[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Tekin açıkladı: Okullar 9 Eylül'de açılacak Haber

Bakan Tekin açıkladı: Okullar 9 Eylül'de açılacak

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, canlı yayında eğitim gündemi ve öğretmen atamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına çok az bir zaman kaldığını belirten Tekin, Bakanlık olarak bu süreçteki hazırlıklara okullar tatil olur olmaz başladıklarını, yoğun bir şekilde çalışmaların devam ettiğini söyledi. Önceki hafta, yeni eğitim döneminde dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili 2 genelde gönderildiğini aktaran Tekin, bunlardan birinin genel eğitim öğretim süreci, diğerinin de Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin uygulanmasıyla ilgili olduğunu ifade etti. Deprem bölgesindeki okullara ilişkin çalışmalar Bakan Tekin, bugün 6 Şubat 2023'teki depremlerden etkilenen 11 ilin il milli eğitim müdürleriyle toplantı yaptıklarını ve deprem bölgesindeki durumu değerlendirdiklerini belirterek, "Genel anlamda 2024-2025 eğitim öğretim yılı Türkiye genelinde olduğu gibi deprem bölgesinde de çok şükür bir sıkıntı olmaksızın başlayacak." dedi. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bütün bakanların, bakanlıkların ve kamu kurumlarının illerin deprem öncesindeki durumlarına gelmesi için seferberlik ilan ettiğini vurgulayan Tekin, şöyle devam etti: "Bölgede kullanılamaz hale gelen okullarımız var. Onlarla ilgili süreçleri tamamlamak bizim önemli çalışma alanlarımızdan biri oldu. Bu anlamda Cumhurbaşkanı'mızın bize talimatı şu, '11 ilin tamamında 6 Şubat'tan önceki derslik ve okul sayılarının üstüne çıkacağız.' Bu bize Cumhurbaşkanı'mızın verdiği talimat. Biz de kendi çapımızda bunu her ilde yüzde 10, yani 6 Şubat'tan yüzde 10 daha fazla derslik sayısına ulaşalım diye bir projeksiyon çizdik. Bazı illerimizde bu rakam daha da yukarı çıktı. Yüzde 15, yüzde 17 derslik sayısını artırdığımız illerimiz var. Genelde 11 ilin tamamında yüzde 10 bareminin üstündeyiz." Tekin, depremlerden sonra yıkılan ya da ağır hasar gören 1295 okul ve 9 bin 935 derslik bulunduğunu belirterek, "6 Şubat'tan itibaren seferberlik bilinciyle okullarımızı yapmaya başladık. Toplam ihalesi yapılmış, inşaatı devam eden ve yakın zamanda bitecek dersliklerle beraber toplam 19 bin 784 derslik yeniden inşa edilmiş olacak bu 11 ilde. Bu çok önemli bir rakam." diye konuştu Bakan Tekin, 2 bin 324 dersliğin güçlendirmesini tamamladıklarını, 9 Eylül'de deprem bölgesinde eğitimin sorunsuz başlayacağını bildirdi. "Tatilin kalkması ya da benzeri bir şey gündemimizde yok" Sosyal medyada Bakanlıkla ilgili çok fazla spekülasyon olduğunu dile getiren Yusuf Tekin, okulların açılmasının erteleneceğine dair bir gündemlerinin bulunmadığını bildirdi. Tekin, "2 Eylül günü öğretmen arkadaşlarımızın seminer dönemi başlıyor. Aynı hafta içerisinde okula yeni başlayan öğrencilerimiz için biliyorsunuz oryantasyon süreci var. 9 Eylül günü itibarıyla da normal akademik anlamda takvimimiz başlamış olacak." şeklinde konuştu. Ara tatilde değişiklik olup olmayacağına da değinen Tekin, şunları söyledi: "Ara tatiller, kasım ve nisanda oluyor. Ara tatillerin kalkmasıyla ilgili bir şeyin gündemimizde olmadığını söylemiştik. Bir kez daha altını çizerek söyleyelim. Bakanlıkta izleme ve değerlendirme daire başkanlıkları var. Eğitim öğretim dairelerinin hepsinin izleme ve değerlendirme birimi var. Oralardan gelen raporlara bakıyoruz dedik. Şu an bunların kaldırılmasıyla ilgili bize ulaşmış bir konu yok. Tatil sürecinde öğretmen arkadaşlarımızın uzaktan yürüttükleri seminer dönemi etkinliklerini daha önce açıklamıştım. Onları artık yüz yüze yapacağız. Öğretmen arkadaşlarımız okullarında bu süreç içerisinde eğitim öğretime hazırlıklarını devam ettirecekler ama öğrenciler açısından tatilin kalkması ya da benzeri bir şey bizim gündemimizde yok." Yeni eğitim öğretim döneminde 3 ana gündemlerinin olduğunu belirten Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne ilişkin yaklaşık 700 bin öğretmenin eğitimden geçeceğini anlattı. İkinci gündemin Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi olduğunu kaydeden Tekin, aranan elemanların temin edilmesi noktasında iş dünyasının da dahil olacağı bir dizi etkinliğin hayata geçirileceğini bildirdi. Üçüncü gündemin ise ailelerin çocuğun eğitimi sürecinde paydaş olmasıyla ilgili olduğunu aktaran Tekin, şunları kaydetti: "Bu anlamda bu hafta başında 'Velivizyon' diye bir süreci başlattık. 