[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Sıcak hava

Sıcak hava haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sıcak hava haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanı açıkladı: Yaz aylarında nasıl giyinmeliyiz? Haber

Uzmanı açıkladı: Yaz aylarında nasıl giyinmeliyiz?

Özellikle dört yaşından küçük çocukların, gebelerin, 65 yaş ve üzeri kişilerin, kronik hastalığı olanların, sürekli ilaç kullananların, alkol ve madde bağımlıları ile açık alanda çalışanların sıcaklık artışından daha fazla etkilendiğini belirteren Uzman Doktor Edanur Köyceğiz, “ Aşırı sıcakların sağlığınızı kötü yönde etkilememesi için, güneş ışınlarının dik geldiği ve dolayısı ile günün en sıcak saatleri olan 10.00-16.00 arasında mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayın. Yine o saatlerde denize girmeyin ve güneşlenmeyin. Güneş kremi kullanmaya ve birkaç saat arayla kreminizi yenilemeye özen gösterin.” dedi. “Bol, açık renkli, hafif elbiseler giyin” Dışarıda çalışmak zorunda kalanların, mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Köyceğiz, “Dışarıdayken bol, açık renkli, hafif ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edin. Geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka ile güneşin zararlı ışınlarından koruyan bir güneş gözlüğü kullanın. Park edilmiş araçların içinde uzun süreli kalmayın ve araçta kimseyi uzun süre bekletmeyin. Gün içerisinde duş almak veya ayaklar, eller, yüz ve enseyi soğuk suyla ıslatmak gibi serinletici yöntemleri uygulayın. Susuzluk hissiniz olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre (10-12 su bardağı) su tüketin. Mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih etmeyin.” diye konuştu. “Sıcak döküntüsü ya da isilik nedir?” Bazen içinde bulunulan durum ve şartların etkisi ile sıcaktan etkilenmenin kaçınılmaz olabileceğini vurgulayan Doktor Edanur Köyceğiz, sözlerine şöyle devam etti, “Bu yüzden, aşırı sıcakların sağlık üzerindeki sık görülen etkileri ve yapılması gerekenleri de hatırlatmak isteriz. Sıcak döküntüsü yani isilik; sıcak ve nemli havalarda aşırı terlemeye bağlı olarak derinin tahrişi sonucu küçük kızarıklıklar şeklinde döküntü olmasıdır. Sıklıkla boyun, göğüs, dirseğin iç yüzü gibi kıvrım yerlerinde gözlenir. Daha çok bebeklerde olmakla birlikte her yaşta görülebilir. İsilik olduğunda, ılık bir duş almak ve daha fazla tahrişi önlemek için vücudu havluyla kurutmamak etkili olur. Bol ve pamuklu kıyafetler giymek bölgenin daha fazla tahriş olmasını engeller. Bebeklerde kullanılan bebek bezinin sık değiştirilmesi de isiliği önlemek açısından önemlidir. Güneş/sıcak çarpması ise aşırı sıcak yüzünden vücut ısısının düşürülememesi ile karakterize bir durumdur. Vücut ısısı 10-15 dakika içerisinde 40-41 santigrat derecenin üzerine çıkabilir. Vücut ısısını düzenleyen terleme mekanizması bozulduğundan terleme yoktur; deri kuru, kırmızı ve sıcaktır, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı-kusma, göz altı çukurlarının belirginleşmesi ve görme netliğinin bozulması ile komaya kadar gidebilen bilinç