[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Otizm

Otizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Otizm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Otizmde sorunlar katlanarak artıyor Haber

Otizmde sorunlar katlanarak artıyor

Eylül ayında öğrenciler yeni eğitim-öğretim dönemine başladı. Derin bir şekilde hissedilen ekonomik güçlükler hem ebeveynleri hem de öğrencileri zorlarken, otizmli bireylerin de sorunları her geçen gün katlanarak artmaya başladı. Peki, otizm nedir, ne değildir? Devlet politikalarında zaten yeterli desteği alamayan otizmli bireyler ve aileleri, yaşamlarını idame ettirdikleri alanlarda çoğu zaman öteleniyor… Bunun hissettirdiği duygunun psikolojik karşılığı nedir? Olumsuz duyguların otizm ile mücadele eden bireylerde oluşmaması için ne şekilde davranmalıyız? Siyasi aktörler, bakanlıklar… Konuyla ilgili tüm yetkili mercilere hangi görev ve sorumluluklar düşüyor? Uzman Psikolog Aşkın Çisem Özgüler yanıtladı. Psikolog Özgüler, otizm ile ilgili verdiği bilgilerde, “Otizm Spektrum Bozukluğu bir nörogelişimsel bozukluktur. Otizmi olan bir çocuk bu spektrumun herhangi bir noktasında yer alabilmektedir. Yani her otizmi olan çocuk yüksek fonksiyonlu, çok iyi matematiksel hesaplamalar yapan, çok iyi görsel hafızası olup gördüklerini kağıda birebir aktaran özel yetenekli çocuk veya zihinsel engelli çocuk değildir. Çoğu zaman spektrumun farklı farklı noktalarından semptomlar gözlenmektedir! Otizmli çocuklar yoğun olarak kendi iç dünyalarında yaşarlar ve dış dünya ile bağlantılarını temel bakım verenleri (genellikle ebeveynleri) aracılığıyla sağlarlar. Bir çocuğun otizm tanısı alması için 4 yaş civarına kadar beklenir ancak eğer 1 yaş döneminde işaret parmağını aktif olarak kullanmıyorsa burada çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü otizmin en temel belirtilerinden bir tanesi işaret parmağının 1 yaş döneminde aktif olarak kullanılmamasıdır” dedi.   OTİZMİN BELİRTİLERİ NELER? Otizmin belirtilerine dair bilgileri aktarmaya devam eden Özgüler, “Bunun yanı sıra eğer yine 1 yaş döneminde göz temasında kısıtlılık varsa, ‘ce eee’ oyunlarına reaksiyon göstermiyorsa, ebeveynlerinin sesine tepkisiz kalıyorsa bu noktalarda da dikkatli olunmalıdır. İlerleyen yaşlarda ise bazı stereotipik ve takıntısal davranışlar (sallanma, zıplama, çırpınma, parmak ucu yürüme, açılı bakış, nesne dizme), duyusal işlemede aksaklıklar (yüksek sesten-kalabalıktan korkma, kulak kapama vb.), duygu durumunda değişiklikler (manasız gülme, ağlama, öfke nöbetleri vb.) ve sosyalleşmede gerilik, yaşıtlarıyla iletişim kuramama, oyun kurmada zorlanma, nesneleri amacına uygun kullanamama gibi durumlar gözlemleniyorsa uzman desteği almakta fayda olacaktır. İlk 6 yılın beyin gelişimi açısından oldukça kritik olması sebebiyle otizmde erken farkındalık ve erken müdahale çok önemli bir yer tutmaktadır” dedi. EBEVEYNLERE DÜŞEN GÖREVLER Otizmli bireyler ve aileleriyle yapmış olduğu çalışmalarda dikkat ettiği en temel sorunlara ya da şikayetlere dikkat çeken Özgüler, “Aslında en temel problemlerden biri, ebeveynlerin genellikle ‘O derdini anlatamıyor, ben onun eli, kolu, gözü, kulağı olmalıyım. Tüm ihtiyaçlarını her zaman en iyi şekilde karşılamalıyım’ şeklinde bir yaklaşımda olmaları diyebilirim. Bu yaklaşımın oldukça anlaşılabilir olmasının yanı sıra pek işlevselliği yoktur. Çocuğa mümkün olan tüm konforu sağladığımızda çocuk kendini bir şekilde ifade etmek için zorlamayacaktır. Ebeveynlerin öncelikle bu durumla yüzleşmesi gerekiyor ki bu da hiç kolay değildir aslında… Şikayetler kısmına bakacak olursak da genel olarak çok ezbere giden bir sistem mevcut. Her çocuk kendi özelinde kendi hızında ilerleme