[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#roman

roman haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, roman haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şiirin silah yapıldığı bir dünya, dansla özgürleşir mi? Haber

Şiirin silah yapıldığı bir dünya, dansla özgürleşir mi?

Yapay zekâ, küresel salgınlar ve nanoteknoloji gibi, dünyanın yeni olanaklarına ve felaketlerine karşı insana, insanlığın kadim tarihine ve insan iradesine tutunan, yeni başlangıçların ve umudun meşalesini taşıyan yeni nesil bir bilimkurgu: İnanna'nın Dönüşü! Yazar Sabri Safiye yeni romanında okuru, uzay boşluğundan dünya uygarlığının dehlizlerine uzanan sıradışı bir yolculuğa çıkarıyor! Roman, tek merkez tarafından yönetilen ileri bir dünya düzeninde, ‘insan’ kalmanın olanağını sorguluyor. Öte yandan, uzaydaki bir kapsülde gerçekleşen sürpriz tanışma, hem geçmişin kadim bilgilerinin geleceğe aktarımı, hem de Tanrıça İnanna’nın dansının esrarının çözümü için çarpıcı ve aydınlık bir yol açıyor. KİTAP HAKKINDA Nadrian, nanoteknolojik şiirler sentezleyen, gözden uzakta bir uzay laboratuvarıdır. Dünya, Büyük Salgın’la boğuşmakta, Ana Ülke’nin Bilgi Bakanlığı, Düşük İstek Sendromu saptadığı insanları, şiir ve diyet kombinasyonuyla sözde tedavi etmektedir. Nadrian’dan uzay boşluğuna savrulan genç kazazede ‘Şanslı’, 92 yıllık yolculuğundan dönerken Temas III adlı eski bir kapsüle sığınmayı başarır. Şanslı’nın kapsüldeki simülasyon SIII ile tanışması, hem geçmişin kadim bilgilerinin geleceğe aktarımının, hem de Tanrıça İnanna’nın dansının esrarını çözmenin yolunu açacaktır.

Ayşe Kulin’in ünlü romanı ‘Veda’ sahneye taşınıyor Haber

Ayşe Kulin’in ünlü romanı ‘Veda’ sahneye taşınıyor

Tiyatrokare, tarihi drama "Veda" ile bir kez daha seyircinin karşısına çıkıyor.  Ayşe Kulin'in ünlü romanı "Veda"yı, Nedim Saban'ın imzasıyla Eylül ayının sonunda seyirciyle buluşuyor. Cumhuriyetin kurulduğu ilk günlerin getirdiği değişim sancılarının getirdiği gerilimli atmosferinde geçen oyun, yazarın son Osmanlı nazırı olan dedesinin hayat hikayesini konu alıyor. Arka planda ise dönemin olayları ve bir çağın değişiminde yaşanan acılar, umutlar, belirsizlikler ve kuşak çatışmalarına yer veriyor.  Düşman işgali altındaki İstanbul'u anlatıyor Merkezinde bir konağın sakinleri ve onların hayatlarının yer aldığı oyunda, savaşın acısı ve bireylerin bu değişim karşısında nasıl tepki verdikleri de sorgulanıyor. Oyun, özellikle düşman işgali altındaki İstanbul'un kaybına yoğunlaşıyor. "Veda”da aşk hikayeleri de önemli bir yer tutuyor. Özellikle Leyla Feray’ın canlandırdığı evlatlık Mehpare'nin evin muhalif kahramanı Fatih Gülnar ile yaşadığı aşk, oldukça buruk ve etkileyici bir izlenim bırakıyor. Evin iki genç kızı ise Batının kadın haklarına gözlerken, kendileriyle ilgili kaygı içinde. Leman'ın kurtuluş savaşının idealist doktoru Mahir ile gerçekleşen evliliği ise gerçek bir yaşanmış hikâyeyi anlatıyor.  Oyunun kadrosunda ise; Nevra Serezli, Leyla Feray, Aziz Sarvan ve Fatih Gülnar gibi önemli isimler yer alıyor.  Ayşe Kulin’in Robert Kolej’den okul arkadaşı olan Nevra Serezli “Deli Saraylı” rolü ile seyirci karşısına çıkarken, Ayşe Kulin’in dedesini oynayan Aziz Sarvan, ilk kez Şehir Tiyatrosu dışında bir prodüksiyonla seyirci karşına çıkacak. Oyunun tasarım ekibi ödüllü tasarımcılardan oluşuyor. Dekor ve kostüm tasarımında Eylül Gürcan, ışık tasarımında Ayşe Sedef Ayter ve görüntü tasarımında ise Necati Demircan'ın imzası bulunuyor.  Özellikle edebi uyarlamalarda yetkin olan Tiyatrokare, daha önce yine bir roman uyarlaması olan "Leyla'nın Evi" adlı oyunu 10 yıl boyunca sahnelemişti.  Oyun Künyesi  Yazan: Ayşe Kulin Uyarlayan ve Yöneten: Nedim Saban Dekor ve Kostüm Tasarımı: Eylül Gürcan Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter Görüntü Tasarımı: Necati Demircan  Oyuncular Deli Saraylı: Nevra Serezli Mehpare: Leyla Feray Ahmet Reşat: Aziz Sarvan Kemal: Fatih Gülnar Behice: Meral Asiltürk Azra: Zeynep Sevi Yılmaz Mahir: Alişan Özkan Suat: Gizemnur Topaloğlu Leman: Gizem Çayhanoğlu  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Usta oyuncu Haldun Dormen her gün tiyatro yönetiyor

