[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Rekabet Kurumu

Rekabet Kurumu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rekabet Kurumu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Rekabet Kurulu’ndan iki şirkete uzlaşma sonucu 9,1 milyon lira para cezası Haber

Rekabet Kurulu’ndan iki şirkete uzlaşma sonucu 9,1 milyon lira para cezası

Rekabet Kurumu'nun internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre, Kurul kararıyla Viking Kağıt ile Selüloz Sanayi ve Ticaret AŞ'nin alıcılarının yeniden satış fiyatını belirleyerek Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u ihlal edip etmediğinin belirlenmesi amacıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. Açıklamada, soruşturma süreci devam ederken şirketin uzlaşma teklifinde bulunduğu ve Rekabet Kurulu'nun bu teklifi kabul ederek soruşturmayı uzlaşma yoluyla sonlandırdığı ifade edildi. Açıklamada, şirketin bu iddia doğrultusunda kanun ihlalini kabul ettiğine vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi: "Soruşturmanın uzlaşma usulüyle sonlandırılması sebebiyle idari para cezasında yüzde 15 oranında indirim uygulanarak Viking Kağıt ile Selüloz Sanayi ve Ticaret AŞ'ye 9 milyon 73 bin 292 lira idari para cezası verilmiştir. Viking Kağıt, Lily, Terra, Senso, Pufla, Select, Select Nature ve Green4u markaları ile temizlik ürünleri pazarında tuvalet kağıdı, kağıt havlu, peçete, ıslak havlu, ıslak mendil, kolonya, kutu mendil ve cep mendili üretimi ve satışı alanlarında faaliyet göstermektedir. Bilindiği üzere, rekabet hukuku mevzuatına kazandırılan uzlaşma uygulaması kapsamında Kurul, ilgililerin talebi üzerine veya resen, soruşturma sürecinin hızlı bitirilmesinden doğacak usulü faydaları ve ihlalin varlığına veya kapsamına ilişkin görüş farklılıklarını göz önüne alarak uzlaşma usulünü başlatabilmekte ve soruşturmanın sonlandırılmasına karar verebilmektedir."

Rekabet soruşturmalarına süre ayarı Haber

Rekabet soruşturmalarına süre ayarı

Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, 29 Mayıs'ta Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikleri değerlendirdi. Kanunla, Rekabet Kurulunca yürütülen soruşturmalarda usule yönelik önemli değişiklikler yapıldığına işaret eden Küle, "Yeni yasal düzenlemeyle, soruşturma sürecinin daha etkin hale getirilmesi amaçlanıyor. Değişiklikle, soruşturmaların ortalama 3-4 ay daha erken bitirilmesi mümkün hale gelmiş oldu." diye konuştu. Küle, kanundaki değişikliklerin üç başlıkla ele alınabileceğini vurgulayarak, bunlardan ilkinin, soruşturma bildirimlerine ilişkin olduğunu söyledi. Kanunla, Kurulun, soruşturma yapılmasına ilişkin kararını taraflara 15 gün içinde bildirmesi gerektiğini aktaran Küle, "Soruşturma bildirimi, kanunun ihlal edilip edilmediğinin tespitine yönelik soruşturma açılmasına karar verildiğini belirtiyor. Bildirim, soruşturmaya dayanak oluşturan bulgu ve değerlendirmeler ile tarafların dosyadaki bulgu, iddia ve değerlendirmeler hakkında yapacağı ilk yazılı savunmasının 30 gün içinde gönderilmesi talebini içeriyor. Bu aşamada soruşturmanın açılmasına neden olan bir şüphe söz konusu ancak ilgili tarafa rekabet ihlali isnadı yapılmıyor." diye konuştu. Soruşturmalar kapsamında ilgililerin savunmasının alınmasının önemine dikkati çeken Küle, "Savunma hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için isnadın ve buna dayanak oluşturan delillerin bilinmesi önem taşıyor. Savunma hakkının etkili biçimde kullanılabilmesi, isnadın ve dayanaklarının da bilinmesinden geçiyor. Kurulun haklarında inceleme yaptığı teşebbüslere durumu hemen bildirmesi gerekiyor. Fakat sürecin başında olunması ve henüz soruşturma konusu iddialara ilişkin olarak teşebbüsün etkin bir savunma yapabilmesini temin edecek şekilde ihlal isnadının söz konusu olmadığı durumlarda, teşebbüslerin yazılı savunma verme yükümlülüğü kaldırılıyor. Değişiklikle birlikte, soruşturma süreçlerinin de daha etkin yürütülmesi sağlanmış olacak" değerlendirmesinde bulundu. "Soruşturma süreci uzuyordu" Küle, ikinci husus olarak, soruşturma heyetinin ek yazılı görüşü, önceki görüşlerinde değişiklik olması halinde hazırlayacağını belirterek, "Soruşturmayı yürütmekle görevlendirilenlerin soruşturma raporundaki görüşlerinde bir değişiklik olmamasına rağmen ek görüş vermeleri halinde, soruşturma raporunda yer alan hususların tekrarına gidiliyor, yeni bir husus ortaya konulmamasına rağmen soruşturma süreci uzuyordu." dedi. Son hususun da soruşturma kapsamındaki sürelerle ilgili olduğuna işaret eden Küle, şunları kaydetti: "Soruşturma heyetinin görüş değişikliği halinde, ek yazılı görüş hazırlamak için 15 gün, teşebbüsün buna karşı yazılı savunmasını sunabilmesi için ise 30 gün süresi bulunuyor. Eski düzenlemeye göre, her iki tarafın da bu sürelerin bir katına kadar artırılmasını talep etme hakkı bulunuyordu. Bu durumda Kanun değişikliği ile süre uzatım imkanı kaldırılarak, soruşturma süreci kısaltıldı."