'Ailem' ismiyle mini dizi dedikleri 27 bölümlük bir dizi seti oluşturmuş olduk. Onun dışında eğitim öğretim süreci başladığında okullarda bu anlamda velilerimizle paylaşılmak üzere veri, bilgi setleri, küçük slayt sunumları ve benzeri şeyler yapacağız. 5 Eylül günü de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'mızla birlikte bu yıl eğitim öğretime yeni başlayan çocuklarımızın ailelerine bu anlamda farkındalık oluşturabilecek bir projeksiyonumuz var." Devlet okullarında alınan kayıt paraları iddiaları Bakan Tekin, bazı devlet okullarında farklı isimler altında kayıt parası alındığı iddialarına ilişkin de açıklamalarda bulundu. İlk ve ortaokullara adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle kayıtların yapıldığını bildiren Tekin, öğrencilerin liselere büyük oranda sınavla yerleştiğini anlatarak, şu değerlendirmede bulundu: "Burada olayın iki tarafı var. Bir tarafında velilerimiz, adresleri, oturdukları bölge itibarıyla aslında çocuklarını kaydettiremeyecekleri bir okula çocuklarını kaydettirmek istiyorlar. Bunu yapmazlarsa biz çocuklarını bulundukları adres itibarıyla, bulundukları konuma en yakın okullara kayıtlarını zaten yapıyoruz. Niye ilave olarak böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorlar? Ona bakmak lazım önce. Dolayısıyla okul müdürlerimizi ve yöneticilerimizi bu şekilde zan altında bırakmalarından biraz rahatsızım onu söyleyeyim. İkincisi, bütün bunlara rağmen eğer bu anlamda 1 milyonun üzerindeki öğretmen kitlesini, Milli Eğitim Bakanlığını zan altında bırakacak yanlış uygulama yapan, bu aileye bu anlamda leke süren bir arkadaşımız varsa onunla ilgili de bize şikayetlerini iletsinler, biz de gereğini yapalım." Bu yıl ilk defa adrese dayalı olarak herhangi bir okula kaydı yapılan öğrencilerin öğretmen ya da şube seçemeyeceğini belirten Tekin, yaptıkları yazılımla öğrencilerin öğretmenlerinin ve şubelerinin belirleneceğini vurguladı. 20 bin öğretmen ataması Milli Eğitim Bakanı Tekin, 20 bin öğretmen atamasına ilişkin konuya da değindi. Konuyla ilgili bir yönetmelik değişikliği yapıldığına dikkati çeken Tekin, değişiklikle öğretmen atamalarının artık yüzde 50 mülakat notu, yüzde 50 de KPSS notuyla yapıldığını ifade etti. Tekin, bazı siyasetçilerin ve sendikaların konuyu yargıya taşıdıklarını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi biz şöyle bir durumla karşı karşıyayız. Yönetmeliğin mevcut hali, yani bizim yaptığımız değişiklikle yüzde 50 yüzde 50 mi hesap edeceğiz? Yoksa iptal edilirse ortaya yeni bir kaos mu çıkacak? Eğer bu davalar olmasaydı biz mülakatların bittiği geçtiğimiz hafta itibarıyla mülakatlarımızı açıklayıp atama takvimimizi ilan etmiş olacaktık. Ama şu anda bize hak vermeniz gereken nokta şurası. Bu açıklamayı yaptık. Mülakat sonuçlarını açıkladık. Atamaları yaptık. Peki tersi bir durum işlerse o zaman ne yapacağız? O zaman telafisi imkansız başka zararlar ortaya çıkacak. Dolayısıyla benim tahminim Danıştay, biliyorsunuz adli tatil 1 Eylül itibarıyla bitiyor, bittikten sonra bunu gündemine alacak. Bu mülakat takvimi içerisinde kesinlikle ama kesinlikle hiçbir referans sistemi, hiçbir müdahale, başta ben olmak üzere hiç kimse tarafından kesinlikle işletilmedi. Çok sağlıklı bir mülakat süreci yürüdü. Şu anda süreç olarak bizim hazırlıklarımız tamam. Danıştay'ın bu konudaki kararı belli olduktan sonra biz iki duruma da hazırlıklı bir biçimde bekliyoruz. Şunu da söyleyelim, mülakat süreci zaten elektronik ortamda kayıt altına alındığı için orada daha önce de defalarca bunu izah etmiştik. O sistem kapanıyor ve ancak mahkeme kararıyla açılabilir. Dolayısıyla orası da sağlıklı ve güvenli bir şekilde şimdilik bekliyoruz. Ben kendi adıma 9 Eylül tarihine yetiştirmek için bütün takvimi yürüttüm. Biz o karar çıktıktan sonra takvimimizi başlatacağız, sürecimizi yürüteceğiz."

