[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#rekolte

rekolte haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, rekolte haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Üzümdeki rekolte beklentisi yüzde 20 Haber

Üzümdeki rekolte beklentisi yüzde 20

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER- Türkiye yıllık ortalama 4 milyon ton üzüm üretimiyle ihracatta önemli ülkelerden biri. Özellikle dünya ünlü Sultani üzümü birçok ülke tarafından yoğun talep görüyor. Sultaniye üzümünün üretim merkezi ise Ege Bölgesi. Manisa üretimin yüzde 87’sini, İzmir yüzde 9’unu ve Denizli’de yüzde 4’ünü gerçekleştiriyor. Üzüm üreticisi geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi olumsuz hava şartları, kuraklık ve erken gelen sıcaklar sebebiyle zor günlerden geçiyor. Özellikle üzüm üretiminin en fazla olduğu bölgelerden biri olan Manisa’nın Salihli ilçesinde dolu yağışlarının ardından hava sıcaklıklarının mevsim normallerini üzerinde seyretmesi sebebiyle üzüm bağları dalında kurudu. Yüksek hava sıcaklıkları ve hastalıklar sebebiyle rekoltede düşüş yaşanacağını tahmin ettiklerini belirten Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, “Geçtiğimiz yıl bağları vuran pornoz hastalığı, bu yıl yaşadığımız unlu bit hastalığı ve 48 dereceleri gören sıcaklıklar bağlarda yanmalara sebep oldu. Bu nedenlerde dolayı geçen yıla oranla bu yıl rekoltede yüzde 15 – 20 civarında düşüş olacağını tahmin ediyoruz” dedi. Üreticinin fiyat beklentisi hakkında açıklamalarda bulunan Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, ise üretimin sürdürülebilirliği için alım fiyatının 140- 150 bandında açıklanması gerektiğini belirtti. REKOLTE DÜŞÜŞÜ YÜZDE 20 Geçtiğimiz yıl üzüm bağlarını vuran pornoz hastalığının kalıntısı ve yüksek sıcaklıklar sebebiyle rekolte düşüşünün yüzde 20 oranlarına çıkabileceğini belirten Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, “Pornoz hastalığının kalıntısı bağlarda 2-3 yıla kadar kalabiliyor. Bununla beraber Unlu bit ve kabuklu bit(koşnil) hastalığı dediğimiz bir hastalık da şu an üzüm bağlarında görülüyor. Bunlara geçtiğimiz haftalarda 48 derecelere çıkan yüksek sıcaklıklar da eklenince üzüm bağlarında yanmalar meydana geldi. Bu nedenlerde dolayı geçen yıla oranla bu yıl rekoltede yüzde 15 – 20 civarında düşüş olacağını tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı. ALIM FİYATLARI ERKENDEN AÇIKLASIN TARİŞ’in geç fiyat açıklaması sebebiyle çiftçinin mağdur olduğunu sözlerine ekleyen Yalvaç, “TARİŞ’in Ağustos 15’inden önce fiyat açıklaması gerekiyor ki Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’de alacaksa eğer ona göre bir fiyat vermesi gerekecek. Bu yüzden TARİŞ’in fiyat belirleme çalışmalarına başlayıp yakın zaman alım fiyatlarını açıklaması gerekiyor. Talebin arzdan çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Üzüm fiyatının da 150 TL’den az olmaması gerekiyor. Üzüm üretiminin sürdürülebilir olmasını ve çiftçinin toprakta kalmasını istiyorlarsa bu şekilde bir fiyat vermelidir. Çünkü geçen sene kullandığımız gübre, mazot, ilaç gibi girdi maliyetlerimiz yüzde 100 arttı. Bu sene zaten malımız az. O yüzden fiyatların en az 150 TL bandında olmasını bekliyoruz” diye belirtti.  ÜRETİCİ HASTALIK VE KURAKLIKLA BOĞUŞUYOR Manisa’nın birçok noktasındaki üzüm bağlarında etkili olan ve rekoltede büyük kayıplara neden olan mildiyö mantar hastalığı nedeniyle bu yıl da bağlarda rekolte kayıpları yaşanacağı tahmin ediliyor.  Mildiyö hastalığının yanı sıra bu yıl bağlarda ballık denilen ‘asma biti, unlu bit’ hastalığın da meydana çıktığını belirten Başkan Yüksel, “Geçen yılki mildiyö hastalığı bu sene de üzümün az doğmasına neden oldu. Üreticimiz bu sene bağlarda mildyö hastalığı dışında ballık dediğimiz hastalıkla da mücadele ediyor. Bununla beraber sıcaklıkların da olumsuz etkileri oldu. Bağlarından çok yaprak alıp üzümleri açıkta bırakanlar olumsuz yönde etkilendi. Sıcaklık üzümleri yaktı. Kuraklık ve hastalık sebebiyle üzüm rekoltesinin bu yıl düşük olacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu. FİYAT BEKLENTİSİ 150 TL Tüm olumsuzluklara rağmen bu yıl genel olarak üzümlerin temiz olduğu ve rekoltenin düşük olması nedeniyle tanelerin dolu ve şişkin olduğu belirterek üreticinin beklentisi olan üzüm fiyatı hakkında konuşan Yüksel, “Fiyat olarak da geçen yıl 60-75 TL bandında satılan üzüm için üreticinin bu seneki beklentisi 140-150 TL bandında seyrediyor. Üretime devam edilebilmesi ve üretimin desteklenmesi için fiyat belirlemede çiftçilerin sesine kulak verilmesi gerekiyor” dedi. ELEKTRİZ ZAMMI ÇİFTÇİDEN ALINMASIN Geçtiğimiz günlerde elektriğe yapılan zammın en azından bu dönem için çiftçiden alınmaması gerektiğini söyleyen Yalvaç, “Girdi maliyetleri sebebiyle çiftçinin zaten beli bükük. Bunun üstüne bir de sulamada kullanmış olduğumuz elektrik faturalarına yüzde 38 zam geldi. Çiftçinin belini daha fazla bükmemek için en azından bu dönem zamlı fiyatın alınmaması gerekiyor” dedi.