gösterir. Bir çocuk için uygun olan bir yöntem başka çocuk için verimli olmayabilir. Bunun için de çocukları iyi gözlemleyip tanıyarak nasıl çalışmalar yürütülmesi gerektiği planlanmalıdır” bilgisini paylaştı. BEN BUNUNLA NASIL MÜCADELE EDECEĞİM? Özellikle otizm durumunda eğitim sürecinin aileler için oldukça maliyetli olduğunu vurgulayan Özgüler, şöyle devam etti: “Sadece özel eğitime gitmek yeterli kalmayabiliyor ve ebeveynler farklı yollara başvurmak durumunda kalabiliyor. Maddi zorlukların yanı sıra akademik hayatta yaşanılan sosyal zorluklar da söz konusu olabiliyor. Okula kolaylıkla uyum sağlayamayan çocuk, diğer çocukların aileleri tarafından istenmeyebiliyor ve okul yönetimiyle bu konu ile ilgili sıklıkla problemler yaşanabiliyor. Bütün bunlar ebeveynlerin zihninde sürekli ‘Ben bununla nasıl mücadele edeceğim?’ sorusunun yankılanmasına sebep olabiliyor.” SIKIŞMIŞLIK, ÇARESİZLİK, TÜKENMİŞLİK! Devlet politikalarında zaten yeterli desteği alamayan otizmli bireyler ve aileleri, yaşamlarını idame ettirdikleri alanlarda daha doğrusu toplum içerisinde de çoğu zaman öteleniyor… Bunun karşı tarafta hissettirdiği duyguyu tarif eden Özgüler, “O kadar zor ki... Aileler çocukları için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Her durumda değil ama maalesef ki çoğu durumda özellikle de konfor alanı dışına çıktığında otizmi olan çocuklar dış dünyanın kendi bünyelerinde yaratmış olduğu kaos sebebiyle birtakım davranışlar sergiliyorlar. Mesela öfke nöbetleri, yüksek tonda ritmik sesler çıkarmak, yoğun fiziksel hareketlilik, uyaran sağlama amaçlı kendisine vurma gibi eylemleri olabiliyor. Özellikle böyle durumlarda ebeveynler bir yandan kendi çocuklarının duygu durumuyla başa çıkmaya çalışırken bir yandan da çevreden gelen sosyal baskıyı üzerlerinde yoğun olarak hissediyorlar. Bazı durumlarda ise açık açık eleştirel, yargılayıcı bakışlara ve yorumlara maruz kalıyorlar -ki bu da bir yerde sıkışmışlık, çaresizlik, tükenmişlik duygularını beraberinde getiriyor” sözlerine dikkat çekti. VERİMLİ BİR GELİŞİM SÜRECİ SAĞLANAMIYOR Topyekûn yapılması gereken görev ve sorumluluklara değinen Özgüler, “Eklektik-bütüncül çalışmaların yürütülebilmesine olanak tanınması. Çünkü aileler çözüm bulmak için oradan oraya sürükleniyorlar. Nöroloji doktorları, psikiyatristler, psikologlar, fizyoterapistler, dil ve konuşma terapistleri, diyetisyenler, özel eğitim uzmanları, oyun terapistleri, aile danışmanlığı uzmanları, spor eğitmenleri… Aileler bütün bu uzmanlara ayrı ayrı gitmek durumunda kalıyorlar ve bunlar birbirinden bağımsız olduğunda verimli bir gelişim süreci ne yazık ki sağlanamıyor. Bütün bu yöntemlerin bir arada ve koordine bir şekilde hareket etmesi için ortam oluşturulması çocuğun gelişiminin takibinin daha sağlıklı ilerlemesine olanak tanıyacaktır. Ayrıca ebeveynlerin iyi oluş hallerini ve kaynaklarını koruyabilmeleri kendileri için bir nebze de olsa rahatlatıcı olacaktır, bu durum da çocuklarına daha olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Dolayısıyla ebeveynler için de erişilebilir uzman desteği olanaklarının sağlanabilmesi bu noktada önemli görülmektedir” talebinde bulundu. BİRAZ DAHA ANLAYIŞ Farklılıklara biraz daha anlayışla yaklaşılması gerektiğini savunan Özgüler, son olarak ise “Her bireyin kendince yaşadığı birtakım zorluklar var, önce bu durumla empati kurmayı seçebiliriz. Bu bile birçok şeyi değiştirecektir aslında… Otizmin yalnızca 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde mavi kalplerle hatırlanan bir gün değil de hayatımızın her anında karşılaşabileceğimiz bir durum olduğunu ve otizmli çocuklar ile ebeveynlerinin büyük mücadeleler verdiğini unutmayalım” mesajını iletti.

