[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#müze

müze haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, müze haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Başkan Zeyrek’ten müze reformu: Kültürel açığı kapatmalıyız Haber

Başkan Zeyrek’ten müze reformu: Kültürel açığı kapatmalıyız

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER- Asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan, Osmanlılar döneminde de Şehzadeler Şehir olarak bilinen Ege Bölgesi’nin kültür ve inanç turizminin gözdesi Manisa son yıllarda müze sorunuyla karşı karşıya. Yüzlerce yıllık kent tarihinin sergilendiği Manisa Arkeoloji Müzesi rutubet gerekçesiyle 2000 yılında kapatıldı. 2018 yılında yeni müze binasının inşaatının başlamasıyla müzenin etnografya bölümü de kapılarını kapattı. 23 yıldır kentin tarihine ilişkin önemli eserleri göremeyen Manisalı vatandaşlar ve turistler, 6 yılı aşkın süredir yeni müze binasının tamamlanmasını bekliyor. Müze sorunun ekonomik kayıpların yanı sıra ciddi kültürel kayıplara da sebep olduğuna dikkat çekerek hayata geçirecekleri projelerle Manisa’yı turizm alanında ‘Marka Şehri’ haline getireceklerini ifade eden Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “Biz bu ‘yokları’ var etmek için sıfırdan başlayarak çoğulcu bir anlayışla Manisa’mızın bu yönünü yeniden inşa etmeye kararlıyız. Turizm potansiyelimizi en üst seviyeye çıkarmak amacıyla kapsamlı bir Turizm Master Planı hazırlıyoruz. Manisa’yı sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da tanınan ve tercih edilen bir turizm destinasyonu haline getireceğiz” dedi. KÜLTÜREL KAYIPLAR KENTİ OLUMSUZ ETKİLİYOR Müze eksikliğinin maddi kayıplarının yanı sıra kültürel kayıpların kenti olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Başkan Zeyrek, “Manisa’da Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nin şu an kapalı olması, tarihsel sürecimizin eski çağ dönemini eksik bırakıyor ve doğal olarak Manisa turizmini olumsuz yönde etkiliyor. Şehrimiz büyük bir turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen bu alanlarda bugüne kadar yeterli yatırım, çalışma ve projeler maalesef bulunmamaktaydı. Ancak, biz bu ‘yokları’ var etmek için sıfırdan başlayarak çoğulcu bir anlayışla Manisa’mızın bu yönünü yeniden inşa etmeye kararlıyız. Büyükşehir olarak maddi kayıptan ziyade bu konudaki kültürel açığı kapatmak için kentimize dair çalışmalar ve etkinlikler yapmaktan yanayız” şeklinde konuştu. MANİSA’YI ULUSLARARASI ARENAYA TAŞIYACAĞIZ Manisa’nın zengin tarihi ve kültürel mirasıyla çok önemli bir turizm potansiyeline sahip olduğunu belirterek sadece müze konusunda değil, farklı turizm türlerinin tamamını kapsayacak ve geliştirecek projelerinin olduğunu ifade eden Başkan Zeyrek, “Manisa’mızın sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri daha geniş kitlelere tanıtmak ve turizm potansiyelimizi en üst seviyeye çıkarmak amacıyla kapsamlı bir Turizm Master Planı hazırlıyoruz. Bu plan doğrultusunda, turizmde markalaşmaya giderek, Manisa’nın tüm ilçelerini birer ‘Marka Şehir’ haline getirmeyi hedefliyoruz. ‘Marka Şehir’ ve ‘Marka İlçeler’ oluşturma yolunda atacağımız adımlar sayesinde, Manisa’yı sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da tanınan ve tercih edilen bir turizm destinasyonu haline getireceğiz. ‘Bütün Şehir’ vizyonumuz ile Manisa’nın turizm potansiyelini, uluslararası fuarlarda Manisa Büyükşehir Belediyesi çatısı altında tanıtarak, kentimize daha fazla turist çekmeyi ve ekonomik kalkınmamıza katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Ayrıca, bu büyük hedeflerimiz doğrultusunda, Manisa’mıza açık hava müzeleri de kazandıracağız. Böylece kentimizin her köşesini daha da güzelleştirip, geliştireceğiz. Hep birlikte, şehrimizi hak ettiği yere taşıyacağız” diye konuştu. ANTİK KENTLER GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK İnanç turizmi kapsamında antik kentler konusunda da detaylı çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Başkan Zeyrek, “İncil’de adı geçen üç kilise, Yoğurtçu Kalesi, Niobe, Kybele, Kula Evleri gibi tarihi değerlerimizi gün yüzüne çıkarmak ve cazibe merkezine dönüştürmek için elimizden geleni yapacağız. Ayrıca, Manisa turizminde dijital bir dönüşümü sağlamak amacıyla, en kısa sürede hayata geçirmeyi planladığımız bir ‘mobil aplikasyon’ projemiz var. Manisa’nın kültürel, ekolojik ve tarihsel envanterine kolay ulaşım ve erişim imkânı sağlayacak bu uygulama ile şehrimizi ziyaret eden turistlerin, daha kolay rehberlik almasını hedefliyoruz” dedi. KURTULUŞ MÜZESİ YAKINDA AÇILIYOR Manisa Kurtuluş Müzesi’ni de en kısa zamanda tamamlayarak halkın hizmetine açacaklarının müjdesini veren Başkan Zeyrek, “Kurtuluş Savaşı dönemindeki Manisa tarihinin günümüz ve gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlayan müze, tamamlandığında 1919-1922 yılları arasındaki olayların belgeleri ve Milli Mücadele esnasında yaşananların somut örneklerini içerisinde bulunduracak. Kısa bir süre içerisinde Manisa’mız için uluslararası bir değere sahip olan Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı’nın, ziyaretçi ve tanıtım merkezinin de açılışı yapılarak hizmete sunulacak” ifadelerini kullandı.

