[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#özel eğitim

özel eğitim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, özel eğitim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de özel eğitime gereken özen gösterilmiyor Haber

Türkiye’de özel eğitime gereken özen gösterilmiyor

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER/ Dünyada birçok ülkede özel eğitim alan engelli çocukların ders saatleri haftada 20 ila 40 saat arasında iken ülkemizde bu ayda 8 saat ile sınırlandırılıyor. Üstelik eğitimin tamamı özel kurumlarda gerçekleştiriliyor ve devlet tarafından sadece belli bir kısmının masrafları karşılanıyor. Tüm bunlar aileleri maddi açıdan zorlarken, çocuklarda ise erken yaşlarda alması gereken eğitimin yeterli düzeyde olmaması sebebiyle, zihinsel ve fiziksel açıdan istenilen sonuçların elde edilememesine yol açıyor. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan 26 yıllık Özel Eğitim Uzmanı Erdi Kanbaş ve KEDİ -Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam- Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu ise; devletin bu yönde daha fazla çalışma yürütmesi gerektiğini ve özellikle erken çocukluk dönemlerinden itibaren bu eğitimlerin verilmesinin şart olduğunu belirtiyor. SOMUT ADIMLAR GÖRMEK İSTİYORUZ Türkiye’de verilen özel eğitimin nicelik ve nitelik bakımında eksiklerinin bulunduğunu belirten KEDİ -Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam- Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu ise hükümet tarafından bu konuda somut adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’de engelli çocuklara sadece haftada 2 saat özel eğitim veriliyor. Bu ayda 8 saat yapıyor ve kesinlikle çok yetersiz. Özellikle ilk çocukluk yaşlarında verilmesi gereken bu eğitim nicelik ve nitelik bakımında eksik kaldığı için çocukların gelişimi olumsuz etkileniyor. Bu tarz bir şeyin yaşanmaması adına özel eğitim içeriğinin çeşitlenmesi gerekir. Çeşitli terapilerle, duyu bütünleme, hareket eğitimi, konuşma terapisi başta olmak üzere çok yönlü bir yapıya kavuşması lazım. Şu anda birçok bakımdan eksik olduğunu söyleyebilirim. Öte yandan aileler bu eğitim ve terapi masraflarını karşılamakta zorlanıyor. Devlet sadece eğitimin ayda 8 saatlik kısmını karşılamakla yetindiği için birçok aile maddi ve manevi açıdan sıkıntılı bir sürece giriyor. Zaten bu eğitimler özel kurumlarda veriliyor. Aileler ve çocuklar bu zorlu süreçte yalnız bırakılıyor. Bizler hem aile hem de dernek olarak devletin bu yönde daha somut adımlar atmasını ve aileleri özel kurumlara mecbur bırakılmamalarını istiyoruz. Ayrıca 1.  Otizm Eylem Planının 2016 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe girdiği dönem Başbakan olan Binali Yıldırım’ın da katıldığı bir törende eğitim saatini artıracaklarını söylemişti, karar vericiler tarafından bizlere birçok söz verildi ancak bunların hiç biri tutulmadı. Adeta bizimle dalga geçildi. Ek olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozukluklarının Yaygınlığının Tespiti ile İlgili Bireylerin ve Ailelerinin Sorunlarının Çözümü İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu iki yıllık çalışmasının ardından Mart 2020’de raporunu çözüm önerileriyle birlikte Meclis’e sundu.  