[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Rüzgar Enerjisi

Rüzgar Enerjisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rüzgar Enerjisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir'de Türkiye'de Rüzgar Enerjisi toplantısı düzenlendi Haber

İzmir'de Türkiye'de Rüzgar Enerjisi toplantısı düzenlendi

İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası ve TÜREB işbirliğinde, rüzgar enerjisi sektörünün ve sunduğu fırsatların aktarılması, temiz enerji kullanımının yaygınlaştırılması ve konu ile ilgili farkındalığın arttırılması amacıyla İZTO'da, Türkiye'de Rüzgar Enerjisi konulu toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan TÜREB Başkan Yardımcısı Arıcı, rüzgar kurulu gücünün 12 bin megavat civarında olduğunu kaydederek, ülke genelinde 4 bin 300 rüzgar türbini bulunduğunu aktardı. Elektrik enerjisinde kurulu gücün yaklaşık yüzde 11'inin rüzgar enerjisinden karşılandığını ifade eden Arıcı, Karadeniz'in yatırım yapılamayacak bölgeleri ile koruma alanları çıkartıldığında Türkiye'deki hemen her ilin rüzgar enerjisi potansiyelinin bulunduğunu sözlerine ekledi. TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey ise İzmir'in rüzgar enerjisi kurulu gücünün yanı sıra kule, dişli, kanat üretimiyle de rüzgarın sanayisinin başkenti olduğunu söyledi. Kökey, üretimin yüzde 70-80'inin ihraç edildiğinin altını çizerek, bu alandaki sanayinin gelişme potansiyeline dikkati çekti. Toplantıda Ateş Wind Power Tedarikçi Geliştirme Yöneticisi Uğur Uzar ve TPI Composites Türkiye Tedarikçi Kalite Müdürü Cenk Gitmez de üretim süreçlerini anlattı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Badminton’da İzmir dereceleri Bayraklı’dan çıktı

AB’den rüzgar yatırımlarına destek Haber

AB’den rüzgar yatırımlarına destek

Von der Leyen, Strazburg'da gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda "Birliğin Durumu" başlıklı bir konuşma yaptı. Avrupa rüzgar endüstrisinin son dönemde benzersiz zorluklarla karşılaştığına işaret eden von der Leyen, "Sanayi ve üye ülkelerle yakın işbirliği içinde çalışarak bir Avrupa Rüzgar Enerjisi Paketi ortaya koyacağız." dedi. "Rüzgar yatırımlarına izin süreçlerini daha da hızlandıracağız. Bu alanda AB genelindeki ihale sistemlerini iyileştireceğiz. Yeteneklere, finansmana erişime ve istikrarlı tedarik zincirlerine odaklanacağız." ifadelerini kullanan von der Leyen, gelecekte, çelik, batarya, elektrikli araçlar gibi temiz teknoloji sektörlerinde üretimin Avrupa'da yapılmasını hedeflediklerini söyledi. AP Genel Kurulu, dün AB'nin iklim değişikliğiyle mücadele ve Rus fosil yakıtlarına bağımlılığı sona erdirme planlarının bir parçası olarak 2030 yılı yenilenebilir enerji kullanım hedefinin yüzde 32'den yüzde 42,5'e yükseltilmesini onaylamıştı. Avrupa rüzgar enerji sektörü Birliğin yenilenebilir enerji hedeflerini yakalamak için yatırımlar ve izin süreçlerinde daha fazla destek talep ediyordu. AB ülkelerinde özellikle deniz üstü rüzgar santral yatırımları geçen yıl aratan maliyetler ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalar nedeniyle son 10 yılın en düşük seviyesine gerçekleşmişti. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