Tarihi kervansaray müze otel olarak kapılarını açtı Haber

Tarihi kervansaray müze otel olarak kapılarını açtı

Karatay Belediyesi, ilçedeki kültürel varlıkları hem turizme kazandırmak hem de gelecek nesillere ulaştırmak amacıyla birçok proje yürütüyor. Bu çerçevede geçmişin izleri ile konaklama imkanı sunan 800 yıllık Obruk Kervansaray Müze Otel, 4 yıl süren restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının ardından resmi törenle hizmete açıldı. Obruk Kervansaray Müze Otel’in açılış konuşmalarından önce katılımcılar, tiyatro gösterisi ile geçmişe götürüldü. Kervansaray Müze Otel'in orijinal dokusu korundu Konya-Aksaray Kara yolunun 70. kilometresinde yer alan 170 metrelik derinliğe sahip ve 145 metrelik kısmı suyla dolu Kızören Obruğu’nun yanı başında 800 yıl önce inşa edilen Selçuklu kervansarayı, 4 yıl süren restorasyon çalışmasının ardından 13 odalı otele dönüştürüldü. Restorasyon çalışmalarıyla, kervansarayın orijinal dokusu korunarak misafirlerine modern bir konaklama imkanı sunacak. Mutfak malzemelerinden masa ve sandalyelerine kadar tarihi malzemelerle donatılan kervansarayın her odasına yerden ısıtmalı Türk hamamı da yapıldı. Müze otel konseptiyle hizmete giren Obruk Kervansaray, ziyaretçilere tarihi bir atmosferde konaklama imkanı sunarken, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasını tanıtmaya yönelik çeşitli sergilere de ev sahipliği yapacak. Otelde, tarihi eserler ve döneme ait objeler sergilenerek, misafirlerine geçmişe yolculuk yapma fırsatı sunacak. Ecdadın izinde tarihe yolculuk deneyimi Karatay'da Konya’nın tarihi miraslarından biri olan 800 yıllık Obruk Kervansaray’ı, detaylı bir restorasyon sürecinin ardından müze otel olarak yeniden hizmete açtıklarını belirten Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Obruk Kervansaray Müze Otel’in Konya’ya hayırlı olmasını diledi. Karatay’da tarihi eserlerin korunması, muhafaza edilmesi ve geleceğe taşınması adına örnek projeler uyguladıklarını söyleyen Hasan Kılca, kervansarayın restore çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: “Yüzlerce yıllık geçmişimizin ve ecdadımızın önemli miraslarından biri olan Obruk Kervansaray’ının restorasyonunu ve Kızören Obruğu çevre düzenleme çalışmalarını tamamlamış olmanın heyecanıyla bir aradayız. Ecdadımız, Anadolu’daki ticari hareketliliği artırmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, sahip olduğu yüksek kültürünü en canlı şekilde aksettiren hanlar inşa etmişlerdir. Bu hanlar, her dönem medeniyetimizin kıymetli parçaları olmanın yanı sıra, Anadolu’da Selçuklu saltanatının kudretini ve sağlamlığını gösteren birer abidedir. Geçmişi 13. yüzyıla dayanan ve önemli Anadolu Selçuklu eserlerinden olan Obruk Kervansarayı da, bu eşsiz abidelerdendir. İnşa edildikten sonra yüzyıllar boyunca, hatta 1900’lü yılların başına kadar, konaklama amacıyla kullanılan bu kıymetli mirası korumak ve geleceğe taşımak amacıyla Karatay Belediyesi olarak 2020’de çalışmalara başladık. 4 yıl boyunca, büyük bir hassasiyetle yürüttüğümüz çalışmalarımızın sonucunda, Karatay’ımızın tarihi bir yapısını daha ayağa kaldırmış olduk. Şunu açık yüreklilikle ifade edeyim ki, bugün için çok çalıştık, çok çabaladık; şimdi bu çabalarımızın sonucunu alıyor olmanın haklı gururunu, sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz. Zazadın Hanı ve Sultanhanı’nın neredeyse ortasında bulunan Obruk Hanı, Selçuklu kervanlarının menziline uygun bir vaziyette konumlandırılmıştır. İpek Yolu’nun önemli geçiş noktalarından birisi olan kervansaray, açık avludan ve kapalı bölümlerden oluşuyor ve dendanlı taş kapısıyla dikkatleri üzerine çekiyor.” "Restorasyon çalışmamızın her aşamasında uzman isimlerden destek aldık" Başkan Kılca, Kervansaray projesi hayata geçirilirken her aşamasında uzman isimlerle çalıştıklarını dile getirdi. Başkan Kılca, “Obruk Kervansaray’ımızı özel yapan diğer bir husus da hemen arkamızda bulunan Kızören Obruk Gölü’dür. 170 metrelik bir derinliğe sahip olan gölün 145 metrelik kısmı suyla doludur. Türkiye’nin en büyük obruk gölü olma özelliği taşıyan bu göl, 2019 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 'Kesin Korunacak Hassas Alan' olarak ilan edilmiştir. Bu vesileyle her zaman yanımızda olan Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Ecdadımızın 800 yıllık mirası Obruk Kervansaray’ın restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının her aşamasında alanında uzman isimlerin büyük desteğini aldık. Tarihinden, dokusundan ve özel konumundan ilham alarak bu özel yapının ilk günkü ihtişamına kavuşması için hep birlikte özen gösterdik. Zamanın ve tabiatın yıpratıcı etkilerine maruz kalmış taşlar ve en ufak mimari detaylar, tarihi dokusuna sadık kalınarak yeniden onarıldı. Restorasyon çalışmaları esnasında yapılan yeni araştırmalar, kervansarayın geçmişine dair yeni bilgilerin de gün yüzüne çıkmasına imkan sağladı. Örneğin kervansaraydaki Selçuklu dönemi taş işçiliği ve süslemeler, uzmanlar tarafından detaylı bir şekilde incelenmiş ve belgelenmiştir. Bu çalışmalar sayesinde, Obruk Kervansarayı’nın sadece bir ticarethane veya konaklama yapısı olarak değil, aynı zamanda tarihi ve sanatsal bir eser olarak sınıflandırılmasına da vesile olduk. Burada yaptığımız sadece bir ihya değil aynı zamanda bir sosyal sorumluluk çalışması da yürüttük. Tarihi yapımızda görev alan çalışma arkadaşlarımız bu bölgenin yetiştirdiği Obruk ahalisinin gençlerinden oluşuyor. Aynı zamanda önemli bir istihdamı da sergilemiş olduk” dedi. "Misafirlerimiz tarihi otelde konforlu, keyifli ve farklı bir deneyim yaşayacaklar" "800 yıl önce ecdadımıza hizmet veren Obruk Kervansaray’ı, kapılarını yeniden açıyor" diyen Başkan Kılca, “Obruk Kervansaray’ı geçmişten geleceğe taşımakla birlikte, turizmde de bambaşka bir konuma taşımanın gayreti