Ege kirazında yarı yarıya rekolte düşüşü Haber

Ege kirazında yarı yarıya rekolte düşüşü

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER- Kiraz üretiminde dünya lideri olan Türkiye’de 2024 yılının ilk kiraz hasadı yapıldı. Erkenci kiraz üreten bölgelerden olan Manisa’nın Salihli ilçesi ve İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde ilk hasadın yapılmasıyla birlikte sorunlar da baş gösterdi. Geçtiğimiz yıl iklim koşulları ve mantar hastalığı gibi sebeplerden dolayı kirazda rekolte düşüşü yaşanmıştı. Yeni sezonda ise Salihli ve Kemalpaşa kirazında kış aylarının yeterince soğuk geçmemesinden dolayı yarı yarıya bir rekolte kaybı bekleniyor. Salihli’de kiraz üretiminin yaygın olduğu yüksek kesimlerde yer alan Allahdiyen, Bahçecik, Gökköy ve Çamurhamamı mahallelerinde üreticiden aldıkları bilgilere göre rekolte kaybının yüzde 50’lere varabileceğini belirten Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, “Bazı mahallelerimizde İstanbul orijinli şirketlerin büyük kiraz bahçeleri var. Oralarda da yüzde 60’lara varan oranda verim kaybı olduğu bildiriliyor. Aynı verim düşüklüğü bölgemizin en önemli tarım ürünü olan üzüm bağları için de geçerli” diye konuştu. SALİHLİ KİRAZI KRİZİN EŞİĞİNDE İklim koşulları sebebiyle sadece kirazda değil üzümde de rekolte kaybıyla karşı karşıya olduklarını belirterek, kış aylarında kiraz için gerekli olan hava koşullarının sağlanmamasında dolayı rekolte kaybının geçen yıla oranla yarı yarıya düşmesinin muhtemel olduğunu söyleyen Yüksel, “Coğrafi işaret tescili aldığımız Salihli Kirazı genelde üreticisinin yüzünü güldüren bir üründür. İhracatçının yoğun olarak talep ettiği Salihli Kirazında bu sene önemli ölçüde bir verim düşüklüğünün söz konusu olduğu gözlemleniyor. Yüksek kesimlerde yer alan Allahdiyen, Bahçecik, Gökköy ve Çamurhamamı mahallelerimizde kiraz üretimi çok yaygın. Buralarda muhtarlardan aldığımız bilgilere göre bu sezon yarı yarıya verim düşüklüğü söz konusu. Bazı mahallelerimizde İstanbul orijinli şirketlerin büyük kiraz bahçeleri var. Oralarda da yüzde 60’lara varan oranda verim kaybı olduğu bildiriliyor. Verim düşüklüğünde iklimsel koşullar en büyük paya sahip görünüyor. Bu yıl yeterince soğuk olmadığı için kiraz ağaçları uykuya yatamadı. Bu da verimi önemli ölçüde düşürdü. Aynı verim düşüklüğü bölgemizin en önemli tarım ürünü olan üzüm bağları için de geçerli” diye belirtti. KEMALPAŞA’DA REKOLTE KAYBI YÜZDE 30 Türkiye’nin önemli kiraz üretim merkezlerinden biri olan İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde ilk kiraz hasadıyla birlikte sorunlarda baş gösterdi. Geçtiğimiz yıl iklim koşulları ve hastalıklar sebebiyle kirazda yaşanan rekolte düşüşü bu yıl da yüzde 30’larda olması bekleniyor. Artan girdi maaliyetlerin üreticiyi zor durumda bıraktığını belirten Kemalpaşa Ziraat Odası Bülent Oray, “Kiraz satış fiyatı maaliyetleri karşılamıyor. Şu anda erkenci kirazlar hasat üzerinde ama fiyatlar üreticinin yüzünü güldürecek bir seviyede değil. Onların da bugün toplama maliyeti bir 40-45 lira seviyelerinde ve bu kilogram maliyeti. Mazot, gübre ilaç masrafları hariç. Pazar fiyatlarına baktığımızda en iyi kiraz bugün 100 lira. Bunların üstüne de diğer masraflarımızı koyduğumuzda geriye bir şey kalmıyor. Üretici de tüketici de bu konuda dertli. Üretimde sıkıntı yok ama üretici ekonomik krizden etkilendi. Dolar yüksek, yurt içinde dahi kilogramını 80-90 liraya aldığımız kiraz, marketlerde 250 gramı 400 lira etiketinde. Maliyetlerin artmasından dolayı kiraz üretimini bırakanlar oluyor. Ülke ekonomisine ciddi katkıları bulunan kiraz üreticilerinin daha fazla desteklenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Safranda rekolte düşük bekleniyor Haber

