[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Prof. Dr. Murat Aşkar

Prof. Dr. Murat Aşkar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prof. Dr. Murat Aşkar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

NASA uzmanı, ay programını anlattı Haber

NASA uzmanı, ay programını anlattı

İzmir Ekonomi Üniversitesinde (İEÜ) “NASA’nın Uzay Yolculuğu” konferansına katılan NASA Ames Araştırma Merkezi Görev Sistemleri Yöneticisi Jay Trimble, “Artemis projelerinin Apollon projelerinden temel farkı daha kalıcı ve sürdürülebilir bakış açısıyla gerçekleştirilmesidir. Artemis 1, atmosfer dışı bir misyon olarak gerçekleştirildi. Artemis 2 ise önümüzdeki sene insanlı ilk uzay aracını içeriyor. Artemis 3’te de aya ayak basmayı ve orada kalıcı bir insan varlığı oluşturmayı planlıyoruz” dedi. NASA Ames Araştırma Merkezi Görev Sistemleri Yöneticisi Jay Trimble, İEÜ Konferans Salonu’nda lise düzeyinde yaklaşık 400 öğrenciye “NASA’nın Uzay Yolculuğu” hakkında bilgi verdi. Trimble, “Dünyanın birçok farklı noktasında uzay görevlerine olan ilginin arttığını görüyoruz. 1960’larda aya ilişkin proje Apollon’du ve Apollon’un amacı aya ayak basmaktı. Bu proje çerçevesinde birçok aşama gerçekleştirildi. Benzer bir gelişim süreci Artemis için de geçerli ama çok daha hızlı ilerleyecek. Artemis projelerinin Apollon projelerinden temel farkı daha kalıcı ve sürdürülebilir bakış açısıyla uzay görevlerinin gerçekleştirilmesidir. Artemis 1, atmosfer dışı bir misyon olarak gerçekleştirildi. Artemis 2 ise önümüzdeki sene insanlı ilk uzay aracını içeriyor. Artemis 3’te de aya ayak basmayı ve orada kalıcı bir insan varlığı oluşturmayı planlıyoruz” diye konuştu. Konferansta, İEÜ Rektörü ve TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Destek Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aşkar ve İEÜ Mühendislik Fakültesi Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TUA Başkanı Danışmanı Dr. Fabrizio Pinto da öğrencilere uzay çalışmaları ile ilgili bilgi aktarımında bulundu. Türkiye’deki çalışmalar hız kazandı İEÜ Rektörü ve TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Destek Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aşkar, Türkiye’deki çalışmalarla ilgili şunları söyledi: “Şu anda milli teknolojiler geliştirme aşamasında çok önemli bir noktaya geldik. Daha önce Türksat adını verdiğimiz bir dizi uydumuz vardı. Sanıyorum 2024 sonu, 2025 başında Türsat zinciri uydusunu yerli yapım olarak uzaya göndermiş olacağız. Bu uydu teknolojilerini üretebilmek ve işletebilmek ayrı bir güç. Türkiye, bu teknolojilere sahip olduğunu dünyaya göstermiş olacak. Uzay istasyonuna bir Türk astronotun gönderilmesi ile ilgili eğitimler de yakın zamanda tamamlanmış olacak ve yıl sonu ya da önümüzdeki yılın başlarında Türk astronotları Uluslararası Uzay Üssüne giderek orada bazı deneyleri yapar hale gelecek. Türkiye’nin yürüttüğü bir diğer projemiz de aya uydu göndermek. Gezegenler arası seyahatte belirli bir yörüngeye girmek, o yörüngeden çıkmak, cismin yörüngesine girmek ve hesapları yapabilmek güçlü bir birikim istiyor. Türkiye de bu birikime sahip. Ay programı çerçevesinde Türkiye bunu da gösterecek. Önce Türkiye etrafında yörüngeye girecek. Daha sonra yörüngeden çıkacak, ayın etrafında yörüngeye girecek ve daha sonra ayın yüzeyine sert iniş yapacak. Bu yolda giderken de uzayla ilgili detaylı fotoğraflar çekecek.” Ay programı Konferans hakkında değerlendirmede bulunan Aşkar, “NASA’dan gelen konuğumuz, NASA’nın ay programının başlattığını ifade etti. Ay yüzeyinde gidecek bir aracın tasarımı ile ilgili bizlere bilgi verdi. ‘Son zamanlarda aya gitmekle ilgili programlar niye rafa kaldırıldı?’ soruları vardı. Görünen o ki NASA, ay programını yeniden canlandırmaya karar vermiş” ifadelerini kullandı. İHA