içerisinde olduk ve bir müze ve otel olarak tasarladık. Burada konaklayacak misafirlerimizin, kendilerini 1200’lü yıllarda konaklıyormuş gibi hissetmesini ve zamanda yolculuk yapmasını istedik. Mimarî detaylardan tutun da kervansarayın odalarında, restoran kısmında kullanılan masa ve sandalyelerden kapılara, tabaklara kadar, kullanılan bütün malzemeler için titiz bir çalışma yürüttük. Bunu yaparken kervansarayın tarihi dokusunu ve dönemin yaşam tarzını bozmadan günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir altyapıyı oluşturmanın da gayreti içinde olduk. Tüm bu titiz çalışmaların neticesinde, bugün karşınızda ihtişamlı bir şekilde duran bu eşsiz eserle karşınızdayız. Bugün tarihi bir gün ve 800 yıl önce ecdadımıza hizmet veren Obruk Kervansaray'ı, bu kez sizler için kapılarını yeniden açıyor. İnanıyoruz ki bu yatırım sayesinde misafirlerimiz konforlu, keyifli ve farklı bir deneyim yaşayacaklar. Tarihi ve kültürel bir değer olarak Obruk Kervansaray'ının, şehrimiz ve ülkemiz turizmine kıymetli katkılar sağlaması, en büyük temennimizdir. Bunu milat olarak kabul ediyoruz. Kervansaray Müze Otel’in Türkiye’deki atıl durumda olan diğer kervansaraylara örnek olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Hasan Kılca'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür Son olarak projenin hayata geçmesinde desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere katkıda bulunan herkese teşekkür eden Başkan Kılca, “Obruk Kervansaray’ı ve Kızören Obruğu’nun restorasyon ve çevre düzenlemeleriyle ilk günkü ihtişamına kavuşması sürecinde vizyonuyla, yaptığımız bütün işlerde ve hizmetlerde bize ufuk çizen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, maddi-manevi desteklerini esirgemeyen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği önceki bakanımız Murat Kurum’a ve şimdiki bakanımız Mehmet Özhaseki’ye, Turizm ve Kültür Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a ve Bakan Yardımcımız Nadir Alpaslan'a, Konya Valimiz Vahdettin Özkan’a, tüm Konya Milletvekillerimize, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a, Konya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanına ve kurul üyelerine, Vakıflar Bölge Müdürlüğümüze, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğümüze, 4 yıl boyunca büyük emek veren projemizin sorumlusu, Türkiye’nin turizm duayeni Cem Kınay’a, mimarlarımıza, çalışma arkadaşlarıma, meclis üyelerimize, desteklerini esirgemeyen muhtarlarımıza, Obruklular Derneğimize, Obruk'ta yaşayan bölge sakinlerimize ve elbette sabırla bu özel anı bekleyen tüm hemşehrilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Yapımını tamamladığımız kervansarayımızın restorasyonu ve Kızören Obruğu çevre düzenleme çalışmalarımızın Konya’mıza ve Karatay’ımıza hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. “Konya'nın turizm potansiyelini arttırmak için büyük bir hizmet” Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Obruk Kervansaray Müze Otel’in Konya’nın turizm potansiyelini arttırmak için büyük bir adım olduğunu söyleyerek, “Kervansaray, Konya’nın önemli turistik cazibe merkezlerinden biri olacak" ifadelerini kullandı. Başkan Uğur İbrahim Altay, “Konya tarihi açısından çok önemli bir gün. Konya’nın başkent oluşunun 927. yılındayız. Bu önemli günde böyle güzel bir eserin açılışında bulunmak hepimiz için çok anlamlı. Ecdadımız bize o kadar güzel bir şehir bırakmış ki; ovasından dağına kadar nereye gözümüzü çevirsek Selçuklu‘nun önemli eserlerini görme imkanımız var. Maalesef bunların bir kısmının bugün gün yüzüne çıkarılması ya da tahribattan kurtarması mümkün olmamış ama bugün yapılan bu örnek iş diğer eserler için önemli bir başlangıç olacak. Bu vesileyle Karatay Belediye Başkanımız Hasan Kılca ve ekibine teşekkür ediyorum. Cem Kınay’ın işletmesinde Türkiye'ye örnek bir işi hep birlikte ortaya çıkarmış olacağız. Ecdada sorumluluğumuzu ne yapsak yerine getirmemiz mümkün değil ama bu tür restorasyonlarla ve Konya’nın Darülmülk vurgusuyla bunu yapma gayretindeyiz. Şehrimizde bu tür yapıların yeniden hayata kazandırılmasıyla, hem yeni turizm markaları oluşturulmakta hem de Konya modeli belediyecilik vizyonumuzla hizmetlerimize devam etmekteyiz. Bu konuda merkezde Karatay, Meram ve Selçuklu Belediyelerimizle birlikte 'Turizm Master Planı' çerçevesinde Konya’nın turizminde en önemli şehirlerinden birisi olmak için çaba sarf ediyoruz” dedi. “Konya turizmi için marka bir yatırım” “Obruk Kervansaray’ı, Konya turizmi için marka bir yatırım” diye konuşan Başkan Altay, “Obruk Kervansaray'ının müze ve otel olarak, Konya turizmine çok önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Konya’ya gelen ziyaretçiler için bu tür markalar ve destinasyonlar çok önemli. Bakanımızın şahsında bakan yardımcımıza ve turizm konusunda bize destek olan tüm ekibine teşekkür ediyorum. Onların liderliğinde Konya’da adeta bir pazılın parçalarını yerleştirir gibi büyük bir vizyonun parçalarını ilçe belediyelerimizle birlikte ortaya koyuyoruz. Özellikle her yıl artan turist sayısı şehrimizin ekonomisine çok önemli bir katkı sağlayacak, bunun için büyük bir gayret ve çaba içerisindeyiz. Ecdadımızın yadigarı bu eserin kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Obruk Kervansaray Müze Otel’in şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Belediyelerimiz Konya'nın kadim geçmişine sahip çıkıyor” Konya Belediyeleri’nin Konya’nın kadim tarihine sahip çıktığını belirten AK Parti Konya Milletvekili Tahir Akyürek; müze otel olarak kapılarını yeniden açan kervansarayın çok özel bir hale getirildiğini aktardı. Tahir Akyürek, “Belediyelerimiz çok güzel işler yapıyorlar. Türkiye yüzyılına uygun hizmetlerle yola devam ediyoruz. Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere tüm belediye başkanlarımız canla başla hem tarihi dokunun ortaya çıkarılması hem de ileri şehircilik hizmetlerini Konya’ya getirmenin çabası içindeler. Önemli bir açılıştayız. Burası tam bozkırın ortasında adeta bir vaha gibi çok güzel düzenlenmiş bir kervansaray. Karatay Belediye Başkanımız Hasan Kılca kardeşimizi özellikle tebrik ediyorum. Nadir Alparslan bey de Kültür ve Turizm Bakanlığı adına görev yaptığı dönemde Konya’mıza önemli desteklerde bulundu. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Konya’mızın yatırımlarına destek veren bakanlarımıza, kuruluşlarımıza ve Konya’mızın bu gelişimine katkı yapan tüm dostlarımıza, çalışma arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyor, açılışın hayırlı olmasını diliyor; Cem Kınay'a da böyle bir yatırımda belediyemizle işbirliği yaptığı için teşekkür ediyor, kendisini tebrik ediyorum” ifadelerine yer verdi. “Kervansaray kültürümüze ve değerlerimizi dünyaya yayacak önemli bir hizmet” Konya Valisi Vahdettin Özkan ise Obruk Kervansaray’ının müze otel olarak yeniden hayat bulmasının, turizme ve kültürel mirasın korunmasına büyük katkı sağlayacağını kaydetti. Vali Özkan, Obruk Kervansaray Müze Otel’in kültür ve değerleri dünyaya yayma noktasında önemli bir rol üstleneceğini dile getirerek şöyle konuştu: “Şehrimiz açısından hepimiz çok mutlu bir gündeyiz. Konya’mızın Selçuklu’ya başkent olmasının sene-i devriyesinde böyle güzel bir eseri hep beraber açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kültür ve Turim Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan'a ayrıca teşekkür ederim. Nadir bey ile burayı ziyaret etmiştik o zaman da nerede hangi noktalarda dokunuş olur onların analizini yapmıştık. Hasan başkanımız hep başında bekledi ve bunu bir çocuk büyütürcesine, bu onarım sürecini yürüttü. Tüm ekibiyle beraber kendisini tebrik ediyoruz. Devletimizin değerlerini muhafaza ve gençlerimize bu zengin birikimi aktarma yönündeki stratejik milli hedeflerimiz var. Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerimiz bu milli hedeflerin altını doldurma yönündeki performansını tebrik ediyorum. Obruk Kervansaray Müze Otel’in kültürümüzü ve değerlerimizi geleceğe ve dünyaya yaymasında önemli bir rol alacağına inanıyorum. Şehrimize hayırlı uğurlu olsun.” Bakan Yardımcısı Alpaslan'dan Karatay Belediyesi'ne teşekkür 800 yıllık kervansarayı yeniden hayata kazandıran Karatay Belediyesi’ne teşekkür eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan da; Karatay Belediyesi’nin restorasyon çalışmasıyla önemli bir sorumluluğu yerine getirdiğini kaydetti. Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, “Konya’mızın başkent oluşunun 927. sene-i devriyesinde, bu muhteşem eserin yeniden ihya olmasına tanıklık etmekten büyük heyecan duyuyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliği ve vizyonuyla Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluşunun ikinci yüzyılını ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak ilan ettik ve dünyanın en önemli güçlerinden bir tanesi olma yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Biz de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kendi sorumluluk alanımızda, Türkiye yüzyılına yakışır bir şekilde turizm potansiyelini en üst düzeye çıkartmak için çabalarımızı yürütmekteyiz. 81 ilimizin kültür, tarih ve turizm değerlerini ürünlere dönüştürerek bu hedefe emin adımlarla ilerleyeceğiz” dedi. “Konya'daki gelişmeleri memnuniyetle takip ediyoruz” Konya’nın turizm çalışmalarına çok özel projelerle katkı sağladığına vurgu yapan Nadir Alpaslan, “Valimizden milletvekillerimize, büyükşehirden ilçe belediyelerimize kadar Konya, sanayi ve tarım da büyüdüğü gibi turizmde de cazibe merkezi. Konya bu yönüyle ülkemizin gözde turizm merkezlerinden, tarih ve kültür şehirlerinden birisi olma yönünde örnek çalışmalar yapıyor. Biz de bakanlık olarak bu çalışmaları tüm Türkiye’ye örnek olarak göstermekle beraber, büyük bir memnuniyetle takip etmekteyiz. Son zamanlarda dünyada 1 milyara yakın insan turizm seyahatleri çerçevesinde Konya’yı kültür, inanç, gastronomi gibi alanlarda örnek gösteriyor” şeklinde konuştu. “Kervansaray; atıl durumdaki kervansaraylara örnek teşkil edecektir” Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan; Karatay Belediyesi’nin restore çalışmalarının ülkenin turizm değerine katkı sağlayacağını ifade ederek, “Karatay Belediyemiz, ecdadımızdan bizlere emanet kalan 800 yıllık Obruk Kervansaray’ı restore ederek önemli bir sorumluluğu yerine getirdi. Bu sorumluluk çerçevesinde ülkemizin turizm değerine de katkı sağladı. Bundan duyduğum memnuniyeti bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu kervansarayın diğer tüm kervansaraylarımıza örnek olacağına ve her birinin cazibe merkezi ve turizm gücüne dönüşeceğini inanıyorum. 800 yıllık mirası yeniden canlandıran Karatay Belediye Başkanımız Hasan Kılca’ya, tüm ekibine ve Cem Kınay'a özellikle teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından Obruk Mahallesi’ndeki 800 yıllık Selçuklu mirası Obruk Kervansaray Müze Otel’in açılışı protokol üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Obruk Kervansaray Müze Otel’in açılışına; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Konya Valisi Vahdettin Özkan, AK Parti Konya Milletvekilleri Tahir Akyürek, Mehmet Baykan, Latif Selvi, Mustafa Hakan Özer, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu Kaymakamı Eflatun Can Tortop, AK Parti MKYK Üyesi ve Genel Merkez Sivil Toplum Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Reşide Yüksel, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, MHP Konya İl Başkanı Remzi Karaaslan, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, Turizmci Dr. Cem Kınay, AK Parti Karatay Teşkilatı yönetimi, Karatay Belediyesi meclis üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.

