[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#protesto

protesto haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, protesto haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hayvan ölümleri protestosuna polis müdahalesi Haber

Hayvan ölümleri protestosuna polis müdahalesi

KEMAL ÖZKURT- Gebze Belediyesi'ne ait Sokak Hayvanları Bakım Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi'nin önündeki çöp konteynerlerinde 51 sokak hayvanının ölüsü bulunması üzerine İzmir Yaşam Hakkı Savuncuları AK Parti Konak İlçe Başkanlığına yürüyerek durumu protesto etmek istedi. Kolluk kuvvetleri yürüyüş yapmak isteyen gruba sadece basın açıklaması izni bulunduğu gerekçesiyle müdahale etti. Uzun süre polis müdahalesine direnen grup İzmir Barosu önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi. BASINA VE KAMUOYUNA: AK Parti ve ittifakının yerel yönetim seçimlerinin yenilgisi ile köpekler için "başıboş, saldırgan, hastalıklı, gibi söylemlerde bulunarak hayvanlara ve hayvanseverlere karşı etik dışı tutum sergilendiği belirtilen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Sokakta yaşayan hayvanlar kana susamış bu iktidar tarafından sahte haberlerle, troll ordularıyla, nefret söylemleriyle hedef gösterildiler. Hayvanları bilinçli ve örgütlü bir şekilde hedef gösteren bu zalimler, ürettikleri nefretin kimlere cesaret vereceğini, nelerin önünü açacaklarını bilerek bunu yaptılar. Bu yasanın katillere cesaret vereceğini, barınaklardaki hayvanların birer birer katledileceğini biliyorduk. Yasa mecliste henüz tartışılırken dahi ülkenin her yerinde hayvanlara yönelik şiddet haberleri çığ gibi artarak devam etti. Biz yaşam hakkı savunucuları, en başından beri bu yasa tasarısının AK Parti ve ortakları tarafından ilmek ilmek örülen bir nefret projesi olduğunu haykırdık ve haykırmaya devam ediyoruz. Bizler yıllardır bu ölüm kamplarında yaşananların tanığıyız! AK Parti ve MHP'nin kapalı kapılar ardında ve halkın ezici çoğunluğuna rağmen meclisten geçirdiği katliam yasasının yönetmeliği dahi yürürlüğe girmemişken ülkenin her yerinden katliam haberleri almaya devam ediyoruz. Katliam yasasının öngördüğü vahşetin, katliamın boyutu zaman geçtikçe gün yüzüne çıkıyor. Altındağ ve Niğde Barınaklarında yaşanan vahşetlerin ardından Gebze Barınağı'ndan kamuoyuna yansıyan görüntüler buzdağının yalnızca görünen yüzünü oluşturuyor. İğnelerle katledilen ve poşetlerin içinde can çekişirken çöp konteynırlarına atılan kediler ve köpekler, AK Parti ve MHP'nin karanlığının ta kendisidir! Her gün görülmektedir ki, bu kan ve zulüm kokan yasa katliamdan başka bir şey getirmemektedir. Sokakta yaşayan hayvanlar yaşam alanlarından alı konulup, barınak adı altındaki ölüm kamplarına hapsedilip işkence ile katledilirken bundan bihaber olan kolluk güçlerinin, hayvanları katleden katilleri "güvenli" bir şekilde koruyarak dışarı çıkardığına ve hayvan hakları savunucularının önüne barikat kurduğuna şahit oluyoruz. Gebze Barınağı'nda her gün 50 hayvanın katledilerek çöplere atıldığı görüntüler basına yansımışken, Jandarma ise Gebze'ye giriş çıkışları yasaklıyor! İşte "Kimse bizim merhametimizi sorgulamasın, ders vermeye kalkmasın. Sokaktaki hayvanları barınaklarda toplayacağız. Hepsini sahiplendireceğiz." diyen Erdoğan'ın ve AK Partili vekillerin bahsettiği güzel barınaklar! Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ise, hayvanların belediye tarafından katledildiği videolar ortadayken aklımızla dalga geçer gibi köpeklerin zaten ölü ve hasta olduğu açıklamalarını yapıyor. Bu kanlı yasada parmağı olan, yasayı fırsat bilip hayvanlara zarar veren, denetlemeyen, herkes bu katliamların sorumlusudur. İlk günden beri söylediklerimizi, bir adım geri atmadan tekrar haykırıyoruz. Yarattığınız korku, düşmanlık ve nefret ortamında bile halkın %85’i katliam yasanızı reddediyor. Aldığınız talimatlarla istediğiniz kadar evcilik oynayın, el kaldırıp indirerek hayvanların katlini oylayın, yasa diye sokaktaki hayvanlara reva gördüğünüz, bizlere dayattığınız bu vahşetin hiçbir meşruluğu yok! Yasal olan her şey meşru değildir! Son olarak buradan Anayasa Mahkemesi'ne sesleniyoruz: Yaşam hakkı savunucuları olarak belirtmek isteriz ki, Altındağ, Niğde, Gebze ve tüm ölüm kamplarında yaşanan vahşetler münferit değildir. Katliam ve tecrit yasası yürürlükte olduğu sürece bu katliamlar devam edecektir. Bu yasa derhal iptal edilmeli, azmettiriciler ve sorumluluklarını yerine getirmeyenler yargılanmalı, hayvanların yaşamları caydırıcı yasalarla güvence altına alınmalıdır.''