bulanıklığı/kaybı vardır. Tedavi edilmezse kalıcı hasara ve hatta ölüme neden olabilir. Kişi hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınır (varsa klima, vantilatör vb. ile ortam soğutulur), sıkı giysileri gevşetilir, mümkünse lenf dolaşımının yoğun olduğu koltuk altı ve kasık bölgeleri ile alın bölgesine ıslak bez uygulanır. Bilinci kapalıysa kesinlikle içmesi için sıvı verilmemeli ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir.” “Sıcak bitkinliğine dikkat” Sıcak bitkinliğinin güneş çarpmasının daha hafif şekli olduğunu ve hayati tehlike taşımadığını vurgulayan Köyceğiz, “Sıcak bitkinliği daha sıklıkla yaşlılarda, yüksek tansiyon hastalığı olanlarda ve güneş altında çalışanlarda görülür. Yorgunluk, halsizlik, bayılma hissi, aşırı terleme, nabız hızlanması, ateş yükselmesi belirtileriyle kendini gösterir. Deri soğuk ve nemlidir, nabız hızlı ve zayıftır, solunum hızlı ve yüzeyseldir, şuur açıktır. Uygun müdahale zamanında yapılırsa genel durum hızla düzelir. Kişi serin bir yerde istirahate alınır, giysileri gevşetilir, sırt üstü yatırılarak bacakları yükseltilir. Islak havlu/bezle serinletilmeye çalışılır. Bol miktarda sıvı verilir, aşırı terleme ile mineral kaybı da olduğundan özellikle de tuzlu ayran içirilir. Yaklaşık 1 saat içerisinde kişinin genel durumu düzelmezse mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Sıcak krampları aynı zamanda sıcak bitkinliğinin belirtilerinden birisidir. Sıcak havalarda aşırı aktivite/ağır egzersiz sonucunda terlemeye bağlı olarak vücutta hızlı bir su ve mineral kaybı meydana gelir. Düşük mineral seviyeleri genellikle karın, bacak ve kol kaslarında ağrılı kramplara neden olabilir. Sıcak krampları için tıbbi tedaviye gerek yoktur. Fiziksel aktivite sonlandırılır, kişi sakin ve serin bir yerde oturtulur, meyve suyu veya mineralli içecekler içirilir. Kramp meydana geldikten sonra en az birkaç saat fiziksel aktivitede bulunulmamalı, bir saat içerisinde geçmezse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.” diye konuştu. “Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmayın” Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Bülteni'nde “Aşırı Sıcaklarda Ne Yapacağını Bilmek” başlıklı bir yazı kaleme alan Doktor Edanur Köyceğiz, güneş yanıklarının güneş ışığına uzun süre maruz kalmakla meydana geldiğini ve deri kızarık, ağrılı ve aşırı sıcak olduğunu anlatarak, “ Güneş maruziyeti sonlandırılır, vücut bütünlüğü bozulmamış ise güneş yanığı olan yerler soğuk su ile temas ettirilir, etkilenmiş bölgelere nemlendirici tıbbi losyon sürülür. Yağ, salça, yoğurt ve diş macunu vb. maddeler kesinlikle sürülmemeli, büller (su toplaması) patlatılmamalıdır. Eğer etkilenen kişide ateş, bül ve şiddetli ağrı varsa veya bir yaşından küçükse mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Güneş ışınlarının sağlık üzerine oldukça önemli olumlu etkileri mevcuttur. Uzun süre maruz kalındığında olumsuz etkiler de ortaya çıkabilir. Ciltte erken yaşlanma, gözde katarakt gelişimi, deri kanseri ve güneş lekelerinin ortaya çıkması bu olumsuz etkilerindendir.” dedi.