Safranda rekolte düşük bekleniyor

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve kilosu 250 bin lirayı bulan safranda rekolte bu yıl mevsimin kurak geçmesi nedeniyle düşük olması bekleniyor. "Dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan, Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen safran bitkisi boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunuyor. Ağustos ayında ekimi yapılan safran bitkisi Ekim-Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde toplanıyor. Karabük'ün Safranbolu ilçesinde 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu'da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan safranda rekoltenin mevsimin kurak geçmesi nedeniyle düşük olması bekleniyor. Üretici İsmail Yılmaz, bu yıl hava sıcaklıklarının fazla olması dolayısıyla safran hasadına 12 gün geç başladıklarını belirterek, “Bugünlerde sezonun ve çiçeklenmenin en hızlı zamanı. İnşallah bir 15 Kasım'a kadar falan devam edeceğini umuyoruz. Ondan sonra da herhalde artık çiçeklenme son bulur” dedi. Yılmaz, kuraklık nedeniyle safranda rekoltenin geçen yıla göre daha düşük olacağını tahmin ettiğini söyledi. Bu yıl 15 dönüm alanda safran ekimi yaptığını ifade eden Yılmaz, “İnşallah tabii bir aksilik olmazsa bir 10 kilogram civarında ürün hasat etmeyi planlıyoruz. Tabii geçen yıl 27 dönüm civarında bir alanda üretim yapıyorduk. Sahayı dinlenmeye aldık, soğanları bir başka yere transfer yaptık. Onun için bu sene daha az hasat edeceğiz” diye konuştu. “Safran hasadı döneminde Safranbolu’ya yurt içinden ve yurt dışından turlar ya da VIP misafirler çok geliyor” diyen Yılmaz, şunları kaydetti: “Tarlada çiçeği görmek veya satın almak için. Merak edenler var. Fotoğrafçılar, doğacılar var. Sahada bu çiçeği taze koklamak isteyenler var. Oldukça misafirlerimiz kalabalık.” Yurtdışından çok ziyaretçinin geldiğini aktaran Yılmaz, "Bunun yanında bir Arap ülkelerinden Kuveyt'ten işte Dubai'den, Katar'dan gelenlerimiz de var” ifadelerine yer verdi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Safranbolu’da görülecek 10 muhteşem yer