Olimpiyat futbol maçında İsrail protestosu: Haber

Olimpiyat futbol maçında İsrail protestosu: "Soykırım Olimpiyatları" pankartı açıldı

Erkekler D Grubu'nda İsrail ile Paraguay arasında Parc des Princes Stadyumu'nda oynanan maçta bir grup taraftar, aylardır Gazze'ye yönelik saldırılarını sürdüren ve olimpiyatlardan menedilmesi istenen İsrail'i protesto etti. Filistin bayrakları taşıyan taraftarlar, "Soykırım Olimpiyatları" yazılı pankart açtı. Olimpiyatlar öncesinde uluslararası kamuoyunda Rusya'ya olduğu gibi İsrail'e de boykot uygulanması gerektiği yönünde sesler yükselmiş, İsrail'in olimpiyat müsabakalarından menedilmesi ve hiçbir karşılaşmada İsrail bayrağına yer verilmemesi istenmişti. Ancak olimpiyatların düzenlenmesinden sorumlu Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), İsrail'in menedilmesi yönünde karar almadığı gibi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının çok farklı durumlar olduğunu öne sürerek, İsrail'e Rusya'ya uygulandığı gibi bir yaptırım uygulanamayacağı yorumunda bulunmuştu. Organizasyona 10 bin 500 sporcu katıldı Macron, İsrailli sporcuların kendi bayraklarıyla müsabakalara katılabilmesinin gerektiğini savunmuştu. Fransa, 11 Ağustos’a kadar sürecek olimpiyatlara ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 16 milyon turistin beklendiği Paris'te düzenlenen organizasyona 206 delegasyondan 10 bin 500 sporcu katılıyor. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 172'si çocuk, 10 bin 798'si kadın olmak üzere 39 bin 324 Filistinli öldü, 90 bin 830 kişi yaralandı.

Üniversite öğrencilerinden İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına protesto Haber

Üniversite öğrencilerinden İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına protesto

