[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#şap hastalığı

şap hastalığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, şap hastalığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şap hastalığına karşı aşılama kampanyası başladı Haber

Şap hastalığına karşı aşılama kampanyası başladı

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye için önemli hayvan hastalıkları arasında yer alan şapa karşı yıllar içinde yürütülen çalışmalar ve alınan önlemler sayesinde, hastalığın seyrinin ve yayılımının kontrol altına alındığı bildirildi. Trakya'nın, Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı (WOAH) Genel Kurulu'nda alınan kararla aşılı arilik statüsü kazandığı anımsatılan açıklamada, Bakanlığın hastalıkla mücadele kapsamında uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaptığı ifade edildi. Açıklamada, bu kapsamda 2023 yılı başında FAO temsilciliği aracılığıyla Irak'tan gelen numunede "SAT-2 serotipi" izole edilerek aşı üretim çalışmalarına başlandığı belirtilerek, 37 gün gibi kısa sürede Şap Enstitüsü Müdürlüğünce aşı üretiminin gerçekleştirildiği kaydedildi. YILDA İKİ KEZ AŞILAMA YAPILIYOR Bu yıl mart ayında yeni şap serotipinin Türkiye'de ilk kez görülmesiyle tüm önlemlerin alınarak aşılama çalışmalarına başlandığı vurgulanan açıklamada, "31 Ağustos itibarıyla yaklaşık 30 milyon doz aşı üretimi gerçekleştirilmiş, yaklaşık 14 milyon büyükbaş, 2 milyon küçükbaş hayvan aşılanmıştır. Ülke genelinde ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde kampanya şeklinde olmak üzere yılda iki kez büyükbaş hayvanların tamamı veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni ve teknikerleri tarafından aşılanmaktadır. Hastalığın hayvanlar üzerindeki etkisini azaltmak ve yayılımını engellemek amacıyla hayvanların aynı aşı ile birden fazla kez aşılanması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada, Şap Enstitüsü Müdürlüğünce üretilen "SAT-2 serotipi" içeren tetravalan aşılar kullanılarak sonbahar şap aşılama kampanyasının bugün başlatıldığı bilgisi verilerek, şunlar kaydedildi: "Sonbahar kampanya döneminde kullanılmak üzere 6 milyon doz aşı sahaya gönderilmiş olup, aşı ulaşmayan il kalmamıştır. Kampanya dönemi boyunca yaklaşık 15 milyon aşı sahaya gönderilecektir. Söz konusu 2 aylık kampanya döneminde ülkemizdeki tüm büyükbaş hayvanların aşılanması sağlanacaktır. Hastalığın yayılımının önüne geçmek için sıkı yol kontrolleri uygulanacak olup, aşısız hiçbir hayvanın hareketine izin verilmeyecektir." ÜRETİCİLERİN TEDBİRLERE UYMASI ÖNEM TAŞIYOR Ayrıca, hastalık tespit edilen noktalarda karantina tedbirleri alınarak aşılama faaliyetlerinin sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Mücadeleye katkı sağlamak üzere mihrak yönetimi, mihrak araştırması, karantina, temizlik ve dezenfeksiyon, biyogüvenlik uygulamaları, hastalık hakkında farkındalık oluşturulması, yetiştiricinin bilgilendirmesi ve paydaşlar arası işbirliği geliştirilmesi amacıyla bölge illerinin katılımıyla tam zamanlı saha tatbikatı eğitim ve uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Bu yapılan çalışmalar WOAH ile de paylaşılmaktadır. Hayvanların hastalıktan etkilenmemesi ve verim kayıplarının yaşanmaması için hastalıkla ilgili aldığımız tedbirlere tüm üreticilerimizin uyması ve hayvanlarını aşılatmaları büyük önem arz etmektedir." BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ÖĞRENİNCE ŞOK OLACAKSINIZ! BU ÜRÜNLER ASLINDA ERKEKLER İÇİN ÜRETİLDİ