Zeytinyağı stoklar sayesinde güvende Haber

Zeytinyağı stoklar sayesinde güvende

Dünyada yaşanan iklim krizi birçok tarım ürününde rekolte kaybına sebep olurken bu durumdan zeytinde etkilenmiş durumda. Türkiye’de geçen yıl elde edilen 421 bin tonluk zeytinyağı rekoltesi gelmiş geçmiş en iyi üretim rakamı olarak değerlendiriliyor. Bu rakamlarla kıyaslandığı zaman 2023 yılında çeşitli faktörler sebebiyle zeytinyağında bir miktar rekolte kaybı yaşanması bekleniyor. Son zamanlarda gündemde zeytinyağına ulaşılamayacak şeklinde oluşturulan algının rakamlara bakıldığında gerçeği yansıtmadığını ifade eden TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Genel Müdürü Güngör Şarman, rekolte kaybına rağmen iyi bir sezon geçirdiklerini ve geçen yıldan devreden stoklarla ülkede zeytinyağı sorunu yaşanmayacağını belirtti. Bu yılki zeytinyağı rekoltesinin yaklaşık 180 bin ton olarak beklendiğini söyleyen Şarman, “Geçen yıldan da hemen hemen aynı oranda devreden bir stokumuz var. Yaklaşık 40 bin ton Suriye’den olmak üzere 10 bin ton da fire ve salamura zeytinden geldiği takdirde 410 bin ton civarında bir zeytinyağı stokumuz olacak. Hem içerideki tüketiciye yetecek hem de ihracat yapacak kadar zeytinyağımız mevcut” diye konuştu. ZEYTİNYAĞI SIKINTISI ÇEKMEYECEĞİZ Geçen yıl zeytinyağında elde 421 tonluk rekoltenin gelmiş geçmiş en büyük üretim rakamı olarak değerlendirdiklerini söyleyen Şarman, “Bu rakamları yeni sezonla kıyasladığımızda ciddi bir üretim düşüşü var gibi gözüküyor. Ancak bu üretim düşüşü yeni çıkan tespitlere göre ülkeyi zeytinyağı yönünden sıkıntıya sokmayacak. Rakamlarla değerlendirmek gerekirse bu yıl 180 bin ton zeytinyağı rekoltesi bekliyoruz. Bir o kadar da geçmiş dönemden stokumuz bulunuyor. Yaklaşık 40 bin tonu Suriye’den olmak üzere, 10 bin ton da fire ve salamura zeytinden geldiği takdirde 410 bin ton civarında bir zeytinyağı stokumuz olacak. Yüksek bir devir stokuyla geliyor olmamız sebebiyle zeytinyağında elimiz güçlü. Bu bilgiler ve rakamlarda bize durumun kötü olmadığını gösteriyor. Hem içerideki tüketiciye yetecek hem de yurt dışına ihracat yapacak kadar zeytinyağımız mevcut” ifadelerini kullandı.    İHRACAT FIRSATINI İYİ DEĞERLENDİRMELİYİZ Ticaret Bakanlığı’nın dökme ve varilli zeytinyağı ihracatını kısıtlama kararıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şarman, “Bakanlık ihracat yasağını süresiz uzatmış gibi görünse bile ülkedeki üretim durumu belli olduğunda konuyu tekrar değerlendirmek konusundaki görüşünü çok net belirtiyor. Sektör temsilcileri olarak ihracatın serbestçe yapılabilmesini arzu ederiz. Özellikle bu sene İspanya ve İtalya’da düşük bir zeytinyağı üretiminden söz ediliyor. Geçen sene olduğu gibi bu senede ihracat için tam bir fırsat var. Elimizde yeterli miktarda ürünümüzün olması ve yurtdışı fiyatların yüksek seviyede oluşması lehimize bir durumdur. Böyle bir durumda fırsatı iyi değerlendirip ihracat miktar ve gelirini yukarılara çekmemiz gerekiyor” diye belirtti. 80 KURUŞLUK DESTEK ÇOK YETERSİZ Her sektörde olduğu gibi zeytin ve zeytinyağı sektöründe de çeşitli sıkıntılar olduğuna değinen Şarman, “Hali hazırdaki 80 kuruşluk destek çok yetersiz kalıyor. Bunun arttırılması sektör ve üretici açısından büyük önem taşıyacaktır. Zeytinyağı diğer ürünlere benzemez. Tamamen yerli ve milli bir ürünümüzdür ve zeytinyağının üreticisinin küstürülmemesi, kazancını sağlayabilecek ve hayatını devam ettirebilecek şekilde desteklenmesi gerekir. Ancak böylece zeytinyağını içerde tüketicimizle daha uygun şartlarda buluşturabiliriz ve en önemlisi de üretimdeki artışlar sayesinde ihracatımızı arttırarak ülkeye döviz kazandırırız” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Zeytinyağı analiz metotlarında düzenlemeye gidildi

