[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#prostat

prostat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, prostat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanı anlattı: Prostat hastaları yazın daha rahatken, kışın daha çok sıkıntı yaşar Haber

Uzmanı anlattı: Prostat hastaları yazın daha rahatken, kışın daha çok sıkıntı yaşar

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, erkeklerde görülen prostat hastalığı hakkında açıklamalar yaptı. Prostat hastalığının hafife alınmaması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Yüzgeç, prostat hastalarının yaz aylarına oranla kışın daha çok sıkıntı yaşadıklarını ve 40 yaşından sonra yılda bir defa hekim kontrolü yaptırmaları gerektiğini kaydetti. Prostat hastalığının erkekleri ilgilendirdiğini belirten Üroloji Uzmanı Op. Dr. Veysel Yüzgeç, ''Prostat yeni doğan erkek çocuklarında dahi bulunan yardımcı bir üreme organıdır. 40 yaşından sonra zamanla büyümeye başlar. Büyüyünce hasta, eskisi gibi sağlıklı idrarını yapamaz. Artık idrara daha sık gider ve kesik, çatallı yapar ve idrarını ileri atamaz. Gece birkaç defa idrara kalkar, idrarını tam boşaltana. Özellikle kış aylarında soğuk havalarda bu bulgular daha fazla belirgin olur. Yazın bu hastalar daha rahat ederken kışın daha sıkıntı yaşarlar. Prostat hastalığının tedavisi yoktur sadece ilaçla rahatlama tedavisi vardır. Prostat dokusu et dokusu olduğu için onu yok edecek bir ilaç halen bulunamadı. Prostat dokusu çok büyürse bunu cerrahi, endoskopik ve laparaskopik olarak opere etmek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü belli bir yaştan sonra (40) erkeklerin yılda bir, kendilerini ürolojik muayeneden ve incelemeden geçmeleri önerilir. Gerekli tahliller alındıktan sonra büyümenin ve semptomların derecesine göre rahatlatıcı ilaçlar verilebilir. Her zaman prostat dokusu iyi huylu büyümüyor. Bazen de prostatın kanserleri ile karşılaşıyoruz. Muayene, üriner ultrason ve kan testi (PSA) tanıda önemlidir. Prostat kanserinden şüphelendiğimiz hastaların önce bir tedavisini uygulayıp takibe alıyoruz. 15 gün sonra hastamız tekrar geldiğinde bir daha test istiyoruz. Çıkan sonuçlar yine sıkıntılıysa bu sefer prostata özel dinamik MR, incelemesine geçiyoruz. Çıkan sonuçlar 1’den 4’e kadar derecelendirme yapılır. 1 ve 2 de normal kabul edilirken, 3 ve 4’te biyopsiye gidiyoruz. Prostat kanseri tanısı alan hastalarımıza kanser evrelemesi yapıp, kanser prostat dışına çıkmamışsa, (total orostatektomi) değişik bir cerrahi yöntem uyguluyoruz'' diye konuştu. ''Prostat geçiştirilecek bir hastalık değil'' Prostat hastalığının geçiştirilecek bir hastalık olmadığını dile getiren Op. Dr. Yüzgeç, “Hasta zamanında opere edilmezse, önce mesane sonrada böbrekler olumsuz etkilenebilir, hasar görebilirler. Rahat işeyemeyenlerde, mesane zamanla normal anatomik yapısını kaybederek bozulmaya başlar. Aşağı doğru yansımayan basınç, yukarı doğru yani böbreklere doğru yansıyınca böbrekte hasar oluşturabilir, hatta böbrek yetmezliğine sebep olabilir. Bu hastalığın şakaya alınacak bir yanı yoktur. Eğer bir erkek 40 yaşını geçmişse ve sık sık idrara gidiyorsa, idrarını tam boşaltamıyorsa, ince yapıyorsa ve ileri atamıyorsa mutlaka en yakın zamanda bir üroloji uzmanına gözükerek muayene olması önerilir. Prostat hastalığı ilaçla yok edilemez, ilaçlar sorun bir müddet ötelenmiş olur. Prostat hastalığının nihai tedavisi cerrahidir. Her hastayı cerrahiye almak da uygun değildir. Hastalarımız ilaçla tedavi alırken dahi prostatları büyümeye devam eder. Rahatlatan ilaç bir süre sonra rahatlatmaz olur. İlaç etki etmediği için şikayetler giderek artar. Bu evrede ise ameliyatın devreye girmesi gerekiyor. Prostat kanserlerinde, hastalık, tahlil, MR ve biyopsi ile kesinleştikten sonra, ardından evreleme yapıp, hastalık prostatın dışına çıkmamışsa, endoskopik, laparoskopik veya robotik cerrahi işlemle tedavi yapılır” dedi.

