[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Serap Dikmen Ahmetoğlu

Serap Dikmen Ahmetoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Serap Dikmen Ahmetoğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KEDİ’den topluma kontra: “Sadaka kültüründen kurtulmamız lazım” Haber

KEDİ’den topluma kontra: “Sadaka kültüründen kurtulmamız lazım”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER KEDİ -Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam- Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü kapsamında gazetemize özel konuştu. Otizmli bireylerin ve ailelerinin yıllardır yaşadığı en büyük sorunlardan birinin ‘sadaka kültürü’, ‘acıma kültürü’ olduğunu vurgulayan Ahmetoğlu, ‘farkındalık’ adı altında yapılan ama içi boşaltılan çalışmaları da eleştirdi. “İçi boş ‘farkındayız’ sözlerine karşı alerji duyuyoruz artık” diyen Ahmetoğlu, yaklaşan seçime dair de konuşarak, net mesajlar verdi: “Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne imzacı olan bir devletimiz var. Seçim de yaklaşıyor. Türkiye’yi yönetmeye talip olan insanlardan, şu an da yönetici koltuklarında oturan insanlardan yani en tepeden, en aşağıya kadar sözleşmeyi bir okuyun, o zaman neler yapmanız gerektiğini göreceksiniz… Uygulanabilir, sürdürülebilir, bütçesi ayrılmış, ayağı yere basan, güçlü, sadece –cek ve –cak’lardan oluşmayan bir engelli politikası istiyoruz. Siyasetçiler bizi daha çok dinlemeli, danışmalı. Başka türlü yol almamız mümkün değil.” OTİZMLİ HAYATINIZIN NERESİNDE? Başkan Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Otizm için yıllardır mavi ışık yaktık. Ancak 3 yıldır özellikle yetişkin otistik bireylerin hem Türkiye’de hem dünyada ‘otizm için kırmızıyı seçin’ isteği var. Ve 3 yıldır yavaş yavaş maviden kırmızıya bir geçiş söz konusu. Ama bana göre ne renklerin, ne havaya uçurulan kırmızı, mavi balonların, ne de sosyal medyayı mavi, kırmızı kalplere boyamanın hiçbir anlamı yok. 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü, otizm adını ezberleme gününe dönüşmüş durumda. Evet, otizm adı artık daha geniş kitlelerce biliniyor. Eskiden duymayan çok daha fazlaydı. Fakat önemli olan o kalpleri bırakmak, bütün gün kırmızı ya da mavi ile dolaşmak değil. Otizmli sizin hayatınızın neresinde? Sizin otistik bir komşunuz ile aranız nasıl? Çocuklarınızın eğitim aldığı okullarda otistik çocuk var mı? O çocuklar sizin çocuğunuz ile oynayabiliyor mu? Öğretmenler otistik bireylere ne kadar destek oluyor? Kaynaştırma eğitimleri gerçekten bir fayda sağlıyor mu? Bunu sorgulamak lazım… Kaynaştırma sisteminde sadece otistik çocuklardan çevreye uyum bekleniyor! Fakat diğer çocuklara ne yazık ki otistik arkadaşıyla nasıl bir iletişime geçebileceği anlatılmıyor!” dedi.  BU SÖZLER EBEVEYNLERİ YARALIYOR! “2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü bir kutlama günü değil” sözlerine dikkat çeken Ahmetoğlu, “Daha doğrusu bu kutlama şu an için bizim ülkemizde geçerli değil! Aslında önce velileri eğitmek gerek. Otistikleri özellikleriyle, destek ihtiyaçlarıyla birlikte kabul edip, toplumdan o desteği görmeliyiz. Ve otistik bireylerin ailelerinin yıllardır maruz kaldığı yanlış kalıplar var. Mesela, ‘O bir melek’, ‘Sen cennetliksin’, ‘Çok çaba harcıyorsun’… Bu sözler ebeveynleri yaralıyor. Ben harika bir anne değilim. Benim yerimde sen olsaydın, çocuğun için en iyisini sen de isteyecektin. Otizmli çocukların eğitim, terapi, sağlık, istihdam gibi destek ihtiyaçları sosyal devlet anlamında yeterince karşılanmadığı için, bu konuda bütün yük ailede olduğu için evet, aileler yıpranabiliyor. Bu gerçek yıllardır cebimizde” çıkışında bulundu. EN TEPEDEN, AŞAĞIYA KADAR… Siyasetçilere de seslenen Ahmetoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne imzacı olan bir devletimiz var. Seçim de yaklaşıyor. Türkiye’yi yönetmeye talip olan insanlardan, şu an da yönetici koltuklarında oturan insanlardan yani en tepeden, en aşağıya kadar sözleşmeyi bir okuyun, o zaman neler yapmanız gerektiğini göreceksiniz. Engellilerin birey olarak hakları nelerdir? Bunları göreceksiniz. Toplumumuzda engellilere bakış açısında bir problem var. Engellilere ilişkin sadaka kültürü, acıma kültürü hakim!  Bu şekilde yaklaştıkça o engelli bireyleri sadece ve sadece ailelerinin desteğiyle ayakta tutabiliyoruz. Uygulanabilir, sürdürülebilir, bütçesi ayrılmış, ayağı yere basan, güçlü, sadece -cek ve –caklar’dan oluşmayan bir engelli politikası istiyoruz. Siyasetçiler bizi daha çok dinlemeli, danışmalı. Başka türlü yol almamız mümkün değil. Başta bu sadaka kültüründen kurtulmamız lazım. MÜCADELEMİZ NE ZAMAN BİTECEK? Başkan Ahmetoğlu, son olarak, “Biz ayrı düşüncelerden olabiliriz, birbirimizi sevmeyebiliriz. İster zengin olalım, ister fakir. Çocuklarımızın ihtiyacı olan desteklemeler sosyal devlet tarafından yapılmadığı için zenginimiz de, fakirimiz de ne düşünüyor biliyor musunuz? ‘Biz öldükten sonra bu çocuklar ne olacak?’ Mücadelemiz ne zaman bitecek biliyor musunuz? Bizim mücadelemiz, ‘biz öldükten sonra bu çocuklar ne olacak?’ demediğimiz gün, huzurla öldüğümüz gün bitecek. İçi boş ‘farkındayız’ sözlerine karşı alerji duyuyoruz artık. Herkesin bu konuda düşünmesini, ‘ne gibi bir fark yaratabilirim’i bulmasını rica ediyoruz” çağrısında bulundu.

