[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#milli eğitim bakanı

milli eğitim bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, milli eğitim bakanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Milli Eğitim Bakanı Tekin'den eğitim gündemine ilişkin açıklama Haber

Milli Eğitim Bakanı Tekin'den eğitim gündemine ilişkin açıklama

Bakan Tekin, Habertürk canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. Gebze'de bir lisede öğrencilerin kıyafetleri dolayısıyla okula alınmadığı iddialarının hatırlatılması üzerine Bakan Tekin, sosyal medya üzerinden şov yapma meraklısı olanların, öğretmenlerin fedakarlıklarını hiç gündeme taşımadığını ancak 76 bin okulun bir tanesindeki bir olayın, 1 milyon 100 bin öğretmen içerisinde birinin yaptığı bir konunun bütün kitleyi zan altında bırakacak hale getirildiğini ifade etti. Eğitimdeki olumsuzlukların kendileriyle paylaşılmasını isteyen Tekin, "Çözmezsek eğer bizi eleştirsinler, öğretmenleri değil. İlçe müdürü anında müdahale etmiş, il müdürümüz devreye girmiş ve problem çözülmüş ve öğrenci arkadaşlarımız mezuniyet programlarını yapmışlar. Biz de gerekli incelemeleri yaptırıyoruz, valilik üzerinden. Bugün valiliğimiz de açıklama yaptı, eğer bir ihmal varsa ihmali olan kişiler cezalandırılır ama ihmal yoksa yazık günah bir sürü kişi zan altında bırakılıyor." diye konuştu. "HAFTALIK DERS ÇİZELGELERİNDE DEĞİŞİKLİK YOK" Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredata ilişkin soru üzerine Tekin, uluslararası raporların odağında Türk eğitim sisteminin beceri değil bilgi odaklı ve müfredatın ağır olduğu yönünde eleştirilerin geldiğini hatırlattı. Müfredattaki sadeleştirme çalışmalarına ilişkin Bakan Tekin, "Bazı derslerde çok yüksek oranda azaltma, bazılarında daha az oranda azaltma var ama toplamda yüzde 35 oranında azaltma yaptık." diye konuştu. Tekin, bunun yanında uluslararası göstergeler ve raporlar ışığında ülkeye ait değerleri de işin içine katarak bir değer üretmek üzere Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla bir mekanizma ortaya çıkardıklarını dile getirdi. İnkılap tarihi ve Atatürkçülük derslerinin azaltıldığı iddialarına yanıt veren Tekin, bu iddianın tutulur hiçbir tarafının olmadığını, öncelikle hiçbir dersin haftalık ders saatleriyle ilgili bir değişiklik yapmadıklarını, eleştirinin okumadan ezbere yapıldığını söyledi. Tarih derslerinde, Cumhuriyet ile Osmanlı arasındaki köprüyü oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Tekin, "Bunu da çocuklarımız, tarihine değerlerine, atalarına sahip çıksın, saygı duysun mantığıyla, geçmişten günümüze inkılap tarihi dediğimiz Cumhuriyetin ilan edildiği periyodu da içine alacak şekilde o bağlantıyı kurarak yaptık. Bundan rahatsız olanlara söyleyecek bir sözüm yok." diye konuştu. Bakan Tekin, müfredat eleştirileriyle ilgili şu ifadeleri kullandı: "Çocuklarımızın, öğretmenlerimizin üstünden yükü almamızdan mı rahatsızlar? Eğitim sistemimizi bilgi edinmeye değil de akademik olarak elde ettikleri bilgileri beceriye yönelik bir mekanizma getirdiğimiz için mi rahatsız oluyorlar? Türklerin tarihini bu devletin geçmişini bütün olarak çocuklarımıza veriyoruz dediğimiz için mi rahatsız oluyorlar? Ya da merhametli, çevresine saygılı, erdemli, milli değerlere sahip çıkan bir kuşak yetiştirmek istiyoruz, ondan mı rahatsız oluyorsunuz acaba? Ya da merak ediyorum, öğretmenlerimizin süreçte daha çok inisiyatif sahibi olabilecekleri bir mekanizma kurduğumuz için mi rahatsız oluyorsunuz? Bundan neden rahatsız oluyorlar bunu anlamış değilim." Bakan Tekin, müfredatın hazırlanma sürecinde her paydaşa ortak çalışma çağrısı yaptığını, buna uymayanların "süre yetersiz, müfredatı önümüzdeki sene hayata geçirin" eleştirilerinin de iyi niyetli olmadığını ve katılımcılık açısından da tutarlı olmadığını söyledi. Ayrıca ilgili dersin müfredatının ilgili uzmanlarca değerlendirileceğinden, "süre" eleştirilerinin de tutarsız olduğunu belirten Tekin, süre içerisinde katkı vermek isteyen herkesin katkısını aldıklarını kaydetti. 