10 yıl ara ile aynı doktor derdine derman oldu Haber

10 yıl ara ile aynı doktor derdine derman oldu

Hastanın yaşı sebebiyle riskli bir operasyona imza attıklarını ifade eden Prof. Dr. Burak Turna, bu alandaki deneyimleri ve teknolojik altyapı ile beraber hastayı sağlığına kavuşturduklarını ifade etti. Operasyon hakkında konuşan Prof. Dr. Burak Turna, “Tevfik bey, 10 yıl önce robotik yöntemle prostat kanserini tedavi ettiğim bir hastamdı. Bundan yaklaşık 1 ay önce sağ böbreğindeki kitle nedeniyle bize başvurdu. Yapılan tahlil ve tetkikler sonucunda sağ böbreğin alınmasına karar verdik. Tevfik beyin çeşitli sağlık sorunları vardı ve yaşı itibariyle de bu ameliyat riskliydi. Bu ameliyatı laparoskopik (kapalı) yöntemle gerçekleştirdik. Operasyonu bir hafta önce tamamladık. Şu anda kendisi kontroller için hastanemize geldi. Genel sağlık durumu çok iyi. Ürolojinin iki teknolojik yöntemini de kullanarak hem prostat kanserini hem de böbrek kanserini tedavi etmiş olduk. Kendisine sağlıklı bir ömür diliyoruz” ifadelerine yer verdi. Hastanın iyileşme ve normal yaşamına dönme süresi kısalır Robotik cerrahinin hastalara ve hekimlere avantaj sunduğunu aktaran Prof. Dr.Turna: “Robotik cerrahi ya da robot yardımlı cerrahi, küçük kesilerden girilerek bazı ameliyatların gerçekleştirilmesi işlemidir. Hem hasta hem de cerrah için avantajları olan robotik cerrahide, el bileğini model almış kollar yardımıyla yüksek çözünürlüklü üç boyutlu görüntülerin eşliğinde cerrahi müdahale yapılmaktadır. Geleneksel açık ve kapalı ameliyat teknolojilerinin kısıtlamaları aşılarak karmaşık ameliyatların yapılmasını sağlamaktadır. Bu yöntem genellikle küçük kesilerle robot kolların vücuda müdahalesiyle gerçekleştirilir. Geleneksel yöntemlere göre daha fazla hassasiyet, esneklik ve kontrol sağlayan bu teknoloji hekim hatasını en aza indirir. Küçük kesi ile gerçekleştirilen operasyon hastanın vücudundaki travma ve kanamayı da en aza indirger. Böylelikle hastanın iyileşme ve normal yaşamına dönme süresi de kısalır. Ameliyat sonrasında hasta ve hasta yakınları açısından avantaj sağlar” dedi..