Bakan Tekin: (Gebze'de mezuniyet töreninde yaşananlar) İncelemeleri yapacağız Haber

Bakan Tekin: (Gebze'de mezuniyet töreninde yaşananlar) İncelemeleri yapacağız

Tekin, Etimesgut Şehit Yasin Kendircioğlu Ortaokulunda, karne dağıtım töreninin ardından "Yıllık Değerlendirme Basın Toplantısı"nda konuştu. Bir yıl boyunca sergilenen çabaların meyvelerinin alındığı ve herkes için heyecan verici bir gün olduğunu belirten Tekin, herkesin sağlıklı ve mutlu bir tatil geçirmesi temennisinde bulundu. Bakanlık olarak, bu süreci tatil olarak değil eğitim öğretim sürecinin bir alanı olarak tanımladıklarını ifade eden Tekin, çocukların okul dönemini daha verimli geçirebilmesi için okul dışı dönemde enerji topladıklarını ve bu nedenle bu süreci en az eğitim-öğretim dönemi kadar dolu dolu geçirilmesi gereken bir dönem olarak gördüklerini söyledi. Tekin, "Bizim gençlerimizden, çocuklarımızdan istediğimiz şey, kendilerini çok fazla yormadan, yıl içerisinde elde ettikleri kazanımları kaybetmeden bir tatil dönemi geçirmeleri. Bunu yaparken bol bol kitap okumalarını, hatta okuduklarını kaleme almalarını, yazmalarını, yazmaya çalışmalarını temenni ediyorum." diye konuştu. Velilere de seslenen Tekin, tüm ülkelerde ebeveynlerin de eğitim-öğretim sürecinin bir parçası olduklarını belirterek 12 yıllık zorunlu eğitimini tamamlayan bir öğrencinin ailesiyle okulda geçirdiği vakitten daha fazlasını geçirdiğine dikkati çekti. Ailelerin, çocuklarının eğitim sürecinde kendilerine destek olmaları gerektiğini ifade eden Tekin, şöyle devam etti: "Tatile girerken velilerimizden isteğim şu, çocuklarımızın, gençlerimizin nasıl yetişmesini istiyorsanız, nasıl bir genç ve çocuk yetişsin istiyorsanız, tatil aylarında çocuklarınız yanınızdayken onlara en güzel şekilde örnek olarak iyi bir ebeveyn profili çizebilirsiniz. Ben velilerden bunu talep ediyorum. Çocuklarımıza 'Okuyun' demek yerine gelin, beraber her gün yarım saat, bir saat kitap okuyalım. Çocuklara, 'Evladım cep telefonunla, bilgisayarınla, televizyonla çok vakit geçiriyorsun' diyeceğimize kendimiz de aynı tür etkinliklerimizi azaltalım. Saatlerce televizyon seyreden bir anne ya da babanın çocuğuna 'televizyon seyretme' demesi, hiç kitap okumayan, evinde kitap olmayan bir ailenin çocuklarına 'kitap okuyun' demesi biraz tuhaf kaçıyor." Gebze'de bazı öğrencilerin kıyafetlerinden dolayı mezuniyet törenine alınmadığı iddiası Tekin, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gebze'de bir lisedeki mezuniyet törenine bazı öğrencilerin kıyafetlerinin uygun olmadığı gerekçesiyle alınmadıkları yönünde çıkan haberlere ilişkin soru üzerine Tekin, bakanlık bünyesinde yaklaşık 76 bin okul, 1 milyon 100 bin öğretmen ve 100 binin üzerinde okul idarecisi bulunduğunu söyledi. Tekin, şunları kaydetti: "Ben şundan çok büyük üzüntü duyuyorum, bu kadar büyük bir ailenin emeklerinin takdir edildiği, onlara teşekkür edeceğimiz bir hafta içerisinde bir günün, bir haftanın bütün bu emeklerin üstünü örtüp, tartışmaları başka bir yere evirmesinden dolayı gerçekten huzursuzum ve mutsuzum. Medya, siyaset, sivil toplum örgütlerinden de bir şey rica ediyorum, bu kadar büyük bir ailenin içerisindeki bir tane olumsuzluğu bu kadar gündem yapacağınıza şuradaki öğretmen arkadaşlarımızın yıl boyunca yaptığı fedakarlıkları keşke aynı samimiyetle, gayretle medyatik hale getirseniz, onlara şükran borçlarımızı keşke bu şekilde ödesek." Medyada bu tür olayların speküle edilerek servis edildiğini belirten Tekin, geçtiğimiz hafta İstanbul'da yine bir mezuniyet töreninde otizmli bir çocukla ilgili yaşanan olayı hatırlattı. Medyaya düşen olaylar üzerinden ilgili öğretmeni linç etmenin ve bütün öğretmenleri zan altında bırakmanın doğru olmadığını ifade eden Tekin, bu tür konularda herkesi daha sorumlu davranmaya davet etti. "Öğrenciler listede yazdığının iki katı kadar misafirle gelince tartışma başlıyor" Gebze'de yaşanan olayla ilgili konuşan Tekin, şu ifadeleri kullandı: "Olayın başlangıç noktasında okul müdürü, öğrencilere mezuniyet töreninin yapılacağı alanın büyüklüğü kadar kontenjan veriyor. Burada formu da var, her öğrenciye 4 kontenjan veriyor ve 'Kiminle beraber geleceksin' diye soruyor. Başlangıçta listede ismi olmayan öğrenci arkadaşlarımız, listede yazdığının iki katı kadar misafirle gelmek isteyince okul müdürü doğal olarak 'Biz bu listedeki isme göre bir organizasyon yaptık. Önce listedeki isimleri alalım. Yer kalırsa sizi de alırız' dedi diye tartışma başlıyor ve arzu etmediğimiz bir boyuta ulaşıyor. Olay duyulur duyulmaz İlçe Milli Eğitim Müdürümüz 7-8 dakika içerisinde olay yerine intikal ediyor ve problemi çözüp çocuklarımızın mezuniyet törenine katılması sağlanıyor. Okul müdürümüzün olay artık yönetilemez boyuta geldikten sonra 'yönetmelik ifadesi' diye söylediği şey normal okulumuzun eğitim öğretim kısmıyla ilgili yönetmelik. Yani madde, onunla ilgili madde. Mezuniyet törenlerini ya da