Kedi Otizm Başkanı Ahmetoğlu: 3 Aralık, anlamını yitirdi Haber

Kedi Otizm Başkanı Ahmetoğlu: 3 Aralık, anlamını yitirdi

KEDİ Kabul, Eşitllik, Dahil Olma, İstihdam- Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, 3 Aralık Engelliler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, engellilere yönelik hizmetlerin sürekli ötelendiğini belirterek, “BM Engelli Hakları Sözleşmesi’ne uygun düzenlemelerle hazırlanmış engelli politikasına ulaştığımız gün, 3 Aralık bizim için tekrar anlam kazanacak” dedi. Eğitim, sağlık, istihdam, erişilebilirlik, sosyal devlet hizmetleri alanlarındaki talepleri karşılanmayan engelliler için, 3 Aralık Engelliler Gününün daha çok vaat gününe dönüştüğünü savunan Ahmetoğlu, “İktidar ve muhalefette yer alan siyasi partiler, merkezi idare ve yerel yönetimler, kısacası tüm karar vericiler engellilerin sorunlarına ilişkin çözümleri, gündem maddeleri içinde sonlara yerleştiriyor. Bu nedenle, engelli toplumunun yaşadığı sorunların çözümüne bir türlü sıra gelmiyor” dedi. Türkiye’de ihtiyaçlara cevap veren bir engelli politikasına acilen ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Ahmetoğlu, çözümlerin, devlet ve siyaset kurumları tarafından planlı, programlı şekilde ele alınmasını istedi ve şu çağrıyı yaptı: “Engelli grupların yaşamın içine karışmasının önündeki engellere ait çözümler, doğru ve etkin politikalar oluşturularak uygulanmalıdır. Bütün partiler, Türkiye’nin imzacısı olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesi ışığında, engelli politikalarını bir an önce oluşturarak deklare etmelidir. Herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve güçlendirme yükümlülüğünü imzacı devlete veren bu sözleşmenin ruhunu özümsediğimiz gün, 3 Aralık içi boş sloganların atıldığı bir gün olmaktan çıkacaktır.”