İş hayatına avantajlı başlayacaklar Haber

İş hayatına avantajlı başlayacaklar

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), öğrencilerin staj imkanlarını geliştirmek için bir şirket ile iş birliği protokolüne imza attı. Törende imzalar, Rektör Prof. Dr. Murat Aşkar ve şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Bilsev tarafından imzalandı. "İş birliği geliştirerek gençlerimize yeni kapılar açmaya çalışıyoruz" Türkiye’de üniversite-şehir bütünleşmesinin ilk modeli olarak Kampüsİzmir konseptini hayata geçirdiklerini, kentin tamamını kendi kampüsleri olarak gördüklerini ifade eden Prof. Dr. Aşkar, “Gençlerimizin nitelikli bir eğitim sürecinden geçerek iş dünyasının taleplerini karşılayan bireyler olarak mezun olmasını istiyoruz. Bu amaçla kendimizi sürekli yeniliyor, teknolojik imkanlarımızı geliştiriyor, yurt dışı deneyimine sahip güçlü bir akademisyen kadrosuyla onları geleceğe hazırlıyoruz. Tüm bunları yaparken, öğrencilerimizin mezun olmadan önce iş dünyasını tanıması, çevre ve deneyim kazanması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu amaçla; İzmir’imizdeki seçkin kurumlarla, markalarla iş birliği geliştirerek gençlerimize yeni kapılar açmaya çalışıyoruz. Bilsev Group ile sağladığımız güç birliği de bunun en güzel örneklerinden biri oldu” dedi. Tevfik Bilsev de, iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Ünü artık İzmir sınırlarının dışına çıkan, hatta dünyaya açılmaya hazırlandığımız mutfaklarımızı, yine dünya standartlarında bir üniversite ile bir araya getirmekten mutluluk duyuyoruz. İzmir Ekonomi Üniversitesi ile yapacağımız iş birliklerini günden güne büyüteceğiz” ifadelerini kullandı. İş hayatına avantajlı başlayacaklar İEÜ Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk ise “İş birliği sayesinde çalışma ortamını görüp iş dünyasının taleplerini anlayacak, uzman şeflerden yeni şeyler öğrenerek kendilerini daha geliştirecek olan öğrencilerimiz, yaşıtlarının bir adım önüne çıkacak. Mezun olduktan sonra iş hayatına avantajlı başlayacak” dedi. Protokolle İEÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde okuyan 20 öğrenci, şirket bünyesindeki restoran zincirlerinde stajlarını yapacak. Mezun olmadan önce iş hayatını tanıma fırsatı bulacak gençler, çevrelerini geliştirecek ve edindikleri tecrübe sayesinde kendilerine doğru bir kariyer hedefi belirleyecek. İHA