Ancak maalesef o raporla ilgili  de geçerli bir eylem gerçekleşmedi. Bizler çok uzun süredir bekliyoruz ve artık eylem planları ile oyalanmak değil, somut adımlar görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. AYNI ORANTIDA EĞİTİM VERİLMELİ Özel Eğitim Uzmanı Erdi Kanbaş, “1998 yılından beri bu mesleği icra eden bir Özel Eğitim Uzmanıyım. Meslekte edindiğim 26 senelik tecrübeye göre; Türkiye’de diğer ülkelere nazaran özel eğitim sistemimin yeterli olmadığını söyleyebilirim” diyerek sözlerine başlayan Kanbaş, engelli bireylerin eğitiminde 2-6 yaş aralığının önemine dikkat çekerek “Herkesin bildiği üzere özel gereksinimli çocukların eğitiminde erken çocukluk dönemi dediğimiz, 2-6 yaş aralığı altın değerindedir. Ancak bizim ülkemizde maalesef devlet tarafından bu durum göz ardı ediliyor ve sonraki süreçte özellikle engelli çocuklar için geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor. Çünkü çocuğun 6 yaşından sonra aldığı eğitim, 2-6 yaş aralığında aldığı eğitimden elde edilen verim kadar etkili olmuyor. Bu çocukları kazanmamız gereken süre 2-6 yaş aralığıdır. Ancak biz o dönemi es geçiyoruz. Türkiye’deki özel eğitim sisteminde yaşanan sıkıntılar ve yetersizlikler sebebiyle, verilen eğitimden çok iyi sonuçlar alabilecekken bu olasılığı yok sayıyoruz. Çünkü devletin bu yönde yeterli yatırımı yok. Durum böyle olunca da çocuğunun yeterli düzeyde eğitim almasını isteyen aileler özel kurumlara başvurmak zorunda kalıyor. Ancak bu da sadece maddi geliri iyi olan aileler için geçerli. Yani olması gereken; erken yaşlardan itibaren devlet tarafından bu çocuklara nitelikli ve en az diğer ülkelerde verilen saat kadar eğitim verilmesi lazım” açıklamasında bulundu. ARAMIZDA UÇURUMLAR VAR Kanada, İngiltere, Amerika gibi dünyanın gelişmiş ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizde verilen özel eğitim ders saatlerinin oldukça az olduğunu söyleyen Kanbaş, “Özel eğitim konusunda görüldüğü üzere diğer ülkelerle aramızda uçurum farklar var. Öte yandan diğer ülkelerde sadece özel eğitim değil bunun yanında konuşma terapisi, ergoterapi, fizyoterapi, spor gibi desteklerde de bulunuluyor ve bu da çocuğun normal okula rahat bir şekilde adapte olmasına zemin hazırlıyor. Ancak Türkiye’de bunların sağlanmamasının yanı sıra, hali hazırda alınan eğitimin niteliği de her açıdan yetersiz. Maalesef bu nedenle engelli çocuklar, herhangi bir engele sahip olmayan akranları ile kaynaşmakta sorun yaşıyorlar. Öte yandan yurt dışında karşılanan sınıf içi özel eğitim malzemelerinin ülkemizde de karşılanması gerekir. Fakat maliyeti sebebiyle devlet bunu sağlanmıyor. Bu ihtiyaçlar giderilsin ki komplike bir şekilde alınan eğitimden fayda sağlansın” şeklinde konuştu.