Konya Büyükşehir'e ait müzeler bayram tatilinde de on binleri ağırladı Haber

Konya Büyükşehir'e ait müzeler bayram tatilinde de on binleri ağırladı

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, binlerce yıllık geçmişe sahip Selçuklu Darülmülkü Konya’nın, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle her geçen gün daha da önem kazanan bir şehir haline geldiğini vurguladı. Tarih ve kültür şehri Konya’nın bu eşsiz mirasını korumak ve sonraki kuşaklara aktarmak adına büyük bir sorumluluk taşıdıklarını kaydeden Başkan Altay, “Son dönemde şehrimize kazandırdığımız modern müzeler ve tanıtım merkezleri, bu mirası daha geniş kitlelere ulaştırma çabamızın birer göstergesidir. Konya’mızda başta Mevlana Müzesi olmak üzere her yıl milyonlarca misafiri ağırlıyoruz. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak şehrimize kazandırdığımız Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, Darülmülk Sergi Sarayı, Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi, Depo No:4 başta olmak üzere; Konya Panorama Müzesi, İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi, Beyşehir Turizm Tanıtım Merkezi, İstiklal Harbi Şehitler Abidesi gibi merkezlerimiz ziyaretçilere sadece geçmişi değil, aynı zamanda günümüz Konya’sını da keşfetme fırsatı sunuyor” dedi. Her zaman büyük ilgi gören Büyükşehir'e ait müze ve tanıtım merkezlerinin Kurban Bayramı tatilinde de yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğramasından büyük memnuniyet duyduklarını kaydeden Başkan Altay, “İnşallah Kılıçarslan Şehir Meydanı’ndaki bisiklet müzemizin yapımını da kısa zamanda tamamlayacağız. Yaptığımız çalışmalarla Konya’mızı turizm konusunda çok daha ileri taşımayı hedefliyoruz. Yurt içinden ve yurt dışından tüm misafirlerimizi, tarih ve kültür hazinelerini keşfetmek için dört mevsim Konya’ya bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Konya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren müzeleri gezerek unutulmaz bir deneyim yaşayan misafirler de müzeleri çok beğendiklerini ifade ederek, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Antalya'da müzeler ziyaretçilerini gece boyunca da ağırlıyor Haber

