[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#nafaka

nafaka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, nafaka haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir Barosu: Yasaların kadınlar aleyhine değiştirilmesine karşıyız! Haber

İzmir Barosu: Yasaların kadınlar aleyhine değiştirilmesine karşıyız!

İzmir Barosu, “Boşanmayı Değil Kadınlara Yönelik Şiddeti Engelleyin” konulu basın açıklaması düzenledi. Alsancak’taki baro binası önünde gerçekleştirilen açıklamaya katılan kadın avukatlar, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Nafaka haktır engellenemez” ve “Nafaka hakkıma dokunma” yazılı dövizler taşıdı. Kadın avukatlar adına basın açıklamasını İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Gözde Önal okudu. BARO VE KADIN ÖRGÜTLERİNDEN ORTAK ÇALIŞMA Bakanlık tarafından İzmir’de düzenlenen Aile Çalıştayı’na davetli olarak katıldıklarını belirten Önal, bu çalışmada toplumu dizayn ederken aile kavramından yola çıkıldığı gerçeğiyle bir kez daha yüzleştiklerini vurguladı. Esas tartışılması gerekenin yaşadıkları şiddete rağmen evliliğini sürdürmek zorunda bırakılan kadınlar olduğuna işaret eden Önal, “Oysaki insan hakları, evrensel hukuk kuralları, taraf olunan uluslararası sözleşmeler, kadın erkek eşitliğine dayalı Türk Medeni Kanunu gözetildiğinde, günümüz yüzyılında güçlü bir toplum dizaynının eşit ve özgür bireylerle mümkün olduğu düşünülmektedir. Bu düşünce ve ihtiyaç ile İzmir Barosu kamuoyuna açık bir çalışma yapmış; meslektaşlarımızın ve kadın örgütleri temsilcilerinin yürüttüğü çalışmada ‘Nafaka ve Velayet; Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargılarının Boşanma Oranlarına Etkisi; Cinsiyetlendirilmiş Emek; Aile, Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet ve Cinsiyet Eşitsizliği’ konuları görüşülmüştür. Bakanlığa da göndereceğimiz; toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutlak surette sağlandığı, kadına yönelik şiddetin son bulduğu bir dünya düzenine kavuşmanın umuduyla yaptığımız çalışmamız sonucunda ortaya çıkan raporu özetle sizlerle paylaşmak isteriz” dedi. VELAYET VE NAFAKA HAKKI İzmir Barosu ve kadın örgütleri tarafından hazırlanan raporda görüşülen konulardan bahseden Önal, “İlk olarak ‘Nafaka ve Velayet’ konusu tartışılmıştır. Her ne kadar toplumda nafakanın sadece kadınlar lehine hükmedildiği ve süresiz olduğu algısı bulunsa da nafaka kurumu cinsiyetsiz ve devamı şarta bağlı bir kurumdur. Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen taraf yapısal şiddet ve eşitsizlik nedeniyle genellikle kadınlardır. Yine de hükmedilen nafaka miktarı boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen kadınların hayatlarını yeniden kurabilmelerini sağlamaktan oldukça uzak ve erkeklere mağduriyet yaratmayacak kadar cüzidir. Velayet çocuğun üstün yararı dikkate alınarak belirlenmelidir. Ancak velayet hem hak hem de yükümlülük olarak düzenlenmesine rağmen uygulamada kadınlara yönelik bir şiddet unsuru olarak kullanılmaktadır. İkinci olarak ‘Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargılarının Boşanma Oranlarına Etkisi’ tartışılmıştır. Şiddet içeren evliliklerde bile toplumsal cinsiyet kalıp yargıları nedeniyle kadınlar boşanma kararı alamamaktadır. Bu kalıp yargılardan bir kısmı kadınların boşanma kararı alamamasına neden olurken diğer bir kısmı boşanma sırasında kusurlu taraf olarak görülmelerine neden olmaktadır. Bunlardan bir kısmı: ‘Nafaka isteyen kadının açgözlü olduğu, çocukların velayetini almak istemeyen kadınların kötü anne olduğu, boşanmış kadınların görünmez olmak zorunda olduğu’ yönündeki toplumsal cinsiyet kalıp yargılarıdır” ifadelerini kullandı. NABIZ YOKLAMA GİRİŞİMİ Yasaların kadınlar aleyhine değiştirilmesine karşı olduklarını ve yasaların uygulanması için mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Önal, “Üçüncü olarak ‘Cinsiyetlendirilmiş Emek’ konusu tartışılmıştır. Bu başlık altında öncelikle ev içi emeğin görünmezliği tartışılmış, kamusal alanda çalışmayan/çalışmasına izin verilmeyen kadınların yaşamış olduğu ekonomik şiddet neticesinde boşanma kararı almakta zorlandıkları tespit edilmiştir. Bunun yanında kadınlar kamusal hayattaki çalışma içerisinde de cinsiyet temelli mobbinge maruz kalmakta, daha fazla çalışsalar da aynı işi yapan erkeklerden daha az ücret almaktadırlar. Eşit işe eşit ücret sağlanmalı, bu anlamda taraf olunan uluslararası sözleşmelere uyulmalıdır. Dördüncü ve son olarak ise ‘Aile, Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet ve Cinsiyet Eşitsizliği’ tartışılmıştır. Bu başlık altında din ve geleneksel toplum normlarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirdiği, erkekten çalışmasının kadından ev işi yapmasının beklendiği değerlendirilmiştir. Siyasi iktidarın eşitliğin fıtrata aykırı olduğu yönündeki açıklamaları ile kadınları doğum yapmaya teşvik eden politikaları neticesinde kadınları aileye hapsedilmekte, kamusal alanda medeni varlıklar olarak bulunmalarının önüne geçilmekte ve bunun sonucunda da kadınlar şiddet döngüsünden çıkamayarak evliliklerini devam ettirmek zorunda bırakılmaktadır. Genel olarak ifade etmek gerekirse, son dönemde siyasi iktidarca yapılan değişiklik önerileri laik ve eşitlikçi anlayışa dayanan 4271 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun değiştirilmesine yönelik nabız yoklama girişimidir. Mevcut yasaların uygulanmasını sağlamak gerekirken bu değişikliklerin gündeme gelmesi toplumsal ihtiyaçlarla uyumlu değildir. Yasaların kadınlar aleyhine değiştirilmesine karşı durduğumuzu ve yasaların uygulanması için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha bildiririz” açıklamasını yaptı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kadın Bakanlığı olmalı mı, olmamalı mı?

