[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#refah payı

refah payı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, refah payı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Enflasyon açıklandı: Refah payı zammı verin! Haber

Enflasyon açıklandı: Refah payı zammı verin!

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Açıklanan rakamlara göre aylık TÜFE oranı 1,64 olurken, 6 aylık TÜFE oranı ise 24,73 olarak açıklandı. Rakamların açıklanmasıyla memur, memur emeklisi, işçi emeklisi, Bağ-Kur emeklisi ve tarım emeklilerinin de zam oranları belli oldu. Buna göre işçi-Bağ-Kur-tarım emeklilerine yüzde 24,73 oranında zam yapılırken, memur ve memur emeklilerine yüzde 19,31 oranında zam yapıldı. Rakamların açıklanması birçok tepkiyi beraberinde getirdi. Haziran ayı enflasyon oranın gerçeği yansıtmadığını belirten yetkililer refah payı zammı yapılması gerektiğini ifade etti. Ekonomist Hakan Topkurulu, “Enflasyon Temmuz ayından başlayarak tekrar yukarıya yükseltildi. Enflasyonun yükselmesi sağlandı” diye konuşurken DİSK’e bağlı Emekli-SEN Ege Bölgesi Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe, “Açlık sınırını geçtik, biz ölüm sınırına yakın dolaşıyoruz. Asgari ücret 17 bin lira, emekli maaşı 10 bin lira buna neremize gülelim? Ya da neremizle ağlayalım?” diyerek tepki gösterdi. Türkiye Kamu-Sen İzmir İl temsilcisi İrfan Toksoy ise açıklanan rakamlar hakkında, “Açıklanan bu rakamların yeterli olması mümkün değil. Biz bunu defalarca söyledik. Mayıs ayında yüzde 3,37 çıkan enflasyon ne oldu da Haziran ayında 1,64 çıktı?” eleştirisinde bulundu. SEFALET DÜŞÜYOR BİZE “Bize acı reçete, açlık, sefalet düşüyor” diyerek tepki gösteren Yeşiltepe, açıklanan rakamlar hakkında şu şekilde konuştu; “Bunlar halen kendi yandaşlarını doyuramamışlar. Mehmet Şimşek Asya ülkelerine göre en yüksek asgari ücreti biz veriyoruz demişti. Bizimle dalga geçer gibi bir anlayış içerisine gidiyor. Maalesef biz de bu öğrenilmiş çaresizlik üzerine debelenmeye çalışıyoruz. Bu öğrenilmiş çaresizliği yıkabilmemiz için bizim örgütlenmemiz gerekir. İnadına demokratik haklarımızı kullanarak herkese anlatmamız gerekir. Ne demek yüzde 25? 1 Temmuz itibariyle ev kiralarındaki yüzde 25’lik zam sınırı kalktı. Bu ülkede 10 bin lira emekli maaşı alan bir emekli bir evde nasıl yaşayacak? Evsiz bir insan nasıl yaşayacak? Kurban Bayramı biter bitmez et fiyatlarına alabildiğine zam geldi. Verginin de vergisini almak için bizim canımızı çıkarttılar. Artık yeter demekten bıktık. Bugün 10 bin lira maaş alan bir emekli yüzde 25’lik zamdan yararlanamayacak.  Aralık ayına kadar o arkadaşlar 10 bin lira ile geçinmeye çalışacaklar. Acı olan da bu zaten. Biz inatla sokaklarda açız diye bağırırken onlar vergilendirme yapıyorlar. Refah payı da mümkün değil yapamazlar. Çünkü Mehmet Şimşek ülke ülke dolaşıp 5 kuruş parasız geri dönünce, çareyi vergilendirmeyi artırmakta buldu.  Artık nefes alırken de vergi alacaklar.  Yüzde 25’lik zam gülünç bir rakam. Açlık sınırını geçtik, biz ölüm sınırına yakın dolaşıyoruz. Asgari ücret 17 bin lira, emekli maaşı 10 bin lira buna neremize gülelim? Ya da neremizle ağlayalım? Bize düşen mücadele etmek. Başka çaremiz yok. Çünkü bunlar inadına saldırıyor. Ve ülkeyi daha çok karanlığa götürüyorlar. Nazım Hikmet Abidin Dino’ya diyor ya ‘Mutluluğun resmini çizebilir misin’ diye? Bunlar da bize acının, yoksulluğun reçetesini çizdirmeye çalışıyorlar. Çok kötü bir durumdayız.” GEÇİNMEK MÜMKÜN DEĞİL! Yapılan zam ile memur ve memur emeklilerinin geçinmesinin mümkün olmadığını belirten Toksoy, refah payı zammının yapılması gerektiğini ifade etti. Toksoy, “KAMU-Sen İzmir İl Temsilci İrfan Toksoy, “Açıklanan bu rakamların yeterli olması mümkün değil. Biz bunu defalarca söyledik. Mayıs ayında yüzde 3,37 çıkan enflasyon ne oldu da Haziran ayında 1,64 çıktı? Enflasyon rakamları gerçek harcama üzerinden hesaplanmıyor.  