Prostatta mikroplastik tespit edildi Haber

Prostatta mikroplastik tespit edildi

Üniversiteden Prof. Dr. Yalçın Tepe, Prof. Dr. Ural Oğuz, Doç. Dr. Erhan Demirelli, Doç. Dr. Ercan Öğreden, Doç. Dr. Mehmet Giray Sönmez, Dr. Öğretim Üyesi Doğan Sabri Tok, Dr. Handan Aydın ve Dr. Murat Kodat'tan oluşan ekip tarafından 2021 yılında başlatılan çalışma, bu yıl tamamlandı. Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ural Oğuz, yaptığı açıklamada, mikroplastiklerin ağız, solunum ve cilt teması yoluyla insan vücuduna girebildiğini söyledi. Oğuz, son yıllarda özellikle mikroplastiklerle ilgili araştırmaların çok arttığını belirterek, şöyle konuştu: "Bilim insanlarının bu konuda çok ilgili olduğunu görmekteyiz. Plasentada, anne sütünde, kanda mikroplastik saptandığı gösterildi. Mikroplastiklerin kanda gösterilmesinden sonra bu çalışma fikri ortaya çıktı. Bu çalışma ile literatürde ilk defa, mikroplastiklerin insan prostatında biriktiğini, kümelendiğini göstermiş olduk." Bu çalışmanın gelecekte çok daha yeni çalışmalar için esin kaynağı olacağına inandıklarını vurgulayan Oğuz, "Mikroplastik niçin önemli, yapılan çalışmalarda kanserle ilişkilendirildiğine dair çok önemli kanıtlar ve veriler var. Keza bazı kanserlerde agresifliğini de etkileyeceğine dair yorumlar yapılmakta. Bu çalışma ile prostatta plastiği saptadık ancak bunun prostat kanseri ile ya da alt üriner sistem semptomları ile bir ilişkisi var mı yok mu henüz bilinmiyor. İnanıyoruz ki bu çalışma gelecekte çok daha yeni çalışmalar için bir esin kaynağı olacaktır." diye konuştu. Oğuz, araştırmaların sonuçlarının uluslararası bir dergide yayınlandığını, araştırmanın dünya literatüründe prostat dokusundaki mikroplastiklerin birikimini bildiren ilk çalışma olma özelliği taşıdığını söyledi. Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Demirelli ise 57-88 yaş aralığında 12 hasta üzerinde araştırmanın gerçekleştirildiğini söyledi. Demirelli, şunları kaydetti: "Son yıllarda mikroplastik üzerine çıkan yayınlar özellikle kanda mikroplastiğin gösterilmesinden sonra kanın beslediği dokularda da mikroplastik var mı diye aklımıza bir fikir geldi. Bu fikir üzerine prostat dokusunda mikroplastik araştırdık. Tüm hastalarımız BPH dediğimiz iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle TUR-P yani kapalı yöntemle prostat ameliyatı yapılan hastalardı. Bu hastaların 7'si şehirde, 5'i de kırsalda yaşıyordu." Mikroplastik etkeni olarak pek çok faktörün mevcut olduğunu söyleyen Demirelli, "Diş fırçalama, diş dolgusu, plastik şişe, plastik kaplı yiyecekler, bunların hepsi mikroplastik ihtivası açısından önemli. Bu gibi ürünleri kullanan kişilerde daha fazla mikroplastik saptanıyor. Burada bizim çalışmamızın önemli iki yönü şudur; birincisi, bütün hastalar pet şişe ile su tüketmesine rağmen, pet şişelerin ihtiva ettiği plastik türünü hiçbir hastada saptamadık, ikincisi ise kırsalda yaşayan hastaların daha az mikroplastik oranına sahip olduklarını gösterdik." diye konuştu. "Daha çok poliamid grubu mikroplastiğe rastlandı" Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Tepe de laboratuvarlarında numuneleri incelediklerini söyledi. Tepe, titiz bir çalışma yürüttüklerine dikkati çekerek, "Tıp fakültesinden gelen prostat numunelerini ilk etapta yüzde 10'luk potasyum hidroksit solüsyonuna yatırdık. Bir süre sindirme işlemi 'digest' dediğimiz işlemden geçirdik. Daha sonra mikroplastik parçacıklarını bulmak adına filtrasyon sistemimizde filtre ettik. Bu işlemler yapılırken mikroplastiklerin bulaşmasını önlemek adına titiz çalışma yaptık." dedi. Tepe, şöyle konuştu: "Süzme işlemlerinden elde ettiğimiz örnekleri filtre kağıtlarıyla mikroskop ve kimyasal görüntülerini elde ettik. Mikroskopta fiziksel muayenesi yapıldı. Buradaki görüntüleri yayınımıza da koyduk. Genelde küre şeklinde çıktı. Az miktarda da pelet ve lif şeklinde de plastik parçacıklar kaydedildi. Daha sonra da daha ileri bir aşama olarak FTIR'da kimyasal analizlere tabi tuttuk. Bu kimyasal analizler sonucunda da daha çok poliamid grubu mikroplastiğe rastlandı. Bu hastaların da çoğu şehirde yaşayan hastalardı. Prostatta mikroplastik tespit edilen 6 hasta da şehirde yaşayan hastalardan."