Türkiye'nin birçok şehrinde başta üniversite öğrencileri, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını protesto etmek ve Gazze halkına destek olmak için yürüyüş yaptı. İstanbul Zeytinburnu'nda, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) üyesi üniversite öğrencileri, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde yerlerinden edilen sivillerin kampına düzenlediği saldırıyı protesto etti. Biruni Üniversitesi'nin önünde toplanan derneğin İstanbul Üniversiteler Komisyonu üyeleri, tekbir getirip, İsrail ile ABD aleyhine slogan attı. AGD İstanbul Üniversiteler Komisyonu Başkanı Fatih Karagül, basın açıklamasında, Filistin davasını kalbinin tam orta yerinde taşıyan kişiler olduklarını söyledi. Zalimin zulmünü haykırmak ve İsrail'in vahşice katlettiği masum Gazze halkına destek vermek için meydanlarda olduklarını dile getiren Karagül, "Gazze'yi ve Filistin halkını asla yalnızlığa terk etmeyeceğiz. Yüzyıla yakın süredir İslam topraklarını işgal ederek, kadın, yaşlı, çocuk demeden katlederek, habis bir kanser gibi büyüyen katil İsrail, 26 Mayıs Pazar akşamında bir kez daha cani bir devlet olduğunu göstermiştir. Yıllardır Gazze'de soykırımda bulunan Siyonist İsrail, 26 Mayıs günü yeni bir caniliğe imza atmış ve Filistin halkının haklı direnişleri karşısındaki başarısızlıklarını unutturmak için Refah'ta onlarca Filistinliyi bombalarla yakarak şehit etmiştir." diye konuştu. Karagül, Refah'a sığınan masum sivillerin üzerine bombalar yağdıran İsrail'in yine insanlık suçu işlediğine dikkati çekerek, "Daha yürüme çağına gelmemiş bebekleri diri diri yakan bu Siyonist çete bütün dünyanın tepkisine rağmen herkesin gözü önünde terör eylemleri gerçekleştirmeye devam etmektedir. Tüm dünyanın sessizliğinden aldığı cesaretle katil Siyonistler, insanlıktan uzak bir halde terör saldırılarını sürdürürken gerçekleşen bu son saldırı artık sözün bittiği yer olmuştur." ifadelerini kullandı. Gruptakiler, basın açıklamasının ardından dağıldı. İHH, Özgür-Der, Yedi Hilal ve Marmara Yeni Nesil'in de aralarında bulunduğu STK'lere üye üniversiteliler de Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi'nin önünde toplandı. Türk ve Filistin bayrakları taşıyan ve üzerinde "Gazze için kampüsler ayağa, yaşasın küresel intifada" yazılı pankart açan grup, "Yaşasın ümmet dayanışması", "Katil İsrail Filistin'den defol", "Katil ABD Orta Doğu'dan defol", "Batı'nın yalanı insan hakları" ve "Kahrolsun Amerika emperyalizmi" sloganları attı. Burada grup adına basın açıklamasını okuyan Muhammed Taha İpek, İsrail'in önceki gece "2371 Blok" adını verdiği ve 4 gün önce güvenli bölge olarak nitelediği Refah bölgesine sığınan Filistinli sivilleri yakarak şehit ettiğini söyledi. Artık kınama zamanının geçtiğini, üniversitelerde, kampüslerde, dersliklerde ve meydanlarda buğzetmenin ötesine geçip harekete geçme zamanı olduğunu belirten İpek, "Biliyoruz ki artık dünyanın dört bir yanı Filistin'dir. Titreyen her yürek, haykıran her dil Filistin için eylemdedir. Bizler de bugünü bir milat bilip Aksa'nın bahçesinde, özgür Filistinli kardeşlerimizin evlerinde tekrardan bir araya geleceğimiz güne kadar, durmadan, yorulmadan inancımızı kaybetmeden ve dünyevi kaygılar gütmeden bu davanın birer fertleri olacağımıza söz verelim." ifadelerini kullandı. İpek, verecekleri bu sözün ilk adımının da özellikle üniversiteler içinde bulunan kantinlerde "zulme ortak hale getiren markaları" boykot etmek olduğunu dile getirdi. Dünyada da insanlığın zulme karşı bir arada olduğuna dikkati çeken İpek, şunları kaydetti: "'Eylemden ne olur' demeksizin her gün her saat Filistin için ribatta olan insanlık, devletleri mutlaka harekete geçirecektir. Bunun örneği geçtiğimiz