Dolayısıyla memurların da bu şekilde bu zamlarla tatmin edici bir iyileştirme almaları mümkün görünmüyor. Biz KAMU-SEN olarak Türkiye’de memurlara mutlak surette seyyanen ya da refah payı adı altında bir zam yapılması gerekiyor. Bunun yanında emekliler de çok ciddi şekilde mağdur durumda. Özellikle geçtiğimiz dönem verilen seyyanen zamdan bu dönem yararlandırılmamaları emeklilerin ellerini daha çok bükmüştür. Dolayısıyla bu zam oranlarıyla yaşam sürdürülebilir değildir. 61 bin liranın üzerinde yoksulluk sınırı açıklanan bir ülkede emekli maaşının 10 bin lira seviyesinde olması, yoksulluk değil, açlık değil, artık sefalet sınırında bir maaş alması kabul edilebilir değil. Bizim beklentimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuya el atması ve gerçek anlamda reel bir artış yapılması yönünde. Ama gördüğümüz kadarıyla beklentilerimizin gerçekleşmeyeceğini görüyoruz. Kiralarda yüzde 25 sınırlaması vardı, 1 Temmuz itibariyle bu da kalktı.  Dolayısıyla sadece kiradaki artışlar bile dar gelirliyi bitirmeye yetecek.  Temmuz ayında kira artışı yapacak olanlar yüzde 70 oranında zam yapacaklar. Yüzde 20 zam alıp yüzde 70 kira artışı yapılan bir ücretlinin geçinmesinin çok mümkün olmadığını herkes biliyor. Bütçe imkanları gündeme getiriliyor. Ama gördüğümüz kadarıyla bütçe imkanlarında da kamu çalışanlarına kaynak ayrılmasının da mümkün olduğunu da görüyoruz. Ayrıca bununla kalmıyor, vergi yüklerimizi arttırılıyor. Çalışanların hem düşük gelir ve gerçek anlamda vergiden de reel kayıpları olacak. Bu sürdürülebilir bir durum oluşturmayacak. Önümüzdeki günlerde memuru çok ciddi sıkıntılar bekliyor demektir. Mehmet Şimşek’in ciddi anlamda para politikalarında çalışan üzerinden bir iyileştirme yönüne gittiğini görüyoruz. Vergi paketini incelediğimizde çalışanlardan vergi kesintileri olacağını görüyoruz. Bu durumda memurları ciddi anlamda sıkıntıya sokuyor. Çalışan sıkıntıya girerse ne olur? İş barışı bozulur. İş barışı bozulursa ne olur? Toplumsal sıkıntılar yaşanmaya başlar. Dolayısıyla bunları hükümetin görüp çok ciddi anlamda bir tedbir getirip maaşlar da reel bir düzenleme yapması gerekiyor” ifadesini kullandı. BİLEREK ÇEKİLDİ Enflasyon rakamlarının bilerek yukarı çekildiğini belirten Topkurulu, “Enflasyonun bu yılın Haziran ayından itibaren düşmeye başlayacağı belliydi. Gerek baz etkisi gerek yazın genel olarak özellikle enflasyon hesabında ağırlıklı olan gıda fiyatlarındaki düşüş diğer enerji fiyatlarındaki düşüş vesaire gibi nedenlerle bir yıl önceden enflasyonun düşeceği zaten söyleniyordu. Zaten böyle programlanmıştı. Türkiye’de enflasyon zaten 2023 yılı Mayıs ayında hükümet kurulurken yüzde 39’lara gerilemişti. 2022 Kasım ayında yüzde 85 olarak en pik noktaya varan enflasyon yeni hükümetin kurulacağı Haziran ayında yüzde 39’a gerilemişti. Enflasyon Temmuz ayından başlayarak tekrar yukarıya yükseltildi. Enflasyonun yükselmesi sağlandı.  Türkiye’de bir sorun olduğu söyleniyordu. ‘Türkiye’nin cari açığı var, Türkiye’nin paraya ihtiyacı var’ denildi. Bu para ihtiyacını karşılamak için de en kolay yöntem sıcak parayı veya diğer adıyla yabancı sermayeyi Türkiye’ye sokmaktı. Bunun için ne yapmak gerekiyordu? Faizleri yükseltmek gerekiyordu. Yine geçen yıl Temmuz ayından başlanarak faizler yüzde 8,5’ten en son bu yıl Şubat ayında yüzde 50’ye kadar yükseltildi ve sıcak paranın Türkiye’ye girebilmesi için gerekli olan iklim ve koşullar yaratıldı. Bize de ‘Bir talep var, talep enflasyonu körüklüyor’ diye anlatıldı. ‘Bizimde bu durumu mal talebinden yatırıma doğru, tasarrufa doğru dönüştürmemiz gerek’ denildi.  Bunu da sağlamak için faizin reel getiri sağlayacak düzeye çekilmesi gerektiği söylendi. Faiz reel getiri sağlayacak düzey denilen yüzde 50’ye çekildi. Ama enflasyon hala yıllık olarak yüzde 70,60; faizlerimiz yüzde 50. Demek ki başka bir şey var bunun arkasında” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.