Prostat ve meme kanserinde kullanılabilecek ilaca patent Haber

Prostat ve meme kanserinde kullanılabilecek ilaca patent

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Gerçek ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Güzel ve öğrencisi Betül Yaşin’in "Kanser Tedavisinde İlaç Adayı Olarak Kullanılabilecek Arilidin Barbitürat Türevi Özgün Moleküller" başlıklı ortak çalışmasına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent verildi. Çalışmanın sentez kısmı Prof. Dr. Gerçek tarafından gerçekleştirilirken; sentetik olarak üretilen özgün moleküllerin anti-kanser aktivitesi ise Prof. Dr. Güzel ve doktora öğrencisi Yaşin tarafından tespit edildi. Yapılan testler sonucunda, bu moleküllerin tirozin kinaz inhibitörü olarak kullanılabileceği belirlendi. “Sentezlenen moleküller yumuşak doku kanserinde çok etkili oldu” Anti kanser ilaçları üzerinde yapılan çalışmalarda sentezlenen maddelerin kanserli hücrelerin üzerinde etkili olduğunu ifade eden Gerçek, “Yeni sentezlediğimiz maddelerin tirozin kinaz enzim inhibisyonunu kanıtlayarak sonuçlandırdık. Bu proje kapsamında pek çok yeni ürün sentezledik. Bunların sentezi üniversitemizde gerçekleştirildi. Sentezlenen ürünlerin anti kanser aktivitelerini Prof. Dr. Mustafa Güzel ve doktora öğrencisi Betül Yaşin çalıştılar. Pek çok kanserli hücre hakkında moleküllerin aktivitesi çalışıldı. Özellikle yumuşak doku kanserlerinde çok etkili olduğu bulundu. Bunun üzerine biz de patent başvurumuzu gerçekleştirdik. Patentimizi de aldık, çok mutluyuz. Dileriz pek çok ortak çalışmayla bu buluşlarımız devam eder” diye konuştu. “Dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz” Prof. Dr. Gerçek, günümüzde en çok meme ve prostat kanserinin zarar verdiğini ve bu kanser türlerinin tedavisine bir ışık da kendilerinin yaktığını belirtti. Üç yıldır devam eden projenin henüz tamamlanmadığını belirten Gerçek, “Şu anda dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz. Özellikle yumuşak doku derken meme ve prostat kanserinde çok etkili olduğunu kanıtladık. Bizim sentezlediğimiz 8-9 molekül vardı. Bunların türevlerinin aktivitesi de çalışılacak tabi ki. Proje burada bitmedi aslında. Bu bir başlangıçtı. Türevlerine de çalışacağız. Projeyi yaklaşık üç sene boyunca çalıştık. Sonuçlarını daha yeni alıyoruz. İnşallah ilaç olarak görürsek de hepimiz için daha mutluluk verici bir sonuç olacaktır” şeklinde konuştu. Patenti alınan ilaç adayı; eczacılar ve ilaç enstitüleri tarafından ilaca dönüştürülerek satışa sunulabilecek.

