş ağrısının bazen kişinin tüm hayatı boyunca zaman zaman yaşadığı bir şikayet olabiliyorken; bazı kişiler için bir hastalığın belirtisi veya hastalığa eşlik eden bir durum olarak ortaya çıktığını ifade etti. Çakmak, “Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan migren tipi baş ağrıları ve yine hastalarda ciddi yakınmalara sebep olan gerilim tipi ağrılar, hastaları yaşam boyu etkileyebilmektedir. Bu tür ağrılar başka bir hastalığa eşlik etmezken, ağrıya zemin hazırlayan etkenlerin varlığı unutulmamalıdır. Bunlar; stres, açlık ve uykusuzluğun yanı sıra; mevsimsel etkenler olarak sıralanabilir” diye konuştu. “Klima kullanımı, baş ağrısına yok açabilir” Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, şöyle devam etti: “Mevsimsel özellikler migren ve gerilim tipi baş ağrılarının artmasına veya azalmasına neden olabilmektedir. Yaz aylarında artan baş ağrıları bu durumun en somut örneklerindendir. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar, havanın ısınmasıyla damarların genişlediğini ve buna bağlı olarak baş ağrılarının da artığını göstermektedir. Öte yandan, baş ağrılarını kronik şekilde yaşayan kişiler çoğu zaman sıcakların bu etkisinin farkına bile varmazlar. Ayrıca sıcaklar nedeniyle artan klima kullanımı ağrıları olumsuz etkileyen bir başka etkendir. Klimalı ortamda uzun süre bulunmak baş ağrılarını tetikleyen durumlar arasında yer almaktadır.” "Baş ağrısından korunmak için bu önlemleri alın" Yaz sıcaklarında daha fazla hissedilmeye başlanan baş ağrılarının bir dizi önlem alınarak hafifletileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı: “Gün boyunca bol miktarda sıvı tüketin, aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçının, gölgeli alanlarda düzenli molalar vermeye özen gösterin, polarize güneş gözlüğü takın, koku baş ağrısını tetikleyebileceği için, kokusuz güneş kremi ve losyonlar tercih edin, aşırı sıcakta egzersiz yapmayın, yeme düzenine özen gösterin, aşırı sıcaklarda alkol tüketmemeye çalışın, çok sıcak bir ortamdan, klimatize edilmiş soğuk bir ortama ani geçiş yapmayın, klimalı ortamlarda soğuk havaya doğrudan maruz kalmayın.” "Etkin tedavilerle ağrılar son buluyor" Baş ağrısının kişinin yaşamını kısıtlar boyuta ulaşıyorsa, uzman doktora başvurması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Gerilim tipi baş ağrıları için depresyon tedavisine yönelik ilaçlar faydalı olabiliyorken; migren tedavisinde ilk basamak, hastanın tetikleyicilerden mümkün olduğunca uzak durmasıdır. Uyku ve beslenmenin düzenlenmesinin yanı sıra; düzenli egzersizler ile mevsim değişikliklerine karşı alınan önlemler, şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Bu tür önlemlere rağmen ataklar sıklıkla devam ediyorsa, hastaya atak sıklığını azaltıcı ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Migren tedavisinde kullanılan ilaçların sırayla denenmesi gerekebilir. Bu aşamada hastaların sabırla tedavilerini sürdürmesi ve doktorlarıyla devamlı bağlantı halinde kalmaları önemlidir.”