Şap hastalığı kısıtlaması kaldırıldı Haber

Şap hastalığı kısıtlaması kaldırıldı

Türkiye’nin farklı illerinde yaklaşık 2 aydır görülen SAT-2 tipi şap virüsü nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık hayvanlarda görülen bu hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla çeşitli önlemler aldı. Alınan tedbirler istikametinde ithalat, ihracat ve kesim maksatlı sevkler dışındaki tüm hayvan hareketleri yasaklandı. PAZARLAR AÇILDI Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, şap hastalığı nedeniyle hayvanların kesimi, ihracı, ithali ve hayvan hareketlerine getirilen kısıtlama ve yasakların, karantinası devam eden yerler dışında ve 3 kural çerçevesinde 28 Nisan 2023 tarihinden itibaren son bulduğunu açıkladı. Önlem maksatlı kapatılan hayvan pazarları ise açıldı. FİYATLAR DÜŞECEK Hayvan pazarlarının kapalı olması nedeniyle yükselen et fiyatlarının ise önümüzdeki günlerde düşmesi bekleniyor. Adana Kasaplar Odası Başkanı Saruhan Yağmur, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Et fiyatlarının hastalık nedeniyle yükseldiğini anlatan Yağmur, “Şap hastalığından dolayı canlı hayvan giriş ve çıkışları olmadı. Canlı hayvan pazarları kapalı olduğu içinde fiyatlar yükseldi. Bakanlığa bizler başvuruda bulunduk ve bu taleplerimiz sonuçlandı. Aşısı vurulan hayvanların sevkiyatı artık açıldı. Yüksek fiyatları da biz bakanlığa bildirdik ve onlarda gerekli önlemleri alacağını belirtti. Salı gününden itibaren Et ve Süt Kurumu bulunan illerimizde tüm kasaplarımız et alabilecek” diye konuştu. "FİYATLARIN DÜŞMESİNİ BEKLİYORUZ" Hem esnafımıza hem de vatandaşlarımıza ucuz eti ulaştırmak için elimizden gelen tüm gayretleri gösteriyoruz. Vatandaşlar yakında ucuz et yemeye başlayacak. Ancak bunda da ilçe ilçe fark edecek. Seyhan ve Yüreğir ilçelerinde kiralar daha ucuz olduğu için buralarda et fiyatlarındaki düşüş gözle görülecek. Şap hastalığı nedeniyle fiyatlar yüksek tutuldu. Ancak kısıtlamalar kaldırıldı, fiyatların biran önce düşmesini bekliyoruz” dedi. Şehmus Oğuz ise vatandaşlara ucuz et yedirmek istediklerini belirterek, “Şap hastalığı bitti. İlimize daha fazla canlı hayvan gelmeye başlayacak. Böylece et fiyatları düşecek. Bizler vatandaşımıza ucuz et yedirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. İHA