Sıcak çarpması panik atağa benzeyen soğuk terleme gibi belirtilere yol açabilir Haber

Sıcak çarpması panik atağa benzeyen soğuk terleme gibi belirtilere yol açabilir

Dr. Oksay, sıcak havaların insanların ruh hali üzerinde oluşturulduğu etki hakkında konuştu. Sıcak havalarda kişinin adaptasyon güçlüğü çektiğine değinen Dr. Sıdıka Oksay, sıcaklığın aynı zamanda stresi de arttırdığına değindi. Stresle birlikte kişide, çarpıntı, huzursuzluk, zihinde bulanıklık gibi durumların yaşanabileceğine dikkat çeken Dr. Oksay, sıcak havalara karşı korunmayı önerdi. Önlem olarak gün ortasında dışarı çıkmamak, sıcağa maruz kalındığında ise soğuk duş alınması gerektiğini öneren Dr. Oksay, vücut ısısını düşürmenin önemli olduğunu belirtti. “Sıcaklıklar stresi arttıran etkendir” Sıcaklığın kişinin stresini arttırdığına değinen Psikiyatri Uzmanı Dr. Sıdıka Oksay, “İnsan vücudunun adapte olmakta zorlandığı her şey stres faktörüdür. Kişinin adaptasyonda güçlük çektiği sıcaklıklar da yine stresi arttıran etkendir. Bedensel ve ruhsal stres arttıran durumda da vücutta stres hormonları daha fazla salgılanır. Bunun sonucu olarak da çarpıntı, huzursuzluk, daha kolay sinirlenme, zihinde bulanıklık, moral bozukluğu, kendini kötü hissetme gibi şeyler yaşanabilir. Stres hormonlarını arttırarak hava sıcaklığı çarpıntıyı arttırdığı, panik atağa benzer belirtiler oluşturduğu gibi fiziksel anlamda sıcak çarpması durumları da panik atağa benzeyen soğuk terleme gibi belirtilere yol açabilir” dedi. “Toplum olarak sıcaklarla başa çıkmakta zorlanıyoruz” Sıcağa karşı alınabilecek önlemler hakkında da konuşan Psikiyatri Uzmanı Dr. Oksay şöyle devam etti: “Özellikle bu durumlarda sıcakla başa çıkabilmek için daha etkin önlemler almak, gün ortasında dışarı çıkmamak, yoğun sıcağa maruz kalmamak, sıcağa maruz kaldığımızda soğuk bir duş alarak ya da serin bir yere sığınarak vücut ısımızı düşürebilmek için vücudumuza zaman tanımalıyız. Yudum yudum soğuk su içmek anlamlı olabilir. Özellikle psikiyatrik hastalığı olan ve ilaç kullanan, bazı tansiyon ilaçlarını kullananlar, daha ileri yaşlardaki insanlar gibi özel gruplar vücutlarındaki ısıyı ayarlamakta güçlük çekecekleri için ısının olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalabilirler. Toplum olarak sıcaklarla başa çıkmakta zorlanıyoruz. Bu uyumakta ve fiziksel sıkıntıya da yol açıyor. Bunlar da daha modumuzun, moralimizin düşük olması ve daha çok sinirlenme gibi şeylere yol açabiliyor. O yüzden sıcak havalarda serin ve sakin kalmaya daha çok dikkat etmemiz gerek. Güneş ışınlarının daha dik geldiği zamanlar daha sıcak olan zamanlar. Sabah onu daha da genişletmeliyiz, genelde saat 12.00 ila 16.00 arası derler ama bu sıcakları düşündüğümüzde dışarı çıkılacak, yapılacak işiniz varsa akşam saat 19.00'dan sonra ya da sabah saat 10.00'dan önce halletmeye çalışın derim. Çünkü bizim alışkanlıklarımıza göre ekstra yoğun sıcaklık yaşıyoruz.”

Uzmanından sıcak havalarda su tüketimi uyarısı: Susamayı beklemeden su için Haber