Migren toplumda çok sık görülmektedir Haber

Migren toplumda çok sık görülmektedir

Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münife Neyal, her yaşta ortaya çıkabilen migrenin toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi.   Prof. Dr. Neyal, migrenin, ataklar şeklinde gelen, kendine özgü belirtileri bulunan baş ağrısı dönemleri ile karakterize bir durum olduğuna dikkat çekti. Migrenin kişisel yatkınlık zemininde ortaya çıktığına ve başka bir hastalığa bağlı olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Neyal, “Çoğu hastada ağrı başka bir uyarı olmaksızın başlar, ancak bazı hastalarda ağrı başlamadan önce ortaya çıkar. Ağrının geldiğini haber veren belirtiler vardır” dedi. Migren tanısının hastadan alınan tıbbi öykü ve muayene ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Neyal, “Ağrının ne kadar zamandır olduğu, ataklarla gelip gelmediği, sıklığı, bir atağın süresi, ağrının karakteri, başladığı bölge, başlama, ilerleme ve sonlanma özellikleri, ağrıyla birlikte bulunan durumlar, ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörler gibi birçok özellik ağrının migren özelliklerine sahip olup olmadığını gösterir” değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Neyal, kan tahlilleri, beyin MR’ı gibi tetkiklerin tanı amacıyla değil, migreni taklit edebilecek ve bazıları hayati öneme sahip hastalıklara ilişkin şüphelerin dışlanması amacıyla değerlendirildiğini kaydetti. Migren ataklarında ağrı başlarken hafif veya orta şiddette olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Neyal, şöyle devam etti: “Erken dönemde ilaç alınmamışsa sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir. Eğilmek, kalkmak, öksürmek, başı sallamak gibi herhangi bir fiziksel aktivite yapılması baş ağrısını çok şiddetlendirebilir. Kişiler bunu bazen ‘öne eğildiğimde beynim dışarı akacak gibi hissediyorum’ şeklinde ifade ederler. Ağrı aynı kişinin farklı ataklarında bazen sağ, bazen soldan olmak üzere tek taraflı başlayabilir.” Ataklarda ışık ve sesten aşırı rahatsız olma, bulantı veya kusma da görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Neyal, şu bilgileri paylaştı: “Kokulara karşı şiddetli duyarlılık olabilir. Huzursuzluk, iştahsızlık, isteksizlik, hareketlerin beceriksizleşmesi, bağırsak hareketlerinde değişiklikler, dikkat dağınıklığı, konuşurken doğru kelimeleri bulmada zorluk gibi farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin her hastada hatta aynı kişinin bütün ataklarında ortaya çıkması gerekmez. İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72 saat sürer ancak genellikle 24 saati aşmaz.” Münife Neyal: Atağın ortaya çıkmasını kolaylaştıran durumlar vardır Migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştıran durumlara değinen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Açlık, uyku düzen değişiklikleri (Alışılandan az ya da çok uyumak), parlak ışıklar, ağır kokular gibi şiddetli duyusal uyaranlara maruz kalmak, sigara içmek veya içilen ortamlarda bulunmak, raf ömrünü uzatan bazı maddeleri barındıran yiyecek ve içecekler, alkol (Özellikle fermente içkiler), işlenmiş veya konserve yapılmış etler vb. yiyecekler, doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçların kullanılması atağın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Kişilerin ataklarını kolaylaştıran durumları fark ederek, uzak durmaları atak sayısını azaltacaktır. Baş ağrısının sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir. Bu durumda ayırıcı tanı açısından hastaların tekrar değerlendirilmesi gerekir. Eğer baş ağrısına neden olabilecek başka bir hastalık gelişmişse bunun tedavisine öncelik verilir.” Tedavinin amacı “Tedavide amaç baş ağrısının ömür boyu olmamasını sağlamak değildir. Böyle bir tedavi biçimi bugüne kadar keşfedilmedi” diyen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şöyle tamamladı: “Tedavini amacı atakların şiddet ve sıklığını azaltarak yaşam kalitesini ve özel yaşam, iş ve okulda günlük işlevselliği artırmaktır. Tedavi yanıtında kişisel faktörler önemlidir. Aynı ilaçtan bazı hastalar daha düşük dozda fayda görürken, bazıları daha yüksek dozda fayda görür. Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi, bireysel doz ayarlamaları tedavi başarısında önemlidir.”  