Büyükşehir’den otizmli gençler için istihdam olanağı Haber

Büyükşehir’den otizmli gençler için istihdam olanağı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü Ebeveyn Merkezi, engelli bireylerin iş gücüne katılımını sağlamak amacıyla Destekli İstihdam Projesi başlattı. Eker Süt Ürünleri, Vardarcı Makine San. Ltd. Şti. ve KEDİ Otizm Derneği katkılarıyla uygulanan proje kapsamında, kentte bulunan otizmli ve tüm nöro-çeşitli iş gücü nüfusuna istihdam olanakları sağlamak için İzmir’de faaliyet gösteren kuruluşlarla iş birliği geliştirme olanakları araştırıldı. Ayrıca İzmir Adnan Menderes TAV Havalimanı iş birliği ile nöro-çeşitli bireylerin iş hayatına entegrasyonuna yönelik önemli bir çalışma daha yapıldı. İş koçlarının desteğiyle İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda başlatılan İş Deneyimi Kazanım Projesi’ne nöro-çeşitli bireyler aktif olarak dahil edildi. Nöro-çeşitli bireyler, havacılık sektöründe deneyim kazanmanın yanı sıra sektör içinde görünürlüklerini artırma fırsatı da buldu. İstihdam sözü Destekli İstihdam Projesi görüşmelerinde, EKER Süt Ürünleri’nin 2018 yılından bu yana uyguladığı “Otizmli Bireyler İş Gücünde” isimli iş koçu destekli istihdam modelinin uygulaması hakkında bilgi verildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ebeveyn Merkezi bünyesinde 2024 yılının nisan ayında açılan Destekli İstihdam Ofisi’nin çalışmaları tanıtıldı ve ofise kayıtlı iş arayan gençlerin istihdama katılmaları için destek ve iş birliği olanakları konuşuldu. İzmir’de bulunan nöro-çeşitli iş gücü nüfusuna istihdam olanakları yaratma konusunda proje çalışmaları yapılması gündeme getirildi. İzmir İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Cengiz’in, Destekli İstihdam Ofisi’nde özgeçmişi bulunan bir kişiyi kendi işletmesinde istihdam edebileceğini açıklaması, görüşmelerde varılan en hızlı sonuç olarak dikkat çekti. Kurumlara ziyaret Destekli istihdam üzerine doktorası bulunan iş insanı Dr. Gülser Vardarcı Kacar, EKER Süt Ürünleri Otizmli Bireyler İş Gücünde Projesi Yöneticisi Psikolog Alperen Aşanbuğa, EKER Süt Ürünleri İnsan Kaynakları Müdürü Elif Alkaya, KEDİ Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Destekli İstihdam Ofisi’nden İş Koçu ve Özel Eğitim Uzmanı Büşra Alpayım ve İş Koçu Muharrem Alemdar’dan oluşan ekip; İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege İş İnsanları Derneği (EGİAD), İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD), Türkiye Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER), Bornova Belediyesi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, İŞKUR Bornova Hizmet Merkezi’nde bir dizi görüşme gerçekleştirdi. İş Deneyimi Kazanım Projesi İzmir Büyükşehir Belediyesi, nöro-çeşitli bireylere iş deneyimi kazandırırken topluma da kapsayıcı bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor. İzmir Adnan Menderes TAV Havalimanı iş birliği ile yapılan İş Deneyimi Kazanım Projesi kapsamında nöro-çeşitli bireylerin iş dünyasına uyum sağlamaları ve becerilerini en iyi şekilde sergileyebilmeleri hedefleniyor. Katılımcılara rehberlik eden iş koçları, bireylerin iş süreçlerine katılımını kolaylaştırarak onları sosyal yaşamın ve iş dünyasının bir parçası haline getiriyor. İş koçları, nöro-çeşitli bireylerin yeteneklerini açığa çıkarırken, onların iş hayatındaki zorluklarla başa çıkmalarına da yardımcı oluyor. Bu profesyonel destek sayesinde, nöro-çeşitli bireyler iş süreçlerine hızlı ve etkili bir şekilde adapte olabiliyor.