KEDİ Otizm’i anlattı: Artık o kaygıyla yaşamak istemiyoruz! Haber

KEDİ Otizm’i anlattı: Artık o kaygıyla yaşamak istemiyoruz!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Türkiye’de otistik çocuğu olan ailelerin tamamı ‘Benden sonra ne olacak?’ kaygısıyla yaşıyor. Son dönemde bakımevlerinde darp edilen ve hayatını kaybeden çocukların haberlerini okudukça ise korkuları daha da artıyor. Hükümetin Türkiye’nin ilk Otizm Eylem Planı’nı açıklamasının üzerinden 6 yıl geçti. Otistik bireyler ve ailelerinin yaşam kalitelerini artırmak amacıyla hazırlanan plan, o dönem büyük bir heyecanla karşılansa da hala ilerleme sağlanamaması nedeniyle umutlar yerini hayal kırıklığına bıraktı. Pek çok alanda yaşanan sorunların çözümü için gereken adımların biran önce atılmasını bekleyen aileler, İzmir’de bir araya gelerek KEDİ (Katılım-Eşitlik-Dahil Olma-İstihdam) Otizm Derneği’ni kurdu. Kuruculuğunu Serap Dikmen Ahmetoğlu, Şeyda Yanık, Ebru Akar, Halide Polatlı, Tülay İpek, Ahmet Kaplan, Deniz İkikarakayalı ve Ahmet Ahmetoğlu’nun üstlendiği dernek, otistiklerin toplumsal yaşama tam, etkin ve eşit katılımını sağlamak amacıyla çalışmalar yürütecek. Derneğin kuruluş aşamalarını ve vizyonunu Kurucu Başkan Serap Dikmen Ahmetoğlu anlattı. BEN DE HER AÇIDAN BOCALADIM Uzun yıllar kurumsal iletişim alanında görev yapan Ahmetoğlu, 2001 yılında evlendi ve 9 yıl sonra da oğlu Kıvanç’ı kucağına aldı. Otizm ile Kıvanç 13 aylıkken tanıştığını ve o dönem hissettiği en baskın duygunun O’nun ihtiyaçlarına yetişmekte eksik kalma endişesinin verdiği yoğun stres olduğunu anlatan Ahmetoğlu, “O gün bugündür süreç devam ediyor. Başlangıçta haftada 6 saat özel eğitim alıyordu, şimdi 2 saat bireysel ve 1 saat de grup dersi alıyor. Oğlum şimdi 7. sınıfta, öğrenci sayısı fazla olmayan özel bir koleje devam ediyor. Kalabalık bir sınıf ve okulda okusaydı birkaç nedenden dolayı, gölge öğretmen ya da kolaylaştırıcı kişi olarak tabir edilen bir yardımcı kişiye ihtiyaç duyulacaktı. O nedenle böyle bir yol izledik. Duygulara gelince, doğal olarak tanıyla ilk tanıştığınız zamanlar ben de her açıdan bocaladım” dedi. ‘BİZDEN SONRA NE OLACAK’ KORKUSU Türkiye şartlarında otistik bireyler ve ailelerinin yaşadığı sorunların yanı sıra kaygılara da değinen Ahmetoğlu, “Biz ebeveynlerin en baskın ve kalıcı duygusu, bizden sonra çocuklarımıza ne olacağı korkusudur. Çünkü otistik çocuğun ve yetişkinin ihtiyaç duyduğu bütün desteklemeler ailelerin omuzlarına bırakılmıştır. Üniversiteyi bitiren yetişkin otistiklerimiz bile okudukları alanda iş bulmakta zorlanıyor. Lise mezunları hiç iş bulamıyor. Bu yetişkin otistikler bir destek mekanizması geliştirilmediği için zamanını evde geçirmeye başlıyor ve bu durum olumsuz sonuçlarla geri dönüyor. Sosyal çevreden kopan ve zamanı boşalan otistik bireyler eve kapanıyor. Bu durumdan aileler de etkileniyor. Sosyal devlet kapsayıcılığı ve destekleme modelleri anlamında eksikliklerimiz var. Engelli maaşı ya da evde bakım yardımı ile -ki o da kişi başı hane geliri ile ilişkilendirilen bir bareme bağlı- herkesin aldığı bir şey değil. Ayrıca bizim hem devletten hem toplum bireylerinden beklentimiz şu; tüm engellilerin acıma objesi olarak görülüp de yardım ve sadakalarla yaşamını sürdürecek kişiler bakış açısından kurtulunması, engelli bireylerin tüm yaşam haklarına eşit bir şekilde ulaşabileceği düzenlemelerin yapılmasıdır” ifadelerini kullandı. POLİTİKACILAR MUTLAKA OKUMALI