Karanlık zihniyetle savaşmak zorundayız
Fenerbahçe Spor Kulübü’nde uzun yıllar forma giyen, sarı lacivertli formayla tarihi başarılara imza atan, kadın basketbolunun efsane isimlerinden eski milli basketbolcu Özlem Okumuş Levent; başarılı spor kariyerini, sarı lacivertli formayla yaşadığı başarıları, hayatı boyunca unutmadığı Galatasaray-Fenerbahçe derbisini, sporda ve eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gazetemize anlattı. Önemli açıklamalarda bulunan tecrübeli isim, sporda toplumsal cinsiyet eşitliğinin olması için eğitimin önemini vurguladı.
BEYAZ GÖLGE DİZİSİ BASKETBOLA TEŞVİK ETTİ
Basketbola başlangıcınızı, profesyonel spor kariyerinize geçişinizi nasıl anlatırsınız?
Basketbola 1977 yılında Ankara Ulubatlı Hasan İlkokulu'nda dördüncü sınıfta başladım. Ortaokul ve liseyi Ankara Deneme Lisesi'nde okudum. Okulumuz Dünya Liselerarası Basketbol Şampiyonası'nda hem kızlarda hem de erkeklerde derece yapmıştı. Deneme Lisesi'nin okul takımı aynı kadroyla Deplasmanlı Kadın Basketbol Ligi’nde Ankara M.T.A Basketbol adıyla oynuyordu. Okul-kulüp iş birliğinin sporcunun gelişimi için ne kadar faydalı olduğunu bizzat tecrübe ettim. Bizim gençlik dönemimizde Beyaz Gölge dizisi hevesli gençleri basketbol oymaya teşvik ediyordu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni kazandım ve bu sayede Deplasmanlı Kadın Basketbol Ligi'nde yer alan o zamanki adı İstanbul Üniversitesi Spor Birliği Kulübü'ne (İ.Ü.S.B.K.) geçiş yaptım. Kulübün bize verdiği Adidas Centennial ayakkabıların o dönem için ne kadar farklı bir motivasyon olduğunu anlatamam. O ayakkabıların bize belki de profesyonel bir takımdan para almış olmaktan çok daha kıymetli hissettirdiğini dün gibi hatırlıyorum. Ve bunu andıkça gülümsüyorum...
DOĞAN HAKYEMEZ’İN ÜZERİMDE EMEĞİ ÇOK
Fenerbahçe’ye transfer süreciniz ilginç bir olay ile gerçekleşti. Bunu bizimle paylaşır mısınız?
Fenerbahçe Spor Kulübü, kadın basketbolda alt ligden çıktığı ilk sene İ.Ü.S.B.K. kadrosunda yer alan ben ve Derya Taşçı Özyer ile transfer görüşmesi yapmak istedi. Biz görüşmeye gidiyoruz diye evden çıkmıştık ki 1 saat sonra Fenerbahçe bayrağına sarılmış fotoğraflarımız çekildi ve ertesi gün bu, büyük bir haber olarak gazetelerde yer aldı. Ne olduğunu ve nasıl olduğunu kavrayamadan çok büyük bir kulübe transfer olmuştuk! İkimiz de şaşkındık, o hisleri bugün gibi hatırlıyorum. Böylece profesyonel hayata adım atmanın gerçekten ne demek olduğunu anladık. O ana kadar bu işi ne kadar amatör ruhla yaptığımızı fark ettik! Bugün rahmetle ve saygıyla andığım çok değerli Doğan Hakyemez ağabeyimiz sayesinde sponsorlarla çalışmak, Dereağzı'ndaki salonda günde 2 kez antrenman yapmak, deplasmanlara uçakla gitmek, basınla yakın temaslarda bulunmak gibi ayrıcalıklarımız olmuştu.
FENERBAHÇE-GALATASARAY DERBİSİNİ UNUTAMIYORUM
Basketbol kariyerinde unutamadığın bir maç anısını anlatabilir misin?
1990 senesinde Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki şampiyonluk maçının son saniyelerinde 3 kere top elime geçti ama fırsatları değerlendiremedim ve şampiyonluğu kaybettik. Hayatım boyunca çok üzüldüğüm anlardan biridir. Kendimi en çok ben yargılarım zaten ve bu nedenle beni hep kahreden bir anı olarak hafızamda kaldı.
ATAMIZIN VERDİĞİ GÜCÜ KİMSE ELİMİZDEN ALAMAZ!
Sporda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair neler söylemek istersiniz?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusu bizim ülkemizin son günlerde gündemini sıkça kirleten en büyük sorun... Bu karanlık zihniyetle savaşmak zorundayız çünkü bu kafalarla ortak bir noktada sulh için çözüm bulunması mümkün değil. Kadınlar çok güçlüdür onların her türlü zorluğun üstesinden gelme kabiliyeti vardır. Atamızın bize verdiği bu gücü kimse elimizden alamaz! Maalesef bu sadece sporda değil, Türkiye’de ve hatta dünyada her alanda kendini gösteriyor. Bu konuda pek çok kadın örgütü çalışmalar yapıyor ancak bu iş yine bireysel olarak biz kadınlara düşüyor. Her erkek çocuğunu yetiştiren de bir kadın ve ileride o yetiştirdiği erkeğin kadına saygı ve sevgi ile eşit davranması gerektiğini önce evde annesinden öğrenmesi gerekiyor. Kız çocuklarının okula erişiminin engellenmesi veya kızlar ile erkeklerin ayrı okullarda okuması gibi örümcek ağı tutmuş zihniyetlere engel olmak zorundayız. Kız çocuğu tabii ki erkek çocuğu ile aynı sırada eşit şartlarda okuyup büyüyecek ve o erkek çocuğu da o sıralarda kız çocuğu ile eşit olduğunu görerek kızlara saygı ve sevginin ne demek olduğunu bilerek büyüyecek. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusu bizim ülkemizin son günlerde gündemini sıkça kirleten en büyük sorun... Bu karanlık zihniyetle savaşmak zorundayız, çünkü bu kafalarla ortak bir noktada sulh için çözüm bulunması mümkün değil. Kadınlar çok güçlüdür ve onların her türlü zorluğun üstesinden gelme kabiliyeti vardır. Atamızın bize verdiği bu gücü kimse elimizden alamaz…
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Cansu Özbay rüya takıma seçildi: Cansu Özbay yine İzmir'in gururu oldu