Ege Bölgesi pamuk rekolte tahmini 179 bin ton Haber

Ege Bölgesi pamuk rekolte tahmini 179 bin ton

İzmir Ticaret Borsası 2023/24 sezonu Ege Bölgesi pamuk ekili alanlarının belirlenmesi ve ürün rekoltesinin tahminini açıkladı. İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri, Söke Ticaret Borsası, Aydın Ticaret Borsası ve Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği iş birliğinde Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü ile yapılan protokol dâhilinde gerçekleşen çalışmalar sonucunda Ege Bölgesi 2023/24 sezonu rekolte tahmini mahlıç pamuk üretiminin tahmini 179 bin ton olarak açıklandı. PAMUKTA REKOLTE TAHMİNİ 179 BİN TON Ege Bölgesi 2023/24 sezonu rekolte tahmini 460 bin ton olarak açıklayan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve GDO'suz Pamuk AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Uçak, bir önceki sezona göre bölgede pamuk ekim alanlarının yüzde 12,3 oranında azalarak 104 bin hektara düştüğü belirtti. Ortalama kütlü veriminin dekarda 440 kilogram olması beklendiğini ifade eden Uçak, “Buna göre kütlü üretimin 460 bin ton olacağını öngörüyoruz. Yeni sezonda çırçır randıman oranının yüzde 39 olacağı ve bu randıman oranı ile mahlıç pamuk üretiminin 179 bin ton olacağı tahmin edilmektedir” diye konuştu. İHTİYACIMIZ UZUN VADELİ DOĞRU POLİTİKALAR Tarımsal üretim ve emtia piyasaları savaşlardan ve hayatın normal akışını engelleyen deprem ve iklimsel olaylardan en hızlı ve en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğine dikkat çeken Uçak, “Bu nedenle yaklaşık son dokuz aydır pamuk piyasası beklenen ve istenen yapıda değil. Hatta son yirmi yıldır şahit olduğum en kötü ticari dönemin içinde olduğumuzu ifade edebilirim. Dünya pamuk fiyatları neredeyse 60 TL/kilogram seviyelerinde dolaşırken yerli pamuk fiyatımız 45-46 lira seviyelerini geçemiyor. Üretim maliyetleri 25 TL/Kilograma ulaşmışken, çekirdekli pamuk fiyatları 18-20 TL/ Kilogram kg seviyelerinde seyrediyor. Böylesi bir fiyat yapısı sürdürülebilir üretimi ve doğal olarak ticareti olumsuz etkiliyor. Özetle, pamuk üretiminde Türkiye’nin geleceğinin belirsiz olduğunu söyleyebilirim. Ancak karalar bağlamaya gerek yok, çözülemeyecek ve aşılamayacak engelimiz yok. İhtiyacımız olan tek şey uzun vadeli doğru politikalar” ifadelerini kullandı. DIŞA BAĞIMLILIK ARTACAKTIR Pamuk sektörü, üretimden sanayiye kadar yüzbinlerce insanın istihdam bulduğu stratejik açıdan önemli bir sektör olduğunu ifade eden Uçak, “Bu nedenle ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması kritik önem taşıyor. Bunun için üreticinin ve sanayicinin finansmana erişimi sağlanmalı ve özellikle tarımsal üretim maliyetleri döviz kurlarındaki artışa karşı korunmalıdır. Bizler, pamukta sürdürülebilir üretim için üreticilerimizin yeterli kazancı elde etmesini bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bu amaçla, yurtiçi ve yurtdışı piyasalardaki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve az evvel bahsettiğim bugünkü fiyat koşullarının üreticimize olumsuz etkisinin ortadan kaldırılması amacıyla prim desteğinin kilogram başına en az 5 TL  seviyesine yükseltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Pamuk sektörünün içinde bulunduğu sorunlara hızlı ve uzun vadeli çözümler sunulmadığı takdirde ekim alanlarımız ve dolayısıyla üretimimiz bir sonraki yıl daha da gerileyecek ve 30 milyar doların üzerinde bir ihracat gelirine sahip olan tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün hammadde açısından dışa bağımlılığı artacaktır” dedi. BU DURUMU CEHALET OLARAK TANIMLIYORUM Sektörle ilgili değerlendirmelerinden önce son zamanlarda yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda da bulunan Uçak, “Bugün burada mutlu bir şekilde, yüzlerimizin gülerek yeni sezona keyifle başladığımızın haberini vermeyi çok isterdim.  Ancak, biliyorsunuz sektörel sorunlarımız bir yana, son dönemde Rusya -Ukrayna savaşından sonra gerilimin hat safhaya ulaştığı İsrail Filistin savaşı dünyanın gündemine oturdu. İsrail'in Gazze’deki hastaneye yaptığı füze saldırısı sonrası geçtiğimiz gün cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 3 günlük yas ilan edildi. Sivillerin ve masum insanların savaşlarda yaşamlarını yitirmesi, hastane, okul ve benzeri kamusal alanların imha edilmesi tek kelimeyle insanlık suçudur. Bu suça ortak olan tüm kesimleri kınıyorum, savaşlarda ölen masum insanlara Allah’tan rahmet, öksüz ve yetim bırakılan çocuklara en içten duygularımla sabır ve irade temenni ediyorum. Her şey bir yana, içinde bulunduğumuz bilim ve teknoloji çağında savaşların hala topla tüfekle yapılıyor olmasını aklım almıyor. Açıkçası ben bu durumu cehalet olarak tanımlıyorum. Dilerim bir an önce tüm uluslar ortak akılda birleşerek bu anlamsız ego savaşlarına bir son verir” şeklinde konuştu.  GELECEK YIL REKOLTE DÜŞÜŞÜ YAŞANABİLİR Aydın Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sağel, “Pamuk denince akala Söke gelir. Türkiye’nin pamuk üretiminin yüzde 8’i Söke’de gerçekleşmektedir. Ovamızda 2023-2024 sezonunda 315 bin dekarlık alana pamuk ekimi gerçekleşti. Pamuk fiyatlarının düşük ve sabit olmasından dolayı çiftçilerimiz zor durumda. Fiyatlar bu şekilde devam ederse önümüzdeki sezon rekoltenin daha düşük olacağını tahmin ediyoruz.  Pamuğun ilerleyen zamanda daha çok değer görmesini umuyoruz” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İzmir'de elektrik kesintisi - 20 Ekim 2023 Cuma

