Enerjide dışa bağımlılığa çözüm DEÜ’den
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Elektronik Malzemeler Üretim ve Uygulama Merkezinde (EMUM) yürütülen doktora sonra araştırma projesi kapsamında, alüminyum fabrikası atığı olan kırmızı çamur, demir çelik fabrikası atığı olan tufal gibi endüstriyel atıkları ve aynı zamanda da laboratuvar dağlama atığını dönüştürerek katma değeri yüksek olan hidrojen ortaya çıkarılıyor. Proje yürütücüsü Dr. Sibel Demiroğlu Mustafov, “Biz doğaya zarar vermeden enerjiyi nasıl kullanabiliriz sorusuyla yola çıkıp endüstriyel ve laboratuvar atıklarından elde edilen gözle görülemeyecek kadar küçük nano malzemeler ve güneş ışığı ile su kullanılarak hidrojen gazı ürettik.Ulaşımdan sanayiye kadar pek çok alanda kullanılan hidrojen enerjisi EMUM alt yapısı kulllanılarak üretiliyor. Böylelikle hem ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı azaltmış hem de atıklardan ileri dönüşümü yapılarak katma değeri yüksek bir ürün elde edilmiş oluyoruz” sözlerini ederken, doktora öğrencisi Begüm Uzunbayır ise “Ne yazık ki bu tür malzemeler ülkemizde yüksek fiyatlara ithal ediliyor. Merkezimizde elde ettiğimiz hedef malzemesi ile on binlerce ince film biriktirebileceğiz ve yine merkezimizde temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan güneş hücresi çalışmalarında kullanabileceğiz” diye konuştu.
“ATIKLARDAN TEMİZ ENERJİ ÜRETİMİ”
Mustafov, yaptığı konuşmada temiz enerjinin üretim aşamasını ve önemine yer verdi. Mustafov, “Bu çalışma, benim TÜBİTAK’tan yürütücü olarak destek aldığım ve Dokuz Eylül Üniversitesi EMUM’da yürütmekte olduğum doktora sonrası araştırma projem. Projeyi danışman hocam Doç. Dr. Mustafa Erol ile birlikte yürütmekteyiz. Bu projede alüminyum fabrikası atığı olan Red Mud (kırmızı çamur), demir çelik fabrikası atığı olan tufal gibi endüstriyel atıkları ve aynı zamanda da laboratuvar dağlama atığı olan CVD atığını dönüştürerek bir ürün ortaya çıkartıyoruz. Bu ürün temiz enerji ya da yeşil yakıt olarak da bilinen hidrojendir” dedi.
FOSİL YAKITLARIN YERİNİ ALACAK
Projenin birçok alana olumlu etkisi olacağını belirten Mustafov, “Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için öncelikle karbondioksit emisyonunu azaltmamız gerekiyor. Biz doğaya zarar vermeden enerjiyi nasıl kullanabiliriz sorusuyla yola çıkıp endüstriyel ve laboratuvar atıklarından elde edilen gözle görülemeyecek kadar küçük nano malzemeler ve güneş ışığı ile su kullanılarak hidrojen gazı elde ettik. Ulaşımdan sanayiye kadar pek çok alanda kullanılan hidrojen enerjisi EMUM’da geliştiriliyor. Böylelikle hem ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmış hem de atıklardan ileri dönüşüm yaparak katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluyoruz. Üstelik bu proje sayesinde alüminyum ve demir-çelik fabrikalarının atık sorununa çözüm oluyoruz” şeklinde konuştu.
DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ AZALACAK
Uzunbayır, ortaya çıkartılan ürünlerin Türkiye’nin enerji bakımından dışa bağımlılığını azaltmasında etkili olacağını belirterek “Merkezimizde tanımlı laboratuvar atığını kullanarak hedef malzemesine dönüştürdük. Hedef malzemesi ince film biriktirme yöntemlerinde, özellikle güneş hücresi üretmek için sarf malzeme olarak kullanılıyor ve ne yazık ki bu tür malzemeler ülkemizde yüksek fiyatlara ithal ediliyor. Üniversitemiz Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğünce desteklenen çok disiplinli araştırma projemizden edinilen tecrübe sayesinde geliştirdiğimiz hedef malzemesi ile on binlerce ince film biriktirebileceğiz ve yine merkezimizde temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan güneş hücresi yani çoğu yerde kullandığımız güneş enerji pillerinde kullanabileceğiz.Özetle atıktan ürettiğimiz malzeme ile dışa bağımlılığımız azalırken merkezimizde güneş hücresi üretebilir duruma geldik” ifadelerine yer verdi.