hafta 3 Avrupa ülkesi olan İrlanda, İspanya ve Norveç'in Filistin'i özgür bir devlet olarak tanımasıydı. Biz inanıyoruz ki bu eylemlerimiz çığ gibi bütün meclisleri saracak ve bütün devletler Filistin'i özgür bir ülke olarak tanıyacak." İstanbul Medipol Üniversitesinin Güney Kampüs'ünde bir araya gelen öğrencilerse "Nehirden denize özgür Filistin" yazılı dövizler taşıyıp, "Kampüsten Gazze'ye direnişe bin selam", "Hamas'a selam direnişe devam", "Filistin'e özgürlük direnişle gelecek" sloganları attı. Grup adına basın bildirisini okuyan Hukuk Fakültesi öğrencisi Hamza Karslı, 8 aydır artarak devam eden İsrail'in zulmünü kınamak için üniversitelerde, kampüslerde, dersliklerde, meydanlarda ve ulaşılabilen her yerde harekete geçilmesi gerektiğini belirtti. İnsanlığın zulme karşı bir arada olduğunu vurgulayan Karslı, şunları kaydetti: "Eylemden ne olur demeksizin, her gün ve her saat Filistin için ribatta olan insanlık, devletleri mutlaka harekete geçirecektir. Bunun örneği, İrlanda, İspanya ve Norveç'in Filistin'i özgür bir devlet olarak tanımasıydı. Bundan sonra ne olacak biliyor musunuz, biz inanıyoruz ki bu eylemlerimiz çığ gibi bütün meclisleri saracak ve bütün devletler Filistin'i özgür bir devlet olarak tanıyacak. Ancak bu bir son değil, aksine yeni bir dünyanın başlangıcıdır. Biz yine inanıyoruz ki bundan bir sonraki gerçek, başkenti Doğu Kudüs değil, bizatihi Kudüs'ün kendisi olan ve içerisinde herkesin barış içinde yaşadığı Filistin devletidir." Öğrenciler, Filistinliler için yapılan duanın ardından eylemi sonlandırdı. Gaziantep Gaziantep Üniversitesi öğrencileri, Türkiye ve Filistin bayraklarıyla üniversite yerleşkesindeki merkez yemekhanesi önünde toplandı. Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Gaziantep Üniversitesi koordinatörü Abdülkadir Göregen, grup adına yaptığı açıklamada, işgalci İsrail'in yıllardır sistematik olarak Filistin halkına katliamlar yaptığını belirterek, "Çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden zalimce soykırım uygulamaktadır. Hiçbir insani ahlaki değerlere sahip olmayan İsrail son 8 aydır zulmünü had safhalara çıkarmıştır." diye konuştu. Filistinlilere desteklerini sürdüreceklerini ifade eden Göregen, şunları aktardı: "Yalnız değiliz, Filistin meselesi artık sadece Müslümanların meselesi olmaktan çıkmıştır. Vicdan sahibi, bütün insanların meselesi haline gelmiştir. Milyonlarca Müslüman, İsrail'in zulmüne sessiz kalırken merhamet sahibi Hristiyanlar, gayrimüslimler ve daha nice din, dil, ırk fark etmeksizin Filistin davasını sahiplenmişlerdir. Bizler tüm bu zulümlerin karşısında durarak Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu herkese ilan ediyoruz. Zalimin zulmünü tüm dünyaya haykıracağız." Öğrenciler daha sonra şehit edilen Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kıldı. Edirne Trakya Üniversitesinde (TÜ) İsrail'in Refah kampına yönelik saldırısı protesto edildi. AK Parti Gençlik Kolları Üniversiteler Teşkilatı (ÜNİAK) ve İHH İnsani Yardım Vakfı Edirne Temsilciliği organizasyonuyla öğrenciler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu ve dernek temsilcileri, Bolca Ana Yemekhanesi önünde toplandı. Türk ve Filistin bayrakları ile "Gazze'de soykırım var", "Çocuklar uyurken sessiz olunur, ölürken değil", "Hepimiz Gazzeliyiz, hepimiz Hamasız", "Özgür Filistin" yazılı dövizler ve "Türkiye'nin üniversiteleri de ayağa kalkmalı" yazılı pankartlar taşıyan grup, slogan atarak Rektörlüğe kadar yürüdü. TÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu da karşıladığı gruba destek verdi. Peygamber Sevdalıları Vakfı Trakya Bölge Koordinatörü Ömer Bozkurt, yaptığı açıklamada İsrail'in 8 aydır devam eden soykırımının günden güne artarak