Kadınlara eşitlik yok, yoksulluk çok Haber

Kadınlara eşitlik yok, yoksulluk çok

Yeniden Refah Partisi, TBMM’ye nafaka düzenlemesiyle ilgili Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi sundu. Kanun teklifinde; nafakanın süresiz olmaması, nafaka ödemesinin 5 yılla sınırlandırılması gibi düzenlemeler yer aldı. Duruma toplumun her kesiminden tepki yükselirken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da ses yükseltti. Yazılı bir açıklama yapan platform, “Geçtiğimiz günlerde Meclis’te 6284 karşıtı bir söz alıp ‘Kadınları korumak için yasalara ihtiyacımız yok’ diyen Yeniden Refah Partisi aynı vakitlerde kendi milletvekillerinin tümünün imzası ile nafaka hakkının sınırlandırılması için yasa teklifi vermişler. Şu an teklif alt komisyonlarda. ‘Kadınları korumak için yasaya gerek yok’ diyen düşünce erkeklerin sözde mağduriyetleri gerekçesiyle yasa teklifi için kollarını sıvamış. ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ demeyeceğiz çünkü kadınlar için istedikleri dünyanın, kadınların köleliği olduğunu biliyoruz” eleştirisinde bulundu. EL UZATTIKLARI SADECE NAFAKA HAKKI DEĞİL… “Her gün saldırıları kadınların modern haklarına” denilen açıklamada, “El uzattıkları sadece nafaka hakkı değil, nafaka ile birlikte 6284, Medeni Kanun kapsamındaki mal paylaşımı, miras, boşanma gibi nice haklarımız. Sadece bununla da sınırlı değil, belirli bir inancın belirli bir yorumu doğrultusunda Anayasa değişikliği hedefleri. Bugün tekrar gündeme getirdikleri nafaka ile ilgili olarak unutmamamız gereken birkaç noktayı tekrar hatırlatıyoruz: Yasanın hiçbir maddesinde nafakanın kadın tarafına verileceğine ilişkin bir madde yoktur. Ama yobazların ve gericilerin tartışmaları hep kadınlara verilen nafakalar üzerinden ilerliyor. Nafaka miktarına ve süresine boşanma aşamasında kadın ve erkeğin gelir durumu gözetilerek karar veriliyor. ‘Erkekleri yoksullaştırdığı’ yönündeki iddialar tabii ki kalan tüm açıklamaları gibi gerçek dışıdır. 1 gün evli kalıp süresiz nafaka veren yoktur” mesajı verildi. EŞİTLİK MADDESİ İHLAL EDİLMEKTE Açıklamada öne çıkan diğer cümleler ise “Esas sorun ve soru yoksulluğa düşen tarafın neden hep kadınların olduğudur. Yoksulluk, iştirak nafakalarının kim tarafından, kime, ne miktarda ve hangi koşullar devam ettiğinde verileceği mahkeme kararı ile belirlenmektedir. Tekrar mahkeme kararı ile de kalkmaktadır. Bu anlamda süreye ilişkin iddia edilen mağduriyetler de gerçek dışıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği sürdüğü sürece nafaka hakkı var olmaya devam edecektir. Ev içerisinde eşitsiz ilişkiler son bulmadığı sürece, kadınların istihdamı, yaşlı, çocuk bakımı gibi kadınlara yüklenen sorumluluklar kamusal olarak düzenlenmediği sürece bu hak devam edecektir. Anayasanın eşitlik maddesi Yüksek Refah Partisi’nin bu önerisi ile ihlal edilmektedir” şeklinde. ARTIK BİZ KONUŞACAĞIZ Platform tarafından son olarak “Son hatırlatmayı 2011 yılında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ile yapalım:  Medeni Kanun’un 175. maddesinde yer alan ‘süresiz olarak’ ibaresinin Kestel Aile Mahkemesi tarafından iptali istenmişti. Anayasa Mahkemesi de ‘itiraz konusu kuralın boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek eşi korumak için getirildiği ve diğer eşin koşulları bulunduğu sürece, herhangi bir süre sınırı olmaksızın yoksulluk nafakası vermesi yükümlülüğünü düzenlediğini ve bu yükümlülüğün de sosyal hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunu’ vurgulamış ve talebi reddetmiştir. Böylesi haklarımıza yönelik saldırılar peşi sıra geliyor. Bu saldırılar eşitliği ortadan kaldırmaya yönelik olduğu gibi özgürlüklerimize birer kasıt. Kadınlar korkmayın. Bu teklifi kölece bir yaşam dayatılan kadınlar olarak bizler durdurabiliriz. Eğer bir mağduriyet konuşulacaksa da onu yaşamlarıyla bedelini ödeyen kadınlardan çok kimse yaşamamıştır, bilemez. Artık biz konuşacağız” sözlerine dikkat çekildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Foggo Çocuk Kongresi’nde konuştu: Yoksulluk insan hakları ihlalidir!

Eşik’ten yasa teklifine rest! Haber

Eşik’ten yasa teklifine rest!