Türkiye’nin de imzacısı olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin ‘devrim’ niteliğinde bir metin olduğunu dile getiren Ahmetoğlu, “Yeni yaklaşımlar getirir, devlete ve topluma sorumluluklarını hatırlatır. Amacı,  engellilerin tüm insan haklarından eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmektir. Engelliliğe dayalı ayrımcılığı da çok güzel ortaya koyar. İmzacı devleti, engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve güçlendirmekle yükümlü kılar. Bütün politikacılar hatta adaylar da dahil, internet ortamında kolayca erişilebilecekleri bu sözleşmeyi en az bir kere okumalı” sözleriyle önemine vurgu yaptı. DAHA GÜÇLÜ SES İÇİN KOD Kedi Otizm Derneği’nin (KOD) kuruluş sürecinden bahseden Ahmetoğlu, kendisini bu çatıyı kurmaya iten sebepleri şöyle sıraladı: “9 Eylül Gazetesi’nde gönüllü olarak hazırladığım Engelli Hakları Sayfası sayesinde alanda çalışan birçok sivil toplum örgütünün çalışmalarını yakından izleme fırsatı buldum. Aktivistlik yapıyor ve bu çerçevede de bazı kuruluşlara projeler de sunuyordum. Ancak sivil toplum örgütü olarak daha güçlü ses çıkarılabileceğini fark ettim. Bu düşünceleri otistik çocuğu olan ve uzun zamandır tanıdığım arkadaşlarıma açtım ve çok hızlı bir şekilde organize olup elbirliğiyle derneğimizi kurduk.” KATILIM, EŞİTLİK, DAHİL OLMA VE İSTİHDAM Dernek olarak öncelikle toplumun bakış açısını değiştirmeye yönelik çalışmalar hayata geçirmeye hazırlandıklarını ifade eden Ahmetoğlu, “Yasal düzenleme taleplerinde bulunacağız. Siyasilerle görüşerek hazırlayacağımız rapor ile birlikte nasıl bir otizm politikası istediğimizi anlatmayı istiyoruz. Aslında projelerimizin hangi alanlarda şekilleneceği ismimiz KEDİ’de gizli. Katılım, eşitlik, dahil olma ve istihdam! Bu alanlarda yaşanılan sıkıntılı durumları gücümüz yettiğince anlatıp çözüme katkı koymak istiyoruz” dedi. ARTIK ÖTELENMEK İSTEMİYORUZ Otistik bireylerin hayatını kolaylaştırmak için yerel ve merkezi idarelerin üzerine düşen sorumluluklara da ayrı bir parantez açan Ahmetoğlu, “İdarecilere sunduğumuz her çözüm, her proje gerek ekonomik gerekse politik nedenlerle öteleniyor. Unutulan bir şey var, bize sunulan gerekçeleri, bu ülkenin her vatandaşı gibi bizler de yaşıyoruz. Yeterince ötelendiğimizi düşünüyoruz, en azından benim bizzat şahit olduğum 12 yıllık dönemde böyle. Çocuklarımız büyüyor, biz yaşlanıyoruz ve artık biz ölünce ne olacak bu çocuklar endişesi taşımak istemiyoruz. Herkesin çeşitli zorlukları var ama biz ve çocuklarımız bütün bunlarla zaten dezavantajlı bir durumda mücadele ediyoruz. Artık ötelenmek istemiyoruz” diye konuştu. Bizden sonra çocuklarımıza ne olacak endişesi taşımadığımız, devlet ve toplumun onları tam anlamıyla kapsayacağına ve destekleyeceğine inandığımız zaman ‘Tamam, başardık’ diyeceğiz” diyerek hedefe işaret etti. YALNIZ DEĞİLLER Dernek olarak üye çalışmalarına başladıklarını söyleyen Ahmetoğlu, “Aileler tanıyla ilk karşılaştıkları yıllarda bir bocalama dönemi geçiriyor ve dünyada tek başına kalmış gibi hissediyorlar. Yalnız değiller! Deneyimlerimizi paylaşmaya her zaman hazırız. Sadece çocuklar için değil, yetişkin ve hatta yaşlı otistikler için de çalışacağız. Ebeveyn ve yetişkin otistikleri, birlikte çalışmalar üretmek ve İzmir’den güçlü bir ses çıkarmak için derneğimize üye olmaya davet ediyorum. Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip ederek gelişmelerden haberdar olabilirler” çağrısını yaptı.