Uzmanından sıcak havalarda su tüketimi uyarısı: Susamayı beklemeden su için

Sıcak havanın etkisini gösterdiği Adana'da su tüketiminin azlığı birçok hastalığa neden oluyor. Acıbadem Adana Hastanesi'nde görev yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Pakize Gizem Akgül, İhlas Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada suyun, mesane ve kolorektal kanser gibi bazı kanser risklerini azalttığını gösteren çalışmalara dikkat çekti. Az miktarda tüketilen suyun doğurabileceği sorunları anlatan Diyetisyen Akgül, "Özellikle vücutta suyun azalmasıyla birlikte, bilinç değişikliği, halsizlik, yorgunluk, tansiyonda değişiklikler gözlemleniyor. Bunun yanı sıra çarpıntı, görme sorunları, organ ve sindirim sistemlerinde problemler yaşanabiliyor. Tabi ki bu da ciddi anlamda hayat kalitemizi ve hayati fonksiyonlarımızı etkiliyor. Kişiden kişiye su ihtiyacı oranı değişebiliyor, yaşadığımız bölgenin hava şartları, sıcaklığı, cinsiyet, boy, kilo, kronik hastalıklar, düzenli kullanılan ilaçlar, yapılan fiziksel aktiviteler veya çalışma şartları, kişinin su ihtiyacını belirleyen etkenler arasında yer alıyor" diye konuştu. "Yaz aylarında su tüketimi artmalı" Beslenmeyle gün içerisinde tüketilen gıdaların içerdiği sıvı oranlarının da vücudumuzun önemli oranda su ihtiyacını karşılamasında rol oynadığını söyleyen Diyetisyen Akgül, "Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte yediklerimiz kadar içtiklerimizin de önemi var. Su tüketiminin özellikle yaz aylarında artırılmasını önemsiyoruz çünkü böbreklerde taş ve çok fazla toksik çıkışı da sağlanıyor, bir nevi vücudumuzu su içerek arındırıyoruz da diyebiliriz. Böbrek taşı oluşumunu önlemek vücudun toksik oluşumlardan çıkışını kolaylaştırmak için de gün içerisinde kontrollü bir su tüketimi sağlanmalı" ifadelerini kullandı. "Metabolizmaya etkili" Su tüketiminin önemine işaret eden Diyetisyen Akgül, "Su metabolizmanın hızını artırması ve kilo kontrolü ile ilgili süreçlerinin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlıyor. Bilimsel çalışmalarla da gösterildiği üzere, yemeklerden yarım saat kadar önce içilen su kalori miktarında azalmayı, sindirim sisteminin daha iyi çalışmasını ve metabolizmanın sağlıklı çalışmasında etkili oluyor" dedi. "Su tüketimi bazı kanser risklerinin azalmasını sağlıyor" Suyun, mesane ve kolorektal kanser gibi ciddi hastalıkların riskinin düşürülmesinde rol oynadığını anlatan Akgül, şunları söyledi: "Suyun mesane kanserini azalttığı sonucunun bulunduğu araştırmalar var. Sıvı alımının azalmasının idrarda kanserojen konsantrasyonun artmasına veya daha az idrara çıkma nedeniyle mesane mukozasıyla uzun süreli temas etmesine neden olabileceği düşünülüyor. Aynı zamanda idrarla atılan çeşitli içeceklerin kanserojen veya antikanserojen bileşenler de bu süreçte rol oynayabilir. Sıvı alımı yiyeceklerin bağırsaktan geçiş süresinin kısalttığı biliniyor. Bu, bağırsaktaki mukozaların kanserojenlerle temasının azaltabileceği düşünülüyor. Böylece koleraktal kanser riskinin de düşeceği öngörülüyor." "Mental kapasiteyi de etkiliyor" Az tüketilen suyun mental kapasiteyi de olumsuz etkilediğini kaydeden Diyetisyen Akgül, "Ne yazık toplumumuzda ben çok su içmiyorum ama çay, kahve veya meyve suyu içiyorum gibi ifadelerle karşılaşıyoruz ancak belirtmeliyim ki hiçbir sıvı suyun yerini tutamaz. Gündelik yaşamımızda çok fazla tüketilen çay ve kahvenin çarpıntı, kansızlık vb. sorunlara sebep olduğunu da görüyoruz. Mineralli sular ve sodaların içerdiği sodyumun vücutta hipertansiyon ve böbrek hastalıkları gibi sorunlar varsa hastaların tedavi süreçlerini de olumsuz etkileyebiliyor. Meyve suyu tüketen bireylerin de her ne kadar meyve suyu yüksek oranda su da içerse, içerdiği yoğun şeker sebebiyle kalori alımının artmasına, kilo kontrolünde sorunlar yaşanmasına sebep oluyor. Sıvı alımını özellikle yaz aylarında çok önemsiyoruz, su içmek için susamayı beklememeleri konusunda uyarıyor ve günde 2-3 litre civarında su tüketimini öneriyoruz" diye konuştu. "Çayda teobromin ve teofilin var" Öte yandan, çayın beyni uyarıcı etkileri olan dört madde içerdiği, teobromin ve teofilin olmak üzere kafeinle ilgili iki madde içerdiği ve beyin üzerinde çok ilginç etkileri olan L-theanine adlı oldukça benzersiz bir aminoasidi içerdiği öğrenildi. Ayrıca kahvenin çaydan daha güçlü bir destek ve daha fazla uyarıcı etki sağladığı, kişinin üretkenliğini etkilediği kaydedildi.