Şap hastalığı tehlikeli düzeyde Haber

Şap hastalığı tehlikeli düzeyde

AYSELİN UZUN- ÖZEL HABER Son zamanlarda şap hastalığı hızla yayılıyor. Halk arasında “Dabak” diye de adlandırılan şap, daha çok sığır, koyun ve keçi gibi hayvanlarda görülüyor. Şap virüsü özellikle salya ile saçım, burun akıntısı gibi yollarla bulaşıyor. Bulaştığında ilk olarak ağızda köpürme, tırnak aralarında ülseratif lezyonlar şeklinde gözleniyor. Ayrıca sadece hayvanlara değil insanlara da bulaşma tehlikesi bulunmakta. Uzman Veteriner Hekim Burak Baran, şap hastalığının bulaşmasını engellemek için şu önerilerde bulundu: “Şap hastalığı şekillenen hayvanlara müdahale ederken mutlaka eldiven takılmalı ve tek kullanımlık önlükler giyilmelidir. Şaplı hayvanlarla müdahale edildikten sonra insanların mutlaka el ve yüz çevrelerini dezenfekte etmeleri gerekmektedir.” YENİ VARYANT DAHA BULAŞICI  “Son zamanlarda hastalığa yakalanan hayvanların artış sebebi SAT-2 suşu’nun diğer şap hastalığı suşlarına göre daha bulaşıcı olmasıdır. Bundan dolayı bir an önce gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir” diyen Veteriner Hekim Baran, şap hastalığının bulaşıcılığı konusunda uyardı. Elde bulunan şap hastalığına karşı ülkedeki var olan aşıların yetersiz kaldığını belirten Burak Baran, “Şap hastalığının varyantı SAT-2 suşu ülkemizde daha önceden görülmediği için, eski şap aşıları SAT-2’ye fayda etmiyordu. Ancak, yeni varyantın aşısı üretildi ve ülkemize geldi. SAT-2 suşu antikoru bulunduran aşılar tarım ilçe müdürlüklerinden temin edilmekte” açıklamasında bulundu. İNSANLARA DA BULAŞIYOR Şap hastalığının insanlara da bulaşma tehlikesi olduğunu vurgulayan Baran, “Şap hastalığı ihbarı mecburi zoonoz bir hastalıktır. İnsanlarda ağızda aft oluşumuyla karakterizedir. Şap hastalığı şekillenen hayvanlara müdahale ederken mutlaka eldiven takılmalı ve tek kullanımlık önlükler giyilmelidir. Şaplı hayvanlarla müdahale edildikten sonra insanların mutlaka el ve yüz çevrelerini dezenfekte etmeleri gerekmektedir. Son olarak mutlaka hastanelerde enfeksiyon hastalıkları bölümüne danışılmalıdır” dedi.

“Şap hastalığı hayvandan insana geçen bir hastalıktır” Haber

“Şap hastalığı hayvandan insana geçen bir hastalıktır”

