#müebbet hapis cezası

İzmir haber: Eşini öldüren sanığın cezası belli oldu Haber

İzmir haber: Eşini öldüren sanığın cezası belli oldu

İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görülen duruşmaya, tutuklu sanık Yeğin, müştekiler ve taraf avukatları katılırken, mahkeme başkanı, sanığın daha önce Almanya'da işlediği suça ilişkin belgenin geldiğini belirtti. Sanık ceza ilamına göre; Almanya'da birlikte yaşadığı sevgilisini baltayla kafasına vurmak suretiyle ağır yaraladığı, kadının çocuğunun araya girmesiyle olay yerinden kaçtığı ve teslim olduktan sonra 7 yıl 6 ay hapis yatıp denetimli serbestlik uygulaması kapsamında serbest kaldığı ve daha sonra 2021 yılında Türkiye'ye geldiği kaydedildi. Cinayeti bilinçli işlemediğini ve kaza olduğunu savunan Yeğin, bir plan yapmadığını, olay günü alkollü olduğunu, maktul Hülya Şellavcı Yeğin'in biber gazı gösterince paniklediğini iddia etti. Cumhuriyet savcısı, sanığın "eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme", "gece vakti silahla iş yerinde yağma" ve "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından cezalandırılmasını ve Almanya'daki eski suçu göz önünde bulundurularak tekerrür hükümlerinin uygulanmasını istedi. Mahkeme başkanı, duruşmaya verdiği aranın ardından kararı açıklayıp, "eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına verdiklerini, "gece vakti silahla iş yerinde yağma" suçunu mahkemenin hırsızlık olarak değerlendirdiğini ve üst sınırdan 8 yıl hapis cezası verdiğini açıkladı. Ayrıca, "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından ise dosyanın ayrıldığını aktaran mahkeme başkanı, hiçbir indirim uygulanmadığına dikkat çekti. NE OLMUŞTU? Hülya Şellavcı Yeğin (51) 22 Ekim 2022'de, uzaklaştırma kararı aldırdığı boşanma aşamasındaki eşi Kaffar Yeğin tarafından Bornova ilçesinde çalıştığı iş yerinde tabancayla öldürdü ve şahıs, 8 Kasım'da Konak'taki bir eve düzenlenen operasyonda yakalandı. Kaffar Yeğin hakkında "eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme", "gece vakti silahla iş yerinde yağma" ve "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. İzmir 50. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında, cinayet öncesinde yine eşine karşı işlediği "kasten yaralama", "tehdit", "ısrarlı takip" ve "hakaret" suçlarından toplam 5 yıl 5 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi, verilen 5 yıl 5 ay 22 gün hapis cezasını hukuka uygun bularak istinaf başvurularını reddetti.