Yeniden Refah Partisi, TBMM’ye nafaka düzenlemesiyle ilgili Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi sundu. Kanun teklifinde; nafakanın süresiz olmaması, nafaka ödemesinin 5 yılla sınırlandırılması gibi düzenlemeler yer aldı. Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), Yeniden Refah Partisi’nin nafakayla ilgili değişiklikler öngören kanun teklifine yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. EŞİK açıklamasında, “Kadınların kazanılmış hakkı olan nafaka, kapalı kapılar ardında, erkeklerin politik pazarlıklarına malzeme haline getirildi” dedi. KADIN HAKLARINA KARŞI AÇTIĞI SAVAŞIN KANITI EŞİK, Yeniden Refah Partisi’nin bu kanun teklifi ile kadın haklarına karşı savaş açtığının altını çizdi. EŞİK açıklamasında şunlara yer verdi: “Yeniden Refah Partisi (YRP), Meclis İç Tüzüğü’nün 74. maddesine göre bir imza yeterli iken Meclis’teki beş vekilinin beşinin birden imzaladığı, nafaka hakkı aleyhine, bir kanun teklifi verdi. Teklif jet hızıyla Meclis komisyonlarına gönderildi. YRP, Türkiye’nin dört bir yanından gelen EŞİK’li kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, kazanılmış haklarına sahip çıkma kararlılığını ortaya koyduğu 3 Ekim TBMM ziyaretinin hemen ardından, 6284 sayılı Şiddet Yasası’nı budama isteğini de dile getirmişti. YRP’nin tüm milletvekilleri ile kendince gövde gösterisi yaparak verdiği nafaka teklifi, Parti’nin kadın haklarına karşı açtığı savaşın kanıtlarından biri.” MEDENİ SAVUNMAYA ÇAĞIRIYORUZ Nafakanın, erkeklerin politik pazarlıklarına malzeme haline geldiğini söyleyen EŞİK, “Teklif’in gönderildiği Meclis Komisyonları (Adalet Komisyonu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu) TBMM İç Tüzüğü’nün 38. maddesi gereği, teklifi Anayasa’nın metnine ve ruhuna aykırı olduğu için müzakere etmeksizin reddetmelidir. Teklif, toplumda ve ailede eşitlik sağlanması sürecini baltalayacağı gibi, kadınlar aleyhine net bir dolaylı ayrımcılık uygulaması olacaktır. Bu yönüyle, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler’in kadınlara karşı ayrımcılığa dair sözleşmesi olan CEDAW’ın ihlal edilmesinin önünü açacağından, Anayasa’nın 90. maddesine aykırıdır. Ayrıca, Anayasa’nın kadın erkek eşitliğini güvence altına alan 10. maddesine ve ailede eşitliği düzenleyen 41. maddesine de açıkça aykırıdır. Komisyonlar bu görevlerini yerine getirmezlerse Meclis Genel Kurulu sahte mağduriyetlere dayanan ve asıl mağduru milyonlarca kadın ve çocuk olacak bu teklifi reddetmelidir. Milyonlarca kadını ve çocuğu ilgilendiren bu yaşamsal konuda herkesi, kadın ve çocuk haklarını savunan bir duruş sergilemeye, laik hukukun temeli olan Medeni Yasa’yı savunmaya çağırıyoruz” diye ekledi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de patenli gençlerin tehlikeli yolculuğu