Son dönemde Türkiye’de görülen şap hastalığının SAT 2 varyantının Kuzey Afrika’dan İran ve Irak’a gelerek oradan da hayvan hareketliliğiyle Türkiye’ye girdiğini belirten Prof. Dr. Özpınar, “Bu virüs kan, kemik iliği, lenf ve iç organlarda uzun süre etkisini yitirmeden kalabilmektedir. Özellikle saman, kuru ot ve yemlerde 5 ay kadar yaşadığı bildirilmektedir. Virüs solunum yoluyla havadan alındığı gibi enfekte olmuş hayvanların ağız salyası, süt, sperma ve deri yoluyla da hızla diğer hayvanlara bulaşabilmektedir.” dedi.  Bu hastalığın İngilizce ve Almancada ağız ve ayak hastalıkları olarak adlandırıldığını, hayvanlardaki semptomları arasında ateş, iştahsızlık, süt ve et veriminde azalma, ayrıca ağız, burun ve ayaklarda kesecikler oluşuğunu belirten Prof. Dr. Özpınar, “Kesecikler patlayarak bulunduğu bölgelerde geniş ülseratif yaralara neden olmaktadır. Viral hastalıklarla ortamın kötü olması durumunda sekonder enfeksiyon olarak bakteriler de devreye girerek mastitis ve ayak hastalıkları hızla oluşabilmektedir.” ifadelerini kullandı.   “Şap hastalığı hayvandan insana geçen bir hastalıktır”  Şap hastalığının aynen korona virüsün de olduğu gibi çok hızlı yayılan ve hayvanların hızla enfekte olması nedeniyle verim düşüklüğüne bağlı olarak ekonomik kayıplara neden olan bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Özpınar, “Bu nedenle; hastalığın görülmesi durumunda ihbar edilmesi ve karantina uygulanması zorunludur. Hayvan hareketliliğine aslâ izin verilmez. Genelde hasta hayvanlar yakılarak ve gömülerek imha edilir.” diyerek hastalığın önemini vurguladı.    Hastalığın zoonoz yani hayvandan insana geçen hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özpınar, “Zoonoz gurubunda olması nedeniyle insanlara da geçtiğini göstermektedir. İnsanlara bulaşması direkt elle memeye veya hayvana temas yoluyla olmaktadır. İnsanlarda önemli bir hastalık oluşumuna sebebiyet vermemektedir. İnsanda ağız mukozasında ve dilde veziküller oluşumuna neden olur.” dedi.  “Hastalık sebebiyle hayvancılık sektörü ekonomik krize girebilir”  Şap hastalığına yakalanmış hayvanların hızla kilo kaybederek kaşektik durumuna düştüğüne ve laktasyon döneminde olan hayvanların ise süt veriminin azaldığına değinen Prof. Dr. Özpınar, “İhbarı zorunlu hastalık olması nedeniyle hayvanlar karantinaya alınarak, kesilerek imha edilmelidir. Burada önemli olan hayvancılık sektörünün hastalık nedeniyle büyük bir ekonomik krize girmesi durumudur. Şapa yakalanmış hayvanların eti 24 saat üstünde bekletilmesi ve sütlerin de pastörize edilmesi durumunda şap virüsü ölmektedir. Esas tehlike hayvan sahiplerinin ihbarı zorunlu olan bu hastalık durumunu haber vermeden, hayvanların mezbahalara sevk edilerek kesimine izin verilmesi ve bu hayvanların et ve kemik unu yapımında kullanılması olabilir. Et ve kemik unlarında bu virüsün uzun süre canlı kalabildiği ve tekrar hayvanlara bulaşma riski taşıdığı bildirilmektedir. Bu nedenle hastalığın kontrol altında tutulması zorunludur.” ifadelerini kullandı.   “Hastalıktan korunmak için aşı ve insanların şuurlandırılması şart”  Viral hastalıklarda genelde bilinen bir tedavi yöntemi olmadığını ve bunun için belirlenen antijene karşı aşı geliştirmek yani antikor geliştirmenin gerekli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özpınar, “Hastalığa sebep olan şap virüsünün hangi varyantı tespit edildiyse o varyanta ve diğer varyantlara etkili olan aşının geliştirilmesi ve 6 ayda bir hayvanlara uygulanması gerekmektedir. Bunun yanında Ahırlara giriş ve çıkışların kontrol edilmesi bu hastalığa karşı ahırlarda çalışan insanların şuurlandırılması ve bu hastalığın semptomlarının görülmesi durumunda hızla veteriner hekime müracaat edilmesi önem arz etmektedir.” dedi.  Türkiye’de hayvancılık işletmelerinin küçük çaplı aile işletmeleri olması nedeniyle hayvancılığın genelde şuursuz yapıldığını ve uygulanması zorunlu olan bazı tedbirlerin alınmadığını kaydeden Prof. Dr. Özpınar son olarak şunları ekledi, “Ülkemizde hayvancılık konusundaki şuursuzluk ve tedbir eksikliği nedeniyle başta şap ve brusella olmak üzere bazı viral hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Ahırların hijyenik şartlara uygun olması, kullanılan yemlerin temiz ve kaliteli olması ve aşı uygulamalarının yapılması durumunda hayvanların sağlıklı olması sağlanacaktır. Sağlıklı hayvansal ürünlerle beslenen insanlarda daha sağlıklı olacaklardır. Korona salgınında gördüğümüz üzere çok sayıda hastalık, hayvanlardan insanlara geçebilmektedir. Teknolojik imkanların artması ve yeni tip virüslerin teşhis edilmesi nedeniyle bu konunun önemi daha da artmaktadır. İyi ve kaliteli bir yaşam için hayvanların da sağlıklı ortamda yetiştirilmesi, kontrol altında tutulması artık zorunlu hale gelmiştir. Aksi taktirde gerek viral, gerekse bakteriyel hastalıklar hayvanlardan insana geçebilmekte, hatta sağlıksız olan hayvansal ürünler kullanarak hastalıklara yakalanmamız söz konusu olabilmektedir.”  İHA

Türkiye'de şap alarmı: Uzmanlar uyardı! Haber

Türkiye'de şap alarmı: Uzmanlar uyardı!