İEÜ'den eğitim odaklı iş birliği Haber

İEÜ'den eğitim odaklı iş birliği

Türkiye’de, üniversite-şehir bütünleşmesinin ilk modeli olan Kampüsİzmir’in kurucusu olan İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde, öğrencilerin eğitim olanaklarını geliştirmek için yapılan iş birliklerine bir yenisi daha eklendi. İEÜ Meslek Yüksekokulu, rüzgar enerjisinin yaygınlaşması konusunda önemli rol üstlenen TPI Composites ile iş birliği geliştirerek öğrencilerin mezun olmadan önce iş dünyasını tanımasının da önünü açtı. YENİ DERS AÇILIYOR TPI Composites bünyesinde görev yapan uzman isimler, İEÜ Meslek Yüksekokulu’nda bu yıl ilk kez açılacak ‘Alternatif Enerji ve Kompozit Malzemeler’ dersine konuk olarak bilgilerini öğrencilerle paylaşacak. İEÜ’lü gençler, sektör deneyimine sahip isimlerle tanışacak, sektörün ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda kendisini geliştirecek. TPI Composites ise, ihtiyaç duyduğu konularda İEÜ’lü isimlerden akademik danışmanlık, kurum içi eğitim ve organizasyon süreçlerinde destek alabilecek. Staj süreçlerinde de öncelik sahibi olacak İzmir Ekonomili gençler, yaşıtları arasında bir adım öne çıkacak. EĞİTİM STRATEJİLERİNİ GÜNCELLİYORUZ İEÜ ile TPI Composites arasındaki protokol, Rektör Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ile TPI Composites İnsan Kaynakları Direktörü Serhan Sayiner tarafından imzalandı. İEÜ Meslek Yüksekokulu Müdürü Burçin Önder, Sürdürülebilir Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Efe Biresselioğlu ve akademisyenlerin katıldığı imza töreninde konuşan Prof. Dr. Abacıoğlu, protokolün öğrenciler için önemli bir fırsat olduğunu söyledi. ''AMACIMIZ GENÇLERİMİZDE FARKINDALIK OLUŞTURMAK'' Prof. Dr. Abacıoğlu, “Birleşmiş Milletler’in 17 maddeden oluşan sürdürülebilir kalkınma hedefleri var. Bizler de bu konuyu çok önemsiyor, üniversitemizin eğitim stratejilerini bu hedeflere uygun bir şekilde oluşturuyoruz. Müfredatımızı da bu doğrultuda güncelliyoruz. Meslek Yüksekokulumuzda artık ‘Alternatif Enerji ve Kompozit Malzemeler’ dersini seçmeli olarak öğrencilerimize sunacağız. Buradaki amacımız, gençlerimizde hem farkındalık oluşturmak ve hem de onların bilgi düzeyini artırmak” diye konuştu. TEKNİK GEZİLERE DE KATILACAKLAR Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Rüzgar enerjisi, enerji ihtiyacının karşılanması konusunda çok önemli bir konumda. Birçok profesyoneli bünyesinde barındıran ve önemli operasyonlar gerçekleştiren TPI Composites ile imzalanan protokol, hem öğrencilerimiz hem de üniversitemiz için oldukça önemli. Protokol kapsamında firma tarafından görevlendirilecek kişiler, derslerde öğrencilerimiz bir araya gelecek. Öğrencilerimiz, aldıkları bu eğitimlerin yanı sıra dönem içerisinde gerçekleşecek teknik gezilere de katılacak. İş birliğinin gelişmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyor, sürecin hayırlı olmasını diliyorum." TPI Composites İnsan Kaynakları Direktörü Serhan Sayiner ise, İEÜ ile olan iş birliğini önümüzdeki dönemde artırarak sürdürmeyi hedeflediklerini söyleyerek, sürecin içinde yer almaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. HABER MERKEZİ