Rekoltenin düşüklüğü nedeniyle üzülen çiftçi fiyatlardan memnun Haber

Rekoltenin düşüklüğü nedeniyle üzülen çiftçi fiyatlardan memnun

Manisa’nın Akhisar ilçesi Türkiye’deki en fazla zeytin ağacı varlığıyla zeytincilik sektöründe ön planda yer alıyor. Yaklaşık 14 milyon zeytin ağacına sahip ilçede bu yıl özellikle mayıs ve haziran aylarında zeytin ağaçlarının çiçeklenme dönemindeki dolu yağışları ve don olayları nedeniyle rekoltede büyük kayıplar yaşandı. Rekoltenin düşük olması sebebiyle de sofralık zeytinin adeta merkezi olan Akhisar’da hasat sezonu da buruk başladı. Normal sezonda ocak aylarına kadar süren hasadın bu yıl daha kısa sürmesi beklenirken, rekolte kaybı nedeniyle zeytin ve zeytinyağı fiyatlarında da yükselişin devam edeceği tahmin ediliyor. Rekoltenin düşmesi dolayısıyla alım fiyatlarının yükselmesi ise çiftçileri bir nebze memnun etti. Düşük rekoltesine rağmen kaliteli zeytin üreten çiftçiler, bölgeye özgü coğrafi işaretli domat ve uslu çeşitlerini büyük bir özenle topluyor. Sabahın erken saatlerinde toplanan zeytinler kasalanıp firmalara gönderiliyor. Verimin düşük olduğu zeytinde fiyatlar ise yüz güldürüyor. Geçen yıl kilosu 15-20 arasında satılan sofralık zeytinlerin kilogramı 70-80 lira arasında alıcı buluyor. Normal şartlarda ocak aylarına kadar süren hasadın düşük rekolte nedeniyle de daha kısa sürede tamamlanması bekleniyor. Rekolte düşük ama fiyatlar yüz güldürdü Geçtiğimiz yıla göre rekoltenin oldukça düşük olduğunu ancak fiyatlardan dolayı mutlu olduklarını söyleyen zeytin üreticisi Abdulkadir Kesen, “Bu yıl malum yurdun her tarafında malum dillendiriliyor. Verim çok az. Verim geçen yıla göre yüzde 20 rekolte var. Geçen sene bu bahçede 5 ton alıyorsak bu sene 1 ton alamayız. Ama fiyatlar iyi. Çiftçilerin yüzü güldü. Geçen yıl 15 TL olan alım fiyatı bu sene 75 TL civarında kapı açılıyor” dedi. “Rekoltenin düşük olacağını bekliyorduk” Beklentinin altında bir verim kaybıyla karşılaştıklarını söyleyen Akhisar Ziraat Odası Ziraat Mühendisi Sait Kaya, “Akhisar’da hasadımız başladı. Bu sene verim oldukça düşük. Beklentinin altında bir rekolteyle karşılaştık bu sene. Bu sene Akhisar’ın ürünü olan Akhisar Domat ve Akhisar Uslu’su çeşitlerinde hasada başladık. Yakın zamanda da Akhisar’da yetişen Trilye cinsinde hasat başlayacaktır. Geçen sene rekolte oldukça yüksekti. Rekor yılını yaşamıştık. Türkiye genelinde rekolte yüksekti. Akhisar’da rekoltenin biraz daha düşük olabileceğini bekliyorduk. Ancak çiçeklenme döneminde yaşadığımız bazı iklimsel olaylar, havaların soğuk ve yağışlı