Migrene botoks ile dur deyin Haber

Migrene botoks ile dur deyin

Migrenin, baş ağrısının en sık görülen türlerinden biri olup hastaların iş ve sosyal yaşamlarını ciddi oranda düşüren rahatsızlıklardan biri olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uz. Dr. İlknur Altaylı Ener, "Clostridium Botulinum bakterisinin ürettiği Botulinum toksin yani halk arasında bilinen ismiyle botoks estetik uygulamalar başta olmak üzere birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılabilmektedir. Migren botoksu, migrenin tedavisinde öne çıkan konforlu yöntemler arasında yer almaktadır. Dünya nüfusunu yüzde 2 ile yüzde 15‘ini etkilemektedir. Kadınlarda erkeklere oranla 3 kat fazla görülmektedir. Migren tedavisi çeşitli medikal basamakları içerir. En az 3 ay boyunca, her ay 15 veya daha fazla günde migren ağrıları yaşıyorsanız, migren ilaç tedavileri artık yetersiz kalıyor, ağrılarınız da beklenen azalmayı sağlamıyor ve yaşam kalitenizde istenilen düzelmeyi sağlamıyor ise, migren botoksu ile bu ağrılarınızdan kurtulmanız mümkün olabilir. Botoksu, kronik migren teşhisi alan, bir ayda en az 8 migren atağı yaşayan kişilerin hiç düşünmemesi gerekiyor. Ayrıca bir ayda 15 veya daha fazla günde baş ağrısı yaşayan, gerilim tipi dahil tüm hastaların botoks ile kendini mutlu etmesi gerekmektedir" dedi. Botoksun birçok nörolojik hastalık tedavisinde kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Ener, "Uzun yıllardır kullanılmakta iken 2010 yılından itibaren FDA onaylı olarak kronik migrenin önleyici tedavisinde oldukça etkin bir yöntem olarak yerini almıştır. Botoks tedavisi ile kronik migren ataklarının sıklığının azaldığı bu hastaların tedaviden oldukça fayda sağladığı ve yaşam kalitesinin ciddi şekilde arttığı birçok çalışmada kanıtlanmıştır. Migren botoksu tedavisi sadece 15 dakika sürer ve klinik muayene odasında yapılır. Başın belirli bölgelerine küçük dozlar halinde uygulanır. Enjeksiyon sırasında çok ince iğneler kullanılır ve hasta ağrı hissetmez. O bölgede kas kasılmalarını ve sinir uçlarında ağrı iletiminde yer alan kimyasalların salınımını engeller. Migren botoks uygulamalarında genel prosedür 3 ay ara ile 3 tedavi dozudur" şeklinde açıkladı. Migren botoks uygulaması sonrası yapılması gerekenleri sıralayan Ener, "2 gün boyunca kan sulandırıcılardan, sıcak su, hamam, sauna ve ağır sportif faaliyetlerden kaçınmak gerekmektedir. En önemli hususlardan birisi migren botoksu uygulama ihtiyacı bir nöroloji hekimi tarafından koyulması ve nöroloji hekimi veya bu konuda eğitim almış bir hekim tarafından uygulanması konusudur" dedi.

Migren mi, Baş Ağrısı mı? Ayırt edebilir misiniz? Haber

Migren mi, Baş Ağrısı mı? Ayırt edebilir misiniz?