Bu mahallede goller uyuşturucuya karşı atılıyor: Bataklıkta gül yetiştiriyorum Haber

Bu mahallede goller uyuşturucuya karşı atılıyor: Bataklıkta gül yetiştiriyorum

Tenekeli Mahalle, İzmir’in en eski semtlerinden biri. Yıllardır uyuşturucu ve diğer suçlar ile kentin tehlikeli bölgelerinden biri olarak anılıyor. Uyuşturucu kullanma yaşı her geçen gün daha da düşerken, birileri de çocukları ve gençleri bu bataktan kurtarmak için bir çıkış yolu arıyor. Onlardan biri de Tenekeli’de 1960 yılında kurulan Hür Adalet Spor Kulübü’nün uzun yıllardır antrenörlüğünü üstlenen Gürkan Canlıarslan… Mahalledeki 11-12 yaş grubu Roman çocukları spor sayesinde uyuşturucu kullanımından uzak tutmayı başaran Canlıarslan, yaşadığı tüm zorluklara rağmen örnek bir mücadeleye imza atıyor. Çocukları spor sayesinde hayata kazandıran Canlıarslan, “Mahallemiz kötü bir mahalle, bunun farkındayız, kimseden gizlemiyoruz. Ama burada çok yetenekli çocuklar var.  Çocukların kötü yollara düşmemesi için mücadele ediyorum. Bataklıkta gül yetiştirmeye çalışıyorum aslında” dedi. Saha ve tesis sıkıntısı başta olmak üzere maddi imkansızlıklar nedeniyle daha fazla çocuğa ulaşmakta güçlük çektiğini söyleyen Canlıarslan, yetkililere destek çağrısında bulundu. “YALNIZ KALIYORUM” Tenekeli’de doğup büyüyen ve antrenörlük hayatına başladığından bu yana hayatını mahalledeki çocuklara adadığını belirten Hür Adalet Spor Kulübü Teknik Direktörü Gürkan Canlıarslan, “Çocukların kötü yollara düşmemesi için mücadele ediyorum. Geçtiğimiz yıllarda uyuşturucu kullanımının önüne spor ile geçtik, bunu başardık. Çocuklarımızı okula, hayata kazandırdık ama ben mücadeleyi verirken yalnız kalıyorum. Birçok zorluğa göğüs geriyorum aileler ‘Çocuğum uyuşturucuya düşmesin’ diyor. Peki bunun için ne yapıyorlar? Hiçbir şey yapmıyorlar. Çocuk spora geldiği zaman futbolcu olma hayali kuruyor, aile bu sefer de ‘Romanlardan olmaz’ diyor. Maçlar oluyor, rakip takımın tribünü ful çekerken, benim bir velim maça gelmiyor. Çocuk maça gelecek ama veli o gün formasını yıkıyor. Cehalete karşı savaş veriyorum. Yerel yönetimlerden destek istiyorum. Çocuklarımızı uyuşturucudan spor ile kurtarabiliriz. Bunu daha önce başardık yine yapabiliriz. Burada hastalık belli, tedavi belli, sonuç belli. Tutmuş bir proje var, sadece destek istiyorum” diye konuştu.  SAHA İSYANI: ÇOK İHTİYAÇLARI VAR Tesis sıkıntısı yaşadıklarına da vurgu yapan Canlıarslan, “İdmanları Gıda Çarşısı’ndaki sahada yapıyoruz ama haftada 1-2 saat veriyorlar. O da 22.00-23.00 arası… Ben 11-12 yaş grubu takım çalıştırıyorum. O çocuk ertesi gün nasıl kalkıp okula gitsin? Bu semtteki çocukların herkesten daha çok sahaya ihtiyacı var. Ben o çocuğu buradan almazsam gidip uyuşturucuya bulaşacaklar. Daha fazla saha imkânı tanınırsa daha çok çocuğumuzun hayatına dokunuruz. Yatırımcılar buraya yatırım yapsa buradaki birçok çocuğun kurtulmasına vesile olacak. Ama kimsenin olaya bu açıdan baktığı yok” ifadelerini kullandı.  