2008 yılında cesedi bulunmuştu zanlısına 17 yıl sonra müebbet hapis cezası Haber

2008 yılında cesedi bulunmuştu zanlısına 17 yıl sonra müebbet hapis cezası

İzmir'in Gültepe semtinde yaşayan Semih Dizbay, 24 Ekim 2006'da bayram günü bakkaldan ekmek almak için evinden çıktı ancak kendisinden bir daha haber alınamadı. Anne Birsen Dizbay'ın kayıp başvurusuyla başlatılan arama çalışmalarında 2 yıl boyunca bir sonuç çıkmadı. Semih Dizbay'ın cesedi 21 Ocak 2008 günü Bornova ilçesi Evka 4 semtindeki ormanlık alanda bir avcının insana ait kafatası görmesi ve bu durumu jandarmaya bildirmesi üzerine toprağa gömülü halde bulundu. Aile, oğullarının kıyafetinden cesedi teşhis etti. Başlatılan soruşturma kapsamında Dizbay ile aynı semtte oturan ve cesedinin bulunduğu yere 760 metre uzaklıktaki at çiftliğinde çalışan Muharrem H. ve akrabası Hakan H. gözaltına alındı, haklarında iddianame hazırlandı. Semih Dizbay ile Muharrem H'nin kız meselesi yüzünden husumetli olduğu iddianamede yer aldı. Muharrem H. ve Hakan H. yapılan yargılamalarda 2 kez delil yetersizliği nedeniyle beraat etti. Bu süreçte beraat hükümleri Yargıtay tarafından bozuldu, dosya da yeniden yerel mahkemeye gönderildi. Yargıtay, "maktulün kaybolduğu saatte sanıkların telefonlarının baz istasyon bilgileri ile aynı bölgede olup olmadıkları konusunda araştırma yapılmadığı, tanıklara soru sorma hakkının verilmediği ve olayı ilişkin olabileceği değerlendirilen telefon konuşmalarının aydınlığa kavuşturulmadığı" gibi gerekçelerle hükmün bozulduğunu bildirdi. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 31 Mart'ta görülen karar duruşmasında, Muharrem H. müebbet hapis cezasına çarptırıldı, Hakan H. ise beraat etti. BİLİRKİŞİ RAPORU Kararda, baz istasyon bilgilerine ilişkin alınan bilirkişi raporuna atıfta bulunuldu. Raporda, "Muharrem H'nin, maktulün kaçırıldığı saatlerde oturdukları aynı mahalle Gültepe'de olduğu, maktulün kaybolduğu zaman diliminde sanığın araba ile hareket halinde olduğu, güzergahının çalıştığı at çiftliği ile cesedin bulunduğu bölgeye yönelik olduğu, sanığın maktulle kavga etmelerine sebep gösterilen Arzu ile uzun süren telefon görüşmelerinin bulunduğu." belirtildi. Sanığın çalıştığı at çiftliğinin sahibi S.T'nin, "Muharrem, 2006 yılının son aylarına doğru özellikle geceleri elinde av tüfeği ve yanında bulunan kurt köpeği ile çiftlik evinin üst tarafında bulunan yani olay yeri olan ormanlık alana doğru sürekli gidip geliyordu, genellikle geceleri uyumuyordu." ifadeleri kararda yer aldı. Heyetin kararında, delil olarak Muharrem H'nin maktul Semih Dizbay'ın kaybolduğu andan itibaren başlayan ve hareketli güzergahta olduğunu ve maktulün cesedinin bulunduğu bölgeye kadar gittiğini gösteren telefon baz istasyon haritası da bulunuyor. TELEFON SİNYALLERİ EN ÖNEMLİ DELİL Hükmün gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: "Maktulün kaçırılıp öldürülmesi sürecinde Muharrem'in cezalandırılması yönündeki kararımıza sadece 'biz öyle hissediyoruz' şeklinde hisle değil, ayrıntılı tespitlerimizden dolayı oy çoğunluğu ile varıldı. Maktulün, Muharrem ve öngörümüze göre arkadaşı veya arkadaşları tarafından önce kaçırıldığını, devamında çalışmış olduğu at çiftliği bölgesini çok iyi bildiğinden at çiftliğine kuş uçuşu 750 metre mesafedeki karşı tepede ormanlık alana götürerek cesedi gömdüğünü düşünüyoruz. Bu sonuca varmamızın en önemli delili, sanığın telefonunun baz istasyon verileri olup maktulün mahalleden kaçırılıp at çiftliği ve cesedin bulunduğu bölgeye gelen sinyal verileridir." Başkanlığını Haki Öncü'nün yaptığı heyetten bir üye hakimin muhalefet şerhi koyduğu kararda, "Maktulün sanık tarafından öldürüldüğüne dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği düşüncesiyle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun sanık Muharrem'in mahkumiyeti ve sanığın tutukluluk halinin devamına yönelik karara iştirak etmiyorum." ifadeleri yer aldı. ASKER ELBİSESİ GİYECEKTİ Anne Birsen Dizbay, adaletin yerini bulması için yıllarca mahkemelere gidip geldiğini, çıkan kararla da mutlu olduğunu söyledi. Bayramda ekmek almaya yolladığı oğlunun 2 yıl sonra kemikleriyle karşılaşmasının kendisine tarifsiz bir acı yaşattığını belirten Dizbay, 17 yılın kendisi için çok zor geçtiğini ifade etti. Adaletin yerini bulduğunu anlatan Dizbay, duygularını şöyle dile getirdi: "Bir kız için değdi mi, burada 20 yaşında filiz gibi delikanlı yatıyor. Bir hafta sonra asker elbisesi giyecekti, havacı olacaktı. En çok istediği şeydi. 'Birazcık su serpildi, acın biraz dindi mi' diyeceksin, asla...Buradan kalkıp yanıma gelmeyecek, ancak ben gideceğim onun yanına. Her geldiğimde ayak ucunda dua ettiğim, çocuğumla dertleştiğim zaman hep 'adalete güvenmem lazım, bir gün muhakkak çıkacak ortaya' diyordum. Bu mahkeme bana sürpriz oldu, cezasını çeksin, bir damla acımıyorum. 2 yıl boyunca emniyetin kayıp bürosuna gittim. Her gittiğimde ceset gösteriyorlardı. Adli tıpta cesetler gördüm. Semih'in gözlükleri, ayakkabıları, eşyaları, kemikleri. Mavi beyaz kazağı, siyah beyaz eşofmanı tanıdım. Adalet yerini buldu ama bu olayı Muharrem'in tek başına yaptığına inanmıyorum." AA