Antalya'da müzeler ziyaretçilerini gece boyunca da ağırlıyor

Ev sahipliği yaptığı uygarlıklar dolayısıyla "medeniyetler beşiği" olarak nitelendirilen ve her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist ağırlayan kent, doğal güzelliklerinin yanı sıra sahip olduğu kültürel mirasıyla da ön plana çıkıyor. Bölgenin eşsiz tarihi yerleri, Kültür ve Turizm Bakanlığınca başlatılan "Gece Müzeciliği" uygulamasıyla 15 Haziran'dan itibaren ziyarete açıldı. Müzeler ile görkemli yapıları, cadde ve sokakları ışıklandırılan ören yerleri, gün batımından sonra da misafirleri ağırlamaya başladı. Hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyrettiği kentte, gündüz deniz-kum-güneş tatilini tercih eden yerli ve yabancı turistler akşam serinliğinde ören yerlerini ziyaret edebiliyor. Gece müzeciliği kapsamında Aspendos ve Patara antik kentleri saat 00.00'a, Side ise 23.00'e kadar ziyarete açık hale getirildi. Alanya Kalesi ile Perge, Phaselis, Olympos, Limyra ve Myra antik Kentleri de 21.00'e kadar ziyaret edilebiliyor. Ayrıca, Antalya Müzesi, Alanya Müzesi ve Side Arkeoloji Müzesi de 21.00'e kadar tarih meraklılarını ağırlıyor. Uygulama kapsamda aydınlatma çalışmaları tamamlanan Side Antik Kenti'nde ziyaretçi hareketliliği yaşanıyor. Antik kentin aydınlatılan görkemli yapılarını yıldızlar eşliğinde seyretme imkanı bulan ziyaretçiler, ören yerinin büyülü atmosferinde keyifli vakit geçiriyor. Çalışmalar geçen yıl başladı Side Antik Kenti Kazı Başkanı ve Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feriştah Alanyalı, Side Antik Kenti'nin "Gece Müzeciliği" uygulaması için en önemli noktalardan biri olduğunu söyledi. Düzenlemeyle ilgili çalışmalara 2023'te başladıklarını anlatan Alanyalı, "Bakanlığımızın desteyle geçen yıl bunun altyapısını hazırlamaya başladık. Side çok turist alan bir yer fakat gündüzleri hava çok sıcak. Turizmin en yoğun olduğu aylar da yaz ayları olduğundan ziyaretçilerin gece de gezebilmeleri, gündüz denizden ve kumdan daha fazla faydalanmaları için gece müzeciliğinin çok faydalı olduğunu gördük. Bunun meyvelerini de almaya başladık." diye konuştu. "Side'nin çok başarılı olduğunu düşünüyorum" Alanyalı, modern yaşamla iç içe bir antik kent olan Side'nin yapılan aydınlatmayla gece saatlerinde daha da büyleyici bir atmosfere kavuştuğunu kaydetti. Side'nin şu ana kadar karşılama merkezinden başlayarak anıtsal giriş kapısı, B caddesi ve gymnasiuma (atletlerin beden eğitimi için düzenlenmiş büyük bina) kadar gelen hattın aydınlatıldığını belirten Alanyalı, "Side'de ziyaretçiler özellikle hamam, gymnasium ve çeşme yapıları ile anıtsal caddeleri gece gezme fırsatı da yakaladı. 'Gece Müzeciliği' uygulamasının turizm açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu uygulamanın çıkış noktası kentlerin daha çok ziyaret edilmesi, ziyaretçi potansiyelinin arttırılmasıydı. Bu konuda Side'nin çok başarılı olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Koşapınar Açık Hava Müzesi ziyaretçilerini hayran bırakıyor Haber

Koşapınar Açık Hava Müzesi ziyaretçilerini hayran bırakıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Dairesi Başkanlığının 22.12.2023 tarih ve 4565487 sayılı yazısıyla onaylanan açık hava müzesi Kars turizmine de farklı bir ivme kazandırdı. Kars’ın Selim ilçesine bağlı Koşapınar köyündeki 5 eski ahşap evin taş ev olarak yapılarak ziyaret uygun hale getirilmesi ile yıllar önce kullanılan eşyalarla süslenen köy evlerinde ağırlanan turistleri de adeta zaman da yolculuğa çıkıyor. Projeye bilimsel destek sağlayan öğretim görevlisi Murat Kılıçbey, Doğu Ekspresi ile ivme kazanan turizme alternatif olarak hem köy hayatı ile kültürünü tanıtmak hem de turist sayısını artırarak ekonomiye katkı sunmak için "Çiftlik Turizmi" projesini hayata geçirmiş oldu. “Doğu Anadolu Bölgesi’nde ilk özel müze” Doğu Anadolu Bölge’nin ilk ve tek açık hava müzesinin Kars’ta olduğuna dikkat çeken Koşapınar Açık Hava Müzesi Proje destekçisi Nazmi Karaman, "Kars’ın Selim ilçesi Koşapınar köyündeyiz, Doğanın Taş Evleri diğer adıyla Koşapınar Açık Hava Müzesindeyiz. Buradaki amacımız; buraya gelen misafirlerimize köy deneyimi yaşatmaktır. Burada konaklamamız, köy yaşantımız ile kahvaltımız var, hediyelik eşya satışımız da mevcuttur. Hafta sonu günübirlik açıyoruz, gelen misafirlerimiz gelip dolaşsınlar diye. Ayrıca yut içi ve yurt dışından gelen misafirlerimiz de konaklayabiliyor. Müze sergi salonumuzda da; eski tarım aletlerini sergileyerek etnografya müzesi yaptık. Gelen misafirlerimizin hoşuna gidiyor. Yaptığımız araştırmada da Doğu’da tarım müzesi olarak tekiz" dedi. Karaman, "İnsanların köy yerine geldikleri için köy yaşantısı bekliyorlar. Biz de onlara köy yaşantısını sunarak, köy kahvaltısı, açık hava müzesinin gezisi sunarak ailecek bahçede gezebiliyorlar. O yüzden çok güzel oluyor. Köy yaşantısını da burada uygulamalı olarak misafirlerimize sunuyoruz. Bostan alanlarımızda çeşitli bitkilerin dikimini gösteriyoruz, at bindiriyoruz, ok attırıyoruz, gezmek isteyen misafirleri de köydeki akrabalarımızla tanıştırarak, yabancı misafirlere de trekking yaptırıyoruz" diye konuştu. Öte yandan Koşapınar Açık Hava Müzesi özellikle şehir hayatında yetişen genç kuşağında geçmişle bağ kurmasına fırsat veren ve köy hayatını deneyimlemesi sağlanıyor. Müze yurt içinden ve yurt dışında gelen misafirlerine konaklama imkanı da sağlıyor.