26 dersin müfredatını hazırladıklarını anlatan Tekin, "Bu kadar eleştiri yapanlara çağrım, programını yapmadığımız derslerin hazırlık süreci devam ediyor. Buyrun gelin onları beraber yapalım." dedi. Ataması yapılacak 20 bin öğretmenle ilgili takvime ilişkin soruya karşılık Tekin, "Sözlü sınavlarla ilgili süreç tamamlandığında 657 sayılı kanun ile ilgili güvenlik soruşturmaları takvimi var. Onun da ilgili mercilerden hızlandırılmasını isteyeceğiz. Bittiği an itibarıyla atamalarını yapıp öğretmen ailesine katacağız." diye konuştu. Bakan Tekin, süreci yeni eğitim öğretim yılına yetiştirmeyi arzu ettiklerini söyledi. Engelli öğretmen ataması takvimine ilişkin soru üzerine Tekin, bu süreci Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yürüttüğünü hatırlatarak, "Bize de bu anlamda bir tahsiste bulunacaklar. Süreç tamamlandığında engelli arkadaşlarımızla ilgili atama sürecini duyururuz. Biz ordan sayı beklemek durumundayız şu anda." ifadelerini kullandı. "KİMSENİN MÜDAHALE EDEMEYECEĞİ BİR SİSTEM" Öğretmenlerin sözlü sınav süreçlerine ilişkin soru üzerine Tekin, öğretmenlik mesleği itibarıyla sözlü sınavı bir zorunluluk olarak gördüğünü ifade ederek, haksızlık olmaması için bir sistem kurduklarını anlattı. Öğretmenlere sorulacak soruların kapsamını kısıtladıklarını ve bunu öğretmenlere tebliğ ettiklerini aktaran Tekin, ayrıca adaylarına ve jüri üyelerine de kod verdiklerini belirterek, "Deseniz ki 'benim bir tanıdığım var, mülakata girecek, yardımcı olur musun?' Olamam, bilmiyorum. Hangi komisyonda gireceğini bilmiyorum, kodunu bilmiyorum. Kimsenin müdahale edemeyeceği bir sistem." değerlendirmesinde bulundu. Mümkün olduğunca aynı branşın jüri üyelerini aynı illerde toparlamak üzere bir çalışma yürüttüklerini bildiren Tekin, süreçle ilgili şu bilgileri verdi: "Mümkün olduğunca jüri sayısını da azaltarak aynı jürinin değerlendirme yapmasını istedik. Jüri üyeleri öğretmen adayının verdiği cevaplara göre tik koyacak. Ve nihayetinde de notunu vermiş olacak. Verdiği cevapları yazıp tutanak olarak imzalayacak. Görüntü ve ses kaydı yapan kameramız zaten çalışıyor olacak. Dolayısıyla kimse çıkıp bana şunu sordular ya da ben şunları söyledim ama adaletsizlik yaptılar diyemeyeceği bir mekanizma. Salondan çıkar çıkmaz adayımız, jüri üyelerimiz birbirlerinden bağımsız olarak notlarını girecekler ve kaydet tuşuna bastıkları an artık onların o sisteme bir daha erişim hakları olmayacak. Not böylece ortaya çıkmış olacak." Okullarda güvenlik kameraları ve veli randevu sistemi aktif kullanılacak Bakan Tekin, öğretmenlere yönelik şiddete yönelik cezalarla ilgili Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yer alacak düzenlemeye ilişkin soruyu yanıtlarken, "Daha önce Sağlık Bakanlığımızın yaptığı sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili düzenlemenin muadilini Milli Eğitim Bakanlığında eğitim çalışanları için tasarladık ve yasaya da koyduk. Hem şiddete caydırıcılık olması açısından tedbirler aldık hem de şiddet uygulayan kişilerin aldıkları cezaların ertelenmemesine ilişkin cezai müeyyideler yerleştirmiş olduk." açıklamasını yaptı. Bakan Tekin, "Okullarımızda güvenlik kameralarından tutun, veli randevu sisteminin daha aktif kullanılmasına kadar bir dizi tedbire başlamıştık, devam ediyoruz." dedi. Yusuf Tekin, özel okul öğretmenlerinin ücretlerine ilişkin taahhüt edilen sınırları uygulayıp uygulamadıklarını test edeceklerini de söyledi. "MEKANİZMAYI TAKİP EDİYORUZ" Bakan Tekin, "sınıf tekrarı uygulamasının geri getirilmesinin, 9. sınıfların neredeyse yarısının sınıfta kalması gibi bir tablo ortaya çıkaracağı" yönündeki haberle ilgili de şunları kaydetti: "Kesinlikle yanlış, öyle birşey yok. Mekanizmayı takip ediyoruz, ilgili arkadaşlar sürekli izliyorlar. Orda yazıldığı gibi değil. Ama eğitim öğretim sürecinin disipline edilmesi açısından bu tür tedbirlerin alınması gerekiyordu. Bunu yapmayacaksak okullarda eğitimin bir anlamı kalmıyor, öğretmen arkadaşlarımızın da çok yoğun talebiydi."