Ders zili otizmliler için sorunlarla birlikte çaldı Haber

Ders zili otizmliler için sorunlarla birlikte çaldı

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER/ Otizmli çocuklar ve aileleri için eğitim hayatının her aşaması sonu gelmez bir çileye dönüşmeye devam ediyor. Neredeyse her yıl tekrarlanan otizmli çocukların okullara kabul edilmemesi, diğer öğrenci velileri tarafından istenmemesi, yönetmeliğe rağmen gölge öğretmenlerin sınıfa alınmaması gibi sorunlar endişeleri arttırıyor. Yeni eğitim öğretim yılına henüz başlamadan önce bile okullarda Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne aykırı uygulamalar sebebiyle derneğe onlarca başvuru olduğunu belirten KEDİ Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Okula erişim imkanı olmayan, özel eğitim sınıflarının eksikliği ve servislerde yaşanan sorunlar sebebiyle özel çocuklarımız her geçen gün evlere hapsoluyor” diye konuştu. OTİZMLİ ÖĞRENCİLER YALNIZ KALIYOR Otizmli öğrencilerin yaşadığı kabul edilmeme, veliler tarafından dışlanma gibi sorunların mevcut sistemle her geçen gün arttığını ifade eden Ahmetoğlu, “Mevcut yasal haklara erişimlere ilgili sorunların yanı sıra düzenlenmeye ihtiyaç olan konular da var. Bu konularda etkin bir çalışma yapılmaması birçok sorunu beraberinde getiriyor. Kaynaştırma, bütünleştirme sistemi içinde akranları ile gerçek anlamda kaynaştırılmayan ve bütünleştirilmeyen çocuklarımız okullarda büyük bir yalnızlığın içinde. Olumsuz etkileri bulunan bu yalnızlığa ek olarak akran zorbalığına yoğun bir şekilde uğruyorlar ne yazık ki. Öğretmen kadrosunun de yeteri kadar bu konuda bilinç geliştirilmediğine dair yakınmalar geliyor. Yasalar, yönetmelikler mükemmel görünüyor ancak uygulamada büyük sorunlar var. Bunun nedenlerinden biri sahada çalışan öğretmenlerin, müdürlerin, idarecilerin bu konuda çok istekli ve bilinçli olmamaları” diye belirtti. KAYNAŞTIRMA SİSTEMİ ZARAR VERİYOR Uygulanan eğitim sistemindeki kaynaştırma ve bütünleştirme uygulamasının yetersiz olduğundan kaynaklı sorunların ortaya çıktığını belirten Ahmetoğlu, “Kaynaştırmaya yönelik düzenlemenin eksiklikleri çocuğun derslere yoğunlaşmasını engelliyor. En büyük yaşadığı sorun yalnızlık. Bakanlık kaynaştırma ve bütünleştirme sistemini ilke edinmiş durumda. Ancak uygulamada sorunlar yaşanıyor. Bu da yetersizlik anlamını taşıyor. İlkokuldan sonra kaynaştırma öğrencisi sayısı azalıyor. Çok sıkıntı var ve bu çocuklarımıza daha fazla zarar veriyor. Velilerin çoğu çocukları ortaokuldan başlayarak sistemin içinden çekmeye ve maalesef eve doğru itmeye başlıyor. Kaynaştırmayla liseyi bitiren çocuklarımızın bile bu eğitimden ayrıldıktan sonra eve kapandıklarını görüyoruz. Çünkü gidecekleri bir yer yok. Çalışma imkanı yok. Üniversiteyi bitirdiklerinde bile durum böyle. Çocuklar evde problem davranış dediğimiz şeyleri çok fazla sergilemeye başlıyor ve bu nedenle bakım merkezlerine gönderilen çocuklarımızın sayıları çok fazla. Genel olarak farklılıklarla birlikte yaşama kültürü, haklarına saygı duyulmasını ve hatta haklarının teslimi konusunda sıkıntı var. Bunun okullarda verilecek, müfredata girecek, öğrencilerin yaşına uygun, onları içine alabilecek bir eğitim metodu ile aşılabileceğini düşünüyorum. Bu eğitimin yer almadığı her model bizim için eksik kalıyor” ifadelerini kullandı. ÖZEL EĞİTİM SINIFLARI YETERSİZ İzmir’de özel eğitim sınıflarının yetersiz olduğuna ve servis konusunda yaşanan sorunlara dikkat çeken Ahmetoğlu, “Özel eğitim sınıflarının açılması bir takım resmi prosedür gerektiriyor. Bize bu yıl gelen bir vaka örneğiyle bu konudaki yetersizliği açıklayabilirim. Çocuğumuz 8.sınıf öğrencisi. Evine yakın olan ortaokulda ailenin talebine karşın özel eğitim sınıfı açılmadı, eve uzak bir okula yönlendirildiler. Ancak iki ebeveyn çalışıyor ve birlikte çalıştıkları kolaylaştırıcı kişi o uzak okula gidemeyeceğini söylüyor.  Şu an çocuk okula gitmiyor. Eğitim hakkını kullanamıyor. Bu konuyu ilde çözemedik, şimdi Bakanlığa bildirdik, sorunun çözümünü bekliyoruz. Özel eğitim sınıflarının materyal ve fiziki koşulları hakkında da bizlere iletilen konular oluyor. Özel eğitim sınıflarının servis konusu da problemli yürüyor. Örneğin, anlaşılan servis firmasının aynı minibüsü başka işlerde de kullanmasından ötürü, çocuğun okulda olması gereken saatlere göre değil, servis firmasının inisiyatifine göre okula götürülüp getirildiğini yaygın olarak görüyoruz” dedi.