El Nino sıcakları yerini La Nina soğuklarına bırakıyor Haber

El Nino sıcakları yerini La Nina soğuklarına bırakıyor

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER- Pasifik Okyanusu’nun olağandışı düzeyde ısınmasıyla gerçekleşen Süper El Nino sıcakları, 2023 yılı Temmuz ayından bu yana ülkemizi de etkisi altına aldı. Yaklaşık olarak bir yıl süren aşırı sıcaklar beraberinde yağışları da getirince Anadolu’daki barajlar doldu ve hidroelektrik santraller ülke enerjisini yüzde 14’lerden tekrar yüzde 28 seviyesine çıkardı. Böylece Türkiye’nin enerji ithalatı da azaldı. Ancak yaşanan bu ekstrem hava olayının temmuz ayı sonuna kadar tamamen etkisini yitirmesi bekleniyor ve ardından gelecek olan La Nina soğuklarının kuraklık başta olmak üzere birçok soruna yol açacağı ön görülüyor. Yaşanabilecek olumsuzluklara karşı devlet tarafından eylem planı oluşturulması gerektiğini vurgulayan İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar ise “Soğumanın etkisiyle yağışlar sekteye uğrar. Bu da beraberinde birçok sorunu getirir” diyerek uyarıda bulundu. SOĞUMANIN NEDEN OLDUĞU KURAKLIK REKORU “Geçen sene Süper El Nino vatandaşı her ne kadar bunaltsa da sıcak her zaman soğuktan iyidir” diyen Yaşar, kuraklığa bilinenin aksine soğukların neden olduğunu vurgulayarak, “Soğukta buharlaşma azalır ve dolayısıyla yağışlar da sekteye uğrar. Bu da beraberinde birçok sorunu getirir. Başta avlanan balık oranı ve tarım olmak üzere hayati birçok şey bundan etkilenir. Nedeni ise şudur: soğumadan kaynaklı yağışlar azalınca buna bağlı olarak denizlere gelen Nütrient miktarı da azalır. Dünya denizlerine baktığımız zaman avlanan balıkların yüzde 95’i delta ağızlarından yakalanır çünkü nehirler buralara besleyici element olan Nütrient getirir. Bunlar da denizdeki canlıları hareketlendirir ve balık miktarını arttırır. Yani yağmur suyuyla gelen Nütrient balıkçılık için çok önemlidir. Geçen seneye bakarsak, Süper El Nino geldiği zaman bir anda hava sıcaklıkları arttı ve buharlaşma etkisiyle yağmurlarda da artış görüldü. Dolayısıyla geçen yıl avlanan balık miktarında büyük bir artış meydana geldi. Biz geçen sene normalde 254 bin ton olan balık avlama oranımızı 387 bin tona çıkardık ve rekor kırdık. Ayrıca 2023 yılı, son 50 yılda en çok yağış aldığımız 4-5 yıldan biriydi. Aşırı sıcakların tam tersi bir soğuma gelince de maalesef kuraklık rekoru kırabiliriz” diye konuştu CARİ AÇIĞI TARIMLA BİTEREBİLİRDİK… Aşırı sıcak ve soğuklarda planlı üretim yapılmasının önemine dikkat çeken Yaşar “La Nina’da hava soğur, hava soğuduğu için yağışlar azalır. Yağışlar azaldığı için tarımda çok ciddi düşüşler olur. Yani birim kaybı olur. 1992 yılında deniz suyunda yüzde 0,5’lik bir düşüşte bile bizim bütün barajlarımız boşalmıştı. Çünkü onun etkisiyle hiç yağmur yağmadı ve bütün dünyada ekonomik krize sebep oldu.  En ufak soğumada neler olabileceğini gördük. İşte bu nedenle devletin ve vatandaşların her türlü hava olayına hazırlıklı olması gerekiyor. Devlet tarafından özellikle tarımda bir durgunluk yaşanmaması adına planlamalar yapılması lazım. Üstelik Anadolu coğrafyasında yaşamamız sebebiyle bu tarz krizleri eğer bilim ile hareket edersek çok büyük fırsatlara çevirebiliriz. Eğer böyle durumlara hazırlıklı olsaydık bugün Türkiye’nin cari açığı tarımla bitirilebilirdi. Demek istediğim devletin sıcak havalarda ekilecek ürünler ve soğuk havalarda ekilecek ürünler diye bir planlama yaparak durum gerçekleştiğinde bu planı uygulamaya koyması gerekir. Ancak biz bunu yapamadık ve hala yapmamaya devam ediyoruz. Bizde çiftçi rastgele ürün yetiştiriyor. Ülkemizde 2020 yılında üretim rekoru kırıldı ama atılan plansız adımlar nedeniyle elde edilen mahsulün neredeyse yarısının çöpe gitti. Tüm bunlar olurken dünyada birçok ülke bu krizi müthiş kullandı ama biz elimizdeki olanakları kullanamadık” açıklamasında bulundu.