İnternet kullananlar dikkat gizlilik politikalarını okuyun Haber

İnternet kullananlar dikkat gizlilik politikalarını okuyun

Rekabet Kurumu tarafından hazırlanan "Çevrim İçi Reklamcılık Sektör İncelemesi Ön Raporu"ndan yaptığı derlemeye göre, son yıllarda bilişim teknolojilerinin hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması, geleneksel reklamcılıktan çevrim içi reklamcılığa geçişi artırdı. İnternet ile dijital ayak izleri takip edilen kullanıcıların geçmişi ve beğenileri gibi özelliklere bağlı olarak etkileşim odaklı reklamlar kullanılmaya başlandı. İnternet reklamcılığı, e-posta, açılır pencere reklamları, arama motorları, sosyal medya ve içerik sağlayıcı internet siteleri üzerinden çeşitli yollarla gelişmeye ve genişlemeye devam etti. Türkiye'de de çevrim içi reklamcılık, son yıllarda elde ettiği büyüme hızı ile tüm geleneksel reklamcılık mecralarını geride bıraktı. 2021 yılı itibarıyla çevrim içi reklamcılık, televizyon reklamcılığını geçerek reklam harcamalarından en çok pay alan mecra haline geldi. Sosyal medya platformlarının kullanıcıların zevkleri, ilgi alanları ve diğer kullanıcılar ile bağlantıları hakkında veri sağlaması ve kullanıcıların bu platformlarda fazla zaman geçirmesi nedeniyle bu alandaki reklamcılık öne çıktı. Google ve Meta, kullanıcı sayıları nedeniyle veri avantajına sahip Rapora göre, Facebook, Instagram ve YouTube'un Türkiye'de en sık kullanılan uygulamalar olduğu ve rakipleriyle karşılaştırıldığında baskın seviyede kullanıcı kitlesine hizmet verdiği gözlemlendi. Google ve Meta'nın rakiplerine kıyasla öne çıkan kullanıcı sayıları ve bu kullanıcıların söz konusu iki teşebbüse ait platformlarda geçirdiği sürenin uzunluğu gibi unsurlar dikkate alındığında, ilgili platformların, kullanıcıların aile, eğitim, iş, siyasi ilgi alanları ve hobileri gibi hassas kişisel bilgilerine dayanarak ayrıntılı profillerini oluşturduğu belirlendi. Bu platformların, üçüncü taraf internet siteleri veya uygulamalar üzerinden topladıkları veriler ile profilleme yeteneklerinin daha da güçlendiği, dolayısıyla sektördeki diğer yayıncılara kıyasla önemli ölçüde veri avantajına sahip oldukları sonucuna varıldı. KULLANICILAR VERİLERİNİN KULLANIMI NEDENİYLE KAYGILI İnternette uygulanan hedefli reklamcılıkla reklam verenler, doğru hedef kitleye, doğru zamanda, doğru içerikle seslenmeyi ve markalarına sadık bir müşteri topluluğu yaratmayı amaçlıyor. Hedefli reklamcılık, kişisel verilerin toplanmasına, kullanılmasına ve