ÇEDES vs. kız okulları: “Endişeliyim ama umutsuz değilim” Haber

ÇEDES vs. kız okulları: “Endişeliyim ama umutsuz değilim”

RABİA AYKUT  Eğitim İş Sendikası Kemalpaşa Temsilciliği Örgütlenme Sekreteri Ahmet Adeka, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Sultan Gümüş Kaya ile Birinci Sayfa programına katıldı.  Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, kız çocuklarını okula göndermeyen aileler olduğu gerekçesiyle ‘O zaman veliyi ikna etmek için biz gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz’ sözlerine yönelik tepkiler sürerken, eğitimci Ahmet Adeka’dan da eleştiri geldi: “Mustafa Kemal’in bir sözü var ‘Öğretmen maaşını geçmesin milletvekili maaşı’ diye… Öyle salık verilen bir yerden buralara geldik. Kötü halk yoktur, kötü aydınlar vardır. Aydınlarımız halkı terk etmiştir. Ne yazık ki günümüzde de bunu yaşıyoruz. Kötü öğrenci yoktur, kötü öğretmen vardır, kötü halk yoktur, halkına ulaşamayan aydın vardır, kötü öğretmen yoktur, kötü program vardır. Endişeliyim ama umutsuz değilim.”  GENÇLERİMİZİ KAYBEDİYORUZ  Aynı zamanda Kemalpaşa’da öğretmenlik yapan Adeka, şunları kaydetti: “Dertleri tıpkı Afganistan’da olduğu gibi süreci işletip, ülkeyi o noktaya doğru götürmek. Önce kız-erkek okullarını ayıracaklar ardından kızları okuldan çekip eve hapsedecekler, koca bekletecekler. ÇEDES de buna yönelik bir girişim. Kulağa hoş görünen, masum, günün ihtiyacıymış gibi yansıtılan bir isim ama alt metni korkunç. Hiçbir öğretmenlik eğitimi almayan kişi, bugün bizim rehber öğretmenlerimizin yetkileri ile donatılıp dokunulmazlık zırhı ile gelecek. O eğitim sürecinde onların davranışlarını eleştirdiğiniz zaman ise dinin kalıplarına sığınacaklar. Fiili ve resmi dokunulmazlıkla gelen kişi, hiçbir öğretmenlik eğitimi almamış kişi gelecek, ‘manevi danışmanlık’ adı altında derslerine öğrenci çağıracak. Cemaatlerde, tarikatlarda yaşananları görüyoruz. Gençlerimizi kaybediyoruz, intihara kurban veriyoruz onları. ÇEDES protokolünden vazgeçilmezse bu tür vakalar yaşanmaya devam edecek.”   AYDINLARIMIZ HALKI TERK ETMİŞTİR  “Gün geçtikçe yoksullaşıyoruz. Aldığımız ücretler yeri geliyor açlık sınırına öyle bir yaklaşıyor ki…” diyen Adeka, “Bu tatminsizliği, mutsuzluğu getirir beraberinde. Eğitimin niteliğini düşürür. Yurtdışına kaçışları gerektirir. İmkânı olanı vatanından vazgeçirtir. Ek iş yapma zorunluluğu yaşıyor memurlar. Üç gün önce yevmiyemi alıp buğday biçtim… Traktörüm ile zaman zaman nakliye işini de yapıyorum. Yapmak zorundayım. Mustafa Kemal’in bir sözü var ‘Öğretmen maaşını geçmesin milletvekili maaşı’ diye… Öyle salık verilen bir yerden buralara geldik. Kötü halk yoktur, kötü aydınlar vardır. Aydınlarımız halkı terk etmiştir. Ne yazık ki günümüzde de bunu yaşıyoruz. Kötü öğrenci yoktur, kötü öğretmen vardır, kötü halk yoktur, halkına ulaşamayan aydın vardır, kötü öğretmen yoktur, kötü program vardır. Endişeliyim ama umutsuz değilim” sözlerini gündeme getirdi.

Nazlıaka: Karma eğitim tartışmaya açılamaz! Haber

Nazlıaka: Karma eğitim tartışmaya açılamaz!