benzeri etkinlikleri bu çerçevede değerlendirmek doğru değil. Nitekim İlçe Milli Eğitim Müdürümüz de geldikten sonra sorunu çözüyor." Bu olayın yaşanmasını arzu etmedikleri bir olay olduğunu yineleyen Tekin, "Bakanlık olarak, bu konuda ihmali, yanlışı olan kişilerle ilgili gerekli işlemleri, incelemeleri yapacağız." dedi. Tekin, olayın detayı yeterince araştırılmadan öğretmen ve okul idarecilerinin toplum nezdinde linç edilmesinin kendisini üzdüğünü belirterek bunu yıl boyunca sergilenen emeğe, çabaya saygısızlık olarak gördüğünü ifade etti. "Sınıf tekrarı konusunda çok marjinal bir tabloyla karşı karşıya değiliz" 9'uncu sınıflarda sınıf tekrarının geri getirilmesiyle birlikte kaç öğrencinin tekrara kaldığı ve bu yıl YKS'ye katılan ancak devamsızlık nedeniyle tekrar yapacak kaç öğrencinin olduğuna ilişkin sorular üzerine Tekin, karnelerin dağıtılmasının telafi niteliğindeki süreçlerin tamamlandığı anlamına gelmeyeceğini belirterek sınıf tekrarıyla ilgili işlemlerin henüz tamamlanmadığını ve bayram sonrası net rakamları göreceklerini söyledi. Tekin, genel olarak çok marjinal bir tabloyla karşı karşıya olmadıklarını belirterek şöyle devam etti: "Bütün attığımız adımlar öğretmen arkadaşlarımızın bizlerden eğitim öğretim sürecinin daha ciddi şekilde yürümesi, öğretmenlerimizin emeklerinin karşılığının daha sağlıklı şekilde alınabilmesi, öğretmen arkadaşlarımızın itibarlarının korunması açısından alınması gereken tedbirlerdi. Öğrenciler açısından da başarısının arttırılması için aldığımız tedbirlerdi. 9'uncu sınıflar açısından da yönetilemeyecek bir süreç yok. Medyada speküle edildiği gibi, 'çok ciddi sayıda sınıf tekrarı olacağı için önümüzdeki yıl 9'uncu sınıflara kayıtlarda sıkıntı yaşanacak.' şeyi doğru değil. Bunun hesabını zaten yapıyoruz." Devamla ilgili aldıkları kararı da çok önemsediklerini bildiren Tekin, şu ifadeleri kullandı: "Özellikle 12'nci sınıflar açısından söyleyeyim, çocuklarımızın üniversite hazırlık anlamında en çok faydalanabilecekleri alanın okullarımız ve öğretmenlerimiz olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla çocuklarımız devamsızlık yapıp merdiven altı kurslarda, kaçak eğitim veren kurslarda ya da çok farklı yapıların organize ettiği kurslarda eğitim öğretim adı altında sınava hazırlık kursları almasını arzu etmiyoruz. Çocuklarımızın okullarda zaman geçirmesini istiyoruz. Öğretmenlerimizle birlikte bu süreci yürütmesini istiyoruz. Bunun için de daha önce defaten söyledik, ÖSYM ile çok sağlıklı bir süreç yürütüyoruz. ÖSYM, soru hazırlama havuzundaki kişilerin yarıya yakınını Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki öğretmen arkadaşlarımızdan oluşturdu. Aynı şekilde ÖSYM Başkanımızla da konuştuk, üniversite sınavı için çıkan soruların tamamı kazanımlarımız, müfredatımız ve kitaplarımız odaklı. Hal böyle olunca çocuklarımızın dışarıda değil okulda bu süreci tamamlamalarını arzu ediyorduk. Bunu sağlamak için de başka tedbirler almıştık. Devamla ilgili aldığımız kararın önemli bir gerekçesi de buydu. Biz bu anlamda doğru bir iş yaptığımıza inanıyoruz. Devamsızlıkla ilgili herhangi bir af ya da benzeri düzenleme yapmayı düşünmüyoruz." "Çocuklarımızın örgün öğretimde eğitim almasını arzu ediyoruz" Tekin, açık liseye geçişle ilgili soruya Milli Eğitim Temel Kanunu'nun, örgün öğretimi esas kabul ettiğini hatırlattı. Tekin, "Yani asli işimiz, çocuklarımızın örgün öğretime devam etmesini sağlamak. Açıköğretim aslında örgün öğretim çağının dışına çıkmış ya da insani sebeplerle örgün öğretim alamayacak olan çocukların yönlendirildiği bir mekanizma. Yani bir zorunluluk durumunda başvuracağımız bir şey. Dolayısıyla bu tür bir durum olmadığında çocukların açık öğretime yönlendirilmesi, Milli Eğitim Bakanlığının da kendisi açısından bir zaafiyeti teşkil eder. Çocuklarımızın örgün öğretime gelip, örgün öğretimde öğretmenlerimizden eğitim almasını arzu ediyoruz. Yaz aylarında yaptığımız düzenlemenin sebebi de buydu." yanıtını verdi. Çocukların üniversiteye hazırlık dahil olmak üzere bütün eğitim-öğretim ihtiyaçlarını giderebilecek kadar büyük bir aile olduklarını ifade eden Tekin, çocukların varsa eksikliklerini, destekleme ve yetiştirme kurslarıyla giderebileceklerini bildirdi. Tekin, "Öbür taraftan baktığımızda, çocuklarımızın devam ettiğini iddia ettiği yapılar yani dershane dediğimiz şeyler, bizim zaten örgün öğretim çağındaki çocuklarımızın devam edeceği bir yapı yok. Yani bunlar demek ki illegal. Onların niteliğiyle ilgili bakanlık olarak kefil olmadığımız, denetlemediğimiz bir süreç var orada. Çocuklarımızın oralara gitmesini o yüzden istemiyoruz. Gitmemeleri için de elimizden gelen tedbirleri alacağız." diye konuştu. Tekin, Etimesgut Şehit Yasin Kendircioğlu Ortaokulu'nda karne dağıtım töreninin ardından "Yıllık Değerlendirme Basın Toplantısı"nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel sektör öğretmenlerine ilişkin soru üzerine Tekin, bu