Savaş ve avcılık malzemeleri Samsun Müzesinde sergileniyor Haber

Savaş ve avcılık malzemeleri Samsun Müzesinde sergileniyor

MÖ 5000’lere gelindiğinde Kalkolitik Çağ’ın en önemli buluşları arasında olan bakır madeninin eritilmesi, insanın uygarlık yolunda attığı en önemli adımlardan biri olarak kabul ediliyor. Ancak bakırın yumuşak ve dayanıksız yapısı bu metalin kullanım alanlarını kısıtlıyordu. MÖ 4000 yılın sonlarında bakır filizlerinin arasında doğal olarak bulunan bazı arsenik filizleri, bakırla birlikte eritildiğinde tunç olarak bilinen oldukça dayanıklı ve sert metalin ortaya çıkması yeni bir keşif olarak ortaya çıktı. Alışım teknolojisindeki tuncun keşfi, madencilikte yeni bir kapının da aralanmasına neden oldu. Çok sayıdaki deneme yanılmalardan sonra 10’da 1 oranında kalayın bakır ile karıştırıldığında yeterli dayanıklığın ve esnekliğin oluşturduğu görüldü. Böylelikle ısıtıldığında kolayca şekilde alan, soğuduğunda ise bakırdan çok daha sağlam ve sert bir yapıya sahip tunç madeni elde edildi. Samsun Müzesinde Tunç Çağı metal işçiliği ile ilgili bilgilendirmede, “Anadolu’da tuncun üretimi için gerekli olan kalay, İran ve Afganistan’dan getirilerek uzak mesafeli ticarette yerini almıştır. Dövme, döküm, tavlama, kaynak ve kaplama gibi geliştirilen yeni teknikler sayesinde metale şekil vermek kolaylaşmış, sağlam ve dayanıklı birçok aletin üretilmesi mümkün olmuştur. Tunç Çağı’nda endüstriyel olarak işletilen maden ocakları ile ocaklara yakın olarak yapılan işliklerle birlikte sistemli bir şekilde üretim gerçekleşmiştir. Anadolu’da birçok yerde olduğu gibi bölgedeki yerleşimlerde de ele geçen tunç yapımı alet ve nesneler arasında ok uçları, mızrak uçları, hançerler, baltalar, iğneler, asalar, mühürler ile çeşitli biçimde üretilmiş yapılar yer almaktadır” ifadeleri yer aldı. Müzede Tunç Çağı’na ait bronz zıpkın ucu, keski, orak, delici, bız, topuz başı, kulcuklu balta, spatula, balık oltası, hançer namlusu, mızrak ucu, hançer, hançer ucu, balta, keski, taştan kalıp, pota, biley taşı ve kılıflı kemik çakı gibi tarihi eserler yer alıyor.

40 yıl cezaevi olarak kullanılan müzeye yoğun ilgi Haber

40 yıl cezaevi olarak kullanılan müzeye yoğun ilgi

Kadirli ilçesinde 1970 yılında cezaevi olarak inşa edilen bina, Kadirli Belediyesi ve Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) tarafından restore edilmesinin ardından 14 yıl önce ziyarete açıldı. Toplam 2 bin 548 metrekare alana sahip müzede yörenin kültürel ve folklorik özellikleri ile sosyal ve ekonomik yaşantısına dair ögelerin sunulduğu müzede, Çukurova'da doğmuş ve yetişmiş Yaşar Kemal, Aşık Abdulvahap Kocaman, Aşık Feymani ve arkeolog Halet Çambel gibi isimlerin bal mumu heykelleri, özel eşyaları ve eserleri yer alıyor. "Biz bu müzeyi yaparken eğitim kurumu gibi düşündük" diyen Kadirli Kent Müzesi sorumlusu Cevahir Yıldızeli Zararsız, "Cezaevi binası 1970'li yıllarında cezaevi olarak inşa edildi. 2010 yılına kadar cezaevi olarak faaliyet gösterdi, 2010 yılında cezaevinin kapatılıp Osmaniye'ye taşınmasıyla bu bina harabe durumundaydı, Belediye ve DOĞAKA olarak burayı biz müzeye çevirdik. Müzemiz açılalı 8 yıl oldu, 7 Mart 2016 Kadirli'nin kurtuluşunda da ziyarete açıldı. İçeride bizim Kadirli'mizin kimliğini temsil eden eserler var, Kadirli'nin tarihçesi, Kadirli yemek kültürü, düğün geleneği, geleneksel çocuk oyunları bölümü, tarım bölümü, meslek grupları yine biliyorsunuz ki bizim Çukurova bölgesi aşıkların, yazarların yoğun olduğu bir yer. En başta Yaşar Kemal geliyor, dünyaca ünlü Kadirli'mizi tüm dünyaya tanıtan İnce Memed kitabıyla Yaşar Kemal'in silikon heykelini yaptık. Yine cezaevi anısından yaptığımız hapishane bölümümüz var. Hemen yan tarafta Huğ evimiz var, Huğ ev biliyorsunuz ki bizim Çukurova bölgesinin konar göçerlikten sonra yerleşik hayata geçişi temsil ediyor. Tek odalı, geniş ailenin hep birlikte yaşadığı bir Huğ evimiz mevcut. Biz restorasyon döneminde duvarda hala cezaevinde kalan mahkumların kendi duygu ve düşüncelerine anlatılan yazıları vardı. Bunlar restorasyon aşamasında yok olmasın diye biz bunları cezaevi bölümüne taşıdık. Orada sergileniyor o yazılar şu an. İki tane de cezaevi döneminde kalan avlu bölümü, havalandırma bölümleri var. Biz o cezaevindeki o karanlık ortamı yok etmek için şu an çocuklarımızla birlikte orada kitap okum etkinlikleri yapıyoruz havalandırma bölümünde. Biz müzeyi kurarken eğitim kurumu gibi düşünüyoruz. Çocuklarımıza anlatmak, Kadirli’mizi kültürümüzü tanısınlar ki tüm dünyaya onlar vesile olsun tanıtıma aşamasında. Buradan ben herkesi müzemize davet ediyorum, gelip görmelerini istiyorum" dedi.