Ekrana sıklıkla maruz kalan çocuklarda otizm benzeri tabloya dikkat Haber

Ekrana sıklıkla maruz kalan çocuklarda otizm benzeri tabloya dikkat

Okulların kapalı olduğu yaz tatili döneminde çocukların boş vakitlerinin arttığını ve bu sürenin iyi yönetilmesi gerektiğini söyleyen Uzman Dr. Zeyrek, "Yaz aylarında okullar olmadığı için çocukların boş vakit diyebileceğimiz zaman genişlemesi var. Bu zamanı iyi yönetmek gerekir. Bu zamanı iyi yönetmezsen çocuklar tabi ki ister istemez çevresindeki teknolojik aletlere rahatça yönelebilirler. Bunun için ailelerin bu konuda makul kuralların olduğu bir liste hazırlaması gerekir. Bu dönemde çocuklar ders çalışmaya daha az vakit ayırabilirler. Geriye kalan zaman dilimini ise iyi doldurmak gerek. Bu zaman diliminde de çocukları sosyal aktivitelere yönlendirebiliriz" dedi. Ekran süresi konusunda yaşa göre belirlenmiş limitler olduğunu belirten Dr. Zeyrek, "Bazı yaş aralıktaki çocuklar için belirlenmiş ekran süreleri var. İlk 3 yaşına kadar zaten herhangi bir ekran maruziyeti önermiyoruz. 3-6 yaş arasındaki çocuklar günde yarım saat ekran karşısında durabilirler. 6-12 yaş arası 1 saat olmak üzere değişiyor. Yaz döneminde biraz daha vakit geniş olduğu için biraz esnek davranılabilir. Ama hassas denge korunmalıdır" şeklinde konuştu. Dr. Zeyrek, çocukların fazla ekran maruziyeti sonucu otizm benzeri davranışlar, sinirlilik, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi sorunlarla karşılaşabileceğini, bu gibi durumların özellikle ekran süresi sınırının aşılması durumunda daha sık görüldüğünü kaydetti. İnternette fazla vakit geçiren çocuklarda depresyon ve kaygı bozukluğunun daha fazla görüldüğünü vurgulayan Uzman Dr. Zeyrek şunları söyledi: “Çocuğa saatlerce ekran gösterildiği zaman, otizm benzeri tablo sıklıkla karşımıza geliyor. Sinirlilik ve davranış bozuklukları karşımıza çıkıyor. Bu durumda vakaların direkt arkasında çok ekrana maruz kalınmış mı diye sorgularız. Dediğimiz gibi belirlenen ekran süresi sınırı aşıldı mı çatışmaya girilebiliyor. Bu çatışma anında da çocuk hırçınlaşıp, sinir krizleri geçirebiliyor. Bu konuda çok dikkat edilmesi gerek. Aynı zamanda yaptığım bir çalışmada internette fazla vakit geçiren çocuklarda depresyon ve kaygı bozukluğunun daha fazla olduğunu tespit ettik.”