konunun da çok fazla speküle edildiğini söyledi. Özel okulların salgın döneminde öğrenci kaybından dolayı irtifa kaybettiklerini dile getiren Tekin, bu okullara artık salgın döneminin geride kaldığını ve artık normalleşmeleri gerektiğini kendileriyle paylaştıklarını belirtti. Özel okul yöneticilerinin "Pandemi koşullarında yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle küçüldük. Bazı tedbirler almak durumunda kaldık. Bunu düzeltmeye biz de varız." dediklerini ve bunun üzerine kendileriyle masaya oturup konuştuklarını anlatan Tekin, şunları kaydetti: "Nihayetinde şu noktaya gelmiştik. Bize dediler ki, doğrusu da bu zaten, 'Öğrenci kayıtlarını her takvim yılının başında yani ocak, şubat aylarında, mayıs, haziran aylarında da öğrenci kayıtlarına ve kontenjan doluluk oranlarımıza göre öğretmen sözleşmelerimizi yapıyoruz.' Onların bazı taleplerini yerine getirdik. Dolayısıyla ocak, şubat aylarındaki kayıt sürecinde yaşadıkları sıkıntıları aşmış olduk. Bunun karşılığında da onlara, mayıs ve haziran aylarında öğretmen arkadaşlarımızla yaptıkları yıllık sözleşmelerde öğretmenlerinin hukukunu koruyacak mali tabloyu kendilerine sunmaları gerektiğini söylemiştik. Onlar da bize bu yıl için yani 2024-2025 eğitim öğretim yılı için bunu çözeceklerini deklare etmişlerdi. Mayıs ve haziran aylarında yeni sözleşmelerini yapıyorlar. Yasal bir düzenlemeyi ben şahsen doğru bulmuyorum. Bunun ikili görüşmeler üzerinden yürüyeceğine ve özel okul temsilcilerinin, sahiplerinin bu hukuka riayet edeceklerine inanıyorum. Anlaşmamız öyle kendileriyle. Buna riayet etmeyen özel okul varsa bu hem Türkiye'deki özel okulculuk faaliyetini sıkıntıya sokar hem de kamuoyundaki itibarlarını zora sokar. O yüzden öğretmen arkadaşlarımız gerekli başvuruları bize yaparlarsa biz de özel okul gruplarıyla bunları konuşup, herhangi bir mağduriyet yaşamamalarını, hak ettikleri özlük haklarını elde etmelerini sağlamak için ilgili okullarla gerekli görüşmeleri yaparız." Muhalefetin, Atatürk ile ilgili dersin seyreltildiğine dair eleştirileriyle ilgili sorusuna Tekin, "Bunları medyada tartışmak yerine nerede seyreltildiğine dair veya hangi hususların seyreltildiğine dair net raporları bizimle paylaşırlarsa biz de arkadaşlarımızla konuşuruz. Seyreltmekten kastettikleri şey, müfredatın dışına çıkartmaksa katılmıyorum." diye konuştu. Eğitim öğretim sürecinin tepeden tırnağa gözden geçirilerek bazı kazanımların farklı sınıflara kaydırıldığı realitesinden hareket edildiğinde bu eleştirilerin çok doğru olmadığının görüleceğini ifade eden Tekin, "Bu konuda bir eleştirisi olan varsa televizyon ekranlarında konuşmak yerine bize hazırladıkları metinleri getirirler, biz de kendilerine gerekli cevapları veririz, eksiğimiz varsa düzeltiriz." ifadelerini kullandı. "Hem LGS için hem de üniversiteye giriş sınavları için bizim kitaplarımız esas" Bakan Tekin, yeni müfredat kapsamındaki ders kitaplarının basımına ilişkin soruya, okul öncesi, 1, 5 ve 9. sınıflarda yeni müfredata göre hazırlanmış kitapların okutulacağını söyledi. Bunun dışındaki sınıflarla ilgili kitap basım sürecinin devam ettiğini belirten Tekin, "Onun ihalesi yapıldı ve tamamlanmış olacak. Bizim iş yükümüz zaten dörtte bir oranında kalmış durumda yeni kitaplar, yeni müfredatlar için. Onunla ilgili de müfredatları hazırlayan ekipler yani özel sektörden bu konuda kitap almadığımız için sadece bakanlık tarafından hazırlanan ders kitapları, materyaller hazırlanmış durumda. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın onayına sunulacaklar ve sonra da biz onların basım sürecini yürüteceğiz. O sürecin 9 Eylül'e kadar yetişeceğini öngörüyoruz, bir sıkıntımız yok." dedi. Tekin, "Özel okullar için gelecek sene Bakanlık tarafından ücretsiz dağıtılacak ders kitaplarını okutma zorunluluğu getirildi. Ancak bazı özel okulların velilerden talep ettiğine ilişkin de bilgiler geliyor, bu konuda değerlendirmeniz ne olacak?" sorusuna Tekin, şöyle yanıt verdi: "Özel okullardaki öğretmen arkadaşlarımızın özlük hakları örneğinde olduğu gibi özel okullarla ilgili biz karşılıklı bir paydaşlık ilişkisi yürütüyoruz. İyi bir ilişki yürüttüğümüze inanıyorum. Bu kararımızı alırken de özel okullarla konuşarak aldık. Şunun altını çizerek söyleyeyim, çocuklarını özel okula gönderen velilerimiz için söylüyorum, Bakanlığımızın ders kitaplarını okutmuyor ise eğer özel okullar, çocuklarınızın ciddi bir sıkıntı yaşayabileceğini uzun vadede görmeniz gerekiyor. Çünkü hem LGS için hem de üniversiteye giriş sınavları için bizim kitaplarımız esas kabul ediliyor. Bunun takibini biz ÖSYM üzerinden yapacağız. Velilerden fahiş fiyatlarda ders kitabı için ücret talep eden özel okullarla ilgili biz gerekeni yapacağız. Yani bize bu anlamda şikayetler ulaşırsa bu okullarla ilgili genel müdürlüğümüz ve Teftiş Kurulu Başkanlığımız tedbirlerini alacaktır." "Popülaritelerini devam ettirme kaygısı olarak görüyorum" Bakan Tekin, öğretmen