Baş ağrıları, insan yaşamlarının bir parçası olarak karşılaştığı yaygın bir sağlık sorunudur. Ancak her baş ağrısı migren olmadığı gibi her migren de basit bir baş ağrısı değildir. Migren ve basit baş ağrısı, sıkça karıştırılan iki durumdur, her ne kadar birbirlerine benzeseler de her ikisi de farklı karakteristiklere ve tedavi yaklaşımlarına sahiptir. Baş ağrıları veya migren semptomları yaşanıyorsa, bir sağlık uzmanı ile görüşmek önemlidir. İşte sizler için, migren ve basit baş ağrısı arasındaki temel farkları ayırt etmek için önemli bilgiler… MİGREN NEDİR? Migren, baş ağrısının en karmaşık ve şiddetli biçimlerinden biridir. Tekrarlayan baş ağrılarına yol açan kronik bir nörolojik rahatsızlıktır. Migren, şiddetli ve genellikle tek taraflı bir baş ağrısı olarak kendini gösterir. Ağrı, zonklayıcı bir karaktere sahip olabilir ve fiziksel aktiviteyle kötüleşebilir. Migren ağrısı sıklıkla mide bulantısı, kusma, ışığa veya sese duyarlılık gibi eşlik eden semptomlarla birlikte gelir. Migren krizleri, genellikle 4-72 saat sürebilir ve kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Tedavi açısından, migren genellikle migren ilaçları veya migren atağı sırasında kullanılan ilaçlarla yönetilir. Ayrıca, migren tetikleyicilerini tanıma ve kaçınma da önemlidir. Basit baş ağrısı ise genellikle ağrı kesiciler veya dinlenme ile tedavi edilebilir. Eğer baş ağrınız migreni işaret ediyorsa, bir sağlık profesyoneli tarafından teşhis edilip uygun tedavi planları oluşturulmalıdır. BAŞ AĞRISI NEDİR? Basit baş ağrısı daha hafif bir ağrı türüdür. Genellikle gerginlik veya sinüzit gibi basit nedenlerle kaynaklanır. Basit baş ağrısı migrende görülen şiddetli zonklamaya benzemez ve semptomları daha hafif olabilir. Ayrıca basit baş ağrısı genellikle ek semptomlarla (örneğin, mide bulantısı veya kusma) gelmez ve günlük aktivitelere devam etmeyi engellemez. Migrenin nedenleri daha karmaşıktır ve genetik, hormonal değişiklikler, çevresel faktörler ve tetikleyicilerle ilişkilendirilir. Öte yandan, basit baş ağrısı daha belirgin tetikleyicilerle ilişkilendirilir ve stres, yorgunluk veya sinüzit gibi günlük yaşamın koşullarına bağlanabilir. Basit baş ağrısı genellikle ağrı kesiciler veya dinlenme ile tedavi edilebilir. Sonuç olarak, migren ve basit baş ağrısı arasındaki farkları ayırt etmek, doğru teşhis ve tedavi için kritik öneme sahiptir. Baş ağrıları konusunda sürekli sorun yaşayanlar, bir sağlık kuruluşu ile görüşmeli ve uygun tedavi planını oluşturmalıdır. Migren ve basit baş ağrısı, doğru ve etkili bir şekilde yönetilebilir, böylece yaşam kalitesi artırılabilir. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Migren aşısı atak sıklığına karşı etkili