devam ettiğini söyledi. Artık kınama zamanının geçtiğini, tüm dünyanın harekete geçmesi gerektiğini belirten Bozkurt, "Bizler sözümüzü verdik, ne bir başınayız ne de yalnızız. Bütün dünya ve bütün insanlık zulme karşı bir arada. Eylemden ne olur demeksizin, her gün ve her saat Filistin için ribatta olan insanlık, devletleri harekete mutlaka geçirecektir. Bunun örneği geçtiğimiz hafta İrlanda, İspanya ve Norveç'in Filistin'i özgür bir devlet olarak tanımasıydı." dedi. Eylemlerin tüm dünyayı sararak meclisleri harekete geçireceğini ifade eden Bozkurt, zaferin inananların olacağını kaydetti. Protestoya AK Parti İl Başkan Yardımcısı Rasim Özgün, Anadolu Gençlik Derneği Edirne Şube Başkanı Abdülhamit İriş, HÜDA PAR İl Başkanı Bayram Kınay, AK Parti Edirne ÜNİAK Başkanı Eren Çam, TÜ Anadolu Gençlik Topluluğu Başkanı Ömer Seyfettin Tunç, İHH İnsani Yardım Vakfı İl Temsilcisi Çetin Demirkılıç, HAK-İŞ İl Başkanı Emre Promet, İlim Yayma Cemiyeti ve Cihannüma Derneği üyeleri de destek verdi. Kırşehir Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (KAEÜ) Öğrenci Topluluklarının organizasyonunda öğrenciler, İsrail'in Filistin'e saldırılarını kınamak ve Gazze halkına destek amacıyla Yabancı Diller Fakültesi önünde toplandı. Öğrenciler, ellerinde taşıdıkları Türk ve Filistin bayrakları ile İsrail aleyhine slogan attı, tekbir getirdi. Yerleşkedeki kafe önünde son bulan yürüyüşün ardından açıklama yapan Genç İHH Kırşehir Şube Başkanı Nurullah Talha Erbaşı, acil ateşkes çağrısını yineledi. Erbaşı, 8 aydır her gün kınadıkları siyonist devletin, dün gece "2371 Blok" adını verdikleri ve 4 gün önce güvenli bölge olarak nitelenen Refah bölgesine sığınan Filistinli sivilleri yakarak şehit ettiğini söyledi. Artık kınama zamanının geçtiğini, üniversitelerde, kampüslerde, dersliklerde, meydanlarda ve her yerde kalben buğzetmenin ötesine geçip, harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Erbaşı, "Artık dünyanın dört bir yanı Filistin'dir. Titreyen her yürek, haykıran her dil Filistin için eylemdedir. Bugünü bir milad bilip, Aksa'nın bahçesinde özgür Filistinli kardeşlerimizin evlerinde tekrar bir araya geleceğimiz güne kadar durmadan, yorulmadan, inancımızı kaybetmeden ve dünyevi kaygılar gütmeden bu davanın birer ferdleri olacağımıza hep birlikte söz veriyoruz." dedi. Etkinliğe, KAEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, akademisyenler ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Eskişehir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) öğrencileri, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde yerlerinden edilen sivillerin yaşadığı kampa gerçekleştirdiği saldırıya tepki gösterdi. Meşelik Yerleşkesi'nde daha önce kurulan nöbet çadırının bulunduğu yemekhane önündeki alanda öğrenciler adına basın açıklaması yapıldı. İlahiyat Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ömer Koca, akademisyenlerin de destek verdiği basın açıklamasında, Refah'a yapılan saldırı sonrası kınama zamanının geçtiğini, harekete geçme vaktinin geldiğini söyledi. Filistin için yapılan her eylemin dünya genelinde sonuç vereceğini belirten Koca, İrlanda, İspanya ve Norveç'in Filistin'i özgür bir devlet olarak tanıma yönünde aldığı kararlara dikkati çekti. Bu eylemlerin çığ gibi bütün meclisleri saracağını ve bütün devletlerin Filistin Devleti'ni tanıyacağına inandıklarını dile getiren Koca, "Ancak bu bir son değil, aksine yeni bir dünyanın başlangıcıdır. Biz yine inanıyoruz ki bundan bir sonraki gerçek, başkenti Doğu Kudüs değil bizatihi Kudüs'ün kendisi olan ve içinde herkesin barış içinde yaşadığı Filistin Devleti'dir." dedi. Filistin ve Türk bayrakları taşıyan öğrenciler, temsili kefenleri merdivenlere