Kız çocuklarının son yıllardaki okullaşma oranlarındaki düşüşe dikkat çeken Nazlıaka, “Ortada böylesine aydınlanmadan uzak bir tablo varken bu oranı artırmak için tek çözümünüz kız okulları açmak mıdır?  Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yaşında, en önemli bakanlıklarından biri olan Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda otururken, laikliğin altına dinamit koymanıza izin vermeyeceğiz” dedi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in dün katıldığı bir televizyon programında kız çocuklarını karma eğitim gerekçesiyle okula göndermek istemeyen velilerin tercihlerine göre kız okullarının açılabileceği ve bunda bir sakınca olmadığına ilişkin sözlerine tepki gösterdi. Nazlıaka, konuya ilişkin bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti: “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir canlı yayında karma eğitimi hedef tahtasına koydu. Karma eğitim karşıtı açıklama yapan Tekin, kız okulları kurmanın, kız çocuklarının okula gönderilmemesini engelleyecek bir çözüm olabileceğini savundu. Bununla da yetinmeyen Tekin, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin ‘Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum’ gerekçesini öne sürdüğünü iddia etti.   Bakan Tekin’e hatırlatırım: Eğitim Anayasal bir haktır. Kız erkek fark etmeksizin her çocuğun eğitime erişim hakkı vardır. Ülkemizde uygulanan kanunlara göre, çocuğunu okula göndermeyene günlük 15 TL para cezası ile 5 yıla kadar hapis cezası uygulanmaktadır. Buna rağmen zorunlu eğitim çağında olup okula gitmeyen öğrenci sayısı 2022 verilerine göre, 570 bin civarındadır. Bakanlığın görevi, bu çocukları tek tek tespit etmek, okula kaydolmalarını sağlamak ve ailelerine gerekli cezai yaptırımı uygulamaktır. Kayıt kaçağını azaltmayı birinci hedef yapması gereken Bakan Tekin, çocukların okula gönderilmemesi ile ilgili gerçek dışı açıklamaların ardına sığınamaz!  Çocukların okullaşmasında bir düşüş olduğunu yıllardır dile getiriyoruz. AKP Hükümeti’nin uygulamaya koyduğu ucube 4 4 4 sistemi özellikle kız çocuklarının eğitim hakkını gasp etmiştir. 2012’de 4 4 4 yasası yürürlüğe girdikten sonra kız çocuklarının okullaşma oranı düşmüştür. MEB’in verilerine göre ilköğretimde okullaşma oranı 2012 yılında yüzde 98,67 iken 2023 yılında yüzde 96,8’e geriledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre; liselerde okullaşma oranları yüzde 90’ı bile bulmuyor. Ülke genelinde liselerde toplam okullaşma oranı yüzde 87,9’dur. Erkeklerde okullaşma oranı yüzde 88,05 iken kızlarda yüzde 87,7’dir. Birçok ilde kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 80’in altında kalmıştır. Devlete ait okulların sayısı belirgin bir şekilde azalmıştır. Her fırsatta kamu kaynakları ile desteklenen, çeşitli muafiyet ve istisnalar ile açılması teşvik edilen özel ilkokul ve ortaokul sayıları sürekli artmıştır. Eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalkmış, kamusal eğitim hizmetleri azalmıştır. Eğitim sistemi, hükümet eliyle kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda çeşitli vakıf ve derneklere bırakılmıştır. Piyasacı ve dini eğitim merkezli uygulamalar çocukları bilimsel ve çağdaş eğitimin dışına itmiştir. Ülkeyi çağdaşlıktan uzaklaştıran, aydınlanmanın önüne resmen perde çeken kendileri değilmiş gibi, Bakan çıkıp kız çocuklarının okullaşması önündeki engelin karma eğitim olduğunu savunuyor. Utanması da yok! Kız çocuklarının okullaşması önündeki tek engel; uygulanan politikalardır. Yıllardır her fırsatta nasıl bir yıkım yarattığını ortaya koyduğumuz 4 4 4 sistemidir.   Bakan Tekin’e sesleniyorum, karma eğitim gerekçesiyle çocuğunu okula göndermediğini ifade eden aile sayısı kaçtır? Bu aileler için bir cezai yaptırım uygulandı mı? Bu ailelerin çocuk sayısı kaçtır? Kaç çocuk ailesi tarafından okula gönderilmiyor? Bu çocukların eğitim almasını sağlamak için bir çabanız var mı? Özgürlükçü olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Kız çocuklarının okullaşma oranını artırmak istediğinizi söylüyorsunuz. Kız çocuklarının ilkokulda okullaşma oranı yüzde 96,8, ortaokulda yüzde 95,71; ilköğretimde yüzde 97,18 olurken ortaöğretimde bu oran yüzde 89,30 oldu. Hedefinizin yüzde 100 olduğunu açıklamıştınız. Yüzde 1, yüzde 2 dahi binlerce öğrencinin eğitim dışına itildiğini gösteriyor. Ortada böylesine aydınlanmadan uzak bir tablo varken bu oranı artırmak için tek çözümünüz kız okulları açmak mıdır?  Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yaşında, en önemli bakanlıklarından biri olan Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda otururken, laikliğin altına dinamit koymanıza izin vermeyeceğiz!” HABER MERKEZİ