Van'da özel öğrenciye özel öğretmen Haber

Van'da özel öğrenciye özel öğretmen

Gürpınar ilçesinde bir süre engelliler okulunda eğitim alan ancak rahatsızlığı nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan 10 yaşındaki Cuma Çelik'e evde eğitim verilmeye başlandı. Milli Eğitim Bakanlığınca görevlendirilen Edanur Atan'ın gösterdiği gayret ve çabayla eğitimine devam eden Çelik, aynı zamanda sosyal hayata da adapte oluyor. Fedakâr öğretmenin verdiği eğitimle derslerinden geri kalmayan Çelik, bu sadece fiziksel ve zihinsel gelişimi de olumlu yönde ilerliyor. “Sosyalleşmesini sağlamaya çalışıyoruz” İHA muhabirine konuşan Evde Bakım Öğretmeni Edanur Atan, Cuma’nın hem zihinsel hem de bedensel engeli olduğunu hatırlattı. Okula gidemeyen Cuma’ya evde bakım hizmeti verdiklerini ifade eden Atan, “Hayat standartlarını artırmak için böyle bir hizmet veriyoruz. Bu sayede okuma yazma öğrenmesini ve sosyalleşmesini sağlamaya çalışıyoruz. Harf harf, renk renk, uzun kısa şeklinde eğitim veriyoruz. Cuma normal 3’üncü sınıf öğrencisi ancak zihinsel sağlığından kaynaklı şimdilik onlar kadar iyi değil. Bu yüzden kendisini geliştirmek için çalışmalar yürütüyoruz” dedi. Evde verdikleri derslerle Cuma’nın öğrenimine katkı sağladıklarını dile getiren Atan, engelli öğrencisinin harf ve sayıların öğrenilmesinde gelişme kaydedildiğini söyledi. Çocuğu okula götürmenin zor olduğunu ifade eden baba Selahattin Çelik ise evde eğitimin çocuğunun gelişimine katkı sağladığını dile getirdi. Çelik, evde eğitim programını başlatan Milli Eğitim Bakanlığına teşekkür etti. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Vanlı minik öğrencilerden Atatürk'ün doğduğu eve ziyaret