bırakarak İsrail'i protesto etti. Bartın Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve Filistin halkına destek vermek için başlattıkları nöbeti sürdürüyor. Üniversitenin Kutlubey yerleşkesinde 17 Mayıs'ta Filistin ve Türk bayrakları asılı çadırlar kuran öğrenciler, "Nehirden Denize Özgür Filistin", "Soykırıma Hayır" yazılı dövizler eşliğinde Gazze'de yaklaşık 8 aydır havadan ve karadan bombardıman altında yaşayan Filistinliler için duyarlı olunması çağrısında bulunuyor. Öğrencilerden İsmail Eren, gazetecilere, Gazze'de 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından gerçekleştirilen bir soykırımın yaşandığını söyledi. Eren, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 35 binin üzerine insanın saldırılarda hayatını kaybettiğini anımsatarak, "Yüzde 60'tan fazlasını kadınlar, çocuklar ve kuvözdeki bebekler oluşturuyor. Sözde Batı medeniyetleri kendi uydurdukları insani hak ve hürriyetlerin dışına çıkarak, büyük bir soykırıma devam ediyorlar." dedi. Filistin halkının büyük bir direniş gösterdiğini anlatan Eren, "Bu direnişin kıvılcımını dünyada da görebiliyoruz. Dünyada intifada oluştu. Dünyanın dört bir yerinde, özellikle üniversitelerde öğrenciler büyük bir intifadaya kalkıştılar. Biz de bu intifadaya destek vermek için, meşale yakmak için Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak eylem düzenliyoruz. Temennimiz, bu barbar, soykırımcı zihniyetin ve arkasındaki kukla rejimlerin son bulması." ifadesini kullandı. Muş Rektörlük binası önünde bir araya gelen, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, rektör yardımcıları, akademisyenler ve öğrenciler, Üniversite Çarşısı'nın önüne kadar yürüdü. Burada yürüyüşe katılanlar adına açıklama yapan Muş Alparslan Üniversitesi İlim ve Fikir Topluluğu Başkanı İbrahim Arpa, Gazze'de yaşanan soykırımı lanetlediklerini ve Gazze halkıyla onur duyduklarını söyledi. Bir yüzyıldan daha uzun süren Filistin meselesinin 'Aksa Tufanı Operasyonu' ile tüm dünyanın dikkatini tekrar çektiğini belirten Arpa, şunları kaydetti: "Burada İsrail denen terör devletinin gerçek kimliği ifşa edilmiş, soykırımcı, zalim ve işgalci İsrail aynı zamanda hırsız ve çocuk katili olarak tarihteki yerini almıştır. İsrail, hastaneler, camiler, evler, okullar gibi akla gelebilecek tüm yerleri bombalıyor. 36 binin üzerinde şehidin çok büyük bir kısmı çocuklar, kadınlar ve yaşlılardan oluşmakta ve katliam tüm yakıcılığıyla devam etmektedir. En son 26 Mayıs gecesi İsrail savaş uçakları, Refah'ın kuzeybatısında Birleşmiş Milletler, Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı depolarının bulunduğu bölgenin yakınında yaşayan, yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırlarını bombaladı. Burası İsrail tarafından da güvenli bölge olarak tanımlanmasına rağmen roketlerle vuruldu. 50'nin üzerinde şehit ve onlarca yaralımız var." İsrail'in, Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararını çiğneyerek hiçbir hukuki müeyyidenin kendisini bağlamadığını fiili olarak gösterdiğini ifade eden Arpa, "Gazze'de insani durum olabilecek en kötü noktada ve bu konuda henüz İsrail vahşetini durduracak bir mekanizma kurulabilmiş değil. Dünya devletleri özellikle İslam ülkelerinin söylem düzeyini geçerek somut ve fiili adımlar atma vakti çoktan geçmiş durumda. Hamas mücahitleri savaşı sürdürmekte ve asla teslim olmamaktadır. Yıkılan camilerin enkazlarında namazlar kılınmakta, Kur'an-ı Kerim bu asil ruhlara eşlik etmektedir. Dualarımızla, İsrail ürünlerine boykot uygulayarak, Filistin ve İslami direnişin tarihini okuyarak, Gazze'yi sürekli gündemde tutarak ve en önemlisi bir Müslümana yakışan ahlak ve vakarla davranarak bu cihadın yanında saf tutmalıyız." diye konuştu.