Sabancı Holding’in RES’ine SİT engeli Haber

Sabancı Holding’in RES’ine SİT engeli

TENZİLE AŞÇI İzmir’in Tire ilçesi ile Aydın’ın Germencik ilçesi arasında yer alan Kartal Dağı eteklerindeki Dampınar bölgesinde Sabancı Holding’e ait Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. tarafından Rüzgâr Enerjisi (RES) Santrali ve Patlatmalı Mobil Kırma Eleme Tesisi projesine ait bölgede SİT kararı açıklandı. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Tire ilçesi Büyükkale Mahallesi 112 ada 1 parsel ile Aydın ili Germencik ilçesi Dağyeni Mahallesi 191 ada 1 parsel içerisinde kalan RES projesine yönelik yerinde yapılan incelemelerde; Büyükkale Mahallesi’nde orman mülkiyetine ait taşınmaz üzerinde Klasik Dönem-Erken Helenistik Döneme tarihlendirilen yerleşim alanı olduğunu tespit etti.  Tespitin ardından bölge, “1. Derece Arkeolojik Sit Alanı” ve “3. Derece Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescillendi. Alınan kararda şu ifadelere yer verildi; “İzmir İli, Tire İlçesi, Büyükkale Mahallesi'nde, orman mülkiyetine ait 112 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde tespit edilen Klasik Dönem-Erken Hellenistik Döneme tarihlendirilen yerleşim alanının kararımız eki sit paftasında koordinatları ve sınırları belirlenmiş olan alanın 2863 sayılı Yasa'nın 7. maddesi hükümleri gereğince "1. derece arkeolojik sit alanı" ve "3. derece arkeolojik sit alanı" olarak tescillenmesine, tescil fişinin onaylanmasına, taşınmazların tapu kayıtlarına ilgili şerhlerin konulmasına, 2863 sayılı Yasa'nın 17. maddesi gereğince koruma amaçlı imar planlarının hazırlanarak iletilmesine” YARGIYA TAŞINMIŞTI Tire İlçesi’ndeki Küçükkale, Büyükkale ve Üzümler mahalleleri ile Aydın’ın Germencik İlçesi’ndeki Dampınar Mahallesi mevkiini de kapsayan proje için 24 Aralık 2022’de yapılması planlanan Halkın Katılımı Toplantısı, bölge halkının tepki duvarıyla karşılaşmış ve gerçekleştirilememişti. Halkın tepkisine rağmen devam eden 160 milyonluk proje için bakanlıktan geçtiğimiz Mart ayında vize çıkmıştı. “ÇED olumlu” kararının ardından bölge halkı yargı sürecini başlatırken bölgede antik kalıntılar olduğunu ve koruma altına alınası gerektiğini söylemişlerdi. HİÇBİR FAALİYET YAPILAMAYACAK Alınan SİT kararıyla birlikte bölgede tüm yapılaşmaların önüne set çekilirken karar şu ifadelere yer verildi; “1. Derece Arkeolojik SİT alanlarında  -    Kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak SİT alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılmayacağına, -    Resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu durumlarda yapılacak altyapı uygulamaları için Müze Müdürlüğü'nün ve varsa kazı başkanını görüşüyle konunun Koruma Bölge Kurulunda değerlendirilmesine, -    Taş, toprak vb. alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. açılmamasına, toprak, cüruf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme dökülmemesine,  -    Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetini etkiletecek şekilde tevhid-ifraz gibi uygulamaların ilgili idarelerin imar mevzuatı kapsamındaki uygun görüşleri ile birlikte Koruma Bölge Kurulunca değerlendirilebileceğine”