Türkiye'nin farklı illerinde görülen şap hastalığı hakkında bilgiler veren Veteriner Hekim Behiye Dündar, "Çok hızlı bir şekilde sürüye, ahırın içerisine bulaşan bir hastalıktır. 6 aydan küçük olan buzağılarda ölümcül olduğunu net söyleyebiliriz. Çok ciddi bir ekonomik kayıptır. Sadece aşılamalarla önüne geçilebilir" dedi. Türkiye'de hayvancılık sektörünü derinden etkileyen şap hastalığı alarmı yaşanıyor. Farklı illerde yaklaşık 2 aydır görülen SAT-2 serotipi şap hastalığı riskine karşı önlem olarak Kırıkkale'de hayvan giriş ve çıkışları yasaklanırken, hayvan pazarları da kapatıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamada, il genelinde 64 bin büyükbaş, 175 bin de küçükbaş hayvan bulunduğu belirtildi. Şu ana kadar da Kırıkkale'de bulunan hayvanlarda şap hastalığının tespit edilmediği bildirildi. Veteriner Hekim Behiye Dündar, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, şap hastalığının geviş getiren hayvanları etkileyen viral bir hastalık olduğunu belirterek, "Maalesef şap hastalığı oldukça ekonomik kayıplara neden olan viral olan ve çok hızlı bir şekilde sürüye, ahırın içerisine bulaşan bir hastalıktır" dedi. "Süt ve et verimi kaybına sebep olur" Şap hastalığının ağız içerisinde, meme bölgesinde veya tüysüz bölgelerde yaralar şeklinde ortaya çıktığını anlatan Dündar, şunları kaydetti: "Yaptığı ateşten dolayı durgunluk mutsuzluk verir. Enfeksiyondan dolayı hayvanın yeme gücünü kısıtlar. Bu da süt ve et verimi kaybına sebep olur. Aylarca çalışıp büyüttüğümüz hayvanlarımızın 10 gün içerisinde eriyip bir ekonomik kazanç oluşturamadığını görürsünüz. Hastalık sonucu toparlanma aylarca vakit alır. 6 aylıktan küçük buzağılarda da kalpte oluşabilecek odaklardan dolayı ölümlerde gerçekleşir. Şap hastalığı ölümcül değildir ama yavrularda ölümcül olduğunu net söyleyebiliriz. Sürünün tamamı hatta yaklaşık 400 metre çevresinde kuşlarla, havalarla, toprakla temas halinde bulaşabilir. Çok ciddi bir ekonomik kayıptır. Hayvanlar açısından da neredeyse yüzde 50'ye yakın kayıp oluşturmaktadır." "Sadece aşılamalarla önüne geçebilecek bir hastalıktır" Sadece aşılama yöntemiyle hastalığın önüne geçilebileceğini belirten Dündar, "Maalesef viral bir hastalık olduğu için net bir tedavi önerilmemektedir. Sadece aşılamalarla önüne geçebilecek bir hastalıktır. Düzenli aşılamaların yapılması, ülke genelinde, bölge genelinde, karantinaya almak, hayvan giriş çıkışını yasaklamak. Böylece başka bölgelere de yayılımını birazda olsa önüne geçer" diye konuştu. "Geviş getiren hayvanlarda görülüyor" Dündar, "Ağırlıklı sığırlarda ve koyunlarda görülmektedir. Geviş getiren gruplarda yani. İnekler, danalar, besi danaları, koyunlar, özellikle gebelerde yavruya kadar giden yüksek ateşten dolayı yani sadece et kaybımız değil, yavru kayıplarımız gebelik kayıplarımız gibi bir sürü zarar yaşanır" şeklinde konuştu. İHA

Şap hastalığı insan sağlığı için risk oluşturuyor mu? Haber

Şap hastalığı insan sağlığı için risk oluşturuyor mu?