gitmesi özellikle çiçeklenme zamanında verimin beklediğimizin altında olmasına neden oldu” dedi. “Şu an fiyatlar tatmin edici düzeyde” Düşük rekolteyle birlikte alım fiyatlarının yükselmesi üreticiyi tatmin ettiğini söyleyen Kaya, “Akhisar sofralık zeytinin merkezi konumunda. Özellikle kalitesi açısından ön plana çıkan bir kent. Ağaç varlığı, verimi ve kalitesi çok yüksek bir kent. Şu an fiyatlar tatmin edici düzeyde. Fakat üreticinin elinde çok az zeytin olduğu için üreticinin çok da yüksek bir kazancı olmayacak. Şu anki fiyatlara bakarsak Akhisar Domatı için geçtiğimiz yıl 14-15 TL civarında rakam söz konusuyken bu dönemde 65-70 TL civarında bir rakam söz konusu. Ama verim düşük. Zeytinyağında da verimi etkiliyor. Dünya piyasasında yükselen bir fiyat söz konusu. Zeytinyağında fiyatların yüksek olmasının sebebi de dünya piyasasındaki fiyatların yüksek olması” ifadelerini kullandı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Manisa, paraşüt sporcularının uğrak noktası haline geldi

Şebin cevizinde rekolte düştü Haber

Şebin cevizinde rekolte düştü

İlçede çiftçilerin önemli gelir kaynakları arasında yer alan tescilli Şebin cevizinin bu sene rekolte az olsa da fiyatıyla üreticiyi memnun edeceği umut ediliyor. Şebinkarahisar Ziraat Odası Başkanı Muhlis Arslan, 2023 yılı hasadına başladıklarını ancak rekoltenin beklentilerinin altında olduğunu ifade ederek “Geçmiş yıllarda ortalama 600 ton rekolte gerçekleşen Şebin cevizinde bu sene 200 ton anca rekolte çıkması bekleniyor. Bu rekolte düşüklüğünün nedeni ise son yıllarda yalancı baharın etkisiyle ceviz ağaçları erken uyanıyor. Ardından ise zirai don yaşanıyor. Son iki yıldır üst üste yaşanan bu zirai donlar ceviz rekoltesini çok ciddi şekilde düşürmektedir. Zirai don nedeniyle yapılan tarım sigortasından da anlayamadığımız şekilde çiftçilerimiz yararlanamadı” dedi. Rekolte düşüklüğü fiyatları yükseltecek Rekolte düşüklüğünün fiyatlara da yansıyacağını ifade eden Ziraat Odası Başkanı Arslan, “Rekolte üreticinin istediği seviyede olmadı ancak, fiyatların yüksek olması belki üreticiyi memnun eder ama bu defa da tüketici mağdur olacak. İsterdik ki yüksek rekolteyle hem üretici hem de tüketiciler memnun olsun. Önceki yıl 75 ile 100 lira arasında satılan kabuklu Şebin cevizi bu sene 200-250 lira arasında piyasada alıcı bulacak hatta biraz daha fazla fiyatı yükselebilir. Şebin cevizine her geçen gün talep artarken, rekolte düşüklüğü fiyatları da yükseltecektir” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Giresun yaylalarında çevre temizliği