İzmir'den rüzgar türbinleri kanatlanıyor Haber

İzmir'den rüzgar türbinleri kanatlanıyor

Türkiye'de rüzgar enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip İzmir, rüzgarın enerjiye dönüştürülmesinde önemli görev üstlenen türbin kanatlarının üretim üssü haline geldi. Dünyada enerji kaynaklarının arzında oluşan darboğaz veya fiyat artışları sonrası ortaya çıkan enerji krizi, yerli enerji kaynaklarının kıymetini artırırken küresel iklim değişikliği de enerjinin temiz, yenilenebilir üretilmesini gerekli kılıyor. Bundan dolayı son yıllarda rüzgar türbinlerine ilgi artıyor. Türkiye'de de rüzgar enerjisinin elektrik kurulu gücündeki payı yatırımlar sayesinde yüzde 11'e yaklaştı. Ülkenin rüzgar enerjisindeki 11 bin 400 megavatı aşan kapasitesi 47 ildeki santrallerden oluşuyor. İZMİR EKİPMAN ÜRETİMİYLE ÖNE ÇIKIYOR Rüzgar enerjisinde 1754,9 megavatla ülkenin en yüksek kurulu gücüne sahip İzmir, bu alandaki ekipman üretimiyle de öne çıkıyor. İzmir'de 3 firma bünyesinde 4 kanat üretim tesisi bulunuyor. Kentte yaklaşık 22 yıldır süren kanat üretimi bu yıl 6 bin kişinin üzerinde direkt istihdam sağlıyor. Üretim, 700 milyon doların üzerinde ciro ve 500 milyon dolardan fazla ihracat sağlıyor. İzmir'de yılda yaklaşık 4 bin kanat üretimi yapılıyor. Üretimin yüzde 75'inden fazlası ihraç ediliyor. Rüzgar türbinleri kule, jeneratör, elektronik aksamlar ve kanat olmak üzere 4 ana bileşenden oluşuyor. Türbinlerin en çok harekete ve zorlanmaya maruz kalan parçası olan kanatlar, rüzgarla harekete geçiyor. Kanadın hareketiyle elektrik üretim süreci başlıyor. Kanatların üretimi, emek yoğun bir çalışma ile yapılıyor. Bir insanın içinde ayakta durabileceği büyüklükteki kanatlar kompozit denilen birden fazla yapı malzemesinin bir araya gelmesinden oluşmuş malzemelerden üretiliyor. Üretimin ana malzemesini cam elyafı, karbon elyaf ve reçine oluşturuyor. Kanatlar iki kabuk halinde üretiliyor. Kabuk kalıpları, kanadın uzunluğuna göre 60 ya da 80 metrelik olabiliyor. Kalıplara kumaşlar seriliyor ve reçine ile tutturuluyor. Kabukların noktasına göre serilen kumaş miktarı değişiyor, kimi yerde dört kat kimi yerde yüz kattan fazla kumaş seriliyor. Kabuk aşamasından sonra kanat yüzeyinin hazırlanması süreci başlıyor. Zımpara ve kuleye monte edilmesi için ilgili bölgenin bağlantı işlemlerin yapılması ile bazı teknik işlemler yapılıyor. Kanat boyandıktan sonra da sevkiyata hazır hale geliyor. Kalıptan bir kanadın ortalama çıkma süresi 24 saati bulurken tüm işlemlerin bitirilmesi kanat yapısına göre 1-2 hafta sürebiliyor. HATA PAYI MİLİMETRİK OLARAK ÖLÇÜLÜYOR El emeği ile oluşan bu dev yapılarda hata payı milimetrik olarak ölçülüyor. Çok sıkı kontrollerden geçen yapıların türbine takıldıktan sonra 20-30 sene ve yer yer 300 kilometreye çıkan hızlarda çalışacağından emin olunuyor. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, İzmir'den Çin dışında dünyanın her bölgesine kanat gönderildiğini söyledi. Türkiye'deki ilk rüzgar türbinlerinin 25 sene önce İzmir'de kurulduğuna değinen Kalaycı, "İzmir'de aslında rüzgar serüveni o şekilde başladı. Bu 25 yıl içerisinde Türkiye'deki rüzgarın merkezi haline geldi İzmir. Genel müdür olduğum şirket 2001 senesinde İzmir'de yatırım kararı aldı, rüzgarlı bölgelerin merkezinde yer alması ve liman şehri olması nedeniyle. 2001'den 2010'lu yılların ortalarına kadar ciddi bir ekosistem oluşturduk. Bir rüzgar türbini kanadında 1000'den fazla alt parça mevcut. İlk yıllarda bunların tamamı yurt dışından geliyordu. Dönem içerisinde yerlileşmede yüzde 70'lere kadar ulaştık" ifadelerini kullandı. Kalaycı, İzmir'in kanatta dünya ölçeğinde bir üretim üssü haline geldiğini vurgulayarak, "Çin haricinde dünya üzerinde bu kadar kümelenmenin olduğu tek şehirdir İzmir. İzmir kadar istihdamın ve ihracatın olduğu başka bir şehir dünyada mevcut değil, ne Avrupa tarafında ne Amerika tarafında" dedi. "İZMİR DÜNYANIN EN BÜYÜK ÜRETİM TESİSİ" İzmir'de kurulu TPI Composites'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar da diğer fabrikalarla beraber İzmir'i dünyanın en büyük üretim üslerinden biri yaptıklarını söyledi. Salgın ve Rusya - Ukrayna savaşıyla daha belirginleşen enerji krizi sonrasında rüzgar enerjisine ciddi bir talep olduğunu kaydeden Serdar, bu nedenle son yıllarda üretimin de artış gösterdiğini belirtti. Serdar, İzmir'in kanat üretiminde önemli bir noktaya gelmesinin 3 nedeni olduğunu ifade ederek, "Öncelikle İzmir'in rüzgarı var. Türbin kurulumları anlamında da ciddi bir potansiyeli var. Daha önemlisi limanları nedeniyle ihracat açısından lojistiği uygun bir lokasyon. En önemlisi insan kaynağı. İzmir'in insan kaynağı da özellikle İzmir'in insanı da çok fazla yenilenebilir enerji, yeşil enerji alanında iş yapma arayışında, bu sektörü tercih ediyor" diye konuştu. AA