Otistik çocuklara işkence davasında ‘beraat’ kararı çıktı Haber

Otistik çocuklara işkence davasında ‘beraat’ kararı çıktı

İzmir’in Karşıyaka ilçesinde okul öncesi otistik 3 çocuğa kötü muamele ve işkence iddiasıyla hakkında 45 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan öğretmen Ö.Y.’in yargılanmasına devam edildi. Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki gerçekleşen duruşmaya, taraf avukatları ve otizmli çocukların aileleri katıldı. Tutuksuz yargılanan sanık öğretmen Ö.Y. ise duruşmaya katılmadı. Öte yandan KEDİ (Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam) Otizm Derneği ve İzmir Barosu Engelli Hakları Komisyonu da gözlemci olarak duruşma salonunda yer aldı. SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ TALEBİ Duruşmada söz alan müşteki avukatları soruşturmanın genişletilmesini, çocukların algı ve irade yeteneklerinin bu süreçte ne derece bozulduğunun tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etti. Otizmli çocukların ailelerinden müdahil H.Ö., “2018-2019 eğitim yılında çocuklarımız işkence görmüştür. Bu husus tanık beyanları ile ayrıntılı bir şekilde ispatlanmıştır. Ve bu durum iddianame ile belirtilerek kamu davası açılmıştır. İddianameye aykırı şekilde mütalaayı kabul etmiyoruz. Biz 2018-2019 eğitim yılında çocuğumuzdaki değişimleri görünce 4 ayrı okul değiştirdik, İstanbul’a doktorlara gittik, hastanelere gittik. Bu hastanelerin merkez sisteminden de görülebilir, ayrıca avukatım gibi tevsi tahkikat talebimiz vardır. Çocuğa karşı işkence suçunun düzenlenmesinin sebebi insan onurunun korunmasıdır. Bizim çocuklarımızın insan onuru korunmamıştır. Tüm bu hususlar gözetilerek sanığın ağırlaştırılmış şekli ile 3 çocuğa karşı işkence suçundan cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. Sanık vekili Murat Aydın ise “Soruşturmanın genişletilmesi talebine katılmıyoruz. Mağdurların bugünden geriye sağlık durumlarının tespiti dosyamıza katkı sağlamayacaktır” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı dosyadaki delillerin karar vermeye elverişli ve yeterli nitelikte olduğu kanaati ile soruşturmanın genişletilmesi taleplerini reddetti. “OKULDA KAMERA OLSA İSPATLANIRDI” Duruşmada son savunmasını yapan müşteki avukatı Yüksel Sipahi, “Müvekkiller bu olayı okulun müdür yardımcısından öğrenmişlerdir, daha sonra bu olayın yaşandığına ilişkin 3 tanık dinlenmiştir. Bunlar müdür, öğretmen ve stajyer öğretmenlerdir. Ayrıca hademe de bu olayı gören kişiler arasındadır. Çocuklarımızın bir tanesinde oluşmuş ekimoza ilişkin adli rapor da dosyada mevcuttur. Sanık öğretmen sadece 3 otizmli çocuğumuzun bakımı ile sorumludur. Fakat bu 3 çocuğun şikayeti ile bu durumun yaşandığı ortaya çıkmıştır. Savunma bu olayın bir komplo olduğuna yöneliktir. Böyle bir savunmanın bu olayda dinlenmemesi kabul görmemesi gerekir. Okulda kamera kaydı olsa idi bu durum ispatlanırdı, fakat kamera kaydı yoktur. Bu noktada tanık beyanları nettir, idari soruşturmada sanık idari yönden ceza almıştır. Bizce eylemleri sabittir, sanığın iddianame gibi cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu. GÖRGÜYE DAYALI DELİL YOK Davada görgüye dayalı delil olmadığını savunan sanık vekili Murat Aydın ise, “Müvekkilin bu suçu işlediğine dair görgüye dayalı bir delil yoktur. Olayların geçtiği zamanlara ilişkin tarihler de belli değildir. Ortada delilsizlik durumu söz konusudur. Müvekkilin beraatini talep ediyoruz. Ayrıca idari ceza, Ceza Hukuku açısından bağlayıcı bir durum değildir, suçun hukuki unsurları da gerçekleşmemiştir. Müvekkilin beraatini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. BERAAT KARARI VERİLDİ Tarafları dinleyen mahkeme heyeti verilen kısa aranın ardından kararı açıkladı. Sanığın üzerine atılı suçlardan beraatine karar verildi. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Sanık Ö. Y.’in üzerine atılı bulunan mağdurlar E.K., K.S.G., T.Ö.’a yönelik çocuğa işkence yapmak suçundan atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e madde gereği beraatine karar verilmiştir.” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bu yoldan çıkış var, iniş yok