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, Türkiye'de şap hastalığının daha önce hiç görülmeyen yeni tipi olan SAT-2 varyantının ortaya çıkmasının insan sağlığı yönünden tedirgin edici yönünün bulunmadığını bildirdi. Yeşilbağ, şap hastalığının Türkiye'de bilinen ve çok uzun yıllardan beri görülen bir hastalık olduğunu söyledi. Hastalığın, geviş getiren çiftlik hayvanlarında, sığır, koyun ve keçilerde her sene değişik bölgelerde az veya çok görüldüğünü belirten Yeşilbağ, Türkiye'de bununla ilgili kontrol mücadele programı uygulandığını ve her sene Tarım ve Orman Bakanlığınca iki dönem halinde aşılamaların yapıldığını dile getirdi. Şap hastalığının etkilerine değinen Yeşilbağ, "Özellikle sığırlarda ağır olmak üzere ağız boşluğunda lezyonlar, dil üzerinde vezikül dediğimiz içi sıvı dolu keseciklerin oluşmasıyla, ayaklarda yine benzer bulgular ve topallıkla karakterize bir hastalık. Bulaştırılma özelliği çok yüksek, çok hızlı bulaştırılıyor fakat öldürücülüğü çok daha düşük olan bir hastalıktır. Asıl önemini ortaya çıkaran konu ekonomik olarak önemli kayıplara sebep olmasıdır. Dolayısıyla şap hastalığı hayvancılık açısından önemli etkiler doğurabilir ve kontrol tedbirleri kesinlikle elden bırakılmaması gereken bir hastalıktır." diye konuştu. Prof. Dr. Yeşilbağ, bu virüsün 7 farklı serotipi bulunduğunu, bunlardan birinin SAT-2 olduğunu aktardı. Söz konusu varyantlardan hiçbirinin diğerine karşı yakınlık göstermediğini vurgulayan Yeşilbağ, şöyle devam etti: "Yani birbirine karşı koruma sağlamayan virüs tiplerinden bahsediyoruz. Bunun Türkiye'de daha önce bilinen 3 serotipi vardı. Serotip O, Serotip A ve Serotip Asya-1 olan 3 serotip görülüyordu zaten. Şimdi bu yeni bildirilen vakalarla 4'üncü bir serotip yani SAT-2 serotipi Türkiye'ye girmiş oluyor. Esasında bunu biz bekliyorduk. Yani Türkiye'ye gelebilme olasılığı bulunduğunu biliyorduk. Özellikle Afrika'da, Doğu Afrika'da sürekli bulunan bir virüs tipi. Son dönemlerde 2000'li yıllardan itibaren Kuzey Afrika, Mısır, İsrail gibi yine Arap Yarımadası'na ve sonrasında da Irak'a sirayet ettiğini biliyorduk. Dolayısıyla Türkiye'ye girmesi muhtemel virüslerden biriydi." Bu tür farklı virüs tiplerinin ülkeye girmesi halinde çok hızlı yayılabildiğine işaret eden Yeşilbağ, yaklaşık 10 yıl Asya-1 serotipi ülkeye girdiğinde benzer bir durumun yaşandığını anlattı. "Şap hastalığına karşı kullanılan çok başarılı konvansiyonel aşılarımız var" Hastalığın görüldüğü 8 mihraktan bahsedildiğine değinen Yeşilbağ, "Yani hastalık görülen odak köy olabilir, çiftlik olabilir, karantina altına alınmış durumda." ifadesini kullandı. Yeşilbağ, şap hastalığının kesin tedavisinin bulunmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Mücadele ve kontrol için yapacağımız temel uygulamalar, hareketliliği kısıtlamaktır yani karantina uygulamasıdır. Bununla ilgili Bakanlığın zannediyorum çok katı bir tedbiri şu anda zaten devrede. 81 ilde hayvan pazarı kapatılmış ve hayvan hareketleri kısıtlanmış durumdadır. Diğer bir tedbir, aşılamadır. Şap hastalığına karşı kullanılan çok başarılı konvansiyonel aşılarımız var. Bunlar çoklu aşılar şeklinde uygulanıyor. Biz 'polivalan' diyoruz buna yani birden fazla tipini içeren aşılardır. Türkiye'de şimdiye kadar trivalan aşılar yürürlükteydi, kullanımdaydı. O, A ve Asya-1 serotipleri uygulanıyordu. Bu demektir ki bundan sonraki dönemde uyguladığımız aşılara SAT-2 serotipini de eklememiz gerekiyor. Bunu eklediğimiz zaman tabii ki belli bir dönem de gerekiyor Türkiye çapında aşılama için. Yine bu aşıların hazırlanıp yeteri miktarda sahaya sunulabilmesi için belli bir döneme de ihtiyacımız var. Bu dönemi çok kritik, çok dikkatli yönetmemiz gerekiyor." Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, SAT-2 varyantı özelinde şap hastalığının insanlara geçme ihtimali konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Şu anda insanlar için tehlike bir durumdan bahsetmenin mümkün olmadığını dile getiren Yeşilbağ, "Şap hastalığı hayvanlardan insanlara bulaşma olasılığı bildirilmiş bir hastalıktır ama bu çok güçlü bir olasılık değildir. Yani şap hastalığı önemli bir zoonoz değildir. Geçmişte sınırlı sayıda vakalar bildirilmiş ama bu bahsettiğim 20-30 sene önceki vakalardır. Güncel olarak insanlarda önemli bir hastalık yaptığına dair veri yoktur. Bu konuda çok dikkatli davranılması, toplumda olumsuz noktalara gidecek birtakım fikir beyanlarının çok ince süzgeçten geçirilerek ifade edilmesi lazım." dedi. Yeşilbağ, Türkiye'de her yıl yüzlerce mihrakta şap vakasına rastlandığı varsayıldığında, bu virüsün çok sayıda insanda da görülmesi gerektiğini ancak bunun geçerli bir argüman olmadığını sözlerine ekledi. AA