Yeni öğretmen ataması yapılacak mı? Haber

Yeni öğretmen ataması yapılacak mı?

Milli Eğitim Bakanı Tekin, bir canlı yayında eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Öğretmen atamalarına ilişkin konuşan Tekin, "Atama bekleyen öğretmenlerle ilgili detaylı konuşacağız ama hepsini anlıyorum, kuşkusuz üniversite lisans programlarından mezun oldular, aileleri beklenti içinde, kendileri beklenti içinde. Biz de nihayetinde milli eğitim ailesine yeni fertlerin katılmasını arzu ediyoruz ama bunun hepsinin bir prosedürü var, elimizden geldiğince o arkadaşların problemlerini de çözeceğiz" dedi. "Hepsinin beklentilerini karşılayabilecek bir model üretmeniz gerekiyor" Türk eğitim sisteminin Finlandiya’daki eğitim sistemiyle kıyaslamanın yanlış olduğunu söyleyen Bakan Tekin, "Finlandiya’nın nüfusu kadar, yani onun kat kat fazlası bizim öğrencimiz var. Belki Finlandiya’daki öğrenci kadar bizim Suriyeli öğrencimiz vardır, yani sadece böyle bir karşılaştırma yapayım; birincisi, bu. İkincisi, Finlandiya’da eğitimden beklentilerle Türkiye’deki beklentiler arasında da farklılıklar var. Hep daha önce bu konuları konuştuğumuz için oradaki muadillerimizle. Yani biz sokakta çocuklarımızın İstiklal Marşı’nı ezbere okumasını, gelenek ve göreneklerimize sahip çıkmasını eğitimden bekliyoruz. Dolayısıyla bizim eğitim sisteminden memnun olmayan insanların bir kısmı burası üzerinden yürüyor ama Finlandiya’da ya da başka bir ülkede bu tür tartışmalar yok. Finlandiya’nın yaptığına ilave olarak bizim toplumsal beklentilerimizi ve çok farklı, çok çeşitli toplumsal kesimlerimiz var. Hepsinin beklentilerini karşılayabilecek bir model üretmeniz gerekiyor" diye konuştu. Yeni öğretmen ataması yapılacak mı? Bakan Tekin açıkladı! Tekin, toplumun öğretmene yüklediği önemli sorumluluklar olduğunu belirterek, "Finlandiya’daki öğretmenin görevi bu olmayabilir ama Türkiye’de bunu bekliyoruz, yani çocuğunu bize teslim eden anne baba, çalışan bir anne baba belki iş yoğunluğundan çocuğuna yeterince vakit ayıramıyor. Annelik yapmasını istiyor öğretmenden, babalık yapmasını istiyor, tek çocuk, ağabeylik ablalık yapmasını istiyor, dolayısıyla öğretmene devasa bir misyon yükleniyor. Toplumun beklentileri bu şekilde. Bakanlığımızın adı da öğretim bakanlığı değil, Eğitim Bakanlığı. Dolayısıyla bu misyon, kendi içinde toplum tarafından Milli Eğitim Bakanlığına verilmiş durumda" değerlendirmesinde bulundu. "Şimdi buradan hareketle karma eğitime karşı olduğum söyleniyor, tam tersine özgürlükçüyüm" Karma eğitim sistemiyle ilgili yapmış olduğu bir değerlendirmenin bağlamından koparılarak eleştiri konusu yapıldığını, bu eleştirinin haksız olduğunu dile getiren Tekin, şunları kaydetti: "Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamaktı. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli. Karma eğitim esastır ama bu tür gerekçelerle, yani eğitimin, okullaşma oranının artması anlamında bu tür tedbirleri almak gerekiyorsa beraber alalım. Şimdi buradan hareketle karma eğitime karşı olduğum söyleniyor. Tam tersine özgürlükçüyüm, karma eğitim isteyen veliler için de kuşkusuz o olacak. Zaten bizim Milli Eğitimin temel kanununda öyle diyor, karma eğitim esastır ama benim asli görevim, okullaşma oranını artırmaktır." Çağdaş, içinde yaşadığımız dünyanın ihtiyaç duyduğu bireyler yetiştirebileceği bir sistemin oluşturulması gerektiğini belirten Tekin, ötekileştirici, ayrıştırıcı unsurların eğitim sisteminden çıkarıldığını