paylaşılmasına dayanması bakımından tüketicide gizlilik kaygısını ortaya çıkarıyor. İnternette uygulanan kişiselleştirilmiş reklamlar, tüketicinin kişisel verilerinin işlenmesini gerektiren reklamlar olarak tanımlanıyor. Bu reklamlar, kullanıcıların göz atma geçmişi, konumu gibi bilgilerden derlenen kendileriyle ilgili bir profile dayanıyor. Kişiselleştirilmiş hedeflemede, kullanıcının hobisi, ilgi alanı ve karakteri gibi belirli veriler kullanılıyor ve bu tür veriler arama geçmişinden ve diğer çevrim içi etkinliklerden saptanıyor. Rapora göre, sektör incelemesi kapsamında tüketicilere bu yönde anket de yapıldı. Ankette, kullanıcıların çoğu çevrim içi mecralarda toplanan verilerin kullanımı konusundaki endişelerini dile getirdi. Ancak verilerinin nasıl kullanıldığıyla ilgili endişelerine rağmen, ankete katılanların yüzde 41,5'i gizlilik politikalarını hiç okumadığını, bunları okuduklarını belirtenlerin neredeyse yarısı ise hizmet şartlarını ve gizlilik politikalarını anlamadığını belirtti. Az sayıda kullanıcının internet sitesine veya uygulamaya kayıt sırasında seçilen gizlilik seçeneklerini sonradan değiştirme yoluna gittiği de belirlendi. Çevrim içi reklamcılık, kullanıcılardan toplanan verilerin parasallaştırılması ile sürdürülüyor. Bu veriler, ürün veya hizmetin geliştirilmesi ve iyileştirilmesinde kullanılmasının yanı sıra tüketicilere hedefli reklamcılık sunulması amacına da hizmet ediyor. Tüketiciler, farkında veya üzerinde kontrol sahibi olmadığı bir işlemle, kişiselleştirilmiş reklamcılıkta kullanılmak üzere verilerini paylaşabiliyor. Bu durum, tüketicilerin kişisel verilerinin potansiyel olarak kötüye kullanılmasına ilişkin gizlilik kaygısı yaratma eğilimi gösteriyor. Bu nedenle, mahremiyet endişeleri yaşanıyor. REKABET AÇISINDAN OLUMSUZ SONUÇ DOĞURABİLİR Çevrim içi reklamcılık, sektör için tüketicilerin ilgi alanlarını veya ihtiyaçlarını yansıtacak şekilde uyarlamak için benzersiz bir fırsat yaratıyor. Bu nedenle son yıllarda kişiselleştirilmiş reklam kullanımı önemli ölçüde artarken, hedef kitleye ulaşma bakımından da etkili bir yol olarak görülüyor. Raporda yer alan tespitlere göre, kişisel verilerin kullanım şartlarının tüketiciler yerine büyük ölçüde platformların kendileri tarafından belirlenmesi hem tüketici refahı hem de rekabet açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu anlamda hedefli reklamcılığın faydaları ile zararları karşısında optimal bir dengenin kurulması toplumsal refah açısından önem taşıyor. AA

