[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Prof. Dr. Hasan Sözbilir

Prof. Dr. Hasan Sözbilir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prof. Dr. Hasan Sözbilir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Deprem sonrası Sözbilir’den korkutan açıklama: Yeniden aktif hale gelmiş olabilir Haber

Deprem sonrası Sözbilir’den korkutan açıklama: Yeniden aktif hale gelmiş olabilir

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Malatya'nın Yeşilyurt ilçesinde bugün saat 08.35'te meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremin diri fay sınıfında değerlendirilmeyen bir faydan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Sözbilir, yaptığı açıklamada, "asrın felaketi olarak anılan" Kahramanmaraş merkezli depremlerden bu yana bölgedeki deprem aktivitesinin devam ettiğini ifade etti. SÖZBİLİR: ORADA DİRİ FAY YOK Aşırı stres birikimi nedeniyle özellikle Malatya-Yeşilyurt civarındaki depremlerin çok dikkat çekici yoğunlukta ve birbirine yakın büyüklükte olmaya devam ettiğini anlatan Sözbilir, şunları kaydetti: "Bu sabah Yeşilyurt merkezli 5 büyüklüğündeki deprem diri fay sınıfında değerlendirilmeyen kuzeydoğu-güneybatı uzanımlı bir fay üzerinde gelişmiş olabilir. Türkiye'nin diri fay haritasına bakıldığında depremlerin yoğunlaştığı Yeşilyurt güneyinde çizilmiş bir diri fay olmadığını görüyoruz fakat meydana gelen depremler Doğanşehir ile Yeşilyurt arasında uzanan bir fayın varlığını gösteriyor." DİRİ FAY HARİTASI GÜNCELLENMELİ Türkiye Diri Fay Haritası'nın güncellenmesi gerektiğini kaydeden Sözbilir, "Büyük olasılıkla Yeşilyurt güneyinde var olan fakat 2,5 milyon yıldır deprem üretmeyen bir fay, aşırı stres birikimi nedeniyle yeniden aktif hale gelmiş olabilir. Bu kapsamda özellikle son 5 milyon yıldır deprem üretmemiş fayların da ayrıntılı incelenmesinde yarar var. Arazide yapılacak bilimsel çalışmalarla bunu anlayabiliriz." dedi. Bu haber de ilginizi çekebilir: Malatya'da deprem meydana geldi

Deprem paniği sonrası Sözbilir’den rahatlatan açıklama Haber

Deprem paniği sonrası Sözbilir’den rahatlatan açıklama

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Birinci derece deprem kuşağında bulunan İzmir, bu sabah art arda gelen depremlerle sarsıldı. İlki Buca merkezli 10.9 km derinliğinde meydana gelen 3.9 büyüklüğündeki deprem olurken deprem, ilçede panik havası yarattı. Küçük ölçekli olmasına rağmen vatandaşlarda panik yaratan depreme ilişkin konuşan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Kasım ayındaki depremi işaret ederek “Panik yapacak bir durum yok” dedi. KASIM AYININ ARTÇILARI Depremlerin, Kasım ayında Buca’da meydana gelen depremin artçıları olduğunu belirten Sözbilir, “Depremler, geçtiğimiz Kasım ayında meydana gelen 4.9 büyüklüğünde depremin olduğu bölgede gerçekleşti. Güneyde Doğan Bey’den başlayıp kuzeye doğru Menderes ve Konak’a doğru ilerleyen Tuzla Fayı dediğimiz bir fay var. O fay Buca’ya geldiği zaman doğuya dönüş yapar, bir şekilde çatallanır ve biter orada. Depremler o bölgede yani Tuzla Fayı’nın kuzey-doğu ucunda gerçekleşiyor. Tabii 3.9 ve 3.6 olarak düşündüğümüzde, Kasım ayındaki 4.9 şiddetindeki depremin artçısı olarak görünüyorlar. Orada birden fazla fay parçası var. Fayların bitim yerlerinde saçaklanıp dallanırlar. O küçük küçük depremlerle birbirlerini de tetikleyebilirler” dedi. PANİK YAPACAK BİR DURUM YOK Meydana gelen depremlerin daha büyük bir depremin öncüsü olup olmadığı konusuna da değinen Sözbilir, “Bizim şu anda öyle bir gözlemimiz yok. Bu depremlerin olduğu bölge Tuzla fayının kuzey-doğu ucu ve daha güneyde Kısıkköy tarafında da Dağkızılca fayı var. Bu iki fayın arasında birleşiminin olduğu bölgede meydana gelen depremler. Böyle yerlerde biri belli bir şekilde kırıldığını birbirini tetikleyebiliyor. Bazen deprem fırtınası da olabiliyor ki geçtiğimiz aylarda yaşadık. Bu tür depremleri olağan olarak karşılamak gerekiyor. Büyük bir depremin öncüsü olarak görmemek lazım. Çünkü elimizde böyle bir veri yok. Yani panik yapacak bir durum yok” diye konuştu.