Sıcak havalar klima satışlarında patlamaya sebep oldu Haber

Sıcak havalar klima satışlarında patlamaya sebep oldu

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bugünlerde, klima ve vantilatör satışlarında da ciddi manada artış yaşandı. Kavurucu sıcaklardan bunalan vatandaşlar satıcı firmaların kapısını çalarken, klima montajı için ise en az 2 hafta beklemek zorunda kalıyor. Bu süre zaman zaman klima montaj ustalarının yoğunluğuna göre 20 gün veya 1 ayı bile bulabiliyor. Fiyatlar iki katı Klima satıcıları, bu yıl aşırı sıcaklar nedeniyle geçen yıla oranla satışların bir kat arttığını söyledi. Klima ve vantilatörlere olan talep artınca, fiyatlar da yine geçen seneye oranla iki katına çıktı. 9.000'lik klima 20 bin TL, 12.000'lik 25 bin TL, 18.000'lik de 35 bin TL civarında seyrederken, 24.000'lik klimalar ise 40 bin TL ve üzerinde fiyatlandırılıyor. "En büyük handikap malın satılması değil, servisin süre vermesi" İzmir'de iş yeri bulunan klima satıcısı Feridun Özkan, ellerinde klima kalmadığını ve yoğunluk yaşandığını söyledi. Montajla ilgili sorun olduğunu ifade eden Özkan, “Ürün çeşitliliğimiz azaldı. En büyük handikap malın satılması değil, servisin süre vermesi; yani müşterimiz bugün talepte bulunursa en erken 1 hafta-15 gün arasında gün vererek montaj yaptırabiliyoruz. Geçen seneye göre bu sene daha çok artış yaşanıyor. Klima montajıyla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Fiyatlar da geçen seneye göre bire bir arttı” dedi. Klima alacaklara önerilerde bulunan Feridun Özkan, inverter ve doğa dostu klimaların daha çok satıldığını ve revaçta olduğunu dile getirdi. Klima satın aldıktan sonra 15 gün beklediğini ifade eden Nasır Yaşar da, bu yıl yaşanan sıcaklığın diğer yıllara göre daha fazla olduğunu ve klimaların bile fayda etmediğini savundu.

Uzmanı açıkladı: Sıcak havalar gebelerin sıvı kaybını artırabilir Haber

Uzmanı açıkladı: Sıcak havalar gebelerin sıvı kaybını artırabilir

Artan sıcaklıklar günlük yaşamı zorlaştırırken, sıcak havalar gebeler için özellikle dikkat edilmesi gereken ekstra hususları da beraberinde getiriyor. Gebeler bir takım önlemler alarak yaz mevsimini daha sağlıklı ve keyifli bir şekilde geçirebilirler. Mersin Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Bayezit Ersoy, yaz aylarında anne adaylarının gebeliklerini sağlıklı geçirebilmeleri için önerilerde bulundu. "Günde en az 8-10 bardak su içmek çok önemlidir" Yaz aylarında sıcaklıkların artması ve terlemenin de etkisiyle vücutta su kaybının arttığını ifade eden Ersoy, "Yaz aylarında gebelik, hem anne adayı hem de bebeği için özel bir dikkat gerektirir. Sıcak havalar, gebelerin sıvı kaybını artırabilir. Bu yüzden günde en az 8-10 bardak su içmek çok önemlidir. Ayrıca, güneşin zararlı UV ışınlarından korunmak için geniş şapka ve güneş kremi kullanılması önerilir" dedi. "Seyahatler, gebeliğin 32. haftasından önce yapılmalıdır" Hafif, pamuklu kıyafetler giyerek vücut ısısını düzenlenebileceğini belirten Ersoy, "Düzenli ve dengeli beslenme, yazın taze meyve ve sebzeleri tercih ederek sağlanabilir. Tuz yerine soda tercih edilmelidir. Yüzme, yazın serin kalmanın ve hafif egzersiz yapmanın mükemmel bir yoludur. Uzun yürüyüşlerde varis çorabı kullanılmalıdır. Ancak, aşırı sıcaklarda dışarıda uzun süre kalmamaya dikkat edilmelidir. Ayrıca seyahatler, gebeliğin 32. haftasından önce yapılmalıdır. Solunum yolu enfeksiyonu ve astımı olan anne adayları klima kullanımında dikkatli olmalıdır. Sağlıklı bir yaz gebeliği geçirmek için düzenli doktor kontrolleri de ihmal edilmemelidir" diye konuştu.