Rekabet Kurumundan zincir marketlere uyarı Haber

Rekabet Kurumundan zincir marketlere uyarı

Kurum tarafından hazırlanan "Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu"nda, sektörde alıcı gücünün kötüye kullanılmasının engellenmesi amacıyla bazı düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi. Bu çerçevede "Perakende Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı"nda yer alması gereken hükümlere ilişkin bazı öneriler şöyle sıralandı: "Kanun taslağında haksız ticari uygulamalara ilişkin olarak, bozulabilir tarımsal ürünler ve gıda ürünleri bakımından 30 günü aşan ödeme vadelerinin, diğer tarımsal ürünler ve gıda ürünleri bakımından 60 günü aşan ödeme vadelerinin, bozulabilir gıdalarda kısa sürede yapılan iptal bildirimlerinin, alıcının tek taraflı sözleşme değişikliklerinin, kayıp ve bozuk mal riskinin tedarikçiye transferinin yasaklanması gerektiği düşünülmektedir. Aynı düzenleme kapsamında, satılmayan ürünlerin iadesinin, listeleme, raf ve stok bedellerini tedarikçinin ödemesinin, promosyon, pazarlama ve reklam için tedarikçinin ödeme yapmasının yasaklanmasına veya bu hususlarda perakendecilerce ücret talep edilebilmesinin ancak taraflar arasında bu yönde bir sözleşme bulunması durumunda söz konusu olabileceğine yönelik düzenleme yapılmasına ihtiyaç vardır." Para cezaları caydırıcı nitelikte olmalı Bu düzenlemelerin takibi ve denetimi için bağımsız bir birimin tesis edilmesi talep edilen raporda, şu ifadeler kullanıldı: "Söz konusu birimin göreve özgü yapılandırılması, şikayet veya resen inceleme yapma yetkilerini haiz olması, habersiz inceleme yapma yetkisinin olması, bilgi isteme, para cezası tesis etme, ihlali doğrudan sonlandırma gibi yetkilerle donanması gerekmektedir. Haksız ticari uygulamaların önlenmesine yönelik tesis edilecek para cezalarının caydırıcı nitelikte olması, caydırıcılığın sağlanması için idari para cezasının teşebbüs cirosu üzerinden tesis edilmesi ve tekerrür halinde cezada artırım olanağının bulunması gerektiği düşünülmektedir." Zincir marketlerin yeni mağaza açılış izinlerinin nüfus kriterine bağlanmasının rekabet karşıtı bazı etkilerinin olabileceğine işaret edilen raporda, bu nedenle söz konusu düzenlemenin hayata geçmemesinin yerinde olacağı bildirildi. Raporda, zincir mağazaların mesafe şartına ilişkin ise şunlar kaydedildi: "Mağaza açılışlarına yönelik olarak, belirlenecek bir mesafe çapında aynı ekonomik bütünlük içerisinde yer alan perakendecilerin ikinci bir şube açmalarının yasaklanabileceği ve yine bu teşebbüslerin aynı çap içerisinde bir devralma işlemi yapmasının engellenebileceği değerlendirilmektedir. Nitekim belli bölgelerde birbirlerine çok yakın mesafelerde aynı gruba ait zincir mağazalar görülebilmekte, bu durum o bölgeye yeni bir perakendecinin girişini önleyici sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle konuya ilişkin düzenlemenin pazarda rekabetçi anlamda olumlu etkiler doğuracağı görüşü taşınmaktadır." Raporda, hızlı tüketim malları perakendeciliğinde sektörün rekabetçi yapısına olumsuz etki edebilecek veya tüketicilerin yanıltılmasına neden olabilecek kimi uygulamalara yönelik olarak bazı düzenlemelerin yapılabileceğine işaret edildi. Düzenleme hem tüketicinin, hem de rekabetin korunmasına fayda sağlayacak İndirimli olacağının duyurulduğu (geleneksel medya, sosyal medya veya sair duyuru ve reklamlarla) süre boyunca ürünün, mağazada bulunmasının ve bu süre boyunca ürünün duyurulan indirimli fiyattan satılmasının sağlanmasının gerektiği vurgulanan raporda, "Tüketiciler şikayetlerinde çoğu zaman benzer hususları gündeme getirmişler, indirimli olacağı duyurulan ürünlerin perakendecilerde bulunamadığını belirtmişlerdir. Bu düzenlemenin hem tüketicinin, hem de rekabetin korunması adına fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir." ifadesi kullanıldı. Raporda, tedarikçilerin tek bir zincir market için özel gramajlı ürün üretmesine yönelik yapılan anlaşmaların engellenmesi gerektiğinin değerlendirildiği bildirilerek, şunlar kaydedildi: "Bu bağlamda, ürünlerin bilinen veya standart ambalajlarından farklı olarak belli bir boyutunun münhasıran sadece bir perakendeci için üretilebildiği görülebilmektedir. Bu uygulamalar sektörde yaygınlaşmaktadır. Bu anlaşmaların, rekabeti olumsuz yönde etkileme ihtimali olduğu gibi bu anlaşmalar tüketicilerde de çeşitli yanılsamalara yol açabilmektedir. Söz konusu gramaj-ambalaj-boyut farklılıklarının tüketici tarafından kolaylıkla algılanıp algılanamayacağına bakılmaksızın, sadece bir perakendeciye özel belli bir ambalaj üretilmesinin yapılacak bir düzenleme ile yasaklanabileceği düşünülmektedir." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.