kaydetti. Derslik başına düşen öğrenci sayısı, dünya ortalamalarıyla aynı Bakan Tekin, Türkiye’de son yirmi yılda yapılan fiziki yatırımlara dikkati çekerek şöyle konuştu: "Derslik sayısı açısından baktığımızda 2003 yılında 233 bin derslik varken aradan geçen süre içinde 359 bin derslik inşa edilmiş. Aynı şey öğretmen atamaları için de geçerli. Şu anda halihazırda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan yaklaşık 1 milyon öğretmenin yüzde 80’e yakını son 20 yılda atanmış durumda. Öğrencilik yaptığımız yıllarla kıyasladığımızda derslik başına düşen öğrenci sayısı ortalamaları 40 bandında. Öğretmen başına düşen öğrenci sayıları hakeza o düzeylerdeyken şimdi, şu anda Türkiye’de hem öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla hem de derslik başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla dünya ortalamalarıyla hemen hemen aynı düzeydeyiz. Ortalama olarak 20’li rakamlarda sınıflar 20’li rakamlarda öğretmen başına düşen öğrenci sayıları var." Çağın gereksinimlerine göre öğretmen yetiştirme sürecini yeniden ele almakta fayda olduğunu belirten Bakan Tekin, konunun ilgili paydaşlarla beraber çözülmesi gerektiğini aktardı. Eğitim sisteminin çok sık değiştirildiği iddialarının doğru olmadığını vurgulayan Bakan Tekin, "İddia ettikleri şey, ’Ortaokullardan liseye geçiş sistemi çok değişti’. Peki, bu mu eğitim sistemi dediğiniz şey? Yani sekizinci sınıftaki bir öğrenci dokuzuncu sınıfa nasıl geçsin? Bütün mesele bu mu eğitim sistemiyle ilgili? Yani buna indirgediğiniz zaman o zaman tartışacak bir şey yok" diye konuştu. Reform gibi iddialı sözleri kullanmaktan imtina ettiğini kaydeden Tekin, toplumun farklı kesimleriyle eğitim konularında çeşitli değerlendirme toplantıları yaptıklarını ifade ederek "Bizim muhatap olduğumuz kitlenin sıkıntı yaşadığı alanlar her neyse oraya dokunarak, problemi çözerek mesafe katedeceğimize inanıyorum, buradaki adımlarımız da bu yönde" cümlelerine yer verdi. "Cep telefonu ve tabletlerin okullarda kullanımı ile ilgili tedbir almakta fayda var" Okullarda cep telefonu ve tablet kullanımı ile ilgili hem öğretmenlerin hem de velilerin yakınması olduğunu belirten Bakan Tekin, "Öğretmenler ve veliler bu konudan yakınıyorlar. Dolayısıyla okulların tamamı için değil ama dersliklere sokulmasıyla ilgili bir tedbir alınmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Başka tür problemler de çıkıyor, çocuklar sınıfta görüntü çekebiliyor. Hepsini tek pakette değerlendirip bir tedbir almakta fayda var" değerlendirmesinde bulundu. Tekin, Destekleme ve yetiştirme kurslarıyla öğrencilere çeşitli destek mekanizmaları sunduklarını hatırlatarak, "Öğrencilerimiz, okul idaresinden istediği zaman matematik kursu, kimya kursu, fizik kursu gibi ihtiyaç duyduğu derslerden okulumuz kurs açıyor, o kursları alanında iyi olan öğretmenlerden bu dersi alma imkanı sunuyoruz. Dolayısıyla velilere çağrım şu; Okulda devletin size sunduğu imkanları iyi değerlendirin, yani boşu boşuna böyle ne olduğu belli olmayan, merdiven altında eğitim yaptığı iddia edilen yerlere çocuklarınızı teslim etmeyin" tavsiyesinde bulundu. Özel okul ücretlerine de değinen Bakan Tekin, velilerin rahatsızlıklarını dikkate aldıklarını, bu anlamda özel okul temsilcileriyle görüştüklerini ve belli bir noktaya gelindiğini dile getirerek "İnşallah, yeni eğitim öğretim yılında bu konuda daha önceki uygulamamıza göre TEFE-TÜFE oranında özel okulların kendi ücretlerinde artış yapabildikleri, bu