İstanbul'da İsrail'in Refah'a yönelik saldırıları protesto edildi Haber

İstanbul'da İsrail'in Refah'a yönelik saldırıları protesto edildi

Dünya Kefiye Günü dolayısıyla Taksim Tünel'de toplanan platform üyeleri, ellerinde Filistin bayrakları ile çeşitli döviz ve pankartlar taşıdı. Sloganlar eşliğinde Şişhane Meydanı'na yürüyen grup adına açıklama yapan Yasemin Çoban, İsrail'in 76 yıllık amacının Filistin'i Filistinlilerden arındırmak olduğunu söyledi. Filistin'in insanların hatıralarından, hafızalarından silinmek istendiğini belirten Çoban, "Şimdi Refah'a yönelik kanlı adımlar, soykırım girişiminin yeni bir evreye bürünmesi anlamına geliyor. Bu soykırım girişimi durmak zorunda. Gazze'nin takati kalmadı, aylardır direniyor. Bu kural tanımaz işgal hemen durmak zorunda. Tüm dünyaya çağrımızdır, İsrail’in ateş kesmesi için derhal en ağır yaptırımları, boykotu uygulayın." diye konuştu. Çoban, 600 bini çocuk 1 milyon 400 bin kişinin Refah'ta köşeye sıkıştırıldığını vurgulayarak, "7 Ekim'den beridir süren katliamların bir başka sonucu da 78 bin 204 kişinin yaralanmış olması. İsrail, Refah'tan geri döndürülemezse bu katliam korkunç boyutlara sıçrayacak. İsrail devletinin bir seri katilden tek farkı, onun cinayetlerini tüm dünyanın gözünün içine baka baka işleme cüreti göstermesinde." ifadelerini kullandı. İsrail ordusunun Refah'ın doğusunun boşaltılmasını emrettiğini söyleyen Çoban, "Hemen ardından sivillerin evlerini, uluslararası kuruluşların binalarını bombalamaya başladı. Salı günü İsrail, Mısır'la olan Refah sınır kapısının 'operasyonel kontrolünü' ele geçirdiğini açıkladı. Filistinlilerin çıkışına ve sağlık ekiplerinin girişine izin vermiyor. Üstelik bu, giriş-çıkışın yapılabileceği tek yoldu." dedi. Çoban, herkesi Filistin'in direnişinin yanında olmaya çağırdı. Grup, bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı.

Polonya’da binlerce çiftçiden protesto Haber

Polonya’da binlerce çiftçiden protesto

Polonya’da karbon salınımını yüzde 50 azaltmayı hedefleyen Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı protesto eden çiftçilerin adresi bu kez başkent Varşova oldu. İşçi sendikaları konfederasyonu NSZZ Solidarnosc'un çağrısıyla ülkenin dört bir yanından bugün Varşova'ya gelen çiftçiler, Şato Meydanı'nda toplandı. Çiftçilere konfederasyona bağlı diğer sendikaların üyeleri de destek verirken, yaklaşık 35 bin kişi yerel saatle 12.00'de Polonya parlamentosuna doğru yürüyüşe geçti. Protestocular, 4,5 km aşkın yürüyüş güzergahı boyunca sık sık AB ve hükümet aleyhinde sloganlar attı. “Burası Polonya, Brüksel değil”, “Kahrolsun Yeşil Mutabakat”, “Biz çiftçiler AB'den çıkmak istiyoruz” yazılı dövizler taşıyan kalabalık, yol boyunca vatandaşlara ellerinde kalan elmaları dağıttı. Çiftçilerden diyalog talebi Üç saate yakın süren yürüyüşe Hukuk ve Adalet Partisi PiS lideri Jaroslaw Kaczynski, bir önceki dönem başbakanları Beata Szydlo ile Mateusz Morawiecki ve bazı kabine üyeleri katıldı. Göstericilerin parlamento binasına gelmesinin ardından NSZZ Solidarnosc Genel Başkanı Piotr Duda, kendilerinin yeşil bir çevrede yaşamaya karşı olmadıklarını, ancak Yeşil Mutabakat'ın şu anki şekline karşı çıktıklarını, teşvik, diyalog ve referandum istediklerini söyledi. Duda ve beraberindeki heyet daha sonra Polonya parlamentosunun alt kanadı Sejm Başkanı Szymon Holownia tarafından kabul edildi. 1 saat kadar süren görüşmenin içeriğine ilişkin bir açıklama yapılmazken, parlamento önündeki gösteri de olaysız şekilde sona erdi. Polisten AB Temsilciliği’nin önünde geniş önlem Çiftçilerin daha önceki protestosu esnasında Wroclaw'daki AB temsilcilik binasını yumurta yağmuruna tutmasının ardından Varşova polisi, AB Polonya Temsilciliği binası önünde sıkı önlem aldı. Bina önüne barikat kuran polis, binaya yalnızca sendika yöneticilerinin girerek mektup bırakmasına izin verdi.