Kartal Dağı’nda tarih ve doğa katliamı sürüyor Haber

Kartal Dağı’nda tarih ve doğa katliamı sürüyor

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER İzmir’in Tire ilçesi ile Aydın’ın Germencik ilçesi arasında yer alan Kartal Dağı eteklerindeki Dampınar bölgesinde Sabancı Holding’e ait EnerjiSA Enerji Üretim A.Ş. tarafından Rüzgâr Enerjisi (RES) Santralı ve Patlatmalı Mobil Kırma Eleme Tesisi kurulmak üzere başlatılan ÇED sürecinde son düzlüğe girildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nda ele alınan proje dosyasına son şekli verildi. 24 Aralık 2022’de yapılması planlanan Halkın Katılımı Toplantısı, bölge halkının tepki duvarıyla karşılaşmış ve gerçekleştirilememişti. Alanda yapılan protestoda bölge halkı, doğal alanda büyük tahribata neden olacak projeye karşı mücadele edeceklerini haykırmışlardı. Halkın tepkisine rağmen devam eden 160 milyonluk projeye ilişkin konuşan Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, mücadeleden vazgeçmediklerini ve itirazlarını yenileyeceklerini söyledi. MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK Projeye yeniden itiraz edeceklerini belirten Aydın, “Bölge halkı olarak İDK döneminde bu projeye karşı olduğumuzu açıklamış ve itiraz dilekçelerimizi vermiştik. Bu süre içinde belediye de projeye karşı itiraz dilekçesi vermişti. Şu anda da itiraz süremiz var. Biz bu süre içerisinde de gerekli yerlere itirazımızı yapacağız. Mücadelemiz devam edecek. İDK sürecinde buradan 105 itiraz dilekçesi vermiştik. Yeni itiraz sürecinde bu sayının daha da artmasını bekliyoruz Dampınar bölgesindeki vatandaşlar da projeye itiraz edecekler” dedi. ZEYTİN YASASINA MUHALEFET OLUR Proje içerisindeki kırma-eleme tesisi konusunda da zeytin yasasına dikkat çeken Aydın, “Proje sürecinde buraya gelen yetkililer taleplerimizi dinlediler ve projede gerekli değişikliklerin yapıldığını söylediler. Ancak ne kadar değiştirildi bilemiyoruz. Mesela projede kırma eleme tesisi de vardı. Bu tesisi kaldırdıklarını söylediler ama denilen yapıldı mı bize net bir bilgi verilmedi. Bu süreç içerisinde net bilgilendirilmedik. Kaldı ki kırma eleme tesisi kaldırılmadıysa bile bölgedeki zeytin ağaçlarının varlığıyla birlikte zeytin yasasına muhalefet oluyor” diye konuştu. KIZILÇAMLARIN YÜZDE 10’U GİDECEK Projenin hayata geçirilmesi durumunda hem tarih hem de doğa açısından geri dönülemez tahribatlar yaşanacağının altını çizen Aydın, “Projenin yapılacağı Kartal Dağı, arkeolojik kalıntılar açısından zengin bir bölge. Zaten Kültür Varlıkları Koruma Kurulu Tarafından da bazı alanlar tescillendi. Projenin olduğu alanda bir tarihi manastır kalıntısı olduğu söyleniyor. Ancak ormandaki ağaç dokusu o kadar sık ki ortaya çıkması kolay olmuyor. Bu projeye onay verilirse ormanlarda yeni yollar açılacak ve bölgedeki hareketlilik artacak. Bunun için hem alandaki kızılçam ormanlarının yüzde 10’u gidecek hem de tarihi doku zarar görmüş olacak. Önceden devlet ormanlarını vatandaştan korurdu şimdi vatandaşlar devletten korumaya çalışıyor. Biz vazgeçmedik, mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Enflasyonun 'ilacı' yenilenebilir enerjide Haber