tür servis ve yemekle ilgili konularda da faturalandırdığı gelirinin üzerinde belli bir miktardan fazla kar koyamayacakları bir düzenleme üzerinde konuşuyoruz" bilgisini paylaştı. İmam hatip okullarının diğer okulların sayısını aştığı yönündeki iddialara yanıt veren Tekin, şu anda Türkiye’deki öğrenci bazlı ve okul bazlı olarak imam hatip oranının, genel oranın yüzde 12-13’ü bandında bulunduğunu söyledi. Deprem bölgesindeki eğitim öğretim süreçleri Deprem bölgesinde yürütülen eğitim öğretim faaliyetlerine de değinen Bakan Tekin, şöyle devam etti:  "Deprem felaketini yaşayan bölgelerde çocuklarımız, eğitim öğretim hayatına sorunsuz bir şekilde başlayacaklar. Yani biz Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyetini Bakanlık olarak en üst düzeyde üstlenmiş durumdayız. Depremin tüm yaraları sarıldığında 6 Şubat’tan önceki derslik sayımızın bir miktar üstüne çıkmayı hedefliyoruz, yani daha iyi bir eğitim öğretim ortamı oluşturmayı hedefliyoruz, onunla ilgili de bir takvim oluşturduk. Bizim Bakanlık olarak bu anlamdaki yatırım programımız, eylüle kadar acil yetişmesi gereken hızlı yapılabilecek yapılar ihtiyaç duyulan yerlerde, şubata kadar önümüzdeki eylüle kadar yetişmesi gereken derslikler diye bir tasnif yaptık, ona göre hareket ediyoruz." "Yüzde 90’ı aşağı yukarı tercih ettikleri yerlere yerleştiler" Bakan Tekin, deprem bölgesindeki öğretmenlerin durumu ile ilgili de şunları söyledi: "Bugün sonuçlandı, yüzde 90’ı aşağı yukarı tercih ettikleri yerlere yerleştiler. Yerleşemeyenler için de yine normal atama ve yer değiştirme takviminde, onlar yine başvuru yapabilecekler. Orada da yerleşemezlerse üçüncü seçeneğimiz, biz onlarla ilgili kendimizce farklı çözümler üretip yine o arkadaşlarımızın sağlıklı bir ortamda, psikolojik olarak kendilerini rahat ve hazır hissettikleri bir ortamda eğitim öğretim hizmeti verebilecekleri tedbirleri almış olacağız." Tekin, deprem bölgesine yapılan öğretmen atamalarına da değinerek 2023 yılında atanan 45 bin öğretmenin büyük çoğunluğunun deprem bölgesine atamalarının gerçekleştirildiğini, yer değiştirmeler olsa da bölgede öğretmen ihtiyacının yaşanmayacağını bildirdi. Deprem bölgesinde görev yapacak öğretmenlerin barınma ihtiyaçlarının da karşılanacağını vurgulayan Tekin, il müdürlerinden kendi illerindeki bütün öğretmenlere tek tek ulaşarak konaklama ihtiyaçlarıyla ilgili planlama yapmalarını istediklerini söyledi. Tekin, "Bölgede çalışacak öğretmenlerimizin barınma ihtiyaçlarını da bu şekilde çözmüş olduk. Orada da öğretmen arkadaşlarımız hiçbir tereddüt yaşamasınlar. Onların barınma, konaklama ihtiyaçları bize emanet, biz üstümüze düşeni yapacağız" ifadelerini kullandı. Atama konusu Bakan Tekin, öğretmen atamalarına değinerek, "Eğitim Bakanlığının tek başına karar verebileceği bir konu değil. Nihayetinde bütçe çerçevesinde bunu yapabilecek durumdayız. Biz bu yıl yine bir atama takvimi oluştururuz ve atama prosedürünü de önümüzdeki eğitim öğretim yılının yani bahar yarıyılının başına yetiştirecek şekilde şubata kadar süreci yürütebileceğimiz bir atama takvimi oluşturabileceğimizi, rakamı hem Maliye Bakanımızla hem de bütçeyle ilgili diğer bürokratik mekanizmalarla konuştuktan sonra netleştirmiş oluruz. Yani her yıl mutlaka atama oluyor, bu yıl da olur" dedi. Eğitimin yalnızca Milli Eğitim Bakanlığının alanına giren bir konu olmadığını ifade eden Tekin, toplumun tüm kesimlerini eğitimde seferberliğe ve bakanlığa desteğe davet etti. İHA