Kestane kabağında hasat başladı: Üretici verimden memnun Haber

Kestane kabağında hasat başladı: Üretici verimden memnun

Köyde 2006 yılında inşa edilen Kızıldamlar Baraj Göleti sayesinde bol suya kavuşan üreticiler, lezzetiyle ilgi gören kestane kabağının büyük bölümünü tezgahlara düşmeden tarladan satıyor. Hem baraj hem de İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün "bilinçli tarım" uygulamasıyla verimlilikte yüzde 80 artış sağlandı. Kızıldamlar Köyü Muhtarı Metin Gezen, köyün 100 haneden oluştuğunu söyledi. Sulama olmadan kestane kabağının yetişmediğini belirten Gezen, şöyle konuştu: "Bu sene sezonumuz çok iyi başladı. Verimlerimizi iyi. Bu sezon kalitenin en üst seviyesine çıktığımıza inanıyorum. İstanbul başta olmak üzere Marmara, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerine kabağımızı pazarlıyoruz. Üretici olarak bundan mutluluk duyuyoruz. Türkiye genelinde en kaliteli kabağın bizde olduğuna inanıyorum. Şu anda yüzde 70-80'i satıldı." Gezen, köyün bulunduğu 350 metre rakımın, kabak üretiminde aranan yüksekliklerden olduğunu dile getirdi. Çoğunlukla tatlısı yapılan kestane kabağının raf ömrünün uzun olduğunu vurgulayan Gezen, "Geçen yıldan evlerimizde kabaklarımız var, herhangi bir bozulma olmadı. 500 dönüme yakın bir arazide ekimi yapıldı ve 1000 ton rekolte bekliyoruz. Şu anda 8 liradan pazarlamasını yapıyoruz ve fiyatlardan memnunuz." dedi. Üretici Metin Demirkapı da 2009'da başladığı kabak üretiminden memnun olduğunu, dekar başına 2 ton rekolte beklediğini ifade etti. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kultik tütününde hasat ve kurutma dönemi başladı

Cevizde rekolte genç fidanların yetişmesiyle artıyor Haber

Cevizde rekolte genç fidanların yetişmesiyle artıyor

Dağlık yapıya sahip Çağlayancerit ilçesinin önemli gelir kaynakları arasında yer alan cevizin hasadı sürüyor. Uzun sopa yardımıyla dalından indirilen cevizler, elde veya ceviz kavlatma makinelerinde yeşil kabuğundan ayrılarak kurutmaya alınıyor. Üreticiler tarafından evlerin damları veya düz alanlarda kurutulan cevizler, bir haftalık sürecin ardından hazır hale getiriliyor. Aroması, dolgun yapısı, yağ oranı gibi özellikleriyle dikkati çeken Çağlayancerit cevizinde bu yıl rekolte artışı bekleniyor. Çağlayancerit Ziraat Odası Başkanı Ömer Çedene, hem Türkiye hem de Avrupa Birliği coğrafi işareti bulunan cevizlerinin doymuş ve doymamış yağ oranları bakımından diğer cevizlerden farklı olduğunu söyledi. İlçede ceviz hasadının sürdüğünü, her geçen yıl rekoltede artış gözlendiğini dile getiren Çedene, şunları kaydetti: "Her geçen gün üretim artıyor çünkü yetişen genç fidanlarımız var. Bu yıl 12 bin ton ceviz rekoltesi bekliyoruz. Şu an Çağlayancerit'te kayıtlı olarak 30 bin dönüm ceviz bahçemiz var. Bir o kadar da kayıt dışı var. Kayıt dışı araziyle birlikte 50 bin dönüm ceviz ekili alan mevcut. Avrupa Birliği tescili, cevizimizin tanıtımını, kalitesini ve verimini arttırdı. Bu konuda memnunuz." Çedene, ceviz fiyatlarının geçen yıla oranla düşük olduğuna dikkati çekerek, işçi ve girdi maliyetlerinin artmasının çiftçileri olumsuz etkilediğini söyledi. Tüccar Ömer Çetinkaya da bu yıl mahsul ve hasadın bereketli olduğunu anlattı. Cevizin vücuda şifa kaynağı olduğunu dile getiren Çetinkaya, herkesin Çağlayancerit cevizini tatmasını istedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Kahramanmaraş’ta cevizde hasat dönemi

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.