İzmir'de otizmli çocuklar için yürüyüş Haber

İzmir'de otizmli çocuklar için yürüyüş

TUNAY AFYON / KEDİ Otizm Derneği, otizme farkındalık için ikinci yürüyüşünüğ gerçekleştirdi. Dernek Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu öncülüğünde düzenlenen ve otizmli bireyler ile ailelerinin de yer aldığı 2. İzmir Otizm Yürüyüşü'ne, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal ve Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu da katılım gösterdi. Belediye başkanlarına katılımları için teşekkür eden Ahmetoğlu, “Otizmle ilgili çok iş olduğunu biliyoruz, yeter ki istensin, yeter ki STK’larla beraber hareket edilsin. Bu anlamda bizim aramızda bulunmanız inanılmaz değerli. Biz anne babalar çocuklarımız adına hep konuşuyoruz ama artık çocuklarımız konuşsun istiyoruz öznelerimiz konuşsun istiyoruz” dedi. Ahmetoğlu’nun, dernekte düzenledikleri atölye çalışmalarında otizmli çocukların belediye başkanlarından, arkadaşlarından ne istedikleri ile ilgili bir liste hazırladığını dile getirmesi üzerine söz verilen otizmli çocuklar, "Sınıf arkadaşlarımızla birlikte oynamak istiyoruz, derslerde öğretmenlerimizden söz hakkı vermelerini, bizlere daha kibar olmalarını istiyoruz” dedi. 50 DOĞUMDAN 1’İNDE OTİZM VAR Otizm Derneği’nin öncülüğünde bu yürüyüşe katıldığını ifade eden İzmirf Büyükşehir Belediyesi Cemil Tugay, “Toplumumuzun önemli sorunlarından biri olan, çözülmeyecek bir problem değil, eğitim gerekiyor, ilgi gerekiyor, bunları da düşünüp tasarlamamız gerekiyor. Bütün kapsamı ile baktığınızda farkındalık içerisinde olması gerekiyor. Sadece farkındalık değil aynı zamanda harekete de geçmesi gerekiyor. Rakamlar net olmasa da bugün 50 doğumdan 1’inde çocuklarımızın otizm problemi ile birlikte doğduğunu biliyoruz. Bu nedenle küçümsenmemesi gereken bir sorun. Bu dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, ilçe belediye başkanı arkadaşlarımızla birlikte bugün burada Konak ve Bayraklı Belediye Başkanlarımız sağ olsunlar yanımızdalar. Hep beraber tüm İzmir’de otizm konusunda azami maksimum farkındalık ve azami bir eylem içinde olacağız” dedi. ONLARI YAŞAMA KATACAĞIZ Otizmle ilgili çalışmalarını her alanda olduğu gibi bu sorunun sahipleri ile onların örgütlendiği STK’larla birlikte yöneteceklerini aktaran Tugay, “Ancak çok farkındalık içinde olacağımız bir eylem planı çerçevesinde yoğun çalışma yapacağımızı ifade etmek isterim. Ne kadar çok sayıda çocuğumuzun etkilendiğinin farkındayım. O nedenle mutlaka bu konuda bir çalışma yapacağız. Bu çalışmayı toplum sağlığı çalışması olarak görüyorum. Sonra bir adaptasyon, eğitim çalışması olarak görüyorum. Onları yaşama katacağız. Onların eğitimi ile sağlığı ile katılabildikleri bütün aktivitelerle birlikte aktif olmaları ile ilgileneceğiz. Çocuklarımız çok temiz, çok saf, çok güzeller, bazıları inanılmaz becerikli. Onları sevdiğimizi, onları yaşamın içerisinde görmek istediğimizi, bunun için üzerimize düşeni yapacağımızı ifade ediyorum. Bu çerçevede pek çok şey yapacağız. Kenti, bu kardeşlerimizin de kullanabileceği şekilde düzenleyeceğiz. Bunda eğitim programlarımız olacak, spor programlarımız olacak ki sporun otizmliler için çok yararlı olduğunu biliyorum ve tabi ki istihdamları ile ilgili de özel çalışmalar yapacağız. Bu güzel etkinliği düzenleyen ve katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Kamuoyunu farkındalık sahibi olmaya davet ediyoruz ve çalışmalarımızı da takip etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

İzmir'de Otizm Farkındalık Yürüyüşü: Başkanlar ve otizm dostları 7 Nisan'da bir araya geliyor Haber

İzmir'de Otizm Farkındalık Yürüyüşü: Başkanlar ve otizm dostları 7 Nisan'da bir araya geliyor