atamalarının yeni eğitim öğretim yılına yetişip yetişmeyeceğine yönelik soru üzerine, yetiştirmeyi arzu ettiklerini söyledi. "Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın size yaptığı liyakatsiz eleştirisi hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık Tekin, bu tür tartışmalara hiç girmediğini aktardı. Demokratik kültür ve siyasi kültürün vatandaşlar tarafından doğru anlaşılması için siyasetçilerin örnek olmaları gerektiğini ifade eden Tekin, bu anlamda siyasetçilerin de eğitim öğretim sürecinin bir parçası olduğuna inandığını kaydetti. Tekin, "Kaldı ki Ümit Özdağ benim tanımadığım birisi de değil. Yani bunu bana da söyleyebilir. Sonuçta ikimiz de akademisyeniz ve aynı alanda çalışan akademisyenleriz. Siyasetçilerin bu tür şeyleri kamuoyunda şov malzemesi haline dönüştürmelerini kendi popülaritelerini devam ettirme kaygısı olarak görüyorum ve o yüzden cevap vermemeyi tercih ederim." diye konuştu. Bakan Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu (ÖMK) bazı sendikaların öğretmenleri baskı altına alan kanun olarak değerlendirdiği yönündeki soruya şu cevabı verdi: "Biz bu sendikaların hepsini bakanlığa davet ettik. Bakanlıkta gelip 'ya bu çok doğru olmuş, güzel olmuş' diyen bir sendikanın sokağa çıkıp başka türlü eleştirileri yapmasını ahlaki olarak doğru bulmuyorum. Bakanlığa geldiklerinde bahsi geçen eleştirdikleri maddenin ne anlama geldiği kendilerine anlatıldı. Öğretmenlerin mesleki güvencesini niye ellerinden almak gibi bir kaygımız olsun? Fakat kanun maddesini de okudukları zaman bunu bu şekilde yorumlamak için okuma yazma bilmemek gerekiyor. Okuma yazma bilen insan kanunda maddeyi doğru okur. Maddede bizim öngördüğümüz şey şu; belli sebeplerle sağlık ya da benzeri sebeplerle eğitim öğretim sınıflarının dışında başka sınıflara geçmek isteyen öğretmenlere böyle bir inisiyatif alanı tanıyoruz. Yani burada öğretmene böyle bir şey yapacağımızı nasıl düşünebilirler? Kaldı ki çok da talep var bizde. Yapamadığını, yapamayacağını ve genel idare hizmetleri sınıfına geçmek istediğini bize belirtmesine rağmen hukuken yapamadığımız, talebini gerçekleştiremediğimiz öğretmenler var. Şimdi biz kendileriyle böyle paylaştığımızda 'ya çok doğru yapıyorsunuz' deyip kamuoyunun karşısına çıkıp bunu bu şekilde yorumlamak ahlaki olarak tutarsızlık anlamına gelir. Bunun ikinci açıklaması da okuma yazma bilmemek, yazılanı anlayamamak anlamına gelir."

Bakan Tekin: Görevimiz çocuklarımızın ilave bir eğitime ihtiyaç duymamalarını sağlamak Haber

Bakan Tekin: Görevimiz çocuklarımızın ilave bir eğitime ihtiyaç duymamalarını sağlamak

Milli Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin, üniversite sınavında sorulacak soruların tamamının Bakanlığın ders kitaplarından ve müfredattan çıkacağını belirterek, "Öğrencilerin sorulara bakış açısı, soruları çözebilme kapasitesini görebilmek açısından da soru hazırlama havuzunun da yarısının, branşları itibariyle ortaöğretim kurumlarımızdaki öğretmenlerimizden seçilmesini istedik." dedi. Bakan Tekin, Ülke TV canlı yayında cuma günü askıya çıkan yeni müfredata ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu. MEB bünyesindeki öğretmenlerin her kademede görev yaptıklarını ifade eden Tekin, ÖSYM'nin soru hazırlama ekibine bakanlık öğretmenlerinin dahil edilmesini, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezinden (ÖSYM) istediklerini söyledi. Tekin, "Üniversite sınavında sorulacak soruların tamamı, bizim size dağıtımız ders kitaplarından ve müfredattan çıkacak. Öğrencilerin sorulara bakış açısı, soruları çözebilme kapasitesini görebilmek açısından da soru hazırlama havuzunun da yarısının, branşları itibariyle ortaöğretim kurumlarımızdaki öğretmenlerimizden seçilmesini istedik. ÖSYM Başkanımız da bunu kabul etti. Çocuklarımızın tedirgin olacakları hiçbir şey yok." dedi. Öğrencilerin okula gitmeleri, ders kitaplarını ve öğretmenlerini takip etmeleri gerektiğini vurgulayan Tekin, ilave bir şeye ihtiyaç olması durumunda, Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne (OGM) bağlı Destekleme ve Yetiştirme Kurslarını (DYK) okul müdürlerinden talep etmelerini istedi. "Görevimiz çocuklarımızın ilave bir eğitime ihtiyaç duymamalarını sağlamak" Bakan Tekin, "Ders kitaplarından üniversite sınavlarında soru gelip gelmeyeceği" sorusu üzerine, "Bizim OGM'nin materyalleri ve EBA üzerinden oluşturduğumuz materyallere öğrenciler odaklansınlar. İnanın başka bir şeye gerek yok. Bakanlık görevimiz, zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımızın ilave bir eğitime ihtiyaç duymamalarını sağlamak, kademeler arası geçişteki mekanizmaları ücretsiz bir biçimde çocuklarımız, gençlerimiz, velilerimizle paylaştırmak." yanıtını verdi. "Yeni müfredat elden ele geziyor zaten adrese teslimdir" eleştirilerine yönelik de açıklamalarda bulunan Tekin, bakanlıkta ekiplerin kurulduğunu ve müfredata ilişkin tartışmaların takip edildiğini, askı sürecinin mantığının da takip olduğunu söyledi. Tekin, müfredata en ağır eleştirileri yapanlar da dahil katkı veren herkese teşekkür ederek, "Yeni müfredat cuma günü saat 14.30 itibariyle yayınlandı. 