Gazze'deki saldırılar İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde protesto edildi Haber

Gazze'deki saldırılar İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde protesto edildi

Filistin bayraklarıyla donanmış bir grup gösterici, İsrail büyükelçiliği binasının önünde "Özgür Filistin", "İşgale son", "Soykırıma son verin" ve "İsrail'e ABD yardımlarını durdurun" gibi pankartlar taşıdı. Göstericilerden Mohammad Habeh, İsrail ve ABD hükümetlerinin Filistinlilere yönelik devam eden soykırıma son verene kadar sokaklardan ayrılmayacaklarını vurguladı. Habeh, "Joe Biden'ın Filistin halkıyla empati kurmaktan aciz olduğunu defalarca kanıtladığını düşünüyorum. İnsanlarımız açlıktan ölürken, yemek kuyruklarında öldürülürken geçen hafta onu dondurma yediği sırada ateşkesten bahsederken duydunuz. Ateşkesten bahsederken dondurma yiyor." şeklinde konuştu. Diğer bir gösterici olan Dominique Fierro ise acil ateşkes çağrısında bulunarak, "Çok fazla kıyım ve katliam gördüm. Bu asla normal değil, asla da olmayacak. Gördüğüm her şey için her gün kalbim acıdı." ifadelerini kullandı. Fierro, insanların artık İsrail'in soykırımına karşı sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayarak, "Eğer bunu ruhunuzda hissetmiyorsanız, o zaman sizde doğuştan bir sorun var demektir." şeklinde konuştu. ABD Hava Kuvvetleri'nde aktif görevde olan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde 24 Şubat'ta "Artık soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim." demiş ve başından aşağı benzin dökerek kendisini ateşe vermişti. Üzerinde askeri üniforması bulunan Bushnell, nefesi kesilene kadar "Filistin'e özgürlük" diye bağırmıştı. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 13 bin 230'u çocuk, 8 bin 860'ı kadın olmak üzere 30 bin 320 Filistinli öldürüldü, 71 bin 533 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, Gazze'de halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Foça barış kadınlarından İsrail'e sessiz protesto Haber

Foça barış kadınlarından İsrail'e sessiz protesto

Reha Midilli Caddesi Sevgi Yolu güzergahında yürüyüş ile başlayan protesto eylemine bazı inisiyatif, platform ve STK temsilcileri ile vatandaşlarda destek verdi. Çoğunluğu kadın olan katılımcılar ellerinde   “Kadınlar Barış İstiyor”, “Çocuklarımız Ölmesin”, “Savaşın Kazananı Olmaz”, “Barış-Aşiti”, “ Barış Hemen Şimdi”, “Savaşa Hayır” , “Savaşa Son”, “Barış İstiyoruz”, yazılı dövizler taşıyarak Nihat Dirim Barış ve Demokrasi Meydanı’na geldiler. Kendilerinde olduğu gibi destek veren vatandaşların yakalarına da siyah kurdeleler taktılar. Meydan da sessiz durarak protestolarını gerçekleştiren katılımcılar adına yazılı bir basın açıklaması yapıldı. GAZZEDE YAŞANAN SOYKIRIMA DÖNÜŞÜYOR “Filistinli çocukların ve kadınların dayanışmamıza ihtiyacı var.” sözleriyle başlayan açıklamada Gazze’de yaşanan vahşete dikkat çekildi.  Birleşmiş Milletler’e çağrıda yapılan açıklamada; “Gazze'de yaşanan savaş vahşeti bir soykırıma dönüşüyor. Bütün bir halkın kendi topraklarında yaşama hakkını hiçe sayarak uzun süredir en güçlünün hukukuyla yöneten zalimin, işgalcinin, sömürgecinin şiddetini kınıyoruz. BM üyelerine çağrımızdır. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivillerin ölümlerine yol açan savaşta acil ateşkes ilan edilsin. Uluslararası bir komisyon aracılığıyla bu zulme son verilsin ve yaşanan sorunlara evrensel hukuk normlarıyla çözüm yolları aransın. Filistin halkının yanındayız. Adil ve kalıcı bir barış için, “Ateşkes” hemen şimdi” denildi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: İsrail, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'nı tekrar vurdu

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.