Bakan Özer’den İzmir’e okul müjdeleri Haber

Bakan Özer’den İzmir’e okul müjdeleri

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye genelindeki “1500 Köy Yaşam Merkezi Toplu Açılış Programı” çerçevesinde Urla Barbaros köyündeki köy yaşam merkezinin açılışına katıldı. 2023 sonuna kadar Millî Eğitim Bakanlığı olarak tüm köy okullarının vatandaşların hizmetine açacaklarını belirten Bakan Özer; Torbalı’ya spor lisesi, Konak’a güzel sanatlar lisesi, Menemen’e tarım meslek lisesi, Çeşme ve Konak’a öğretmenevi projelerinin yatırım programına alındığını açıkladı. "EN KRİTİK KONU, OKUL ÖNCESİ EĞİTİM" Bakan Özer, “Güçlendirme çalışmalarında, yıkım yapım çalışmalarında İzmir en mağdur illerden biriydi. Bakanlık olarak İzmir’den elimizi hiç çekmedik. Yıllardan beri kronik problem olan, sanki 20 yılda kapatılmış gibi bir algısı olan bir süreç ve her zaman köy enstitülerinin tekrar nostaljik şekilde algılanması ile ilgili özlemi, bakanlık olarak öncelediğimiz projelerden biri olarak sisteme dahil ettik. Okul öncesi eğitim, eğitim sistemlerindeki en kritik konudur. Okul öncesi eğitim, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin başladığı yerdir. Öğrencilerin bir kısmı gider, bir kısmı gitmezse eşitsizlik orada başlar. Kadın istihdamı açısından da okul öncesi eğitim en kritik noktalardan biridir. Bu şuurla biz okul öncesi eğitim seferberliği başlattık. Göreve geldiğimizde 2 bin 782 anaokulu vardı. Biz 3 bin anaokulu için yola çıktık. Öyle yoğun çalıştık ki her fırsatı değerlendirdik. 1,5 yılda 6 bin 700 anaokulu kapasitesi oluşturduk. Göreve geldiğimizde 5 yaşındaki okullaşma ortalaması yüzde 65’ti, şu an yüzde 99.9. Bunu çözmeyi Allah bana nasip etti. Mesleki eğitim Türkiye’nin kanayan yarasıydı. Artık yüzde 1’lik başarı diliminden öğrenci alan üniversiteler var. Artık akademik başarılı öğrenciler meslek liselerine dönmeye başladı. Türkiye aynı okul öncesi eğitim gibi on yıllarca mesleki eğitimin ne kadar kıymetli olduğunu unutmuştu. Mesleki Eğitim Kanunu ile bir anda herkes için cazip bir mesleki eğitim merkezi sistematiği oluşturmuş olduk. Çırak kalfa sayısı 1 milyon 405 bine çıktı” diye konuştu. “KÖY YAŞAM MERKEZLERİ YERLİ YERİNDE BİR PROJE OLDU” İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, “İzmir bir deprem atlatmıştı. Okullarımızda da sıkıntılar vardı. 100’ü aşkın yıkılması, yüzlerce okulun güçlendirilmesi lazımdı. İzmir’e geldiğinizde ödenek konusunda sıkıntı olmadığını söylediğiniz. Biz proje yetiştirdiğimiz sürece ödenek konusunda hakikaten sıkıntı yokmuş. Köy yaşam merkezleri bizim kuşağın yüreğindeki yaraydı. Kentleşmenin hızlanması ve köylerin boşalmasını yaşayan kuşakların yaşadığı bir sıkıntıydı bu. Bu mektepler maalesef kapalıydı. Birçoğunu muhtarlığa tahsis edilerek ayakta tutmaya çalışıyorduk. Köy yaşam merkezleri yerli yerinde bir proje oldu. Allah razı olsun. Memleketin kanayan yarasına çözüm üretildi. Köylerin yaşam kalitesi artmış oldu” ifadelerini kullandı. “BU KADAR GÜZEL OLACAĞINI TAHMİN ETMEMİŞTİK” AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, “10 ay önce buraya geldiğimizde burası tanınmayacak haldeydi. Buranın güzelleşeceğini gözlerimizi kapattığımızda görmüştük ama bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştik. Burada anaokuluna ulaşma anlamında halk eğitime ulaşma anlamında zorluk çeken vatandaşlarımız vardı. Burası onlar için önemli bir merkez olacak” sözlerine yer verdi. İZMİR’DE 38. KÖY YAŞAM MERKEZİ Barbaros Köy Yaşam Merkezi ile birlikte İzmir’de 38. köy yaşam merkezinin açılmış olduğunu belirten İzmir Milli Eğitim Müdürü Mücahit Yentür, İzmir’de sayısı 7 olan bilim sanat merkezinin 16’ya çıktığını, İzmir’e değer kazandıracak gastronomi merkezinin de Şirince’de cazibe merkezi haline geleceğini kaydetti. Konuşmaların ardından protokol tarafından açılış kurdelesi kesildi. Ardından köy yaşam merkezi gezildi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.