Nafaka mağdurlarını sevindiren haber Haber

Nafaka mağdurlarını sevindiren haber

Yoksulluk nafakasının ülke gündemini genel olarak meşgul eden konulardan biri olduğunu söyleyen Avukat Mücahit Şahin, "Yoksulluk nafakasında nafaka yükümlüleri genelde mağdur olduklarını ifade etmektedir ve süresiz nafakalardan sürekli şikayet etmektedirler. Medeni Kanunumuzun 175’inci maddesinde süresiz nafakaya hükmedileceği konusunda hüküm bulunmaktadır. Buna ilişkin olarak da hakimlerimiz genel olarak süresiz nafakaya hükmekmekte ve aylık olarak nafaka yükümlüleri yoksulluk nafakalarını ödemektedirler. Süresiz nafaka genel anlamda boşanan kişileri mağdur etmektedir. Mağdur olan insanlar buna bağlı olarak da yeniden evlilik kuramamaktadırlar ve süresiz nafakadan da mağdur olmaktadırlar. Medeni Kanunumuzda bu konuya ilişkin alternatif bir çözüm yolu bulunmaktadır. Ancak şu ana kadar uygulanmamaktadır. Medeni Kanun'un 176’ıncı maddesinde açıkça belirtilmiştir. 176’ıncı maddede; tazminat ve yoksulluk nafakasının toplu ödenebileceği veya ihraç şeklinde ödenebileceği hususları açıkça belirtilmiştir. Ancak buna ilişkin bir kriter konulmamıştır" diye konuştu. Bazı kriterler sağlandıktan sonra hakimlerin toplu nafaka ödemesine  hükmedebildiğini, buna bağlı olarak da toplu halde ve tek seferde nafaka ödemesi yapılabildiğini dile getiren Şahin, “Yeni aldığımız kararlara göre süresiz nafakadan ziyade bazı kriterler sağlandıktan sonra toplu nafakalara hükmedilmektedir. Kayseri’de yerel ve bölge mahkemelerinde buna ilişkin kararlar aldık. Bu kararlarımız da Yargıtay tarafından onandı. Buna ilişkin Konya yerel mahkemelerinde kararlar aldık. Bu kararlar da şu anda Bölge Adliye Mahkemesi’nde inceleme halindedir. Bu şekilde toptan nafakayla hakimlerimize genel bir yetki alanı sunulmakta ve hakimlerimiz bazı kriterler çerçevesinde toptan nafakaya hükmektedirler. Artık bir kereliğe mahsus olmakla toptan nafaka ödenebilmektedir. Bu şekilde yükümlüler süresiz nafaka ödeme durumundan kurtulmaktadırlar. Bu da nafaka yükümlüsü için ileride hayatını daha düzgün bir şekilde yaşayabilmek için büyük bir fırsat olmakta. Buna ilişkin şu anda nafaka yükümlülerinin büyük bir şikayeti bulunmaktadır. Bu şikayetlerini gerek Meclise, gerekse başka yerlere iletmektedirler. Buna bağlı olarak nafakanın süreli olması yönünde talepleri bulunmaktadır. Ancak dediğimiz gibi kanunumuzda toptan nafakaya ilişkin hüküm bulunmaktadır. Bizim de aldığımız kararlar neticesinde yeni yeni uygulama alanı bulunmaktadır. Ancak dediğimiz gibi buna ilişkin bazı kriterler vardır. Bu kriterler de olaylara göre değişkenlik göstermektedir” şeklinde konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bilal Saygılı'dan 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı

EŞİK’ten eşit, özgür bir yaşam hayali Haber

EŞİK’ten eşit, özgür bir yaşam hayali

SULTAN GÜMÜŞ KAYA Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, kadına yönelik şiddeti önlemek kararlılığından bahsederken, kadınlara karşı ekonomik şiddet anlamına gelen nafaka hakkını sınırlandırmanın adil olacağını kaydetti. Bakan Göktaş’ın nafaka çıkışına tepkiler sürerken, Eşitlik için Kadın Platformu(EŞİK) da yazılı bir açıklama yaptı.  Bakan Göktaş’ın açıklamalarının sürpriz olmadığını belirten EŞİK, “Zira nafaka hakkının sınırlandırılması iktidarın seçim sonrasına ertelenen bir seçim vaadi idi. Esasen kadın haklarına dair birçok konuyu tartışmaya açan, 2016 TBMM Boşanma Komisyonu Raporunda yer alan, o tarihten bu yana raftan bir indirip bir kaldırılan başlıklarından biriydi” dedi.  SESLERİNİ DUYURAMAYAN BİNLERCE NAFAKA MAĞDURU…  EŞİK’in yapmış olduğu açıklamanın devamında şu ifadeler yer alıyor: “Konuşmasında ‘mağduriyet gidermek’ vurgusu yapan Bakan’ın mağdurdan kastı, ne yazık ki, seslerini duyuramayan binlerce gerçek nafaka mağduru kadın değil, nafaka hakkı karşıtlığını siyaset yapma aracı haline getiren çeşitli mağdur derneklerinin mensuplarıydı. Sayın Bakan’ı; Kadın erkek eşitliğinin sağlanmasında birinci derecede sorumlu bir Bakan olarak, kadınları ve çocukları şiddete karşı korumasız bırakacak, nafakalarının kesilip yokluk ve yoksulluğa terk edilerek eşitsizlikleri daha da artıracak politikalardan vazgeçmeye çağırıyoruz.”  ÖZGÜR BİR YAŞAM HAYALİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ  EŞİK, şöyle devam etti: “4 kadınla evliliğin yasal olduğu bir ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri ile ‘aile birliğini korumak’ için yapılacağı açıklanan işbirliğinin ayrıntılarını toplumla paylaşmasını bekliyoruz. ‘Yerli ve milli’ olmadığı gerekçesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmışken, bir başka ülke ile özel işbirliğinin hangi temelde yerli ve milli olacağını açıklamaya davet ediyoruz. Sanıldığının aksine ülkemizde her toplumsal kesimden kadınların büyük çoğunluğunun Medeni Kanun ve diğer yasalarla garanti altına alınan haklarını gayet iyi bildiklerini, önümüzdeki yerel seçimlerde en temel haklarını aşındıranları unutmayacaklarını hatırlatıyor; hiçbir hakkımızdan ve laik demokratik bir ülkede, eşit, özgür bir yaşam hayalimizden vazgeçmeyeceğimizin altını bir kez daha çiziyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.