Kırmızı bültenle aranan şüpheli müebbet hapis cezasına çarptırıldı Haber

Kırmızı bültenle aranan şüpheli müebbet hapis cezasına çarptırıldı

12 Temmuz 2016 tarihinde İzmir’in Buca ilçesi Kuruçeşme Mahallesi 205/27 Sokakta meydana gelen olayda, 3 katlı bir binanın zemin katındaki Halil Yılmaz’a (39) ait evde yangın çıktı ve yangına müdahale eden ekipler bir bazanın içerisinde yanmış bir kadın cesedi buldu. Yapılan incelemeler sonrasında cesedin 24 yaşındaki Sibel Çelik’e ait olduğu belirlendi. Olayın ardından Halil Yılmaz’a ulaşamayan ekipler, Yılmaz’ın ağabeyi S.Y.’yi (41) olaydan bir gün sonra Diyarbakır’a giderken yakaladı. Sorgusunda çelişkili ifadeler veren S.Y. tutuklanırken, hazırlanan iddianamede Sibel Çelik’in 7 bıçak darbesiyle öldürüldüğü ve baza içerisine konularak ateşe verildiği yer almıştı. Halil Yılmaz ve S.Y. hakkında ‘Nitelikli kasten öldürme’, ‘Yakmak suretiyle mala zarar verme’ ve ‘Kasten yangın çıkarma’ suçlarından dava açılırken, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 6 Aralık 2017’deki duruşmasında, S.Y. tahliye edildi ancak bu süreçte de aranan Halil Yılmaz’a ulaşılamadı. Yargılama esnasında Adli Tıp Kurumundan istenen raporda Sibel Çelik’in cinsel saldırıya da uğradığı tespit edilirken, Almanya’ya kaçtığı belirlenen Halil Yılmaz için 21 Şubat 2018 tarihinde kırmızı bültenle yakalama kararı çıkarıldı. Söz konusu süreçte Alman yetkililer, Türkiye ile Almanya arasında suçlu iadesi anlaşması bulunmasına rağmen Halil Yılmaz’ın ilticacı olarak girdiği ve can güvenliği olmadığı gerekçesiyle uzun bir süre Türkiye’ye göndermezken, Halil Yılmaz Almanya’da adli suça karışmasıyla beraber 6 yıllık sürecin ardından Türkiye’ye iade edildi. Yılmaz, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yılmaz, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesine SEGBİS aracılığıyla verdiği ifadede cinayeti kabul etmedi. Geçtiğimiz duruşmada savunma yapan Halil Yılmaz, Çelik’i kendisinin öldürmediğini iddia etti. Aynı celsede açıklanan esas hakkında mütalaada savcı, tutuklu sanık Halil Yılmaz için ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis, ‘Yakarak mala zarar verme’ suçundan 6 yıla kadar hapis cezası talebinde bulundu. Savcı, tutuksuz sanık Selman Yılmaz için ise beraat istedi. “Ben cani miyim, canavar mıyım” İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanık Halil Yılmaz, tutuksuz sanık, tutuksuz sanık S.Y.’nin ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada Sibel Çelik’in ailesi de hazır bulundu. Duruşma savcısı, geçen duruşmada mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar etti. Suçlamaları kabul etmediğini ifade eden tutuklu sanık Halil Yılmaz, “Sevdiğim ve evleneceğim kadına neden bu kadar zarar vereyim? Ben cani miyim, canavar mıyım? Kızlarını hastayken işe gönderiyorlardı buna dayanamıyorum. Kendi imkanlarımla ona para veriyordum işe gitmesin diye. Bu suçu işlemiş olsam evi neden ateşe verip suç aletini orada bırakayım? Adaletinize sığınıyorum. Yapmadığım suçu kabul etmiyorum. Bu yaşıma kadar kimseyi incitmedim. Gerçek faillerin bulunmasını istiyorum” dedi. Tutuksuz sanık S.Y. ise önceki ifadelerini tekrarlayarak beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, Halil Yılmaz’a ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet, ‘Yakarak mala zarar verme’ suçundan ise 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Heyet, Halil Yılmaz’ın cezasında herhangi bir indirim uygulamazken, tutuksuz sanık S.Y. hakkında ise beraat kararı verdi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.