Kedi Otizm, hak ve eşitlik için yola çıktı Haber

Kedi Otizm, hak ve eşitlik için yola çıktı

Kuruculuğunu Serap Dikmen Ahmetoğlu, Şeyda Yanık, Ebru Akar, Halide Polatlı, Tülay İpek, Ahmet Kaplan, Deniz İkikarakayalı ve Ahmet Ahmetoğlu’nun üstlendiği dernek, otistiklerin toplumsal yaşama tam, etkin ve eşit katılımını sağlamak amacıyla çalışmalar yürütecek.  Otistik çocuk, yetişkin , yaşlıları ve ailelerinin hak savunuculuğunu üstlenecek olan Kedi Otizm, kamu kurumları ve ilgili sivil toplum örgütleriyle işbirliği çerçevesinde önemli projelere imza atmayı hedefliyor.  Otistiklerin tipik gelişim gösteren bireylerle eşit yaşam koşullarına kavuşuncaya dek çalışacaklarını belirten Kedi Otizm Kurucu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Çalışmalarımızda pusulamız, Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzacısı olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesi olacak. Kanunlarımızda yer alan hakların, uygulamasında görülen aksaklıkların düzeltilmesine ve ihtiyaç bulunan yeni kanun düzenlemelerine yönelik çalışmalar da yapacağız” dedi.  Otistik ve ve ebeveynlere davet İnsan hakları alanında çalışan her kurumu, otizm alanında çalışmaya davet eden Ahmetoğlu, şunları söyledi: “Otistik hakları, insan haklarıdır. Aileler, tanıdan başlayarak bir dizi sorunla mücadele ediyor. Çocuklar büyüyor, yetişkin oluyor, Yetişkin otistikler ise görmezden geliniyor.  Ailelerin maddi ve manevi gücü oranında hayat desteği alan otistiklere ilişkin geliştirilmiş acil düzenleme ve destekleme sistemlerine ihtiyacımız var.  İzmir’de aileler ve otistikler artık yalnız yürümeyecek.  Yetişkin otistikleri ve ebeveynleri, derneğimiz çatısı altında birleşmeye ve çalışmalara katkı koymaya davet ediyorum.” HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.