İyi huylu prostatın büyümesinde genetik faktörler etkili Haber

İyi huylu prostatın büyümesinde genetik faktörler etkili

İyi huylu prostat büyümesinin tanımını yapan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sezgin Yeni, “Böbreklerden süzülen idrar önce mesaneye (idrar kesesi) gelir. Sonrasında ‘üretra' denilen idrar kanalıyla dışarı atılır. Erkeklerde mesane ile idrar kanalı arasında bulunan prostat bezi yaşla ve hormonların etkisi ile büyüyebilir. Bu duruma iyi huylu prostat büyümesi denilir” diye konuştu. İyi huylu prostat büyümesinin gelişiminde etkili olan hormonun testosteron olduğunu ifade eden Op. Dr. Sezgin Yeni, “Genetik yatkınlık, iyi huylu prostat büyümesini tetikler. Yakınlarında iyi huylu prostat büyümesi olan erkeklerin bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır. Gece uyurken sık sık idrar nedeniyle uyanmak, acil idrar yapma isteği, idrara başlarken bekleme, ıkınma, zorlanma, kesik kesik idrar yapma, idrarını tam boşaltamama, mesanede idrar kalma hissi, idrarı yaptıktan sonra damlama olabilir. Bu belirtiler zaman içinde yavaş yavaş gelişebilir. Bu yüzden hastaların bir kısmı bu şikâyetlerin normal olduğunu düşünebilir” dedi. “Ultrason, PSA ve üroflowmetre tanıda önemli” Teşhis konma sürecinden bahseden Op. Dr. Yeni, şu bilgileri paylaştı; “Prostat büyümesi teşhisinde yapılan tetkikler arasında ultrason, PSA, üroflowmetre (idrar akım testi) önem arz etmektedir. Ultrason ile prostatın büyüklüğü, mesane içine uzanıp uzanmadığı ve mesane içinde deformasyona yol açıp açmadığı anlaşılabilir. PSA prostat kanserinin taranması için kullanılan bir kan testidir. İdrar yolu enfeksiyonu, mesane taşı, sonda takılması veya diğer ürolojik girişimlerde PSA yükselebilir. PSA yüksekliği tespit edildiğinde, prostat kanseri araştırması için prostat biyopsisi veya prostat MR yapılması da gerekmektedir. Bu testler sonucunda kanser tespit edilmezse, iyi huylu prostat büyümesi teşhisi konulabilir.” “İdrar testi ihmal edilmemeli” İdrar testinin iyi huylu prostat büyümesi teşhisi için en önemli testlerden birisi olduğunu söyleyen Op. Dr. Yeni, “Bu testle hekim hastanın ne kadar idrar yaptığını, idrar yapma paternini ve idrar hızını görebilir. Bazı hastalar hafif derecede şikâyeti olduğunu belirtse de, işeme testinde ileri derecede prostat tıkanıklığı tespit edilir. Bu durumda tedavinin başlaması gerekmektedir” dedi. “İlaç ve cerrahi tedavi tercih edilebilir” Tedavi yollarını anlatan Op. Dr. Yeni, “İyi huylu prostat büyümesi tedavi seçeneklerinde ilaç tedavisi ve cerrahi seçenekleri mevcuttur. Hafif dereceli prostat tıkanıklığı olan hastalarda ilaç tedavisi olumlu sonuç vermektedir. Ancak uzun süre ilaç kullanımında ilaca yanıt azalabilmekte ve hastaların şikâyetleri artabilmektedir. İlacı bırakan hastalarda şikâyetler tekrarlayabilir. Orta ve ileri dereceli şikâyetleri olan hastalarda cerrahi tedavi çok daha ön planda tutulmalıdır. Günümüzde kapalı prostat cerrahisi çok ilerlemiştir. HoLEP, THULEP, Bipolep, TURP ile prostat tedavisi başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Bu cerrahilerde komplikasyon oranları düşük, hasta konforu yüksektir. İleri yaştaki hastalar spinal anestezi (belden uyuşturma) ile daha güvenli şekilde ameliyat edilebilmektedir” ifadelerini kullandı. “Zamanında tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine yol açabilir” İyi huylu prostat büyümesi zamanında tedavi edilirse hastaların hayat kalitesinin yükselebileceğini dile getiren Op. Dr. Yeni, “Ancak tedavisi geciken veya tedavi edilmeyen hastalarda prostat büyümesi, mesanenin çalışmasını bozarak böbrek yetmezliğine sebep olabilir. 50 yaşından itibaren her erkeğin, akrabasında prostat hastalığı olan erkeklerin ise 40 yaşından itibaren bir üroloji hekimine muayene olması ve testleri yaptırmasında büyük önem vardır” dedi.