Prof. Dr. Hasan Sözbilir'den, Manisa fayı açıklaması Haber

Prof. Dr. Hasan Sözbilir'den, Manisa fayı açıklaması

Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmayla, Manisa Fayı'ndaki eski deprem izleri tarihlendirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yaptığı açıklamada, Manisa Fayı'nın doğuda Gürle köyünden başladığını ve Manisa il merkezinden geçerek Turgutlu ilçesine kadar uzandığını belirtti. Manisa Fayı'nda gerçekleşen depremler tarihlendirildi "Optik uyarımlı lüminesans" yönteminin kullanıldığı çalışma sonuçlarına göre, tarihsel dönemde Batı Anadolu'daki en büyük depremlerden biri olarak kabul edilen, milattan sonra 17 yılında gerçekleşen depremin Manisa Fayı'ndan kaynaklandığının ortaya çıktığını belirten Sözbilir, 926, 1595 ve 1845 depremlerine ait izlerin de saptandığını aktardı. Manisa ve çevresinde ciddi yıkımlara neden olan son depremin 1845 yılında aynı fay üzerinde gerçekleştiğinin belirlendiğini kaydeden Sözbilir, bunun da fayın 178 yıldan beri stres biriktirdiği anlamına geldiğini belirterek, "Bu sonuç Manisa Fayı'nın yeniden kırılması için belirli bir zaman gerekeceği, bu zaman dilimi içinde Manisa il merkezinin depreme hazırlanabileceği değerlendirilmektedir" ifadelerini kullandı. "Optik uyarımlı lüminesans" yönteminin Manisa fayı üzerinde ilk kez denendiğini belirten Sözbilir, yapılan çalışmanın TÜBİTAK Türk Yerbilimleri dergisinde yayımlandığını da sözlerine ekledi. AA

