Pamukta son umut şubat!
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Pamuk üretiminde dünyanın en büyük 7’nci ülkesi konumunda yer alan Türkiye’de; 2022 pamuk fiyatları üreticisinde hayal kırıklığı yarattı.Sektörle ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, Türkiye’nin pamukta kendi markasını yaratmak zorunda olduğunun altını çizdi. 2022 pamuk sezonuna bütün sektör paydaşlarının büyük bir motivasyonla giriş yaptığını belirten Balçık, bu motivasyonla pamuk ekim alanlarının 430 bin hektardan 560 bin hektara çıktığını vurguladı. Bu olumlu havanın pamuk fiyatlarının düşmesiyle kırıldığını söyleyen Balçık, “2022 yılının başlangıcında sektörün bütün paydaşları; çiftçiler, çırçırcılar ve iplikçiler-tekstilcilerde büyük bir motivasyon vardı. Bunun sebebi de 2021 pamuk sezonu çok güzel geçmiş, 2022’ye 2021’in artılarıyla devam etmiştik. Zaten bu motivasyonla üreticiler ekim alanlarını 430 bin hektardan 560 bin hektara yükseltmişlerdi. Ekim alanlarının bu kadar artması totalde bizim elde edebileceğimiz lif pamuk miktarını da doğru orantılı olarak pozitif etkiledi. 2021 yılında 780 bin ton ürettiğimiz lif pamuk miktarını bir anda 1 milyon ton ve üzerine çıktı. Üretim sezonu gerçekten güzel, verimin yükselmesine sebep olacak şekilde, zararlılığın olmadığı, sulama imkanlarının yeterli olduğu bir periyotta geçti. Hasat ve çırçır sezonu başladığında ise dünyada ve Türkiye’de pamuk fiyatlarında bir kırılma yaşandı. Bunun emareleri temmuz-ağustos aylarında geliyordu ama bu süreç birden hızlandı ve dünyada pamuk fiyatları 120 Cent’lerden 80 Cent’lere geriledi. Bu düşüş Türkiye piyasasında lif pamuk fiyatlarının 60 liralardan 38 liralara gerilemesine sebep oldu” dedi.
SEKTÖRÜN UMUDU ŞUBAT VE MART
Pamuk fiyatlarının düşmesiyle üreticinin moralinin bozulduğunu söyleyen Balçık, Ziraat Bankası kredilerinin pamuk için devreye alınmasının önemine değindi. Yılbaşında tekstil sanayisinde bir kıpırdamanın yaşanması ve kurlardaki baskılamanın kalkmasıyla sektörün rahat bir nefes alabileceğini de belirten Balçık, şu ifadelere yer verdi: “Beklentiler çoğunlukla kütlü pamuğun 20 TL ve üzeri olması şeklindeydi. Ama hasat sezonunda fiyat birden 15 TL’nin altına düştü. Maliyetin 12-13 TL’lerde olması, karlılığın fiyattan dolayı düşük olması üreticinin moralini bozdu. Şu anda o moral bozukluğu devam ediyor. Ancak primde bir iyileştirme yapıldı. 1,15 TL’den 1,60 TL’ye yükseltildi. Bu bir nebze olsun üretici açısından olumlu karşılandı. Ayrıca 76 TL olan mazot-gübre desteklemesi 271 TL’ye çıkarıldı. Bu da hatırı sayılır bir yükselişi ifade ediyor. Yani bu iki desteklemenin artırılması aslında üretici açısından olumlu oldu. Şimdi beklenti Ziraat Bankası kredilerinin pamuk için devreye alınması, bununla birlikte de tekstil sanayide yılbaşından sonra eğer bir kıpırdama olursa ve kurlar da bu kadar baskılanmazsa üreticinin umut ettiği 20 TL ve üzerindeki fiyatlar sanki şubat ve mart aylarıyla birlikte gerçekleşecek gibi duruyor. Bizim böyle bir umudumuz var.”
EKİM ALANLARINDA DARALMA YÜZDE 20
Oluşacak olumlu hava ile birlikte pamuk ekim alanlarında daralmanın yüzde 50 yerine yüzde 20 daralacağını söyleyen Balçık, “Pamuğu çok uzun yıllardır üreten bir ülkeyiz. Tabi mutlaka ülkemizde yine belli bir oranda pamuk ekilecek. Ayrıca üretici diğer ürünlerle karşılaştırma da yapacak. Buğday, mısır başta olmak üzere üreticinin değerlendirebileceği, ekebileceği diğer ürünlerle bir mukayese de olacak. Burada gördüğümüz kadarıyla dengeli bir paylaşım olacak. Zaten biz her sene Türkiye’de pamuk ekiminin 500 bin hektarlar civarında olmasını, istikrarlı bir şekilde sürmesini ve bunun karşılığında da 1 milyon ton lif pamuk üretilmesini hedefliyoruz. Yukarıda bahsettiğim gibi bu dönemde oluşacak tabloya göre üretici de nisan ve mayıs aylarında 2023 sezonu için pamuk ekme kararı alacak. İşte bu olumlu hava yaratılabilirse ekim alanlarında bizim şu an ön gördüğümüz yüzde 40-50 daralma olmaz da yüzde 20’lik bir daralma olur” diye konuştu.
TÜRK PAMUĞUNA MARKA VURGUSU
“Yapmamız gereken en önemli konulardan biri bu saatten sonra kendi ürettiğimiz yerli pamuğumuza sürdürülebilirlik markası kazandırmak” diyen Balçık, “Çünkü sektörden-endüstriden aldığımız geri bildirimlerde 2025’ten sonra konveksiyonel pamuk alışverişinin çok az olacağı, daha çok bettercoton, iyi pamuk organik pamuk ya da bizim kendi markamız olan GDO’suz Türk pamuğu gibi markaların talep göreceği, tüketicinin de buradaki talebinin de artacağı yönünde. Bizim de ona göre uyarlamamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin yeni bir pamuk standardına geçmesi gerekiyor. Bunun örneklerini şu an Brezilya, ABD ve Avrupa Birliği’nde görüyoruz, yaşıyoruz. Onlar da kendi sürdürülebilir pamuk standartlarını hayata geçirmiş durumdalar. Biz bu yarışta geri kalamayız. Çünkü hem bir tekstil-hazır giyim endüstrimiz var hem de ürettiğimiz elimizde hatırı sayılır bir pamuk var. Biz dünyanın 7’nci en fazla pamuk üreten ülkesi konumundayız, bunu yüksek bir verimle gerçekleştiriyoruz. Böyle bakıldığında artık önümüzde yeni bir sayfa açılması lazım. Bu da Türkiye’nin kendi ulusal, sürdürülebilir pamuk standardını hayata geçirmesi olacaktır. Pamukta ikinci yüz yıl hedefimiz bu şekilde. Dünya değişiyor, dünya değişirken de Türkiye her alanda olduğu gibi bu alanda da geri kalmamak durumunda” değerlendirmesinde bulundu.