Üroloji uzmanından uyarı: Prostat zamanında tedavi edilmezse ölümle sonuçlanıyor Haber

Üroloji uzmanından uyarı: Prostat zamanında tedavi edilmezse ölümle sonuçlanıyor

Üroloji Uzmanı Dr. İsrafil Ağaoğlu, prostat kanserinin vücutta sinsi bir şekilde ilerleyen bir hastalık olduğunu belirtti. Normalde 45-50 yaşından sonra erkeklerde büyümeye başlayan bir organ olan prostatın, bazen kanser olmayan normal dokularla (adenom) büyüdüğünü, bazen ise nadir de olsa kanserleştiğini ifade etti. "Yüzde 5 veya yüzde 10 oranında kanser olarak büyüyebilir ve bu durum hayatı tehdit edebilir" diyen Dr. Ağaoğlu, her erkeğin 45-50 yaşından sonra düzenli olarak üroloji doktoruna muayene olması gerektiğini vurguladı. Basit bir elle muayene ve kan tahlili ile bu durumun tespit edilebileceğini belirten Dr. Ağaoğlu, şüphelenildiğinde prostattan parça alınarak tanının konulabileceğini ve gerekli tedavinin yapılabileceğini dile getirdi. Prostat kanserinin ilaç tedavisi veya ameliyat ile tedavi edilebileceğini, son zamanlarda teknolojinin gelişmesiyle artık bu ameliyatların robotlarla yapılabildiğini ifade etti. Dr. Ağaoğlu, prostat kanseri ameliyatlarını artık Mardin gibi ileri teknolojiye sahip merkezlerde gerçekleştirebildiklerini, birkaç gün önce daha ağır vakalarda başarılı operasyonlar gerçekleştirdiklerini ve hastaların kısa sürede taburcu edildiğini belirtti. Erken tedavi edilmediğinde hastalığın ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çeken Dr. Ağaoğlu, "Prostat kanseri çok ciddi bir kanser türüdür. Zamanında tedavi edilmez, tespit edilmez veya göz ardı edilirse, akciğer, beyin ve kemiklere sıçrayabilen bir kanserdir. En kötü durumda ölümcül bir sonuca yol açabilir" şeklinde konuştu.

Bu şifalı su prostata iyi geliyor Haber

Bu şifalı su prostata iyi geliyor

Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesi Kestelek Mahallesi’nde bulunan Kara Osman Çeşmesi’nden akan su iddialara göre şifa dağıtıyor. YAZIN SOĞUK, KIŞIN SICAK AKIYOR Prostata iyi geldiği söylenen suya çevre illerden gelen vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Yaz aylarında soğuk, kış aylarında ise sıcak aktığı söylenen çeşmenin yapılış tarihi bilinmemekle beraber Çanakkale savaşı esnasında kan aktığı rivayet ediliyor. NE ZAMAN AKMAYA BAŞLADIĞI BİLİNMİYOR Çeşmeden akan suya çevre illerden birçok kişinin su doldurup memnun kaldığını söyleyen Kestelek Mahalle Muhtarı Kemal Doğru, “Mahallemiz sınırları içerisinde bulunan ‘Kara Osman Çeşmesi’nden akan şifalı suyun prostata iyi geldiği söyleniyor. Şehir dışından çok sayıda vatandaş buraya gelip şifa bulduğunu söylüyor. Bu suyun ne zamandan beri aktığı bilinmemekle beraber devamlı akıyor. Bakımları 1975 senesinde yapılmış. Çanakkale Savaşında bu çeşmeden kan aktığı rivayet ediliyor. Tabi ne kadar doğrudur bilemeyiz. Suyu içen insanlar tarafından prostata iyi geldiği söyleniyor. Kendi köyümüzden içenler rahatladıklarını söylüyor. Buraya Eskişehir’den, Kütahya’dan, Ankara’dan gelenler var. Arayan çok kişi var. Uzak yerlerden arayan insanlar var. Onlara yolu tarif ediyoruz. Sıvı içerdiği için kargoyla gönderemiyoruz ama buraya gelerek isteyenler istediği kadar doldurabilir. Hafta sonu çok kalabalık olduğu için bazen sıra oluyor. Herkes Kestelek Mahallesi sınırları içerisinde Kara Osman Çeşmesi’nden akan şifalı suyu kullanabilir” şeklinde konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.