Deprem bölgesinde sıvılaşma tespit edildi Haber

Deprem bölgesinde sıvılaşma tespit edildi

Prof. Dr. Sözbilir, "Deprem bölgesinde sıvılaşma dediğimiz olay çok aşırı derecede gelişmiş. Normal şartlarda 50-100 metrede görülen sıvılaşmayı Kahramanmaraş merkezli depremlerde kilometrelerce uzunluğunda tespit ettik." dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, normal şartlarda 50-100 metrede görülen sıvılaşmayı, Kahramanmaraş merkezli depremlerde kilometrelerce uzunluğunda tespit ettiklerini söyledi. "Asrın felaketi" olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede fay hatlarını inceleyen Prof. Dr. Sözbilir, AA muhabirine, 6 Şubat'tan beri bölgede olduklarını anımsattı. 6 Şubat'taki ilk depremin ardından fayda yaptıkları incelemede 3 fayın kırıldığını saptadıklarını vurgulayan Sözbilir, bunların Amanos, Pazarcık ve Erkenek segmentleri olduğunu kaydetti. GÜNDE 10 BİN ARTÇI DEPREM OLDU Pazarcık merkezli depremde ciddi bir yıkım yaşandığını anlatan Sözbilir, "Arkasından 9 saat sonra tetiklenmeyle gelişen ikinci büyük deprem 7,6 oldu. O da Çardak ve Doğanşehir fayı. Orada da 2 tane fay birlikte çalıştı. 20 Şubat'ta bu kez Antakya fayı belli ölçekte kırıldı. Şu anda 3 farklı ana şokun artçıları devam ediyor. Bildiğim kadarıyla sayıları 10 bini buldu. Normal şartlarda mesela İzmir'i düşündüğümüzde 2 yılda 10 bini bulmuştu. Burada 20 günde 10 bin artçı deprem oldu." dedi. Sadece faylarda çalışmadıklarını, aynı zamanda binaların neden yıkıldığını ve zemini de incelediklerini ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, özellikle fay üzerine yapılan binaların, yolların, köprülerin zarar gördüğünü çok net bir şekilde gördüklerini aktardı. Zeminle ilgili de çok ilginç şeyler gördüklerini belirten Sözbilir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Deprem bölgesinde sıvılaşma dediğimiz olay çok aşırı derecede gelişmiş. Yani o sıvılaşmanın niteliği o kadar yüksek ki kilometrelerce. Normal şartlarda 50-100 metrede görülen sıvılaşmayı Kahramanmaraş merkezli depremlerde kilometrelerce uzunluğunda tespit ettik. Sıvılaşmayla zemin taşıma gücünü kaybediyor ve bina zeminin içine göçüyor. İşte belli şartları sağlıyorsa sadece eğiliyor, bükülüyor ama sağlayamıyorsa yıkılıyor. Bu Antakya'da çok fazla. Çünkü Antakya aynı zamanda Asi Nehri boyunca kurulmuş bir şehir. Asi Nehri boyunca her yerde sıvılaşmalar ciddi anlamda yüksek düzeyde. Yine Adıyaman'a bağlı Gölbaşı ilçesinin 4'de 3'ü gitmiş. Çünkü gölün eski çökelleri üzerine kurulu. Bu şekilde yıkımların sebebi de aslında 1939 depreminden beri aynı. Fayın üzerinde yapılaşma. Zeminin sıvılaşma tehlikesinin yüksek olması ve binayla ilgili yapı inşaat kalitesindeki, mühendislik çalışmalarının kalitesindeki düşüklük." Prof. Dr. Sözbilir, bölgede 400 kilometre civarında fayı haritalandırdıklarını dile getirdi. ARTÇILAR DEVAM EDECEK  Yine deprem bölgesinde drone çalışması da yaptıklarını aktaran Sözbilir, "AFAD; İHA, SİHA gibi araçları uçurdu. Şu anda bütün faylar AFAD tarafından haritalanmış durumda. Biz de karadan fayın özellikleriyle ilgili bilgi toplamak için 20 gündür çalışmamızı belli bir ölçeğe getirdik. Şimdi veri değerlendirme aşamasına geldik. Bundan sonra nasıl bir durum gerçekleşecek yeni faylar kırılacak mı kırılmayacak mı onunla ilgili kafa yoruyoruz. Bölgede artçıların devam edeceğini öngörüyoruz, çünkü fayların önemli bir bölümü kırıldı. Bölgede kırılmayan faylar tabi ki var ama onların yakın zamanda kırılacağı ile ilgili herhangi bir bilimsel veri yok. Televizyona çıkıp 'yarın Adana kırılacak, bugün burası kırılacak' demek benim için bir anlam ifade etmiyor, çünkü bilimsel dayanağı yok." ifadesini kullandı. AA

Adıyaman ve Hatay’da binaların yıkılmasının en önemli sebebi 'Zemin Sıvılaşması' Haber

Adıyaman ve Hatay’da binaların yıkılmasının en önemli sebebi 'Zemin Sıvılaşması'