14.30'dan itibaren bakanlığa bildirilen toplam görüş sayısı 14 bin 595. Programın indirilme sayısı da 978 bin. İndirenler bu programı inceliyor ve bize bunlar geri dönüş olarak gelecek." ifadelerini kullandı. Müfredat için binin üzerinde kişiyle çalıştıklarını dile getiren Tekin, şunları kaydetti: "Türkiye koşullarında programımızın sızmadığını ya da birileri tarafından paylaşılmadığını iddia etmek çok mümkün değil. Çalışan arkadaşlarımız yakın çevresiyle iyi niyetle paylaşmışlardır. Eğer paylaşıldıysa taslak halidir o da. Son hali bizim askıya çıktığımız hali zaten ve bu da sır değil. Bundan bir rahatsızlığım yok. Bu programların 'yayın evlerinde elde ele gezmesi' yorumu esas beni rahatsız eder. Bunu söyleyen kişi kesinlikle iyi niyetli değildir. Biz kademeli bir biçimde programı hayata geçireceğimizi de ilan ettik. Müfredat çalışmasını, 2024-2025 yılı başlarken eylül ayında okul öncesi 1, 5 ve 9'da yapacağımızı söyledik. Eğer sizin söylediğiniz 'belli yayınevlerini koruduk ve onlara verdik, siz buyurun kitap hazırlayın' iddiası doğru olsaydı eğer, o yayınevlerinin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın onay sürecine kitapları sunmaları ve onaylanıp basılması gerekirdi. Bu çok manipülatif bir bilgi." "Özel yayınevlerinden kitap talep etmiyoruz" Bakan Tekin, kitap yazımları için yazım komisyonları oluşturduklarını ve bu kitapların Milli Eğitim Bakanlığı yayını olarak Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının onay sürecine gireceğini aktararak, "Özel yayınevlerinden kitap talep etmiyoruz. Dolayısıyla bu, yalan bile diyemeyeceğim kadar iftiradır. Böyle bir şey mümkün değil." diye konuştu. Tekin, program askıya çıkıp son halini aldıktan sonra web sayfasında paylaşacaklarını, o andan itibaren de özel yayınevleri dahil herkesin istediği şekilde programa uygun kitap yazabileceğini, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının onay sürecini başlatacaklarını söyledi. 2025-2026'dan itibaren bu programa göre yazılmış, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının onayladığı kitapların bakanlık tarafından satın alınıp basılacağını bildiren Bakan Tekin, "2, 6 ve 10, 11 ve 12. sınıfların eski programı uygulandığı için onlarla ilgili olarak yayınevlerinin normal ihale süreci devam ediyor. Yayınevlerinin yazdığı kitaplar Bakanlığımızın başlattığı ihale sürecine girecekler ve daha önceki yıllarda olduğu gibi orada satın alıp, basıp çocuklarımıza dağıtmış olacağız." bilgisini verdi. "Cihat kavramı müfredata sayısı artırılarak konulmamış" Bakan Tekin, "Bazı kavramların müfredattan çıkartıldığı, 'cihat' kavramı gibi kavramların dikte edildiğine yönelik eleştiriler var. Değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine, bu eleştiriyi sosyal medyadan duyduğunu ifade etti. Cihat kavramına yönelik eleştirilere özellikle baktığını belirten Tekin, "Cihat kavramı müfredata sayısı artırılarak konulmamış, mevcut programdaki versiyonlar devam ettirilmiş." dedi. Tekin, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) programı mezunlarının atamasına yönelik sorunun ardından rehberlik hizmetlerinin öneminin de altını çizerek, "Öğrencilerimizin bu tür ihtiyaçlarını karşılayabilecek sayıda öğretmeni istihdam etmek benim hayalim. Yani bunu ben de arzu ediyorum. Bu benim kişisel düşüncem. Ama bir de realite var. Her yıl nihayetinde atamak üzere bize tanımlanan bir kadro tanımı var." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tekin, yakın zamanda atama rakamlarının da açıklanacağını bildirdi. "'Bilgi çağındayız', 'yabancı dil eksildi', 'Resim ve müzikle ilgili çok bir şey göremedik' şeklinde sosyal medya yorumlarından bahsedilmesi ve "Yabancı dil dersini neden çıkardınız?" sorusu üzerine Tekin, "Biz yüzlerce ders okutuyoruz, yüzlerce dersimiz var. Biz taslakta sadece 'mihver dersler' dediğimiz 21 zorunlu dersin programını açıkladık. Diğerleri zaten devam ediyor. Yani onlarla ilgili program açıklanmadı diye, onlarla ilgili durumda eksiltme ya da çıkartma söz konusu değil." yanıtını verdi. Tekin, müfredat taslağının yayınlanmasının ardından yarım saat içinde çeşitli eleştirilerle karşılaştıklarını belirtti. Bu eleştirilerin çeşitli boyutları olduğunu ve farklı toplumsal kesimlerden geldiğini dile getiren Tekin, bazı eleştirilerin popülist yaklaşımlarla yapıldığını vurguladı. Bakan Tekin, müfredatın ne kadar süreyle askıda kalacağına ilişkin soru üzerine ise, Anadolu Ajansı ile röportajında da aynı soruyu cevapladığını anımsatarak, "Bir hafta diyoruz ama bir bakarız ki biz toplumsal tartı, toplumsal kesimlerden yine yoğun bir şekilde talep geliyor; eleştiri, düşünce, görüş geliyor; biz bunları uzatabiliriz yani burada bir problemimiz yok. Hiç endişe