Uzmanı uyardı: Sıcak havalarda gıda zehirlenmelerine dikkat Haber

Uzmanı uyardı: Sıcak havalarda gıda zehirlenmelerine dikkat

Gıda kaynaklı hastalık, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “gıda veya suyun tüketilmesi ile oluşabilen enfeksiyöz veya toksik karakterli hastalık” olarak tanımlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre de her yıl 600 milyon kişi gıda zehirlenmelerinden etkileniyor. Medicana Konya Hastanesi Acil Servis Bölümü’nden Dr. Elif Ünüvar, sıcakların artmasıyla kusma ve ishal şikâyeti ile başvuran vakaların büyük bir bölümünün gıda zehirlenmesi olduğuna dikkat çekti. Dr. Elif Ünüvar, özellikle yaz aylarında artış gösteren gıda zehirlenmesini önlemek için uygulanabilecek basit yöntemleri anlattı. “Hijyenik olmayan gıda veya su, tüketen kişilerde hastalık oluşturabilir” Gıda zehirlenmesi, mikroorganizmalar ya da bakteri toksinleri nedeniyle bozulmuş yiyeceklerin tüketilmesi sonucu ortaya çıkıyor. Bu vakaların daha çok mide, bağırsak sistem şikâyetleriyle seyreden, ani gelişen tablolar olduğunu kaydeden Dr. Elif Ünüvar, bazen ciddi nörolojik tablolara hatta nadiren ölümlere de neden olabileceğini vurguladı. Gıda zehirlenmelerinin tek bir kişiyi veya ayrı bulaş olan yiyeceklerden yemiş bir grup insanı da etkileyebileceğini söyleyen Dr. Elif Ünüvar, şöyle devam etti: “Gıda zehirlenmesinin en yaygın nedenlerinden biri virüsler ve virüs içinde norovirüs ve rota virüslerdir. Bakteriler içinde de salmonella ve esherichia colidir. Hijyenik olmayan gıda veya su tüketen kişilerde hastalık oluşturması yüksek ihtimaldir”. “Besinler sıcakta bekletilmemeli” Gıda zehirlenmesinin en genel nedeninin soğuk zinciri bozulmuş besinler ve hijyen eksikliği olduğunu, besinlerin sıcakta bekletilmemesi gerektiğini ifade eden Dr. Elif Ünüvar, yaygın belirtilerinin mide bulantısı veya kramp, karın ağrısı, sulu veya kanlı ishal, ateş olduğunu söyledi. Dr. Elif Ünüvar, hastalığın 1-3 gün içerisinde bitebileceğini nadir de olsa bazen bakterilerin türü, enfeksiyonun şiddeti ve kişinin vücut direncine göre bir haftaya kadar da devam edebileceğini kaydetti. Gıda zehirlenmelerinin en erken 30 dakika ile 1 saat içerisinde belirtilerinin görülebileceğini ifade eden Dr. Elif Ünüvar, 24 saat içinde 6‘dan fazla ishal, kusmada veya dışkıda kan, 38.5 derecenin üzerinde görülen ateş, şiddetli karın ağrısı gibi durumlarda vakit kaybedilmeden mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini kaydetti. Nadir de olsa ciddi komplikasyonlar gelişebileceğini ekleyen Dr. Elif Ünüvar, özellikle 5 yaş altı çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda ciddi durumlarla sonuçlanabileceğini kaydetti. Gıda zehirlenmesini önlemek için nelere dikkat edilmeli El hijyenine dikkat çeken Dr. Elif Ünüvar, “Taşıyıcı veya hasta kişilerce el hijyeni sağlanmazsa, yiyecekler yeterince yıkanmaz ve pişirilmezse bu mikroplar çok kolay bulaşabilir. Kullanılan kesme tahtası ve bıçak yeterince temizlenmezse mikroplar çok kolay bulaşabilir” diye konuştu. Uygulanabilecek basit yöntemlerle gıda zehirlenmesinin önüne geçilebileceğini belirten Dr. Elif Ünüvar, neler yapılabileceğini şöyle sıraladı: “Gıda güvenliğine dikkat edilmeli, içilen suyun temiz olduğundan emin olunmalı, pişirilmiş gıdaların muhafazasına dikkat edilmeli, pastörize edilmemiş veya iyice kaynatılmamış süt ve süt ürünleri tüketilmemeli, meyve ve sebzeler iyice yıkanmadan tüketilmemeli, et ve deniz ürünleri iyice pişirilmeden tüketilmemeli, el hijyenine dikkat edilmeli, kullanılan bıçak ve kesme tahtaları iyice yıkanmalıdır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.