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerle büyük kayıplar yaşanan bölgelerde incelemelerini sürdüren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi ile Hatay’ın Antakya ilçesinde yıkılan binaların en büyük sebebinin zemin sıvılaşması olduğunu söyledi. Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık depremlerin ardından incelemelerde bulunmak üzere deprem bölgesine giden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, beraberindeki heyetle birlikte bölgeyi karış karış dolaşarak gerekli envanteri topluyor. "Sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli önlemler alınabilir” Yaşanan felaketi ‘son 100 yılın en büyük depremi’ olarak niteleyen Prof. Dr. Sözbilir, depremlerde meydana gelen yıkımda bazı ilçelerin ortak kaderi paylaştığını söyledi. Önemli bir kısmı sıvılaşma tehlikesi içeren zeminler üzerinde kurulu bulunan Adıyaman’ın Gölbaşı ve Hatay’ın Antakya ilçelerinde çok sayıda binanın, deprem sırasındaki sarsıntının şiddetine dayanamadığını ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, “Depremin ardından binalar düşeyden saptı ve zeminin içine gömüldü. Sıvılaşma tehlikesi, jeoloji ve jeofizik yöntemlerle belirlenebilir. Buna göre de sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli önlemler alınabilir” dedi. “Can ve mal kaybı kaçınılmaz oluyor” Sıvılaşmanın siltli kum zeminlerde gelişen bir olay olduğunu belirten Sözbilir, “Böyle bir zeminde, 10 metreye kadar olan sığ derinliklerde yeraltı suyu var ise deprem sırasında taneler arasındaki gözenek suyu basıncı değiştiğinde, su içinde bulunduğu siltli kum ile birlikte yeryüzüne çıkıyor. Böylece binanın altındaki zeminde hacimsel azalma gerçekleştiğinden, zeminin taşıma gücü azalıyor ve bina zemin içine gömülmeye başlıyor, yan yatıyor, devrilebiliyor veya yıkılabiliyor. Binanın kendisi de iyi projelendirilmemişse, kötü işçilik ve kalitesiz malzeme ile inşa edilmiş ise can ve mal kaybı kaçınılmaz oluyor. İşte Antakya ve Gölbaşı ilçelerindeki yıkımların en önemli nedenlerinden biri de bu. Bu nedenle yerleşim alanlarımızı yeniden inşa ederken sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak zorundayız” şeklinde konuştu. Sözbilir, inceleme için çektiği videolarda zemin sıvılaşması nedeniyle kullanılmaz hale gelen binaları görüntüledi. Binaların, zemine gömüldüğü görülen görüntülerde bazı araçların da zemin sıvılaşması nedeniyle binaların altına sıkıştığı görüldü. İHA

Prof. Dr. Sözbilir: Dünyadaki deprem şiddeti skalası 12'ye kadar. Son yaşadığımız deprem 11 şiddetine kadar çıkmış oldu Haber

Prof. Dr. Sözbilir: Dünyadaki deprem şiddeti skalası 12'ye kadar. Son yaşadığımız deprem 11 şiddetine kadar çıkmış oldu

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yerleşim bölgelerinin altından geçen fayların kırılmasıyla oluşması nedeniyle şiddetinin çok yüksek gerçekleştiğini belirtti. Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgedeki incelemelerini sürdüren Prof. Dr. Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin büyüklüğüyle yaşanan yıkım arasındaki ilişki değerlendirilirken hatalı karşılaştırmalar yapıldığını ifade etti. Sözbilir, depremin şiddetinin "yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü" olarak tanımlandığını ifade ederek, depremin yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerini gösteren şiddet ölçüsünün, büyüklüğün yanı sıra derinlik, uzaklık ve yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılığa göre de değiştiğini aktardı. Pazarcık merkez üslü 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin 11 şiddetinde olduğunu söyleyen Sözbilir, "Dünyadaki deprem şiddeti skalası 12'ye kadar. Son yaşadığımız deprem 11 şiddetine kadar çıkmış oldu. 1 derece kaldı sadece. Dünyada daha büyüğünü ben duymadım. En büyüğü 11 şiddetinde. 12'de yeryüzü şekil değiştiriyor, yer çekimi devre dışı kalıyor." dedi. Türkiye'nin depremler konusunda sıklıkla karşılaştırıldığı Japonya'daki fayların farklı özelliklerinin bulunduğuna işaret eden Sözbilir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Japonya'da daha az yıkım olur. Çünkü orada faylar denizde. Bizdeki faylar ise yerleştiğimiz bölgelerin altında. O yüzden bizde yıkım daha farklı olur ama bizim gibi ülkelerin hepsinde aynı yıkım olur. Yani bizim gibi yapılaşmış ülkelerin hepsinde yıkım aynı olur. Başka ülkelerden daha kötü veya daha iyi değiliz. Dünyada maksimum deprem büyüklüğü 9,5. O, büyüklük anlamında en büyük. Biz 9,5'a göre 7,7 yaşamışız. Yani en büyük depremi yaşamadık ama en şiddetliye yakın bir depremi yaşadık." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.