Hayvanlarda şap hastalığı alarmı  Haber

Hayvanlarda şap hastalığı alarmı 

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER  Türkiye’de tedirginliğe yol açan şap hastalığı İzmir’in Ödemiş ilçesine de sıçradı! Havyan hastalığı olarak bilinen şap hastalığının vatandaşlar için tehlike oluşturup oluşturmayacağı merak edilirken, et fiyatlarına ve sonrasında sofralarımıza yansıması da endişe yaratıyor. Konuya dair görüşlerine yer verdiğimiz İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, “Tedirginlik yaratacak bir ortam yok. Lütfen algı yaratıp bu durumu daha da vahim bir tabloya dönüştürmeyelim… Ete yönelik halkımızı heyecanlandırmayı, korkutmayı bırakalım. Normal akışımız devam ediyor. Hem esnafımızın işini daha iyi yapabilmesi adına hem de halkımızın tedirgin olmaması adına lütfen sağduyulu davranalım” derken, İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Genel Müdürü Suat Sönmez ise “Önlemlerimizi aldığımız sürece bir tehdit değil. Aşılarımız da geliştirildi. İl ve ilçe tarım müdürlüklerimiz de aktif bir şekilde sahada aşılama çalışmalarını sürdürüyor” ifadelerini kullandı. Şap hastalığının görüldüğü Ödemiş’e dair de konuşan her iki isim geçici süreliğine hayvan giriş çıkışlarının yasaklandığını, aşıların hızlı bir şekilde sahaya yayıldığını kaydetti.   Öte yandan, sofralarımızda artık çok nadir gördüğümüz etin raflardaki durumunu da değerlendiren Başkan Şenkara, “Ete yüzde 50 oranında bir zam yapıldı. Fakat unutmayalım ki bu zam bir tek ete gelmedi. Aldığınız ekmekten, ayağımıza giydiğimiz çoraba, sırtımıza taktığımız çantaya kadar her şey aynı enflasyon değerinde arttı. Her şeyin ucu yine maliyetlere dayanıyor” çıkışında bulundu.  “ALGI YARATILIYOR” “Türkiye genelinde ciddi bir tehlike yok” diyerek sözlerine başlayan İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, şunları aktardı: “Ülkemizdeki 81 ilin kendi içinde bir sürü ilçesi bulunuyor. Şap hastalığı da zaten ara ara görülen hayvan hastalığı. İnsanlarda görülen grip gibi. Şap hastalığı yaşanabiliyor, doğrudur. Ve bu yaşandığında ilçe tarımlarımız, veteriner hekimlerimiz bölgedeki pazarları karantinaya alıyor. Belirli bir süre geçtikten sonra da yani hastalık riski ortadan kalktıktan sonra karantina da biter. Bunu genele yaymak çok yanlış bir eylem. Mesela Yozgat’ın bir ilçesinde şap hastalığı görüldü diyelim, o ilçe ve çevresindeki diğer ilçeler de karantinaya alınır, hastalık durdurulur. İlçeye hayvan giriş, çıkışları yasaklanır. Bu şekilde hastalığın yayılmasının önüne geçilir. Genelde biz yakın illerimizden alışveriş yaparız. Bunun yayılmasını durdurmak için de karantina ön plana çıkar. Çok fazla büyütülecek, hayvan kıtlığını öne sürecek bir durum söz konusu değildir. Son zamanlarda özellikle sosyal medyada et çok fazla göz önünde bulunduruldu. Keza zam konusu da öyle. Aynı şeyi hastalık üzerinden yürütmeye çalışıyorlar. Bu durumu ajite bir hale getiriyoruz. Bir algı yaratılıyor. Bunu da ilerleyen günler için oldukça yanlış buluyorum.”  