KİTAP OKUMA GÜNLERİ DE DÜZENLİYOR Semtteki okuryazarlık oranının da çok düşük olduğuna dikkat çeken Canlıarslan, “Çocuklara örnek olabilmek için ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirdim, birlikte kitap okuma günleri de düzenliyoruz. Her zaman diksiyonlarını geliştirmelerini söylüyorum. Çocuk buradan başka takıma gittiği zaman dışlanmasın diye. Mesela bizde ‘abe’ kelimesi var, bu tarz kelimeleri kullanmamalarını söylüyorum. Çünkü dalga geçiyorlar, bu da çocuğun özgüvenini kırıyor. Çocuk bir daha evden çıkmayabiliyor.  Uyuşturucu ile mücadele ederken bir yandan da okuma yazma oranını arttırmaya çalışıyoruz” diye konuştu. YETER Kİ ÇOCUK KENDİNİ KURTARSIN Toplumda Romanlara yönelik önyargılar nedeniyle profesyonel futbol takımlarının Hür Adalet’ten çok oyuncu almadığını ama zamanla bu önyargıyı Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan sayesinde yıktıklarının altını çizen Canlıarslan, “Mahallemiz kötü bir mahalle bunun farkındayız, bunu kimseden gizlemiyoruz. Ama burada çok yetenekli çocuklar var. Türkiye’nin Brezilya’sı burası. Sambacı dediğimiz oyuncularımız var ama ne yazık ki toplum bizleri dışlıyor, önyargılı ve ‘futbolcu olmaz’ gözüyle bakıyor. Bu önyargının aşılmasında Seyit Mehmet Özkan’ın katkısı çok büyük. Geçtiğimiz yıllarda bizden 10 oyuncu almıştı sonra çocukların önü açıldı. Sırasıyla Altay, Karşıyaka, Çanakkale Dardenel gibi takımlara oyuncularımızı yolladık. 6 tane oyuncumuzu milli takıma yolladık. Şimdi hepsi futbol sayesinde paralarını kazanıyor ama en önemlisi bizim karşımıza uyuşturucu satan, hırsızlık yapan biri olarak çıkmıyorlar.  Hedefimiz de bu, doğru istikamette doğru adımlar ile çocukları hayata kazandırmak. 50 tane şampiyonluğu bir tane oyuncumu profesyonel yapmaya değişirim. Yeter ki çocuk buradan kurtarsın kendini. Bataklıkta gül yetiştirmeye çalışıyorum aslında” ifadelerini kullandı.  Canlıarslan ayrıca yaşadığı ekonomik sıkıntılara da değinerek “Buradan idmana giderken servis kaldırıyoruz, her çocuktan 50’şer TL para topluyorum bazen veli veremiyor. Belediye bir servis tahsis etse veya bir sponsorumuz olsa bizler için daha iyi olacak” dedi. “YANLIŞ YERE YÖNELİYORUZ” Uyuşturucu ile mücadelede izlenen yolların yanlış olduğuna vurgu yapan Canlıarslan, “Uyuşturucu ile mücadele yaşının 12-13’lere düşmesi gerekiyor. Çocuğun ona bulaşmadan önüne geçmemiz gerekiyor ama burada yapılan bir yanlış var. 17-18 yaşındaki çocukları uyuşturucudan kurtarmaya çalışıyoruz, onları da kurtaralım ama bu çok zor bir mücadele. Kişi kendi istemediği sürece bırakamıyor.  Oysa biz mücadele yaşını 12-13 yapsak ileride kurtaracak çocuk da bulamayız yanlış yere yönleniyorlar. Çocuk bulaştıktan sonra kurtarmaya çalışıyorlar ama bulaşmadan önüne geçmemiz gerekiyor. Bunun için birçok şey yapılabilir spor, kültür sanat etkinlikleri, sinema belediyeler destek olsun buradan servis kaldıralım çocukları mangala, denize götürelim. Spor tesislerimizin sayısını arttıralım. Çocuklarımızı kurtaralım” çağrısı yaptı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kenan Başaran: Metin Kurt, futbolun Don Kişot’u