İzmirli otizmliler, aileleri ve otizm dostları, Dünya Otizm Farkındalık Ayı nedeniyle 7 Nisan 2024, Pazar günü düzenlenen 2’nci İzmir Otizm Yürüyüşünde buluşacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Konak Belediyesi Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun da katılacağı yürüyüş saat 13.00’te Gündoğdu Meydanından başlayacak, 13.15’te Türkan Saylan Sanat Merkezi’nin önünde yapılacak basın açıklaması ile sonlandırılacak. ENGELLİ BİREYLERİN YOK SAYILMASINI İSTEMİYORUZ Otizm Farkındalık Günü olarak 2 Nisan’ın Birleşmiş Milletler tarafından ilan edildiğini anımsatan Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, 31 Mart günü gerçekleşen yerel seçim sonrası belirlenen yeni belediye başkanlarını, pazar günü düzenlenen yürüyüşe katılmaya ve İzmir’i otizm dostu kent yapmak için birlikte çalışmaya çağırdı. Engelli bireylerin toplumsal hayata katılımı için yerel idareler tarafından yeterli çalışma yapılmadığına, verilen sözlerin koltuğa oturduktan sonra unutulduğuna çokça şahit olduklarını aktaran Ahmetoğlu, "Engelli bireyler ve ailelerinin artık yok sayılmasını istemiyoruz. Kentte yaşayan engelli bireylerin ayrıştırmaya uğramadan yaşama eşit şekilde katılma ve belediye hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma hakkını göz önüne almanın, engellilik hizmetleri için yerel politika geliştirmenin, bütçelendirmenin, sivil toplum örgütlerinin kararlara etkin katılımını sağlamanın, gözetim ve denetim mekanizmalarına dahil etmenin yerel idarelerin asli görevlerinden olduğunu belediye başkanlarımıza hatırlatıyoruz” dedi. İZMİR’İ OTİZM DOSTU BİR KENT HALİNE GETİRMEYİ AMAÇLIYORUZ Göreve yeni başlayan başkanların etkinliğe katılmasının önem taşıdığını ifade eden Ahmetoğlu, “Başkanlarımız çağrımıza uyarsa, hem bizleri yakından tanıma fırsatı bulmuş olacaklar, hem de birlikte çözüm üretme sürecinin ilk adımını birlikte atmış olacağız. Bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) olarak, sorunları sıralayıp sadece talepte bulunmak değil, kent yöneticilerinin otizm alanında geliştirecekleri çalışmalara katkı sağlamak, var olan hizmetlerin geliştirilmesini ve yenilerinin üretilmesini diliyoruz. Yerel yöneticilerimizle birlikte, fark yaratmak, İzmir’i otizm dostu bir kent haline getirmeyi amaçlıyoruz. Otistik çocukların çocuk olarak kalmadığının farkına varılmasını, bir otistiğin yaşamının her döneminde toplum yaşamının her alanına dahil olabilmeleri için gereksinim duydukları desteklerin verilmesi ve çeşitlendirilmesi önem taşıyor” diye konuştu.

Dünya Otizm Farkındalık Günü nasıl ortaya çıktı? Otizm nedir? Haber

Dünya Otizm Farkındalık Günü nasıl ortaya çıktı? Otizm nedir?