Ekonomi, özel eğitimi de vurdu Haber

Ekonomi, özel eğitimi de vurdu

Türkiye’de yaklaşık 500 bin engelli bireye eğitim veren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, ödenek sıkıntısı yaşıyor. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devletin engelli birey başına verdiği desteğin yeterli olmaması kurumları zorlamakta. Efes Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumları Kurucusu Bülent Koç, konu hakkında yaptığı açıklamada “Bakanlık tarafından sadece eğitim hizmeti bedeli ödenmektedir. Kurumlarımız ekonomik açıdan hızla yükselen maliyet artışları nedeniyle çok zor durumdalar. En büyük fedakârlık kurum çalışanları ve kurum sahiplerinin üzerindedir” ifadelerini kullandı. FEDAKARLIK KURUM ÇALIŞANLARINDA Türkiye’de 2005 yılında sosyal güvenlik kapsamında sunulan özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti, 5378 sayılı kanunla hak temelli hale dönüşerek yaygınlaştığını ve o tarihte 60 bin özel gereksinimli bireyin eğitim alabildiğini, günümüzde ise bu sayının 500 bine yaklaştığını ifade eden Koç, “Ayrıca bugüne kadar hizmetlerimizden yararlanan 500 binden fazla çocuğumuz da akranlarına yaklaşmış veya uygun hizmet olmaması nedeniyle kapsam dışına çıktı. Ülkemizde tüm il ve ilçelerde bu hizmeti veren 3 bin 230 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi var. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde 40 bin eğitim personeli (özel eğitimci, okul öncesi öğretmeni, çocuk gelişimci, sınıf öğretmeni, dil konuşma uzmanı, psikolog, PDR, fizyoterapist, sosyal çalışmacı) ile yaklaşık 15 binde yardımcı personel olmak üzere 55 bine yakın personelle, eğitim hizmeti veriyor. 7 bine yakın araçla da özel gereksinimli bireylerin ücretsiz olarak rehabilitasyon merkezine transferi sağlanmakta ve bu transfer hizmeti için ücret alınmamakta. Bakanlık tarafından sadece eğitim hizmeti bedeli ödeniyor. Kurumlarımız ekonomik açıdan hızla yükselen maliyet artışları nedeniyle çok zor durumda. En büyük fedakârlık kurum çalışanları ve kurum sahiplerinin üzerinde. Kurumlarımızda çalışan meslek elemanlarının ücretleri maalesef ve çok üzülerek belirtmeliyiz ki asgari ücret düzeyinde kaldı” dedi. BEKLENTİMİZ ALTINDA ZAM YAPILDI Bülent Koç, kurumların en temel giderlerinin personel giderleri olduğunu özel gereksinimli bireylere ücretsiz olarak sunulan transfer hizmetleri ile kırtasiye ve materyal giderlerinin arttığını belirterek “Bu durum da hizmetin niteliğini ve verimliliğini doğrudan olumsuz olarak etkilemekte. Kurumlarımız Sayıştay Başkanlığının denetim sürecinde. Aynı zaman Milli Eğitim Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri tarafından her ay sonu kamera sistemlerinden kurumlarımızda eğitim alan bireylerin kuruma giriş ve çıkışları denetleniyor. Denetimler rapor ve tutanak altına alınıyor. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri olarak talebimiz; ‘bir bireysel eğitim seans ücreti için KDV hariç olmak üzere net asgari ücret tutarının yüzde 6 kadar olan tutar ile bir grup eğitim seans ücreti için net asgari ücret tutarının yüzde 4 olan tutar ödenir.’ Hükmünün Özel Barınma Hizmetleri Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 43. Maddesine eklenmesi ve kurumlarımıza yapılacak zamlara yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. Asgari ücretin 1 Temmuz 2023’den geçerli yüzde 34 arttırılması ile kurumlarımızdaki tüm çalışanlarımızın maaşlarında iyileştirme yapılmış. Kurumlarımızın özellikle ana gideri olan kira ile akaryakıt artışları ve ücretsiz olarak sunduğumuz diğer özel gereksinimli bireyin hizmete transferi için sunduğumuz hizmet maliyeti artırmış. Dikkate alınarak yapılan hizmet ücretleri iyileştirmesi taleplerimizin altında bir oran verilmiş. Beklentimizin altında bir zam yapılmıştır. Özellikle maliyeti yüksek olan kurumlarımızın işletilmesi zora düştü” açıklamasında bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Eğitimde özelleşme topluma zarar verecek