Enflasyonun 'ilacı' yenilenebilir enerjide

APLUS Enerji ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) tarafından hazırlanan "Artan Elektrik Fiyatları ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Piyasaya Etkisi" başlıklı raporda, Türkiye'de yenilenebilir enerji santrallerinin ve bu santrallere verilen teşviklerin piyasaya etkileri değerlendirildi. Çalışmada,Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) veya Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) kapsamında geliştirilen projelerin ve daha çok lisanssız santralin hayata geçmesi durumunda, 2021'in tamamı ve 2022'nin ilk yarısında serbest piyasadaki elektrik fiyatlarının ne olacağının ölçülmesi amaçlandı. Buna göre, Türkiye'nin toplam 19 gigavat olan güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücünün bugün 36 gigavat olması durumunda, serbest piyasadaki elektrik fiyatının artan YEKDEM maliyetlerine rağmen 2021 için gerçekleşen değerlere göre yüzde 3,5, yılın ilk 6 ayındaki değerlere göre ise yüzde 11,8 daha düşük olacağı hesaplandı. Yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminin daha yüksek olduğu bir senaryoda, Temmuz 2022 itibarıyla yüzde 144,6 olan yıllık ÜFE enflasyonunun yüzde 129,2 ve aynı dönemde yüzde 79,6 olan yıllık TÜFE enflasyonunun ise yüzde 72,39 olacağı öngörüldü. Yenilenebilir kaynaklardan artan üretim sayesinde, öncelikle yüksek maliyetli gaz ve ithal kömür üretiminin ikame edileceği değerlendirilen çalışmada, geçen yıl için ülkenin ithal yakıt faturasının 3,1 milyar dolar, enerji krizinin derinleştiği 2022'nin ilk 6 ayı için ise 3,3 milyar dolar düşeceği hesaplandı. Yenilenebilir kaynaklarla karbon yoğun kaynakların ikame edilmesi yoluyla 2021'de 22,9 milyon ton karbondioksit eşdeğeri, bu yıl ise 13,4 milyon ton karbondioksit eşdeğeri karbon azaltımı yapılacağı tahmin edildi. Çalışmada 18 ay için hesaplanan toplam karbon emisyonu azaltım miktarı 2022 için açıklanan elektrik üretimi kaynaklı karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 28'ine denk geliyor. Küresel enerji krizinden korunmak için en uygun alternatif rüzgar ve güneş APLUS Enerji Ortağı Volkan Yiğit, rapora ilişkin, "Çalışma, küresel enerji krizi baş gösterdiği sıralarda eğer daha yüksek yenilenebilir enerji kurulu gücü yapılabilmiş olsaydı ülkedeki serbest piyasa elektrik fiyatlarının daha düşük olacağını gösteriyor. Eski YEKDEM santrallerinin alım garantisi süreleri sona erdikçe, yenilenebilir enerji üretiminin maliyetler üzerindeki düşürücü etkisi daha da gözle görülür olacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Bu katkının yanı sıra yenilenebilir enerjinin ithal yakıt bağımlılığının azaltılması, arz güvenliğinin sağlanması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi gibi çok yönlü faydaları getireceğini dile getiren Yiğit, "Bu açılardan piyasada hem maliyetlerin düşürülmesi hem de çok yönlü faydalardan yararlanılabilmesi için atılması gereken adım, kapsamlı bir yenilenebilir enerji strateji ve hedeflerinin oluşturulmasıdır." ifadesini kullandı. SEFİA Direktörü Bengisu Özenç ise küresel olarak yüksek enflasyonun hakim olduğu bir ortamda, yenilenebilir kaynakların elektrik üretiminde payının artırılmasının özellikle küresel emtia fiyatlarının yükseldiği dönemlerde enflasyonu kontrol etmede etkili olduğunu ve bu açıdan önemli bir strateji olarak öne çıktığını belirtti. Bu yaklaşımın ipuçlarının zaten yakın zamanda ABD'de devreye giren ve enerji dönüşümünü merkeze alan Enflasyonla Mücadele Paketi'nde görüldüğünü aktaran Özenç, şunları kaydetti: "Çalışmamızda kronik olarak yüksek enflasyonla mücadele etmekte olan Türkiye'de güneş ve rüzgarın payının artması durumunda enflasyonun 7 puan daha düşük gerçekleşebileceğini ortaya koyduk. Ayrıca, güneş ve rüzgara dönüşle enerji bağımsızlığının güçlenmesi sayesinde döviz kurunun olumsuz etkilerinin sınırlanacağı ve kamu bütçesi dinamiklerinin rahatlayacağı düşünüldüğünde, uzun vadede vergi yükünün azalacağı ve alım gücü üzerindeki dolaylı artırıcı etkilerin toplum refahını yükselteceği de söylenebilir." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.