Güneş ve toprak olmadan 105 türde bitki yetiştirildi Haber

Güneş ve toprak olmadan 105 türde bitki yetiştirildi

Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Mert Kalaycı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar, kapalı alanda toprak kullanmadan led aydınlatma sistemleri ile bitki büyüten bir sistem geliştirdi. 105 farklı bitkiyi üretebilen sistem, daha az su ve elektrik kullanarak ürünlerin tadını yoğunlaştırabiliyor. Hiçbir zirai ilaç kullanılmadan normalden 3 kat fazla hızda bitki büyüten sistem; İsrail, İngiltere ve Makedonya’nın da dikkatini çekti. İzmir Ekonomi Üniversitesinden mezun olan Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Mert Kalaycı, yüksek lisans tezini o dönem danışman hocası olan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar ile birlikte sisteme dönüştürdü. Aşkar ve Kalaycı’nın ’Smart Garden (Akıllı Bahçe)’ adını verdikleri sistem, kapalı alanda toprak kullanmadan led aydınlatma sistemleri ile bitki büyütüyor. Daha az elektrik ve daha su kullanarak evde bile bitki üretmeye yarayan sistem, üç farklı modelde geliştirildi. 105 farklı bitkinin tat yoğunluğunu isteğe göre kat kat artırabilen, ürünleri normalden 3 kat hızlı büyüten Smart Garden sistemi, hiçbir zirai ilaç içermiyor. Projeleri ile pek çok ödül alan ikili, sistemi Antalya, Muğla, Ankara, İstanbul ve İzmir’e pazarlamaya başladı. Ayrıca sistem; İsrail, İngiltere ve Makedonya’ya da numune ürünler gönderdi. Yüzde 95 daha az su kullanılıyor Projenin çıkış noktasının, hızlı nüfus artışı ve küresel ısınma olduğunu belirten Mert Kalaycı, Türkiye’de son 10 yılda toprak verimliliğinin yüzde 23 azaldığını, ürün kayıplarının ise yüzde 40’lara vardığını kaydetti. Kalaycı, “Sistemimizde geleneksel tarıma oranla yüzde 95 daha az su kullanıyoruz. Hiçbir zirai ilaç kullanmadan 12 ay kesintisiz üretim yapabiliyoruz. Burada böcek yok, hastalık yok. Ürünler kontrollü ortamlarda büyüyor. Elimizde şu anda 105 farklı bitkinin verisi var. Havuç, patates, gül, kekik, pamuk, domates gibi aklınıza gelebilecek neredeyse her ürünü bu sistemlerle büyütebilirsiniz” dedi. 200 watt yerine 33 watt harcıyor Üç farklı iş modeli kurguladıklarını ifade eden Kalaycı, “Geliştirdiğimiz sistemlerle mega tesis kuruyoruz. Yani raflı sistemlerle şehrin göbeğinde lojistiği ortadan kaldıran ve karbon salınımını en aza indiren sistemler geliştirdik. Bizim geliştirdiğimiz donanım sistemleri, globaldeki rakiplerimizin 200 watt ile aydınlattığı alanı 33 watt ile aydınlatarak 25 günlük periyotta bitki büyütebiliyor” ifadelerini kullandı. Mutfak tezgahından sofraya Raflı sistemin yanı sıra masa üstü sistemlerinin de bulunduğunu aktaran Kalaycı, “Masa üstü model de 6 watt’lık bir sistemimiz. Bu sistemle evinizde ayda yaklaşık 7-8 liralık elektrik harcayarak 6 farklı bitki büyütebilirsiniz. Bunun için özel tohum da gerekmiyor. Çünkü tohum çalıştığı sürece bizim sistemimiz onu büyütebiliyor. Besin tüketimi, kuruş maliyetine denk geliyor. Yani bir kere tohumu atıyorsunuz ve sonra onu unutuyorsunuz. Sistem, 25-30 günde bitkiyi büyütmüş oluyor. Yeşil yapraklı ot türlerinde siz koparttıkça o büyümeye devam ediyor. Kekik, nane, roka, fesleğen, dereotu, maydanoz, marul gibi pek çok ürün bu şekilde üretilebiliyor” sözlerine yer verdi. Ofiste domates ve limon ağacı Üçüncü modelin ise sera aydınlatma sistemleri olduğunu belirten Kalaycı, “Topraksız tarım seraları zaten Türkiye’de yaygın. Fakat 40 dönümlük bir domates serasında bile yazın 120 ton verim elde ederken, kışın 40 ton verim elde ediyorsunuz. Yani 80 tonluk bir verim kaybı söz konusu. Biz bu sistemlerle yazın da kışın da maksimum üretim fırsatı vermiş oluyoruz. Geliştirdiğimiz projektör sistemleri, kapalı ortamlarda üretim imkanı veriyor. Ofis ortamında domates, limon ve portakal ağacı yetiştirebilirsiniz. Burada da rakiplerimize oranla çok daha az elektrik harcıyoruz. Hollanda’daki bir rakibimiz yaklaşık 300 watt elektrik harcarken, biz 44 watt ile aynı foton değerlerini sağlıyoruz” diye konuştu. Yurt dışına numune ürünler gönderildi Bitkinin tadına müdahale edebilecek bir sistem geliştirdiklerini söyleyen Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin kekiğin bir yaprağındaki tat yoğunluğu, bizim sistemle bir dalına eşit oluyor. Aynı bitkiyi aynı besin solüsyonunda daha sulu, daha yoğun tatlı, daha kuru şekilde yetiştirebiliyoruz. Bunu yaparken de hiçbir zirai ilaç kullanılmıyor. Globalde tat alanında çalışan fazla firma yok. Sadece büyüyüp büyümediği kontrol ediliyor. Biz ayrıca bazı bitkileri 3 kat hızlı büyütebiliyoruz. Bu sistemlerin birçok avantajı var. Ekim-dikim faaliyeti olmuyor, lojistik faaliyeti olmuyor. Ortam tamamen sağlıklı olduğu için ürünü yıkama gibi bir sorun da olmuyor. Direkt dalından kopartarak tüketebiliyorsunuz.” “Gurur verici” İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar da projeye ilişkin şunları söyledi: “Proje, dünyadaki benzer projelerle aynı zamanda başladı. Ön çalışma sonucunda böyle bir sistemin yapılabilirliğini ortaya koyduk. Daha sonra Mert buna yüksek lisans tezi olarak devam etmek istedi. Birlikte çalışmaya başladık. TÜBİTAK’tan bir proje desteği alındı ve ilk testlerimize başladık. Değişik bitkilerin değişik ışık tayfları altında ve değişik sürelerde nasıl büyüdüklerini ölçtük. Şu an geldiğimiz noktada masa üstü set, kapalı mekanlarda yapılacak ürün seti ve seralarda kullanılacak projektör seti oluşturmuş olduk. Öğrencimle böyle bir projeye imza atmak gurur verici. Mert’in çalışmaları çok tatmin edici ve gurur vericiydi. İnşallah ileride dünyaya açılan bir projemiz olacak.” İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.