Her yılın 2 Nisan günü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından dünya genelinde otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerle ilgili farkındalık yaratmak amacıyla Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak belirlenmiştir. Bu özel gün, otizm spektrum bozukluğuna dair bilinç ve anlayışı artırmak, toplumsal kabulü teşvik etmek ve otistik bireylerin yaşamlarını iyileştirmek için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir platform sağlar. Peki Dünya Otizm Farkındalık Günü nasıl ortaya çıktı? İşte detaylar... OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ NASIL ORTAYA ÇIKTI? 2 Nisan, tüm dünyada otizm farkındalığını artırmak ve otizme ilişkin sorunlara çözüm bulmak amacıyla 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından "Dünya Otizm Farkındalık Günü" olarak ilan edildi. Her yıl Nisan ayı, "Otizm Farkındalık Ayı" olarak kutlanır ve bu süreçte otizmin sorunları ve çözüm yolları küresel çapta tartışılır. Ayrıca, araştırmaların teşvik edilmesi ve erken teşhis ile tedavinin yaygınlaştırılması amaçlanır. OTİZM NEDİR? Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın erken dönemlerinde ortaya çıkan, bireyin diğerleriyle iletişim kurma ve etkileşimde bulunma yeteneğini etkileyen karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluktur. OTİZMİN BELİRTİLERİ Otizm genellikle en erken 8 aylıkken belirtiler göstermeye başlar. Ancak, 18 aylıkken yapılan testlerle tarama sonuçları alınabilir. Güvenilir bir klinik tanı için genellikle çocuğun 3 yaşını tamamlaması beklenir. Otizm tanısı için önemli belirtiler arasında göz teması kurma, seslendiğinde tepki verme ve işaretlere yanıt verme gibi davranışlar yer alır. Otizm belirtileri, başka hastalıkların belirtileriyle karışabilir. Özellikle dil sorunlarının bazı biçimleri otizmle örtüşebilir. Otizmin bazı belirtileri: Göz teması kuramama Yaşıtlarıyla arkadaşlık kuramama Diğerleriyle eğlence, ilgi veya başarıyı paylaşmaya karşı ilgisizlik Empati eksikliği: Otistik bireyler, başkalarının acı ve üzüntü gibi duygularını anlamada zorluk yaşayabilirler Konuşmayı öğrenememe veya konuşmada gecikme: Otistik bireylerin %40'ı hiç konuşmayabilir Sohbet etmeye başlamada veya başlamış bir konuşmayı sürdürmede zorlanma Kalıplaşmış veya sürekli tekrarlanan konuşmalar Aynı şeyleri yapmada ısrar ve rutine sıkı bağlılık Duyusal uyarılmada az veya çok hassasiyet Dinleyicilerin bakış açısını anlamada zorlanma: Örneğin, karşılarındaki kişinin yaptığı esprileri anlamada zorlanabilirler. Kelimeleri algılar ve anlarlar, ancak ima edilen mesajı anlamakta zorlanabilirler. OTİZM TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ? Şu anda otizm spektrum bozukluğu (OSB) için belirli bir standart tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak semptomları hafifletmenin ve yetenekleri geliştirmenin birçok yolu mevcuttur. OSB'li bireyler, uygun tedaviler ve müdahalelerle, potansiyellerini maksimum düzeyde kullanma imkanına sahiptirler. Her birey için en etkili tedaviler ve müdahaleler genellikle farklılık gösterir. Tedavi, bazı durumlarda otizmi olan bireylerin günlük yaşamlarını daha verimli bir şekilde sürdürmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle, davranışsal eğitim ve özel terapiler gibi farklı yöntemler kullanılır. Tedavinin aileyle uyumlu olması da önemlidir. Konuşma terapisi, motor becerilerini geliştirmeye yönelik terapiler ve sosyal etkileşim becerilerini artırmaya yönelik terapiler gibi çeşitli tedavi yaklaşımları bulunmaktadır.

Minik otizmli Defne, hayalleri için koşuyor Video Galeri

Minik otizmli Defne, hayalleri için koşuyor

Afyonkarahisar'da yaşayan 10 yaşındaki otizmli Defne Öykü Atılgan, atletizmde başarılı olup milli takım forması giyebilmek için çaba gösteriyor. Atılgan, annesi Sabriye Sarıgül'ün yönlendirmesiyle 2 yıl önce atletizmle ilgilenmeye başladı. Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonunca geçen yıl düzenlenen şampiyonada uzun atlamada Türkiye ikincisi olan Atılgan, 100 metre yarışında da üçüncülük elde etti. Annesinin desteğiyle antrenmanlarını sürdüren Atılgan'ın hedefi, milli takımda yer alabilmek. Kızı gurur kaynağı oldu Kızının en büyük destekçisi olan Sarıgül, AA muhabirine, Defne Öykü'nün yeteneğini keşfetmek için çeşitli kurslara götürdüğünü söyledi. Defne Öykü'nün atletizmde başarılı olduğunu gördüğünü belirten Sarıgül, "O günden bugüne eğitimlere devam ediyoruz. 10 yıl önce eşimden ayrıldım. Kızım bana arkadaş oldu. Beraber yol alıyoruz. Onun hep destekçisiyim." dedi. Sarıgül, kızının milli takıma girmeyi çok istediğini belirterek, "Kızımla gurur duyuyorum. Onun için gece-gündüz, soğuk-sıcak demeden koşturuyorum. Haftanın 4 günü antrenman oluyor." ifadesini kullandı. Sporla birlikte kendisini iyi ifade etmeye başladı Afyonkarahisar Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde özel sporcular atletizm antrenörü Sedat Özdemir de bünyelerinde 50 sporcunun olduğunu dile getirdi. Defne Öykü'yü antrenmanlarda keşfettiklerine değinen Özdemir, "Önümüzdeki 3 yıl içinde milli takıma girmek ve daha sonra bu forma altında başarılar elde etmek istiyoruz." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.