edilmesin, biz tamamen şeffaf kamuoyunu açık bir biçimde müfredatımızı revize etmek istiyoruz." diye konuştu. Mülakatla öğretmen seçimi konusunda da açıklamalarda bulunan Tekin, öğretmenlerin seçiminde en iyi ve en donanımlı adayların belirlenmesinin önemli olduğunu ve mülakatın doğru bir yöntem olduğunu söyledi. "LGS tarihinde değişiklik yok" Tekin, ortaokul öğrencilerinin Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava hazırlandıklarını hatırlatarak, sınav takviminde herhangi bir değişiklik olmayacağını, sınavın 2 Haziran'da gerçekleştirileceğini açıkladı. "Şu andaki beklentiler, her yılki kalitede olacağı. Tek fark, artık öğrenciler kendi okullarında değil eskiden de olduğu gibi farklı okullarda girecekler." ifadelerini kullanan Tekin, merkezi sınavla kademeler arası geçiş konusu üzerine ise çalışılması gerektiğini kaydetti. Çok sayıda öğrencinin LGS'ye dahil edildiğini dile getiren Tekin, "Proje okullarının sayısının azaltılması gerekiyor, sadece proje okulu değil, genel anlamda toplam öğrenci kitlesinden yani sınavlı öğrenci alan okul sayılarını biraz azaltmamız gerekiyor." açıklamasında bulundu. Bakan Tekin, şöyle devam etti: "Bugünün konusu değil yanlış bir anlaşılma olmasın. Ama nihayetinde biz çocuklarımızın üzerindeki sınav baskısını azaltmak istiyorsak eğer, bir milyon öğrencinin sınava girmesi çok doğru bir yaklaşım değil. Biz hem okulların kontenjanlarını hem de sınava giren öğrenci sayısını azaltacak tedbirleri kademeli bir biçimde hayata geçireceğiz." Öğretmenlerin yer değişikliği talebi Öğretmenlerin şiddetle karşı karşıya kaldığında yer değişikliği taleplerinin karşılanması için yönetmelikte düzenleme yapılacağını da belirten Tekin, İstanbul Sarıyer'deki Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu'nda bir öğretmenin, bir velinin yumruklu saldırısına uğradığını anımsatarak, şunları söyledi: "Şimdi bu İstanbul'da yaşadığımız olayla ilgili teknik olarak bizim şöyle bir sıkıntımız var, öğretmen arkadaşımızın yerini değiştirmek istediğimizde mevzuatla ilgili bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Ben personel genel müdürümüzden rica ettim, yönetmeliğimize bununla ilgili bir hüküm de koyuyoruz. Yani bu türden bir şiddetle karşı karşıya kalan arkadaşımız, eğer okulda çalışmak istemiyorsa başka bir okula da kadrosunun aktarılmasıyla ilgili bir hüküm. Öğretmen arkadaşlara bu vesileyle müjdeyi verelim."

Bakan Tekin, öğrencilerle Birinci Meclis'i ziyaret etti Haber

Bakan Tekin, öğrencilerle Birinci Meclis'i ziyaret etti

Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla Birinci Meclis'e ziyarette bulunan Bakan Tekin ve beraberindeki öğrenciler, Kurtuluş Savaşı Müzesi'ni gezdi. Ziyarette, Kurtuluş Savaşı Müze Sorumlusu Fatma Hicret Un, öğrencilere müze hakkında bilgi verdi. Ziyaretin ardından açıklamada bulunan Bakan Tekin, bu yılki 29 Ekim'in hem bir bayram hem de Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü olması dolayısıyla ayrı bir öneminin bulunduğunu, bu günün en anlamlı etkinliklerinden biri olarak ilkokul ve ortaokul öğrencileriyle tüm önemli kararların alındığı Birinci Meclis'i ziyaret ettiklerini söyledi. Çocukların okullarda teorik olarak öğrendikleri Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in ilanı gibi konuları, Birinci Meclis'te de öğrendiklerini ve çok ilgi duyduklarını aktaran Tekin, şöyle konuştu: "Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem öğretimle ilgileniyoruz hem de bir taraftan eğitim bizim asıl işlevimiz. Dolayısıyla çocuklarımızın Cumhuriyet felsefesine, Cumhuriyet ruhuna, bağımsızlığa sahip çıkmaları, gelecek kuşaklara bunları aksettirmeleri bizim için çok önemli. Bizler Cumhuriyet Bayramı'nı bu misyonla değerlendirmeye çaba sarf ediyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet'in ilanı, sadece bir hükümet sistemi değişikliği değil, Cumhuriyet'in ilanı, aynı zamanda bu coğrafyada, bu coğrafyanın üzerinde müstevli emelleri olan emperyal güçlerin hepsinin yenilgisinin tescil edildiği bir gün. Bizler 29 Ekim'i böyle algılıyoruz. Bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığının tescillendiği gün. Bu açıdan kendi geleneğimiz açısından bir bayram, bayramın da çok ötesinde korunması gereken bir değer, çocuklarımıza da bizler gibi ataları gibi bu ülkeye, bağımsızlığımıza, devletimize, milletimize sahip çıkmaları için öğretmeye çalışıyoruz." Bakan Tekin, milletin, çocukların, öğretmenlerin Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı ve "Nice yüzyıllara. Önümüzdeki yüzyılların, Türkiye'nin bütün dünyadaki zulümlere karşı dünyadaki emperyal otoritelere karşı tek başına mücadele ettiği ve başarılı olduğu bir Türkiye Yüzyılı olmasını temenni ediyorum." değerlendirmesinde bulundu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Dünya liderleri Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümünü kutluyor

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.