HAYVAN ALIŞVERİŞİ DURDURULDU Başkan Şenkara, “İzmir özelinde konuşacak olursak, Ödemiş’teki bir hayvan pazarında şap hastalığı görülüyor. Hayvan pazarı kapatılmadı ya da mühürlenmedi. Sadece karantina altına alındı. Oradaki hayvan pazarına belirli bir süre giriş, çıkışlar kapatıldı. Alışveriş yasaklandı. O bölgede, o ilçede hayvanlar kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Herkes şu an üzerine düşen görevi yapmaya çalışıyor. Şap hastalığı tüm Türkiye genelinde hız kesmeden yaşanıyor olsaydı, et fiyatlarında fahiş bir artış görecektik. Fakat şu an ülkede böylesine ciddi bir tehdit yaşanmıyor. Bizler, Manisa’nın Kula ya da Turgutlu ilçesinden, İzmir Kemalpaşa’dan mal kesiyoruz. O yüzden Ödemiş’te yaşanan karantina durumu bu bölgelerden alışveriş yapmayan bizleri etkilemiyor. Oradan alışveriş yapan esnaf arkadaşımız var ama haberi duyduktan sonra belli bir süre gitmeyi bırakacaklar. Tedirginlik yaratacak bir ortam yok. Lütfen algı yaratıp bu durumu daha da vahim bir tabloya dönüştürmeyelim. Ete yüzde 50 oranında bir zam yapıldı. Fakat unutmayalım ki bu zam bir tek ete gelmedi. Aldığınız ekmekten, ayağımıza giydiğimiz çoraba, sırtımıza taktığımız çantaya kadar her şey aynı enflasyon değerinde arttı. Her şeyin ucu yine maliyetlere dayanıyor” eleştirisinde bulundu.   Şenkara, son olarak, “Ete yönelik halkımızı heyecanlandırmayı, korkutmayı bırakalım. Normal akışımız devam ediyor. Hem esnafımızın işini daha iyi yapabilmesi adına hem de halkımızın tedirgin olmaması adına lütfen sağduyulu davranalım” çağrısında bulundu.   TEHDİT OLARAK GÖRMÜYORUM       İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Genel Müdürü Suat Sönmez ise şu bilgileri gazetemiz ile paylaştı: “Şap hastalığını şu an bir tehdit olarak görmüyorum. Aşılarımız da geliştirildi. İl ve ilçe tarım müdürlüklerimiz de aktif bir şekilde sahada aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Bizler de araç ve personel katkısında bulunuyoruz. Önlemlerimizi aldığımız sürece bir tehdit değil. Ödemiş özelinde konuşacak olursam yönetmelik gereği karantina altına alındı. Hayvan giriş çıkışları yasak zaten. Aşılarımız da hızlı bir şekilde sahaya yayıldı.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.