Romanlar gün yüzü görmeyecekler mi? Haber

Romanlar gün yüzü görmeyecekler mi?

ONURHAN ALPAGUT İşsizliğin kol gezdiği İzmir'in Tenekeli Mahallesi olarak bilinen Tepecik'teki Roman mahallesi, bir de bunun üstüne gençlerini kaybediyor. İşsizlik sebebiyle suça itilen gençlerin ufak sebeplerden dolayı 36 yıla kadar suça mahkum olduklarını ifade eden Tepecik Romanları Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Aşkın Özbaylar, yetkilere seslendi. Özbaylar, “İstiyoruz ki bu saatten sonra geriye bakmayalım ileri bakalım. Hiç olmazsa kaybettiklerimizi geri kazanalım. 30-40 yıl cezaya mahkum edilen gençlerimizin işledikleri suçlar cep telefonu hırsızlığı gibi düşük nitelikli suçlar. Konu hakkında yetkililer bize ulaşsın, bizimle irtibata geçsin” dedi. BİR TELEFONA 36 SENE CEZA Yıllardır polisler tarafından Roman gençlerin potansiyel suçlu olarak görüldüğünü söyleyen Tepecik Romanları Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Aşkın Özbaylar, “Öyle bir dönem yaşadık ki burada gençlerimiz, 5 liralık telefona 36 sene ceza aldı. Mahallemizde, hiçbir gencimiz durmuyor. Suçları, işlerinin güçlerinin olmaması, çaresizce hayatla mücadele etmeleri... Serbest meslek ile uğraştıkları için bugünleri var yarınları yok. Gençlerimizin hiçbirinin sosyal güvencesi mevcut değil. Türkiye Cumhuriyeti nüfus kaydında varlar, aslında yoklar. Bu çocuklarımız unutulmuş, perişan. Gün yüzü göremeyecekler mi? Biz istiyoruz ki bu saatten sonra geriye bakmayalım ileri bakalım. Hiç olmazsa kaybettiklerimiz geri kazanalım. 30-40 yıl hapse mahkum edilen gençlerimizin birçoğu cep telefonu hırsızlığı gibi ufak nitelikli suçları bulunuyor. Bu çocukların aileleri perişan. Lütfen yetkililer bizlere ulaşsın, bizimle konuşsun” dedi. ÇAĞRIDA BULUNDU Tenekeli mahallede yarım asırdır bulunduğunu ifade eden Tepecik Romanları Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Aşkın Özbaylar, “Gerekli birimler bize ulaştığı takdirde yetkililere yardımcı oluruz. Metropolümüzün suçlu olduğunu söyleyen polislerimiz, biz bunu düzeltebiliriz. Bunu düzeltecek eğitim programımız var. Bu çocuklarımıza sahip çıkılsın istiyoruz. Gerekli plan ve projelerimiz var. Tüm bu projeler ile halkımızı korkutmasınlar, bizimle bütünleşsinler. Halkımızı sevsinler. Bizler hain, terörist değiliz. İstesek de olamayız. Bizler peygamber soyundan geldik. Ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz, kanı dökülen bu bayrağa ihanet etmeyiz. Hainlik yapmadık, yapmayız da. Mülk amirleri, yerel yönetimler, Sosyal Politikalar Bakanlığı Ahmet’e, Mehmet’e gitmesinler. Direkt hedefe, yani biz sivil toplum örgütleri liderlerine ulaşsınlar. Burada dernek başkanı biziz. Bizlere ulaşsınlar, temel bilgiyi, sorunları bizden dinlesinler. Evin alt katına girip, üst katına çıkmamazlık etmesinler. Bir mahallemize girip, 100 mahallemize arkalarını dönmesinler. Tüm yetkililerden bizleri dinlemelerini istiyoruz. Eğer onlar buraya gelmiyorlarsa, bizleri davet etsinler biz gidelim. Artık iktidarda bizi duysun Roman açılımını ilerletsin. Yok saymasınlar, açılımı yaptıkları gibi raftan da dosyaları indirsinler” diye konuştu.