Migren aşısı atak sıklığına karşı etkili Haber

Migren aşısı atak sıklığına karşı etkili

Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Eren, şiddetli baş ağrısı atakları ile kendini gösteren, engelleyici bir nörolojik hastalık olan migren ve tedavisi için son yıllarda kullanılmaya başlayan migren aşısı hakkında önemli bilgiler verdi. Dr. Eren, migrenin en sık görülen belirtilerini “Genellikle tek taraflı, sıklıkla şakaklarda, bazen göz ve göz arkasında bazen de alında, başın arka tarafında yerleşen zonklama tarzında baş ağrısı, bulantı, ışığa, sese ve kokuya duyarlılık, kelime bulma güçlüğü, donukluk, iştah değişiklikleri ve hareketle artan baş ağrısı” olarak sıraladı. EN SIK RASTALANAN AURALI VE AURASIZ MİGREN Migrenin en sık rastlanan çeşitlerinin auralı ve aurasız migren olduğunu belirten Dr. Eren, “Auralı migrende ağrı başlamadan 5 ila 60 dk önce parlak ışık çakmaları, bulanık görme, yarım görme gibi görsel belirtileri, baş dönmesi, konuşmada bozulma, tek taraflı uyuşma ve güçsüzlük gibi nörolojik belirtiler görülebilir. Bu belirtiler bazen baş ağrısı ile beraber de gözlemlenebilir” dedi. Migreni tetikleyen faktörler arasında sıklıkla stres, hormonal değişiklikler (adet dönemleri), beslenme düzensizliği, uyku düzensizliği (fazla uyumak veya az uyumak), ilaçlar (doğum kontrol hapları, menopozda kullanılan hormon ilaçları) mevsim değişiklikleri, bilgisayar oyunları, parfüm gibi güçlü kokular, aşırı kahve, kafein ve bazı gıdaların yer aldığını dile getirdi. "İKİ FARKLI TEDAVİ YÖNTEMİ VAR" Migren tanısının nöroloji uzmanının hastanın şikayetleri detaylı olarak dinlemesi, detaylı nörolojik muayene yapması ve sonra ayırıcı tanı için birtakım testler istemesi ile konulduğunu ifade eden Dr. Eren tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi, iki farklı tedaviye başvurulduğunu anlattı. Birinci tedavinin akut atak tedavisi olduğuna değinen Dr. Eren “Bu tedavi, atağı en kısa sürede sonlandırmaya yönelik ağrı kesici tedaviden oluşur. Ağrı kesiciyi sık almaktan kaçınılmalı, zamanında ve gereken dozda ağrı kesici alınmalıdır. Gereksiz yere ağrı kesici kullanımı uzun dönemde her gün gelen baş ağrıların sebep olabilir. Ayda 3 ya da daha az migren atağı geçiren kişilere atak tedavisi başlanır. İkinci tedavi şekli ise koruyucu tedavi, yani migren ağrısının oluşmasını engellemeye yönelik düzenli bir tedavidir; ayda 4 ve daha fazla ağrısı olan hastalara uygulanır. Bu tedavi ile ağrının sayısını ve şiddetini azaltmak hedeflenir. Hastaya her gün alacağı ilaç tedavisi başlanır, böylece hem hayat kalitesi artırılır hem de hastanın gereksiz ve fazla ağrı kesici almasının önüne geçilir. Bu durumda genellikle en az 6 ay süre ile sürekli ilaç kullanılır. Bu tedavi migrenin tetikleyicilerine ek kullandığı ilaçlara sahip olduğu kronik hastalıklara ve hastanın tedaviye uyumuna göre hasta ile birlikte nörolojı uzmanı tarafından düzenlenir” diye konuştu. "DOĞRUDAN MİGREN TEDAVİSİNE YÖNELİK ÜRETİLEN İLK İLAÇ: MİGREN İĞNELERİ" Migrenli hastaların bir kısmının bu koruyucu tedavilere yanıt vermediğine veya bunları tolere edemediğine dikkat çeken Dr. Eren son yıllarda, ’’Migren Aşısı’’ olarak bilinen ve aslında bir aşı değil bir ilaç tedavisi olan yöntemden de bahsetti. Migren aşısının sadece migren sıklığını değil, aynı zamanda yoğunluğunu da azaltabildiğinin altını çizen Dr. Eren migren aşısı ile ağrının oluşmasının engellendiğini ve muhtemel atakların önüne geçildiğini söyledi. Bugüne kadar, migrenin koruyucu tedavisinde kullanılan tüm ilaçların başka kronik hastalıkları tedavi etmek için üretilmiş ve migrene de faydası olduğu görülüp kullanılan ilaçlar olduğunu vurgulayan Dr. Eren bu iğnelerin doğrudan hastalığa yönelik mekanizmalara etki etmek üzere üretilen ilk migren ilaçları olduğunu ifade etti. Migren aşısının şu an için maliyetinin yüksek olduğunu belirten Dr. Eren “Bu sebeple öncelikle koruyucu tedaviler başlanıp yanıt alınamayan ya da bu ilaçları tolere edemeyen ve ayda 4’ten fazla atağı olan hastalara nöroloji uzmanınca uygun görülen hastalara uygulanır. Enjeksiyon yerinde ağrı, kaşıntı ve kabızlık en sık bildirilen yan etkilerdir, bunun dışında ciddi bir yan etki bildirilmemiştir. Ayda bir (ilk ay yükleme dozu) uygulanır, en az 3 ay boyunca uygulamak doktorunuzun tavsiyesine göre süresi 6 ay veya 1 seneye kadar uzatılabilir. Diğer koruyucu tedavilere bir üstünlüğü de yapıldığı gün itibari ile etkisini göstermesidir” diye konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.