İZTO’nun gündemine Haber

İZTO’nun gündemine "özel eğitim" taşındı

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Toplantısı, İzmir Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü Yaygın Eğitim ve Barınma Hizmetleri Daire Başkanı Şemsettin Ünal, İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Medet Ekşi, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Üyesi Jülide Tutan, Özel Eğitim Dernekleri Konfederasyonu Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Ahmet Yılmaz, Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Derneği Başkanı Fahri Şeker, İZTO Meclis Üyeleri Feti Şen, Hakan Alabalık ve Saniye Fıçı’nın katılımıyla İzmir Ticaret Odası Çok Amaçlı Salonu’nda düzenlendi.  TUTAN: ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ Moderatörlüğünü İZTO Meclis Üyesi Mustafa Tektaş’ın yaptığı toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Jülide Tutan, “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesine göre, gelişim özellikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireyler de dahil bütün bireyler, kişiliğin, yeteneklerin, zihinsel ve fiziksel kabiliyetlerin gelişmesi konusunda eşit olmalı. Engelleri ne olursa olsun her bireyin yetenek ve becerilerini kucaklayan kapsayıcı bir toplum yaratmak için özel sektör ve kamu olarak elimizi taşın altına koyup birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. Özel bireyler, ihtiyaçları olan eğitimi ne kadar erken yaşta almaya başlarlarsa gösterecekleri gelişim de o kadar fazla olacaktır” dedi. KIZILTOPRAK: İZMİR’LE GURUR DUYUYORUZ Konuşmasında toplumların ilerlemesi ve kalkınması için beşeri sermayenin önemine değinen İzmir Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, İzmir’de, genel eğitimin yanında özel eğitime destek verilmesi ve özel eğitime yönelik çalışmalar yapılması gerektiği bilinci ile hareket eden bir milli eğitim camiasına sahip olunmasından dolayı gurur duyduğunu ifade etti. ÜNAL: EĞİTİMİN NİTELİĞİNİ ARTTIRMAK İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü Yaygın Eğitim ve Barınma Hizmetleri Daire Başkanı Şemsettin Ünal, sektörün ortak sorunları için bir araya gelmenin önemine dikkat çekerek, “Bir yandan sektörün önünü açmaya çalışırken, bir yandan da haksız rekabeti ve kamu zararını engellemek; çalışanların mağduriyet yaşamamasını sağlamak; mal ve can güvenliğini sağlamak, verilen eğitimin niteliğini ve kalitesini arttırmak için gerekli izleme, değerlendirme, denetim çalışmalarını sürdüreceğiz” diye konuştu.  EKŞİ: HEDEFİMİZ STANDARTLARI YÜKSELTMEK Eğitimde demokratik, bilimsel, erişilebilir, insancıl yaklaşımı esas alan çağdaş eğitim anlayışı ile hareket edildiğini vurgulayan İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Medet Ekşi, “Özel bireylerin eşit eğitim alması için yasal, idari, eğitsel düzenlemeleri yapıyoruz. Tüm paydaşlar bir araya gelerek uygulamaları yüksek standart çıtasında birleştirmeyi hedefliyoruz” dedi. YILMAZ: SEKTÖRÜN SORUNLARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ Özel Eğitim Dernekleri Konfederasyonu Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Ahmet Yılmaz ise personel ihtiyacı ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ödenen ücretlerin iyileştirilmesi gerekliliği gibi sektörel sorunların çözümüne yönelik ilgili kurum, kuruluşlar nezdinde çalışmalar yaptıklarını, bayramdan sonra da Ankara’da temaslarına devam edeceklerini ifade etti. ŞEKER: ÇALIŞMALARIMIZI HER PLATFORMDA SÜRDÜRÜYORUZ Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Derneği Başkanı Fahri Şeker, rehabilitasyon merkezlerine ödenen ücretler, Rehberlik ve Araştırma Merkezleri değerlendirmeleri, hastane raporları, denetim, ulaşım gibi sektörel konularda her platformda çalışmalar yaptıklarını ifade etti.  ÜYELER SORUNLARINI AKTARDI Konuşmaların ardından, Karabağlar Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü Bayram Günay ve Karşıyaka Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü Hakan Zorlu, Rehberlik Araştırma Merkezleri ve firmalar arasındaki süreçlere ilişkin sunum gerçekleştirdi. Toplantının soru-cevap bölümünde, özel eğitim ve rehabilitasyon sektöründe faaliyet gösteren 85 İZTO üyesi, yaşadıkları sorunları İzmir’deki İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlüklerini temsilen toplantıya katılan 49 yetkiliyle aktardı. HABER MERKEZİ

Özel bireylerden muhteşem gösteri Haber

Özel bireylerden muhteşem gösteri

Bostanlı Suat Taşer Sanat Merkezi’nde Engelliler Haftası kapsamında sahne alan gençler, büyük beğeni topladı. Özel eğitim alan genç öğrenciler, Karşıyaka Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte halk oyunları oynadı, modern dans gösterisi sundu, spor gösterileri yaptı ve şarkılar söyledi. VAKFIMIZ 41 YAŞINDA Gösteriler öncesi konuşan Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) Genel Müdürü Nadire Tomris Miser, “1982 yılında kurulan vakfımız ne güzel ki 41 yaşında. Cumhuriyetimizin 100. yılında gösterilere hazırlanan özel yüreklere, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e, Çiğli Belediye Başkanımız Sayın Utku Gümrükçü’ye, bizlere desteğini her zaman hissettiren ve gösteren Karşıyaka Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a ve tüm gönül dostlarımıza yürekten teşekkür ederim” diye konuştu. “EN ÇOK ALKIŞLADIĞIM GÖSTERİ” Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, “Hayatımda en çok alkışladığım gösteri bu oldu. Çocukların yüreklerindeki sıcaklığı burada yaşadık. Aynı zamanda eğitmenlerini yürekten tebrik ediyorum. Çünkü çocuklarımızın mutluluklarını nasıl paylaştıklarını ve hissettiklerini görebildik. Gösterilerde çok büyük emek var. Bu gösteriyi hazırlayan başta ZİÇEV’in tüm yetkililerine,  öğretmenlere ve izleyicilere yüreğimden kocaman sevgiler. İyi ki varsınız. Saygılar sunuyorum” dedi. Gecenin sonunda etkinliğe katılanlar, söylenen marşlara eşlik etti. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.