Bursa'da bu terzi dükkanına giren kendini müzede sanıyor Haber

Bursa'da bu terzi dükkanına giren kendini müzede sanıyor

Bursa'da yaşayan terzi Hamdi Güner, Ahi Evran kültürüyle çırak olarak adım attığı terzilik mesleğinde 55 yılını geride bıraktı. Meslek hayatı boyunca adeta bir sanatçı titizliğiyle, sanatçılardan sporculara ve siyasetçilere kadar birçok önemli isme kıyafetler dikti. Müşterilerine gösterdiği özel ilgi ve değer sayesinde dükkanı, sadece bir terzihaneden çok daha fazlası haline geldi; adeta bir müzeye dönüştü. 90'lı yıllarda, dükkanının girişine altın yaldızlı bir Şeref Defteri koyarak, müşterilerinden kendisiyle ilgili bir yazı yazmalarını ve hatıra niteliğinde bir eşya bırakmalarını istedi. İlk başta, kendisi için yazı yazan müşterilere, yazdıkları kalemi hediye etti. Daha sonra anahtarlık, kravat, şapka, çiçek ve daha birçok eşyayı hatıra olarak alan Güner, bu özel eşyaları dükkanında sergilemeye başladı. 55 yıl boyunca işini sevgili gibi gören ve müşterilerine aynı özeni gösteren Güner, dükkanında sergilediği eşyalarla müşterilerine geçmişe unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Renk cümbüşüne dönüşen dükkanında yüzlerce hatıra eşya bulunuyor ve ilk kez ziyaret edenler bu manzaraya hayranlıkla bakıyorlar. Güner'in çocukluğunda terzi dükkanlarının önünden geçerken duyduğu heyecan, mesleğinde 55 yılı geride bırakmasıyla daha da anlam kazandı. Ahi Evran kültürüyle yetişen terzi Hamdi Güner, çıraklık döneminde bir terzi ustası tarafından gelecekte ünlü bir terzi olacağı söylendiğini dile getirdi. Mesleğine büyük bir tutkuyla sarıldığını vurgulayan Güner, ustasının öngörüsü doğrultusunda çalışarak şöhretli bir terzi olma yolunda ilerlediğini ifade etti. Güner, “Ben, mesleğimi aşkla icra eden bir insanım. Terzi olmadan önce terzi dükkanlarının önünden geçtiğimde 'terzi' kelimesi beni büyük bir heyecana sürüklerdi. İlkokulu bitirdiğimde, babamdan Türk filmlerindeki gibi bir istekte bulundum: ‘Babacım, lütfen beni terzi çırağı yapar mısın?’ dedim. Birkaç terziye başvurduk ancak onların çırak ihtiyaçlarının olmadığını öğrendik. Sonunda, bir terzi bizi ziyaret etmek istedi ve bu beni çok heyecanlandırdı.” şeklinde konuştu. Terzi Hamdi Güner, çıraklık döneminde bir ustasının ellerini görmek istemesiyle başlayan hikayesini paylaştı. Ustasının ellerine baktıktan sonra onun gelecekte başarılı bir terzi olacağını söylemesiyle heyecanlandığını dile getiren Güner, ustasının bu öngörüsüyle kendisini kabul ettiğini ve bu sayede hayallerinin gerçekleştiğini ifade etti. İşe başladıktan sonra kendisine bir hedef belirlediğini ve ustasının öngörüsünü kanıtlamak için çaba sarf ettiğini belirten Güner, ustalarının yanında kaliteli bir eğitim aldığını ve başarılı yıllar geçirdiğini aktardı. 1977 yılında ilk dükkanını açtığını ve bu zamana kadar 54 yıl boyunca mesleğini icra ettiğini belirten Güner, terziliğin ulvi bir meslek olduğunu vurguladı. Giyinme kültürünün önemine değinen Güner, müşterilerine kaliteli işçilik ve zanaat odaklı hizmet sunduklarını dile getirdi. Terzi Hamdi Güner, müşterileriyle olan dostluğunu ve değer verme anlayışını vurguladı. Müşterilerinden aldığı hatıra eşyaları 30 yıldır dükkanında sergileyen Güner, bu eşyaların geçmişe yapılan bir yolculuk olduğunu ve müşteri memnuniyetini artırdığını belirtti. Güner, müşteri memnuniyetinin önemine dikkat çekerek, esnaf camiasında yaygın olan "Müşteri velinimetimizdir" sözünün üzerine düşünerek, müşterilerini nasıl daha mutlu edebileceğini düşündüğünü ifade etti. 90'lı yıllarda hayata geçirdiği Şeref Defteri projesiyle müşterilerine anı bırakma ve hatıra eşyalarını paylaşma imkanı sunduğunu dile getiren Güner, bu uygulamanın hem belgeleme hem de duygusal anlamda önemli olduğunu söyledi. Güner, müşterilerinin bu hatıraları gördüğünde güzel anılarla bir araya geldiklerini ve işlerinin kalitesinin de bu şekilde ortaya çıktığını belirtti. Ayrıca, bazı eşyaların müşterilerini hüzünlendirdiğini, ancak bu hatıraların anılarının izini bıraktığını da ekledi. Terzi Hamdi Güner, dükkanına ilk kez gelen müşterilerin genellikle şaşkınlık yaşadığını ve yanlış yerde olduklarını düşündüklerini belirtti. Güner, müşterilerin ilk girişte terzi hissiyatı alamadıklarını ve hatıra eşyalarının sergilenmesinin dükkanlarında farklı bir atmosfer oluşturduğunu ifade etti. Kendi çalışma alanını gösterdikten sonra müşterilerin ikna olduğunu ve verdikleri değerden dolayı takdir topladıklarını dile getirdi. Dükkanının sadece 3 metrekarelik bir alanda olduğunu ve bu alanda müşteriler için ayrılan önemli bir kısım bulunduğunu belirten Güner, atölyesinin genellikle zanaatkarlık ve el işçiliği gerektirdiğinden dolayı büyük bir alana ihtiyaç duymadığını açıkladı. İşine duyduğu tutkuyla atölyesinde konsantrasyonunu kaybetmek istemediğini ve bu nedenle atölyeyi bir kişinin dahi giremeyeceği kadar küçük tuttuğunu söyledi. Hamdi Güner, işlerini bitirip mankene kıyafeti giydirdiğinde ise bu keyifli anın, işinin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.