“Roman çocuklar yoksulluktan uzaktan eğitime katılamadı” Haber

“Roman çocuklar yoksulluktan uzaktan eğitime katılamadı”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA Roman Hafıza Çalışmaları Derneği (Romani Godi), ‘Kovid-19 Pandemisinden Çıkış Süresinde Türkiye’de Romanlar’ raporunu yayımladı. Dernek, rapor ışığında şu noktalara dikkati çekti: “Kapatma-karantina koşullarında işsiz kalan Romanlar daha da yoksullaştı, temel ihtiyaçlarını bile gideremez oldu. Toplumdan dışlandılar, ayrımcılığa uğradılar. Sosyal yardımlardan ve sağlık hizmetlerinden daha az yararlandılar. Roman çocuklar yoksulluktan uzaktan eğitime katılamadılar, okul terkleri arttı.” AĞIRLAŞAN ÇOCUK YOKSULLUĞU… Açıklamanın devamında ise şu sözler yer alıyor: “Tüm bu nedenlerle, pandemide ağırlaşan çocuk yoksulluğu ve derin yoksulluğun gelecek nesilleri ipotek altına almaması için kamusal önlemlerin alınması gerekiyor. Romanlar pandeminin derinleştirdiği eşitsizliklere karşı korunmalı. Peki, ne yapmalı? Roman topluluklar, pandemide katmerlenen ve derinleşen mevcut sorunlarına ve maruz kaldıkları eşitsizliklere karşı sosyal politikalarla korunmalı. Pandemide ciddi boyutlara ulaşan çocuk yoksulluğu ve derin yoksulluğun gelecek nesilleri ipotek altına almaması için kamusal önlemler alınmalı. Kovid-19 salgınında derinleşen sorunların kronikleşmemesi ve yaygın eşitsizliklerin kalıcı hale gelmemesi için Roman topluluklar kamusal önlemlerle desteklenmeli. Zira Romanlar, pandeminin etkisiyle daha da ağırlaşan bu koşulları ve hasarı destek almadan onaramaz.” Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: https://romanigodi.org/ohcr-girdi-cagrisina-katkicovid-19-pandemisinden-cikis-surecinde-turkiyede-romanlar/

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.